İsrail’den Türkiye’deki Vatandaşlarına: Derhal Ülkeyi Terk Edin

İsrail, Türkiye’deki vatandaşlarına yönelik yeni bir seyahat uyarısı yaptı.  İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, İstanbul’u ziyaret etmekte olan İsraillilerin kenti bir an önce terk etmesi gerektiğini söyledi.

Haber Merkezi / Lapid “Gerçek ve acil bir tehditle karşı karşıyayız. İstanbul’daysanız en kısa zamanda dönün, yakın zamanda gitmeyi planlıyorsanız iptal edin” dedi ve ekledi: Hiçbir tatil hayatınızdan daha değerli değildir.

Türkiye’nin geri kalanına da “elzem bir neden olmadıkça” gidilmemesi gerektiğini söyleyen Lapid, “Türkiye’den dönen bazı vatandaşlarımız, hayatlarını kurtardığımızı bilmeden ülkelerine döndü” dedi.

Bunla birlikte İsrail Dışişleri Bakanı, İsrail vatandaşlarının hayatlarını koruma çabaları için Türk hükümetine de teşekkür etti. Lapid, turizmin iki ülke için de önemli olduğunu ancak Türkiye’nin de uzak durulması gereken risklerin farkında olduğunu belirtti.

İsrail daha öncede uyarıda bulunmuştu

İran Devrim Muhafızları’nın üst düzey isimlerinden Albay Hassan Sayid Khodaei’nin geçen ay evinin önünde silahlı saldırıya uğrayarak öldürülmesi sonrasında İsrail yönetimi, vatandaşlarına “Türkiye’ye gitmeyin” uyarısında bulunmuştu.

İsrail Başbakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Son haftalarda İran, üst düzey Devrim Muhafızları yetkilisinin ölümünden İsrail’i sorumlu tuttu ve İran, İsraillilere yönelik bir misilleme gerçekleştirebilir” denmişti.

İsrail, son olarak da İran’ın Türkiye’deki İsrail vatandaşlarına saldırı girişimlerinin engellendiğini öne sürmüştü.

Paylaşın

Uluslararası Af Örgütü: Rusya Ukrayna’da Savaş Suçu İşliyor

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali dördüncü ayına yaklaşırken Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Rusya’yı Ukrayna’da savaş suçu işlemekle suçladı. Örgüt, Rusya’nın uluslararası anlaşmalarla yasaklanan misket bombasını Ukrayna’da sivllere karşı kullandığını tespit ettiklerini duyurdu.

Ukrayna’nın ikinci büyük şehri Harkiv’e dair raporunda kuruluş “Harkiv’daki yerleşim bölgelerinin tekrarlanan bombardımanı, ayrım gözetmeksizin yüzlerce sivilin ölümüne ve yaralanmasına neden olan saldırılardır ve bu nedenle savaş suçu teşkil eder” ifadelerini kullandı.

Af Örgütü, bu durumun hem mühimmat kullanılarak yapılan saldırılar hem de diğer güdümsüz roketler ve top mermileri kullanılarak gerçekleştirilen saldırılar için geçerli olduğunu belirtti.

Raporda “Sürekli olarak çok sayıda sivil zayiata yol açtığının bilincinde olarak, nüfusun yoğun olduğu sivil bölgelerde bu tür patlayıcı silahların sürekli kullanımı, saldırıların sivil halkı hedef alması anlamına bile gelebilir” denildi.

Uluslararası Af Örgütü, Harkiv’da Rus güçlerin uluslararası anlaşmalar kapsamında kullanılması yasak olan 9N210 ve 9N235 tipi misket bombaları ve parça tesirli mühimmatı defalarca kullandığına dair kanıtlar bulunduğunu belirtti.

Misket bombaları havada düzinelerce bomba ya da el bombası salarak onları ayrım gözetmeksizin yüzlerce metrekareye saçıyor. Bu tür bombalar dünyadaki çoğu ülkede yasa dışı olarak kabul ediliyor. Bu silahların kullanılmasını yasaklayan uluslararası anlaşmanın altında 120’den fazla ülkenin imzası var. Ancak Rusya ve Ukrayna bu sözleşmeyi imzalamadı.

“Herkes her an ölebilir”

“Herkes her an ölebilir” başlığını taşıyan raporda, Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’ya yönelik saldırıların ilk gününden itibaren Harkiv’da sivilleri hedef almaya başladığını belirtiliyor.

Raporda, Rusya’nın sivilleri gıda ya da ilaç için alışveriş yaptıkları sırada, yardım sırası beklerken, parkta ya da mezarlıkta hedef gözetmeksizin yapılan saldırılarda öldürdüğü belirtildi. Harkiv’un askeri yönetimi Af Örgütü’ne saldırılarda 606 sivilin öldürüldüğünü ve bin 248’inin de yaralandığını açıkladı. Af Örgütü incelemesinde, en az 62 sivilin öldüğü, 196’sının yaralandığı 41 patlamayı ele aldı.

Ukrayna, savaşın başlamasından bu yana 12 binden fazla savaş suçu soruşturması başlattığını açıkladı.

Paylaşın

Fransa’da Parlamento Seçimleri: Macron Ve Sol İttifak Başa Baş

Fransa’da seçmenler 577 koltuğa sahip Fransa Parlamentosu’na seçilecek milletvekillerini belirlemek üzere Pazar günü sandığa gitti. İki turlu seçimde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron liderliğindeki Ensemble (Birlikte) İttifakı ile Jean-Luc Mélenchon liderliğindeki sol ittifak Nupes başa baş gidiyor.

Haber Merkezi / İlk sonuçlara göre Macron’un Merkez ittifakı ilk turda oyların yüzde 25,75’ini, sol ittifak ise oyların yüzde 25,66’sını aldı. Sol ittifak ile Macron’un ittifakı arasında 21 bin 400 oy fark olduğu bildirildi.

İlk sonuçlara göre katılım düşüklüğünde tarihsel bir rekor kırıldı. Seçmenlerin yüzde 52,5’i seçimlere katılmadı. Sol İttifak NUPES ve Macron’un “Birlikte”si birinci turu başa baş bitirirlerken aşırı sağcı Ulusal Buluşma ittifakı yüzde 18,8’de kalarak ana muhalefet konumundan uzaklaştı ve üçüncü sıraya geriledi. Eski De Gaulle’cu partinin kalıntısı Cumhuriyetçiler ise yüzde 11,4 oy alarak dördüncü oldu.

Ancak, seçim yorumcuları ve uzmanlar, oy dağılımıyla sandalye dağılımının ikinci turla birlikte değişiklik gösterebileceğine dikkat çekiyor. “Çoğu seçim bölgesinde, başkanlık çoğunluğu ile NUPES arasında gerçekleşecek düellolar”ın, diğer bloklar da göz önüne alındığında, nasıl sonuçlanacağı şimdiden kesin olarak öngörülemiyor.

Ancak Macron’un mutlak çoğunluktan uzakta, parçalı ve meydan okuyan bir parlamentoyla iktidarı paylaşmak zorunda kalması en muhtemel sonuç olarak görülüyor. Macron’un çoğunluğu koruyabilmesi için gelecek Pazar yapılacak seçimlerde 289 sandalye kazanması gerekiyor.

Seçim öncesi tahminler de, sosyalist ve yeşilleri de kapsayan sol ittifakın, Cumhurbaşkanı Macron’u zorlayacağı yönündeydi. Jean-Luc Mélenchon ilk sonuçların gelmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Gerçek şu ki, birinci tur sonunda cumhurbaşkanının partisi yenildi” dedi ve “Macron’un çoğunluğu kazanmasını engellemek üzere” seçmenleri ikinci tur için sandığa çağırdı.

Kamuoyu araştırma şirketlerinin tahminleri, Macron’un çoğunluğu elinde tutmasının garanti olmadığını gösteriyor. Ifop, Macron’un Ensemble ittifakının sandalye sayısının 275-305 arasında, sol-yeşil ittifakın sandalye sayısının da 175-205 olacağı tahmininde bulunuyor. Ipsos ile Ensemble’ın 255-295 milletvekili, sol ittifakın ise 150-190 arasında milletvekili çıkaracağını tahmin ediyor.

Jean-Luc Mélenchon, Nisan ayındaki cumhurbaşkanlığı seçiminde üçüncü gelmiş, ikinci tura giden seçimlerde Macron, aşırı sağcı rakibi Marine Le Pen’i yüzde 42’ye karşı yüzde 58 oyla geride bırakmıştı. Le Pen’in Ulusal Birlik’inin de ilk turda oyların yüzde 18,74’ünü aldığı görülüyor. Tahminler Le Pen’in şu anda 8 olan milletvekili sayısını 15-30 arasına çıkaracağı yönünde.

Mélenchon’un NUPES (Yeni Ekolojik ve Sosyal Halk Birliği) ittifakı; sosyalist ve komünist partiler ile Boyun Eğmeyen Fransa’nın yanı sıra ülkenin ana yeşiller partisini de kapsıyor.

Macron emeklilik yaşını 62’den 65’e çekmeyi savunurken, Mélenchon emeklilik yaşını 60’a düşürme sözü veriyor. NUPES’in seçim vaatleri arasında ayrıca 100 temel maddenin fiyatlarını dondurmak ve milyonlarca istihdam yaratmak da var. Fransa da artan gıda fiyatları ve enflasyonla boğuşuyor.

Fransa’da her bir seçim bölgesinde adaylar kendi aralarında mücadele ediyor. Bir adayın kazanabilmek için oyların yarısından fazlasını ve aynı zamanda o bölgede kayıtlı seçmenlerin en az yüzde 25’inin oyunu alması gerekiyor. Bunu başarabilen aday yoksa ikinci tur seçim yapılıyor.

Paylaşın

Zelenskiy’nin Başdanışmanı: 10 Bin Ukrayna Askeri Öldü

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin başdanışmanı Oleksiy Arestoviç’in Rusya’nın 24 Şubat tarihinde başlattığı savaşta şu ana dek yaklaşık 10 bin Ukraynalı asker hayatını kaybetti.

Arestoviç bu açıklamayı Rus muhalif Mark Feygin’in kendisiyle YouTube üzerinden gerçekleştirdiği ropörtajda yaptı.

Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Resnikov, hafta içinde yaptığı açıklamada, savaşta her gün yaklaşık 100 Ukrayna askerinin öldüğünü ifade etmişti. Arestoviç, toplamda 10 bin askerin öldüğünün söylenip söylenemeyeceği sorusuna, “Evet hemen hemen öyle” yanıtını verdi.

Cuma günü 600 Rus askeri öldü iddiası

Öte yandan savaşta hayatını kaybeden Rus askerlerin sayısının Ukraynalı askerlerden daha fazla olduğunu dile getiren Oleksiy Arestoviç, Ukrayna topçusunun Batı’dan elde edilen cephanelerle düzenlediği saldırıların daha etkili olduğunu ve Cuma günü yaşanan çatışmalarda yaklaşık 600 Rus askerinin hayatını kaybettiğini tahmin ettiklerini belirtti.

Batı’dan Ukrayna’ya daha hızlı bir biçimde silah ve mühimmat göndermelerini isteyen Arestoviç, Ukrayna güçlerinin bu yardımlar olmaksızın Dinyeper nehrinin doğusuna doğru ilerlemesinin mümkün olmayacağını kaydetti. Silah yardımlarının yavaş gerçekleşmesine anlam veremediğini belirten Arestoviç, Rusya’nın saldırganlığını geri püskürtmek için Ukrayna’nın topçu gücünü artırması gerektiğini ifade etti.

Rusya Savunma Bakanlığı ise bugün üç Ukrayna savaş uçağını düşürdüklerini açıkladı. İki adet MIG-29 tipi savaş uçağının Mikolayiv bölgesinde bir Su-25 savaş jetinin de Harkiv bölgesinde düşürüldüğü belirtildi.

Paylaşın

Savaş Nedeniyle Büyük Kıtlık Kapıda

Ukrayna savaşı askeri, ekonomik, politik her alanda küresel etkilerini hissettirmeye başladı. Krizin derinleştirdiği gıda krizi için alarm zilleri çalıyor. Krizden en fazla etkilenen bölgelerin başında gelen Afrika’dan yardım çığlıkları gelmeye başladı.

Birgün’de yer alan habere göre; Afrika Birliği (AfB) Dönem Başkanı Macky Sall, Ukrayna-Rusya savaşının Afrika’da ciddi etkileri olduğuna dikkati çekerek, “Hububat üretilmezse, Afrika kıtasını istikrarsızlaştırabilecek çok ciddi bir kıtlıkla karşı karşıya kalacağız” dedi.

Acil yardım çağrısı

France 24 kanalı ve RFI radyosuna Fransa’nın başkenti Paris’te özel bir mülakat veren Sall, geçen hafta gerçekleştirdiği Soçi ziyaretinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den yardım istediğini kaydetti. AfB Dönem Başkanı olarak, Afrika’nın Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle yaşadığı tahıl ve gübre sıkıntısını aktarmak için Putin ile görüştüğünü belirten Sall, kendisinden Odessa limanı vasıtasıyla Ukrayna’daki tahılın serbest kalması, Afrika’nın gübre ve tahıla erişimi konusunda yardımcı olmasını talep ettiğini ve savaşı sonlandırma çağrısında bulunduğunu kaydetti.

Dinyaper vuruldu

Savaş ise tüm şiddetiyle devam ediyor. Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, Rus güçlerinin Dinyeper Hava Üssü’nü yüksek hassasiyetli füzelerle vurduğunu ve üsteki hava unsurların imha ettiğini açıkladı. Harkov Bölgesi’nde Ukrayna ordusunun silah ve askeri teçhizatını onaran bir işletmenin üretim tesislerinin imha edildiğini kaydeden Konaşenkov, Donetsk ve Lugansk’ta topçu ve füzelerinin tutulduğu 5 deponun vurulduğunu belirtti.

Macron’dan ağır silah

Fransa da Ukrayna’ya ağır silah tedarik etmeye hazır olduğunu yineledi. Elysee Saray’ından yapılan açıklamada Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un önceki gün Ukrayna Lideri Vladimir Zelenski ile telefon görüşmesi yaptığı belirtilerek, “Cumhurbaşkanı Fransa’nın ağır silahlar da dahil olmak üzere bu ihtiyaçları karşılamak için seferber olmaya devam ettiğini söyledi” denildi.

Paylaşın

7 Milyonu Aşkın Ukraynalı 44 Farklı Ülkeye Sığındı

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Ukraynalı mültecilerin durumuna ilişkin verileri güncelledi. Ukrayna’daki savaşın bugün dünyanın en büyük mülteci krizlerinden birine neden olduğu, milyonlarca mültecinin komşu ülkelere sığındığı, çok daha fazlasının da ülke içinde yerinden edildiği belirtildi.

UNHCR, savaşın başladığı 24 Şubat’tan bu yana 44 farklı ülkeye 7,3 milyon Ukraynalı mültecinin sığındığını, bazı bölgelerde Rus ordusunun etkisini kaybetmesiyle 2,3 milyon Ukraynalı mültecinin de ülkelerine geri döndüğünü kaydetti.

BM Mülteciler Yüksek Komiser Yardımcısı Raouf Mazou, Ukraynalı mültecilerin sığındığı ülkelerden veri alma ve analiz kapasitesini daha güçlendirdiklerini belirterek, “Veri toplama ve analiz kapasitesini arttırmamız etkili bir insani müdahale sağlamak, kritik ihtiyaçları karşılamak, geleceği daha iyi planlamak için çok önemli” dedi.

Avrupa’daki 4,8 milyon Ukraynalı mülteciden 3,2 milyonunun, “Geçici Koruma Statüsü” veya benzeri ulusal koruma planlarına kayıtlı olduğu kaydedildi.

Ukrayna’daki güvenlik durumu kırılgan olmaya devam etse de komşu ülkelerle sınır hareketinin karşılıklı olarak sürdüğü de ifade edildi. Bazı Ukraynalı mültecilerin ülkelerindeki son durumu değerlendirmek, mülklerini kontrol etmek, aile üyelerini ziyaret etmek veya ailelerini göç ettikleri ülkelere getirmeye yardımcı olmak için Ukrayna’ya geri döndükleri, bazılarınınsa ülkelerine temelli geri dönme niyeti taşıdığı belirtildi.

“Akdeniz’de ölüm ve kayıplar arttı”

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin dikkat çektiği diğer bir konu da Akdeniz yoluyla denizden Avrupa’ya sığınmak isteyen mülteci ve göçmenlerin sayısı 2015 yılına göre azalmış olsa da ölüm ve kayıp sayısının artması oldu.

2015’te bir milyondan fazla mülteci ve göçmenin Akdeniz’i geçerek Avrupa’ya ulaştığı ve bunun bir rekor olduğu belirtilirken, 2018’de 141 bin 500, 2019’da 123 bin 700, 2020’de 95 bin 800, 2021 yılında 123 bin kişinin Avrupa ülkelerine sığındığı kaydedildi. 2020’de bin 881, 2019’da bin 510 ve 2018’de 2 bin 277’den fazla kişinin denizde ya boğulduğu ya da kayıp olarak kayıtlara geçtiği ifade edildi.

Paylaşın

Ukrayna Alarm Verdi: Silahlarımız Tükenmek Üzere, Top Artık Batı’da

Ukrayna Savunma Bakanlığı Ana İstihbarat Direktörlüğü Temsilcisi Vadim Skibitski, Birleşik Krallık’ın önde gelen gazetelerinden Guardian’a bugünkü açıklamasında, “Bu artık toplarla yürütülen bir savaş ve biz bu açıdan mücadeleyi kaybediyoruz” dedi.

Skibitski, “Şu anda her şey Batı’nın bize neler gönderdiğine bağlı. Bizim bir topumuza karşı Rusların 10 ila 15 topu var. Batılı ortaklarımız bize ellerindekilerin yüzde 10’unu gönderdi” ifadelerini kullandı.

Yetkili, Ukrayna’nın günde 5 bin ila 6 bin top mermisi kullandığını belirterek, “Neredeyse tüm top mermimiz bitti ve şimdi 155 kalibrelik standart NATO mermilerinden kullanıyoruz” diye konuştu.

Ukrayna’nın Rus toplarını uzaktan vurabilmesi için uzun menzilli füze sistemlerine ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Skibitski, Kremlin’in de füze üretiminde zorlandığını savundu.

Yetkili, “Rusya’nın daha az sayıda füze saldırısı yaptığını fark ettik. 1970’lerden kalma Sovyet füzelerine sahip H-22’leri kullanıyorlar. Bu, Rusya’nın elindeki füzelerin azaldığına işaret ediyor” dedi.

Skibitski, özellikle Batılı devletlerin yaptırımları nedeniyle Moskova’nın hızlı şekilde yeni füze üretemediğini ve elindekilerin yaklaşık yüzde 60’ını tükettiğini öne sürdü.

Öte yandan Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan ABD ordusundan bir yetkili de Ukrayna’nın elindeki Sovyet ve Rus yapımı silahların bozulduğunu, mühimmatın da tükendiğini belirterek, “Ne varsa bitti” dedi.

Kimliği paylaşılmayan yetkili, Kiev’in savaşı ABD ve NATO müttefiklerinin gönderdiği silahlarla sürdürmek durumunda olduğunu söyledi.

Joe Biden yönetimi, 1 Haziran’da Ukrayna’ya askeri destek için 700 milyon dolarlık bir paket açıklamıştı.

Bu pakette atış menzili çok daha yüksek olan dört Himars füzesinin yanı sıra 100 Javelin tanksavar füzesi, dört Sovyet yapımı Mi-17 helikopteri, 15 bin obüs mermisi, 15 hafif zırhlı araç ve başka mühimmatlar gönderileceği duyurmuştu. Öte yandan bu silahlar henüz Ukrayna’ya ulaştırılmadı.

ABD ordusundan kimliğini paylaşmayan bir başka yetkiliyse Kiev yönetimine kesintisiz silah tedariki sağlamayı amaçladıklarını belirterek, “Akışı düzenli tutmaya çalışıyoruz” dedi.

Ukrayna’nın 15 Haziran’da Brüksel’de NATO’yla yapılacak görüşmelerde savunma ekipmanları ve silah taleplerine dair bir liste sunması öngörülüyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

BM: Akdeniz, Mülteciler İçin Daha Ölümcül Hale Geldi

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü Shabia Mantoo, BM’nin Cenevre ofisinde bir basın toplantısı düzenledi. Mantoo, 2015 yılından bu yana Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ulaşmak isteyen mültecilerin sayısının azaldığını, fakat söz konusu geçişler sırasında yaşanan can kayıplarının arttığını açıkladı.

“Akdeniz’den Avrupa’ya geçmeye çalışan mülteci ve göçmenlere ilişkin bildirilen rakamlar 2015’te olduğundan daha düşük olsa da yolculuklar daha ölümcül hale geliyor” değerlendirmesine yer verilen açıklamda Akdeniz’den Avrupa’ya geçişlerle ilgili sayısal veriler de paylaşıldı.

BMMYK’nın paylaştığı veriler özetle şöyleydi:

“Üç milyondan fazla mülteci ve göçmenin Akdeniz’den Avrupa’ya geçtiği ve bu açıdan zirvenin görüldüğü 2015 yılından bu yana, bu yolculukları yapanların sayısında COVID-19 pandemisinden de önce başlayan bir düşüş eğilimi var. 2021 yılında 123 bin 300 bireysel geçiş bildirildi. Bu sayı, 2020 yılında 95 bin 800, 2019’da 123 bin 700 ve 2018 yılında 141 bin 500 idi.

“Düşen geçiş sayılarına rağmen ölü sayısında ciddi bir artış oldu.

Geçen yıl Akdeniz ve kuzeybatı Atlantik’te 3 bin 231 kişinin öldüğü veya kaybolduğu bildirildi. Bu sayı, 2020 yılında bin 881, 2019 yılında bin 510 ve 2018 yılından 2 bin 277’nin üzerindeydi.

Çok daha fazla sayıda kişi ise Sahra Çölü ve uzak sınır bölgelerinden karayoluyla gelirken hayatını kaybetmiş veya kaybolmuş olabilir.”

Uluslararası topluma çağrı

BMMYK Sözcüsü Mantoo ayrıca mültecilerin geçişi sırasında en fazla ölüm ve suistimallerin yaygın olarak Eritre, Somali, Cibuti, Etiyopya, Sudan ve Libya rotalarında görüldüğünü ifade etti:

Yolculukları sırasında, mülteciler ve göçmenlerin, Sahra Çölü’nü geçmek için kaçakçılara güvenmekten başka fazla bir seçeneği yok. Bu da onları yüksek suistimal risklerine maruz bırakıyor. Libya ve Tunus’tan, çoğu kişiler denizi geçerek İtalya ve Malta’ya ulaşmaya çalışıyor.”

Sözcü Shabia Mantoo, Akdeniz’de mülteci ölümlerinin önlenmesi ve Avrupa yolculuğuna çıkan kişilerin korunması için uluslararası topluma daha fazla eylem çağrısında bulundu.

Paylaşın

ABD’de Silahlı Saldırı: 3 Ölü

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Kongresinin alt kanadı Temsilciler Meclisinin ülkede daha sıkı silah yasa tasarısını oylamasından bir gün sonra (9 Haziran) bir silahlı saldırı haberi de Maryland’den geldi.

The New York Times gazetesinin aktardığına göre, Maryland eyaletindeki bir üretim tesisinde çalışan silahlı bir saldırgan dün çalıştığı iş yerinde üç kişiye ateş açtı. Olayda yaralanan üç kişi yaşamını yitirdi.

Olay sırasında iş arkadaşlarından birini de ağır yaralayan ve ardından olay yerinde kaçan saldırgan ile Maryland Eyalet Polisi arasında çatışma yaşandı. Çatışmada saldırgan ve bir polis memuru yaralandı.

Soruşturma devam ediyor

Olayla ilgili açıklama yapan Washington İlçe Şerif Ofisi yetkilileri yerel saatle 14:30’da Vancouver’daki Columbia Machine üretim tesisinde silahlı bir saldırgan olduğu ile ilgili ihbar aldıktan sonra olay yerine intikal ettiklerini söyledi. Yetkililer geldiğinde saldırgan olay yerinden kaçmıştı.

Üretim tesisine gelen Maryland Eyalet polisi saldırganın bulunduğu aracı tespit etti. Şerif Ofisinden yapılan açıklamaya göre, polislerin dur ihtarına uymayan saldırgan, aracın içinden polislere ateş açtı. Polis memurlarının karşılık vermesi sonucunda bir polis memuru ve saldırgan yaralandı.

Yaralı polis hastanedeki tedavisinin ardından taburcu edilirken şüphelinin durumu hakkında henüz bir bilgi paylaşılmadı.

Washington County Şerifi Douglas W. Mullendore, şüphelinin Batı Virginialı bir erkek olduğunu açıkladı.

Şerif Ofisinden yapılan açıklamaya göre, olayla ilgili soruşturma, Federal Soruşturma Bürosu ve Alkol, Tütün, Ateşli Silahlar ve Patlayıcılar Bürosu da dahil olmak üzere federal büroların desteğiyle sürüyor.

ABD’de silah yasaları ve silahlı şiddet

ABD Temsilciler Meclisi, son dönemde yaşanan silahlı saldırıların ardından bireysel silahlanmaya bir dizi kısıtlama öngören yasa tasarısını 8 Haziran’da kabul etti. Tasarı, yarı otomatik silah satın alma yaşının 18’den 21’e çıkarılmasını ve yüksek kapasiteli şarjörlerin yasaklanmasını öngörüyor.

Tasası, Temsilciler Meclisinin önüne gelmeden önce ABD’de son iki ay içinde bir dizi ölümü silahlı saldırı gerçekleştirilmişti.

18 yaşındaki silahlı bir saldırgan, 24 Mayıs’ta Teksas’ın Uvalde kasabasındaki bir ilkokulda 19’u çocuk, 2’si öğretmen 21 kişiyi öldürmüştü.

NPR’ın haber sitesinin Silahlı Şiddet Arşivi platformunun paylaştığı verilerden aktardığına göre, 2022’nin ilk 156 gününde ABD’de en az 246 kitlesel silahlı saldırı oldu. Bu, platformun kayıt tutmaya başladığından bu yana en fazla silahlı saldırının kayıtlara geçtiği dönem demek.

14 Mayıs’ta New York’un Buffalo bölgesinde gerçekleştirilen ve 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan ırkçı silahlı saldırıdan bu yana ABD’de 40’ın üzerinde silahlı saldırı daha yaşandı. Bunların arasında Teksas’taki saldırı da vardı.

Paylaşın

İnek Ve Koyunların Geğirmesine Vergi Getiriliyor

Yeni Zelanda, sera gazı emisyonlarını azaltmak adına yeni bir önlem alıyor. Yeni yasa teklifine göre, metan gazı miktarını düşürmek adına inek ve koyunların geğirmesinden vergi alınacak, çiftçilere ‘daha az geğirme’ sağlayacak yemler için teşvik verilecek.

Yeni Zelanda hükümeti, ülkedeki en büyük sera gazı kaynaklarından biri olan metan gazını azaltmak için koyun ve sığır geğirmesine vergi getirmeyi planlıyor. Söz konusu planın hayata geçmesi halinde, hayvanların yol açtığı metan gazı salımı için çiftçilerden vergi alacak ilk ülke Yeni Zelanda olacak.

Kısa Dalga’nın BBC’den aktardığına göre, nüfusu 5 milyonun biraz üzerinde olan Yeni Zelanda’da yaklaşık 10 milyon sığır, 26 milyon da koyun bulunuyor. Ülkenin toplam sera gazı salımının neredeyse yarısı, başta metan gazı olmak üzere tarımdan kaynaklanıyor.

Bununla birlikte, Yeni Zelanda’nın emisyonları azaltma planına daha önce tarım dahil edilmemişti. Bu da, hükümete küresel ısınmaya karşı daha fazla özlem alma çağrısı yapanlarına eleştirilerine yol açmıştı.

Yeni planı açıklayan İklim Değişikliği Bakanı James Shaw ise “Atmosfere saldığımız metan miktarını azaltmamız gerektiği açık ve bunu nasıl başaracağımız konusunda, tarımda etkili bir emisyon ücretlendirme sistemi kilit bir rol oynayacak” ifadelerini kullandı.

Yasa teklifi, çiftçilerin 2025’ten itibaren gaz emisyonları için vergi ödemesini öngörüyor. Plan çerçevesinde, hayvanlarına metan azaltıcı yem vermeleri ve çiftliklerde emisyonları azaltabilecek şekilde ağaçlandırma yapmaları için çiftçilere teşvikler de yer alıyor.

Metanın etkisi

Metan, karbondioksitten sonraki en yaygın ikinci sera gazı olarak biliniyor. Geçen yıl Glasgow’da düzenlenen COP26 İklim Zirvesi’nde ABD ve AB, metan gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 30 oranında azaltmayı kabul etti.

Metanın en büyük salınımlarından birisi de doğal gazın üretimi, taşınması ve kullanımıyla meydana geliyor. 2008’den bu yana metan emisyonlarında büyük bir artış oldu.

Paylaşın