TBB Başkanı Erinç Sağkan’dan İktidara Ağır Eleştiriler

2025 – 2026 Adli Yıl Açılış Töreni’nde konuşan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, iktidara yönelik ağır eleştirilerde bulunarak, “anayasal demokrasinin ağır zarar gördüğünü” söyledi.

Belediye başkanları ve avukatlara yönelik tutuklama tedbirlerini eleştiren Erinç Sağkan, “Yargı bağımsızlığını ortadan kaldıran, yargıçları baskı altına alan ya da mahkeme kararlarını uygulamayan bir yaklaşım, yalnızca hukuk devletini değil, demokrasinin varlık nedenini de ortadan kaldırır” dedi.

Avukat ve milletvekili Can Atalay’ın tutukluluğunu hatırlatan Sağkan, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) aksi yöndeki kararlarına rağmen Atalay ve başka tutukluların cezaevinde tutulmaya devam edilmesinin “anayasal demokrasi anlayışına ağır zarar verdiğini” ifade etti.

Sağkan, “Bu kapsamda son dönem örneği olarak belirtecek olursak bazı il ve ilçelerin seçilmiş belediye başkanları hakkında yürütülen soruşturmalardaki hukuka aykırı uygulamalar ve yine kayyım uygulamaları, sadece ilgililerin temel hak ve özgürlüklerini ihlal etmekle sınırlı kalmamakta, aynı zamanda sahip oldukları halk iradesi temsili nedeniyle anayasal demokrasiye de ağır zarar vermektedir. Bu durum demokratik hukuk devleti ilkeleri açısından endişe veren bir tablo ortaya koymaktadır” diyerek şöyle devam etti:

“Davet hâlinde geleceği bilinen kişilere gözaltı uygulaması yapılması, tutuklama tedbirinin istisna olmaktan çıkıp cezalandırmaya dönüşecek şekilde ölçüsüz uygulanması, masumiyet karinesini, lekelenmeme hakkını ve gizlilik ilkesini ihlal eden görüntü ve bilgi paylaşımı, makul süre içerisinde iddianamelerin hazırlanmaması, ciddi sağlık sorunu bulunanlar bakımından adli kontrol hükümlerinin uygulanmaması gibi hukuka aykırı uygulamalar ceza adalet sistemine karşı derin ve yaygın bir güvensizlik oluşturmaktadır.”

Silivri cezaevindeki İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın da tutuklandığını hatırlatan Sağkan, “Avukat Mehmet Pehlivan’ın mesleki faaliyetleri nedeniyle soruşturmaya konu edilerek tutuklanması bağımsız savunmayı etkisiz kılma çabasının yanında savunma hakkının ve hâliyle adil yargılanma hakkının açık ihlalidir. Yurttaşların adalete ve demokratik kurumlara olan inancını aşındıran bu uygulamalar; hukuk devleti ilkesini temelden sarsmakta, anayasal sınırların belirsizleşmesine ve keyfî uygulamaların önünün açılmasına neden olmaktadır” dedi.

Gazeteciler ve medya kuruluşlarına yönelik cezalara değinen Erinç Sağkan, “Bazı gazeteciler hakkında yürütülen soruşturmalarda tutuklama ve adli kontrol hükümlerinin ölçüsüz şekilde uygulanması, yayın yapılan kanala erişim engeli getirilmesi, Anayasa’dan kaynaklanan demokratik haklarını kullanırken açılan soruşturmalar neticesi içlerinde öğrencilerin de olduğu yurttaşlarımızın tutuklanması gibi hak ihlallerine sebebiyet veren hukuka aykırı yargısal uygulamalar, düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında toplumun önemli bir kesimi üzerinde baskı ve kaygı yaratmakta, hukuk güvenliğine olan talep her zamankinden fazla seslendirilmektedir” ifadelerini kullandı.

Sağkan konuşmasında avukatların karşı karşıya olduğu mesleki zorluklara da değindi, hukuk fakültelerine daha yüksek puanla ve daha az öğrenci alınması talebini yineledi:

“Hukuk fakültesi sayısındaki kontrolsüz artış ve eğitim niteliğindeki gerileme, mesleğe hazırlık sürecini zayıflatmakta, staj dönemleri de çoğu zaman yeterli donanımı kazandırmadan tamamlanmaktadır. Geçtiğimiz dönemde Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı’nın hayata geçmesi, hukuk fakültelerinde ikinci öğretim programlarının kapatılması, adalet meslek yüksekokullarından dikey geçişin engellenmesi gibi olumlu adımlar atılmıştı. Bu politikanın bir devamı olarak 125 bin olan hukuk fakültesi başarı sıralaması 100 bine yükseltilmişti. Ne yazık ki, Danıştay verdiği yürütmeyi durdurma kararıyla bu göreli iyileştirmenin dahi uygulanamayacağı bir durum yaratmış oldu.”

Sağkan, başarı sıralamasının kademeli olarak yükseltilmesi, hukuk fakültesi sayısının sınırlandırılması, devlet üniversitelerinin yanı sıra vakıf üniversitelerinde de kontenjanların azaltılması gerektiğini belirtti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

TBB’den Sandık Güvenliği Uyarısı: Endişemiz Var

Deprem bölgesinde seçim güveliği konusu da düşüncelerini paylaşan TTB Başkanı Sağkan, “Bugüne kadar yaşananlardan dolayı hem deprem bölgesinde hem de genele yaygın bir sandık güvenliği konusunda endişemiz var” dedi ve ekledi:

“Deprem bölgesi şu anda seçim güvenliği anlamında en riskli alan. Çünkü deprem bölgesindeki çok sayıda yurttaşımız başka illere göç ettiler. Bunların büyük bir oranının geçici olarak bir başka ile gittiklerini ve haliyle ikametlerini almadıklarını biliyoruz. İkametgahlarını farklı illere taşıyanlar bakımından bir sorun yok.

Onlar bulundukları illerde oylarını kullanacaklar ancak başka illere göç edip ikametgahlarını almayanların seçim günü kendi memleketlerine dönüp oy kullanmalarını beklemek bu kadar maddi ve manevi zararın olduğu bir süreçte çok da ayağı yere basan bir beklenti olmuyor.”

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, 14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçimlerde hem deprem bölgesi hem de genele yönelik endişe taşıdıklarını söyledi.

Birgün’ün aktardığına göre, seçim güvenliğinde önceliğin seçmenlerin bilinçlenmesi olduğunu vurgulayan Sağkan, yurttaşların sandık güvenliği konusunda endişelerinin anketlere de yansıdığını ifade etti.

Sağkan, “Birçok seçimde sosyal medyaya yansıyan, basının da paylaştığı çöplerden oy pusulalarının çıkması, elektriklerin kesilmesi, mühürsüz oyların geçersiz sayılması ya da İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinin YSK’nın ‘bana göre hukuksuz’ şekilde iptal edilmesi gibi insanlarda seçime dönük ciddi bir endişe ve kaygı var. Bunun da haklı sebepleri olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Sandığa katılım oranının yüksek olduğuna dikkat çeken Sağkan, “Sandığı önemsiyoruz ve sandığın değiştirebilme kabiliyetine inanıyoruz ve önemsiyoruz. Ancak hem deprem bölgesinde hem de genele yaygın bir sandık güvenliği endişemiz var. TBB de bu konuda sorumluluk bilinciyle hazırlıklarımızı yaptık” diye konuştu.

“Öncelikle seçmenlerin kendi haklarını bilmesi gerekiyor” diyen Sağkan sözlerini şöyle sürdürdü:

“2018 seçimde yüzde 2’lik geçersiz oy sayısı var ve bunun büyük oranda hatalı oy kullanmaktan kaynaklı olduğunu görüyoruz. Bu nedenle bu hatayı en aza indirgemeleri için seçmenler için bir hukuk rehberi hazırladık.  TBB internet sayfasından da yayınladık. Öncelikle kendimiz hata yapmayacağız, haklarımızı bileceğiz. Bunu hazırladık ve vatandaşlarımızın kullanımına sunduk.”

“Deprem bölgesi şu anda seçim güvenliği anlamında en riskli alan”

Deprem bölgesinde seçim güveliği konusu ile ilgili de düşüncelerini de paylaşan Sağkan, “Bugüne kadar yaşananlardan dolayı hem deprem bölgesinde hem de genele yaygın bir sandık güvenliği konusunda endişemiz var” dedi. Sağkan şunları söyledi:

“Deprem bölgesi şu anda seçim güvenliği anlamında en riskli alan. Çünkü deprem bölgesindeki çok sayıda yurttaşımız başka illere göç ettiler. Bunların büyük bir oranının geçici olarak bir başka ile gittiklerini ve haliyle ikametlerini almadıklarını biliyoruz.

İkametgahlarını farklı illere taşıyanlar bakımından bir sorun yok. Onlar bulundukları illerde oylarını kullanacaklar ancak başka illere göç edip ikametgahlarını almayanların seçim günü kendi memleketlerine dönüp oy kullanmalarını beklemek bu kadar maddi ve manevi zararın olduğu bir süreçte çok da ayağı yere basan bir beklenti olmuyor.”

Deprem bölgesinde oy kullanımının düşük olmasını beklediklerini kaydeden Sağkan, “Göç edenler bakımından aynı yabancıların oy kullandıkları şekilde bulundukları illerde bazı bölgelere sandıklar kurularak onların da bu seçime katılmalarını sağlamak aslında devletin pozitif yükümlülüğüdür.

Ancak bu yöndeki taleplerin YSK tarafından reddedildiğini biliyoruz. Haliyle bu vatandaşların o gün kendi memleketlerine dönmesini sağlayacak sistemleri hem devletin hem siyasi partilerin çalışması gerekiyor. Seçime katılımı artırmak adına bu zorunlu. Bizim vatandaşların ayağına sandığı götürüyor olabilmemiz gerekirdi” ifadelerini kullandı.

 “Barolarımız bu konuda ciddi bir çalışma içerisinde”

Deprem bölgesinde sandık güvenliğinin sağlanması açısından yeterli sayıda sandık görevlisi, müşahit bulunmasının önemine dikkat çeken Sağkan, şöyle konuştu:

“Sivil toplumun orada yer alması çok büyük bir dert olarak görünüyor. Örneğin, bizler orada mesela Hatay Barosu ile çalışacağız, Kahramanmaraş’ta Kahramanmaraş Barosu ile çalışacağız, Malatya’da da Malatya Barosu ile çalışacağız. Ancak oralarda da çok sayıda meslektaşlarımızın geçici olarak başka illere gittiğini biliyoruz.

Belirli bir oranda hayat düzene girdiği zaman illerine geri dönecekler o sebepte bizlerin de örgütlenmekte, sandık güvenliğini sağlayacak hukukçu kimliğiyle meslektaşlarımızı zorlandığımız bir süreç yine de barolarımız bu konuda ciddi bir çalışma içerisinde meslektaşlarını görev yerlerine davet ettiler. Orada en azından avukatların bulunacağını söyleyebilirim.”

Paylaşın

Avukatlardan Ortak Açıklama: Başımız Sağ Olamayacak

Avukat Servet Bakırtaş’ın dün silahlı saldırı sonucu öldürmesinin ardından Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) Türkiye genelinde boykot çağrısına yanıt veren avukatlar eyleme gitti.

TBB Başkanı Erinç Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Avukat Bakırtaş’ın ailesi ve çok sayıda avukat İstanbul Adliyesi önündeki eyleme katıldı.

Türkiye’de bütün adliyelerde saat 11.00’de, aynı anda okunan bildiriyi İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu okudu. Bildiride şu ifadeler yer aldı:

“Dün Bakırköy’de bir meslektaşımızı alçakça sıkılan kurşunlara kurban verdik. Avukat Servet Bakırtaş sadece ve yalnız avukatlık yaptığı için öldürüldü. Avukatı, müvekkiliyle özdeşleştiren sapkın zihniyet, silahtan aldığı güç ile ölüm kustu. Bir mesleğin ölümü göze alarak sürdürülmesi, sürdürenler için ne denli onur vesilesi olsa da bu toplumun bir kesimi için utançtır.

Artık bildiriler yazmak, yaslar tutmaktan bıktık. Sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapislere mahkûmiyetleri acımızı hafifletmiyor artık. Her bir avukat ölümünün bir toplumsal ders olmasını bekleyip, bu zavallı yaratıklara bir şeyler anlatmasını beklerken çoğalan ölümler bizden bir parça daha koparmaya devam ediyor. Oysa biz adaletin tecellisi için yapıyoruz bu mesleği. ‘Savunma olmazsa, olmaz yargılama’ diyoruz.

Öylesine kutsiyet yüklüyoruz ki mesleğimize şimdi bir özel müdafi olmazsa bu katil zanlısını da zorunlu olarak bir avukat savunacak. Dün öyle oldu sorguda. Biliyoruz ki başımız sağ olamayacak bizim. Dilenen sabırların sırasız avukat ölümlerine yararı olmayacak. Avukat Servet Bakırtaş ile birlikte verdiğimiz can, taşan sabrımızın durdurduğu son yürek olmayacak.

Duruncaya kadar hukuk adına, durduruluncaya kadar adalet adına atan Servet Bakırtaş’ın yüreği şimdi bizde atacak. Kamusal hizmet veren bir mesleğin mensupları olarak Avukat Servet Bakırtaş’ı düşünce dünyamızda şehit olarak yaşatacağız. Sözün bittiği yerdeyiz.”

Paylaşın

TTB’nin Yeni Başkanı Erinç Sağkan Oldu

Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) yeni başkanı Erinç Sağkan oldu. Sağkan, seçim zaferi sonrası yaptığı açıklamada, “Hiçbir kapı bir avukata kapalı olamaz. Öncelikle yapacağımız iş o kapılar açılacak. Gerçekten nasıl ulaşılabilir bir Türkiye Barolar Birliği olacağını herkes görecek” dedi.

Haber Merkezi / TBB’nin Ankara’daki binasında yapılan 36’ıncı Olağan Genel Kurul’da seçim heyecanı yaşandı. Mevcut Başkan Metin Feyzioğlu, Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan ve dün genel kurulda konuşabilmek için aday olan Mardin Barosu delegesi Medeni Ayhan yarıştığı seçimde oy verme işlemi saat 10.00’da başlayıp 17.00’de sona erdi.

348 delegenin oy kullandığı seçimde 182 oy alan Erinç Sağkan, Türkiye Barolar Birliği’nin yeni başkanı oldu. Feyzioğlu ise 156 oy aldı. Seçim zaferi sonrası ilk açıklamasını yapan Erinç Sağkan, “Hiçbir kapı bir avukata kapalı olamaz. Öncelikle yapacağımız iş o kapılar açılacak. Gerçekten nasıl ulaşılabilir bir Türkiye Barolar Birliği olacağını herkes görecek” dedi.

Erinç Sağkan, genel kurul öncesi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ise, “Bu Genel Kurul; hukuk üstünlüğü diyenlerle hukuku teferruat olarak gören zihniyetin, meslek için çalışanlarla, lütuf siyasetinin, benimsemekte ötekileştirmenin, cesaretle tahakkümün mücadelesidir” demişti.

Sağkan’ın listesinde Aydın Barosu Başkanı Gökhan Bozkurt, Trabzon Barosu Başkanı Sibel Suiçmez, Bursa Barosu Başkanı Gürkan Altun, eski Adana Barosu Başkanı Veli Küçük, Kırklareli Barosu Başkanı Turgay Hınız, Aksaray Barosu Başkanı Ramazan Erhan Toprak, eski Muş Barosu Başkanı Abdulbaki Çelebi, Şırnak Barosu delegesi Ali Bayram, Ankara Barosu delegesi İsmail Cumhur Bozkurt, yönetim kurulu adayları oldu.

Çoklu baro düzenlemesiyle birlikte Genel Kurul’da oy hakkı bulunan delege sayısı 477’den 348’e düşürülmüş; İstanbul ve Ankara gibi büyük baroların TBB delege sayısı azaltılmış, Anadolu barolarının oy hakkı ise güçlendirilmişti.

Paylaşın