Ahmet Türk, Kayyuma Gerekçe Gösterilen Davadan Beraat Etti

Ahmet Türk, kayyuma gerekçe gösterilen davadan beraat etti. Ahmet Türk’ün belediye başkanlığı görevine iade edilip edilmeyeceği önümüzdeki günlerde açıklık kazanacak.

Ahmet Türk’ün “örgüt propagandası” iddiasıyla yargılandığı ve Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasına gerekçe gösterilen davadan beraat kararı çıktı.

İçişleri Bakanlığı tarafından 4 Kasım 2024’te görevinden uzaklaştırılan Ahmet Türk, Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın karar duruşmasında hâkim karşısına çıktı. Dava, Türk’ün 28 Mart 2011’de Siirt’te faili meçhul cinayetlere ilişkin yaptığı bir konuşma nedeniyle 2022 yılında “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılmıştı.

Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre, karar duruşmasına Ahmet Türk’ün avukatları Erdal Kuzu ve Tahar Erdem, Mardin Adliyesi’nden SEGBİS aracılığıyla katıldı, savcı Türk’ün cezalandırılmasını talep etti. Erdal Kuzu, 2014 yılında Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı’nın aynı dosya hakkında “takipsizlik” kararı verdiğini hatırlatarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu kararı yok sayarak yeniden iddianame hazırlamasının hukuka aykırı olduğunu söyledi.

Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Ahmet Türk’ün açıklamasının “İfade özgürlüğü kapsamında olduğunu” belirterek, “Suçun unsurlarının oluşmadığı” gerekçesiyle beraat kararı verdi.

Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne 4 Kasım 2024 tarihinde üçüncü defa kayyım atanmasının ardından açıklama yapan İçişleri Bakanlığı, Ankara 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı 2022/142 esas sayılı dava dosyasını da gerekçe olarak göstermişti. İçişleri Bakanlığı açıklamasında “2022/142 esas sayılı dosyası kapsamında terör örgütü propagandası yapmak suçundan davasının devam etmesi” ifadelerine yer vermişti.

Paylaşın

DEM Parti: Devlet Bahçeli, Selahattin Demirtaş İle Görüştü

Partisinin genel merkezinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Selahattin Demirtaş’ı aradığı iddialarına ilişkin soruya şu şekilde yanıt verdi:

“Partiler arası diyalog, liderler arası diyalog bizim bugüne kadar savunduğumuz şeyler. Teyit ediyorum görüşmeleri. Hem Ahmet Türk ile hem de Selahattin Demirtaş ile yapılan görüşmeleri teyit ediyorum.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde devam eden Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısındaki gündeme dair açıklamalarda bulundu. Ayşegül Doğan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Parti olarak ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın hayata geçmesi için en hızlı bir şekilde hayata geçmesi için tüm yapmamız gerekenleri yapmaya hazır olduğumuzu, bu konuda inisiyatif almaktan kaçınmayacağımızı defaatle burada söyledik. Şimdi dünden daha büyük bir kararlılıkla yine sizlerle bu çağrının gereklerinin yerine getirilmesi ve bundan sonraki sürecin hızlı bir şekilde işletilebilmesi için DEM Parti olarak memnuniyet verici bir şekilde görev, sorumluluk ve inisiyastif almaya hazır olduğumuzu kararlılıkla tekrar ifade ediyorum.

Yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın çeşitli yerlerinden Sayın Öcalan’ın çağrısına ilişkin açıklamalar geldi. Burada çokça yaptık bu tespiti bir daha yapalım. Hayat bizi doğruladı partimizin yaptığı şu tespiti doğruladı. Sayın Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı dünyada yankılanan bir çağrıya dönüştüyse bu Kürt meselesinin Türkiye’de demokrasi sorununun yalnızca Türkiye ile sınırlı bir mesele olmadığını bir kez daha göstermiş oldu.

Sözünü ettiğimiz çağrı demokratik siyaset kanallarının açılması ve genişlemesi çağrısıdır. Barışa açılan bu çağrıda hızla koşar adımlarla ilerlemek gerekiyor ki riskler ortadan kaldırılabilsin.

Bu açıklamanın muhatabı bu nedenle demokrasi, çözüm ve barıştan yana olan herkes. Elbette iktidar ve devlettir. Sayın Öcalan’ın çağrısı son derece açık, son derece yalın, son derece sadece bir biçimde ifade edilmiş. Daha önce yine burada konuşmuştuk, Urfa Milletvekilimiz Ömer Öcalan İmralı adasına gidip geldikten sonra kamuoyu ile paylaştığımız mesajda da söylemiştik, üç satır gibi görünen bu üç cümle içinde çok şey barındırıyor demiştik. İşte bu sade ve yalın ve son derece açık, hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek kadar açık olan çağrıda da özetle çok şey olduğu gibi en başa çekeceğimiz çok önemli bir şey var. Kaçırılmaması gereken bir fırsat bu. Bu fırsat için önemli destek mesajları geldi.

Tüm bu açıklamalar içinde günlerdir tartışılan bir başka kritik tarihi açıklama daha var. Ne tartışılıyordu? Acaba Sayın Öcalan’dan bir çağrı gelirse Kandil buna uyar mı, uymaz mı, örgütü ne diyecek, öyle mi der böyle mi der? Buna ilişkin sayısız spekülatif haber yapıldı. Hep birlikte izledik takip ettik yer yer muhatabı olmamamıza rağmen bu sorular bizlere de yöneltildi. Ama şimdi PKK’den de bir açıklama geldi. Ne dedi PKK, ‘ateşkes ilan etti’ tüm silahlı güçlerine. DEM Parti olarak bu açıklamayı çok memnuniyet verici bulduğumuzu ifade etmek isteriz. Bu fırsatı güçlendiren bir açıklama bu.

Bu açıklamanın da önemli bir adım olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve hiç lafı eğip bükmeden doğrudan söylemek durumundayım. Devlet ve iktidarın da söz konusu koşulların sağlanabilmesi için gerekeni yapması gerekiyor. DEM Parti olarak çağrı yapıyoruz. Hız önemli, zamana yaymamak önemli. O nedenle yapılması gereken her şey bu Barış ve Demokratik Toplum Çağrısının hayata geçmesi için yapılmalıdır.

Bunları öngörebilen bir siyasi parti olarak meclis zemini, parlamento ne yapabilir? DEM Parti İmralı Heyeti ilk görüşmelere İmralı’da Sayın Öcalan’la görüştükten sonra parlamentodan başladı. Bu istişareler orada başladı ve orası adres gösterildi birçok kesim tarafından. Onlarca yıldır adres gösteriliyor ve olması gereken önemli zeminlerden biri. Ne yapmalıyız? Hepimizin ihtiyaç duyduğu hukuk, hak ve özgürlükler, demokrasi ve adalet düzeninin herkes için işlemesi. Yani demokratik hukuk ilkelerinin hayata geçmesi. İşte parlamento bunu sağlayabilecek bir zemin.

Açık, kanayan, onlarca yıldır kanamakta olan bu yarayı açıkta bırakmamak gerekiyor. O yüzden de bu fırsata çok hızlı bir biçimde bir takım yasal çerçevelerle somut adımlarla yanıt vermek gerekiyor ki kaygılar ve endişeler ortadan kalksın. Riskleri ortadan kaldıracak olan bu sadeliğe aynı sadelikle yanıt vermektir. Böyle bir iradeyi ortaya koymak bunu da bir takım yasal düzenlemeler için değerlendirmektir.

Barışın ve çözümün olmazsa olmaz isimlerinden liderlik gücünden çok bahsettik. Yıllardır dedik ki çözümün ve barışın adresi Sayın Öcalan’dır esas muhataptır İmralı adasının kapılarını açın ve nelerin değişeceğini, nelerin değişme ihtimali olduğunu hep beraber görelim. Henüz kapılar tam açılmadan henüz Sayın Öcalan’ın fikirleri toplumla özgürce buluşmadan dahi Türkiye’de iklim değişmeye yüz tuttu. Hep beraber barış ihtimalini ve demokratik çözüm ihtimalini konuşuyoruz. Eşit özgür adil bir ülkede hep beraber kazanma ihtimalini konuşuyoruz.

Hepimizin yapabilecekleri var öyle yaparsak böyle mi olur bunun altında bu çıkar, kapalı kapılar ardında acaba bir takım pazarlıklar mı oluyor bu pazarlıkların sebebi bu sistemi bu rejimi kalıcı hale getirmek mi kandırıyorlar mı kanacaklar mı tartışmaları gönüllü bir körlük olabilir ancak. Tüm Türkiye kamuoyuna DEM Parti olarak bir daha sesleniyoruz. Farklı bir pencereden bakalım ezberleri bozalım. Gönüllülüğü savaşın sona ermesi için devreye koyalım buna gönül indirelim. Çünkü asıl yapılması gereken budur bu gönüllü körlükten vazgeçmek bu siyasi çıkar çerçevesinden uzak durmaktır.

8 Mart’ta kadınlarla buluşturmaya hazırlanıyoruz. Bu sabah Kadın Meclisi Sözcümüz de açıklama yaptı ve bu çağrıyı kadınlar olarak güçlü bir biçimde sahiplendiğimizi buradan ifade etti. 21 Mart geliyor, Newroz geliyor. Newroz’a da bu coşkuyla, bu umutla hazırlanıyoruz. Yani DEM Parti olarak önümüzdeki günlerde yeniden sahaya iniyoruz. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı halk buluşmaları yapacağız. Tam 101 merkezde, İzmir’den Şırnak’a, Hakkari’den Manisa’ya, Trabzon’dan Ankara’ya İstanbul’a her yere uzanmaya çalışacağız. Herkese anlatmaya çalışacağız. Neyi anlatacağız, barışı anlatacağız. Niye anlatacağız, çünkü birlikte inşa etmemiz gereken bir yeni döneme giriyoruz. Hepimiz için yeni bir sayfa açılıyor. Aralanan bu kapıdan, açılan bu sayfayı birlikte dolduralım, birlikte yazalım. Herkesin yapabilecekleri olduğu gibi hepimiz şunu hep aklımızda tutarak yapmalıyız.

Bahçeli, Demirtaş ve Ahmet Türk ile görüştü

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Selahattin Demirtaş’ı aradığı iddialarına ilişkin soruya yanıt veren Doğan, şunları söyledi: “Partiler arası diyalog, liderler arası diyalog, bizim bugüne kadar zaten savunduğumuz şeyler. Dolayısıyla bu diyalog ve temas memnuniyet verici bir şey. Teyit ediyorum bu arada bu görüşmeleri. Hem Demirtaş’la yapılan görüşmeyi, hem Ahmet Türk ile yapılan görüşmeyi teyit ediyorum. Ayrıca içerde olmaması gereken siyasetçiler bugün içerideler hala. İçerde olmaması gereken gazeteciler hapiste.

İçerde olmaması gereken yazarlar hapiste. İçerde olmaması gereken aktivistler hapiste. O kadar çok ki. Belediye eşbaşkanları hapiste. Hasta tutsaklar var hapiste. İleri yaşta ama hala içerde tutulan tutsaklar var hapiste. Cezaevi Gözlem ve İdare Kurulları’nın uyguladığı bir zulüm var hapishanelerde süren. Bunlar olmaması gereken şeyler. Yeni bir dönemden bahsediyorsak, yeni bir sayfadan bahsediyorsak ki biz buna inanıyoruz, evet yeni bir dönem başlıyor tüm Türkiye halkları için ve Ortadoğu halkları için. Bu yeni dönemi daha da kıymetlendirecek olan şey, insanların özgürce konuşabildikleri, örgütlenebildikleri, görüşlerini ifade etmekten çekinmedikleri ve gönüllülüklerini, aidiyetlerini arttırabilecekleri duyguları yaratabilecek uygulamalardır.”

Paylaşın

Öcalan’ın Çağrısının Sonundaki Not Nasıl Eklendi? Ahmet Türk Açıkladı

Silah bırakma çağrısının ardından Abdullah Öcalan’ın notuyla ilgili açıklama yapan Ahmet Türk, Öcalan’ın notu metne ekletmek istediği ancak metnin hazırlanmasının ardından notun ilave edilmeyeceğinin belirtildiğini söyledi.

Türk, “Herhalde ‘Biz metni hazırlamışız, bunu ilave edemeyiz’ deyince Öcalan da dedi ki ‘Bu önemlidir, mutlaka bilinmesi gereklidir'” dedi. Ahmet Türk, “Edemeyiz diyen devlet görevlileri mi?” sorusuna ise “Başka kim olacak?” olacak yanıtını verdi.

İmralı heyeti içerisinde yer alan Ahmet Türk, PKK’ye yönelik silah bırakma çağrısının ardından Abdullah Öcalan’ın ilettiği nota dair konuştu.

Halktv.com.tr’den İsmail Saymaz’a konuşan Ahmet Türk, bundan sonraki sürece ilişkin açıklamalarda bulundu.

Öcalan’ın notunun neden metinde yer almadığına da açıklık getiren Ahmet Türk, metnin hazırlanmasının ardından notun ilave edilmeyeceğinin belirtilmesi üzerine talebin Öcalan’dan geldiğini ifade etti.

Türk, açıklamanın ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile telefonda görüştüğünü söyledi.

“Kongrenin kendisini feshetmesi lazım” diyen Türk, “Bundan sonra tarihi Türk ve Kürt kardeşliği ve dostluğunu pekiştirmeye yönelik adımların atılması gerekiyor. Ben olsam Suriye’de Kürtlerle yönetim ortasında arabuluculuk yaparım. Orada demokratik bir sistemin oluşmasına katkı sunarım. Çünkü orada problem ortaya çıktığı zaman yine sıkıntılı durumlar yaşanabilir. Türkiye’nin gerçekten kucaklayıcı bir siyaset izleyip izlemeyeceği konusunda beklentiler var. Türkiye kucaklayıcı bir siyaset izlerse bin yıllık Türk-Kürt kardeşliğini pekiştirmiş olur ve Ortadoğu’nun en güçlü devleti olur. Ortadoğu’ya demokrasi ihraç eder. Suriye’de demokratik değerler etrafında herkesin buluşacağı bir yönetim anlayışını gerçekleştirmek lazım. Kürdün seçimlere girdiği demokratik bir anayasa… Bu konularda Türkiye sürece katkı sunabilir” ifadelerini kullandı.

Sırrı Süreyya Önder’in açıklamadan sonra Öcalan’a atfen “Silahların bırakılması ve PKK’nın kendini feshi demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir” notuna ilişkin de konuşan Ahmet Türk, demokratik adımların atılması ve bazı düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyledi.

Türk, “Bugün binlerce insan haksız ve hukuksuz yere cezaevinde yatıyor. Kürt dilinin özgürce kendisini geliştirebileceği bir ortamın hazırlanması gerekiyor. Çok kültürlü bir Türkiye’nin oluşması konusunda… Bazıları pazarlık diyor. Bunlar pazarlık konusu yapılacak şeyler değil, olması gerekendir, atılması gereken adımlardır” diye konuştu.

Türk, Öcalan’ın notunun metinde neden yer almadığına ilişkin ise şunları söyledi: “Herhalde ‘Biz metni hazırlamışız, bunu ilave edemeyiz’ deyince Öcalan da dedi ki ‘Bu önemlidir, mutlaka bilinmesi gereklidir'”

Türk, “Edemeyiz diyen devlet görevlileri mi?” sorusuna ise “Başka kim olacak?” olacak yanıtını verdi.

Devlet Bahçeli ile ne konuştu?

Türk, Bahçeli ile telefonda görüştüğünü söyledi. Ahmet Türk görüşmeye dair “Bahçeli açıklamadan sonra Tuncer Bakırhan ve beni aradı. Çok güzel olduğunu, teşekkür ettiğini söyledi. ‘Umuyoruz her şey güzel geçecek, bu konuda çok mutlu oldum’ dedi” ifadelerini kullandı.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

DEM Parti İmralı Heyeti 17 Ocak’ta Açıklama Yapacak

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısının ardından 28 Aralık’ta İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüştükten sonra siyasi partileri ziyaret eden DEM Parti İmralı heyeti, 17 Ocak Cuma günü yazılı açıklama yapacak.

Haber Merkezi / Öte yandan DEM Parti İmralı heyetinde bulunan Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan ile ikinci bir görüşme yapılıp yapılmayacağıyla ilgili açıklamada bulundu. Önder, açıklamasında “Önümüzdeki hafta için en kısa sürede başvuruda bulunacağız” dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bugün ikinci İmralı görüşmesiyle ilgili yaptığı açıklamada henüz bir başvuru olmadığını ifade etmişti.

Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve Ahmet Türk’ten oluşan İmralı heyetinin İmralı’ya ikinci ziyaretinin kısa bir süre içinde yapılması bekleniyor. İlk ziyaret 28 Aralık’ta gerçekleşmişti.

DEM Parti İmralı heyeti, ilk olarak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüşmüş, ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret etmişti. Heyet, daha sonra AK Parti, CHP, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Yeniden Refah partisine ziyaretler gerçekleştirmişti.

DEM Parti İmralı heyeti, son olarak eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ı ziyaret etmişti.

Paylaşın

DEM Parti İmralı Heyeti, Figen Yüksekdağ Ve Semra Güzel’i Ziyaret Etti

28 Aralık’ta İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşme yapan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partili (DEM Parti) milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder ile yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ten oluşan heyet görüşme turlarına devam ediyor.

Haber Merkezi / DEM Parti İmralı Heyeti, son olarak Kandıra Cezaevinde bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve eski HDP Milletvekili Semra Güzel’i ziyaret etti. Görüşme sonrası heyet basına kısa bir açıklama yaptı ve heyet adına Sırrı Süreyya Önder, şunları söyledi:

Değerli basın emekçileri öncelikle sizlere teşekkür ederiz. Figen başkanımızla görüştük, sağlıkları ve moralleri iyiydi, Semra vekilimizle de görüştük. Bütün kamuoyuna selamları var. Figen başkan sürece dair yarın kendi hesabından bir açıklama yapacak. Sürecin tam olarak yanı başında olduğunu, omzuna ne düşerse seve seve yerine getirmeye hazır bir şekilde beklediklerini sizlere iletmemizi istedi. Onun da sizlere selamı var.

5 sene önce bu cezaevinden tahliye olmuştum, yine burada konuşmuştum. Bunu şunun için söylüyorum. 10 yıl bu ülke ağır bir zaman kaybetti. Yerine konulması imkansız olan iki şey, yitip giden canlar ve zamandır. Bu çatışmalı süreçte hayatını kaybeden, sağlığını kaybeden bütün şehitler ve gaziler bütün ülkemizin onurudur. Hepimizin onlara ağır bir sorumluluğu ve borcu vardır.

Onlara vereceğimiz en büyük armağan çatışmalı süreci sonlandırmak, bunu bir barışla taçlandırmak olacaktır. Ondan sonra hayatta olan herkese destek, hayatını kaybedenlerin geride bıraktığı yakınlarına bir yoldaş olmak hepimizin toplum olarak boynumuzun borcudur. Biz bu ciddiyet ve samimiyetteyiz. En çok da biziz, çünkü bu konuda yüreği yanan, birinci dereceden sıkıntı çeken, bedel ödeyenler de bizleriz. Hepsinin acısını yüreğimizde hissediyoruz ve kayıplarımızı rahmetle anıyoruz.

Barışa gelince şehitlerimize ve gazilerimize borcumuzun altını böylece çizdikten sonra barış çocuklarımızın gözüne bakarak kurmak zorunda olduğumuz bir şeydir. Çünkü hiçbir dahillerinin olmadığı bir çatışmalı mirası ülkenin çocukları hak etmiyorlar. Hem sorumluluğumuzun hem vicdanımızın hem de insan olmamızın gereği onlara barış içinde bir ülkeyi hazırlayıp bırakmaktır.

Çok spekülatif tartışmalar oluyor. İnanın silah kadar zarar veren bir dil bu. Ülke bölünecek, çift bayrak, çift dil falan. Gündemimizde ne böyle bir şey var ne bunu tartıştık ne de bunun iması yapıldı. Böyle bir şey yok. Kurmaya çalıştığımız barıştır. Bu konuda fikrini değiştirmek ya da kuşkusunu gidermek isteyen herkesle görüşmeye, süreci anlatmaya, derdimizi anlatmaya, önerilerini katkılarını eleştirilerini dinlemeye de hazırız. Hem parti olarak hem de biz heyet olarak. Tek ricamız bu toksik dilin bir kenara bırakılmasıdır.

Herkes hani düstur var der ya söyleyeceksen hayır söyle. Dediğimiz gibi bu kadar açık ve şeffaf bir süreç yürütüyoruz. Ama iki anahtarı var bunun, birisi ciddiyet diğeri samimiyettir. Herkesten bunu asgari düzeyde beklemek hakkımız. Çünkü bu mesele tek başına ne Ahmet beyin ne Pervin hanımın ne de benim derdim. Bu mesele bütün ülkemizin derdi başta çocuklar olmak üzere. Herkesten olumlu katkı bekliyoruz. Biz dilimizi değiştirmeyeceğiz, bu şekil saldırgan bir dil kullananlara karşı bile gelebileceğimiz maksimum nokta bu. Samimiyetini halk takdir edecektir.

Yaklaşık bir haftadır yollardayız. Yollarda görüyoruz biz. Boynumuza sarılan, barışı talep eden, elimizi çabuk tutmamızı isteyen, zaman zaman uyaran. Bu konuda halkın vicdanı her zaman olduğu gibi doğruyu işaret ediyor. Ama güvercin kasaplarına iki gözden dört ölüm bakanlara cevaz vermemek lazım. Bu da hepimizin sorumluluğu. Hepinizi saygıyla selamlıyoruz. Beklettiğimiz için kusura bakmayın.

Kürdistani partilerle görüşmenin ne zaman yapılacağına dair bir soruya da Önder, “Bunları parti planlıyor, biz ne söylersek yanlış olabilir. Ama hiçbir toplumsal kesimi bu paylaşımın dışında bırakmayacağız. Derdimiz barışı kurmak. En etkili yol hangisi ise onu yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın” dedi.

DEM Parti İmralı Heyeti, dün de Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve önceki dönem Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’yı ziyaret etmişti.

DEM Parti İmralı Heyeti, yılbaşından sonra siyasi partilerle temaslara başlamıştı. 2 Ocak’ta TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüşen DEM Parti heyeti, daha sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret etmişti. DEM Parti heyeti bu hafta ise AK Parti, CHP, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Yeniden Refah partisine ziyaretler gerçekleştirmişti.

28 Aralık’ta İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan’a ilk ziyareti yapan DEM Partili Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in ikinci kez İmralı’ya gitmesi bekleniyor.

Çözüm Süreci: Çözüm süreci, Türkiye’de 2013-2015 yılları arasında başlayan müzakereleri ifade ediyor. Bu süreç, Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek amacıyla başlatılmıştı.

Sürecin temel unsurları arasında, silah bırakma, demokratik reformlar ve Kürt kimliğine yönelik hakların genişletilmesi yer almaktaydı. PKK lideri Abdullah Öcalan, bu müzakerelerde kilit bir figür olarak rol almıştı. Ancak 2015’te çatışmaların yeniden başlamasıyla çözüm süreci fiilen sona ermişti. Bu dönem, Türkiye’deki siyasi dinamiklerde önemli değişimlere neden olmuştu.

28 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kurulan PKK, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere, Fransa, Türkiye ve pek çok başka devlet tarafından terör örgütü kabul ediliyor. PKK lideri Öcalan, terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldığı 1999 yılından beri, Marmara Denizi’ndeki İmralı Cezaevi’nde bulunuyor.

Paylaşın

DEM Parti İmralı Heyeti, Demirtaş Ve Mızraklı’yı Ziyaret Etti

28 Aralık’ta İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşme yapan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partili (DEM Parti) milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder ile yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ten oluşan heyet görüşme turlarına devam ediyor.

Haber Merkezi / DEM Parti İmralı Heyeti, son olarak Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve önceki dönem Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’yı ziyaret etti. Ziyaret sonrası açıklama yapan Sırrı Süreyya Önder, Ahmet Türk ve Pervin Buldan şunları söyledi:

Sırrı Süreyya Önder:” Sayın Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş ve Dr. Mızraklı kardeşimizle, yoldaşımızla konuştuk. Öncelikle sağlıklarını ve morallerini çok iyi gördük. Bu bizim için en önemlisiydi. Gelişmekte olan sürece katkı ve desteklerinin tam olduğunu iletmemizi istediler. Selahattin Bey’in Twitter hesabından da geniş bir açıklama yapılacak.

Esas şeyleri oradan alırsınız. Bizim söyleyeceğimiz bir tek bir şey var. Özellikle televizyonlarda bu konuda spekülasyon yapılıyor, sürecin şeffaf yürümediğine dair eleştiriler var. “Daha ne geziyorlar?” şeklinde serzenişler var. Arkadaşlar bunlara gerek yok. Bunlar, gelmekte olan barışa hizmet eden şeyler değil. 40 yıldır süren bir şey, boyacı küpü değil ki daldırıp çıkarasın.

Nitelikli bir emek ve çaba için, mümkün olan en geniş katılımı sağlamak için uğraşıyoruz. Bu anlamda süreci ifsad edecek ya da süreçten şüphelenecek herhangi bir tutum içine girmelerini gerektirecek herhangi bir şey yok. Şu an çözersek, iki tarafla çözeceğiz; eğer bu fırsatı da kaçırırsak, 72 taraf bu işe müdahil olacak.

Var gücümüzle heyetimiz, partimiz, dostlarımız, aydın ve sanatçı sürece destek veren bütün kardeşlerimiz olarak her siyasi görüşten ilk defa böyle geniş bir paydada buluştuk. Özellikle televizyonlardaki arkadaşlardan bu duyarlılığı bekliyoruz. Yarın Figen Hanım’ı ve diğer arkadaşlarımızı da ziyaret ettikten sonra Ankara’da geniş bir açıklama yapacağız. Bu kadar beklediğiniz için heyet olarak teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Barışın kaybedeni olmaz. Bunu hiç aklımızdan çıkarmamız gerekiyor. Herkes kazanır, kaybeden hiç yoktur. Onun için barış bu anlamda kıymetli bir şeydir. Kamuoyunda sıklıkla çözüm ile barış kavramları birbirine karıştırılıyor. Bu doğru değil. Barış bir sarılmayla oluşturulacak bir şeydir. Çözüm demokratik bir mücadele ve uzun soluklu bir iştir.

Sorun alanlarıyla ilgili olarak bunun uzunluğu ve derinliği değişir. Şu anda kurmaya çalıştığımız barıştır. Bunun için herkesten destek bekliyoruz. Kamuoyundan gizlediğimiz ya da gizleyeceğimiz hiçbir şeyin olmayacağını açık kalplilikle söylüyoruz. Bizleri tanıyorsunuz, yüreğimiz elimizde geziyoruz barış için. Herkesin de desteğini, katkısını, önerisini ve eleştirisini kıymetli buluyoruz. Tekrar teşekkür ederiz.

Ahmet Türk: Ben bir iki kelime söylemek istiyorum. Bin yıllık Türk ve Kürt kardeşliği var, kadim bir geçmiş var. Son yüzyılda bunun bozulduğunu görüyoruz. Bizim amacımız binlerce yıl beraber yaşamış iki halkın yeniden kucaklaşması, kadim dostluğun gereğinin tekrar yerine getirilmesidir.

Bizim çabamız barış içindir. İnanıyor ve umut ediyorum ki Türkiye’de Kürt’ün Türk’e, Türk’ün Kürt’e ihtiyacı var. Biz aslında burada bir barışı sağlayacağız. Türkiye’nin Ortadoğu’da demokrasi ihraç edebilecek bir noktaya gelmesini istiyoruz. Bizim amacımız halklarımızın kardeşliğidir, dostluğudur. Halklarımızın demokratik ve özgür bir şekilde birlikte olmasıdır.

Pervin Buldan: Sayın Demirtaş ve Mızraklı’yı ziyaret ettik. Bu ziyaretten büyük bir moralle ayrılıyoruz. Demirtaş ve Mızraklı’nın bu sürece dair değerlendirmeleri oldukça açık ve net. Her koşulda ve şartta bu sürecin arkasında olacaklarını ifade ettiler. Bu bizim için çok kıymetli. Yürüttüğümüz süreç açısından çok kıymetli. O yüzden biz de heyetimiz adına hem Sayın Demirtaş’a hem Sayın Mızraklı’ya teşekkür ediyoruz. Hepimizin desteğiyle bu sürecin bir barış sürecine evrileceğinden hiçbir kuşkumuz yok. Hepimizin yolu açık olsun.

DEM Parti İmralı Heyeti, yılbaşından sonra siyasi partilerle temaslara başlamıştı. 2 Ocak’ta TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüşen DEM Parti heyeti, daha sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret etmişti. DEM Parti heyeti bu hafta ise AK Parti, CHP, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Yeniden Refah partisine ziyaretler gerçekleştirmişti.

28 Aralık’ta İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan’a ilk ziyareti yapan DEM Partili Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in ikinci kez İmralı’ya gitmesi bekleniyor.

Çözüm Süreci: Çözüm süreci, Türkiye’de 2013-2015 yılları arasında başlayan müzakereleri ifade ediyor. Bu süreç, Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek amacıyla başlatılmıştı.

Sürecin temel unsurları arasında, silah bırakma, demokratik reformlar ve Kürt kimliğine yönelik hakların genişletilmesi yer almaktaydı. PKK lideri Abdullah Öcalan, bu müzakerelerde kilit bir figür olarak rol almıştı. Ancak 2015’te çatışmaların yeniden başlamasıyla çözüm süreci fiilen sona ermişti. Bu dönem, Türkiye’deki siyasi dinamiklerde önemli değişimlere neden olmuştu.

28 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kurulan PKK, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere, Fransa, Türkiye ve pek çok başka devlet tarafından terör örgütü kabul ediliyor. PKK lideri Öcalan, terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldığı 1999 yılından beri, Marmara Denizi’ndeki İmralı Cezaevi’nde bulunuyor.

Paylaşın

Ahmet Türk’ten “Devlet Bahçeli” Yorumu: Samimi

Devlet Bahçeli ile görüşmesine ilişkin konuşan Ahmet Türk, “Tutumunu görünce insan şok oluyor, samimi olduğunu da insan fark ediyor. Artık Kürtlerle Türklerin oturup kendi sorunlarını kendilerinin çözmesi zamanıdır” dedi.

İmralı Adası’na giderek Abdullah Öcalan ile görüşen DEM Parti heyeti ile birlikte siyasi parti ziyaretlerine katılan Ahmet Türk, dün MHP GENEL Başkanı Devlet Bahçeli ile yapılan görüşme ve süreçle ilgili Halk TV’den İsmail Saymaz’a konuştu.

Bahçeli ile görüşmeniz nasıl geçti? Sizi nasıl karşıladı?

Gerçekten çok iyi karşıladı. İnsani ilişkileri çok farklı, yakın, candan. Düşüncelerini açık ifade eden bir tavrı vardı. Birileri bu süreci farklı bir noktaya çekmeye çalışıyor.

Bizim tek derdimiz şudur; geçmişte 1000 yıllık Türk-Kürt kardeşliğinin yeniden inşasıdır. Türklerle Kürtlerin dost olması Ortadoğu’daki geleceğini belirler, demokratik bir geleceğe öncülük yapmış olur. Ortadoğu’nun nereye evrileceğini bilmediğimiz bir dönemde Türkler ve Kürtler yeniden kucaklaşmalı. Yeniden kardeşçe ortak bir geleceği oluşturması gerekiyor. Bizim derdimiz budur. Bunun dışında ne belediyeyi ne de seçimleri düşünüyoruz. Elbette ki demokratik bir anayasa, Kürtleri kucaklayan bir anlayış ortaya çıktığı zaman bizim için mesele yok.

Kimseyle pazarlığımız yok. Bizim pazarlığımız bu ülkede demokrasinin kalıcı hale gelmesidir. Buna ihtiyaç var, Ortadoğu’da yarın ne olacağını kimse bilmiyor. Bugün Ortadoğu’da 50 milyonluk bir Kürt nüfusu var ve hepsinin yüzü Türkiye’ye dönük, kendilerini Türkiye’nin bir parçası olarak görüyorlar. Bunu kalıcı hale getirmek lazım. Yani yersiz tartışmalar yapılıyor, henüz işin başlangıcındayız. Neler olacağını nasıl gideceğine dair henüz ortaya çıkmış bir durum yok.

Kimseyle de bir pazarlık yok ama şu var ki bu seferki hem gelişmeler Kürtler ve Türklerin bir arada olmasını zorlayan bir süreç, zorunlu kılan bir süreç başka şansımız yok, eskisi gibi çok uç şeyleri gündeme getirmemek gerekir çünkü bir pazarlığa dönüşüyor, seçimle bunun ilgisi yok, bir pazarlık yok. Zaman içerisinde çok açık bir şekilde meclisle kamuoyuyla toplumla partilerle paylaşılacak. Bu bir ilk adımdır, ikinci, üçüncü adım nasıl gelişir biz de bilmiyoruz.

Görüşme sırasında Bahçeli’nin tutumu nasıldı? Anlattıklarınıza karşılık verdiği cevaplar itibarıyla tutumu nasıldı?

Çok iyi bir tutumu vardı. Gerçekten sayın Bahçeli’nin tutumunu görünce insan şok oluyor, samimi olduğunu da insan fark ediyor. Artık Kürtlerle Türklerin oturup kendi sorunlarını kendilerinin çözmesi zamanıdır.

Çok acılı, sancılı süreçler yaşandı. Toplumda bir ayrışmanın bir gerginleşmenin olduğu bir noktada, emperyalizmin tüm güçleriyle Ortadoğu’ya saldırdığı bir noktada kendi meselemizi kendimizin çözmesi gerek. O da aynı bakışta, aynı yaklaşım gösterdi.

Şamil Tayyar’ın kayyum tweeti… Sizce de burada çelişki yok mu, ne dersiniz bu yoruma?

Burada partimin verdiği bir karar üzerine heyete katıldım. Orada bir çelişki yok, bizim için kayyum atanmış bilmem ne bizim tepkimiz halkın iradesine konan ipotek, mevki makam peşinde değiliz. Benim heyete katılmamın devletle ilgisi yok, partimin verdiği karardır.

Bundan sonra ne olacak?

Görüşmelerden sonra tahmin ediyorum ikinci bir görüşme yapılacak

Öcalan’a gidecek mi?

Olabilir, mümkündür. Ondan sonrasına bakacağız artık nasıl bir açıklama yapılacak. Fotoğraf daha net olur.

Erdoğan ile görüşecek misiniz?

Tabii ki bizim hedefimiz bütün siyasi partilerle buluşmaktır. Ama tabii ki bazıları görüşmeyebilir. O bizim meselemiz değil. birileri randevu vermezse yapacağımız bir şey yok.

Erdoğan’dan randevu talebi olacak mı?

Partinin temsili nasıl olur onu bilemeyiz.

PYD ile görüşme olacak mı?

Yok şu aşamada böyle bir şey yok ama biz isterdik ki Türkiye, PYD ile dostane bir ilişki kursun. Şu çok nettir Ortadoğu’nun en seküler halkı Kürtlerdir. Türkiye’nin Kürtleri kucaklaması Ortadoğu’da etkili bir aktör olmasını sağlar.

Paylaşın

Ahmet Türk’ten “Devlet Bahçeli İle Görüşecek” İddialarına Yalanlama

MHP Lideri Devlet Bahçeli ile görüşeceği iddialarına ilişkin açıklamada bulunan Ahmet Türk, “Devlet Bahçeli ile görüşme planım yok” dedi. Ahmet Türk, ayrıca kayyum atamalarına da tepki gösterdi.

Görevden alınarak yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Meclis’te, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ile görüştü.

Görüşmede Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Van Milletvekili Pervin Buldan da yer aldı.

Ahmet Türk’ün, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşeceği iddia edilirken, Ahmet Türk söylentilere yanıt verdi. Türk, “Devlet Bahçeli ile görüşme planım yok” ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli ise görüşmenin yapılıp yapılmayacağına dair İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kayyım atamaları sonrası Ahmet Türk’ün Mardin’deki evine yaptığı ziyarete gönderme yaparak şu ifadeleri kullandı:

“Ağalık vasfına sahip bir insan. Görüşme talebi bize intikal etmedi ama görüşme arzusu taşırlarsa her zaman görüşebiliriz. Ağalığın bazı önemli özellikleri vardır. Ağaların kapıları açık olur aşı da bol olur bunun için birileri ziyaret ettiğinde de 42 davar kesmesi sofranın bol olmasından kaynaklıdır.”

Ahmet Türk ile Devlet Bahçeli arasında yakın zamanda kısa bir telefon görüşmesi gerçekleştirilmişti. Bahçeli, Türk’ün sağlık durumu hakkında bilgi aldıktan sonra, karşılıklı kahve içme teklifinde bulunmuştu. Görüşme, bu teklifin ardından sonlandırılmıştı. DEM Parti kaynaklar, Ahmet Türk’ün Devlet Bahçeli’yi ziyaret edeceği bilgisini paylaşmıştı.

Türk kayyum kararını eleştirerek şu ifadeleri kullandı: “Herkesin eşit olduğu bir ortamın yaratılması gerektiğini de ifade etmek isterim. Bu nedenle yapılacak bütün çalışmaların gerçekten halklarımızın kardeşliğini esas almak gerekir. Evet bazıları hakkında verilmiş olan bir karar var.

Mahkeme kararı var ama kesinleşmeden bazı şeyler göz ardı ediliyor. Bu nedenle de bir mahkeme açıldığı için, bir itirafçının ifadesi üzerine mahkeme açıldığı için kayyum atamasının hukuki olmadığını ifade etmek istiyorum. Sonuç olarak kayyum halk iradesinin ortadan kaldırılmasıdır.”

Paylaşın

Türk’ten Erdoğan’ın “Ne İdüğü Belirsiz Tipler” Sözlerine Sert Tepki

Erdoğan’ın “örgütün atadığı ne idüğü belirsiz tipler” sözlerine tepki gösteren Ahmet Türk, “Belediyelerimizde ‘ne idüğü belirsiz tipler’ olmadı, olamaz da. Fakat ne idüğü belirsiz tipler üç dönemdir halkın iradesini gasp etmekte” dedi.

Görevden alınan ve yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ahmet Türk, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “örgütün atadığı ne idüğü belirsiz tipler” sözlerine tepki gösterdi.

Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Ahmet Türk, şu ifadeleri kullandı: “Belediyelerimizde ‘ne idüğü belirsiz tipler’ olmadı, olamaz da. Fakat ne idüğü belirsiz tipler üç dönemdir halkın iradesini gasp etmekte. 50 yılını demokratik siyasete vermiş birine sarf edilen sözleri utanç verici buluyor, yapılan ithamları acizlik olarak görüyorum.”

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesinin dün yaptığı toplantının ardından yaptığı açıklamada, “Seçilmiş başkanlar değil, örgütün atadığı ne idiği belirsiz tipler tarafından yönetilen belediyelerin, şehirleri yerine terör örgütüne hizmet edeceği izahtan varestedir” ifadesini kullanmıştı.

Paylaşın

Türk’ten Bahçeli’ye: Kürtler Ne İstediğini Biliyor

Yerine kayyım atanan Mardin Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk, “Onurlu bir yaşamı sağlamak istiyoruz. Yıllardan beri de bunun için mücadele veriyoruz. Gerçekten Türkiye’yi bu kaostan kurtaracak, her türlü girişimler içinde olma zorunluluğu ve ihtiyacını hissediyoruz” dedi ve ekledi:

“Bizim için önemli olan bir diyalog ortamını oluşturmak. Eğer bunun imkanı varsa biz Türkiye’deki bütün siyasi partilerle görüşmek, konuşmak, sorunun çözümüne katkı sunacak bir formül oluşturmak için varız. Yarın pratikleri ile gerçekten sorunun çözümü, demokratik bir gelecek için bir çalışmaları varsa, Sayın Bahçeli ile de görüşürüz. O nedenle kimse bizi istismar edecek durumda da değil.”

Ahmet Türk, “Kürtler bugün politize olmuş bir halk. Kürtler ne istediğini biliyor. Kürtler hangi projenin demokratik bir proje olduğunu veyahut gerçekten demokratik olmayan bir proje olduğunu fark edecek bilinçte ve güçtedir. Bu nedenle bir istismar söz konusu değil. Ama doğru bir pratik, gerçekten Türkiye’de bütün siyasi partilerin birlikte diyalog ortamını oluşturarak çözüme katkı sunacak bir noktaya taşıyabilir” ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), grup toplantısını Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanan Mardin’de yaptı. Grup toplantısının ardından yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendi adı üzerinden “bir istismar” yapıldığı yönündeki soruya Ahmet Türk, tek hayalinin bir gün ülkede barışı sağlamak olduğunu söyledi. Türk, “Onurlu bir yaşamı sağlamak istiyoruz. Yıllardan beri de bunun için mücadele veriyoruz. Gerçekten Türkiye’yi bu kaostan kurtaracak, her türlü girişimler içinde olma zorunluluğu ve ihtiyacını hissediyoruz. Bizim için önemli olan bir diyalog ortamını oluşturmak. Eğer bunun imkanı varsa biz Türkiye’deki bütün siyasi partilerle görüşmek, konuşmak, sorunun çözümüne katkı sunacak bir formül oluşturmak için varız.

Yarın pratikleri ile gerçekten sorunun çözümü, demokratik bir gelecek için bir çalışmaları varsa, Sayın Bahçeli ile de görüşürüz. O nedenle kimse bizi istismar edecek durumda da değil. Kürtler bugün politize olmuş bir halk. Kürtler ne istediğini biliyor. Kürtler hangi projenin demokratik bir proje olduğunu veyahut gerçekten demokratik olmayan bir proje olduğunu fark edecek bilinçte ve güçtedir. Bu nedenle bir istismar söz konusu değil. Ama doğru bir pratik, gerçekten Türkiye’de bütün siyasi partilerin birlikte diyalog ortamını oluşturarak çözüme katkı sunacak bir noktaya taşıyabilir” dedi.

Türk, “Her zaman elimizi uzattık. Ama bir elde sopa, diğer eli de uzatarak sorun çözülmez. Söylemek istediğimiz budur. Sopayı ellerinden bıraksınlar, ellerini uzatsınlar. Bizler de bu eli tutmaya hazırız. Diyalog oluşturmaya hazırız. Bu bakımdan hiçbir partinin etkisinde değil, halkımızın talebi doğrultusunda siyaset yapıyoruz. Halkımızın taleplerini yerine getirmek için mücadele ediyoruz. Bizim amacımız hiçbir zaman kürsü ya da bakanlık değildir. Bizim amacımız halkımızın onurlu bir barışa kavuşmasıdır. Bunun mücadelesini yürütüyoruz ve bunu yürütmeye devam edeceğiz” diye belirtti.

Ahmet Türk, dün katıldığı bir yayında iktidar için “bazı yerlerden istediklerini alamadılar” şeklinde açıklaması için “O benim şahsi yorumum ve şahsi tahminim. Bir yerden bilgi aldığım için değil. Bir siyasetçi olarak yorumum budur” dedi. Bahçeli’nin açıklamalarını “izliyoruz, bekliyoruz” sözleri ile cevaplayan Türk, “Dediğim gibi bir elini uzatırken, bir elinde sopa tutarak, sorunlar çözülmez ve diyalog oluşmaz. Bunu görmek lazım” diye konuştu.

“Pratikte ne var, neyi getirecekler, bizden talepleri nedir, bu konuda ne düşünüyorlar?”

Tavır ile pratiğin birbiriyle uyumlu olması gerektiğini kaydeden Türk, Devlet Bahçeli ve Erdoğan’ın yaptığı açıklamalara ilişkin ise şunları söyledi: “Tavırları ile pratikleri birbirine uymuyor. Pratikte ne var? Neyi getirecekler? Bizden talepleri nedir? Bu konuda ne düşünüyorlar? Biz bunları görmeden ve bu konuda diyalog oluşturmadan söyleyecek fazla bir şey yok. Ancak ilk günden beri şunu söyledik; Uzatılan ele değer veriyoruz, ama pratikte nelerle karşılaşacağımız konusunda bir bilgiye sahip değiliz. Bu konuda nasıl bir yol ve yöntem izliyorlar. Bunu da açıklamıyorlar. Demek ki bu konuda susmak ve beklemek gibi bir zorunluluk var. Biz meseleye öyle bakıyoruz. Partimin tüzel kişiliği varken, parti adına bunları söylemiyorum” ifadelerini kullandı.

Kürt halkının sindirme politikalarına karşı iradesini ortaya koyduğunu kaydeden Türk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu iradeyi kırmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız. Genel olarak Kürtleri susturmaya, sindirmeye çalışan bir siyaset izliyorlar. Bu siyaset devam ediyor. Ama dediğimiz gibi biz barış konusunda veya hayallerimizi gerçekleştirmek için umudumuzu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. Umudumuzu besleyeceğiz ve büyütmeye çalışacağız. Bunun için önümüze ne gelecek, nasıl bir sofra gelecek, sofranın üzerinde bir şey var mı yok mu, sadece bomboş bir sofra mı olacak? Bunu da zaman içinde göreceğiz. Sofrada bugün bir çorba bile yok. Ona göre partimiz, demokratik kesimler düşüncelerini ortaya koyacaklar.”

(Kaynak: Mezopotamya Ajansı)

Paylaşın