İmamoğlu, Murat Kurum’u Ti’ye Aldı: Matematik Şaşırtmıyor, Murat Kurum Şaşırtıyor

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yerel seçimlerde rakibi olan Murat Kurum’u ti’ye alarak, “Sayın Kurum bir programda, Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığından toplam metroyu düşerek bizim 65 km metro yaptığımızı tescilledi. Yani problem şurada; Matematik, Murat Kurum… İkisinin arasında fark var. Matematik şaşırtmıyor, Murat Kurum şaşırtıyor” dedi.

İmamoğlu, Erdoğan’ın enflasyon sözlerin ilişkin ise, “Enflasyonu artık ağzıma almıyorum. Bugün sayın Cumhurbaşkanı sanki enflasyonun sorumlusu benmişim gibi konuşuyor. Kime şikayet ediyorsa garip bir durum yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, SözcüTV yayınına katılarak Uğur Dündar’a belediyedeki çalışmalarını, seçim sürecini anlattı, AK Parti adayı Murat Kurum ve iktidar yetkililerinin iddialarına yanıt verdi.

Kentsel dönüşümden metro inşaatlarına hakkındaki soruşturmalardan sayısı artan Sayıştay denetlemelerine kadar bir çok konuyu değerlendiren İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Biz geldiğimizde kentsel dönüşümü unutmuş bir ekip vardı, öyle bir dünyası yoktu. KİPTAŞ lüks konut yapıyordu. TOKİ zaten lüks konuttan başka bir şey yapmıyordu. ‘Kentsel dönüşümü biz çözeriz…’ Devlet sendeydi, Bakanlık sendeydi, İBB sendeydi, ilçe belediyelerinin neredeyse 30’u sendeydi, peki ne yaptın… Ama siz kentsel dönüşüm diye Fikirtepe’yi yarattınız.

Yüzde 0 olan metro hattı vardı. (Mahmutbey-Esenyurt) Şu anda yüzde 40’lara geldi… Şapkadan tavşan çıkararak bir kısım projeleri yürüttük…. Sadece geçtiğimiz hafta açtığımız metrolar 18 km. Yahu bununla birlikte 65 km… Biz aslında 65 km değil, 81 km yaptık. Hani diyor ya Sayın Erdoğan “Bütün metroları biz yaptık.” Yahu bu metrolar size kalsaydı bu şehir şu anda metro mezarlığı olurdu.

“Matematik şaşırtmıyor, Murat Kurum şaşırtıyor”

Sayın Kurum bir programda, Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığından toplam metroyu düşerek bizim 65 km metro yaptığımızı tescilledi. Yani problem şurada; Matematik, Murat Kurum… İkisinin arasında fark var. Matematik şaşırtmıyor, Murat Kurum şaşırtıyor.

Sonuçta biz bir kamu kurumuyuz tabii ki denetlenmeliyiz. Ama denetlenmelerin gerekçeleri olmalı. Ben bunların hepsi gerekçesiz demiyorum ama bazen bakan bir açıklama yapıyor ertesi gün bir bakıyorsunuz müfettişler geliyor. Ya da Cumhurbaşkanı bir açıklama yapıyor hadi bakalım bir ekip daha geliyor.

Burada rutin denetimler vardır o rutin denetimleri ki bize de gelen, bizden önceki rutin denetimler… Onları çıkardığınızda aslında bizden önceki dönem yok denecek kadar az. Kaldı ki iştiraklere yıllar yılı Sayıştay hiç gelmemiştir. Biz dönemimizde Sayıştay denetimi tabiri caizse bir hücum yaptı iştiraklerimize.

Günün sonunda ben şunu gönül rahatlığıyla söylüyorum; seçime 5 gün kala bu 5 yılın ortaya çıkardığı sonuç şu; ortada hiçbir şey yok, hiçbir şey bulamamışlar…. 5 yılın sonunda ben bahtiyarım. Kimse Ekrem İmamoğlu soruşturamadık diyemez. Vallahi Cumhuriyet tarihinin en büyük soruşturmasını geçirdik.

Paravan şirket dedikleri İmamoğlu İnşaat. Bu şirket neredeyse 3 nesildir ticaretle uğraşan bir aile şirketi. Bu şirketin tarihinde de güzel anektodlar var. Trabzon’da başlayan İstanbul Beylikdüzü’nde devam eden, vergi rekortmenliği sıralamalarına girmiş bir kuruluş.

Ben neredeyse 35 yıllık BAĞ-KUR’luyum. Binlerce kişi istihdam etmiş bir şirket. İmamoğlu İnşaat ticaret yapar. Kamu ile işi olmaz, usulsüz işi olmaz. Ben kişisel mal varlığımın dışında gerek olmadan eşimin de mal varlığını açıkladım. Aynı zamanda şirkette hissesi olan bir insanım. Bu daha önceki beyanlarımda da var. Bizim gizlimiz saklımız yok.

İstanbul’da yönettiğimiz 5 yıllık bütçenin, vatandaşımız tarafından iyi anlaşılması için bizim de dersimize çalışması lazım ve bunu bizim vatandaşımıza tabiri caizse her sayfasını anlatmamız gerekiyor…. Niye derseniz; aslında çok net kıyaslanabilir hatta kıyaslamada bir kısım parametreler üzerinden bizim dönemimizin maliyet açısından olsun gelir açısından olsun bir kıs dezavantajını da olmasını hesaba katarsak muazzam bir dönem yaşattık.

Ben iddiayla söylüyorum. İstanbul her anlamda yatırıma muhtaç bir şehir. Milyarlarca lira yatırım yaptık… Ben 6 yaşından beri çalışıyorum. Emeği öğrendim dolayısıyla ben işimi yaşıyorum. Para kazanmayı, borç ödemeyi bilen bir insanım. Öyle havaya imzalar atıp oraya kule izni ver buraya şu izni ver değil. Taşının toprağının ne olduğunu bilen oradan bereketin nasıl çıktığını bilen bir insanım.

Dersime çok iyi çalışırım her işin uzmanı değilim. Yüzlerce uzman çalıştırıyorum ve ben işimin sahibiyim. Bu bakımdan bizden önceki 5 yıl ve bizim dönemdeki 5 yıl arasında döviz bazında en az yüzde 35-40 emtia farkı var.

Enflasyonu artık ağzıma almıyorum. Bugün sayın Cumhurbaşkanı sanki enflasyonun sorumlusu benmişim gibi; ‘işte biliyorsunuz bazı ücretlerde artış yapıyoruz ama cebinize girene kadar enflasyondan dolayı değer kaybediyor’ dedi. Kime şikayet ediyorsa garip bir durum yaşıyoruz… Enflasyon konusunda öyle bir berbat 6-7 yıl yaşattılar ki bize hani gözünden ışık fırlayacak bakandan tutun bu yaz uçacak Türkiye diyen bakanlara varıncaya kadar…

“Meclis çoğunluğunu alacağız”

Biz meclis çoğunluğunu alacağız. 14 ilçemizde sorun yaşamıyoruz. Artı 14 ilçede çok iddialıyız. Daha ötesini konuşursam nazar… Nazara inanıyorum birazcık. Nazar değer diye burada susmak istiyorum. Beni zorlasanız da ne bir ilçenin ismini veririm… Çünkü bütün ilçe adaylarımız iddialı çalışıyor.

Benim kalbim 39 ilçenin 39’unun da bize bir madalyası vereceğini hissediyorum. Sultanbeyli’de de Pendik’te de verecek. Nasıl verecek bilmiyorum. Bu şu demek değil, 39’un 39’unu da kazanırız diye bir iddiadan bahsetmiyorum. Bir şekilde bizi ödüllendirecekler. Çünkü ben Bağcılar’daki çocuk ile Beşiktaş’takini eşitlemek için kendimi paraladım. Ya da Arnavutköy’deki bir anneyi, bir başka ilimizle eşitleyelim diye kendimi paraladım.

Sırası gelmişken; 39 ilçe de de eşit hizmeti gösteren, hiçbir belediyeyi partisinden dolayı ayırt etmeyen, eşitlikçi, ahlaklı bir dönemi vadettik. O bakımdan kusura bakmasınlar ama kurduğumuz bu güçlü ittifak bozulmadan devam etmeli. “Ben bağımsız aday çıktım.” Kusura bakmayın kardeşim, ben kabul etmiyorum. Hiçbir egonu kabul etmiyorum. Hiçbir gerekçeni kabul etmiyorum. Bunun adı Sarıyer’dir, bir başka yerdir kabul etmiyorum.

Paylaşın

İmamoğlu: İstanbul’da Halkın İttifakı Kazanacak

Şile’de halka seslenen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bunlar isterse Ankara’dan 17 değil 27 bakanla gelsin. Bir de yetmedi aday var. Yetmedi üstüne seçilmiş herkesin cumhurbaşkanı olması gereken Cumhurbaşkanı var. Hoş geldi sefa geldi. Ne yapacağız? Güzel bir misafirperverlik yapacağız. Ne zaman? 31 Mart’ta. Nasıl? Oy farkı büyüyecek, oy farkı büyüyecek” dedi.

Alandakilere “23 Haziran misafirperverliğinizi hatırlıyor musunuz?” diye seslenen Ekrem İmamoğlu, “Yetmez onlara bu sefer. Daha fazlasını istiyorlar. Millet kazanacak millet. İstanbul’da halkın ittifakı kazanacak” diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Şile Kent Meydanı’nda halk buluşması gerçekleştirdi. Sağanak yağıştan korunmak için yağmurluk giyerek konuşan İmamoğlu, vatandaşlara, “Siz ıslanırsanız ben ıslanırım, siz ıslanmazsanız ben ıslanmam. Varsayalım ıslanmıyoruz. Varsayalım hava çok güneşli bugün. Ancak barajlar su dolacak, topraklardan bereket fışkıracak” sözleriyle seslendi.

“Özgür Başkanıma teşekkür ederiz. Konuşmasını kısa tuttu. Ben, sadece kısa bir konuşmayla bir saat kadar sizi burada tutacağım” esprisiyle konuşmasına devam eden İmamoğlu, şunları söyledi:

“Şile’de biz, Özgür Kabadayı’yla, bu sene 5 yıllık dönemin başlangıcında, Şile’nin bambaşka bir güzelliğe, bambaşka bir çağdaşlığa, bambaşka bir insancıllığa; partizanlığın olmadığı, köylerini tek tek düşünen, her köyüne hizmet üreten, insanını mutlu eden, köylünün tarım desteğini önde tutan, altyapısını güçlendiren çok özel bir 5 yılı hazırladık. Sizler Özgür Kabadayı’nın yanında olmaya hazır mısınız?

Bu dönem bizim için birkaç şey çok önemli. İnsana saygı, şehre özen, doğaya özen, toprağa özen… Bakın; bunların anlayışı ne biliyor musunuz? Ankara’daki ‘sus’ derse, hepsi susar. Ankara’daki ‘konuş’ derse, hepsi konuşur. ‘Yürü’ derse yürür, ‘Sekiz adım at’ derse, sekiz adım atar; dokuzu atamaz. Ama bizim belediye başkanlarımız nasıl yapar biliyor musunuz? Millet ne derse, onu yapar. Milletine tabii.”

Şile özelinde yaptıkları alt ve üstyapı çalışmalarından örnekler veren İmamoğlu, özetle şöyle konuştu: “İsterse Ankara’dan 17 değil, 27 bakanla gelsin. Bir de yetmedi, aday var. Yetmedi, üstüne seçilmiş, herkesin cumhurbaşkanı olması gereken Cumhurbaşkanı var. E hoş geldi, sefa geldi. Ne yapacağız? Güzel bir misafirperverlik yapacağız. Ne zaman? 31 Mart’ta. Nasıl? Oy farkı büyüyecek, oy farkı büyüyecek. 23 Haziran misafirperverliğinizi hatırlıyorsunuz değil mi? Yetmez onlara bu sefer. Yeter mi? Yetmez. Daha fazlasını istiyorlar. Yapacağız mı? Bir avuç insan kaybedecek mi? Millet kazanacak, millet.

İstanbul’da, halkın ittifakı kazanacak. Şile’de, Şile ittifakı kazanacak. İstanbul’da, milletin ittifakı kazanacak. İstanbul’da memur kazanacak, işçi kazanacak, emekçi kazanacak, öğrenci kazanacak, işsiz kazanacak, emekli kazanacak. Çünkü onların görmediklerini, biz görüyoruz. Onların duymadıklarını, biz duyuyoruz. Biz halkçıyız halkçı. Halkçı belediyeciyiz biz. İsrafçılar kaybedecek. Rantçılar kaybedecek. Halkçılar kazanacak. Bereket kazanacak, bereket.”

“Yahu, yağmayan yağmuru bile -hatırlayın- bize mal etmeye kalktılar. Doğru mu? Vallahi ben Yaradan’a hep dua ediyorum: Allah’ım, bizi güzel günlere kavuştur. Bizi, bu güzel Ramazan ayında ettiğimiz dualarda, -hiçbir insanımızı dışarı koymuyoruz- o güzel insanların arzu ettiği bir şehri var etmemiz için, bize yardımcı ol.

Bu şehirde hiçbir çocuk açta, açıkta kalmasın. Bu şehirde hiçbir genç, umutsuz kalmasın. Bu şehirde her emeklimiz abimiz, ablamız onuruyla yaşasın. Bu şehirde kadınlar özgür, işini kuran, işini yapan, her haliyle bu toplumun gururu olsunlar. Emekçi hakkını alsın. İşveren hakkını kazansın. Biz, bunlara dua ediyoruz. Onlar ne istiyorlar biliyor musunuz? ‘Bir kişiyi mutlu edelim yeter.’ Ankara. ‘Ankara’ diyorum. Bir kişi. Biz de diyoruz ki; bana oy versin, vermesin; milletim mutlu olsun yeter.”

“Bunların miadı doldu. Sıra nerede? Sıra İstanbul ittifakında. Sıra, artık bizim o büyük güçlü ittifakımızda. 5 yıldır halkçı belediyenin tadını aldık mı? Daha iyisini yapacağız mı? Bursları arttıracağız mı? Kent Lokantalarını arttıracağız mı? Yurtları arttıracağız mı? Kadınlara, 0-4 yaş arası bebeleriyle dolaşmak için daha çok kart vereceğiz mi? Anne doğum desteği vereceğiz mi? Evlilik desteği vereceğiz mi?

Bütün bunları biliyorsunuz. Şimdi emeklilerimize de desteği arttıracağız. Emeklerimizin bu zor anında, onların yanında olacağız. Dar gelirlimizin daha çok desteğini arttıracağız. ‘Mazot desteği için teşekkürler’ diyor. Evet, çiftçimize mazot desteğini de arttıracağız. Fide desteğini de arttıracağız. Çiftçimize verdiğimiz desteği, iki katına çıkaracağız bu dönem, Niçin biliyor musunuz? Hatırlayın; ne demişti? ‘Kimin parasını kime veriyorsun?’ Dedi mi? Ben ne dedim? ‘Milletin parasını millete veriyorum.’ Vermeye devam edeceğiz.”

“Kazanmaya hazır mıyız?”

“Biz, Özgür Başkanımla iyi bir ikili, iyi bir yol arkadaşı, Şile’nin iyi bir komşusu, iyi bir köylüsü, iyi bir mahallelisi, iyi bir kardeş, iyi bir ağabey, iyi bir evlat olmaya söz verdik. İkimiz, sizin huzurunuzda söz veriyoruz. Biz; ahlaklı, kurallara uygun, kanuna uygun, oy veren, vermeyen herkese sevgiyle, saygıyla, hürmetle bakan, milletini anlayan bir belediye başkanı olmaya, ikimiz, milletimizin huzurunda, Yaradan’ın şahitliğinde ant içiyoruz.

31 Mart’a kadar, gece-gündüz çalışmaya, 31 Mart’a kadar güler yüzle, bütün komşularınızdan oy istemeye hazır mıyız? 31 Mart günü, sandıklara coşa coşa gitmeye, koşa koşa gitmeye hazır mıyız? ‘Sandığa gitmiyorum, başım ağrıyor, çok yorgunum’ diyenlerin sırtını sıvazlayıp, elinden, kolundan tutup, onlara destek olup gelmeyeni sandığa götürmeye hazır mıyız? Sandıkta görev almaya, bir kişi daha fazla olmaya hazır mıyız? Kazanmaya hazır mıyız? O zaman onlar tam gaz geri, biz tam yol ileri, tam yol ileri. Her şey çok güzel olacak.”

Paylaşın

İstanbul Seçimleri: İmamoğlu, Moral Üstünlüğünü Ele Geçirmiş Durumda

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde sonucu en çok merak edilen İstanbul seçimine ilişkin değerlendirmede bulunan Bekir Ağırdır, İmamoğlu çalışılmış bir stratejiyle yürüyor ve moral üstünlüğü de ele geçirmiş durumda” dedi ve ekledi:

“İmamoğlu İstanbul’da 2019’da üç ay arayla iki kez kazanan, son güne kadar Cumhurbaşkanlığı seçimleri için iddiasını korumuş, kaybedilen seçim sonrası duygusal olarak çökmüş partisinde kurultay kazanmış bir siyasetçi olarak sahnede.”

Bekir Ağırdır, değerlendirmesinin devamında, “Muhalefet blokundaki ittifakların dağılışı ardından sert ve öfkeli iç rekabete, her birisi güçlü adaylarıyla İstanbul’da yarışan partilere karşın İmamoğlu partilerin İstanbul seçmenlerinin neredeyse yarısının Başkanlık oyunu kazanıyor görünüyor. Yine de İmamoğlu’nun kesin kazanacağını söylemek için henüz erken” ifadelerini kullandı.

KONDA Araştırmanın sahibi Bekir Ağırdır, Oksijen gazetesinde yayınlanan “31 Mart öncesi son durum: Genel seçimin tekrarı mı yoksa geleceğin habercisi mi?” başlıklı yazısında 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimleri değerlendirdi. Yazının bir bölümü şöyle:

“Fakat blok içi partilerin oy oranlarında farklılaşmaların oluşacağı da anlaşılıyor. Özellikle de muhalif blok partileri arasında oy oranlarında değişiklikler gözleneceği söylenebilir. Muhalif blok içi ittifaklar dağıldı, parti kurumsal akılları yerel seçimde iktidar kadar birbirleriyle de rekabeti öne çıkardıkları, psikolojik olarak iktidar lehine olan dengeyi veri kabul eden tutumları dikkate alınırsa da genel dengeyi değiştirecek bir sonuç beklemek çok gerçekçi değil. Her birisi kendi gerçek ağırlıklarını ölçme ve görme fırsatı bulacaklar denebilir.

Öte yandan blokların öncü partileri olan AK Parti, CHP, MHP ve DEM’in kendilerini tekrarlayan ve kimliklere sıkışmış siyasetlerinin verdiği bıkkınlıktan yararlanan YRP, Zafer, Memleket gibi partilerin ağırlığı artacak gibi görünüyor. Sonuçta partilerin seçimle tartılmış ve öğrenilmiş gerçek ağırlıkları 2028 kadar genel olarak siyasette ve partilerin kendi iç yapılarında değişim tartışmalarına kaynaklık edecektir.

Seçmen üzerinden bakılınca, muhalif seçmenin umutsuzluğu, iktidar seçmeninin bezginliği aşılamamış görünüyor. O nedenle partilerin kurumsal yönetimleri dışında partilerin oy oranlarıyla ilgilenen yok. İlgi odağı belediye başkanlıklarını kimlerin kazanacağı, asıl odak ise İstanbul belediye başkanlığı seçimlerinin sonucu. Yerel seçim İstanbul Belediye Başkanlığı seçimine dönüşmüş durumda.

Belediye başkanlığı oyları ile yerel meclis oyları arasında ise kayda değer oranlarda farklılaşma beklenebilir. Partiler düzeyinde ittifaklar dağılmış olsa da muhalif partilerin seçmenlerinde kazanma potansiyeli olan adaylar üzerinde seçmen ittifaklarının bazı büyükşehirlerde oluşacağı ve dikkate değer sonuçlar üreteceği anlaşılıyor.

Seçmenin sandıkta kazanacak adaylara yönelerek oluşturacağı zımni ittifaklar kadar başkanlık seçimlerinin sonuçlarını etkileyecek blok içi rekabetler de oluşacak.

Yeniden Refah Partisi İstanbul’da yüzde 3-4 mertebesinde bir oyla belki de iktidar blokunun kaybetmesinde anahtar rol oynayacak. YRP Şanlıurfa ve Yozgat’ı kazanmaya çok yakın görünürken, Eskişehir’de, Ordu’da, Bursa’da belki de kazananı belirleyecek oy oranları yakalayabilir.

Muhalefet blokunda DEM adayları yine 2019’da kazandıkları şehir ve ilçelerin çok büyük kısmında seçimi kazanacaklar. Öte yandan İstanbul, İzmir ve Akdeniz büyükşehirlerinde DEM adaylarının ulaşacakları oy oranları kazananı etkileyecek gibi görünüyor.

CHP yeni yerler kazanmaktan çok 2019 kazanımlarını koruma derdinde. Hatay, Edirne, Eskişehir, Antalya ve hatta Aydın belki de İzmir’de bile başkanlığı korumaya çalışırken zorlandığı anlaşılıyor. Buna karşılık Ankara’da rahat görülürken Bursa’yı da kazanma umudunu taşıyor. Kurultay’la genel başkan değiştirmenin hikayesini aday belirleme sürecinde harcamış görünen CHP ülke genelinde yeni bir dalga yaratamamış durumda.

Yerel seçimin odağı haline gelen İstanbul’da ise yayınlanan 15 araştırma şirketinin 36 araştırması bulguları kullanılarak masa başı bir çalışmayla bakıldığında İmamoğlu 3 puan mertebesinde önde görünüyor. YRP, İYİ Parti, Zafer partileri adaylarının yine aynı masa başı çalışmadaki ortalama 3’er puan, DEM partinin 5 puan mertebesindeki oy oranları dikkate alınınca hala seçimin ortada olduğu söylenebilir.

Genel seçimlerin ardından muhalif blok seçmenlerinde oluşan öfke ve umutsuzluk duygusu henüz tümden geçmiş değilse de iktidar bloku seçmenlerinin de moral üstünlüklerini sahaya yansıtamadıkları, aksine temkinli bir bekleyişte oldukları gözleniyor. Hala Erdoğan yine son hafta şapkadan tavşan çıkarır mı tedirginliği ya da umudu olsa da sanki Erdoğan’da da bilindik enerji yok. Yine de son haftada hangi çılgın vaat ya da söylemle seçmenini gayrete getireceğini göreceğiz.

İktidar blokunun handikapı yalnızca YRP’nin ayrı aday çıkarması da değil. Erdoğan uzun bir süredir artık AK Parti örgütünden çok bürokrasiyle sahaya müdahale ediyor. Bu da parti örgütünün enerji ve kapasitesinde kayda değer eksilmeyi üretiyor. Yerel seçim için seçilen adayların büyük kısmı Murat Kurum da dahil örgütten değil bürokrasiden geliyor.

Benzer bir kapasite kaybı strateji ve kampanya tasarım ve uygulamalarında görülüyor. Kurum için yürütülen kampanyanın esaslı bir stratejiye ve yaratıcılığa dayandığını söylemek mümkün değil. Belli ki Kurum ve ekibi de Erdoğan’ın maharetine kaderini bağlamış durumda.

Ekrem İmamoğlu moral üstünlüğünü ele geçirmiş durumda

Buna karşılık İmamoğlu çalışılmış bir stratejiyle yürüyor ve moral üstünlüğü de ele geçirmiş durumda. İmamoğlu İstanbul’da 2019’da üç ay arayla iki kez kazanan, son güne kadar Cumhurbaşkanlığı seçimleri için iddiasını korumuş, kaybedilen seçim sonrası duygusal olarak çökmüş partisinde kurultay kazanmış bir siyasetçi olarak sahnede.

Muhalefet blokundaki ittifakların dağılışı ardından sert ve öfkeli iç rekabete, her birisi güçlü adaylarıyla İstanbul’da yarışan partilere karşın İmamoğlu partilerin İstanbul seçmenlerinin neredeyse yarısının Başkanlık oyunu kazanıyor görünüyor. Yine de İmamoğlu’nun kesin kazanacağını söylemek için henüz erken.

İstanbul’da İmamoğlu ile Kurum yarışı varsa da herkes biliyor ki aslında yarış Erdoğan ile İmamoğlu arasında. O nedenle geleceğe dair en önemli işaret İmamoğlu’nun kazanması olur. Genel denge değişmese de İmamoğlu’nun kazanması hem CHP hem muhalefet kanadında yeni hizalanmaları tetikler. Daha önemlisi umutsuz muhalif seçmen için bir umutlanma kaynağı olur.

Seçimlere 10 gün kala vaziyet budur efendim.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

İmamoğlu, Kolları Sıvadı 2019’u Hatırlattı

Beylikdüzü Yaşam Vadisi’nde yurttaşlara seslenen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Biz kötü zihniyeti 2019’da o devri kapattık. Şimdi 31 Mart’ta tarihe gömeceğiz, tarihe gömeceğiz” dedi ve ekledi:

“Bizim yaptığımızı onlar yapamazdı yapmadı zaten. Onlar israfçı onlar rantçı, biz ise icraatçıyız, biz halkçıyız. Onlar kendileri bile itiraf ettiler. Onlar ihanetçiyiz demediler mi? Onların ruhunda ihanet bizim ruhumuzda merhamet var merhamet. Bu şehrin israfçılara ve rantçılara kaybedecek bir saniyesi bile yok.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Yaşam Vadisi’nde yurttaşlara seslendi. İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:

“İstanbul dere yataklarını imara açan yeşil alanlarını ranta dönüştürmek için fırsat kollayan bir anlayıştan çok çekti. 2017 yılında burayı açarken hep birlikte aslında bu gidişe dur dediğimiz tarihti. 19 Mayıs 2017. Bu tarihi unutmayın. zihniyet devriminin başladığı tarihtir. İstanbul’un dere yatakları ormanları vadileri İstanbullulara aittir artık. Hepsini geri alacak başkasının olmadı olmayacak.

Biz dedik ki İstanbul’un malıyla kimseye peşkeş çekilemez. Bu mal İstanbul’un her alanı bu şehrin insanına aittir. Halka ait olanı halka vermenin en doğru en güzel örneği yaşam vadisi olmuştur. Onun için benim hayatımın en değerli somut kavramlarından birisidir. Aktif ve kaliteli yeşil alan kavramının ete kemiğe büründüğü isimdir yaşam vadisi.

Burayı ve İstanbul’un 21 noktasını daha yenilerini o rantçıların elinden kurtardık. Asıl sahibine yani size vatandaşa teslim ettik. Etmeye devam edeceğiz. Sizden aldığımız güçle İstanbul’un dört bir yanına bu vadileri yaptık ve yapmaya devam ediyorum. İstanbul’un her yerini yaşam vadileri ve kent ormanlarıyla misli misli büyüttük büyüteceğiz. Başka bir dönem yaşıyoruz.

Biz kötü zihniyeti 2019’da o devri kapattık. Şimdi 31 Mart’ta tarihe gömeceğiz, tarihe gömeceğiz. Bizim yaptığımızı onlar yapamazdı yapmadı zaten. Onlar israfçı onlar rantçı, biz ise icraatçıyız, biz halkçıyız. Onlar kendileri bile itiraf ettiler. Onlar ihanetçiyiz demediler mi? Onların ruhunda ihanet bizim ruhumuzda merhamet var merhamet. Bu şehrin israfçılara ve rantçılara kaybedecek bir saniyesi bile yok.

O akşamı hatırlattı

Bu şehrin bir daha ihanete uğramasına zaten bu şehrin insanları güzel insanları sizler asla izin vermeyeceksiniz. 31 Mart’ta onları böyle uğurlayacaksınız. İşte 2017 yılında hep birlikte açtığımız o vadiyle birlikte yaptığımız tercih bilinçli tercihti. Çünkü 19 Mayıs bizim için farklı bir tarihtir. 19 Mayıs bir milletin kaderini kendi elleriyle belirleme iradesinin simgesindir.

19 Mayıs deyince hepimizin içi kıpır kıpır olmaz mı? Özgürlük ve cumhuriyet yolunda Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde milletçe attığımız o ilk adımın o güçlü adımın tarihi aklımıza gelmez mi. İşte o gündür o gün. Beylikdüzü Yaşam Vadisi o iradeye sahip çıkma ve yaşatma hedefiyle açılmıştır. Sizler o ruhla o inançla yine inşalarımızın belki de var olması adına ayakta kalması adına direnci adına en çok değer verdiği demokrasi ruhuna ihanet edildiği akşam yine hep birlikte buradaydık öyle değil mi?”

İnşallah 31 Mart’tan sonra İstanbul’a hizmet yolunda hep birlikte daha güçlü daha hızlı bir koşuya başlayacağız. Seçimi kazanmak için yapmamız gerekenleri. Sizlere hatırlatacak değilim. Bunları en iyi bilen Beylikdüzülüler. Beylikdüzü kazanmayı bilir öyle değil mi? Demokrasiye kazandırmayı alıştı öyle değil mi? Bu gün bir kez daha söylüyorum kazanmayı çok  iyi bilirsiniz. Bir kez daha bağrınıza bastınız. Bir kez daha o güzel yüreklerinizi bize hissettirdiniz.”

Paylaşın

Cumhurbaşkanı Aday Olacak Mı? İmamoğlu Açıkladı

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bir dahaki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday mısınız?” sorusuna, “Benim İstanbul’a dair öyle güçlü öyle büyük hayallerim var ki onları gerçekleştirme rüyasından başka rüya görmüyorum. Planlama önemlidir ama planı yapan sadece insanlar değildir. Hayatın da kendi planları vardır. 4 yıl sonraki bir olay için bugünden yorum yapmak bana anlamlı gelmez” diye yanıt verdi.

Bir kez daha adaylığını koyarak yarışa katılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, vatandaşa “Riski görmeniz gerek. İstanbul kaybedilirse bu tüm Türkiye’nin direncinin çökmesi anlamına gelecek” diye seslendi. İmamoğlu, “Bir dahaki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday mısınız?” sorusuna da yanıt verdi.

Cumhuriyet’ten İklim Öngel’e konuşan İBB Başkanı İmamoğlu, İstanbul’daki seçim sürecine dikkati çektiği açıklamasında, bakanların ilçelerde gerçekleştirdiği mitinglere işaret ederek, “Cumhurbaşkanı yardımcısı İstanbul’da propaganda yapıyor. Seçimin son 2-3 günü de cumhurbaşkanı gelir” dedi.

İmamoğlu, “İstanbul seçiminin sonucu Türkiye’nin siyasi geleceğini nasıl etkileyeceğine” ilişkin öngörülerini şöyle aktardı: “Bu seçimlerde, ışıl ışıl, güler yüzlü, akılcı bir İstanbul, ne yaptığını bilen, halkına yalan söylemeyen, bir avuç insanı değil, 16 milyonu gözeten bir yönetim için oy kullanacağız. İşte bu İstanbul ittifakının gerçekleşmesi için çok önemli bir aşama. Ama İstanbul ittifakının asıl kendini göstereceği dönem seçimden sonra olacak.

Seçimden sonra bu meydan büyümeye devam edecek. Mutlu, eşit, müreffeh Türkiye için İstanbul ittifakı ulusal bir ittifaka dönüşecek. Türkiye’nin geleceğini hepimiz beraberce oluşturacağız. İstanbul ittifakı geleceğimizi beraberce oluşturmanın, hayallerimizi gerçekleştirmenin ittifakıdır. Büyük hayallerimiz var. Kalkınmış, mutlu, eşit bir İstanbul ve Türkiye. Doğası mis gibi kokan, sokakları tertemiz, insanları güler yüzlü, neşeli…”

En büyük hedeflerinin belediye meclisinde çoğunluğu sağlamak olduğunu söyleyen İmamoğlu, şunları kaydetti: “Biliyorsunuz yüzde 10 barajını aşamayan partilerin adayları meclis üyesi olamıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde çoğunluğu sağlamamız için hem ilçe belediye sayımızı artırmamız hem de CHP’nin İstanbul genelinde alacağı oyun artması gerekiyor. İstanbul ittifakı dediğimiz kavram, meclis çoğunluğunu sağlamayı başarırsa, bu taçlanmış bir başarı olacak. Ben bunu yapacağımıza yürekten inanıyorum.”

Bir dahaki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacak mı?

İmamoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “son seçimim” ifadesi için de “doğru demiş” dedi. İmamoğlu, “Bir dahaki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday mısınız?” sorusuna, “Benim İstanbul’a dair öyle güçlü öyle büyük hayallerim var ki onları gerçekleştirme rüyasından başka rüya görmüyorum. Planlama önemlidir ama planı yapan sadece insanlar değildir. Hayatın da kendi planları vardır. 4 yıl sonraki bir olay için bugünden yorum yapmak bana anlamlı gelmez” diye yanıt verdi.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan ’17 Bakan’ Eleştirisi: Toplanmışlar, İstanbul’a Gelmişler

Silivri’de halka seslenen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 17 bakanın İstanbul’a seçim çalışması yapmasını eleştirerek, “Toplanmışlar, Ankara’dan İstanbul’a gelmişler. Bütün bakanlar burada. Sanki Türkiye’nin dış ilişkilerle ilgili hiçbir sorunu yok. Dışişleri Bakanı burada. İçişleri Bakanı burada. Yetmez; Sağlık Bakanı burada. Daha da yetmez; Adalet Bakanı burada” dedi ve ekledi:

“Yahu hepiniz toplandınız, geldiniz. Hepiniz gelin, önemli değil. Ama adayınıza yazık, adayınıza. Bu kadar küçük düşürmeyin. Bakın küçük düşürmeyin. Bu neye benziyor biliyor musunuz? ‘Toplanalım Silivri’ye gidelim.’ Kardeşim, bizim burada aslan gibi başkanımız var, ekip arkadaşları var, ilçe başkanı var, meclis üyeleri var; çalışıyor. Biz seçim boyunca iki defa geliriz, yeter. Ama onlar, Ankara’dan toplanmış gelmişler. E iyi yapmışlar, hoş gelmişler.”

İmamoğlu konuşmasının devamında, “Dertleri ne biliyor musunuz? Bunların derdi, milletin seçim kazanması değil. Bunların derdi, bir avuç insanın seçim kazanması. Korkuyorlar. En çok da neden korkuyorlar biliyor musunuz? Bir kişiye hesap verememekten, bir kişiye. Bizim bir tek Allah korkumuz var. Bir de milletimize mahcup olma korkumuz var. Onun dışında Allah kulundan korkmayız biz. Biz, 100 yıl önce, bu topraklara Cumhuriyeti emanet eden, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığından giden, Cumhuriyetin, milletin evlatlarıyız. Bundan hiç vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, yerel seçimler kapsamında partisinin Silivri halk buluşmasında konuştu. İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

“Yaklaşık 1 hafta sonra sandığa gidileceğiz. Sandıktan çıkacak sonuç, hepimizin tabii ki başının üstüne. Biz, milletçe seçim sonuçlarını saygıyla karşılamayı biliriz. Öyle değil mi? sonuç ne olursa olsun, vatandaşlar olarak, birbirimize saygı gösteririz; öyle değil mi? Ama bu ülkede sonuçları beğenmediği zaman, seçimleri yok sayan bir anlayış var.

Aynı zarftan dört pusula çıkarıp, sadece birini geçersiz sayan ve geçersiz gösteren o anlayışı hatırlıyoruz değil mi? Seçimi iptal ettirdi. Bununla yetinmedi ne yaptı? Bizi çalmakla suçladı. Sandık görevlilerini terörist ilan etti. ‘Hırsız’ dedi mi? İftira attı mı? Ama ne yaparlarsa yapsınlar, mahkemeden döndü, milletten döndü. Millet, onlara yalanlarının bedellerini ödetti mi? İşte hep söyledik; o iftiraları, yalanları söylemeyin. Onlar ne yaptılar? Yalanları söylediler, iftiraları attılar. Seçim bitti, 806 bin oy farkı yediler. Millet gereken cevabı verdi. Hiçbir şey yokmuş gibi seçimden sonra ne dedi; hatırlayın? ‘Siyaseten söyledik’ dediler. Birine siyaseten yalan söylenir mi? Birine siyaseten iftira atılır mı? Böyle bir şey olabilir mi?

2019’da neyseler, bugün de aynısını yapıyorlar. Dürüst ve adil değildiler; bugün de değiller. O zaman da demokrat değildiler, bugün de değiller. O zaman da kumpas yaptılar, öyle değil mi? Bugün de yapıyorlar. Kurgular, kışkırtmalar… Seçimi bütün bu ayak oyunlarıyla kazanmaya çalışıyorlar. Ama 31 Mart; yalanla, iftirayla milleti bölmeyle, ayrıştırmayla siyasetin hangi günü biliyor musunuz? Onların hepsini tarihe gömme günü. Tarihe gömeceğiz. Siz, ayrımcılık yapanı değil, birleştireni seçeceksiniz. Onlar particilik yapıyorlar, partizanlık yapıyorlar. Ama siz, partizanları değil, belediyecilik yapanı seçeceksiniz. Çünkü siz, farkı gördünüz. İcraat nasıl yapılır, gördünüz.

Burayı, başka partili değil görmezden gelmedik. Burada bazı konularda bizi yok saysalar da arkamızdan kötü konuşsalar da ekranda siyaset yapsalar da biz, Silivri halkına hizmet etmekte en önde koştuk. 39 ilçede aynısını koştuk. İstanbul’da çok çalıştık. İcraatçı, halkçı belediyeciliği size yaşatmak istedik. Şimdi o icraatçı, halkçı, cumhuriyetçi, vatandaşını seven, insanını seven, siyasi talimat geldiğinde ‘pıt’ deyip susan değil, vatandaşının hakkını arayan, hukukunu koruyan bir Belediye Başkanı İstanbul’da.

Ekrem İmamoğlu İstanbul’da, Bora Balcıoğlu Silivri’de belediye başkanı olacak. Biz, kim hangi partiden, hangi görüşten, hangi inançtan; dönüp bakmadık, bakmayız. Böyle bir şeyi aklımızın ucuna getirmeyiz. Canla, başla çalışırız. O sayede biz, Silivri’ye 5 yılda, yıllardır görmediği hizmeti sunduk. Bunlar, her yolu kendine mubah görsünler; biz çalışmaya devam edeceğiz.

Toplanmışlar, Ankara’dan İstanbul’a gelmişler. Bütün bakanlar burada. Sanki Türkiye’nin dış ilişkilerle ilgili hiçbir sorunu yok. Dışişleri Bakanı burada. İçişleri Bakanı burada. Yetmez; Sağlık Bakanı burada. Daha da yetmez; Adalet Bakanı burada. Yahu hepiniz toplandınız, geldiniz. Hepiniz gelin, önemli değil. Ama adayınıza yazık, adayınıza. Bu kadar küçük düşürmeyin. Bakın küçük düşürmeyin. Bu neye benziyor biliyor musunuz? ‘Toplanalım Silivri’ye gidelim.’ Kardeşim, bizim burada aslan gibi başkanımız var, ekip arkadaşları var, ilçe başkanı var, meclis üyeleri var; çalışıyor.

“Korkuyorlar”

Biz seçim boyunca iki defa geliriz, yeter. Ama onlar, Ankara’dan toplanmış gelmişler. E iyi yapmışlar, hoş gelmişler. Dertleri ne biliyor musunuz? Bunların derdi, milletin seçim kazanması değil. Bunların derdi, bir avuç insanın seçim kazanması. Korkuyorlar. En çok da neden korkuyorlar biliyor musunuz? Bir kişiye hesap verememekten, bir kişiye. Bizim bir tek Allah korkumuz var. Bir de milletimize mahcup olma korkumuz var. Onun dışında Allah kulundan korkmayız biz. Biz, 100 yıl önce, bu topraklara Cumhuriyeti emanet eden, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığından giden, Cumhuriyetin, milletin evlatlarıyız. Bundan hiç vazgeçmeyeceğiz.

Silivri’de; Selimpaşa’dan Ortaköy’e, Kadıköy’den Çanta’ya, Seymen’den Silivri’nin merkezine kadar hemen her noktayı sayabilirim. O bir tane sayamaz, onu söyleyeyim. Listeyi verseniz okuyamaz. Vallahi ‘Ortaköy’ deseniz, zanneder ki bu Beşiktaş’taki Ortaköy, üstünü çizer. ‘Kadıköy’ deseniz; zanneder öbür Kadıköy, üstünü çizer. ‘Arkadaşlar yanlış yazmış’ der, söyleyeyim. Neyse, daha fazla bahsetmeyelim. Şimdi onun da canını sıkmayalım, inşallah 31 Mart’ı çıkarsın, bir hayat dersi alsın.

Zaten Sayın Cumhurbaşkanı ona ne dedi televizyonda? Hatırlayın. Bakın bunu anlatacağım. Ne dedi? ‘Metrolara sahip çık ha’ dedi. Yahu, sanki kendi babasının malına sahip çıkacak. Yahu, onu yapan bakanlık kimin? Milletin. Benim, senin; öyle değil mi? Bizim yaptığımız metrolar kimin? Senin, benim, milletin; öyle değil mi? O diyor, ‘Sahip çık’ ona. Ben de dedim ki, ‘Yeni görevi belli oldu. İstanbul merkezden Gayrettepe’den, Halkalı’dan İstanbul Havalimanı’na gidecek metroların herhalde güvenlik şefi yapacak onu’ dedim. Bu kadar anlayışları bozulmuş bir düzene, artık kendi görevlerini hatırlama zamanı. Geçmişten bugüne notlarını verdiğiniz bu insanlara, 31 Mart’ta, hak ettikleri notu verecek misiniz? Tabii ki sıfır değil mi?

“Onlar ‘kanal’ diyor, biz ‘İstanbul’ diyoruz”

Onlar ‘kanal’ diyor, biz ‘İstanbul’ diyoruz. Yatıyorlar, kalkıyorlar ‘kanal.’ Gündemlerinde yokmuş gibi davranıyorlar ama inanmayın. İnanmıyorsunuz değil mi? Allah korusun; sakın ha. Çünkü onlar, Kanal İstanbul’u yapmaya mecburdurlar. Şimdi bakın; ne Büyükşehir adayları ‘Kanala karşıyım’ diyebilir ne buradaki ne Silivri’deki ne başka bir yerdeki diyemez. Korkarlar, fırça yerler diye. Öyle değil mi? Onun için, bir yandan ihalelere devam ediyorlar. Verilmiş sözleri var, taahhütleri var. Hem de çoğu yurt dışından, buradan da değil.

Onlar İstanbul’un kaynaklarını yerli, yabancı, bir avuç insana aktarmaya çalışıyorlar. Vatandaşa kaşıkla verdiklerini, kepçeyle geri alıyorlar. Size söz; şart olsun, görevimin son anına kadar, milletimin en zor anında yanında olacağım. Milletin parasını, millet vereceğiz. Ben, halka ait alanları halka açacağım. Ben İstanbul’un muhafızı olmayı, bu şehrin doğal ve tarihi zenginliklerine gözüm gibi bakmayı bilirim. Siz beni bu şehri israftan, ranttan, ihanetten koruyun diye işbaşına getirdiniz; öyle değil mi? Ben sizin yüzünüzü kara çıkarmayacağım. Yeter ki siz bizim arkamızda durun, bizi desteklemeye devam edin. Ben size layık olmaya devam edeceğim.

5 yılda 25 yıla bedel iş yaptık, 10 yılda 50 yıla bedel iş yapacağız. Bizi engellemeye çalıştılar. Başaramayacaklar. Yeter ki siz onlara izin vermeyin. Yeter ki siz, 31 Mart’ta israfçıları tarihe gömün. Yeter ki siz, rantçıları tarihe gömün. Bir daha ‘israf, rant’ diyen insanlar, İstanbul’da bir göreve gelemeyecekler. İstanbul’da, bir daha ihaneti gözünden okuduğunuz hiç kimseyi, bu şehirde yönetime getirmeyeceksiniz. Bu şehir artık bağışıklık kazandı, bağışıklık; bu virüslere karşı bağışıklık kazandı. 5 yıl boyunca bunu öğrendi. Dolayısıyla, bir avuç insana çalışana, asla oy vermeyin. Onlara oy vermemek yetmez. Oylarınızı, güçlerinizi birleştirin.

Birleşe birleşe kazanacağız. Silivri, birleşe birleşe kazanacağız. Particilik zamanı değil. Zaman, birlikte olma zamanı. Zaman, hep birlikte mücadele etme zamanı. Zaman, İstanbul ittifakı zamanı. Zaman, halkçı büyük bir ittifak kurmanın zamanı. Zaman, vicdan ittifakı kurma zamanı. Süreç, partiler ötesi bir süreçtir. Onların gözü, ranttan başka bir şey görmüyor. Biz ise, 16 milyon vicdanlı mert, çalışkan, İstanbul’un muhafızı, milletin ittifakının neferleriyiz. Biz kazanacağız. 31 Mart’ta millet kazanacak. 16 milyon kazanacak. İnşallah mertlik kazanacak, mertlik. Belediyecilik kazanacak. Hep birlikte kazanacağız.”

Paylaşın

“Seçim Erdoğan İle İmamoğlu Arasında”

CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, yerel seçimlerde Kürt seçmenin tavrının ne olacağına ilişkin yaptığı değerlendirmede, ”Recep Tayyip Erdoğan ve Ekrem İmamoğlu’nun arasında gerçekleştiğini göz ardı etmemek gerektiğini hatırlatmak isterim. Bir nevi içinde bulunduğumuz koşulların devamına icazet verip vermemenin oylamasıdır bu seçim” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, seçim bölgesinde yürüttüğü çalışmalar sonrasında basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.

Gazete Pencere’nin aktardığına göre; ”Ekrem İmamoğlu’na Kürt seçmen nezdinde tahminlerin üzerinde bir teveccüh var. Bu teveccühün pekiştirilmesi, muhalefetin güçlenmesi açısından elzemdir” diyen Elçi, iktidarın Cumhur İttifakı ile son dönemdeki söylemlerinin Kürt muhalefetinde tepkiye neden olduğunu söyledi.

Elçi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Kürtçe konusundaki açıklamalarının seçmende sempatiye neden olduğunu belirterek, şunları söyledi:

”İBB’nin Kürtçe kurslar açması veya Kürtçe konserlerin engellenmemesi gibi girişimlerinin kıymetli olduğunu düşünüyorum. Özellikle son dönemlerde Ekrem İmamoğlu’nun Kasımpaşa’da ‘Ne güzel Kürtçe yazmış, kurban olurum senin diline. Onları öğreneceğiz öyle görünüyor’ söyleminin de Kürtçenin üzerindeki baskıcı politikalara çözüm arama, Kürtler ile bağ kurma gibi bir meramdan ileri geldiği söylenebilir.”

“İmamoğlu’nun Afyon tepkisi ile Kürtlerle bağı pekişti”

DEM Parti’nin İstanbul’dan aday çıkarması ve CHP’nin Afyon Belediye Başkan adayı Burcu Köksal’ın açıklamalarını da değerlendiren Elçi, ”Afyon’dan yapılan açıklamanın hemen sonrasında Ekrem İmamoğlu’nun açıklaması önemli bir hamleydi. Olumsuz sonuçlar doğuracak bir söylem, kısa sürede olumlu bir yöne evrildi. Kürtler ile Ekrem İmamoğlu arasındaki bağ biraz daha pekişmiş oldu diyebiliriz. Bu değerlendirmeyi yine kahvehanelerde, çarşıda, pazarda yaptığımız görüşmelerden yola çıkarak yapıyoruz” diye konuştu.

“Barış süreci olarak adlandırılan 2015 yılının travmasını üzerimizden henüz atamadık” diyen Elçi, ” Maalesef ki şeffaf olmayan, müphemliklerle ilerleyen süreçte yaşanan çözümsüzlüğün nedenleri hakkıyla izah edilmedi. Büyük umutlarla bekleyiş içinde olan toplumun aklı başında bireylerinin hayallerinin yıkıldığını, bunun yanında farklı sebeplerden dolayı rahatsızlığını dile getirmede imtina ettiğini, sorunları çözmek için yola çıkanlara karşı güven yitimi yaşadığını da göz ardı etmemek gerekir” görüşüni dile getirdi.

AK Parti- MHP ortaklığında bölgede yeni bir barış süreci beklentisinin inandırıcı olmadığını vurgulayan Elçi, ”Elbette ki hepimiz güneşin doğuşunu bekliyoruz ama güneşin doğması için göğün karanlıktan kurtulup alaca karanlığa evirilmesi ve daha sonra güneşin aydınlık emarelerinin belirmesi gerekmez mi? Örneğin, meseleye yargının bağımsız ve objektif olamamasından, adalet dağıtamamasından hareketle nasıl bir karanlıkta yaşadığımızı anlatmakla başlayabiliriz. Yargı makamlarının baskılandığı, temel hak ve özgürlüklerin, ifade özgürlüğünün olmadığı, adaletin tecelli etmediği bir ülkede aydınlığa yani barışa doğru bir yola evirileceğimiz ne derece inandırıcıdır?” ifadesini kullandı.

Türkan Elçi, yerel seçimlerde Kürt seçmenin tavrının ne olacağını değerlendirirken, ”Recep Tayyip Erdoğan ve Ekrem İmamoğlu’nun arasında gerçekleştiğini göz ardı etmemek gerektiğini hatırlatmak isterim. Bir nevi içinde bulunduğumuz koşulların devamına icazet verip vermemenin oylamasıdır bu seçim” dedi.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan İktidara Rest: Topunuz Gelin

Bakanların AK Parti’nin seçim çalışmalarına katılması değerlendiren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Eskiden Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Ulaştırma Bakanı seçim dönemlerinde bağımsız olsun diye istifa ettirilir, bürokrasiden insanlar atanırdı ki hak, hukuk çiğnenmesin. Nereden nereye…” dedi ve ekledi:

“Demokrasiye bak, gitti! 17-20 tane bakan, topunuz gelin ne olacak! Dükkan gezerek oy istiyorsun. Yazık, üzülüyorum. Zor durumda, Allah yardımcısı olsun. Talimat gelmiş ne yapsın, yoksa koltuğundan olacak. Af isteyecek. Üzülüyorum.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Cendere Yaşam Vadisi 1. ve 2. Etap Gezisi’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Gazete Pencere’nin aktardığına göre; İmamoğlu, açıklamasında, “Temel amacımız Türkiye’de siyasetçi olmanın, kamu yöneticisi olmanın, seçilmiş ya da atanmış kim olursa olsun, millete ait olmanın, milletin parasıyla iş yapıyor olmanın hassasiyetiyle yürünmesi. Yoksa biz ne bir parti devletiyiz ne de bir parti belediyesiyiz…” ifadelerini kullandı.

“Seçimi kazanmanız durumunda bu Türkiye’ye nasıl bir mesaj olacak?” şeklindeki bir soruya İmamoğlu, “Gayet güzel bir mesaj olacak. İçi demokrasi dolu, milletin dediği olur. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” cevabını verdi.

AK Parti’nin İstanbul başkan adayı Murat Kurum’un “İstanbul depreme hazır değil?” yorumlarına ilişkin İmamoğlu, “Sanki Ekrem’in elinde sihirli değnek var. Siz 99 depreminden bu yana 20 senedir bu şehri yönetiyorsunuz, bunun 17 senesinde iktidarsınız, Türkiye’yi yönetiyorsunuz, hiçbir şey yapmadınız. Beni kötüleyerek kendini kötülüyor acemi aday. Onun için birlikte düzeltelim diyoruz” ifadelerini kullandı.

31 Mart seçimlerine ilişkin mesaj veren Ekrem İmamoğlu, “Mesele bir belediye başkanlığı seçimini aştı. Bir anlayış meselesinin tarihe gömülmesi meselesi… Tarihe gömülürse demokrasi canlanacak, tarihe gömülürse bu ülkede özgürlük yeniden vücut bulacak. Tarihe gömülürse hukuk ve adalet kendine gelecek” diye konuştu.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın AK Parti’nin seçim çalışmalarına katılması da sorulan İmamoğlu, şunları kaydetti: “Eskiden Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Ulaştırma Bakanı seçim dönemlerinde bağımsız olsun diye istifa ettirilir, bürokrasiden insanlar atanırdı ki hak, hukuk çiğnenmesin. Nereden nereye… Demokrasiye bak, gitti! 17-20 tane bakan, topunuz gelin ne olacak! Dükkan gezerek oy istiyorsun. Yazık, üzülüyorum. Zor durumda, Allah yardımcısı olsun. Talimat gelmiş ne yapsın, yoksa koltuğundan olacak. Af isteyecek. Üzülüyorum.”

Murat Kurum’a yanıt: Herkes bir gün doğru yolu buluyor

Bir gazetecinin “Murat Kurum 5 yılda 65 kilometre metro yapıldığını itiraf etti” şeklindeki sorusuna İmamoğlu, “Herkes bir gün doğru yolu buluyor, bulacak. Yüzde 87’yi tutturdu, 65 kilometreyi hesaplayabildi” cevabını verdi. Murat Kurum’a desteğini açıklayan eski Başbakan Tansu Çiller’e de tepkisini gösteren İmamoğlu, Tansu Çiller’in Sarıyer’de imara açılan arazisine karşı İBB tarafından yapılan itirazın olumlu sonuçlandığını ve imar izninin iptal edildiğini de duyurdu.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan ‘Kanal İstanbul’ Açıklaması: Emlak Projesi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul’a ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Bir de yeni bir ihanet var. İnsanlarımız şiddetle reddediyor. Bunun altından İstanbul da Türkiye de kalkamaz. Daha önce de söyledim, Kanal İstanbul, Beton İstanbul. Bu bir emlak projesidir” dedi ve ekledi:

“Bunlar ihanete doymadılar. İl Başkanı onu yalanlıyor, bakanlık yalanlıyor. Cumhurbaşkanı zaten umursamıyor. Kendisini herhalde iki tane metro durağına şef yapacak. 2000 yılı aşkın bir süredir İstanbul’da suyun taşınmasıyla ilgili söz konusu.”

Ekrem İmamoğlu, “5 tane Esenyurt büyüklüğünde alanı imara açmak, bu kentin ölüm fermanıdır. 2019 İstanbul muhafızlığının en büyük tarihidir. Yine hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz. Zannetmeyin ki İstanbul’un muhafızı sadece oy kullanan insanlardır” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, ’Girişim ve Sürdürülebilirliğin Merkezi İstanbul’ Tematik Sunumu’nda konuştu. İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

“Bize kentsel dönüşüm konusunda ders vermeye çalışanlar, 25 yılın hesabını vermek durumundalar. İBB’nin bizden önce dönüştürdüğü bina sayısı 0. Diğer taraftan adama, kişiye milyarlarca dolarlık rant var. Rakibimize soruyorlar. İstanbul depreme hazır mı? diye. Hayır, diyor. Esas sorumlu nafile geçirilen 2002-2004 sonrası İstanbul’un süreci.

“Bunlar ihanete doymadılar”

Bir de yeni bir ihanet var. İnsanlarımız şiddetle reddediyor. Bunun altından İstanbul da Türkiye de kalkamaz. Daha önce de söyledim, Kanal İstanbul, Beton İstanbul. Bu bir emlak projesidir. Bunlar ihanete doymadılar. İl Başkanı onu yalanlıyor, bakanlık yalanlıyor. Cumhurbaşkanı zaten umursamıyor. Kendisini herhalde iki tane metro durağına şef yapacak.

2000 yılı aşkın bir süredir İstanbul’da suyun taşınmasıyla ilgili söz konusu. 5 tane Esenyurt büyüklüğünde alanı imara açmak, bu kentin ölüm fermanıdır. 2019 İstanbul muhafızlığının en büyük tarihidir. Yine hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz. Zannetmeyin ki İstanbul’un muhafızı sadece oy kullanan insanlardır.

Başımıza icat çıkaran gençlerimizi desteklemeye devam edeceğiz. Oyun geliştirme merkezinin ikincisini Anadolu Yakası’nda hayata geçireceğiz… Birisi emir verdi diye su kaynağını yok sayan bir anlayış bizim yanımıza bile yaklaşamaz. Özellikle kendimizi ekonomik açıdan dezavantajlı kesimlere karşı sorumlu hissediyoruz.”

Paylaşın

Murat Kurum Mu, Ekrem İmamoğlu Mu? Fark 5 Puan

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlere sayılı günler kalırken, Spectrum House Araştırma Merkezi’nin son anketine göre Ekrem İmamoğlu, Murat Kurum’un 5 puan önünde.

İmamoğlu’na DEM Parti seçmeninin yüzde 47,4’ü, İYİ Parti seçmeninin yüzde 52,3’ü, MHP seçmeninin yüzde 13,6’sı, AK Parti seçmeninin yüzde 8,3’ü, YRP seçmeninin yüzde 19,4’ü, Zafer Partisi seçmeninin yüzde 18,8’i, TİP seçmeninin ise yüzde 80,8’i oy verecek.

Spectrum House Araştırma Merkezi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanlığı seçimleri ile ilgili yaptığı son araştırmaya göre mevcut İBB Başkanı ve CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu yüzde 43,9; AK Parti ve MHP’nin adayı Murat Kurum ise yüzde 39 oy alıyor.

Araştırmada DEM Parti adayları Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni’nin oyu yüzde 4,7; İYİ Parti adayı Buğra Kavuncu’nun oyu yüzde 2,6; Yeniden Refah Partisi (YRP) adayı Mehmet Altınöz’ün oyu yüzde 3,7; Zafer Partisi’nin adayı Azmi Karamahmutoğlu’nun oyu ise yüzde 3,3 olarak ölçüldü.

15-20 Mart tarihleri arasında İstanbul’un 26 ilçesinde 2 bin 158 kişi ile yapılan araştırmaya göre kararsızlar dağıtılmadan önce İmamoğlu ve Kurum arasındaki oy farkı ise daha yüksek. Kararsızlar dağıtılmadan İmamoğlu yüzde 36,9; Murat Kurum ise yüzde 31,5 oy alıyor. Bulgulara göre kararsızlar arasında sandığa gitmesi halinde Murat Kurum’a oy vereceğini söyleyenlerin yüzdesi daha yüksek.

Araştırmada, DEM Parti seçmeninin 41.6’sı, İYİ Parti seçmeninin yüzde 30,7’si kendi adaylarına oy vereceğini söyledi.

Ekrem İmamoğlu bütün partilerden oy alıyor

Öte yandan araştırmaya göre Ekrem İmamoğlu’na DEM Parti seçmeninin yüzde 47,4’ü, İYİ Parti seçmeninin yüzde 52,3’ü, MHP seçmeninin yüzde 13,6’sı, AK Parti seçmeninin yüzde 8,3’ü, YRP seçmeninin yüzde 19,4’ü, Zafer Partisi seçmeninin yüzde 18,8’i, TİP seçmeninin ise yüzde 80,8’i oy verecek.

Paylaşın