İstanbul’da Evlenmek Hayal Oldu!

İstanbul’da düğün, beyaz eşya, mobilya ve kiralık ev gibi temel kalemleri kapsayan toplam evlilik maliyeti geçen yıla göre yüzde 44,2 artarak 850.095 lira oldu.

Haber Merkezi / İstanbul Planlama Ajansı, 2025 yılı için İstanbul’da evlenmenin ortalama maliyetini açıkladı.

Buna göre, İstanbul’da yeni bir ev kurmanın ve salonda düğün yapmanın toplam maliyeti 2024 yılına göre yüzde 44,2 artarak 850 bin 95 TL oldu. Kır düğünü ile evlenmenin maliyeti ise yıllık yüzde 30,2 artarak 981 bin 895 TL oldu.

2024 yılında düğün için salon kiralama fiyatı ortalama 70 bin TL olarak hesaplanırken 2025 yılında bu fiyat yüzde 88,3 artarak ortalama 131 bin 800 TL olarak hesaplandı. Kır düğünü alanı kiralamanın maliyeti ise geçen seneye göre yüzde 12,2 artış göstererek 263 bin 600 TL oldu.

Evlilik döneminin önemli masraf kalemlerinden beyaz eşya harcamaları, bir yılda tam yüzde 36,1 arttı. Masraflar 142 bin 870 TL’ye ulaştı. Mobilya masrafları da yüzde 25,7 artarak 185 bin 905 TL oldu.

Evlenirken İstanbul’da kiralık ev tutma maliyeti kira, depozito ve emlak komisyon ücreti dahil olmak üzere 2024 yılında 96 bin 424 TL iken 2025 yılında yüzde 40,7 artış göstererek 135 bin 628 TL olarak hesaplandı.

Paylaşın

Türkiye, Milli Gelirin Yalnızca Yüzde 6,3’ünü Eğitim Ve Sağlığa Ayırıyor

Türkiye, GSYH’nin (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) yalnızca yüzde 3,7’sini sağlık hizmetlerine, yüzde 2,6’sını ise eğitim hizmetlerine ayırıyor. Bu, sağlık  ve eğitim hizmetlerinde yaşanan yapısal sorunlara da ışık tutuyor.

NATO üyesi ülkelerin savunma, sağlık ve eğitim harcamalarına ilişkin güncel veriler, Türkiye’nin sağlık ve eğitim hizmetlerine ayırdığı kaynağın çarpıcı bir biçimde yetersiz kaldığını gözler önüne serdi. Karar’dan Berfu Kargı‘nın aktardığı Visual Capitalist tarafından yayınlanan grafiklere göre Türkiye, NATO üyeleri arasında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) oranla sağlık ve eğitime en az kamu kaynağı ayıran ülke durumunda.

2022-2023 verilerine göre Türkiye, GSYH’sinin yalnızca yüzde 3,7’sini sağlık hizmetlerine, yüzde 2,6’sını ise eğitim hizmetlerine ayırıyor. Bu oranlar, NATO ortalamasının belirgin şekilde altında. Karşılaştırmak gerekirse, aynı ittifaka mensup çoğu ülke sağlığa yüzde 7 ila yüzde 12, eğitime ise yüzde 4 ila yüzde 6 aralığında pay ayırıyor. En yakın komşular arasında yer alan Yunanistan sağlığa yüzde 8,5, eğitime yüzde 4,4 oranında kaynak aktarırken; Almanya sağlığa yüzde 11,8, eğitime yüzde 4,7 harcama yapıyor.

Benzer bir durum eğitim alanında da kendini gösteriyor. Eğitime ayrılan kamu kaynağının düşüklüğü, velileri çocuklarını özel okullara yöneltmeye zorluyor. Devlet okullarında artan sınıf mevcutları, öğretmen eksiklikleri ve altyapı sorunları, eğitimde fırsat eşitsizliğini derinleştiriyor. Okulların temel temizlik hizmetlerinin bile yapılamaması durumu gözler önüne seriyor. Uluslararası öğrenci başarı sıralamalarından biri olan PISA testlerinde Türkiye’nin son yıllardaki sıralaması da bu durumu teyit ediyor. 2022 PISA sonuçlarında Türkiye, 37 OECD üyesi arasında matematikte 32’nci, fen bilimlerinde 29’uncu, okuma becerilerinde ise 30’uncu sırada yer aldı.

Paylaşın

Ramazan Sofraları Küçülecek; Geçen Yıla Göre Yüzde 45 Daha Pahalı

İPA Başkanı Buğra Gökce, ücret artışlarının gıda enflasyonuna yetişemediğini ve bu nedenle birçok ailenin bu yılki Ramazan sofralarının küçüleceğini ifade etti.

Buğra Gökce, “Türkiye’de gıda fiyatları savaş halindeki Rusya ve Ukrayna’dan bile daha fazla artmış durumda. Ücretlerdeki artış bu yükselişe yetişemediği için halkımız ne yazık ki bu Ramazan’ı da ekonomik zorluklarla karşılayacak” dedi.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) tarafından yayımlanan Ramazan Ayı Temel Mutfak Harcamaları Raporu, temel gıda maddelerindeki artışın boyutunu gözler önüne serdi. 2024 Ramazan ayında temel mutfak harcamaları 7 bin 249 TL olarak hesaplanırken, 2025 Ramazanı için bu tutar 10 bin 565 TL’ye yükseldi. Böylece yıllık artış yüzde 45,75 olarak kaydedildi.

Rapora göre, mutfakta en büyük fiyat artışı yüzde 121,79 ile kahvede yaşandı. Kahvenin ardından ayçiçek yağı yüzde 62,28, kırmızı et (et-kıyma) yüzde 55,10, mercimek yüzde 51,61 ve tavuk eti yüzde 43,13 oranında zamlandı. En düşük fiyat artışı ise yüzde 9,75 ile salçada görüldü.

Kahve: Yüzde 121,79
Ayçiçek Yağı: Yüzde 62,28
Kırmızı Et (Et-Kıyma): Yüzde 55,10
Mercimek: Yüzde 51,61
Tavuk Eti: Yüzde 43,13
Un: Yüzde 40,60
Beyaz Peynir: Yüzde 39,90
Şehriye: Yüzde 39,31
Makarna: Yüzde 35,88
Pirinç: Yüzde 33,36
Toz Şeker: Yüzde 28,60
Zeytin: Yüzde 22,35
Salça: Yüzde 9,75

İPA Başkanı Buğra Gökce, 2024 yılı Ramazan sofralarının geçen yıla kıyasla Yüzde 45 oranında daha pahalıya mal olduğunu açıkladı. Gökce, Türkiye’deki gıda enflasyonunun Avrupa’daki 10 ülkenin toplam enflasyonuna eşit olduğunu belirterek, yüksek fiyat artışlarının vatandaşın Ramazan ayında da mutfağını daralttığını vurguladı.

Gökce, asgari ücretin aynı dönemde yalnızca yüzde 30 arttığını belirterek, ücret artışlarının gıda enflasyonuna yetişemediğini ve bu nedenle birçok ailenin Ramazan sofralarının küçüleceğini ifade etti.

Buğra Gökce, “Türkiye’de gıda fiyatları savaş halindeki Rusya ve Ukrayna’dan bile daha fazla artmış durumda. Ücretlerdeki artış bu yükselişe yetişemediği için halkımız ne yazık ki bu Ramazan’ı da ekonomik zorluklarla karşılayacak” diye konuştu.

Paylaşın

KKM’nin Maliyeti 1 Trilyon 200 Milyar Lirayı Buldu

İPA Başkanı Buğra Gökçe, Merkez Bankası verilerine atıfta bulunarak, Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları için harcanan toplam miktarın 1 trilyon 200 milyar lirayı bulduğunu ifade etti.

Bu rakamın Türkiye’nin son iki yıldaki toplam yatırım bütçesine eşit olduğunu belirten Gökçe, “Eğer bu kaynak KKM’ye aktarılmasaydı, Türkiye iki katı yatırım yapabilirdi. Parayı nereye gömdük? Emeklinin, çalışanın, asgari ücretlinin hakkını zenginin cebine koyduk” dedi.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökçe, Resmi Gazete’de yayımlanarak sona erdirilen Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasına ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Sosyal medya hesabından bir programa ait video paylaşan Gökçe, KKM’nin mali yüküne dikkat çekerek, “Vatandaşa verilmeyen zam kimin cebine gitti?” sorusunu gündeme getirdi.

Paylaştığı videoda, KKM’nin Türkiye ekonomisine getirdiği ağır yükleri detaylı bir şekilde açıklayan Gökçe, uygulamanın bütçeden devasa kaynaklar tükettiğini ve bu durumun dar gelirli kesimler üzerindeki etkisini vurguladı. Gökçe, KKM’ye harcanan bütçenin sosyal yardımlara, emekliye ve kamu çalışanlarına aktarılamadığına dikkat çekti.

Videoda, Merkez Bankası verilerine dayanarak konuşan Gökçe, KKM için harcanan toplam miktarın 1 trilyon 200 milyar TL’yi bulduğunu ifade etti. Bu rakamın Türkiye’nin son iki yıldaki toplam yatırım bütçesine eşit olduğunu belirten Gökçe, “Eğer bu kaynak KKM’ye aktarılmasaydı, Türkiye iki katı yatırım yapabilirdi. Parayı nereye gömdük? Emeklinin, çalışanın, asgari ücretlinin hakkını zenginin cebine koyduk,” dedi.

Gökçe, KKM uygulamasının toplumsal eşitsizlikleri derinleştirdiğini savundu. Uygulama kapsamında zengin kesimlerin menfaatine olan bir dağıtım yapıldığını belirten Gökçe, “Kur korumalı mevduat ile zengine, parasını dövize çevirmemesi karşılığında Türk lirasında tutması için ödeme yaptık. Bu, akıllara ziyan bir şey,” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Türkiye’de 4,7 Milyon Genç Ne Eğitimde Ne İşte

Türkiye’de 2023 yılı itibarıyla 15-29 yaş arasındaki 4,7 milyon genç, ne eğitim görüyor ne de bir işte çalışıyor. Ne eğitimde ne istihdamda olan genç erkeklerin oranı yüzde 15,5 iken, kadınlarda bu oran yüzde 36,4’e ulaşıyor.

Haber Merkezi / Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı Almanya’da yüzde 8,8, Fransa ve İspanya’da yüzde 12,3, İtalya’da ise yüzde 16,1 olarak kaydedildi. Türkiye ise bu oranlarla AB ortalamasının iki katından fazla bir genç nüfus sorunu yaşıyor.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, sosyal medya hesabında Türkiye’de yaşayan gençlerin durumuna ilişkin veriler açıkladı. Buğra Gökce, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Eğitim sisteminin ve ekonominin acı sonucu: 4,7 milyon gencimiz ne eğitimde ne istihdamda!

2023 yılı verilerine göre 15-29 yaş arasında ne eğitimde ne istihdam olan 4,7 milyon genç var. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerimizin nüfusu İzmir dahil 79 ilin nüfusundan büyük.

15-29 yaş aralığında ne eğitimde ne istihdamda olan erkeklerin oranı yüzde 15,5 iken kadınların oranı yüzde 36,4’e çıkıyor. Avrupada cinsiyet farkının en büyük olduğu ülke de Türkiye.

Türkiye’de ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 25,8 iken, AB ortalaması sadece yüzde 11,2. Aynı oran İtalya’da yüzde 16,1, Fransa ve İspanya’da 12,3, Almanya’da ise sadece yüzde 8,8 olarak gerçekleşti.

Ne eğitimde ne istihdamda olan genç nüfusun bu derece yüksek olmasının önemli sebepleri var. Uygulanan eğitim politikaları sürekli değişiyor. Eğitimin niteliğinde yaşanan düşüş nedeniyle gençlerimiz hayata dezavantajlı atılıyor. Ekonomi politikalarındaki uygulamalar da gençlerimizin istihdam edilmesini, nitelikli ve güvenceli işler bulmasını engelliyor.

Yapılan araştırmalara göre de eğitime devam eden gençlerimizin en az yüzde 53’ü yurtdışında yaşamak istiyor. Yani uygulanan politikalar yüzünden gençlerimiz kendi vatanlarında hak ettikleri hayata kavuşamazken, yetişmiş gençlerimiz de yurt dışında yaşama hayali kuruyor, ülkemiz beyin göçü nedeniyle geleceğimiz olan gençlerimizi kaybediyor.

Gençlerimizi yeniden kazanmak, gençlerin hayallerine yakışan bir Türkiye kurmak zorundayız.”

Paylaşın

Türkiye’de Her Üç Öğrenciden Biri Okula Aç Gidiyor

Türkiye’de her 3 öğrenciden biri okula gitmeden önce hiç kahvaltı yapmıyor. Öğrencilerin yüzde 19,2’si ise parasızlık nedeniyle haftada en az 1 gün aç kalıyor.

Haber Merkezi / Çocukların yüzde 2’si okuldan sonra hiç akşam yemeği yiyemiyor, yüzde 1,9’u ise yine ekonomik sebeplerle her gün aç kalıyor.

2024 – 2025 eğitim öğretim yılının ilk ders zili ekonomik krizin gölgesinde çaldı.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı veriler ile öğrencilerin beslenme sorununa dikkat çekti.

Buğra Gökce, paylaşımda şu istatistiki verileri paylaştı: “Her 3 öğrenciden 1’i okula aç gidiyor. Türkiye’de her 3 öğrenciden 1’i okula gitmeden önce hiç kahvaltı yapmıyor.

Çocuklarımızın yüzde 60’ı haftada en az 1 gün kahvaltı yapmıyor. Öğrencilerin yüzde 19,2’si parasızlık nedeniyle haftada en az 1 gün aç kalıyor.

Çocukların yüzde 2’si okuldan sonra hiç akşam yemeği yiyemiyor, yüzde 1,9’u ise yine ekonomik sebeplerle her gün aç kalıyor.

Bu nedenle 2024 – 2025 eğitim – öğretim döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ilk ve orta okul öğrencilerine 2 milyon okul beslenme paketi dağıtacak.

Bu konu yalnızca yerel yönetimlerin inisiyatifine bırakılmayacak kadar önemli. Okullarda 1 öğün ücretsiz sağlıklı yemek sunulması gerekiyor. 1 öğün ücretsiz sağlıklı yemek bir ihtiyaç ve zorunluluk. Bu talebin karşılanmasını bekliyoruz.”

Paylaşın

Türkiye’deki Gıda Enflasyonu 45 Afrika Ülkesinin 43’ünden Daha Yüksek

Türkiye’deki gıda enflasyonu 45 Afrika ülkesinin 43’ünden daha yüksek. Güney Sudan ve Zimbabve hariç Türkiye’ye en yakın gıda enflasyonu yüzde 41,9 ile Malavi’de bulunuyor.

Haber Merkezi / Türkiye gıda enflasyonu bakımından Kuzey ve Güney Amerika’da Arjantin hariç bütün ülkeleri geride bıraktı. İç sıkıntıları devam eden ambargo altındaki Venezuela’da gıda enflasyonu yüzde 41,4 olurken, Kolombiya’da 5,2, Brezilya’da 4,1 oldu.

Asya ülkeleri arasında Türkiye gıda enflasyonu bakımından en kötü durumdaki ülke. Pakistan’da gıda enflasyonu yüzde 2,4, Azerbaycan’da -0,6, Gürcistan’da -0,2 olarak kaydedildi.

Tüm dünyada Türkiye gıda enflasyonunun en yüksek olduğu 4’üncü ülke. Filistin’de gıda enflasyonu yüzde 30,8 olurken, savaş halindeki Rusya’da 9,8, Ukrayna’da -0,1 olarak gerçekleşti.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Dr. Buğra Gökce, sosyal medya hesabı üzerinden, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı ağustos ayı enflasyon verilerini değerlendirdi.

Paylaşımına, “Mutfakta yangın büyüyor: Gıda enflasyonu açısından OECD üyeleri arasında en kötü durumdaki ülkeyiz” notunu düşen Buğra Gökce, şu ifadeleri kullandı: “Mutfakta yangın büyüyor: Gıda enflasyonu açısından OECD üyeleri arasında en kötü durumdaki ülkeyiz!

TÜİK verilerine göre Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 44,88 olarak açıklandı. AB ülkelerinde gıda enflasyonu ortalama yüzde 1,6 olurken, Türkiye hariç OECD ülkelerinde gıda enflasyonu ortalama yüzde 1,9.

OECD ülkeleri arasında Türkiye’den sonra en yüksek gıda enflasyonu yüzde 7,7 ile Meksika’da. Türkiye ile Meksika arasında yaklaşık 6 kat fark var.

Türkiye’de 2017 Ocak ayında 339 olan gıda endeksi 2024 Ağustos ayında yaklaşık 10 kat artış göstererek 3.374’e çıktı. Aynı dönemde dünyada gıda endeksi 98’den sadece 120’ye ulaştı.

Tüm dünyada Türkiye gıda enflasyonunun en yüksek olduğu 4’üncü ülke. Filistin’de gıda enflasyonu yüzde 30,8 olurken, savaş halindeki Rusya’da 9,8, Ukrayna’da -0,1 olarak gerçekleşti.

Asya ülkeleri arasında Türkiye gıda enflasyonu bakımından en kötü durumdaki ülke. Pakistan’da gıda enflasyonu yüzde 2,4, komşumuz Azerbaycan’da -0,6, Gürcistan’da -0,2 olarak kaydedildi.

Türkiye’deki gıda enflasyonu 45 Afrika ülkesinin 43’ünden daha yüksek. Güney Sudan ve Zimbabve hariç Türkiye’ye en yakın gıda enflasyonu yüzde 41,9 ile Malavi’de bulunuyor.

Türkiye gıda enflasyonu bakımından Kuzey ve Güney Amerika’da Arjantin hariç bütün ülkeleri geride bıraktı. İç sıkıntıları devam eden ambargo altındaki Venezuela’da gıda enflasyonu yüzde 41,4 olurken, Kolombiya’da 5,2, Brezilya’da 4,1 oldu.

Son söz: Kamu yönetiminde yapılan hataların bedelini 85 milyon ödüyor. Eğitim öğretim dönemi açılırken, Türkiye’de her 5 çocuktan biri yeterli beslenemiyor. Yönetimde katılımcılık, şeffaflık, hukuka saygı, liyakat, akıl, bilim olursa sorunlar çözülüyor.”

Paylaşın

Emekliler İçin 2024, 2023’den De Kötü Olacak

Emeklilerin ekonomik durumu ile ilgili dikkati çeken veriler paylaşan İPA Başkanı Buğra Gökce, “Emekli aylıkları yaklaşık 16 milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen bir konu” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu konuda ‘ben yaptım oldu’ zihniyeti ile değil ortak akılla, toplumun ilgili tüm kesimlerini karar alma süreçlerine katarak, çoğulcu bir yöntemle uygulamaların geliştirilmesi gerekiyor. Emeklilerin karşı karşıya olduğu sorunlar ağır ve derin. Gerçekçi, akılcı ve bilimsel çözümlere ihtiyaç var.”

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, sosyal medya hesabı üzerinden, emeklilerin ekonomiden aldıkları paya ilişkin yıllara göre karşılaştırmalı veriler paylaştı.

Emeklilikte maaş sisteminin değişmesine değinen Gökçe, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: ”Emekli maaş sisteminin değişmesi gündemde. Peki emeklilerin durumu ne?

Son 20 yılda Türkiye’de emekliler için en kötü yıl 2023 oldu. 2024, 2023’den de kötü olacak. Türkiye’de emekli aylıklarının gayri safi yurt içi hasılaya oranı yüzde 5,36’ya düşerken, AB’de emekli aylıklarını GSYH’ye oranı yüzde 12,9 olarak gerçekleşti.

Türkiye’de ortalama emekli aylığı 385 euroyken, İspanya’da 1.417, Fransa’da 1.485, Almanya’da 1.552, İtalya’da 1.582, Belçika’da 1.717, Hollanda’da 2.003 euro. 2002 sonunda bir işçinin emekli aylığı asgari ücretin yaklaşık yüzde 30 üstündeydi. Son yapılan düzenlemeyle 12 bin 500 olan en düşük emekli aylığı, 17 bin lira olan asgari ücretin yüzde 26,5 altında.

2002’de ortalama emekli aylığının kişi başına GSYH’ye oranı yüzde 46,4 iken 2024’te yüzde 27,7’ye geriledi. 2014 yılında en düşük emekli aylığı ile 11 gram altın alınabilirken, bugün 4,5 gram altın alınabiliyor.

Emekli aylıkları yaklaşık 16 milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen bir konu. Bu konuda ‘ben yaptım oldu’ zihniyeti ile değil ortak akılla, toplumun ilgili tüm kesimlerini karar alma süreçlerine katarak, çoğulcu bir yöntemle uygulamaların geliştirilmesi gerekiyor. Emeklilerin karşı karşıya olduğu sorunlar ağır ve derin. Gerçekçi, akılcı ve bilimsel çözümlere ihtiyaç var.”

Paylaşın

İstanbul’da Yaşayanların Yüzde 9,1’i Yatağa Aç Giriyor

İPA Başkanı Buğra Gökce, “İstanbul’da yaşayanların yüzde 6.5’i yani yaklaşık 1 milyon 300 bin kişi tüm gün ve gece hiçbir şey yemeden yatağa giriyor. Yüzde 9.1’i gece aç yatıyor. Yüzde 19.2’si maddi yetersizlikler nedeniyle evde yiyecek bulamıyor. Yüzde 67’si ise maddi yetersizlikler nedeniyle tercih ettiği gıdayı alamıyor” dedi.

Buğra Gökce, İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyetinin 66 bin 550 lira, ortalama kira bedeli ise 19 bin lira olduğunu söyledi. Türkiye’de asgari ücret 17 bin, en düşük emekli maaşı ise 12 bin lira.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç‘a açıklamalarda bulundu. Gökce, “Asgari ücretin 17 bin TL olduğu bir yerde insanlar evinin depreme karşı dayanıklı olmadığını bile bile 30 bin TL kira verip nitelikli bir konuta taşınamıyor. Tabutunda yaşamaya razı oluyor” dedi.

İstanbul’un birinci gündeminin ekonomi olduğunu söyleyen Gökce, “Hem evde hem sokakta en çok konuşulan konu ekonomi. Hane ekonomisinde büyük bir yangın var. Hane halkının önceliği tenceresi. Eve ekmek götüremiyorum, tencerem kaynamıyor, diyor” ifadelerini kullandı.

Buğra Gökce, “İkinci sorun olarak ulaşımı görüyor. Deprem üçüncü sırada. Bu dönem İsrail-Gazze savaşı hanelere konuşulan dördüncü problem, beşinci sırada ise köpek katliamı ile gündeme gelen hayvan hakları var” diye ekledi.

İstanbulluların Türkiye ekonomisinin geleceğine yönelik karamsar olduğunu belirten Gökce, şunları söyledi: “Ağustos ayında yaptığımız araştırmaya göre İstanbulluların yüzde 31.6’sı ekonominin değişmeyeceğini düşünüyor. Yüzde 48.9’u ekonominin kötüleşeceğini vurguluyor. Halk uygulanan ekonomi politikalarının ekonomik sorunları çözeceğine inanmıyor. Bugün Ayşe teyze markete gitse Londra’dan pahalı fiyatlarla karşı karşıya.

Ayşe teyze için ev almak zaten hayal. Ev kiralamaya kalksa Barcelona’nın bazı bölgelerinden fazla kira ödeyecek. Yeni bir ev kiralamanın ortalama maliyeti 96 bin 424 lira. Geçen sene aynı maliyet 63 bin 388 liraydı. Yani A’dan Z’ye her alanda Ayşe teyze zorlanıyor. Gelir eşitsizliği derinleşti, hepimiz fakirleştik. Yurttaşın yüzde 33.6’sı kredi kartı borcunun sadece asgari tutarını ödeyebiliyor. Yüzde 40.3’ü kıt kanaat geçiniyor. Her 2 kişiden biri yeterli gıdaya ulaşamıyor, porsiyonlarını küçültüyor.

Açlık tablosu

Gökçe, devamla şunlar söyledi: “İstanbul’da dört kişilik bir ailenin yaşam maliyeti 2020’de 7 bin lirayken bu yıl 66 bin 550’ye çıkmış. İstanbulluların yüzde 6.5’i yani yaklaşık 1 milyon 300 bin kişi tüm gün ve gece hiçbir şey yemeden yatağa giriyor. Yüzde 9.1’i gece aç yatıyor. Yüzde 19.2’si maddi yetersizlikler nedeniyle evde yiyecek bulamıyor. Yüzde 67’si ise maddi yetersizlikler nedeniyle tercih ettiği gıdayı alamıyor.

İstanbul’da insanlar barınma sorununu çözemiyor. Ortalama kira bedeli 19 bin TL oldu. Asgari ücretin 17 bin TL olduğu bir yerde insanlar evinin riskli olduğunu bile bile 30 bin TL kira verip nitelikli bir konuta taşınamıyor. Maalesef insanlar öleceğini bilse de tabutunda yaşamaya razı oluyor. Sorunu çözecek kaynak, kurum, kanun amacı dışında kullanıldı.

Sonra tek başına belediye bu sorunu çözsün diye bekliyorsunuz. Nasıl çözecek? 1999 depreminden sonra cep telefonlarına özel iletişim vergisi kondu. Toplanan o paralarla 96 m2’lik 1 milyon 300 bin konut yapılabilirdi. 2018’de çıkan imar barışından toplanan parayla nitelikli 135 bin konut yapabilirdi. Bu paraların bir kısmıyla yol yaptılar. Halbuki o kaynaklar afetlere karşı güçlendirme yapmak için toplanmıştı.

1999 Ağustos’tan 2000 Temmuz başına kadar olan süreçte 38 kanun ve kanun hükmünde kararname, 28 kararname, 6 yönetmelik, 17 tebliğ, 9 genelge çıkarıldı. 1999 depreminden sonra çıkarılan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, yapı denetim süreçlerini kâğıt üzerinde bırakmış, uygulamada ise rant odaklı bir yapılaşma süreci devam etti. 2023’teki 6 Şubat depremi, yeni yönetmeliklere rağmen, denetim süreçlerindeki aksaklıklar nedeniyle binaların yıkılmasıyla sonuçlandı. 2001’den bu yana 8 kez imar affı çıkarıldı.

Araştırmamıza göre ağustos ayında İstanbul’da yaşamanın maliyeti geçen yılın aynı ayına göre yüzde 71.40 arttı. 2023’te İstanbul’a 412 bin kişi taşınmış ama 581 bin kişi göç etmiş. İstanbul deprem illerinden yaklaşık 46 bin kişilik bir göç aldı. Daha iyi konut ve yaşam koşullarına sahip olmak için İstanbul’dan göç edenlerin sayısı gelenlerden oldukça fazla.

Aile fertlerinden birine bağımlı olarak göç edenlerin sayısı gelenlerin yaklaşık üç katı. Memlekete dönmek, ev almak, emekli olmak gibi sebeplerle İstanbul’dan göç edenlerin sayısı da gelenlerden oldukça fazla. İş için genelde Kocaeli ve Tekirdağ’a göç ediyorlar, emekli olanlar ya da deprem kaynaklı ağırlıklı Ege Bölgesi’ne göç ediyor.

Paylaşın

Kıymanın Kilosu, Londra’da 282, İstanbul’da 420 Lira

Kıymanın kilosu, Londra’da 282, İstanbul’da 420 liraya satılırken, Londra’da yaşayan bir asgari ücretli maaşıyla 296 kilo kıyma alırken İstanbul’da yaşayan bir asgari ücretli maaşıyla sadece 40 kilo kıyma alabiliyor.

Londra’da yaşayan bir asgari ücretli maaşıyla 994 kilo tavuk kanat, 3 bin 93 litre süt, 2 bin 896 paket makarna alırken, İstanbul’da yaşayan bir asgari ücretli sadece 57 kilo tavuk kanat, 425 litre süt, 871 paket makarna alabiliyor.

İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce, İstanbul ve Londra kentlerindeki market araştırmalarını yayımladı. 20 temel ürünü esas aldıklarını açıklayan Buğra Gökce, araştırma sonucu, Londra’da 2 bin 972 lira, İstanbul’da ise 3 bin 297 lira harcandığını belirtti.

Ardından bir paylaşım daha yapan Gökce, “Londra’da yaşayan bir asgari ücretli ile İstanbul’da yaşayan asgari ücretli arasındaki fark ne?” sorusunun yanıtını açıkladı.

Gökce paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Londra’da yaşayan bir asgari ücreti bu 20 ürünü maaşının sadece yüzde 3’ü ile alırken, İstanbul’da yaşayan bir asgari ücretli aynı ürünler için maaşının yüzde 19’unu harcamak zorunda.

Londra’da yaşayan bir asgari ücretli maaşıyla 296 kilo kıyma alırken İstanbul’da yaşayan bir asgari ücretli maaşıyla sadece 40 kilo kıyma alabiliyor.

Londra’da yaşayan bir asgari ücretli maaşıyla 994 kilo tavuk kanat, 1070 yumurta, 3093 litre süt, 2896 paket makarna alırken, İstanbul’da yaşayan bir asgari ücretli sadece 57 kilo tavuk kanat, 425 litre süt, 871 paket makarna alabiliyor.

Türkiye’de çok ciddi bir gıda sorunu var. Bu sorun yalnızca yüksek enflasyondan kaynaklanmıyor. Üretim de yeterli değil. Yıllarca uygulanan tarım ve hayvancılık politikalarının ağır bedelini halkımız ödüyor.”

Paylaşın