Selma Ağabeyoğlu kimdir? Hayatı, Eserleri

1952 yılında Ankara’da dünyaya gelen Selma Ağabeyoğlu, , 18 Aralık 2009’da beyin kanaması sonucu Ankara’da hayatını kaybetmiştir. İlköğretim yıllarını Ankara’da Tamamladı ve 1977 yılında Yıldırım Beyazıt Lisesi’nden mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bitirdi.. Çeşitli kamu kuruluşunda memur ve yönetici olarak görev yapmıştır.

Haber Merkezi / Bir dönem Türkiye Yazarlar Sendikası’nın Ankara Temsilciliği’ni de yürüten sanatçı, üç dönem Edebiyatçılar Derneği Yönetim ve Yürütme Kurullarında görev aldı. Ankaralı Aydın ve Sanatçılar Girişimi ile Emek Partisi üyesiydi. Emekliye ayrıldıktan sonra kendini tamamen edebiyat ve sanata adayan Ağabeyoğlu’nun başta Damar, Dize, Evrensel Kültür, Kum, Deliler Teknesi, Yaklaşım, Esmer gibi dergilerde yazılarını ve şiirlerini yayımladı. Evrensel Gazetesi’nde de köşe yazarlığı yaptı.

Şiir alanında pek çok ödüle layık görülen Selma Ağabeyoğlu, 1994 Salih Bilgin Şiir Ödülü birinciliğine; 1998 Yeni Gün Gazetesi Şiir Ödülü İkinciliğine; 2002 Homeros Şiir yarışmasında jüri özel ödülüne ve TTB 2000 Behçet Aysan Şiir Ödülü’nde övgüye layık bulunmuştur. Şiir dışında fotoğrafçılık sanatıyla da uğraşan sanatçı, çeşirli fotoğraf sergileri de açmıştır.

Şiir kitaplarının yanında Hep Aklımda Kaldı adlı, köşe yazılarından oluşan bir deneme kitabı da vardır. Şiirlerinde kadın ve anne duyarlılığı, yaşama sevinci, emek, kardeşlik vb. temaları hümanist bir bakış açısıyla ele almıştır. Eserlerinde sade, yalın bir dili tercih eden sanatçı, duru bir türkçe ile eserlerini kaleme almıştır. Türk edebiyatında toplumcu şiirin temsilcilerinden biri olarak sayılabilecek Ağabeyoğlu, şiirini ve şairliğini politikadan ayrı tutmamıştır.

Bu konuda Ağabeyoğlu; “Öncelikle şunun altını çizmemde yarar var. Şairin partisi şiiridir söylemi bana çok yanlış geliyor. Gündelik hayattan beslenmeyen bir şiiri nereye koyacaksınız. Gündelik hayatsa tam da politikanın merkezinden kaynağını alırken. Gerçeğe sırt dönmüş bir anlam taşıyor bu cümle. O zaman Nâzım’ı nereye koyacaksınız. Aragon’u Brecht’i, Ritsos’u… Kaba bir gerçeklikten bahsetmediğimiz doğru. Şiirimi inceliklerle, imgelerle kurarken estetik kaygılarımdan ödünsüz yazmaya çalışırken, onu besleyen kaynaklara gözlerimi kapatıp, kulaklarımı tıkarsam namuslu ve onurlu bir yazar olmanın vicdani hesaplaşmasında başımı yere eğmek istemiyorum gibi ahlak penceresinden de bakmam çok doğaldır…” sözleriyle şiiri ve politik kimliği arasındaki ilişkiyi açıklar. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir