Trumpizm’in Çelişkileri

Trumpizm, ABD Başkanı Donald Trump’ın siyasi hareketi olarak tanımlanan ideoloji, sağ popülizm, milliyetçilik, anti-küreselleşme ve “Amerika Önce” (America First) söylemini temel almaktadır.

Haber Merkezi / Ancak, bu hareketin çekirdeğinde derin çelişkiler yatmaktadır: Tutarlı bir ideolojik çerçeveden yoksunluğu, vaatleriyle eylemleri arasındaki uçurumlar ve koalisyon içindeki çatışmalar.

Trumpizm’i “eklektik, doğaçlama ve sıklıkla çelişkili” olarak nitelendiren analizler (örneğin, Politico’nun Trump’ın 23 ana konuda 141 kez pozisyon değiştirdiğini belirten raporu), bu çelişkileri hem bireysel hem de yapısal düzeyde ele almaktadır.

Trumpizm’in başlıca çelişkileri dört ana başlık altında incelenebilir:

Ekonomik Politikalar: Serbest Piyasa mı, Devlet Müdahalesi mi?

Trumpizm, geleneksel muhafazakar/libertaryen köklerden (vergi indirimleri, deregülasyon) beslenirken, aynı zamanda ekonomik milliyetçiliği (gümrük vergileri, ticaret savaşları) savunmaktadır. Bu, neoliberalizmle çatışan bir hibrit bir ekonomi politik yaratmaktadır:

Elon Musk gibi figürler Trumpizm’i “bireysel büyüklük ve sınırsız kapitalizm” olarak görürken, Peter Navarro gibi ekonomik milliyetçiler, büyük şirketleri ulusal vizyona uymadıkları için eleştirirler.

Örneğin 2025’te Stephen Miran’ın dolar devalüasyonu planı, ABD’yi “küresel enayi” olmaktan kurtarmayı hedeflerken, Scott Bessent’in “özel sektör en iyisidir” yaklaşımıyla çelişmektedir. Bu, endüstriyel yeniden yapılanmayı (yerli üretim) teşvik ederken, küresel entegrasyonun çelişkilerini derinleştirmektedir.

Yabancı Politika: İzolasyonizm mi, Müdahalecilik mi?

“Amerika Önce” sloganı izolasyonist bir duruşu ima ederken, Trumpizm askeri güç ve ekonomik baskıyı (tarifeler, yaptırımlar) agresif kullanmaktadır:

Anti-küreselleşme söylemi, NATO eleştirileriyle birleşirken, Gazze veya Ukrayna gibi krizlerde “anlaşma odaklı” müdahaleler (örneğin, “Riviera planı”) devreye girmektedir. Bu, hem milliyetçi tabanı hem de uluslararası elitleri tatmin etme çabasıdır, ancak tutarsız sonuçlar doğurmaktadır.

Sosyal ve Kültürel Konular: Halkçı mı, Elitist mi?

Popülist bir hareket olarak Trumpizm, “halkın sesi” olmayı iddia ederken, milyarder destekçileri (Musk ve Thiel gibi) ve dışlayıcı kimlik politikalarıyla elitist kalmaktadır:

Trumpizm, işçi sınıfının öfkesini (eşitsizlik ve göç gibi) kanalize ederken, RFK Jr. gibi “çevreci hippi” figürlerle koalisyon kurmaktadır – ancak bu, ırkçı öfke ve çokkültürlülük karşıtlığıyla çelişmektedir. Trumpizm, tarihsel olarak Jacksoncı popülizmin “belirsiz ve çelişkili” vaatlerini taşımaktadır.

Örneğin, 2025 yılında DOGE (Department of Government Efficiency) girişimi, idari devleti yok etmeyi vaat ederken, Curtis Yarvin gibi gerici ideologların monarşik vizyonuyla birleşir – bu, “halk isyanı” kisvesi altında elit hakimiyetini güçlendirmektedir.

Retorik ve Gerçeklik: Tutarlılık mı, Şekil Değiştirme mi?

Trump’ın kişisel stili, Trumpizm’in en belirgin çelişkisidir: Yalanlarla, gerçeğin çarpıtılması.

Bu çelişkiler, Trumpizm’i “tanımsız bir fenomen” yapmaktadır: Faşizm mi, libertarianizm mi, yoksa neoliberalizmin “sapkın uzantısı” mı?

Eleştirmenler, bunları demokrasiyi aşındıran bir “psikotik olgu” olarak görürken, Trump’ın destekçileri daha çok pratik sonuçları (iş yaratma, ulusal güç) öncelemektedir.

Trumpizm’in geleceği, bu iç gerilimlerin nasıl çözüleceğine bağlı – ancak tarih, popülizmin çelişkilerinin genellikle kaosla sonuçlandığını göstermektedir.

Paylaşın

Donald Trump’a Silahlı Saldırı: Saldırgan Öldürüldü

Eski Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Donald Trump, Pensilvanya eyaletinin Butler şehrinde düzenlenen seçim mitingi esnasında saldırıya uğradı.

Haber Merkezi / Federal Soruşturma Bürosu (FBI) olayın, “suikast girişimi” olarak değerlendirildiğini açıklarken, silahlı saldırganın öldüğü duyuruldu. Ayrıca mitinge katılan bir kişinin öldüğü, iki kişinin de ağır yaralandığı bildirildi.

Olayın ardından açıklama yapan ABD’li üst düzey yetkilileri korumakla görevli Gizli Servis “saldırganın miting alanı dışındaki yüksek bir noktadan sahneye doğru birden çok kez ateş açtığını” belirtti.

Açıklama şöyle; “Eski Başkan Trump’un13 Temmuz akşamı Butler, Pennsylvania’da yaptığı miting sırasında, yaklaşık 18:15 sıralarında, bir zanlı miting alanının dışındaki yüksek bir noktadan sahneye doğru birden çok kez ateş açtı.

ABD Gizli Servis Personeli ateş açan zanlıyı etkisiz hale getirdi ve zanlı öldü. ABD Gizli servisi proaktif önlemlerle derhal mürahale etti ve eski Başkan Trump güvende. Bir seyirci öldü ve iki seyirci ağır yaralandı. Olay şu anda soruşturma altında ve FBI bilgilendirildi.”

FBI saldırganın kimliğini Pensilvanya’dan Thomas Matthew Crooks (20) olarak açıkladı. Amerikan NBC ve CBS televizyonlarından paylaşılan açıklamada “FBI, Pennsylvania Bethel Park’tan 20 yaşındaki Thomas Matthew Crooks’un 13 Temmuz’da Pennsylvania Butler’da eski Başkan Donald Trump’a suikast girişiminde bulunan kişi olduğunu tespit etti” denildi.

Eski Başkan Trump, sosyal medya hesabı Truth Social üzerinden şu açıklamayı yaptı: “Pennsylvania’da yaşanan silahlı saldırıya hızlı bir şekilde müdahale ettikleri için ABD Gizli Servisi’ne ve tüm güvenlik güçlerine teşekkür etmek istiyorum. En önemlisi de mitingde öldürülen kişinin ailesine ve ağır yaralanan bir başka kişinin ailesine başsağlığı (ve geçmiş olsun) dileklerimi iletmek istiyorum.

Ülkemizde böyle bir eylemin gerçekleşmesi inanılmaz. Şu anda ölü olan saldırgan hakkında hiçbir şey bilinmiyor. Sağ kulağımın üst kısmını delen bir kurşunla vuruldum. Bir şeylerin ters gittiğini hemen anladım çünkü bir vızıltı sesi, silah sesi duydum ve kurşunun derimi parçaladığını hissettim. Çok fazla kanama oldu, o zaman ne olduğunu anladım. TANRI AMERİKA’YI KORUSUN!”

“Herkes bunu kınamalı”

Donald Trump’ın açılan ateşle yaralanmasına ilişkin olarak ABD Başkanı Joe Biden da bir açıklama yaptı. Kameraların karşısında kısa bir değerlendirme yapan Biden, Trump sağlık durumunun iyi olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirirken Trump’ın güvenliğini sağlayan Gizli Servis üyelerine teşekkür etti.

Biden, açıklamasında ABD’de siyasi şiddete yer olmadığını ve bu saldırıyı herkesin kınaması gerektiğini söyledi. ABD Başkanı, “Şu anda tüm detayları bilmiyorum ama ilerleyen saatlerde öğreneceğim. Daha sonra bir açıklama da yapacağız. Ama bu olayı herkes kınamalı. ABD’de bu şekilde bir şiddet ve siyasi şiddet olacak şey değildir” dedi.

Olayın bir suikast olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine de Joe Biden, “Bu konuda bir fikrim var ama yeterli bilgimiz yok ve tam olarak neler olduğunu bilmiyoruz. Önce neler olduğunu tam olarak öğrenmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Saldırı ayrıca, Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Partili politikacılar tarafından kınandı. Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, “Barışçıl bir kampanya mitinginde yaşanan bu korkunç siyasi şiddet eyleminin bu ülkede yeri yok ve herkes tarafından güçlü bir şekilde kınanmalı” dedi.

Trump’ın silahlı saldırı sonrasında güvenli bir yere götürülmesinden birkaç dakika sonra birçok Cumhuriyetçi Partili Kongre üyesi, sosyal medya platformu X’te, Associated Press (AP) haber ajansı tarafından çekilmiş ve eski başkanın gözle görülür şekilde kanlar içinde ama ayakta, yumruğunu havaya kaldırmış, etrafı Gizli Servis tarafından sarılmış bir şekilde çekilmiş fotoğrafını paylaştı.

Trump’ın başkan yardımcısı adayı olarak öne çıkan isimlerden biri olan Cumhuriyetçi Partili Senatör Marco Rubio AP’deki fotoğrafı X’te paylaşarak, “Tanrı Başkan Trump’ı korudu” yazdı.

Cumhuriyetçi Partili Senatör Ted Cruz da fotoğrafı X hesabından paylaştı ve Trump’ın tepkisini “Olağanüstü” olarak niteledi. Cruz, “Tanrı Başkan Trump’ı korusun” ifadesini kullandı.

Senato ve Temsilciler Meclisi’ndeki Demokrat Partili liderler de saldırıyı kınadı.

Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer X’te, “Pennsylvania’daki Trump mitinginde yaşananlar karşısında dehşete düştüm ve eski Başkan Trump’ın güvende olması beni rahatlattı. Siyasi şiddetin ülkemizde yeri yok” dedi.

Temsilciler Meclisi Demokrat Parti Lideri Hakeem Jeffries ise X’e şunları yazdı: “Amerika bir demokrasidir. Hiçbir siyasi şiddet asla kabul edilemez.”

Senato Azınlık Lideri Mitch McConnell ise şu açıklamayı yaptı: “Bu gece tüm Amerikalılar, barışçıl bir mitinge yapılan alçakça saldırının ardından Başkan Trump’ın iyi görünmesine minnettar. Şiddetin siyasetimizde yeri yoktur.”

İkinci bir Trump dönemi için bir dizi muhafazakâr politika önerisi içeren Project 2025’e karşı bir grup kuran Demokrat Partili Temsilciler Meclisi Üyesi Jared Huffman, X üzerinden verdiği mesajında, “Politikamız ne olursa olsun, hepimiz siyasi şiddet belasını kınamalı ve sona erdirmek için çalışmalıyız” dedi.

Pensilvanya’daki miting, 78 yaşındaki Trump’ın partisi tarafından resmi olarak başkan adayı ilan edileceği kongre öncesi son mitingiydi. Cumhuriyetçilerin öne seçimlerini kazanan Trump’ın 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerinde Demokratların adayı Başkan Joe Biden’ın rakibi olması bekleniyor.

Paylaşın