Özel Sektörün Yurt Dışı Kredi Borcu 163,4 Milyar Dolar

Şubat sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu 163,4 milyar ABD doları olurken, borcun 153,9 milyar doları uzun vadeli; 9,5 milyar doları (ticari krediler hariç) kısa vadeli.

Haber Merkezi / 153,9 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli kredi borcunun yüzde 58,5’inin dolar, yüzde 35,4’ünün euro, yüzde 2,2’sinin lira ve yüzde 3,9’unun ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu ve 9,5 milyar dolar tutarındaki kısa vadeli kredi borcunun ise yüzde 45,3’ünün dolar, yüzde 28’nin euro, yüzde 21,8’inin lira ve yüzde 4,9’unun diğer döviz cinslerinden oluştuğu görüldü.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcu Gelişmeleri Şubat 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Şubat sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, 2023 yıl sonuna göre 394 milyon doları azalarak 163,4 milyar dolar oldu. Vadeye göre incelendiğinde, 2023 yıl sonuna göre, uzun vadeli kredi borcunun 782 milyon dolar azalarak 153,9 milyar dolar; kısa vadeli kredi borcunun (ticari krediler hariç) ise 389 milyon dolar artarak 9,5 milyar doları düzeyinde gerçekleşti.

Borçluya göre dağılıma bakıldığında, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, bir önceki yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmalarının 126 milyon doları arttığı, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmalarının ise 1,0 milyar dolar artışla 15,8 milyar doları seviyesinde gerçekleşti.

Aynı dönemde, bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 152 milyon dolar azalmış, tahvil stoku ise 27 milyon doları azalarak 1,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmalarının 1,4 milyar dolar azaldığı, tahvil stokunun ise 18 milyon doları azalarak 10,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin olarak ise, 2023 yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 16 milyon dolar azalışla 4,5 milyar dolar; finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları ise 313 milyon dolar azalışla 1,3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Alacaklıya göre dağılım incelendiğinde, uzun vadeli kredi borcuna ilişkin olarak, Şubat sonu itibarıyla tahvil hariç özel alacaklılara olan borç, bir önceki yıl sonuna göre 1,3 milyar dolar azalarak 106,1 milyar doları olarak gerçekleşti. Kısa vadeli kredi borcuna ilişkin olarak ise, tahvil hariç özel alacaklılara olan borcun bir önceki yıl sonuna göre 354 milyon dolar azalarak 7,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Döviz kompozisyonuna bakıldığında, 153,9 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli kredi borcunun yüzde 58,5’inin doları, yüzde 35,4’ünün euro, yüzde 2,2’sinin lira ve yüzde 3,9’unun ise diğer döviz cinslerinden oluştuğu ve 9,5 milyar doları tutarındaki kısa vadeli kredi borcunun ise yüzde 45,3’ünün dolar, yüzde 28,0’ının euro, yüzde 21,8’inin lira ve yüzde 4,9’unun diğer döviz cinslerinden oluştu.

Sektör dağılımı incelendiğinde, şubat sonu itibarıyla, 153,9 milyar dolar tutarındaki uzun vadeli toplam kredi borcunun yüzde 37,8’ini finansal kuruluşların, yüzde 62,2’sini ise finansal olmayan kuruluşların borcu oluşturdu. Aynı dönemde, 9,5 milyar dolar tutarındaki kısa vadeli toplam kredi borcunun yüzde 73,1’ini finansal kuruluşların, yüzde 26,9’unu ise finansal olmayan kuruluşların borcu oluşturdu.

Özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu, şubat sonu itibarıyla kalan vadeye göre incelendiğinde, 1 yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin toplam 49,7 milyar  doları tutarında oldu.

Paylaşın

Filistin’in Birleşmiş Milletler Üyeliğine ABD’den Veto

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Filistin’in BM’ye tam üyeliğine ilişkin karar tasarısı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından veto edildi. Tasarının ABD tarafından veto edebileceği öne sürülmüştü.

Filistin’in BM’ye tam üyeliğine ilişkin karar tasarısı Arap Grubu adına Cezayir tarafından hazırlanmıştı. İsrail ise, Filistin Yönetimi’nin devlet olmak için gerekli kriterleri karşılamadığını söylemişti.

Bianet’te yer alan habere göre; 15 üyeli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Cezayir tarafından Filistin’in BM’ye tam üyeliğini talep eden karar tasarısı oylamaya sunuldu. ABD’nin “hayır” oyu kullandığı tasarı, 12 “evet” ve 2 “çekimser” oy aldı.

İngiltere ve İsviçre “çekimser” kalırken, Rusya, Çin, Fransa, Cezayir, Malta, Ekvator, Guyana, Slovenya, Sierra Leone, Mozambik, Güney Kore ve Japonya “evet” oyu verdi.

Karar tasarısının geçmesi için 5 daimi üyeden hiçbirinin “hayır” oyu kullanmaması ve toplamda 9 “evet” oyu alması gerekiyordu. Karar tasarısı metninde, “BM Genel Kuruluna Filistin’in tam üye olarak kabul edilmesi tavsiye edilir.” ifadesi yer alıyordu.

Filistin’in üyelik başvurusu

Filistin, 2011’de de BM’ye tam üyelik başvurusu yapmış ancak BMGK’da gereken desteği alamamıştı. Filistin 2012 yılında BM “daimi gözlemci statüsü”ne kavuştu.

Filistin’in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, 2 Nisan’da yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e bir mektup göndererek, üyelik başvurularının yeniden ele alınması talebinde bulunmuştu.

Guterres de 3 Nisan’da BMGK’ya mektup yazarak, Filistin’in talebinin gündeme alınması çağrısı yapmıştı. BMGK ise 8 Nisan’da Filistin’in talebini “Yeni Üyelerin Kabulü Komitesi’ne” iletmişti.

BMGK’ya üyelikle ilgili dönüş yapması gereken Komite, iki toplantının ardından mutabakata varamadığını duyurmuştu. Bunun ardından Cezayir, Filistin’in üyeliği için karar tasarısını müzakerelere açmıştı.

Paylaşın

“CHP Lideri Özel, Bir Vekilin İstifasını İstedi” İddiası

CHP Lideri Özgür Özel’in aday belirleme sürecindeki bir Parti Meclisi toplantısına aniden gelerek hakaret eden milletvekili Ufuk Çakır’ın istifa ederek Saadet grubuna geçmesini beklediğini söyledi.

Özgür Özel, Saadet grubunun düşmemesi için Saadet’e geçen Ali Fazıl Kasap’ın da CHP’ye geri döneceğinin sinyalini de verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Milletvekili Murat Emir’in grup başkanvekili olarak belirlendiği kapalı grup toplantısında partisinin milletvekilleriyle bir araya geldi.

Seçimin tamamlanmasının ardından salona gelen ve bir değerlendirme yapan Özel, alınan seçim başarısından dolayı memnuniyetini dile getirdi, kendisine inanan milletvekillerine teşekkürlerini iletti.

2028’de yapılacak genel seçimlerde başarılı olmak zorunda olduklarını, önemli bir fırsat yakaladıklarını ifade eden Özel, seçimin geride kaldığını ve bundan sonraki süreçte bütünlük içinde devam edilmesini istediğini söyledi.

Seçim öncesi dönemde kendisinin yanında durmayan milletvekillerinin hiçbir kaygı hissetmemesi gerektiğinin de altını çizen Özel, asıl önemli olanın bundan sonraki performanslar ve özveri olduğunu söyledi.

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine göre; Özel’in milletvekillerine bundan sonraki sürece dair uyarıları da oldu.

Partinin bütünlüğüne aykırı hareket eden ve parti yönetimiyle uyumlu çalışmayan milletvekilleriyle birlikte yol almanın zor olacağını söyleyen Özel, parti içi uyumu bozanlarla ilgili tedbirleri alacağını, gerekirse disiplin süreci başlatacağını kaydetti. Seçimden önce başlayan tartışmaların sona ermesini isteyen Özel, “Bu tartışmalar artık bitsin” dedi.

Özgür Özel, grup başkanvekilliği seçimindeki yarışa da vurgu yaptı. Parti içi demokratik bir yarış yaşanmasının önemli olduğunu belirten Özel, Murat Emir’in kazanmasının kendisini memnun ettiğini de açık bir biçimde dile getirdi. Özel, seçim başarısının ardından parti içi yıpratıcı bir muhalefeti büyütecek adımların atılmaması gerektiğinin altını çizdi.

Özel, grup başkanvekilliği için aday olan Sevda Erdan Kılıç’ı da medeni cesaretinden dolayı tebrik etti. Bu seçimde olmasa bile bir yıl sonraki grup başkanvekilliği seçiminde kendisini yeniden aday olarak görmek istediğini belirterek teşekkürlerini iletti.

Mersin Milletvekili Ufuk Çakır

Özgür Özel seçim sürecinde kendisini üzen bir olaya da gönderme yaparak önemli bir değişikliğin sinyalini verdi.

Aday belirleme sürecindeki bir Parti Meclisi toplantısına aniden gelerek hakaret eden Mersin Milletvekili Ufuk Çakır’ı ima eden Özel, Çakır’ın istifa ederek Saadet grubuna geçmesini beklediğini söyledi. Özel, Saadet grubunun düşmemesi için Saadet’e geçen Ali Fazıl Kasap’ın da CHP’ye geri döneceğinin sinyalini verdi.

Paylaşın

En Popüler Bebek İsimleri Belli Oldu: Alparslan, Asel

2023 yılında doğan bebeklere konulan en popüler erkek bebek isimleri, Alparslan, Yusuf ve Göktuğ; en popüler kız bebek isimleri ise Asel, Zeynep ve Defne oldu. Doğan erkek bebeklerin 8 bin 957’sine Alparslan, 5 bin 538’ine Yusuf, 5 bin 361’ine Göktuğ, kız bebeklerin 8 bin 114’üne Asel, 7 bin 614’üne Zeynep, 6 bin 895’ine ise Defne ismi verildi.

Haber Merkezi / Türkiye’de 2023 yılında 0-17 yaş grubundaki çocuklarda en çok kullanılan erkek çocuk isimlerinin Yusuf, Mustafa ve Mehmet; kız çocuk isimlerinin ise Zeynep, Elif ve Yağmur olduğu görüldü.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İstatistiklerle Çocuk 2023 raporunu açıkladı. Rapordan öne çıkan bölümler şöyle:

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2023 yıl sonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34’ünü çocuklar oluşturdu. Çocuk nüfusun yüzde 51,3’ünü erkek çocuklar, yüzde 48,7’sini kız çocuklar oluşturdu. Birleşmiş Milletler tanımına göre 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5’ini oluştururken bu oran 1990 yılında yüzde 41,8 ve 2023 yılında yüzde 26,0 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre çocuk nüfus oranının 2030 yılında yüzde 25,6, 2040 yılında yüzde 23,3, 2060 yılında yüzde 20,4 ve 2080 yılında yüzde 19,0 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023 yılında çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18,0 oldu. AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip olan ülkelerin sırasıyla, yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa, yüzde 20,9 ile İsveç olduğu görüldü. Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla, yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz oldu. Türkiye’nin çocuk nüfus oranının yüzde 26,0 ile AB üye ülkelerinden daha yüksek olduğu görüldü.

ADNKS sonuçlarına göre illerin toplam nüfusları içindeki çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan il, yüzde 44,4 ile Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa ilini yüzde 40,5 ile Şırnak, yüzde 38,2 ile Ağrı ve Muş izledi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu il, yüzde 16,5 ile Tunceli oldu. Tunceli ilini yüzde 17,5 ile Edirne ve yüzde 18,3 ile Kırklareli izledi.ADNKS sonuçlarına göre 2023 yılında toplam hanehalkı sayısı 26 milyon 309 bin 332 oldu. Hanelerin yüzde 43,6’sında 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu görüldü. Bu hanelerin illere göre dağılımı incelendiğinde, 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hanehalkı oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 69,0 ile Şanlıurfa, en düşük olduğu ilin yüzde 29,1 ile Tunceli ve Sinop olduğu görüldü.

En az bir çocuk bulunan hanelerin yüzde 18,9’unda 0-17 yaş grubunda bir çocuk, yüzde 15,0’ında iki çocuk, yüzde 6,3’ünde üç çocuk, yüzde 2,1’inde dört çocuk, yüzde 1,2’sinde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.

ADNKS sonuçlarına göre 2023 yılında toplam hanehalkı sayısı 26 milyon 309 bin 332 oldu. Hanelerin yüzde 43,6’sında 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu görüldü. Bu hanelerin illere göre dağılımı incelendiğinde, 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hanehalkı oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 69,0 ile Şanlıurfa, en düşük olduğu ilin yüzde 29,1 ile Tunceli ve Sinop olduğu görüldü.

En az bir çocuk bulunan hanelerin yüzde 18,9’unda 0-17 yaş grubunda bir çocuk, yüzde 15,0’ında iki çocuk, yüzde 6,3’ünde üç çocuk, yüzde 2,1’inde dört çocuk, yüzde 1,2’sinde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.

Çocuk nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2018 yılında çocuk nüfusun yüzde 28,3’ünün 0-4 yaş grubunda, yüzde 27,7’sinin 5-9 yaş grubunda, yüzde 27,7’sinin 10-14 yaş grubunda ve yüzde 16,3’ünün 15-17 yaş grubunda yer aldığı görülürken, 2023 yılında yüzde 24,1’inin 0-4 yaş grubunda, yüzde 29,6’sının 5-9 yaş grubunda, yüzde 28,8’inin 10-14 yaş grubunda ve yüzde 17,5’inin 15-17 yaş grubunda yer aldığı görüldü.

Doğum istatistiklerine göre 2022 yılında canlı doğan bebek sayısı, 1 milyon 35 bin 795 oldu. Doğan bebeklerin 531 bin 946’sı erkek, 503 bin 849’u ise kız oldu. Canlı doğan bebeklerin yüzde 96,8’ini tekil, yüzde 3,1’ini ikiz, yüzde 0,1’ini ise üçüz ve daha fazla çoğul doğumlar oluşturdu.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre hastanede gerçekleşen doğumların oranı, 2010 yılında yüzde 91,6 iken 2022 yılında yüzde 97,3 oldu. Beşli karma aşı (DPT+IPV+Hib) 3 doz ile aşılama oranı 2021 yılında yüzde 95,0 iken 2022 yılında yüzde 99,5 oldu.

Hayat Tabloları, 2020-2022 sonuçlarına göre doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için 77,5 yıl, erkekler için 74,8 yıl ve kadınlar için 80,3 yıl oldu.

Türkiye’de 7 yaşına ulaşan bir çocuğun kalan yaşam süresinin ortalama 71,4 yıl, erkek çocuklar için 68,7 yıl ve kız çocuklar için 74,1 yıl olduğu görüldü. Çalışma çağının başlangıcı olan 15 yaşındaki çocuklar için bu süre 63,5 yıl oldu. Erkek çocuklar için bu süre 60,8 yıl iken kız çocuklar için 66,2 yıl oldu. Bu yaş için kız ve erkek çocuklar arasındaki beklenen yaşam süresi farkının 5,4 yıl olduğu görüldü.

ADNKS sonuçlarına göre 2023 yılında doğan bebeklere konulan en popüler erkek bebek isimleri, Alparslan, Yusuf ve Göktuğ; en popüler kız bebek isimleri ise Asel, Zeynep ve Defne oldu. Doğan erkek bebeklerin 8 bin 957’sine Alparslan, 5 bin 538’ine Yusuf, 5 bin 361’ine Göktuğ, kız bebeklerin 8 bin 114’üne Asel, 7 bin 614’üne Zeynep, 6 bin 895’ine ise Defne ismi verildi.

Türkiye’de 2023 yılında 0-17 yaş grubundaki çocuklarda en çok kullanılan erkek çocuk isimlerinin Yusuf, Mustafa ve Mehmet; kız çocuk isimlerinin ise Zeynep, Elif ve Yağmur olduğu görüldü.

Toplam yaş bağımlılık oranı, 15-64 yaş grubunda çalışma çağındaki her 100 kişi başına düşen, 0-14 ile 65 ve üzeri yaş grubundaki kişi sayısı olarak tanımlanır. ADNKS sonuçlarına göre 2023 yılında toplam yaş bağımlılık oranı yüzde 46,3 oldu. Yaş grubu 15-64 olan her 100 kişi başına düşen, 0-14 yaş grubundaki çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı ise yüzde 31,4 olarak gerçekleşti.

Özel eğitim alan öğrencilerin oranı yüzde 2,6

Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim istatistiklerine göre okul öncesi eğitim seviyesinde beş yaş net okullaşma oranının, 2021/’22 öğretim yılında yüzde 81,6 iken 2022/’23 öğretim yılında yüzde 85,0 olduğu görüldü. Beş yaş net okullaşma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran erkek çocuklar için yüzde 85,2, kız çocuklar için v84,7 oldu.

İlkokul seviyesinde net okullaşma oranı 2022/’23 öğretim yılında yüzde 93,8, ortaokul seviyesinde net okullaşma oranı yüzde 91,2 ve ortaöğretim seviyesinde net okullaşma oranı yüzde 91,7 oldu.

Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı sonuçlarına göre eğitim kademesi ve cinsiyete göre okul tamamlama oranları incelendiğinde, yıllara göre bir artış gözlendi. İlkokul tamamlama oranı 2017/’18 eğitim ve öğretim döneminde yüzde 98,4 iken bu oran 2022/’23 eğitim ve öğretim döneminde yüzde 98,5 oldu. Ortaokul tamamlama oranı 2017/’18 eğitim ve öğretim döneminde yüzde 90,2 iken bu oran 2022/’23 eğitim ve öğretim döneminde yüzde 96,3 oldu. Ortaöğretim tamamlama oranı ise yüzde 65,1’den yüzde 80,3’e yükseldi.

Ortaöğretim okul tamamlama oranı cinsiyete göre incelendiğinde, 2022/’23 eğitim ve öğretim döneminde bu oranın erkek çocuklar için yüzde 78,8, kız çocuklar için yüzde 81,8 olduğu görüldü.

Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim istatistiklerine göre Türkiye genelinde 2022/’23 eğitim ve öğretim döneminde örgün eğitime devam eden öğrenci sayısı 19 milyon 904 bin 679 oldu. Bu öğrencilerin yüzde 51,6’sını erkek öğrenciler, yüzde 48,4’ünü ise kız öğrenciler oluşturdu.

Özel eğitim gerektiren bireylere (işitme, görme, ortopedik ve hafif düzeyde zihinsel engelli) hizmet veren, özel olarak yetiştirilmiş personelin bulunduğu, geliştirilmiş eğitim programlarının uygulandığı özel öğretim kurumlarında örgün eğitime devam eden öğrenci sayısı ise 507 bin 804 oldu. Özel eğitim alan öğrenciler örgün eğitimdeki öğrencilerin yüzde 2,6’sını oluşturdu. Özel örgün eğitime devam eden öğrencilerin yüzde 63,3’ünü erkek öğrenciler, yüzde 36,7’sini ise kız öğrenciler oluşturdu.

Türkiye Sağlık Araştırması 2022 yılı sonuçlarına göre ailelerin beyanları doğrultusunda, 2-14 yaş grubundaki çocukların yüzde 1,5 ile en fazla öğrenmede ve yürümede zorluk çektiği görüldü. Aynı yaş grubundaki çocukların yüzde 1,0’ının konuşmada, yüzde 0,8’inin görmede, yüzde 0,4’ünün ise duymada zorluk çektiği belirtildi.

Türkiye Sağlık Araştırması 2022 yılı sonuçlarına göre çocuklarda son 6 ay içinde görülen hastalık türleri incelendiğinde, 0-6 yaş grubunda yüzde 31,3 ile en çok üst solunum yolu enfeksiyonu görüldü. Bunu yüzde 29,4 ile ishal, yüzde 6,9 ile alt solunum yolu enfeksiyonu, yüzde 6,7 ile kansızlık izledi.

Yaş grubu 7-14 olan çocuklarda da yüzde 27,1 ile üst solunum yolu enfeksiyonu ilk sırada yer aldı. Bunu yüzde 19,8 ile ishal, %11,2 ile ağız ve diş sağlığı sorunları, yüzde 8,8 ile göz ile ilgili sorunlar izledi.

Hanehalkı İşgücü Araştırması 2023 yılı sonuçlarına göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 22,1 oldu. İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oranın erkek çocuklar için yüzde 32,2 kız çocuklar için yüzde 11,5 olduğu görüldü.

Evlenme istatistiklerine göre 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2002 yılında yüzde 7,3 iken bu oran 2023 yılında yüzde 1,9’a düştü. Diğer taraftan, aynı yaş grubunda olan erkek çocukların resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2002 yılında yüzde 0,5 iken bu oran 2023 yılında yüzde 0,1 oldu.

ADNKS sonuçlarına göre 2023 yılında 22 milyon 206 bin 34 çocuk nüfusun içinde babası vefat etmiş çocuk sayısının 263 bin 757, annesi vefat etmiş çocuk sayısının 82 bin 291, hem annesi hem de babası vefat etmiş çocuk sayısının ise 5 bin 461 olduğu görüldü.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının verilerine göre 2023 yılında Türkiye genelinde kuruluş bakımı altında bulunan çocuk sayısının 14 bin 435 olduğu görüldü. Mevcut koruyucu aile sayısı 8 bin 164, koruyucu aile yanında bakımı sağlanan çocuk sayısı ise 9 bin 806 oldu. Evlat edindirilen çocuk sayısı 2023 yılında 637 oldu.

Boşanma istatistiklerine göre 2023 yılında boşanan çiftlerin sayısı 171 bin 881 oldu. Kesinleşen boşanma davaları sonucunda 171 bin 213 çocuk velayete verildi. Çocukların velayetinin yüzde 74,9’unun anneye, yüzde 25,1’inin ise babaya verildiği görüldü.

Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre 2022 yılında 1-17 yaş grubunda en fazla çocuk ölümleri, dışsal yaralanma ve zehirlenmeler nedeniyle gerçekleşti. Söz konusu nedenle hayatını kaybeden 1-17 yaş grubundaki çocuk sayısı, 2022 yılında bin 275 oldu. Sinir sistemi ve duyu organları hastalıkları nedeniyle 866 çocuk, iyi huylu ve kötü huylu tümörler nedeniyle 635 çocuk, dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle 385 çocuk hayatını kaybetti.

Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre 2009 yılında bebek ölüm hızı binde 13,9 iken 2022 yılında binde 9,2’ye düştü. Bebek ölüm hızı cinsiyete göre incelendiğinde, 2009-2022 yılları arasında bebek ölüm hızının erkek bebekler için binde 14,6’dan binde 9,9’a, kız bebekler için binde 13,1’den binde 8,4’e düştüğü görüldü.

Doğumdan sonraki beş yıl içinde ölme olasılığını ifade eden beş yaş altı ölüm hızı, 2009 yılında binde 17,7 iken 2022 yılında binde 11,2’ye düştü. Beş yaş altı ölüm hızı cinsiyete göre incelendiğinde, 2009-2022 yılları arasında beş yaş altı ölüm hızının erkek çocuklar için binde 18,5’ten binde 12,1’e, kız çocuklar için binde 16,8’den binde 10,2’ye düştüğü görüldü.

Paylaşın

Tarımsal Girdi Fiyatları Yüzde 49,92 Arttı

Tarımsal girdi fiyatları şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 3,59, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 11,37, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,92 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 36,71 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) Şubat 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Tarımsal girdi fiyatları şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 3,59, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 11,37, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49,92 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 36,71 arttı.

Ana gruplarda bir önceki aya göre, tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 3,63, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 3,34 arttı. Bir önceki yılın aynı ayına göre göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 46,51, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 75,27 arttı.

Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 164,78 ile veteriner harcamaları oldu. Aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 5,85 ile diğer mal ve hizmetler oldu.

Paylaşın

Türkiye’de Bebek Ölüm Hızı Binde 9,2

Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre 2009 yılında bebek ölüm hızı binde 13,9 iken 2022 yılında binde 9,2’ye düştü. Bebek ölüm hızı cinsiyete göre incelendiğinde, 2009-2022 yılları arasında bebek ölüm hızının erkek bebekler için binde 14,6’dan binde 9,9’a, kız bebekler için binde 13,1’den binde 8,4’e düştüğü görüldü.

Haber Merkezi / Doğumdan sonraki beş yıl içinde ölme olasılığını ifade eden beş yaş altı ölüm hızı, 2009 yılında binde 17,7 iken 2022 yılında binde 11,2’ye düştü. Beş yaş altı ölüm hızı cinsiyete göre incelendiğinde, 2009-2022 yılları arasında beş yaş altı ölüm hızının erkek çocuklar için binde 18,5’ten binde 12,1’e, kız çocuklar için binde 16,8’den binde 10,2’ye düştüğü görüldü.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), İstatistiklerle Çocuk 2023 raporunu açıkladı. Rapordan öne çıkan bölümler şöyle:

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2023 yıl sonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34’ünü çocuklar oluşturdu. Çocuk nüfusun yüzde 51,3’ünü erkek çocuklar, yüzde 48,7’sini kız çocuklar oluşturdu. Birleşmiş Milletler tanımına göre 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5’ini oluştururken bu oran 1990 yılında yüzde 41,8 ve 2023 yılında yüzde 26,0 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre çocuk nüfus oranının 2030 yılında yüzde 25,6, 2040 yılında yüzde 23,3, 2060 yılında yüzde 20,4 ve 2080 yılında yüzde 19,0 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023 yılında çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18,0 oldu. AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip olan ülkelerin sırasıyla, yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa, yüzde 20,9 ile İsveç olduğu görüldü. Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla, yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz oldu. Türkiye’nin çocuk nüfus oranının yüzde 26,0 ile AB üye ülkelerinden daha yüksek olduğu görüldü.

ADNKS sonuçlarına göre illerin toplam nüfusları içindeki çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan il, yüzde 44,4 ile Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa ilini yüzde 40,5 ile Şırnak, yüzde 38,2 ile Ağrı ve Muş izledi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu il, yüzde 16,5 ile Tunceli oldu. Tunceli ilini yüzde 17,5 ile Edirne ve yüzde 18,3 ile Kırklareli izledi.ADNKS sonuçlarına göre 2023 yılında toplam hanehalkı sayısı 26 milyon 309 bin 332 oldu. Hanelerin yüzde 43,6’sında 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu görüldü. Bu hanelerin illere göre dağılımı incelendiğinde, 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hanehalkı oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 69,0 ile Şanlıurfa, en düşük olduğu ilin yüzde 29,1 ile Tunceli ve Sinop olduğu görüldü.

En az bir çocuk bulunan hanelerin yüzde 18,9’unda 0-17 yaş grubunda bir çocuk, yüzde 15,0’ında iki çocuk, yüzde 6,3’ünde üç çocuk, yüzde 2,1’inde dört çocuk, yüzde 1,2’sinde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.

ADNKS sonuçlarına göre 2023 yılında toplam hanehalkı sayısı 26 milyon 309 bin 332 oldu. Hanelerin yüzde 43,6’sında 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu görüldü. Bu hanelerin illere göre dağılımı incelendiğinde, 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hanehalkı oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 69,0 ile Şanlıurfa, en düşük olduğu ilin yüzde 29,1 ile Tunceli ve Sinop olduğu görüldü.

En az bir çocuk bulunan hanelerin yüzde 18,9’unda 0-17 yaş grubunda bir çocuk, yüzde 15,0’ında iki çocuk, yüzde 6,3’ünde üç çocuk, yüzde 2,1’inde dört çocuk, yüzde 1,2’sinde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.

Çocuk nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2018 yılında çocuk nüfusun yüzde 28,3’ünün 0-4 yaş grubunda, yüzde 27,7’sinin 5-9 yaş grubunda, yüzde 27,7’sinin 10-14 yaş grubunda ve yüzde 16,3’ünün 15-17 yaş grubunda yer aldığı görülürken, 2023 yılında yüzde 24,1’inin 0-4 yaş grubunda, yüzde 29,6’sının 5-9 yaş grubunda, yüzde 28,8’inin 10-14 yaş grubunda ve yüzde 17,5’inin 15-17 yaş grubunda yer aldığı görüldü.

Doğum istatistiklerine göre 2022 yılında canlı doğan bebek sayısı, 1 milyon 35 bin 795 oldu. Doğan bebeklerin 531 bin 946’sı erkek, 503 bin 849’u ise kız oldu. Canlı doğan bebeklerin yüzde 96,8’ini tekil, yüzde 3,1’ini ikiz, yüzde 0,1’ini ise üçüz ve daha fazla çoğul doğumlar oluşturdu.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre hastanede gerçekleşen doğumların oranı, 2010 yılında yüzde 91,6 iken 2022 yılında yüzde 97,3 oldu. Beşli karma aşı (DPT+IPV+Hib) 3 doz ile aşılama oranı 2021 yılında yüzde 95,0 iken 2022 yılında yüzde 99,5 oldu.

Hayat Tabloları, 2020-2022 sonuçlarına göre doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için 77,5 yıl, erkekler için 74,8 yıl ve kadınlar için 80,3 yıl oldu.

Türkiye’de 7 yaşına ulaşan bir çocuğun kalan yaşam süresinin ortalama 71,4 yıl, erkek çocuklar için 68,7 yıl ve kız çocuklar için 74,1 yıl olduğu görüldü. Çalışma çağının başlangıcı olan 15 yaşındaki çocuklar için bu süre 63,5 yıl oldu. Erkek çocuklar için bu süre 60,8 yıl iken kız çocuklar için 66,2 yıl oldu. Bu yaş için kız ve erkek çocuklar arasındaki beklenen yaşam süresi farkının 5,4 yıl olduğu görüldü.

ADNKS sonuçlarına göre 2023 yılında doğan bebeklere konulan en popüler erkek bebek isimleri, Alparslan, Yusuf ve Göktuğ; en popüler kız bebek isimleri ise Asel, Zeynep ve Defne oldu. Doğan erkek bebeklerin 8 bin 957’sine Alparslan, 5 bin 538’ine Yusuf, 5 bin 361’ine Göktuğ, kız bebeklerin 8 bin 114’üne Asel, 7 bin 614’üne Zeynep, 6 bin 895’ine ise Defne ismi verildi.

Türkiye’de 2023 yılında 0-17 yaş grubundaki çocuklarda en çok kullanılan erkek çocuk isimlerinin Yusuf, Mustafa ve Mehmet; kız çocuk isimlerinin ise Zeynep, Elif ve Yağmur olduğu görüldü.

Toplam yaş bağımlılık oranı, 15-64 yaş grubunda çalışma çağındaki her 100 kişi başına düşen, 0-14 ile 65 ve üzeri yaş grubundaki kişi sayısı olarak tanımlanır. ADNKS sonuçlarına göre 2023 yılında toplam yaş bağımlılık oranı yüzde 46,3 oldu. Yaş grubu 15-64 olan her 100 kişi başına düşen, 0-14 yaş grubundaki çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı ise yüzde 31,4 olarak gerçekleşti.

Özel eğitim alan öğrencilerin oranı yüzde 2,6

Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim istatistiklerine göre okul öncesi eğitim seviyesinde beş yaş net okullaşma oranının, 2021/’22 öğretim yılında yüzde 81,6 iken 2022/’23 öğretim yılında yüzde 85,0 olduğu görüldü. Beş yaş net okullaşma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran erkek çocuklar için yüzde 85,2, kız çocuklar için v84,7 oldu.

İlkokul seviyesinde net okullaşma oranı 2022/’23 öğretim yılında yüzde 93,8, ortaokul seviyesinde net okullaşma oranı yüzde 91,2 ve ortaöğretim seviyesinde net okullaşma oranı yüzde 91,7 oldu.

Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı sonuçlarına göre eğitim kademesi ve cinsiyete göre okul tamamlama oranları incelendiğinde, yıllara göre bir artış gözlendi. İlkokul tamamlama oranı 2017/’18 eğitim ve öğretim döneminde yüzde 98,4 iken bu oran 2022/’23 eğitim ve öğretim döneminde yüzde 98,5 oldu. Ortaokul tamamlama oranı 2017/’18 eğitim ve öğretim döneminde yüzde 90,2 iken bu oran 2022/’23 eğitim ve öğretim döneminde yüzde 96,3 oldu. Ortaöğretim tamamlama oranı ise yüzde 65,1’den yüzde 80,3’e yükseldi.

Ortaöğretim okul tamamlama oranı cinsiyete göre incelendiğinde, 2022/’23 eğitim ve öğretim döneminde bu oranın erkek çocuklar için yüzde 78,8, kız çocuklar için yüzde 81,8 olduğu görüldü.

Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim istatistiklerine göre Türkiye genelinde 2022/’23 eğitim ve öğretim döneminde örgün eğitime devam eden öğrenci sayısı 19 milyon 904 bin 679 oldu. Bu öğrencilerin yüzde 51,6’sını erkek öğrenciler, yüzde 48,4’ünü ise kız öğrenciler oluşturdu.

Özel eğitim gerektiren bireylere (işitme, görme, ortopedik ve hafif düzeyde zihinsel engelli) hizmet veren, özel olarak yetiştirilmiş personelin bulunduğu, geliştirilmiş eğitim programlarının uygulandığı özel öğretim kurumlarında örgün eğitime devam eden öğrenci sayısı ise 507 bin 804 oldu. Özel eğitim alan öğrenciler örgün eğitimdeki öğrencilerin yüzde 2,6’sını oluşturdu. Özel örgün eğitime devam eden öğrencilerin yüzde 63,3’ünü erkek öğrenciler, yüzde 36,7’sini ise kız öğrenciler oluşturdu.

Türkiye Sağlık Araştırması 2022 yılı sonuçlarına göre ailelerin beyanları doğrultusunda, 2-14 yaş grubundaki çocukların yüzde 1,5 ile en fazla öğrenmede ve yürümede zorluk çektiği görüldü. Aynı yaş grubundaki çocukların yüzde 1,0’ının konuşmada, yüzde 0,8’inin görmede, yüzde 0,4’ünün ise duymada zorluk çektiği belirtildi.

Türkiye Sağlık Araştırması 2022 yılı sonuçlarına göre çocuklarda son 6 ay içinde görülen hastalık türleri incelendiğinde, 0-6 yaş grubunda yüzde 31,3 ile en çok üst solunum yolu enfeksiyonu görüldü. Bunu yüzde 29,4 ile ishal, yüzde 6,9 ile alt solunum yolu enfeksiyonu, yüzde 6,7 ile kansızlık izledi.

Yaş grubu 7-14 olan çocuklarda da yüzde 27,1 ile üst solunum yolu enfeksiyonu ilk sırada yer aldı. Bunu yüzde 19,8 ile ishal, %11,2 ile ağız ve diş sağlığı sorunları, yüzde 8,8 ile göz ile ilgili sorunlar izledi.

Hanehalkı İşgücü Araştırması 2023 yılı sonuçlarına göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 22,1 oldu. İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oranın erkek çocuklar için yüzde 32,2 kız çocuklar için yüzde 11,5 olduğu görüldü.

Evlenme istatistiklerine göre 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2002 yılında yüzde 7,3 iken bu oran 2023 yılında yüzde 1,9’a düştü. Diğer taraftan, aynı yaş grubunda olan erkek çocukların resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2002 yılında yüzde 0,5 iken bu oran 2023 yılında yüzde 0,1 oldu.

ADNKS sonuçlarına göre 2023 yılında 22 milyon 206 bin 34 çocuk nüfusun içinde babası vefat etmiş çocuk sayısının 263 bin 757, annesi vefat etmiş çocuk sayısının 82 bin 291, hem annesi hem de babası vefat etmiş çocuk sayısının ise 5 bin 461 olduğu görüldü.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının verilerine göre 2023 yılında Türkiye genelinde kuruluş bakımı altında bulunan çocuk sayısının 14 bin 435 olduğu görüldü. Mevcut koruyucu aile sayısı 8 bin 164, koruyucu aile yanında bakımı sağlanan çocuk sayısı ise 9 bin 806 oldu. Evlat edindirilen çocuk sayısı 2023 yılında 637 oldu.

Boşanma istatistiklerine göre 2023 yılında boşanan çiftlerin sayısı 171 bin 881 oldu. Kesinleşen boşanma davaları sonucunda 171 bin 213 çocuk velayete verildi. Çocukların velayetinin yüzde 74,9’unun anneye, yüzde 25,1’inin ise babaya verildiği görüldü.

Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre 2022 yılında 1-17 yaş grubunda en fazla çocuk ölümleri, dışsal yaralanma ve zehirlenmeler nedeniyle gerçekleşti. Söz konusu nedenle hayatını kaybeden 1-17 yaş grubundaki çocuk sayısı, 2022 yılında bin 275 oldu. Sinir sistemi ve duyu organları hastalıkları nedeniyle 866 çocuk, iyi huylu ve kötü huylu tümörler nedeniyle 635 çocuk, dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle 385 çocuk hayatını kaybetti.

Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre 2009 yılında bebek ölüm hızı binde 13,9 iken 2022 yılında binde 9,2’ye düştü. Bebek ölüm hızı cinsiyete göre incelendiğinde, 2009-2022 yılları arasında bebek ölüm hızının erkek bebekler için binde 14,6’dan binde 9,9’a, kız bebekler için binde 13,1’den binde 8,4’e düştüğü görüldü.

Doğumdan sonraki beş yıl içinde ölme olasılığını ifade eden beş yaş altı ölüm hızı, 2009 yılında binde 17,7 iken 2022 yılında binde 11,2’ye düştü. Beş yaş altı ölüm hızı cinsiyete göre incelendiğinde, 2009-2022 yılları arasında beş yaş altı ölüm hızının erkek çocuklar için binde 18,5’ten binde 12,1’e, kız çocuklar için binde 16,8’den binde 10,2’ye düştüğü görüldü.

Paylaşın

Merkez Bankası, Yıl Sonu Dolar Beklentisini 40,01 Liraya Çekti

Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu dolar kuru tahminini 40.53 liradan, 40.01 liraya çekti. Banka, yıl sonu enflasyon beklentisini ise yatay bir seyirle yüzde 44.16 olarak belirledi.

Haber Merkezi / Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu büyüme beklentisini yüzde 3.3, yıl sonu politika faizini de yüzde 50 olarak belirledi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Nisan ayı Piyasa Katılımcıları Anketini yayımladı.

Buna göre; Katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 44,19 iken, bu anket döneminde yüzde 44,16 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 36,70 iken, bu anket döneminde yüzde 35,17 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 22,67 ve yüzde 22,05 oldu.

Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 45,82 iken, bu anket döneminde yüzde 51,43 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 45,00 iken, bu anket döneminde yüzde 50,00 oldu.

Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 40,53 TL iken, bu anket döneminde 40,01 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 42,79 TL iken, bu anket döneminde 42,47 TL oldu.

Katılımcıların GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 3,3 oldu. GSYH 2025 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 3,8 iken, bu anket döneminde yüzde 3,7 oldu.

Paylaşın

Fenerbahçe, UEFA Konferans Ligi’ne Veda Etti

UEFA (Avrupa Futbol Federasyonları Birliği) Konferans Ligi çeyrek final rövanş maçında Fenerbahçe ile Olympiakos, Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nda karşı karşıya geldi.

Haber Merkezi / Hakem Tobias Stieler’in yönettiği karşılaşmada Fenerbahçe, Olympiakos’a penaltı atışları sonunda elendi.

İrfan Can Kahveci, 11. dakikada Fenerbahçe’yi öne geçiren golü kaydetti. Normal süresi 1-0 Fenerbahçe’nin üstünlüğü ile biten maçın ardından turun toplam skoru da 3-3 oldu ve maç uzatmalara gitti. İki uzatma devresinde de gol olmayınca seri penaltı atışlarına gidildi.

Olympiakos’un kalecisi Kostas Tzolakis kurtardığı üç penaltıyla turu takımına getiren isim oldu. Olympiakos yarı finalde İngiltere temsilcisi Aston Villa ile eşleşti.

Olympiakos, Yunanistan’da oynanan ilk karşılaşmada sahadan 3-2 galip ayrılmıştı.

Karşılaşmadan dakikalar

9. dakikada Szymanski’nin ceza sahası dışı sağ çaprazında düşürülmesiyle kazanılan serbest vuruşta topun başına yine bu futbolcu geçti. Szymanski’nin direkt kaleye gönderdiği top az farkla üstten dışarı çıktı.

11. dakikada Tadic’in soldan pasında ceza yayı üzerinde meşin yuvarlağı kontrol eden Szymanski, sağdan atağa katılan İrfan Can Kahveci’yi gördü. Bu futbolcunun ceza sahası içi sağ çaprazından düzeltip yaptığı vuruşta meşin yuvarlak kalecinin solundan filelerle buluştu: 1-0.

30. dakikada ceza sahası içi sağ çaprazında topla buluşan Szymanski, savunmanın arasından kale sahasına hareketlenen Tadic’e pasını aktardı. Bu futbolcudan önce son anda Ntoi araya girerek topu kornere gönderdi.

34. dakikada Olympiakos savunmasının uzaklaştıramadığı top İrfan Can Kahveci’de kaldı. Ceza sahası dışı sağ çaprazında meşin yuvarlağı alan İrfan Can Kahveci, rakibinden sıyrılıp sert vurdu ancak kaleci Tzolakis gole izin vermedi.

50. dakikada sol taraftan Ferdi Kadıoğlu, topla beraber hareketlenerek ceza sahası içine kadar girdi. Savunmanın dokunuşu sonrası topu önünde bulan Dzeko’nun şutunda meşin yuvarlak Olympiakos defansına çarpıp direğin üzerinden kornere çıktı.

80. dakikada savunma arkasına atılan derin pasta ceza sahası içi sağ çaprazına kadar ilerleyen Masouras’ın şutunda kaleci Livakovic topu ayaklarıyla çeldi. 86. dakikada sol taraftan Tadic’in kale önüne çevirdiği topa Szymanski’nin dokunuşunda meşin yuvarlak direğin üstünden dışarıya çıktı.

103. dakikada ceza sahası dışı sağ tarafından uzak direğe ortalanan serbest vuruşta iyi yükselen Iborra’nın kafa vuruşunda kaleci Livakovic’in müdahalesiyle yan direkten oyun alanına döndü. Pozisyonun devamında altıpasın gerisinden Carmo’nun kafa vuruşunda Djiku topu çizgiden çıkardı.

114. dakikada sağ taraftan Zajc’ın ortasında Batshuayi topu arka tarafa indirdi. Ceza sahası içi sol çaprazında topla buluşan Tadic’in şutunda meşin yuvarlak direğin yanından dışarıya çıktı.

120+3. dakikada Andreas Ntoi, orta alanda kafa topuna çıkarken Cengiz Ünder’e yaptığı müdahale sonrası ikinci sarıdan kırmızı kart görerek oyundan ihraç edildi.

Stat: Şükrü Saraçoğlu

Hakemler: Tobias Stieler, Christian Gittelmann, Mark Borsch

Fenerbahçe: Dominik Livakovic, Bright Osayi-Samuel, Becao (Çağlar Söyüncü dk. 100), Alexander Djiku, Ferdi Kadıoğlu, İsmail Yüksek (Leonardo Bonucci dk. 120+2), Fred (Miha Zajc dk. 86), İrfan Can Kahveci (Cengiz Ünder dk. 86), Sebastian Szymanski (Rade Krunic dk. 106), Dusan Tadic, Edin Dzeko (Michy Batshuayi dk. 74)

Olympiakos: Kostas Tzolakis, Rodinel, Andreas Ntoi, David Carmo, Francisco Ortega (Omar Richards dk. 89), Santiago Hezze, Chiquinho (Andre Horta dk. 109), Kostas Fortounis (Youssef El-Arabi dk. 109), Stevan Jovetic (Vicente Iborra dk. 46), Daniel Podence (Giorgos Masouras dk. 64), Ayoub El Kaabi

Gol: İrfan Can Kahveci (dk. 11) (Fenerbahçe)

Penaltılar:

Atanlar: Michy Batshuayi, Alexander Djiku (Fenerbahçe), Ayoub El Kaabi, Andre Horta, Giorgos Masouras (Olympiakos)

Kaçıranlar: Dusan Tadic, Cengiz Ünder, Leonardo Bonucci (Fenerbahçe), Youssef El-Arabi, Rodinel (Olympiakos)

Kırmızı kart: Andreas Ntoi (dk. 120+3) (Olympiakos)

Paylaşın

Bahçeli’nin ‘İttifak’ Çıkışı Ne Anlama Geliyor?

Partisinin grup toplantısında, 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlere ilişkin değerlendirme yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘ittifak sisteminin gözden geçirilmesi gerektiğini’ belirtmişti.

Parti kulislerinde Devlet Bahçeli’nin bu sözlerinin perde arkasında, “ittifakların yerel seçimlerde görünür olmadığının yattığı” ifade ediliyor. Parti kulislerinde, ortak aday gösterilen yerlerde diğer partinin ambleminin pusulada yer almadığına dikkat çekilerek, “bu durumla ilgili bir yasal düzenlemenin zorunlu olduğu” kaydediliyor.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında, “İttifak sistemi gözden geçirilerek siyasi ve demokratik istikrarı zaafa uğratan ve uygulamada şahit olunan bazı çarpıklıklar ilerleyen süreçte giderilmelidir” ifadelerini kullanmıştı.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre; Bahçeli’nin bu sözleri siyaset kulislerinde de tartışılıyor. MHP kulislerinde, yerel seçimler sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan ilk merkez yürütme kurulu (MYK) toplantısı sonrası Erdoğan’ın kurmaylarına yönelik “Amasya, Kütahya ve Kırıkkale gibi illerde, iki parti ayrı ayrı girerek, özellikle CHP’ye kazandırdığımız il ve ilçelerin durumunu da masaya yatıracağız” sözlerine gönderme yapılıyor.

Erdoğan’ın da bu illerde “işbirliği yapılmamış olmasının Cumhur İttifakı’na kaybettirdiğine” dikkat çektiği belirtilirken, “Bahçeli, İttifak kapsamında il, il, ilçe ilçe değerlendirmeler yapılarak, nerede yanlış varsa, o yanlışların düzeltilmesine yönelik bir söylemde bulundu. Bazı illerin detaylı bir şekilde masaya yatırılması gerekiyor. Ayrı aday gösterilen yerlerde sonuç başarısız oluyor. Buna yönelik bir çözümleme yapılabilir. Konuyla ilgili bir çalışma ileride yapılacak” görüşü dile getiriliyor.

“Düzenleme yapılabilir”

MHP kulislerinde, yerelde ittifakların seçmenin oy kullandığı pusulada “görülmediği” değerlendirilmesi de yapılıyor. Örnek olarak da taşradaki il ve ilçe belediye başkanlıkları seçimleri gösteriliyor. Kulislerde, “Bir ilde her iki parti işbirliği kapsamında ortak aday ile seçime giriyorsa, ortak adayın mensubu olduğu partinin amblemi pusulada yer alıyor. Ancak ittifak ortağı partinin amblemi yer almıyor. Böylece seçmen kendi partisinin amblemini pusulada göremiyor. Buna yönelik bir düzenleme de yapılabilir” yorumları yapılıyor.

Paylaşın

İran’dan İsrail’e “Nükleer” Uyarısı

İran Devrim Muhafızları’nın nükleer güvenlikten sorumlu yetkilisi Ahmed Hagtalab, “Siyonist rejimin İran nükleer tesislerine yönelik tehditleri nükleer doktrinimizi gözden geçirmemizi ya da önceki değerlendirmelerimizden sapmamızı mümkün hale getiriyor” dedi.

Haber Merkezi / Yarı resmi Tasnim haber ajansında yer alan demecinde Ahmed Hagtalab “Eğer Siyonist rejim nükleer merkezlerimize ve tesislerimize karşı harekete geçmek isterse, kesinlikle ve kategorik olarak onların nükleer tesislerine karşı gelişmiş füzelerle karşılık vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Tahran’ın nükleer programı konusunda son sözü İran’ın dini lideri Ali Hamaney söylüyor. Hamaney önce yaptığı bir çok açıklamada, Tahran’ın hiçbir zaman dinin yasakladığı nükleer silah inşa etme veya kullanma peşinde olmadığı görüşünü dile getirdi.

İsrail, İran’ın Şam’daki konsolosluk binasına 1 Nisan’da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan ikisi general rütbesinde toplam 7 kişi ölmüştü. İran, İsrail’in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail de İran’ın saldırılarına karşılık vereceğini bildirmişti.

İran, 13 Nisan’da İsrail’e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle saldırı başlatmıştı. İran bazı hedeflerin vurulduğunu, İsrail ise saldırıların çoğunun hava savunma sistemlerince önlendiğini ancak güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıklamıştı.

İran – İsrail gerilimi

İran ile İsrail arasındaki ilişkiler aslında 1979’daki İslami Devrim’e kadar barışçıldı. Bunun yanında Filistin’in bölünmesine yönelik planlara karşı çıkmasına rağmen, 1948’de kurulan İsrail Devleti’ni tanıyan ikinci İslami devleti, Mısır’dan sonra İran olmuştu.

O dönemde monarşiyle yönetilen ülkenin başında Pehlevi hanedanlığı vardı ve ülke, Orta Doğu’da ABD’nin en büyük müttefiklerinden biriydi. Bu nedenle İsrail Devleti’ni kuran ilk hükümet lideri David Ben-Gurion, yeni Yahudi devletinin Arap komşuları tarafından dışarı itilmemesini sağlamak amacıyla İran’ın dostluğunu kazanmaya çalıştı.

Ancak 1979’da Ayetullah Ruhullah Humeyni’nin öncülüğündeki İslam Devrimi ile Şahlar tahttan indirildi; yeni yönetim, ABD ve müttefiki İsrail’in “emperyalizmini” reddeden, baskı altındaki toprakları savunma üzerine kurulu olduğunu söylediği bir kimlik inşa etmeye çalıştı.

Ayetullah Humeyni yönetiminde ülke, İsrail’le olan köprüleri yıktı ve İsrail vatandaşlarının pasaportlarını tanımamaya başladı. Tahran’daki İsrail Büyükelçiliği’ni ele geçirerek, kontrolünü bir Filistin devleti kurulması amacıyla İsrail hükümetine karşı mücadele veren Filistin Kurtuluş Örgütü’ne devretti.

Nitekim Humeyni Filistin davasını kendi davası olarak göstermeye başladı ve büyük çaplı Filistin destekçisi yürüyüşler Tahran’da yaygınlaştı. Öte yandan bu dönemde İsrail’de İran’a yönelik düşmanlık 1990’lı yıllara kadar baş göstermedi çünkü Irak’taki Saddam Hüseyin’in varlığı, o dönemde daha büyük bir bölgesel tehdit olarak görülüyordu.

1980-1988 yılları arasında ABD’nin İran’ın komşusu Irak’a yönelik savaşta kullanılan silahları gizli bir şekilde İran’a yönlendirdiği ortaya çıktı ve bu skandalla bağdaştırılan “İran-Kontra” isimli yapılanmada İsrail hükümeti bir aracıydı. Zaman içinde İsrail ve İran arasındaki sözlü rekabet açık bir düşmanlığa dönüştü.

Paylaşın