Yeniden Refah’tan Erdoğan’a Yanıt: Eleştiriyi Üzerimize Almıyoruz

YRP Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isim vermeden YRP’yi eleştirmesine ilişkin, “Biz bunları üzerimize alınmadık. Ve dedik ki; öznesi doğrudan belirtilmemiş herhangi bir cümleyi ya da sert eleştiriyi üzerimize almıyoruz” dedi ve ekledi:

“Biz yolumuza bakacağız. Sonuçta adaylarımız kamuoyundan teveccüh görürlerse kazanırlar, görmezlerse kazanamazlar. Şanlıurfa’da, Elazığ’da ya da başka illerde ya da ilçelerde Yeniden Refah Partili adaylar toplumdan teveccüh görürse bu diğer partilerin doğru aday tespiti yapamadıklarının da göstergesi olarak görülecektir. Herhangi bir il ya da ilçedeki adayımız teveccüh görüyor diye, kazanma potasına girdi diye, potansiyel oluşturdu diye bundan rahatsızlık duyacak halimiz yok. Ama temelde iktidarla kavgalı olalım, didişelim, itişelim, kakışalım, siyasetin dilini sertleştirelim gibi bir yaklaşım içinde de değiliz.”

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkan Yardımcısı ve YRP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Suat Kılıç, T24’ten Cansu Çamlıbel’in sorularını yanıtladı.

Suat Kılıç, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’ne ilişkin yaptığı değerlendirmede yüzde 50+1 modelinin sürdürülmesinin zorluğuna dikkat çekerek “İktidar tarafında da konuşulduğu gibi bu model ‘40+1’ şeklinde de uygulanabilir. Bu takdirde her siyasi partinin kendi başına ‘40+1’e ulaşma olasılığı daha kuvvetli olur. Böylece de partiler diğer partilerin içinde erimemiş olur. Zorunlu ittifaklar ortadan kalkmış olur. Tabii başkanlık modelini ilkesel olarak benimsiyor olmakla birlikte kuvvetler ayrılığının da takviye edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Denge ve denetim mekanizmalarının bugün olduğundan daha etkili çalışması gerektiğini düşünüyoruz. Yargının bağımsızlığını hiçbir şekilde yitirmemesi lazım” ifadelerini kullandı.

Kılıç, iktidarın gündeminde olan yeni anayasa çalışmalarına ilişkin ise net bir açıklamada bulunmadı. “Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki çatışma, bir yetki çatışmasına dönüşmek üzere” diyen Kılıç, “Bu çatışmanın gitmesi, yoruma mahal bırakılmaması için bir anayasa değişikliği yapılması gerekiyor. Bu anayasa değişikliğinin ivedi yapılması lazım” ifadelerini kullandı.

Kılıç, şunları söyledi: “Bir anayasa değişikliği teklifi var mı ortada? Varsa bilelim. Görmediğin anayasa değişikliği teklifine ‘evet’ ya da ‘hayır’ nasıl diyebilirsiniz? CHP’den gelecek bir anayasa değişikliği teklifine de ‘evet’ denilebilir. AK Parti’den gelecek bir anayasa değişikliği teklifine de ‘evet’ denilebilir. Önemli olan içinde ne olduğu.”

Kılıç, Erdoğan’ın dördüncü kez seçilmesinin önünü açacak bir düzenlemeye ilişkin sorulan bir soruya ise “Böyle bir teklife hiçbir muhalefet partisi ‘evet’ demeyecektir” yanıtını verdi.

Kılıç, “Mecliste belli bir çoğunlukları var ama anayasa değiştirecek çoğunlukları yok. Sistematik bir sorun varsa bununla ilgili bir anayasa değişikliği teklifine dahil oluruz. Yoksa Cumhurbaşkanı’na bir dönem daha seçilme hakkı getirecek bir anayasa değişikliği teklifi AK Parti’nin gündeminde yok ki bizim gündemimizde olsun. AK Parti böyle bir değişiklik teklifi getireceğini söyledi de ben mi duymadım acaba? Hiç gündemde olmayan bir şey. Bekir Bozdağ’ınki sadece bir yorum; meclis erken seçim kararı alırsa Cumhurbaşkanı da yeniden seçilme hakkına sahip olur. Bu bir yorum” ifadelerini kullandı.

“Eleştiriyi üzerimize almıyoruz”

YRP’li Suat Kılıç, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isim vermeden YRP’yi eleştirmesine ilişkin ise “Biz bunları üzerimize alınmadık. Ve dedik ki; öznesi doğrudan belirtilmemiş herhangi bir cümleyi ya da sert eleştiriyi üzerimize almıyoruz” yanıtını verdi.

Kılıç şunları söyledi: “Biz yolumuza bakacağız. Sonuçta adaylarımız kamuoyundan teveccüh görürlerse kazanırlar, görmezlerse kazanamazlar. Şanlıurfa’da, Elazığ’da ya da başka illerde ya da ilçelerde Yeniden Refah Partili adaylar toplumdan teveccüh görürse bu diğer partilerin doğru aday tespiti yapamadıklarının da göstergesi olarak görülecektir. Herhangi bir il ya da ilçedeki adayımız teveccüh görüyor diye, kazanma potasına girdi diye, potansiyel oluşturdu diye bundan rahatsızlık duyacak halimiz yok. Ama temelde iktidarla kavgalı olalım, didişelim, itişelim, kakışalım, siyasetin dilini sertleştirelim gibi bir yaklaşım içinde de değiliz.”

Söyleşinin tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Yeniden Refah Lideri Erbakan’dan ‘Aday Çekme’ Tepkisi: Ne Münasebet

Van’da halka seslenen Yeniden Refah Partisi Lideri Fatih Erbakan, “Yeniden Refah adayını geri çekecekmiş de bize destek olacakmış. Ne münasebet. Herkes çalışacak, herkes millete kendisini anlatacak, hizmet yarışına girecek ve milletimiz özgür iradesiyle kimi istiyorsa onu seçecek” dedi ve ekledi:

“Kimse kimseye kazandırmak veya kaybettirmek mecburiyetinde değil. Herkes kendi gücüyle gelecek. Yeniden Refah, ‘ahlaklı belediyecilik’ şiarıyla seçimlere giriyor ve inşallah milletimizin teveccühüyle gelecek. Bu ahlaklı belediyecilik dönemini başlatacak. Biz hiçbir şekilde hiçbir seçim bölgesinde adaylarımızı çekme gibi bir durum söz konusu değil.”

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, yerel seçimler kapsamında partisinin Van’da düzenlediği mitingde açıklamalarda bulundu.

Gazete Duvar’dan Kadir Cesur’un aktardığına göre; Konuşmasında, eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın, “Türk’ü Kürt’ten, Kürt’ü Türk’ten ayırırsan ortada ne Türk kalır ne de Kürt kalır. Ama Türk ve Kürt bir olursa karşısında ne Amerika ne de İsrail durabilir” sözlerini hatırlatan Erbakan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Onun bu sözleri sadece sözde kalmadı. Yapmış olduğu fabrikalar, hizmetler sadece Van’da değil, Cizre’de azot sanayi, Diyarbakır’da Türkiye Elektromekanik Sanayi (TEMSAN), Ergani’de çimento fabrikası, Muş’ta şeker fabrikası, bu bölgede üretime yönelik işsizliğin önlenmesine yönelik bir çivi çakılmışsa bunun altında Erbakan Hocamızın milli görüşün imzası var.”

Necmettin Erbakan döneminde 200’den fazla sanayi tesisinin temelinin atıldığını ve 70’ten fazlasının engellemelere rağmen hizmete sokulduğunu söyleyen Erbakan, “Bugüne kadar o hamleler darbelerle, engellemelerle akamete uğratılmasaydı bugün Van’ın da Diyarbakır’ın da Bingöl’ün, Bitlis’in, Muş’un da Hakkari’nin de ne halde olacağını gelin siz düşünün” şeklinde konuştu.

Erbakan, Yeniden Refah’ın üye sayısının 475 bine ulaştığını da açıkladı ve “Bugün Türkiye’de bu hızla büyüyen başka bir parti yok. Günde 2 bin 500, ayda 75 bin üye ve adım adım geldik 500 bine dayandık. Cenabı Allah bereketini arttırsın. Millet Yeniden Refah diyor. Meydanlar, caddeler, sokaklar Yeniden Refah diyor” dedi.

“Adaylarımızı çekme gibi bir durum söz konusu değil”

İktidar partisinin oylarının kartopu gibi eridiğini söyleyen Fatih Erbakan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yeniden Refah adayını geri çekecekmiş de bize destek olacakmış. Ne münasebet. Herkes çalışacak, herkes millete kendisini anlatacak, hizmet yarışına girecek ve milletimiz özgür iradesiyle kimi istiyorsa onu seçecek. Kimse kimseye kazandırmak veya kaybettirmek mecburiyetinde değil. Herkes kendi gücüyle gelecek. Yeniden Refah, ‘ahlaklı belediyecilik’ şiarıyla seçimlere giriyor ve inşallah milletimizin teveccühüyle gelecek. Bu ahlaklı belediyecilik dönemini başlatacak. Biz hiçbir şekilde hiçbir seçim bölgesinde adaylarımızı çekme gibi bir durum söz konusu değil.”

Fatih Erbakan konuşmasında, gıda fiyatlarındaki pahalılığı da dikkat çekti; çay, hurma ve çeyrek pide hesabı yaptı: “Bir tane kaliteli Medine hurmasının tanesi 15 TL’den başlıyor. Şimdi biz 15 liralık hurmayı bir tarafa bırakalım da tanesi 8 lira olan hurmadan yiyecek olsak, iftarda 4 kişilik bir aile kişi başı 3 tane hurma yiyecek. Çay içecek, su içecek ve arkasından da çeyrek pide yiyecek.

Sahurda da aynısını yiyecek. Dört kişilik bir ailenin aylık maaliyeti 11 bin TL’ye dayanıyor. Hesap ortada. Emekli maaşı 10 bin TL, asgari ücret 17 bin TL. Bunun içinde çorba yok, pilav yok, makarna yok, tatlı yok, baklava yok, börek yok, zeytin yok, yoğurt yok, süt yok, hiçbir şey yok. Milyonlarca emekliyi ve asgari ücretliyi açlık grevine mahkûm etmişsiniz. Bunlar açlık grevi gıdaları. Açlık grevinde bile, yoğun bakıma kaldırılmasın diye bir miktar şeker ve su veriyorlar zaten.”

Paylaşın

AK Parti – Yeniden Refah Görüşmeleri: Kaç Belediye İstendiği Netleşti

31 Mart’ta yapılacak seçimlere günler kalırken, Yeniden Refahlı Doğan Aydal, seçimler için AK Parti ile yaptıkları pazarlıklarda 2 büyükşehir, 2 il ve 35 ilçe belediyesi istediklerini açıkladı.

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanvekili ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Doğan Aydal, Sözcü TV’de yerel seçimler öncesi yürütülen pazarlıklarda AK Parti’den kaç belediye istediklerini açıkladı.

Doğan Aydal, YRP’nin Kocaeli, Sakarya, Kütahya ve Bilecek belediyelerini ve 35 ilçe belediyesi istediklerini ifade etti.

AK Parti’nin MHP’ye bıraktığı belediyeleri hatırlatan Aydal, Yeniden Refah’ın da oy oranı doğrultusunda talepleri olduğunu söyledi ve “İki büyükşehir isteriz, Kocaeli ve Sakarya dedik. İki de il istedik, Kütahya ve Bilecik” dedi.

AK Parti’nin, YRP olmadan 76 ilçeyi kazanamayacağını, bunlardan da 35’ini istediklerini anlatan Aydal, AKP’den Ali İhsan Yavuz’un da görüşmeleri not ettiğini ancak ikinci toplantıda işlerin değiştiğini söyledi.

Doğan Aydal, ikinci toplantıdan itibaren AKP heyetinin kendilerine ‘Biz size belediye meclis üyelikleri verelim’ teklifiyle geldiğini açıkladı.

AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, YRP’nin kendilerinden 100 belediye talep ettiğini söylemişti.

Paylaşın

Cumhur İttifakı’nda “Yeniden Refah” Sıkıntısı

31 Mart’ta yapılacak seçimlere sayılı günler kalırken, siyasi masalarda, AK Parti açısından farklı sonuçları olabilecek iller konuşuluyor. Örneğin, Şanlıurfa, Ordu ve Bursa. Seçimi kaybetme olasılığının dışında oy kaybı yaşanması da bekleniyor.

AK Partililer, Hatay ve Antalya’dan umutlanmış durumdalar. Trabzon’da AK Partinin, Mersin’de CHP’nin oylarını artırarak seçimi alacağı konuşuluyor. Kırıkkale’de de farklı bir durum yaşanıyor. CHP’li adayın sevilen bir isim olmasının sürpriz yaratabileceğini iddia edenler var.

Ankara’da halen Cumhur İttifakı’nın yönettiği Mamak, Etimesgut, Haymana ve Gölbaşı gibi ilçelerde Yeniden Refah Partisi (YRP) nedeniyle sıkıntı olabileceği belirtiliyor. Aynı olumsuz etkinin İstanbul’da Bahçelievler, Sancaktepe, Silivri, Çatalca, Eyüp gibi ilçelerde de olabileceği analiz ediliyor.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, kulislerde yapılan analizlerde, bazı illerle ilgili sürpriz sonuçların konuşulduğunu ve “YRP, DEM ve yanlış aday etkisi.” YRP etkisi AKP’yi, DEM etkisinin de CHP’yi yakından ilgilendirdiğini aktardı.

Babacan yerel seçime sayıla günler kala kulislere ilişkin şu bilgileri paylaştı: Yapılan analizlerde, bazı illerle ilgili sürpriz sonuçlar konuşuluyor. Üç etkiden söz ediliyor; “YRP, DEM ve yanlış aday etkisi.” YRP etkisi AKP’yi, DEM etkisi CHP’yi daha yakından ilgilendiriyor.

Siyasi masalarda, AKP açısından farklı sonuçları olabilecek iller konuşuluyor. Örneğin, Şanlıurfa, Ordu ve Bursa. Seçimi kaybetme olasılığının dışında oy kaybı yaşanması da bekleniyor. AKP’liler, Hatay ve Antalya’dan umutlanmış durumdalar.

Trabzon’da AKP’nin, Mersin’de CHP’nin oylarını artırarak seçimi alacağı konuşuluyor. Kırıkkale’de de farklı bir durum yaşanıyor. CHP’li adayın sevilen bir isim olmasının sürpriz yaratabileceğini iddia edenler var.

Yeniden Refah Partisi etkisi

YRP’nin etkisi, CHP’nin etkisinden daha çok konuşuluyor. Adana’yı okumakta zorluk çekiyorlar. CHP ve AKP’nin başa baş yarıştığı bu ilde, YRP’nin oyları AKP’nin şansını azaltacak gibi. Yeniden Refah Partisi Balıkesir, Bursa, Şanlıurfa ve ilçelerinde olduğu gibi Bingöl, Yozgat, Muş, Elazığ illerinde de Cumhur İttifakı’nın oy sonuçlarına etki edecek.

Ankara’da halen Cumhur İttifakı’nın yönettiği Mamak, Etimesgut, Haymana ve Gölbaşı gibi ilçelerde YRP nedeniyle sıkıntı olabileceği belirtiliyor. Aynı olumsuz etkinin İstanbul’da Bahçelievler, Sancaktepe, Silivri, Çatalca, Eyüp gibi ilçelerde de olabileceği analiz ediliyor.

Bütün bunlar konuşulurken, Cumhur İttifakı’nın birbirine bıraktığı illerdeki sonuçları da unutmamak gerekir. Cumhur İttifakı 22 ilde hem kendi aralarında hem de diğer partilerle yarışacak. Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Bayburt, Bolu, Çankırı, Düzce, Elazığ, Gümüşhane, Isparta, Karabük, Karaman, Kastamonu, Kırıkkale, Kilis, Kütahya, Nevşehir, Niğde, Sivas, Tokat, Uşak, Yozgat’ta kıran kırana rekabet var.

24 ilde ise MHP, AKP’nin adaylarını destekleyecek. Adıyaman, Ağrı, Ardahan, Artvin, Batman, Bilecek, Bingöl, Bitlis, Burdur, Çanakkale, Çorum, Edirne, Giresun, Hakkari, Iğdır, Kırşehir, Muş, Rize, Siirt, Sinop, Şırnak, Tunceli, Yalova ve Zonguldak’ta MHP’nin adayı yok. Osmaniye, Erzincan, Kars, Kırklareli, Bartın’da ise AKP ortağını destekliyor. 30 büyükşehirden Manisa ve Mersin MHP’nin, kalan 28 büyükşehir ise AKP’nin oldu.

Bu paylaşımın, partilerin oy oranlarına etkisi önemli. İki partinin ittifak yapmadığı ve yarışmaya karar verdiği illerde de durumlar ilginç. Örneğin Aksaray, Amasya, Çankırı, Isparta, Karabük, Karaman ve Uşak gibi illerde ittifak ortakları bir önceki seçimlerde birbiriyle yarışırken, çok küçük oy farklarıyla sonuca gitmişlerdi.

Şimdi bu illerde İYİ Parti’nin zayıf yapısının, YRP gerçeğinin sonuçları nasıl etkileyeceği merak konusu. Anadolu illerinde seçimler sürprizli sonuçlara gebe…

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

YRP Lideri Erbakan: Yüzde 20’nin Üzerinde Oy Alacağız

Ünye’de partililere seslenen Yeniden Refah Partisi (YRP) Lideri Fatih Erbakan “Anketlerden görüyorsunuz, geçtiğimiz seçimde bizi diğerler kategorisinde gösteren anket firmaları, bugün 6-7 puan, 8 puan gösteriyor” dedi ve ekledi:

“Diğerlerinin içinde gösterdiklerinde, 0,2-0,3 oy gösterdiklerinde yüzde 3’e yakın oy aldığımıza göre, yüzde 6-7 gösterdiklerinde kaç oy alacağımızı gelin; siz düşünün. Allah’ın izni ile Yeniden Refah Partimiz, yüzde 20’nin üzerinde oy alacak. Bütün Türkiye’de meydanlar bunu gösteriyor.”

Erbakan, konuşmasının devamında, Milletimiz artık değişim istiyor. Artık yeniden Milli Görüş’ü istiyor. Milli Görüş’ün hem yerel yönetimlerde hem de hükümette o efsane hizmetlerini özlüyor. Akın akın Yeniden Refah Partimize koşuyor. Önce yerel yönetimlerde, arkasından 2028’de Milli Görüş iktidarını gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Ordu’nun Ünye, Fatsa ve Çamaş ilçelerinde seçim koordinasyon merkezleri açılışlarına katıldı. Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Ünye’de partililere seslenen Fatih Erbakan, 1 Nisan’dan itibaren “ahlaklı belediyecilik ile vatandaşların derdine derman olacaklarını” söyledi.

Meydanlarda “1994 ruhu”nun hissedildiğini belirten Erbakan, “Meydanlar, ‘Yeniden Refah’ diyor. Milletimiz, ‘Yeniden Refah’ diyor. Anketler, ‘Yeniden Refah’ diyor. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar da ‘Yeniden Refah’ diyecek. Bunun en büyük ispatı, Yeniden Refah Partimizin üye sayısı.

Artık hızına biz dahi yetişemiyoruz. Ünye stantlarımızın önünde artık kuyruk oluyor. Günde 2 bin 500 üye artışı yaşıyoruz. Bugün itibarıyla 470 bin sınırını aştık. 500 bine doğru koşar adımla devam ediyoruz. 6 ayda yüzde 80’inin üzerinde büyüme başka bir siyasi partiye nasip olmaz” diye konuştu.

“Anketlerden görüyorsunuz, geçtiğimiz seçimde bizi diğerler kategorisinde gösteren anket firmaları, bugün 6-7 puan, 8 puan gösteriyor” diyen Erbakan, “Diğerlerinin içinde gösterdiklerinde, 0,2-0,3 oy gösterdiklerinde yüzde 3’e yakın oy aldığımıza göre, yüzde 6-7 gösterdiklerinde kaç oy alacağımızı gelin; siz düşünün. Allah’ın izni ile Yeniden Refah Partimiz, yüzde 20’nin üzerinde oy alacak.

Bütün Türkiye’de meydanlar bunu gösteriyor. Milletimiz artık değişim istiyor. Artık yeniden Milli Görüş’ü istiyor. Milli Görüş’ün hem yerel yönetimlerde hem de hükümette o efsane hizmetlerini özlüyor. Akın akın Yeniden Refah Partimize koşuyor. Önce yerel yönetimlerde, arkasından 2028’de Milli Görüş iktidarını gerçekleştireceğiz” dedi.

“Fakirlik 4,5 kat arttı”

Ekonomiyle ilgili konuşan Erbakan, “Sözün bittiği yerdeyiz. Hiçbir anlatılan hikaye karın doyurmuyor, derde derman olmuyor. Sadece oyalama, sadece zaman kaybı. ‘Bir seçimi daha atlatabilir miyiz’ kaygısı ile anlatılan hikayeler. Peki, gerçekler ne Türkiye’de? Halkın yüzde 85’i yoksul, yüzde 45’i açlık sınırının altında gelire sahip. Açlık sınırı 20 bine dayanmış. Bu ne demek; 10 milyon asgari ücretli ve milyonlarca emekli, açlık sınırının altında.

10 bin TL alan emekli açlık sınırının yarısı kadar maaş alıyor demek. Yoksulluk sınırı aylık 53 bin TL’ye gelmiş. Bu matematikle baktığınızda halkın yüzde 85’i yoksul, yüzde 45’i aç. 2002’de 1 milyon haneye sosyal yardım yapılırken, bugün 4,5 milyon haneye sosyal yardım yapılıyor. Nüfusumuz 2002’den bu yana 4,5 kat mı arttı? Hayır. Ama fakirlik 4,5 kat arttı” ifadelerini kullandı.

Doların iki seçim arasında 19 liradan 34 liraya çıktığını ifade eden Fatih Erbakan, “Geçen seçimden önce dolar 19 TL’ydi. Bu hafta 34 TL’ye dayandı. Şimdi 33 TL seviyesinde. Düşüreceğiz diye ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Bu gidişle seçime kadar 38 TL olursa hiç şaşırmayın. Orta vadeli programda ‘2024 sonu döviz kuru 45 TL olacak’ diyor. 45 TL olacak diye kendisi söylüyor.

Sonra çıkıyor; ‘Enflasyon düşecek’ diyorlar. Kendileri ile çelişiyorlar. Doların 45 TL olacağı ülkede enflasyon düşer mi, düşmez. Hikaye bunlar. Enflasyonun düşmesi için denk bütçe lazım. İsrafın önlenmesi lazım. Milli kaynak paketlerinin hayata geçirilmesi lazım. Üretim ve ihracatla dış ticaret açığının önlenmesi lazım. Dış borçlanmadan kurtulması lazım. Bütün bunları olması için de Milli Görüş ruhu lazım” şeklinde konuştu.

Paylaşın

Erbakan’dan İktidara Enflasyon Tepkisi: Hikaye Anlatıyorsunuz

Yeniden Refah Partisi Lideri Fatih Erbakan, “Geçen seçimden önce dolar 19 liraydı. Bugün 34 liraya dayandı. Bu hızla giderse seçime kadar dolar 38 lira olursa şaşmayın. 2 seçim arasında dolar kuru 19 liradan, 38 liraya fırlıyor ve halen daha siz enflasyon düşecek hikayesi anlatıyorsunuz” dedi ve ekledi:

“Dolar kurunun 2’ye katladığı bir ortamda bu kadar da ithalata bağlı ekonominin olduğu ülkede enflasyon düşer mi Allah aşkına? Bir yandan enflasyon düşecek hikayesi ile milleti avutuyorlar, öbür taraftan orta vadeli programda yıl sonu enflasyon yüzde 45 olacak yazmışlar. Kendi kendileriyle çelişiyorlar. Doların 45 lira olduğu ülkede enflasyon düşer mi Allah aşkına? Hem dolar yıl sonunda 45 lira olacak diyor, hem de merak etmeyin bu baharda, bu yazda, bu yıl sonunda enflasyon düşecek diyor. Hepsi hikaye.”

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, 31 Mart yerel seçimleri çalışmalarında, Giresun’daki partisinin mitingine katıldı. Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Fatih Erbakan burada yaptığı konuşmada iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi.

“En büyük oy patlamasını ve bazı içinde en büyük sürprizi Yeniden Refah Partimiz gerçekleştirecek” diyen Erbakan şunları kaydetti: “Bunun en güzel ispatı ise partimizin resmi yeni üye sayılarındaki artışlar. Eylül başında 260 binle başladı. Bugün geldiğimiz nokta 470 bini aştık ve adım adım 500 bine doğru gidiyoruz. Bu ne demek? Türkiye’nin en hızlı büyüyen partisi, Yeniden Refah Partisi demek. Türkiye siyasetinin parlayan yıldızı demek ve 31 Mart’ta sandıkları patlatacak demek, Allah’ın izniyle.

Üye kayıtlarının hızına biz bile yetişmiyoruz. Günlük 2 bin 500 yeni üye kaydı yapıyoruz. Seçimlere 500 binin üzerinde üyeyle gireceğiz. Türkiye’nin üye sayısı bakımından en büyük 3’üncü üye sayısı olan partisi olarak ve o tempo devam edip seçimlerden sonra birkaç ay içerisinde 1 milyon hedefini de aşacağız. Önce 31 Mart’ta yerel seçimlerinde iktidar, arkasından da 2028’de iktidar olacağız inşallah.”

Açlık sınırına değinen Erbakan, “Açlık sınırı, 19 bin 500 lira olmuş emekli maaşı ise 10 bin lira, asgari ücret 17 bin lira. Milyonlarca emekli ve 10 milyon asgari ücretli, bugün açlık sınırının altında yaşamak mecburiyetinde kalıyor. Yoksulluk sınırı 53 bin lira oldu. Bu yeni fiyatlarla, bu enflasyon ortamında 53 bin liranın altında gelirin varsa, bu ülkede fakirsin. Bu matematiğe göre Türkiye’de halkın yüzde 85’i yoksul, yüzde 45’i açlık sınırının altında. Onun için banka kredisine ve kredi kartına gitmek zorunda kalıyor.

20 sene de vatandaşın bankaya borcu 6 milyar liradan 2,5 trilyon liraya çıktı. Yani 400 misli borçlandık. Bakın bugün Sağlık Bakanlığı ramazanda dengeli beslenmek için bir menü açıklıyor. Diyor ki; bu peynirden bu kadar, bu kadar gram süt, bu kadar gram karbonhidrat yazmışlar. Bunların toplam 1 aylık bedeli 32 bin lira yapıyor. Yani 4 kişilik bir ailenin ramazanda iftar ve sahurda dengeli ve sağlık beslenebilmesi için 32 bin lira lazım” dedi.

“Dolar 38 lira olursa şaşırmayın”

‘Mili Görüş’ ekonomisinin uygulanması gerektiğini söyleyen Erbakan, “Geçen seçimden önce dolar 19 liraydı. Bugün 34 liraya dayandı. Bu hızla giderse seçime kadar dolar 38 lira olursa şaşmayın. 2 seçim arasında dolar kuru 19 liradan, 38 liraya fırlıyor ve halen daha siz enflasyon düşecek hikayesi anlatıyorsunuz. Dolar kurunun 2’ye katladığı bir ortamda bu kadar da ithalata bağlı ekonominin olduğu ülkede enflasyon düşer mi Allah aşkına?

Bir yandan enflasyon düşecek hikayesi ile milleti avutuyorlar, öbür taraftan orta vadeli programda yıl sonu enflasyon yüzde 45 olacak yazmışlar. Kendi kendileriyle çelişiyorlar. Doların 45 lira olduğu ülkede enflasyon düşer mi Allah aşkına? Hem dolar yıl sonunda 45 lira olacak diyor, hem de merak etmeyin bu baharda, bu yazda, bu yıl sonunda enflasyon düşecek diyor. Hepsi hikaye” diye konuştu.

Paylaşın

Erbakan’dan AK Parti’ye “Siyasi Şantaj” Suçlaması

Partisine yönelik “siyasi şantaj” açıklamalarını değerlendiren YRP Lideri Fatih Erbakan, “‘Siz buna verirseniz, bak CHP gelir…’ Aslında şantajın dik alasıdır. Kabul edilebilecek bir şey değil. Ekonomik kriz, rantçı belediyeciliğin yaptığı tahribat, Gazze konusu…” dedi ve ekledi:

“Çok ciddi bir şekilde sıkıntıya girdi AK Parti adayları. İmamoğlu, kendi başına giriyor. Hiçbir ittifakın içerisinde değil. O zaman İmamoğlu da DEVA’ya, Saadet’e ve İYİ Parti’ye kızacak, “AK Parti’ye kazandırıyorsunuz” diye. Bu, demokrasi anlamında karşılığı olmayan mantıksız bir yaklaşım.”

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, Sözcü Gazetesi’nden İsmail Saymaz‘a yerel seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erbakan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatya’da partinizi kastederek “Hem bize kaybettirmek için çalışıp hem de bizim gölgemizde yürümeye kalkanlara müsaade etmeyiz” dedi.

AK Parti’nin seçim bürosu ve otobüsünü kullanmıyoruz. “Bize verdiğiniz oylar AK Parti’ye gidecek, Tayyip Beyle anlaştık” demiyoruz. Adaylarımızı çıkarmışız, rekabete girmişiz. Gölge sözünden bir şey anlayamıyorum.

Üstünüze alınıyor musunuz?

Belki o kasıtla söylenmiş olabilir ama mantıklı görmüyorum. AK Parti’nin kampanya imkanlarından yararlanmıyoruz. Gölge derken neyi kastediyorlar?

Erdoğan, “Bunun adı siyasi şantajcılıktır” diyor. Zübük siyasetçilerden söz ediyor. Sizi mi kastediyor?

Zübük; ilkesi ve duruşu olmayan, menfaati için şekilden şekile giren siyasetçi tipi. Öyle olunca üzerimize alınmıyoruz. 14 Mayıs’ta ilkelerimiz kabul edildiği için “Varız” dedik. Şimdi ilkelere uyulmaması dolayısıyla böyle bir karar aldık.

Erdoğan, “Şahsımın gölgesinde yürüyerek, seçim kaybettirmek için ortada dolaşanlara rıza gösteremeyiz” diyor. Seçim kaybettirmek için mi ortada dolaşıyorsunuz?

Bir beka sorunu yok. Cumhurbaşkanlığı seçimi değil. Hizmet yarışı. Belediyecilik Milli Görüş’ün en önemli alanı. Türkiye’nin en hızlı büyüyen partisi olmuşuz. 500 bin üyeye dayanmışız. Bu seçimi neden pas geçelim?

İstanbul’da İmamoğlu’na kazandıracağınız ve bu yüzden adayınızı çekmeniz gerektiği savunuluyor. Ne düşünüyorsunuz?

Vatan, millet ve beka için hareket ediyorsak Urfa’da AK Parti adayı çekilsin. Çünkü Urfa’da DEM Parti’ye kazandırmış olacağız. Her yerde kendileri yarışa giriyorken, YRP gücünü sandığa yansıtıp oy oranını ortaya koymak istiyor. “Orada ona kaybettiriyor, burada buna kazandırıyor” dediğiniz zaman bunun sonu gelmez.

Efkan Ala, şöyle dedi: “Yeniden Refah’ın kazanma ihtimali yok. Ama CHP’nin kazanma ihtimali artıyor. Muhalefet belediyelerinin kazanmasına yardımcı oluyor.”

Tabii, siyasi şantaj dediğiniz zaman, doğrudan doğruya Ala’nın sözlerini değerlendirmek lazım.

Size yönelik bir şantaj…

E tabii. Bu seçmene ve bize bir şantaj olmuyor mu? “Siz buna verirseniz, bak CHP gelir…” Aslında şantajın dik alasıdır. Kabul edilebilecek bir şey değil. Ekonomik kriz, rantçı belediyeciliğin yaptığı tahribat, Gazze konusu… Çok ciddi bir şekilde sıkıntıya girdi AK Parti adayları. İmamoğlu, kendi başına giriyor. Hiçbir ittifakın içerisinde değil. O zaman İmamoğlu da DEVA’ya, Saadet’e ve İYİ Parti’ye kızacak, “AK Parti’ye kazandırıyorsunuz” diye. Bu, demokrasi anlamında karşılığı olmayan mantıksız bir yaklaşım.

Sizin talepleriniz de karşılanmadı.

İttifak ruhuyla hareket edilecekse, o zaman böyle bir konunun müzakere edilmesi lazım. Biz İstanbul’da iki ilçe olabilir dedik; bir Anadolu, bir Avrupa yakasında……

Neresi?

Sultanbeyli ile Arnavutköy olabilir demiştik. Oralar 1989’dan itibaren Refah Partisi’ne destek olan yerler, sembolik bir önemi var. Onlar “Belediye meclis üyesi verelim” dedi. E belediye meclis üyesini kendimiz alabiliyoruz.

İstanbul ve Ankara’da ne gözüküyor?

Seçmenin ciddi bir tepkisi var. AK Parti’nin başkan adayı çok düzgün biri olsa bile ekonomik sıkıntı ön planda. AK Parti adayları bir miktar dezavantajlı. Ne kadar çalışsa da projelerini anlatsa da millet filesini, torbasını gösteriyor.

Açıklamaların tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Erbakan’dan Erdoğan’a Yanıt: Milli Görüş Çizgisindeyiz

Erdoğan’ın “Hiç kimsenin gölgemizde yürüyüp seçim kaybettirmesine rıza göstermeyiz” sözlerine yanıt veren Erbakan, “Hiç kimsenin gölgesinde değil, Milli Görüş çizgisindeyiz” dedi.

Haber Merkezi / Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Bursa’da basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Erbakan, Erdoğan’ın “Hiç kimsenin gölgemizde yürüyüp seçim kaybettirmesine rıza göstermeyiz” sözlerine bir kez daha yanıt verdi:

“Muhalefetin de iktidarın da hangi partiden olursa olsun, doğrusuna doğru, yanlışına yanlış diyeceğiz. Doğrunun yanında duracağız. Tabii hiç kimsenin gölgesinde yürüyen bir parti değiliz. Kendi gücüyle, kendi adaylarıyla, kendi logosuyla, kendi seçim kampanyasıyla, müstakil bir şekilde seçimlere giriyoruz ve milletimizin desteğini istiyoruz. Dolayısıyla hiç kimsenin gölgesinde değil, Milli Görüş çizgisindeyiz.”

Erdoğan ne demişti?

Şanlıurfa’da halka seslenen Erdoğan, yerel seçimlere kendi adaylarıyla giren Yeniden Refah Partisi’ni hedef alarak, “Bizim gölgemizde yürüyüp bize çelme takmaya çalışanlar istismarda da sınır tanımıyorlar” demiş ve eklemişti: En insani, en hayati meseleleri bile şahsi hesaplarının aracı yapmaktan çekinmiyorlar. Rabbim hepsini de ıslah etsin.

Erdoğan, Malatya’da yaptığı konuşmada Yeniden Refah Partisi’ni hedef alarak, “Partimizin eski belediye başkanlarını, milletvekillerini, teşkilat mensuplarını aday göstererek bize kaybettirmek için çalışan partiler ortaya çıktı” demişti.

Erdoğan, konuşmasının devamında, “Türkiye özgür ve demokratik bir ülkedir. İsteyen istediği yerde siyaset yapabilir. Biz kendi ittifakımızdan, partimizden mesulüz. Bize kaybettirmek için çalışıp, bizim gölgemizde yürümeye kalkanlara müsaade etmeyiz. Bunun adı siyasi şantajcılıktır” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaşın

AK Partili Yavuz’dan Dikkat Çeken “Yeniden Refah” Açıklaması

31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlere ilişkin değerlendirme yapan AK Partili Ali İhsan Yavuz, “1 oyla seçimi kaybettiğiniz ya da kazandığınız yerler olabilir. YRP’nin kendi zaten kazanma iddiasında değil. Aday çıkartması kime sorsanız AK Parti’ye zarar verir diye düşünür” dedi.

Yeniden Refah Partisi (YRP), 14 – 28 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı içerisinde yer almış, YRP’nin cumhurbaşkanı adayı Fatih Erbakan, adaylıktan Recep Tayyip Erdoğan lehine çekilmişti.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, katıldığı bir canlı yayında 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere ilişkin değerlendirmede bulundu.

Ali İhsan Yavuz, açıklamalarından Genel Seçimlerdeki ittifak ortağı Yeniden Refah Partisi’ni (YRP) eleştirerek, “YRP’nin kendi zaten kazanma iddiasında değil. Aday çıkartması kime sorsanız AK Parti’ye zarar verir diye düşünür” diye konuştu.

Yeniden Refah’ın AK Parti’ye seçimi kaybettireceğinden kaygılanan Yavuz, konuya ilişkin açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“1 oyla seçimi kaybettiğiniz ya da kazandığınız yerler olabilir. Tablo buysa her adımın her şeyin önemi yoktur diyebilir miyiz? YRP ile uzun uzun oturduk. 6 toplantı yaptık. Elbette anlaşamayabiliriz ama sonraki yıllarda Cumhur İttifak zeminini ortadan kaldıracak yaklaşımlar sergilememek gerekir.

Bugün ne oluyor? CHP zihniyeti İmamoğlu ile devam ediyor. Allah’ın izniyle seçimi kazanacağız. Ama YRP’nin kendi zaten kazanma iddiasında değil. Aday çıkartması kime sorsanız AK Parti’ye zarar verir diye düşünür. Göreceksiniz Malatya’da da net bir tablonun ortada olduğunu göreceğiz.”

Ne olmuştu?

Yeniden Refah Partisi (YRP), 14 – 28 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı içerisinde yer almış, YRP’nin cumhurbaşkanı adayı Fatih Erbakan, adaylıktan Recep Tayyip Erdoğan lehine çekilmişti.

Yerel seçim gündemine gelindiğinde ise, Yeniden Refah ile AK Parti arasında yapılan görüşmeler neticesiz kalmış ve iki parti de seçimlere tüm yurtta kendi adaylarıyla girme kararı almıştı. AK Parti’nin yeniden aday göstermediği birçok belediye başkanı da Yeniden Refah Partisi’nde aday olmuştu.

Paylaşın

“Necmettin Erbakan’ı Tutuklatma” İddiası: Erbakan, Erdoğan’ı Savundu

YRP Lideri Fatih Erbakan, “Erdoğan’ın, 2006 yılında, evini polis kuşatmasına alarak Necmettin Erbakan’ı tutuklatmak istediği” iddiası ilişkin, “O dönemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarının bugün gelinen nokta kadar kurumlara ve devlete hakimiyeti yoktu. O dönemde yaşanan pek çok olaylar var” dedi ve ekledi:

“Özellikle FETÖ’nün o dönemde çok ciddi bir hakimiyeti söz konusuydu. Orada yaşanan sıkıntılarla ilgili biz tabii başbakanlık düzeyinde değil ama daha alt seviyedeki bürokrasideki, emniyetin içerisindeki FETÖ’cü unsurların böyle bir tavır içerisinde olduğunu düşünüyoruz. Yoksa Cumhurbaşkanının o dönemde başbakan olarak rahmetli Erbakan Hocamıza karşı böyle bir tavır içerisinde olacağını düşünmüyoruz.”

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Suat Kılıç’la birlikte Çankaya Sokullu Halk Pazarı’nı ziyaret etti. Erbakan ve Kılıç, beraberindeki partililerle birlikte pazarcı esnafı ve vatandaşların sorunlarını dinleyip fotoğraf çektirdi.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Fatih Erbakan, “Erdoğan’ın, 2006 yılında, evini polis kuşatmasına alarak Erbakan’ı tutuklatmak istediği” iddiası ilişkin şunları söyledi:

“O dönemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarının bugün gelinen nokta kadar kurumlara ve devlete hakimiyeti yoktu. O dönemde yaşanan pek çok olaylar var. Özellikle FETÖ’nün o dönemde çok ciddi bir hakimiyeti söz konusuydu.

Orada yaşanan sıkıntılarla ilgili biz tabii başbakanlık düzeyinde değil ama daha alt seviyedeki bürokrasideki, emniyetin içerisindeki FETÖ’cü unsurların böyle bir tavır içerisinde olduğunu düşünüyoruz. Yoksa Cumhurbaşkanının o dönemde başbakan olarak rahmetli Erbakan Hocamıza karşı böyle bir tavır içerisinde olacağını düşünmüyoruz. Bunu da bu vesileyle ifade etmiş olalım. Bu maalesef 28 Şubat’ın eseri olan haksız bir dava.

Dolayısıyla bir mahkumiyet kararı ve mahkumiyet kararının da onanmasından sonra rahmetli Erbakan Hocamızın tutuklanmasına ilişkin, bu cezanın infazına ilişkin birtakım adımlar atıldı. Sonrasında biliyorsunuz bu ev hapsine çevrildi ve böylece o durum tezahür etmedi. Allah, bir daha böyle dönemleri, böyle demokrasiye, hukuka, insan haklarına aykırı, haksız, adaletsiz uygulamaları ülkemize, milletimize yaşatmasın.”

Ne olmuştu?

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Necmettin Erbakan’ı 2006 yılında hapsettirmek istediğini iddia etti.

Erbakan’ın damadı ve Yeniden Refah Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Altınöz olayı doğrulayarak, “Evet, doğru. Temel Bey’in anlatmış olduğu olay 2006 yılında gerçekleşti. Erbakan hocamızın konutunda İçişleri Bakanlığı’nın görevlendirdiği koruma polisleri varken başka bir polis ekibi gelerek Erbakan hocamızı götürmeye çalıştı” dedi.

Tartışmalara ilişkin yazılı açıklama yapan Bülent Arınç ise “Rahmetli Erbakan Hocamız için söz konusu olan cezaevine girme ihtimalini ortadan kaldırmak adına elimizden geleni ivedilikle yaptık. O dönemki grup başkanvekilimiz Sadullah Ergün’ü arayarak hocamız için olumsuz bir durumun ortaya çıkmaması adına gerekli kanuni düzenlemenin yapılması için çalışma yapılması yönünde talimatı o dönemki Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile istişare ederek ben verdim…” ifadelerini kullandı.

Paylaşın