ABD’de Bir Silahlı Saldırı Daha: 3 Ölü, 11 Yaralı

ABD’nin Pennsylvania eyaletinde bulunan Philadelphia kentinde düzenlenen silahlı saldırıda en az 3 kişi yaşamını yitirirken 11 kişi de yaralandı. Saldırının, gece hayatının canlı olduğu bir caddede, birden fazla saldırgan tarafından düzenlendiği bildirildi.

ABD’nin Teksas eyaletinde bir okula düzenlenen saldırıda 18 çocuk ile 2 yetişkin ve saldırgan dahil 21 kişinin ölmesinden günler sonra yeni bir silahlı saldırı meydana geldi.

Bireysel silahlanma ile ilgi tartışma devam ederken Pensilvanya eyaletine bağlı Philadelphia kentinde, yoğun caddelerden birinde kalabalığa ateş açıldı. Saldırıda üç kişi hayatını kaybetti, en az 11 kişi de yaralandı.

Polisin müdahale etmek için saldırgana ateş ettiği, saldırganın iki silahını bırakıp kaçtığı bildirildi. Öte yandan yetkililer Twitter’dan, olay yerinden uzak durulması gerektiğini ve çok sayıda kişinin yaralandığını duyurdu.

Philadelphia Polis Müfettişi D.F. Pace yerel gazetecilere yaptığı açıklamada olay yerine giden polisin birden fazla saldırgan gözlemlediğini söyledi. Polisin saldırgana ateş açtığını kaydeden Pace, olay yerinde iki silah bulunduğunu belirtti.

ABD polisi, saldırganın yaralanıp yaralanmadığına dair tespitleri olmadığını söylerken, güvenlik kameraları görüntüleri ile saldırganların sayısının tespit edileceğini ifade etti.

ABD’de ülke genelinde şoka neden olan 21 kişinin öldüğü 24 Mayıs’taki Teksas saldırısından bu yana 20’den fazla silahlı saldırı yapıldı.

Paylaşın

Rusya, Haftalar Sonra Kiev’e Füze Saldırısı Düzenledi

Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı, Rusya’nın başkent Kiev ve çevresini sabah saatlerinde füzelerle vurduğunu açıkladı. Pazar sabahı yapılan açıklamada, saldırıda askeri ve sivil altyapının zarar gördüğü belirtildi.

Saldırının Kiev’in güneydoğusunda bulunan Darnitskyi ve batısında bulunan Dnipro ilçelerinin yanı sıra başkent yakınlarındaki Brovari bölgesini hedef aldığı kaydedildi.

Füze saldırısına ilişkin bir açıklamada bulunan Kiev Belediye Başkanı Vitali Kliçko, saldırıda en az bir kişinin yaralandığını ve söz konusu kişinin hastanede tedavi gördüğünü kaydetti. Kliçko’nun aktardığı verilere göre, füze saldırısında can kaybı yaşanmadı.

Saldırıların yol açtığı maddi zararın boyutuna ilişkin kesin bir veri ise henüz mevcut değil. Genelkurmay Başkanlığı’nın aktardığı verilere göre, Kiev yakınlarındaki Obukhiv bölgesinde ise bir Rus füzesi düşürüldü.

Pazar sabahı patlama seslerinin de duyulduğu Kiev’de yaklaşık iki buçuk saat boyunca siren çaldı. Söz konusu füze saldırısı, haftalardır başkent ve çevresine düzenlenen en büyük saldırı olma özelliğini taşıyor.

“Nükleer terörizm” suçlaması

Öte yandan Ukrayna nükleer enerji kurumu, bir Rus füzesinin ülkenin güneyinde bulunan nükleer enerji santralinin yakınından geçtiğini açıkladı.

Kuruluş, Rusya’nın bu eylem ile bir kez daha bir nükleer felaket tehlikesine yol açtığını ifade etti. Kurumun resmi açıklamasında, “Rus saldırganlar hâlâ küçük bir füze parçasının faal durumdaki bir enerji bloğuna çarparak bir nükleer felakete yol açabileceğini idrak edemedi” denildi. Kurum, Rusya’ya “nükleer terörizm” suçlaması yöneltti.

Rusya Savunma Bakanlığı: Batının verdiği T-72 tanklarını vurduk

Telegram uygulamasından bir gönderi paylaşan Rusya Savunma Bakanlığı, Kiev’e düzenlenen saldırıda  yüksek hassasiyetli, uzun menzilli havadan fırlatılan füzelerin kullanıldığını duyurdu. Saldırıda Doğu Avrupa ülkeleri tarafından Ukrayna’ya gönderilen T-72 tankları ile bir araba tamir işletmesinin binalarında bulunan zırhlı araçların imha edildiği kaydedildi.

Rus devlet kanalı Rossiya-1’e konuşan Devlet Başkanı Putin, “Eğer Ukrayna’ya uzun menzilli füze tedarik edilirse uygun sonuçları değerlendireceğiz ve daha önce hedef almadığımız yerleri vurmak için silahlarımızı kullanacağız.” dedi. Tamamı bu akşam yayınlanacak konuşmada nerelerin hedef alınacağına ilişkin detay yer almadı.

ABD Başkanı Joe Biden’ın, Ukrayna’ya Rusya ile savaşında kullanılmak üzere gelişmiş füze sistemleri göndermeye karar verdiğini açıklamıştı. Ancak Biden, Rusya’yı menzile sokacak füzeleri Kiev’e vermeyeceklerini de kaydetti.

Paylaşın

Bangladeş’te Konteyner Deposunda Patlama: En Az 49 Ölü

Bangladeş’in güneydoğusunda, kimyasal dolu konteyner deposunda meydana gelen patlama sonucu en az 49 kişi hayatını kaybetti. İtfaiye ekiplerinin kontrol altına almakta zorlandığı yangın ve patlamalar nedeniyle can kayıplarının artabileceği kaydedildi. 

Başkent Dakka’nın 216 kilometre güneydoğusundaki Chittagong kentinde, kimyasallarla dolu 4 bin konteynerın bulunduğu depoda henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Alevlerin kimyasal dolu konteynerlara ulaşması ile patlamalar meydana geldi.

Sağlık birimleri, yangın ve meydana gelen patlamada 5’i itfaiyeci olmak üzere en az 49 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Felakete neden olan olayda 300’den fazla kişi ise yaralandı. Bazı yaralıların durumlarının ağır olduğu bu nedenle can kaybının artabileceği belirtildi.

Bölgedeki hastanelerde büyük yoğunluklar yaşanıyor. Yetkililer kan bağışı için çağrıda bulundu. Askeri hastaneler de yaralıların tedavisi için yardımda bulunuyor. Patlamadan önce yangını haber yapmak üzere bölgeye giden gazeteciler de dahil olmak üzere pek çok kişi de hala kayıp.

AFP haber ajansına konuşan TIR şoförü Tofael Ahmed, “Patlama beni bulunduğum yerden yaklaşık 10 metre uzağa fırlattı. Ellerim ve bacaklarım yandı” dedi.

Patlama kilometrelerce öteden dahi duyulurken, etraftaki binaların camları da kırıldı. Bölgede dükkan sahibi olan bir kişi, gazetecilere yaptığı açıklamada, bir enkaz parçasının yarım kilometre ötedeki bir göle düştüğünü söyledi. Esnaf, patlamanın ardından gökten “ateş toplarının yağmur gibi” yağdığını belirtti.

Yangını söndürmek için itfaiyelerin çabası sürüyor. Bangladeş’te bu tip endüstriyel yangınlar oldukça yaygın. Bunun gerekçesi olarak da zayıf güvenlik düzenlemeleri gösteriliyor.

Ordu, kimyasalların Hint Okyanusu’na karışmasını önlemek için bölgeye kum torbaları yerleştirdi. Chittagong’ta yaklaşık 4 bin civarında konteyner bulunuyordu.

Paylaşın

Ukrayna Savaşının Önündeki Beş Senaryo

Savaşlarda gidişatın değiştiği anlar olur. Vladimir Putin’in Ukrayna’yı işgalinde de böyle anlar yaşandı. Başlangıçta Rusya’nın hızlı hamlesiyle kısa sürede zafere ulaşmasından endişe edilirken bunu Rus güçlerinin Kiev civarından geri çekilişi ve etkili bir Ukrayna direnişi izledi.

Şimdi ise Rusya ülkenin doğusunu işgal etmek için güçlerini bölgede yoğunlaştırmış durumda. Peki 100 günü aşkın süredir devam eden bu savaşın önünde hangi ihtimaller var? İşte bazıları bir arada da gerçekleşebilecek beş senaryo;

1: Yıpratma harbi

Savaş aylarca, hatta yıllarca devam edebilir. Rusya ve Ukrayna orduları birbirlerini tüketmeye devam eder.

Bazı dönemler bir taraf ilerlerken diğer dönemlerde de diğer taraf kazanımlar elde edebilir.

İki taraf da pes etmek istemez.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Batı ülkelerinin Ukrayna’daki savaştan yorulacağını, içinde bulundukları ekonomik krize ve Çin tehdidine odaklanacağını düşünerek stratejik bir sabır gösterebilir.

Öte yandan Batı ülkeleri yorulmadan Ukrayna’ya silah yardımı yapmaya devam eder.

Savaşta yarı-kalıcı cephe hatları oluşur. Savaş gitgide “sonsuza kadar sürebilecek” donmuş bir ihtilafa evrilir.

Avustralyalı emekli general ve askeri akademisyen Mick Ryan “İki tarafın da kısa vadede operasyonel veya stratejik olarak ezici bir zafer kazanması çok düşük bir ihtimal” diyor.

2: Putin’in ateşkesi

Peki ya Putin tek taraflı bir ateşkesle dünyayı şaşırtırsa? Böylesi bir hamleyle şimdiye kadarki toprak kazanımlarını bir zafer olarak sunabilir.

“Özel askeri operasyonun” hedefine ulaştığını iddia edebilir, “Rusya’nın desteklediği Donbas’taki ayrılıkçıların güvenliği sağlandı ve Kırım’la kara bağlantısı kuruldu” diyebilir.

Bunun ardından etik üstünlüğü elde edip, Ukrayna’ya çatışmayı sonlandırması için baskı yapmaya çalışabilir.

Chatham House düşünce kuruluşundan Rusya uzmanı Keir Giles, “Bu Rusya tarafından her an uygulamaya konabilecek bir taktik. Rusya Avrupa’nın barışa karşılık olarak Ukrayna’ya çatışmayı bırakma ve toprak kaybını kabullenme için baskı uygulamasını istiyorsa, bunu yapabilir” diyor.

Bu tür argümanlar halihazırda Paris, Berlin ve Roma’da yankılanabilir: “Savaşı uzatmaya gerek yok, küresel ekonomik sıkıntıları sonlandırmak gerek, bir ateşkes için bastırılmalı” diyebilirler.

Öte yandan ABD, İngiltere ve Doğu Avrupa’daki çoğu ülke buna itiraz edecektir. Bu ülkeler Ukrayna’nın geleceği ve uluslararası düzenin korunması için Rusya’nın işgalinin başarısızlığa uğraması gerektiğini düşünüyor.

Yani Rusya’nın tek taraflı ateşkesi savaşa dair anlatıyı değiştirse de çatışmayı sonlandırmayabilir.

3: Cephede pata ve müzakere

Ukrayna ve Rusya cephede daha fazla askeri kazanım elde edemeyeceğini düşünerek siyasi bir çözüm için müzakerelere başlayabilir mi?

İki ülkenin de ordusu yorulur, insan gücü ve mühimmat konusunda da sorun yaşar.

Savaşa devam etmek için ödenen bedel, daha fazla çatışmayı haklı kılmakta zorlanır.

Rusya’nın askeri ve ekonomik kayıpları sürdürülebilir olmaktan çıkar. Ukrayna halkı da savaştan yorulur ve gittikçe uzaklaşan bir zafer ihtimali için daha fazla can kaybı istemez.

Batı’nın askeri yardımlarının devam edip etmeyeceğinden emin olamayan Ukrayna’nın siyasi liderleri müzakere vaktinin geldiğini düşünebilir.

Sonuçta ABD Başkanı Joe Biden, ülkesinin amacının Ukrayna’yı “müzakere masasında olabildiğince güçlü kılmak” olduğunu söylemişti.

Fakat cephede pata halinin oluşması aylar sürebilir ve siyasi çözüm de kolay olmayacaktır. Bunun en büyük nedenlerinden biri de Ukrayna’nın Rusya’ya güvenmemesi.

Bir barış anlaşmasının kalıcı olacağının da garantisi yok.

4: Ukrayna ‘zaferi’

Ukrayna, bütün zorluklara karşın zafere benzer bir şeye ulaşabilir mi? Ukrayna güçleri Rus askerlerini işgal öncesi sınırlara kadar geriletebilir mi?

Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy bu hafta bir Hollanda televizyonuna “Ukrayna bu savaşı kesinlikle kazanacak” dedi.

Rusya’nın Donbas’ı ele geçirmeye başaramayıp daha fazla kayıp vermesi mümkün mü? Batı yaptırımları Rus ordusunu derinden etkiliyor.

Bundan faydalanan Ukrayna, yeni uzun menzilli füzelerini kullanarak karşı saldırıya geçebilir, Rusya’nın ikmal hatlarının zorluk yaşadığı bölgeleri tekrar ele geçirebilir.

Ukrayna ordusu savunma pozisyonundan saldırı pozisyonuna geçebilir.

Bu senaryo, siyasetçilerin şimdiden endişe duymasına yol açacak kadar gerçekçi.

Endişe duymalarına yol açan soru ise şu: Putin bir yenilgiyle karşı karşıya kalırsa el yükseltip Ukrayna’da kimyasal veya nükleer silah kullanabilir mi?

Londra’daki Kings College’da kısa süre önce bir seminer veren tarihçi Niall Ferguson “Putin’in elinde nükleer bir seçenek varken konvansiyonel bir savaş yenilgisini kabul etmesi pek de olası değil” demişti.

5: Rusya ‘zaferi’

Peki Rusya’nın bir “zafer” kazanması mümkün mü?

Batılı yetkililer, Rusya’nın savaşın başında karşılaştığı zorluklara rağmen başkent Kiev’i ele geçirmeyi planladığını ve Ukrayna’yı kendine tabi kılmayı istediğini söylüyor.

Bir yetkili “Bu maksimalist hedefler değişmiş değil” diyor.

Rusya Donbas’ta zafere ulaşırsa, buradaki birliklerini başka cephelerde kullanabilir ve Kiev’i tekrar hedef alabilir.

Rus birliklerinin sayıca üstünlüğü, Ukrayna ordusuna kayıp verdirmeye devam edebilir.

Zelenskiy her gün 100 Ukrayna askerinin öldüğünü ve 500 askerin de yaralandığını açıklamıştı.

Ukrayna halkı da direnişe devam etmek isteyenler ve çatışmaların bitmesini isteyenler olarak ikiye bölünebilir. Bazı ülkeler de Ukrayna’ya destek vermekten yorulabilir.

Öte yandan Rusya’nın bir zafere ulaşmakta olduğunu görürlerse, verecekleri desteği artırmaları da mümkün.

Batılı bir diplomat bana, Batı’nın Rusya’ya bir uyarı olarak Pasifik’te bir nükleer silah denemesi yapması gerektiğini söylemişti.

Bu savaşın geleceği henüz yazılmış değil.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Elon Musk, Tesla’da İşgücünü Yüzde 10 Azaltmak İstiyor

Elon Musk, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ekonomisinin ‘kötü bir tablo çizdiğini’ belirterek yaklaşık 10 bin kişiyi işten çıkaracağının sinyalini verdi. Öte yandan Tesla’nın hisseleri, ABD’deki Nasdaq Borsası’nda yüzde 9 oranında değer kaybetti.

Reuters tarafından incelenen ve Tesla yöneticilerine dün gönderilen elektronik posta mesajı, “Dünya genelinde tüm işe alımları durdurun” başlığını taşıyor.

Mesaj, Musk’ın Tesla çalışanlarına ya ofis ortamında işe dönmeleri ya da şirketten ayrılmaları seçeneği vermesinden iki gün sonra geldi. Musk, böylece, ekonomik resesyon riskine karşı uyarıda bulunan işadamları arasına katıldı.

Reuters’ın haberi üzerine Tesla hisseleri bugün yüzde 9 değer kaybetti. Çoğunlukla teknoloji firmalarının hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksinde de yüzde 2’lik düşüş kaydedildi.

Musk, bugün Tesla çalışanlarına gönderdiği elektronik postadaysa, maaşlı çalışanların sayısında yüzde 10 kesinti yapılacağını, şirketin “birçok alanda fazla çalışana sahip olduğunu, ancak saatli ücretle çalışanların sayısının artacağını” bildirdi.

Musk’ın mesajında “Dikkat edin, bu uygulama otomobil ve batarya yapan ya da güneş paneli monte edenler için geçerli değil” dedi.

Şirketin ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) verdiği yıllık raporda Tesla ve yan kuruluşlarında 2021 yılı sonu itibarıyla 100 bin çalışana sahip olduğu görülüyor. Ancak raporda maaşlı ve saatli ücretli çalışan sayısı ayrı ayrı belirtilmiyor.

Merkezi Teksas eyaletinde bulunan Tesla’ya konuya ilişkin açıklama için ulaşılamadı.

Musk, son haftalarda resesyon riskine ilişkin uyarılarda bulunmuştu. Ancak eleman alımlarının durdurulması ve işten çıkarmaların başlamasına ilişkin mesajı, Musk’ın bu konuda şimdiye kadar yaptığı en doğrudan açıklama oldu.

Mali hizmetler şirketi Morgan Stanley’den uzman Adam Jonas, “Elon Musk’ın küresel ekonomiye ilişkin eşsiz bilgiye sahip olabileceği bir konumu var. Kendisinden gelen bu mesajın güvenilirlik oranının çok yüksek olacağına inanıyoruz” dedi.

Musk’ın ekonomiye ilişkin görüşleri hakkında ne düşündüğü sorulan Başkan Joe Biden ise Tesla CEO’suna, “Ay yolculuğunda bol şans” dileyerek yanıt verdi.

Biden yönetimini “Tesla ve SpaceX’i bir kenara ittiği” gerekçesiyle eleştiren Musk ise Biden’a Twitter üzerinden, “Teşekkürler Başkan” şeklinde karşılık verdi ve NASA’nın Ay’a astronot taşıması amacıyla inşa etmeyi planladığı uzay aracı için SpaceX’e verdiği 2 milyar 900 milyon dolarlık ihaleye atıfta bulunan bir link paylaştı.

Şanghay’daki sıkı COVID önlemleri

Tesla’nın ve elektrikli araç üreten diğer firmaların ürünlerine olan talep, şimdiye kadar yüksek seyretti. Otogalerilerin envanterinde artış ya da otomobil satın almak isteyen tüketicilere teşvik gibi, motorlu araçlara olan talebin düştüğüne ilişkin birçok geleneksel gösterge ise mevcut değil.

Ancak Tesla, sıkı COVID-19 önlemlerinin uygulandığı Şanghay’daki fabrikasında imalatı yeniden başlatmakta zorlandı.

Merkezi Almanya’nın Hanover kentinde bulunan bankacılık firması NordLB’den uzman Frank Schwope, “Kemer sıkma politikalarını iyi zamanda uygulamak, kötü zamanda uygulamaktan hep daha iyidir. Açıklamaları bir ön uyarı ve önlem olarak görüyorum” dedi.

Schwope, birçok otomotiv şirketinin 2021’de rekor düzeyde kar elde ettiğini ancak ekonomik durumun şu anda daha belirsiz olduğunu belirtti.

Musk’ın ekonomik görünüme ilişkin olumsuz yaklaşımı, yatırım bankacılığı firmaları JPMorgan Chase ve Goldman Sachs’in CEO’ları Jamie Dimon ve John Waldron tarafından da dile getirilmişti.

JPMorgan Chase CEO’su Jamie Dimon, bir hafta önce, “Yolun ucunda bir kasırga üzerimize doğru yaklaşıyor” ifadesini kullanmıştı.

Paylaşın

Avrupa Birliği’nden Rusya’ya Altıncı Yaptırım Paketi

Avrupa Birliği, Rusya’ya kapsamlı petrol ambargosunu da içeren altıncı yaptırım paketini onayladı. Rusya ve müttefiki Belarus’tan kişi ve kuruluşları hedef alan paketle, Rusya’nın en büyük bankası Sberbank, mali iletişim ağı Swift’ten çıkarılırken yasaklı Rus yayın organlarına yenileri eklendi. AB Konseyinde alınan kararın ardından paketin gün içinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, ek yaptırımlarla Kremlin’in savaşı finanse etme becerisini daha da sınırlandırmayı hedeflediklerini belirterek “AB’de Rusya’dan petrol ithalatını yasaklayarak Rusya için önemli bir gelir kaynağını kesmiş oluyoruz. Kilit önemdeki Rus bankalarından bazılarını daha uluslararası ödeme sistemi SWIFT’ten çıkarıyoruz. Buça ve Mariupol’de yaşanan vahşetin sorumlularını yaptırım kapsamına alıyor ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in savaş propagandasına aktif bir şekilde katkıda bulunan dezenformasyon aktörlerini yasaklıyoruz” diye konuştu.

Petrol ambargosu

Yaptırım paketiyle Rusya’dan ham petrol ve bazı petrol ürünlerinin satın alınması, ithalatı ve transferi yasaklanıyor. Rus petrolünün tamamen kesilmesi için ham petrolde 6 ay, diğer rafine petrol ürünlerinde 8 aylık geçiş süresi öngörülüyor. “Coğrafi konumları nedeniyle Rusya’dan sevkiyata özel bağımlılığı bulunan ve alternatif seçenekleri olmayan üye ülkeler” için boru hatlarıyla ham petrol ithalatına geçici muafiyet getirildi. Bu ülkelerin Macaristan, Slovakya ve Çekya olduğu biliniyor. Ayrıca Bulgaristan ve Hırvatistan’ın da denizden taşınan ham petrol ve vakumlu gaz yağı ithalatında geçici muafiyetten yararlanacakları kaydedildi.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, söz konusu ülkelere uygulanacak geçici muafiyete rağmen Birlik olarak yıl sonuna kadar Rusya’dan alınacak petrol miktarını yüzde 90 oranında azaltacaklarını belirtti. Brüksel merkezli ekonomik araştırmalar kuruluşu Bruegel verilerine göre AB ülkeleri kısa süre öncesine kadar Rusya’dan günde 450 milyon euroluk petrol ve 400 milyon euroluk doğal gaz alımı yapıyordu.

Rus-Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill’in yaptırım listesine alınması ise Macaristan engeline takıldı. AB ülkeleri, Rusya’nın Ukrayna işgaline verdiği destek nedeniyle Kirill’e AB’ye giriş yasağı getirilmesini ve AB’deki mali varlıklarının dondurulmasını planlıyordu. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Kirill’e yönelik yaptırım planı karşısındaki muhalefetini “Macaristan’daki dini cemaatlerin inanç özgürlüğü” ile gerekçelendirmişti.

Finans ve medya kuruluşlarına yasak

Paketle Rusya’nın en büyük bankası Sberbank’ın yanı sıra Moskova Kredi Bankası (Credit Bank of Moscow), Rus Ziraat Bankası (Russian Agricultural Bank) ve Belarus’tan Kalkınma ve Yeniden İmar Bankası da SWIFT sisteminden çıkarıldı.

AB’de faaliyetleri yasaklanan Rus yayın organlarına da yenileri eklendi. Rus devletine bağlı “Rossiya RTR/RTR Planeta”, “Rossiya 24 / Russia 24” ve “TV Centre International” yayın kuruluşları, Rus hükümeti tarafından Ukrayna’nın işgaliyle ilgili bilgi manipülasyonu ve dezenformasyon yayma amaçlı kullanıldıkları gerekçesiyle yasaklandı. Yayın kuruluşları, Rusya’ya komşu ülkeler ve AB’de istikrarsızlık yaratmayı hedeflemekle suçlandı. Bu yayın kuruluşları ve çalışanlarının Temel Haklar Şartı gereğince yayıncılık kapsamına girmeyen araştırma ve mülakat gibi faaliyetlerde bulunabileceği kaydedildi.

Rusya’ya hem sivil hem askeri amaçlı kullanılabilecek ürünlerle teknoloji ihracatı konusundaki kısıtlamalar da genişletildi. Rus savunma ve güvenlik sektörlerinin teknolojik gelişimine katkıda bulunabilecek ürün ve teknoloji listesine yeni kalemler eklenirken kimyasal silahlarda kullanılabilecek 80 kimyasal madde de yasak listesine alındı.

Ukrayna’nın Buça ve Mariupol kentlerinde Rus askerleri tarafından işlenen suçlardan sorumlu tutulan kişi ve kuruluşlar listesi de genişletildi. “Savaşı destekleyen kişiler, önde gelen iş adamları ve listedeki oligarkların ailelerinin yanı sıra savunma alanında faaliyet gösteren şirketler ve bir mali kuruluş” listeye eklendi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın