Enflasyonu Yüzde 53.4, Hissedilen Enflasyon Yüzde 106.9

2023 yılında hissedilen enflasyon, açıklanan (resmi) enflasyonun yaklaşık iki katı oldu. Ortalama hissedilen enflasyon 2023’teki ortalama açıklanan enflasyonun 53 puan üzerinde hesaplandı.

Haber Merkezi / 2022 yılında hissedilen enflasyon ortalama 98,44 iken ortalama açıklanan enflasyon yıllık ortalama yüzde 71,98 olarak gerçekleşti. Böylece açıklanan enflasyon ile hissedilen enflasyon arasındaki fark 36,8 puan oldu. 2021 yılında ise ortalama hissedilen enflasyon yüzde 56,39, ortalama açıklanan enflasyon yüzde 19,42 ve aradaki fark 34,91 puan oldu.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR) son zamanlarda kamuoyunda tartışılan hissedilen (algılanan) enflasyona ilişkin açıklama yaptı: Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“2023 yılında hissedilen enflasyon, açıklanan (resmi) enflasyonun yaklaşık iki katı oldu. Ortalama hissedilen (algılanan) enflasyon 2023’teki ortalama açıklanan (resmi) enflasyonun 53 puan üzerinde hesaplandı. 2022 yılında hissedilen (algılanan) enflasyon ortalama 98,44 iken ortalama açıklanan (resmi) enflasyon yıllık ortalama yüzde 71,98 olarak gerçekleşti.

Böylece resmi (açıklanan) enflasyon ile hissedilen (algılanan) enflasyon arasındaki fark 36,8 puan oldu. 2021 yılında ise ortalama hissedilen (algılanan) enflasyon yüzde 56,39, ortalama açıklanan (resmi) enflasyon yüzde 19,42 ve aradaki fark 34,91 puan oldu.

2021, 2022 ve 2023 yılları kapsamında hissedilen (algılanan) enflasyon ile açıklanan (resmi) enflasyon arasındaki puan farkının en yüksek olduğu yıl 2023 oldu.

Hissedilen (algılanan) enflasyon ile resmi (açıklanan) enflasyon arasındaki farkın çeşitli sebepleri var. Öznel bir veri olmasına rağmen hissedilen (algılanan) enflasyon verisi enflasyonun düzeyi ve etkisi konusunda önemli bir gösterge ve ipucu niteliğindedir. Açıklanan (resmi) enflasyon ile hissedilen (algılanan) enflasyon arasında büyük farklar olması enflasyon ölçümünde ciddi sorunlar olduğunun göstergesidir.

Enflasyonun çok daha düşük olduğu ülkelerin istatistik kurumları hissedilen (algılanan) ve beklenen enflasyona ilişkin verileri kamuoyu ile paylaşırken enflasyonun en yüksek seyrettiği ülkelerden biri olan Türkiye’de TÜİK bu verilere sahip olduğu halde kamuoyuna açıklamıyor. 2023 sonu itibarıyla AB ülkelerinde algılanan enflasyon yüzde 9,5, açıklanan enflasyon yüzde 2,4’tür. Aradaki fark 7,1 puandır. TÜİK’e göre ise Türkiye’de 2023 Aralık’ta hissedilen enflasyon yüzde 100,5 iken açıklanan enflasyon yüzde 64,8’dir.

Hissedilen (algılanan) enflasyon ile resmi (açıklanan) enflasyon farkı TÜİK’in TÜFE verileri ile ilgili güvenilirlik tartışmalarını daha da artıracaktır. TÜİK enflasyon ölçümü konusundaki verileri şeffaf biçimde kamuoyu ile paylaşmalıdır.”

Detaylı bilgi için TIKLAYIN

Paylaşın

Merkez Bankası’nın ‘Enflasyon Raporu’: Enflasyonla Mücadele Buraya Kadarmış

Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan’ın açıkladığı 2024 yılının ilk enflasyon raporunu değerlendiren ekonomist Tunç Şatıroğlu, “Enflasyonla mücadele buraya kadarmış. Negatif reel faize devam” diyerek tepki gösterdi.

Ekonomist Uğur Gürses, MB’nin enflasyon tahminini değiştirmediğini anımsatarak “Beklentileri çıpalamanın daha önemli olduğunu düşündükleri açık. İleride tahminlerin birkaç puan sapması göze alınmış” dedi.

Öte yandan Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay yüzde 36’lık hedefin değiştirilmemesinin nedenini şu şekilde açıkladı:

“İddialı ama erişilebilir bir hedef, enflasyon beklentilerini aşağı indirmekte ve düzeltmekte iddiasız ve rahat ulaşılabilir bir hedeften çok daha iyidir. Dolayısı ile yaptığımız şeyin doğruluğuna fena halde inanıyoruz.”

Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) yeni başkanı Fatih Karahan’ın açıkladığı 2024 yılının ilk enflasyon raporunu değerlendirdi.

Tunç Şatıroğlu: “Ek bir faiz artışı gerektiğini şu an değerlendirmiyoruz.” Enflasyonla mücadele buraya kadarmış. Negatif reel faize devam.

Prof. Dr. Veysel Ulusoy: Doğru ölçülüp, yanlış sunulan enflasyonun raporu mu olur! TÜİK binasındaki 8. Kat denetime açılmadan, merkez bankası raporunun bir ekonomik anlamı yoktur.

Özgür Demirtaş: Merkez Bankasının olması gerekenden ERKEN faiz indirmesi bir çuval inciri berbat eder. Yapmamalarını diliyorum.

Hakan Kara: Merkez Bankasının bugün verdiği temel mesaj: Enflasyon eğilimi tahmin ettiğimizden daha iyi gidiyor. Faizi %45’te tutarak yıl sonu enflasyon hedefine ulaşacağımızı düşünüyoruz. Umarım haklı çıkarlar.

Uğur Gürses: Başkan Fatih Karahan’ın Enflasyon Raporu sunumu, içerik sıralaması ve bağlamı anlamında oldukça iyi.

Öte yandan Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay yüzde 36’lık hedefin değiştirilmemesinin nedenini şu şekilde açıkladı:

“Süreç doğru anlaşılmadığında yüzde 36’lık enflasyon tahmininin yukarı yönlü neden revize edilmediği gibi soruları geliyor. Bizim şu an içinde çalıştığımız sistemde, ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti mevduat faizi bağı kopmuş, politika faizi enflasyon bağı kopmuş, faiz kur bağı kopmuş durumdaydı.

Biz yedi aydır tekrar ihdas ediyoruz. Bu bağlar tekrar ihdas edilecek. Veriler birikecek. Alan verileri kullanacaksınız, modelleme yapacaksınız. Oradan sonra da 36’dan 38’e çıkma ihtiyacı duyacaksınız. Modelleme bilen arkadaşlar beni çok iyi anlayacaktır ki bu çok zor ve hatta imkânsıza yakın.

36 hedefini değiştirmekten ziyade o hedefe bizi sürekli yakınsatacak olan önlemleri devreye sokmak çok daha anlamlı. Öbür türlü yaptığınız işe olmayan bir önem atfediyor olursunuz. Bu normalleşme süreci aslında biriken veri ile bağların yeniden kurulması ile modellemede çalışan arkadaşlara uygun ortam sağlayacak. Daha o noktada bile değiliz.

36 hedefi iddialı; ama iddiasız hedef koyan merkez bankası bence oksimorondur. İddialı ama erişilebilir bir hedef, enflasyon beklentilerini aşağı indirmekte ve düzeltmekte iddiasız ve rahat ulaşılabilir bir hedeften çok daha iyidir. Dolayısı ile yaptığımız şeyin doğruluğuna fena halde inanıyoruz.”

Paylaşın

Merkez Bankası’ndan Enflasyon Açıklaması: Tahminlerle Uyumlu

Ocak ayı enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Merkez Bankası (TCMB) açıklamasında, Tüketici fiyatları 2023 yılının son Enflasyon Raporu tahminiyle uyumlu bir şekilde ocak ayında yüzde 6,70 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 0,09 puanlık sınırlı bir artışla yüzde 64,86 olmuştur” ifadelerine yer verdi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Yıllık enflasyon, temel mal ve daha belirgin olarak enerjide yükselirken, diğer ana gruplarda gerilemiştir. Enerji grubu aylık enflasyonunda, otomatik maktu vergi artışının etkileri hissedilirken, sepete yansıyan doğal gaz fiyatları yükselmeye devam etmiştir. Gıda grubunda güçlü fiyat artış eğilimi işlenmemiş gıda kalemleri öncülüğünde ocak ayında sürmüştür. Ücret, yönetilen / yönlendirilen fiyat ayarlamaları ve geriye doğru endeksleme davranışının etkisiyle hizmet grubunda aylık enflasyon belirgin olarak yükselmiştir.”

Merkez Bankası (TCMB) açıklamasının devamında, “Temel mal grubu aylık enflasyonu önceki aya kıyasla yükselmiş, mevsimsel indirimlerin gerçekleştiği giyim ve ayakkabı alt grubu dışında fiyat artışları genele yayılmıştır. Ocak ayında üretici fiyatları aylık artışı maliyet gelişmeleriyle uyumlu olarak kuvvetlenirken, yıllık üretici enflasyonu yatay seyretmiştir.

Bu görünüm altında, mevsimsellikten arındırılmış verilerle aylık artış oranları B ve C göstergelerinde Enflasyon Raporu tahminleriyle uyumlu şekilde yükselirken, göstergelerin yıllık enflasyonlarında sınırlı bir düşüş gerçekleşmiştir. Ocak ayında gerçekleşen yükselişin ardından, izleyen dönemde enflasyonun ana eğiliminin zayıflayacağı değerlendirilmektedir” ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ocak ayına ilişkin aylık fiyat gelişmeleri değerlendirme raporunu yayımladı. Raporda şu ifadelere yer verildi:

Ocak ayında tüketici fiyatları yüzde 6,70 oranında yükselmiş ve yıllık enflasyon 0,09 puan ile sınırlı bir oranda artarak yüzde 64,86 olmuştur. Bu ayda doğal gazın aylık tüketici enflasyonuna etkisi 0,23 puan, yıllık enflasyona etkisi ise 0,35 puan olmuştur. Mevsimsellikten ve doğal gaz etkisinden arındırılmış tüketici enflasyonunda geçen aylara kıyasla artış gözlenmiştir. Bu dönemde, B ve C endekslerinin yıllık değişim oranları sırasıyla 0,34 ve 0,16 puan azalarak yüzde 67,68 ve yüzde 70,48 olarak gerçekleşmiştir.

Hanehalkı tüketim kalıplarındaki değişimleri göz önüne alarak, TÜİK tüketim sepeti ve ağırlık yapısını her yıl başında güncellemektedir. 2024 yılında gıda ve daha belirgin olarak enerji alt gruplarının sepet içindeki ağırlıkları gerilerken, temel mal ve hizmet gruplarının ağırlıkları artmıştır. Bu doğrultuda B ve C göstergelerinin ağırlıkları sırasıyla 1,89 ve 3,35 puan yükselişle yüzde 72,82’ye ve yüzde 59,55’e ulaşmıştır.

Yıllık tüketici enflasyonuna katkılar incelendiğinde, bu dönemde enerji ve hizmet gruplarının katkıları sırasıyla 0,61 ve 0,58 puan artarken, gıda, alkol-tütün-altın ve temel mallar gruplarının katkıları sırasıyla 0,72; 0,26 ve 0,12 puan düşmüştür. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle incelendiğinde, aylık artışlar önceki aya kıyasla B ve C endekslerinde belirgin şekilde yükselmiştir. Fiyat artışları B endeksini oluşturan grupların geneline yayılırken, hizmet grubundaki artış öne çıkmıştır.

Hizmet fiyatları ocak ayında yüzde 12,14 ile önemli oranda yükseliş kaydetmiş, grup yıllık enflasyonu 0,94 puan azalışla yüzde 89,72 olmuştur. Aylık fiyat artışları grup geneline yayılırken, yıllık enflasyon kira ve ulaştırma hizmetlerinde yükselmiş, haberleşmede oldukça belirgin olmak üzere diğer alt gruplarda gerilemiştir.

Diğer hizmetlerdeki yüksek aylık artışta (yüzde 14,99) geçmiş enflasyona endeksleme ve zamana bağlı fiyatlama davranışının yaygın olduğu sağlık hizmetleri, yeniden değerlemeye bağlı kalemler, malzeme ve işgücü giderlerini de içeren bakım onarımın yanı sıra eğlence-kültür ve sigorta hizmetlerindeki yükselişlerin etkisi hissedilmiştir.

Asgari ücret ve kırmızı et başta olmak üzere gıda fiyatlarındaki gelişmelerin yansıdığı lokanta otel alt grubunda aylık artış yüzde 12,17 ile yüksek oranda gerçekleşmiştir. Kira grubunda aylık artış sözleşme yenileme sayısındaki yükseliş kaynaklı etkilerle yüzde 11,46 ile önemli ölçüde güçlenmiş, bu grupta yıllık enflasyon 3,26 puan artışla yüzde 111,84 seviyesine ulaşmıştır. Haberleşme alt grubu yüzde 2,37 oranındaki görece ılımlı artış oranı ile hizmet grubu genelinden ayrışmıştır.

Temel mal grubu yıllık enflasyonu 0,54 puanlık sınırlı bir artışla yüzde 53,35 olmuştur. Ocak ayında yıllık enflasyon diğer temel mallarda yükselirken, kalan alt gruplarda yatay seyretmiştir. Dayanıklı mal (altın hariç) fiyatları yüzde 4,80 oranında artmış, alt grup yıllık enflasyonu 0,17 puanlık düşüşle yüzde 60,53 olmuştur. Ocak ayında mobilya fiyatları yüzde 10,61 oranında yükselirken beyaz eşya ve otomobil fiyatları sırasıyla yüzde 6,53 ve yüzde 2,78 oranlarında artış kaydetmiştir.

Diğer temel mallar alt grubunda fiyatların yüzde 5,48 oranında yükselmesiyle yıllık enflasyon 2,12 puanlık artışla yüzde 52,54 olarak gerçekleşmiştir. Güçlü fiyat artışlarının alt grup geneline yayıldığı gözlenmiştir. Mevsimsel etkilerle, giyim ve ayakkabı alt grubunda fiyatlar yüzde 1,86 oranında gerilemiş, yıllık enflasyon 0,15 puanlık düşüşle yüzde 39,59 olmuştur.

Enerji fiyatları ocak ayında yüzde 6,14 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 5,70 puan artarak yüzde 32,89 seviyesinde gerçekleşmiştir. Grup aylık fiyat artışında doğal gaz tüketim gelişmeleri kaynaklı etkiler belirgin olmaya devam etmiştir. 2023 yılı ikinci yarısında oluşan Yİ-ÜFE artışının ocak ayı itibarıyla ÖTV’ye yansıtılması ve Türk lirası cinsi enerji fiyatlarındaki gelişmelerle akaryakıt ve tüp gaz fiyatları sırasıyla yüzde 7,82 ve 10,75 oranlarında artmıştır. Şebeke suyu fiyatlarındaki artış ise yüzde 4,89 olmuştur.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları ocak ayında yüzde 5,19 oranında artmış, yıllık enflasyon yüksek baz etkisiyle 2,30 puan düşerek yüzde 69,71 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada 3,88 puan, işlenmiş gıdada ise 1,72 puan gerileyerek sırasıyla yüzde 87,35 ve yüzde 56,33 olmuştur.

Mevsimsellikten arındırılmış verilerle, bir önceki ay sebze fiyatları öncülüğünde artan taze meyve sebze fiyatlarında bu dönemde sebze kaynaklı kısmi bir düzeltme izlenmiştir. Diğer işlenmemiş gıda grubunda kırmızı et fiyatlarında yükseliş devam ederken, patates ve bakliyat diğer dikkat çeken kalemler olmuştur. Böylelikle, işlenmemiş gıda aylık enflasyonu yüzde 7,01 oranında gerçekleşmiştir. İşlenmiş gıda grubunda ise ekmek-tahıllarda fiyat artışları güçlenirken, işlenmiş et ürünleri öne çıkan diğer kalem olmuştur.

Alkollü içecekler ve tütün fiyatları yüzde 4,92 oranında yükselirken, yıllık enflasyon 9,66 puan düşüşle yüzde 61,60’a gerilemiştir Yİ-ÜFE artışı kaynaklı vergi ayarlaması fiyatları yukarıya çeken temel unsur olmuştur. Tütün ürünlerindeki vergi reformu sonucu fiyat artışı daha sınırlı bir şekilde gerçekleşmiştir. Yurt içi üretici fiyatları ocak ayında yüzde 4,14 oranında artmış, yıllık enflasyon yatay bir seyir izleyerek yüzde 44,20 olmuştur.

Ana sanayi gruplarına göre bakıldığında, enerji fiyatları ocak ayında gerilerken, diğer alt gruplarda fiyat artışları güçlenmiştir. Öte yandan, yıllık enflasyon ara malı kalemi hariç alt grupların tümünde düşüş kaydetmiştir. Aylık fiyat gelişmeleri sektörler bazında incelendiğinde fiyat artışlarının genele yayıldığı izlenirken, temel eczacılık, basım ve kayıt hizmetleri, makine ekipmanları, diğer madencilik ve kağıt ile kağıt ürünleri kalemleri ön plana çıkmıştır.”

Paylaşın

Yoksulun Gıda Enflasyonu Yüzde 109,5

DİSK’in araştırma merkezi DİSK-AR’a göre, en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 110 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 51 oranında kaldı.

Haber Merkezi / Enflasyon 2005’ten bu yanda 7 kat, gıda fiyatları ise 2005’ten bu yana 25 kat arttı. 2005’te yüzde 9,24 olan yıllık enflasyon oranı 2024’te yüzde 64,86 oldu. 2005’te yüzde 6,79 olan yıllık gıda enflasyonu ise 2023’te yüzde 69,71’e yükseldi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon verilerini değerlendirdi.

DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR) madde fiyatlarının hâlâ karartılmış durumda olduğunu hatırlatarak, “Resmi ortalama enflasyon oranları düşük gelirlilerin, emekçilerin günlük yaşamda karşılaştığı ve hissettiği oranlar değildir” dedi.

TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamayı aktaran DİSK-AR’a göre, en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 110 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 51 oranında kaldı.

Enflasyon 2005’ten bu yanda 7 kat, gıda fiyatları ise 2005’ten bu yana 25 kat arttı. 2005’te yüzde 9,24 olan yıllık enflasyon oranı 2024’te yüzde 64,86 oldu. 2005’te yüzde 6,79 olan yıllık gıda enflasyonu ise 2023’te yüzde 69,71’e yükseldi.

Gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark da açılmaya başladı. Aralık 2005’te enflasyonla aynı seyreden gıda fiyatları endeksi Ocak 2024’te enflasyonun 830 puan (yüzde 41,8) üstüne çıktı.

ENAG’a göre, enflasyon yüzde 129,11, TÜİK’e göre, yüzde 64,86

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Ocak 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre, enflasyon ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,70, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 6,70, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 64,86 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 54,72 oldu.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 40,62 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 92,27 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla ocak ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde -1,61 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, ocak ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 17,68 ile sağlık oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan ocak ayı itibarıyla, 8 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 131 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,85, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 6,85, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,68 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,60 olarak gerçekleşti.

Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), ocak ayı enflasyon verilerini açıkladı.

Buna göre; Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Ocak ayında yüzde 9,38 arttı. Enflasyonun son 12 aylık artışı da yüzde 129,11 olarak gerçekleşti. ENAG, sağlık grubunda herhangi bir fiyat değişimi olmadığını belirtirken en yüksek fiyat artışının yüzde 16,42 ile giyim ve ayakkabı kaleminde gerçekleştiğini duyurdu.

“Fiyat istikrarını sağlamak temel önceliğimiz”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Ocak ayı enflasyon verisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Şubat’tan itibaren aylık enflasyonun kayda değer şekilde düşerek tahmin patikamızla uyumlu seyredeceğini öngörüyoruz. Yıllık enflasyonda ise yılın ikinci yarısında belirgin bir gerileme göreceğiz. Fiyat istikrarını sağlamak temel önceliğimizdir” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) da Aralık ayında yayımladığı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde başta asgari ücret ve diğer ücret ayarlamalarının etkisi ile aylık enflasyonun Ocak ayında yükseleceğini, Şubat ayı ve sonrası yavaşlayacağını, yılın ilk yarısında enflasyonun ana eğilimindeki düşüşe yakın seyredeceğini tahmin ettiğini duyurmuştu.

Paylaşın

Şimşek’ten Enflasyon Açıklaması: Fiyat İstikrarı Vurgusu

Ocak ayı enflasyon verisi hakkında değerlendirmede bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Şubat’tan itibaren aylık enflasyonun kayda değer şekilde düşerek tahmin patikamızla uyumlu seyredeceğini öngörüyoruz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Yıllık enflasyonda ise yılın ikinci yarısında belirgin bir gerileme göreceğiz. Fiyat istikrarını sağlamak temel önceliğimizdir.”

ENAG verilerine göre, ocak ayında enflasyon aylık bazda yüzde 9,38, yıllık bazda artış ise yüzde 129,11 oldu. TÜİK’e göre ocak ayı enflasyonu yüzde 6,70, yıllık enflasyon ise yüzde 64,86 oldu.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya hesabından enflasyon verisi hakkında paylaşımda bulundu.

Bakan Şimşek, sosyal medya hesabından, “Ocak ayında aylık enflasyon geçici etkiler kaynaklı yükselerek yüzde 6,7 gerçekleşirken, yıllık enflasyon yüzde 64,9 oldu. Ocak ayında büyük oranda enflasyona yansıyan bu etkilerin enflasyonun ana eğilimini etkilemesini beklemiyoruz.

Şubat’tan itibaren aylık enflasyonun kayda değer şekilde düşerek tahmin patikamızla uyumlu seyredeceğini öngörüyoruz. Yıllık enflasyonda ise yılın ikinci yarısında belirgin bir gerileme göreceğiz. Fiyat istikrarını sağlamak temel önceliğimizdir” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) da Aralık ayında yayımladığı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde başta asgari ücret ve diğer ücret ayarlamalarının etkisi ile aylık enflasyonun Ocak ayında yükseleceğini, Şubat ayı ve sonrası yavaşlayacağını, yılın ilk yarısında enflasyonun ana eğilimindeki düşüşe yakın seyredeceğini tahmin ettiğini duyurmuştu.

ENAG’a göre enflasyon yüzde 129,11, TÜİK’e göre yüzde 64,86’a

Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), ocak ayı enflasyon verilerini açıkladı.

Buna göre; Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Ocak ayında yüzde 9,38 arttı. Enflasyonun son 12 aylık artışı da yüzde 129,11 olarak gerçekleşti. ENAG, sağlık grubunda herhangi bir fiyat değişimi olmadığını belirtirken en yüksek fiyat artışının yüzde 16,42 ile giyim ve ayakkabı kaleminde gerçekleştiğini duyurdu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Ocak 2024 verilerini açıkladı. Buna göre, enflasyon ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,70, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 6,70, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 64,86 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 54,72 oldu.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 40,62 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 92,27 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla ocak ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde -1,61 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, ocak ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 17,68 ile sağlık oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan ocak ayı itibarıyla, 8 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 131 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,85, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 6,85, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,68 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,60 olarak gerçekleşti.

Paylaşın

ENAG Açıkladı: Enflasyon Yüzde 129,11

ENAG verilerine göre, ocak ayında enflasyon aylık bazda yüzde 9,38, yıllık bazda artış ise yüzde 129,11 oldu. TÜİK’e göre ocak ayı enflasyonu yüzde 6,70 oldu, yıllık enflasyon ise yüzde 64,86’ya yükseldi.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, açıklanan verilere dair yayınladığı mesajında, “Şubat’tan itibaren aylık enflasyonun kayda değer şekilde düşerek tahmin patikamızla uyumlu seyredeceğini öngörüyoruz. Yıllık enflasyonda ise yılın ikinci yarısında belirgin bir gerileme göreceğiz” ifadelerini kullandı.

Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), ocak ayı enflasyon verilerini açıkladı.

Buna göre; Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Ocak ayında yüzde 9,38 arttı. Enflasyonun son 12 aylık artışı da yüzde 129,11 olarak gerçekleşti. ENAG, sağlık grubunda herhangi bir fiyat değişimi olmadığını belirtirken en yüksek fiyat artışının yüzde 16,42 ile giyim ve ayakkabı kaleminde gerçekleştiğini duyurdu.

TÜİK’e göre enflasyon yüzde 64,86’a

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Ocak 2024 verilerini açıkladı. Buna göre, enflasyon ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,70, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 6,70, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 64,86 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 54,72 oldu.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 40,62 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 92,27 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla ocak ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde -1,61 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, ocak ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 17,68 ile sağlık oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan ocak ayı itibarıyla, 8 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 131 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,85, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 6,85, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,68 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,60 olarak gerçekleşti.

“Fiyat istikrarını sağlamak temel önceliğimiz”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Ocak ayı enflasyon verisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Şubat’tan itibaren aylık enflasyonun kayda değer şekilde düşerek tahmin patikamızla uyumlu seyredeceğini öngörüyoruz. Yıllık enflasyonda ise yılın ikinci yarısında belirgin bir gerileme göreceğiz. Fiyat istikrarını sağlamak temel önceliğimizdir” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) da Aralık ayında yayımladığı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde başta asgari ücret ve diğer ücret ayarlamalarının etkisi ile aylık enflasyonun Ocak ayında yükseleceğini, Şubat ayı ve sonrası yavaşlayacağını, yılın ilk yarısında enflasyonun ana eğilimindeki düşüşe yakın seyredeceğini tahmin ettiğini duyurmuştu.

Paylaşın

İTO Duyurdu: İstanbul’un Enflasyonu Yüzde 76,17

İstanbul’da yıllık bazda perakende fiyatlar yüzde 76,17, toptan fiyatlar ise yüzde 61,48 artış gösterdi. Perakende fiyatlar kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 6,72, toptan fiyatlar ise yüzde 4,69 arttı.

Haber Merkezi / İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2023 Ocak Ücretliler Geçinme İndeksi ve Toptan Eşya Fiyatları İndeksi verilerini açıkladı.

Buna göre; 2024 Ocak ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 6,72, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 4,69 oranında arttı.

Ocak 2024’te Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamalarında yüzde 25,00, Ulaştırma ve Haberleşme Harcamalarında yüzde 20,67, Diğer Harcamalar grubunda yüzde 8,94, Konut Harcamalarında yüzde 7,58, Gıda Harcamalarında yüzde 5,51, Ev Eşyası Harcamalarında yüzde 4,49, Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamalarında yüzde 2,81 artış, Giyim Harcamaları grubunda yüzde -3,87 azalış izlendi.

Ocak 2024’te Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; İnşaat Malzemeleri grubunda yüzde 13,22, Kimyevi Maddeler Grubunda yüzde 11,16, Gıda Maddeleri grubunda yüzde 6,97, Yakacak ve Enerji Maddeleri Grubunda yüzde 4,12, İşlenmemiş Maddeler Grubunda yüzde 1,90 artış izlenirken; Madenler Grubunda yüzde -4,52 azalış izlenmiştir. Mensucat Grubunda ise fiyat değişimi gözlemlendi.

İTO’nun Aralık 2023 verileri

2023 Aralık ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 3.52, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 2.31 oranında arttı.

2022 Aralık ayına göre 2023 Aralık ayında yaşanan fiyat değişimlerini gösteren bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksinde yüzde 74.88, Toptan Eşya Fiyatları İndeksinde ise yüzde 62,77 olarak gerçekleşti.

Aralık 2023’te perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamalarında yüzde 5.15, Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamalarında yüzde 5.10, Gıda Harcamalarında yüzde 4.90, Konut Harcamalarında yüzde 2.46, Ulaştırma ve Haberleşme Harcamalarında yüzde 1.05, Ev Eşyası Harcamalarında yüzde 0.94, Diğer Harcamalar grubunda yüzde 0.31 ve Giyim Harcamaları grubunda yüzde 0.19 artış izlendi.

Aralık 2023’te toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; Kimyevi Maddeler Grubunda yüzde 5.79, Gıda Maddeleri grubunda yüzde 3.14, Madenler Grubunda yüzde 1.86, İnşaat Malzemeleri grubunda yüzde 0.36, Yakacak ve Enerji Maddeleri Grubunda yüzde 0.35 artış izlenirken, İşlenmemiş Maddeler Grubunda yüzde -0.81 azalış izlendi. Mensucat Grubunda ise yüzde 0.00 ile değişim gözlenmedi.

Paylaşın

TÜİK’ten Eleştirilere Yanıt: Manipülatif Ve Art Niyetli

Hissedilen enflasyon ile TÜFE arasındaki farklılaşmaya ilişkin yazılı bir açıklama yapan TÜİK, 2023 yıl sonunda TÜFE yıllık değişim oranı yüzde 64.77, tüketicilerin tahmininin yüzde 96 olduğu belirtti.

TÜİK, açıklamasında, “Tüketicilerin geçmiş 12 aydaki enflasyon algısını yansıtan ve tek soruluk veri setinden elde edilebilen sonuçlar üzerinden, resmi TÜFE verisini eleştirmek manipülatif ve art niyetli bir yaklaşımdır. Zira tüketicinin enflasyon tahmini ile TÜFE’nin farklılaşması son derece doğaldır” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), gerçek verileri açıklamadığı gerekçesiyle ekonomistler, siyasiler ve kamuoyu tarafından eleştirilmesi üzerine açıklama yaptı. TÜİK, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bazı basın yayın organları ile sosyal medya hesaplarında Algılanan Enflasyon ve TÜFE’nin farklılaşmasına yönelik haberlerin çarpıtıldığı görülmektedir. TÜFE, her ay 81 il 228 ilçe kapsamında 564.710 fiyat derlenerek enflasyonu uluslararası standartlarda ölçen hesaplama sistemidir.

Basında Algılanan Enflasyon olarak ifade edilen veri ise yine TÜİK tarafından gerçekleştirilen Tüketici Eğilim Anketi kapsamında yer alan ve vatandaşlara yöneltilen ‘Geçen 12 aylık dönemde tüketici fiyatlarının % kaç arttığını / azaldığını düşünüyorsunuz? Lütfen tahmini oran veriniz’ sorusuna verilen cevaplar üzerinden hesaplanabilmektedir.

Söz konusu anketin mikro verisi, TÜİK Veri Araştırma Merkezi aracılığıyla talep eden tüm araştırmacıların kullanımına açıktır.

Tüketicilerin geçmiş 12 aydaki enflasyon algısını yansıtan ve yukarıda arz edilen tek soruluk veri setinden elde edilebilen sonuçlar üzerinden, resmi TÜFE verisini eleştirmek manipülatif ve art niyetli bir yaklaşımdır. Zira tüketicinin enflasyon tahmini ile TÜFE’nin farklılaşması son derece doğaldır.

Algılanan enflasyon ile TÜFE arasındaki oransal fark Avrupa Birliği ülkelerinde 5 ila 6 kata kadar çıkarken, ülkemizde bu farklılaşma çok daha düşüktür. 2023 yıl sonunda TÜFE yıllık değişim oranı %64.77 iken, tüketicilerin tahmini %96’dır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Paylaşın

Türkiye, ‘Shrinkflasyon Ve Skimpflasyon’ Sürecine Girdi

Türkiye’nin bir süredir “skimpflasyon” ve “shrinkflasyon” sürecine girdiğini ifade eden ekonomist Mahfi Eğilmez, bunun yüksek enflasyonun bir sonucu olduğuna işaret etti.

Mahfi Eğilmez, ürünler üzerindeki enflasyon etkisinin azaltılması amacıyla yapılan bu tür işlemlerin iktidara katkısı olduğunu ancak büyük zarar verdiğini söyledi.

Ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez, “Enflasyonla ilgili tartışmalar” başlıklı yazısında şunları kaleme aldı: Enflasyon, günümüzde bütün dünyada tehdit oluşturuyor. Gelişmiş ülkelerde enflasyon daha düşük olsa da (ortalama yüzde 4 dolayında) onların alıştığı yüzde 2 dolayındaki enflasyona göre yüksek olarak kabul ediliyor. Enflasyon; genel fiyat düzeyinin sürekli olarak yükselmesi olarak tanımlanıyor. Genel fiyat düzeyi mümkün olabilecek kadar çok sayıda mal ve hizmeti kapsayan bir ürün sepetiyle temsil ediliyor.

Bu sepete giren her mal ve hizmetin aile bütçelerinde tuttuğu ağırlık bu sepet oluşturulurken dikkate alınıyor ve böylece bir endeks oluşturuluyor. Bu endekse bir başlangıç yılı belirleniyor ve o yıl 100 olarak tanımlanıyor. Sonra gelen her ayda endekste oluşan değişime göre fiyatlar gelen düzeyinin ne kadar yükseldiği ortaya konuyor. Örneğin t yılının son ayı 100 kabul edilmiş ve t+1 yılının ilk ayında endeks 101 çıkmışsa t+1 yılı Ocak ayında enflasyon yüzde 2 olmuş demektir.

Skimpflasyon nedir?

Mahfi Eğilmez, fiyat değiştirmemek için başvurulan skimpflasyon yönteminin malın kalitesinde büyük ölçüde düşüklüğe sebep olduğunu açıkladı: Bu farklı görünümlerden birisi skimpflasyon denilen ve ürünün içeriğinin değiştirilmesi, kalitesinin düşürülmesi sonucu ortaya çıkan daha düşük değerdeki bir malın aynı fiyatla satılması olgusudur. Bu yolla fiyat değişmemiş ve enflasyona etki etmemiş gibi görünür oysa gerçek böyle değildir. Tereyağının kilosu 600 TL iken satışlarının düşmesinden endişe ederek yüksek enflasyonun etkisini tüketiciye yansıtamayan üretici 900 gram tereyağına kilosu 100 TL olan margarinden 100 gram katarak bu karışımı kilosu 600 TL’ye ve tereyağı başlığı altında satıyor olsun.

Bu durumda bu yeni ürünün gerçek fiyatı 550 TL/Kilo olması gerekirken 600 TL/Kilodan satıldığında üretici buradan 50 TL fazla kazanç sağlamış olur. Tüketici ise tereyağı aldığını düşünerek aslında margarin katılmış bir tereyağına eski tereyağı fiyatını ödemiş olur. Bu örnek, skimpflasyonun tipik örneğidir. Burada enflasyon hesabı yapılan sepete bu mal ister paket olarak isterse gram olarak alınsın içeriği kontrol edilip ayrıştırılmadığı sürece enflasyona olumsuz etki yapmaz. Fiyat hiç değişmemiş gibi görünür oysa mal değişmiştir.

Shrinkflasyon nedir?

Eğilmez, enflasyona etki etmiyor gibi görünen shrinkflasyonu ise şu sözlerle açıklıyor: Bir başkası shrinkflasyon denilen ve ürünün fiyatı aynı kaldığı halde boyut, ağırlık ya da hacminde ortaya çıkan düşüşü ifade eden değişikliktir. Bu şekilde fiyat değişmez ve enflasyona etki etmez göründüğü halde gerçekte ortada bir enflasyonist değişim söz konusudur. Ekmeğin belediyece belirlenmiş 250 gram / 10 TL’lik standart bir fiyatı olduğunu düşünelim. Bir fırın bu fiyatın, maliyetini tam olarak karşılamadığını düşünerek ürettiği ekmeğin gramajını 225 grama düşürerek satmaya başlarsa burada aslında 9 TL’lik bir ekmeği 10 TL’ye satarak 1 TL haksız kazanç elde etmiş olur.

Bu da shrinkflasyonun tipik örneğidir. Bu durumda ekmek fiyatı artmamış ve enflasyona etki etmemiş görünse de gerçekte ekmek fiyatı artmıştır. Buna karşılık bu artış fiyat değişmediği için enflasyona yansımaz. Skimpflasyon da shrinkflasyon da hem malı üreten üreticinin hem de fiyatları derleyip enflasyon oranlarını yayınlayan devletin işine gelir. Üreticiler, ortaya çıkan maliyet artışını tüketiciye belli etmeden fiyata yansıtmış olurken devlet te enflasyonda ortaya çıkacak artışı bu yolla gizlemiş oluyor. Hiç kuşkusuz her iki durumda da zarar gören daha düşük miktar ya da daha kötü kalitedeki ürünü aynı fiyata alacak olan tüketicilerdir.

Paylaşın

ENAG’dan TÜİK’e ‘Hissedilen Enflasyon’ Cevabı: Bu Bir İtiraf

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hissedilen enflasyonu yüzde 129,4 olarak açıklamasını değerlendiren Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), konuya ilişkin yaptığı açıklamada, bunun tam anlamıyla bir itiraf olduğunu belirtti.

Haber Merkezi / Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), 2023 yılı için yıllık enflasyonu yüzde 127.21 olarak hesaplamıştı.

TÜİK, 2023 yılının son enflasyon oranını yüzde 64.77 olarak açıklamasının ardından kurum içinde yaptığı sunumlarda hissedilen enflasyonun yüzde 129.4 olarak ölçtü. TÜİK açıklanan resmi verilerle kurum içinde yapılan sunumlarda açıklanan hissedilen enflasyon ölçümünün kişilerin tüketim alışkanlığından kaynaklandığını belirtmişti.

ENAG, TÜİK’in kurum içinde yaptığı sunumda paylaştığı bu veriye sosyal medya hesabından tepki gösterdi. ENAG açıklamasında, “Ekonomi literatüründe ‘sunulan enflasyon’ ve ‘hissedilen enflasyon’ diye bir ayırım yoktur” dedi. ENAG açıklamasında halkın yoksullaşmasının nedenini, “TÜİK’in fiyat verileri halkın gelir seviyesi ile uyumunu kaybetmiş, halk bundan dolayı fakirleşmiştir” dedi.

ENAG, TÜİK’in hissedilen enflasyon açıklamasına ise, “Bu oranın TÜİK tarafından açıklanması ise tam anlamıyla bir itiraftır ve bunun hukuki sonuçları olacaktır” sözleriyle tepki gösterdi.

ENAG’ın açıklamaları şöyle:

“Haber içeriklerinden elde ettiğimiz bilgilere göre, TÜİK 2023 yılına ait hissedilen enflasyonun %129,4 olduğunu açıklamış, kamuoyuyla paylaştığı resmi verilerle ‘hissedilen enflasyon’ farkın nedenini tüketim alışkanlıkları ve harcama kalıplarına bağlamıştır.

Devletin veri tekelini bünyesinde taşıyan ve toplumsal hayatı doğrudan etkileyen TÜİK’in, bu veri farklılıklarının nedenlerini açıklarken, Enflasyon Araştırma Grubu’nu (ENAG) verileri yanlı sunan, siyasi amaçlı bir kuruluş olarak suçlamamıştır.

Kamuoyunun bilmesi gereken çok önemli bir gerçek vardır. Ekonomi literatüründe ‘sunulan enflasyon’ ve ‘hissedilen enflasyon’ diye bir ayırım yoktur. Dahası hissedilen enflasyon kavramı üniversitelerde gündeme bile gelmemektedir.

Sadece fiyat ve enflasyon verilerini değil, fiyat verileri ile bağlantılı olan daha birçok veriyi de taraflı ve gerçek olandan farklı sunan güzide kurumumuz TÜİK’i yönetenlerin bilmesi gereken birkaç önemli konu vardır:

TÜİK’in fiyat verileri halkın gelir seviyesi ile uyumunu kaybetmiş, halk bundan dolayı fakirleşmiştir.

Fiyat verileri ile reel hale dönüştürülen ekonomik büyüme oranları da gerçeği yansıtmamaktadır. Bu ise gelir paylaşımını bozmaktadır.

Hissedilen enflasyon oranı, literatürde yeri olmasa da, esas itibariyle günümüz Türkiye’sinde genel fiyat endeksindeki değişimi birebir yansıtmaktadır.

Bu oranın TÜİK tarafından açıklanması ise tam anlamıyla bir itiraftır ve bunun hukuki sonuçları olacaktır.

Günümüzde yaşanan bu veri sorunları, 2006-2013 döneminde Arjantin’de tecrübe edilenin bir karbon kopyasıdır. Orada da sunulan gerçek dışı enflasyon verileri halkın fakirleşmesine neden olmuş, ülkedeki ekonomik sorunlar günümüze kadar artarak gelmiştir.

Özetle; devlet kurumlarının yaptığı hataları dedikodu yaparak düzeltmesi rasyonel bir yöntem değildir. Akademik özelliğe sahip, Harvard Üniversitesi bünyesindeki benzer bir kuruluşla aynı metotları uygulayan grubumuz ENAG’a saldırması TÜİK’in güvenilirliğini artırmayacaktır.

2020 yılının Eylül ayından itibaren günlük fiyat verileri ile oluşturulan enflasyon oranlarını halkımız ile paylaşan ENAG aynı çizgide, kararlılıkla yoluna devam etmektedir.”

Türkiye, son iki yılda dünyanın en yüksek enflasyona sahip ülkelerinden biri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Eylül 2021’den itibaren uygulamaya koyduğu faiz politikası ile Türkiye, son iki yılda dünyanın en yüksek enflasyona sahip ülkelerinden biri haline geldi.

Mayıs 2023 seçimlerinden zaferle çıktıktan sonra ekonominin başına Mehmet Şimşek’i, Merkez Bankası’nın başına Hafize Gaye Erkan’ı getiren Erdoğan, faiz artırımına da yeşil ışık yaktı. Haziran ayından bu yana yedi kez faiz artıran Merkez Bankası, politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 42,5’e çıkardı.

2024 yılında ise gözler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) enflasyonla mücadelesinde geri adım atıp atmayacağında olacak. Türkiye ekonomisinin önümüzdeki birkaç yılda nasıl bir seyir izleyeceğini, 31 Mart yerel seçimleri sonrasında enflasyonla mücadelede atılan adımlar belirleyecek.

Hükümetin faiz indirme politikası ile birlikte son iki yılda rekor hızla artarak resmi verilere göre tüketici fiyatlarında yüzde 90’ları, üretici fiyatlarında ise yüzde 160’ları gören enflasyon, 2023 yılının ilk yarısını genel seçimlerin gölgesinde geçirdi.

Haziran ayına kadar yüzde 40’lar seviyesine kadar gerileyen Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), seçimler sonrasında kurulan yeni ekonomi yönetimi ve faiz artırımı politikasına geçilmesi sonrasında, yeniden yükselişe geçti.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Kasım 2023 verilerine göre, yıllık enflasyon TÜFE’de yüzde 61,98 düzeyinde gerçekleşti. Yurt içi üretici fiyatları ise yüzde 42,25 oldu. Ocak 2024’ün ilk günlerinde açıklanacak aralık ayı enflasyonu ile birlikte, 2023’ün yüzde 65 seviyesinde bir enflasyonla kapanması bekleniyor.

2024 yılı için ise hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program’da (OVP) yılsonu hedefi yüzde 33, Merkez Bankası beklentisi ise yüzde 36 olarak açıklandı. Gerek ulusal gerekse uluslararası kurumlar ise 2024 sonunda Türkiye’de enflasyonun yüzde 45-50 arasında seyretmesini bekliyor.

Paylaşın