Dikkat Çeken Çalışma: Asgari Ücret Arttı, Alım Gücü Eridi

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İşçi Sendikaları, Esnaf – Sanatkâr ve Sivil Toplum Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, asgari ücretlinin alım gücünün ne şekilde tükendiğini ortaya koyan bir çalışmaya imza attı. Ağbaba’nın çalışmasına göre, 5 bin 500 TL asgari ücret, sene başındaki 4 bin 253 TL asgari ücretin gerisinde kaldı.

AK Parti’nin kötü ekonomi yönetimi nedeniyle dar gelirli vatandaşın aç kaldığını bildiren Ağbaba, temel tüketim malzemelerinin yıl içerisindeki fiyatlarını kıyasladı.

Birgün’den Hüseyin Şimşek’in aktardığına göre, Ağbaba, çalışmasında, “AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, enflasyonun önce yaz aylarında düşeceğini söylerken şimdi de enflasyonda kalıcı düşüşün yeni yılda gerçekleşeceğini iddia etti. Erdoğan, daha önce de ‘Yaz aylarında fiyatlar aşağı inecek’ dedi ama fiyatlar neredeyse ikiye katlandı. Haziran ayında asgari ücrete ikinci zam yapılmasına rağmen asgari ücretin alım gücü ocak ayında 4 bin 253 TL asgari ücretin kat be kat altında kaldı” dedi.

Ürün bazında karşılaştırmalara da imza atarak alım gücündeki kayıpları özetleyen Ağbaba, çalışmasını şöyle sürdürdü:

Nohutta 46 kilo kayıp

“Ekim ayında asgari ücretlinin alım gücü ocak ayına göre patateste 283 kilo, domateste 140 kilo, kuru soğanda ise 130 kilo azaldı. Ekim ayında temel bakliyat ürünlerinde alım gücü ocak ayına göre dibi gördü. Asgari ücretlinin sofrasındaki temel bakliyat ürünlerinde ocak ayına göre kaybı 182 kiloya kadar yükseldi. 4 bin 253 TL asgari ücretle ocak ayında 287 kilo pirinç alabilen asgari ücretli, ekim ayında 5 bin 500 TL asgari ücretle 161 kiloya kadar alabiliyor. Bulgurda ise 5 bin 500 TL asgari ücretin 4 bin 253 TL asgari ücrete göre kaybı 182 kilo, nohutta 46 kilo, kuru fasulyede ise 41 kilo oldu.

314 yumurta eksildi

“Ocak ayında 4 bin 253 TL asgari ücretle 2 bin 933 adet yumurta alınabilirken ekim ayında asgari ücretlinin yumurtadaki toplam alım gücü 2 bin 619 adete geriledi. Asgari ücretlinin ocak ayına göre yumurtadaki kaybı 314 adet oldu. Bir diğer temel besin maddesi olan makarnadaki kayıp ise 262 paket oldu. 4 bin 253 TL asgari ücretle ocak ayında 773 paket makarna alabilen asgari ücretli ekim ayındaki alım gücü 511 pakete geriledi.”

“Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin kendisinin dahi anlamadığı bu yepyeni ekonomi modelinin dar gelirlilere getirdiği tek şey açlık ve yoksulluk oldu. Asgari ücrete bu yıl iki kez zam yapılmasına rağmen asgari ücret, eylül ayı itibariyle 7 bin 500 TL’ye yükselen ortalama açlık sınırının 2 bin TL altında kaldı. Nebati, ‘Enflasyon gerileyecek, gıda fiyatları ucuzlayacak’ dedi ama asgari ücretlinin kaybı 10 ay öncesine göre kat be kat arttı. Bu gidişle de bu modelin getireceği tek şey açlıktan ve yoksulluktan başka bir şey olmayacaktır. Asgari ücretlinin alım gücü her geçen ay azalmaya devam edecektir.”

Paylaşın

8 Ayda İşsizlik Ödeneğine Başvuran Sayısı 1.1 Milyonu Aştı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Utanmadan sıkılmadan işsizlik var diyorlar” dese de yılın ilk 8 ayına ilişkin veriler Erdoğan’ı yalanladı. Öyle ki bu yılın ilk 8 ayında çalışırken işten atılan ve işsizlik ödeneğine başvuran kişi sayısı 1 milyon 105 bin 947 oldu. Böylece 8 aylık dönemde her ay 138 bin 243 kişi, her gün ise 4 bin 608 kişi işten atılmış oldu.

Konu hakkında açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Bakan Nebati her ne kadar Türkiye’nin büyüdüğünü, istihdamın arttığını söylese de resmi veriler bunun tam tersini iddia etmeye devam ediyor. Sadece temmuz ve ağustos ayında yani bir aylık dönemde işten çıkartılanların sayısı ise 140 bin 889 kişi oldu” dedi.

Bu yıl şu ana kadar en çok işten atılmaların olduğu şehrin 236 bin 400 kişi ile İstanbul olduğunu anlatan Ağbaba, “İstanbul’u 73 bin 440 kişi ile Ankara ve 58 bin 121 işten atılmayla İzmir izledi. Sanayinin yoğun olduğu Bursa ‘da 47 bin 84 kişi işten atılırken, Kocaeli’de bu yıl içerisinde işten atılanların sayısı ise 30 bin 718 olarak kayıtlara geçti” diye konuştu.

İşsiler kaderlerine terk ediliyor

Ocak-ağustos ayları arasında 1 milyon 105 bin 947 kişi işten atıldığı için işsizlik ödeneğine başvuru yaparken, başvuru yapanların sadece 538 bin 798’i ödenek almaya hak kazandı. Bu durumda işten atılanların neredeyse yarısı ödenek almaya hak kazanamadı. Türkiye’de işsizlik sigorta fonu işsizlerden çok işverenlere ve yandaş sermayeye kaynak olarak aktarılırken, işsizler ve işten atılanlarda bizzat iktidar tarafından kendi kaderlerine terk ediliyor.

Paylaşın

Milyonerlerin Serveti Yüzde 339 Arttı

CHP’li Veli Ağbaba, BDDK verilerini inceledi ve başkanlık sisteminde zenginlerin artan servetini ortaya koydu. Buna göre milyonerlerin bankalardaki serveti, başkanlık sistemiyle yüzde 339 artarken; milyoner sayısı da yüzde 323 artış gösterdi.

Türkiye’de emeğiyle yaşayan yurttaşlar derin bir yoksulluğa itilirken, AKP iktidarının geçen yılın sonunda uygulamaya aldığı Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi ile bu yılın ilk 6 ayında 150 bin 305 yeni milyoner yaratıldı. 2021 Aralık ayı itibarıyla hesaplarında bir milyon TL ve üzeri parası olanların milyonerlerin sayısı 521 bin 609 kişi iken KKM ile aradan geçen 6 ay içerisinde bu sayı 671 bin 914 kişiye çıktı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) aylık bankacılık sektörü verilerini inceleyen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, rakamları açıkladı.

Milyonerlerin sayısı ve servetleri katlandı

4 yıllık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yaşanan gelir eşitsizliğinin milyoner sayısını da artırdığına dikkat çeken Ağbaba, bu 4 yılda milyoner sayısının yüzde 323, milyonerlerin mevduatlarının ise yüzde 339 oranında arttığını kaydetti. Verilere göre, 2018 Haziran ayında bankalarda bir milyon TL ve üzeri hesaba sahip olan kişi sayısı 158 bin 482 kişi iken, 2022 Haziran ayı itibarıyla bu sayı 671 bin 914 kişiye yükseldi.

Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine göre, aradan geçen 4 yılın ardından milyonerler toplam mevduat değeri 4 trilyon 490 milyar TL’yi buldu. Haziran 2018’de milyonerlerin toplam mevduat değeri ise bir trilyon 22 milyar TL idi.

KKM’ye dikkat çekti

CHP’li Veli Ağbaba, “Resmi verilerde dahi 17 milyondan fazla kişi yoksulluk koşullarında yaşarken, asgari ücret açlık sınırının altında son 4 yıldır demir atmışken, tek adam sisteminin 4 yılı sonunda milyoner sayısı yüzde 323 oranında arttı” ifadelerini kullandı.

Bolluk ve refah diye sunulan tek adam sistemi 4 yılın sonunda asgari ücretliyi, memuru, çiftçiyi, emekliyi, esnafı açlık ve yoksulluğa mahkum ederken yeni zenginler yarattığını belirten Ağbaba, “Yoksuldan alıp zengine veren Kur Korumalı Mevduat sistemi ise bu yılın ilk 6 ayında 150 bin yeni milyoner yarattı” diye konuştu.

Paylaşın

İşsizlik Fonu: Patronlar, İşsizlerden 2 Kat Daha Fazla Destek Aldı

İşsizlik Fonu’ndan yılın ilk yarısında işsizlere 5,8 milyar TL, patronlara ise 11,4 milyar TL ödeme yapıldı. CHP’li Veli Ağbaba da yüksek işsizlik oranlarına dikkat çekerken, fondan yararlanan işçi sayısının yarım milyona dahi ulaşmadığını belirtti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, İşsizlik Sigorta Fonu’ndan yılın ilk yarısında patronların işsizlerden 2 katı oranında daha fazla destek aldığını belirtti. Ağbaba, “Fon, işsizlerden çok işverene çalışan bir yapıya bürünmüş durumda. Ekonomik krizde dahi temel görevi işsizlere destek olmak olan fondan her 100 işçiden 89’u fondan yararlanamıyor. Yılın ilk 6 ayında fondan aslan payını yine işverenlerin aldığı görülüyor” dedi.

İşsizlik Sigortası Fonu’ndan geçmiş dönem ödemeleri süren işsizlerle birlikte haziran ayında ödeme yapılan işsiz sayısının 430 bin olarak açıklandığını anımsatan Ağbaba, “Türkiye’de dar tanımlı işsizliğin 3,8 milyon, geniş tanımlı işsizliğin 8,4 milyona dayanmış olmasına rağmen fondan yararlanan işçi sayısı yarım milyon bile değil” diye konuştu.

Patronlara 11,4 milyar lira

Bu yılın ilk yarısında fondan işsizlere 5,8 milyar TL, işverenlere teşvik ve destek ödemeleri adı altında 11,4 milyar TL ödeme yapıldığını da anımsatan Ağbaba, iktidarı halktan yana bütçe kullanımına davet etti ve “Şartlar, işsizler, fondan yararlanmasın diye oluşturulmuş” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’de işsizlik ödeneğinden yararlanabilme koşullarına baktığımızda ‘İşsizler fondan nasıl daha fazla yararlanabilir?’ mantığından çok, ‘Nasıl daha az yararlanabilir?’ mantığının işlediğini görüyoruz” diyen Ağababa, “İşsizlik ödeneğinden yararlanmak için iş sözleşmesinin sona ermesinden önceki son 120 gün iş sözleşmesine tabi olmak ve iş sözleşmesinin feshinden önceki son 3 yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak gerekiyor. Şartlar o kadar ağır ki her 100 işsizin 89’u kendi fonundan yararlanamıyor. Ayrıca temmuz ayı itibarıyla en düşük işsizlik ödeneği 2 bin 588 liraya, en yüksek işsizlik ödeneği ise 5 bin 176 liraya yükseldi. Bu da yeniden açlık ve sefalettir. Zor durumdaki işsize bir de fon darbesidir” ifadelerini kullandı.

Fon harcamaları

Fon kapsamında harcanan rakamlar şöyle:

İşsizlik ödeneği: 5 Milyar 802 Milyon TL

Teşvik ve destek ödemeleri: 11 milyar 373 Milyon TL

Aktif iş gücü ödemeleri: 2 Milyar 81 Milyon TL

İşbaşı eğitim ödemeleri: 4 milyar 39 Milyon TL

Paylaşın

TÜİK Verileri İle İŞKUR Başvuruları Arasında 1 Milyon Kişi Fark Var

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan mayıs ayı iş gücü verilerini değerlendirdi. TÜİK verilerine göre, işsiz sayısının mayısta bir önceki aya kıyasla 56 bin kişi azalarak 3 milyon 785 bin kişi olarak saptanmasını İŞKUR verileri ile karşılaştıran Ağbaba, aradaki 1 milyon 153 bin kişilik farka dikkat çekti.

TÜİK’in işsizlik rakamları ile İŞKUR’a yapılan başvuruların 1 milyon 153 bin kişilik fark oluşturduğunu ifade eden Ağbaba, şöyle konuştu:

“TÜİK mevsim etkilerinden arındırılmış iş gücü verilerine göre Mayıs 2021 yılında 4 milyon 293 bin olan işsiz sayısı, Mayıs 2022 itibariyle 3 milyon 785 bine düştüğünü açıklıyor. Yani TÜİK’e göre işsiz sayısında son bir yılda 509 bin kişilik azalma olduğu görülüyor. Devletin bir diğer kurumu İŞKUR ise kendisine kayıtlı işsiz sayısını; Mayıs 2021 de 2 milyon 893 binden Mayıs 2022’ye 3 milyon 537 bin kişiye yükseldiğini açıklıyor. TÜİK verilerinde bir yılda 509 bin kişi azalan işsiz sayısı, kayıtlı İŞKUR verilerinde 644 bin kişi artıyor. TÜİK ile İŞKUR arasında tamı tamına 1 milyon 153 bin kişilik fark oluşuyor. Bunun izah edilebilecek hiçbir yanı yoktur.”

“TÜİK kendince illüzyon yaparak”

CHP’li Ağbaba, TÜİK’in yayınladığı işsizlik verilerinin İŞKUR tarafından doğrulanmadığına işaret ederek, “TÜİK’in her ay kronikleşmiş işsizlik yalanını devletin bir diğer kurumu İŞKUR ortaya çıkarıyor. TÜİK bu ayda deyim yerindeyse suçüstü yakalanmış durumda. TÜİK, işsizliği bir ayda 56 bin kişi azaldığını açıklıyor. Lakin İŞKUR verilerine göre nisan ayında işsizlik ödeneğine bugüne kadar başvuranların sayısı 16 milyon 341 iken mayıs ayında bu rakam 16 milyon 454 bin kişiye yükselmiş görünüyor. Yani işsiz kaldığı ve işsizlik ödeneğine başvuru sayısındaki artış bir ayda 113 bin iken TÜİK ise bir ayda işsizliğin 56 bin kişi azaldığını açıklıyor. TÜİK kendince illüzyon yaparak işsizliği yok ettiğini düşünse de gerçek verileri işsizlerin hiçbir yer kaybolmadığını TÜİK’e gösteriyor” ifadelerine yer verdi.

(Kaynak: Gazete Duvar)

Paylaşın

5 Ayda 50 Bine Yakın Esnaf İflas Etti

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Esnaf Sicil Gazetesi’nin verilerini paylaşarak bu yılın ilk 5 ayındaki esnaf iflaslarını değerlendirdi.

CHP’li Ağbaba, büyüme modelinde esnafların payına toplu iflas düşüyor diye yorumladı. Yılın ilk 5 ayında, meslekten ve sicilden terkinini yaparak iflas eden esnaf sayısı 47 bin 128’e yükseldiğini belirten Ağbaba, şu ifadeleri kullandı;

“Böylece bu yılın henüz ilk 5 ayında iflas eden esnaf sayısı 50 bine yaklaştı. Mayıs ayında iflas eden esnaf sayısı ise 8 bin 322 olarak kayıtlara geçti. 2021 yılının mayıs ayında iflas eden esnaf sayısı 3 bin 893 olarak açıklanmıştı. Geçtiğimiz yıl mayıs ayından bu yılın mayıs ayına iflas eden esnaf sayısında yaşanan artış yüzde 113 oldu. Bakan Nebati her seferinde göstergeler iyi, piyasalar canlı diyor ama yaşanan toplu iflasları da görmemezlikten geliyor.

Nebati’nin enflasyona dayalı sözde büyüme modelinde esnafların payına toplu iflas düşüyor. Kur artışı ve dolaylı olarak artan maliyetler esnafların artık dükkanına yeni ürün alamamasına neden oluyor. Ardı ardına gelen zamlar ve yüksek faturalara ek olarak esnafların bankalara olan borçları da düşünüldüğünde, esnafın bu yılın sonunu görmesi neredeyse imkansız hale gelmektedir.”

Şu ana kadar kur korumalı mevduata hazineden ödenen toplam para 21,1 milyar TL olduğunu hatırlatan Ağbaba, açıklamasının devamında şunları söyledi;

“Buna ek olarak kur korumalı mevduata geçen şirketlere sağlanan kurumlar vergisi avantajı ile nedeniyle vazgeçilen kurumlar vergisi tutarı ise 10 milyar TL olarak açıklandı. Yani şu ana kadar resmi verilere göre Kur Korumalı Mevduatın hazineye maliyeti 30 milyar TL. Hatırlanacağı tam kapanma döneminde 1,3 milyon esnafa verilen toplam hibe ise 4,6 milyar TL ile sınırlı kalmıştı. Bugüne kadar KKM’den zenginlere verilen destek esnafa verilen destekten tam 7 kat daha fazla. İktidara geldiğimizde yapacağımız ilk iş esnaflarımızın banka kredilerinin faizlerini sileceğiz, zengini daha fazla zengin yapan Kur Korumalı Mevduat uygulamasına son verip, küçük esnafımızı destekleyeceğiz.”

Paylaşın

3 Ayda 29 Binden Fazla Esnaf İflas Etti

Esnaf ve Sicil Gazetesi verilerine göre 2022’in ilk 3 ayında iflas eden esnaf sayısı 30 bine yaklaştı. Konuya ilişkin değerlendirme yapan CHP’li Ağbaba, “Esnafın elinden ekmek teknesini alan siyasi iktidardır” dedi.

Son 15 ayda 131 binden fazla esnaf iflas ederken, bunun yaklaşık 30 bini, bu yılın ilk 3 ayında gerçekleşti. AK Parti iktidarının ekonomi politikalarının olumsuz Esnaf ve Sicil Gazetesi verilerine de yansıdı. Verilere göre 2022’nin ilk 3 ayında iflas eden esnaf sayısı 30 bine yaklaşırken, Mart 2022’de iflas edenlerin sayısı son 4 yılın mart ayına göre rekor kırdı.

Söz konusu verileri açıklayan ve bu yılın ilk üç ayında 29 bin 360 esnafın iflas ettiğini aktaran CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Şubat 2022’de 8 bin 987 olan iflas sayısı martta 10 bin 226’ya çıktı. Ayrıca bu yıl martta yaşanan iflaslar son 4 yılın en yüksek mart ayı verisi olarak kayıtlara geçti. Örneğin geçen yılın mart ayında iflas eden esnaf sayısı 9 bin 310’du. Artan iflaslar, iktidarın elektrik faturalarında yaptığı düzenlemenin esnafın hiçbir sorununa çare olmadığını da gözler önüne serdi. Yine ilk üç aydakilerle beraber son 15 ayda iflas eden esnaf sayısı ise 131 bin 110’a yükseldi” dedi.

Ağbaba’dan iktidara çağrı

Cumhuriyet’ten Sarp Sağkal’ın haberine göre Ağbaba ayrıca “Esnafın elinden ekmek teknesini alan siyasi iktidardır” diyerek, “Salgın süresince kapalı olan, işleri azalan esnafımızın Mart 2020-Haziran 2021 arasında ödenmiş faturaları iade edilmeli. Salgın sürecinde esnafa verilen kredilerin faizleri silinmeli. Elektrikte esnafa özel tarife uygulanmalı” çağrısında bulundu.

Paylaşın

2021 Yılında 101 Bin 750 Esnaf İflas Etti

2021 genelinde 81 bin 159 esnafın sicilden terkinini, 20 bin 591 esnafın ise meslekten terkinini yaparak kepenk kapatmak zorunda kaldığını aktaran CHP’li Veli Ağbaba, “Birkaç yandaşı daha fazla zengin etmek için kuru bilinçli bir şekilde köpürten iktidar, 101 bin 750 esnafın iflasına sebep oldu” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Özellikle aralık ayının esnaf iflaslarının pik yaptığı ay olduğunu belirten Veli Ağbaba, “Dolar kurunun 18,40’ı gördüğü aralıkta sadece 13 bin 16 esnaf iflas etti. Yüksek döviz kuruna ve artan girdi maliyetleri nedeniyle ürün tedarikinde zorlanan esnaf, borç sarmalından kurtulmak için son çareyi ekmek teknesini elinden çıkarmakta buldu. Köpüğün maliyeti 2021 yılında esnafa açlık ve iflas olarak geri dönmüş oldu” dedi.

2021 yılında tescil edilen esnaf sayısının 2020 yılına göre yüzde 21 oranında azalarak 287 bin 550’ye gerilediği bilgisini veren Ağbaba, “Tescil sayısının azalması ve iflas sayılarında yaşanan artışlar, esnafın artık iktidarın ekonomi politikalarına güvenmediğinin de en büyük kanıtı oldu” ifadelerini kullandı.

2022’nin henüz ilk iki haftasını geride bırakmamıza rağmen zamların ardı arkasına kesilmediğine vurgu yapan Ağbaba, “A’dan Z’ye tüm girdi maliyetleri ikiye katlanmış durumda. Henüz kepenk kapatıp, iflasını ilan etmemiş esnaf ise; hem bankalara borçlu hem BAĞ-KUR primlerini yatıramaz haldeler” dedi.

En düşük Bağkur priminin 1726 TL’ye yükseldiğini, esnafın elektrik ve doğalgaza gelen zamlar nedeniyle dükkânında müşterisini karanlıkta karşılamak zorunda kaldığını aktaran Ağbaba’nın konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklama şöyle;

“Esnaf ve Sicil Gazetesi verilerine göre; 2021 yılının genelinde meslekten ve sicilden terkinini yaparak iflas eden esnaf sayısı en az 101 bin 750 olarak kayıtlara geçti. Birkaç yandaşı daha fazla zengin etmek için kuru bilinçli bir şekilde köpürten iktidar, 101 bin 750 esnafın iflasına sebep oldu.

2021 yılının genelinde 81 bin 159 esnaf sicilden terkinini, 20 bin 591 esnaf ise meslekten terkinini yaparak kepenk kapatmak zorunda kaldı. Toplamda 101 bin 751 esnafın iflas ettiği 2021 yılında Aralık ayı, esnaf iflaslarının pik yaptığı ay oldu. Dolar kurunun 18,40’ı gördüğü aralık ayında sadece 13 bin 16 esnaf iflas etti.

Yüksek döviz kuruna ve artan girdi maliyetleri nedeniyle ürün tedarikinde zorlanan esnaf, borç sarmalından kurtulmak için son çareyi ekmek teknesini elinden çıkarmakta buldu. ‘Köpüğün’ maliyeti 2021 yılında esnafa açlık ve iflas olarak geri dönmüş oldu.

Ekonomik krizin pik yapması ve piyasalarda yaşanan güvensizlik neticesinde 2021 yılında tescil edilen esnaf sayısında da azalmaya neden oldu. 2021 yılında tescil edilen esnaf sayısı 2020 yılına göre yüzde 21 oranında azalarak 287 bin 550’ye geriledi. Tescil sayısının azalması ve iflas sayılarında yaşanan artışlar, esnafın artık iktidarın ekonomi politikalarına güvenmediğinin de en büyük kanıtı oldu.

‘Esnaf köşeye sıkışmış durumda’

2022 yılının henüz ilk iki haftasını geride bırakmamıza rağmen zamların ardı arkasına kesilmedi. A’dan Z’ye tüm girdi maliyetleri ikiye katlanmış durumda. Henüz kepenk kapatıp, iflasını ilan etmemiş esnaflar ise hem bankalara borçlu hem BAĞ-KUR primlerini yatıramaz haldeler. En düşük bağ kur primi 1726 TL’ye yükselmiş durumda.

Esnaflar, elektrik ve doğalgaza gelen zamlar dükkânında müşterisini karanlıkta karşılamak zorunda kalıyor. Esnaf pandemi sürecinde çektiği kredilerin faizleri ve piyasaya olan borçları yüzünden adeta köşeye sıkışmış durumda. Esnaf, bugün sattığı ürünü yarın aynı fiyatla yerine koyamamaktan şikâyetçi.  Halen bir umut evine ekmek götürmek için bekleyen, ekmek teknesini terk etmeyen esnaf ise esasında yaşadığı sıkıntılar göz önüne alındığında fiilen iflas etmiş durumdadır.”

Paylaşın

MB’nin Faiz İndirimi Kararıyla Asgari Ücret 8 Dolar Kaybetti!

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirim kararının yankıları devam ediyor. Konuya ilişkin değerlendirme yapan CHP’li Ağbaba, “Merkez Bankası’nın faizi 1 puan düşmesiyle asgari ücret, bugün itibariyle tam 8 dolar değer kaybetti. Ekonomideki bu kötü gidişattan, ‘ekonominin sorumlusu benim’ diyen Tayyip Erdoğan sorumludur. Merkez Bankası Erdoğan’dan talimat alarak faizi indirdi. Tek adam yönetiminin en büyük özelliği budur. Türkiye’nin bütün sorunlarının kaynağı da budur.” dedi.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Malatya İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında Türkiye gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Merkez Bankası’nın kararı, Erdoğan’ın zincir marketler ve Kürt sorununa ilişkin açıklamalarını değerlendiren Ağbaba’nın açıklamaları şöyle;

“Türkiye’nin en önemli gündemi ekonomi. Dünya’nın sayılı ekonomistlerinden Erdoğan faizin yüksekliğinden bahsediyor. Merkez Bankası faizi nasıl düşürürüz diye düşünüyordu. Sonra karışımıza çekirdek enflasyonu diye bir şey çıktı. Dün Merkez Bankası faizi 1 puan düşürüp yüzde 18 olarak açıkladı. Saniye geçmeden dolar 8,80 TL’ye yükseldi. Asgari ücret, bugün itibariyle tam 8 dolar değer kaybetti.

Ekonomideki bu kötü gidişattan, ‘ekonominin sorumlusu benim’ diyen Tayyip Erdoğan sorumludur. Merkez Bankası Erdoğan’dan talimat alarak faizi indirdi. Tek adam yönetiminin en büyük özelliği budur. Türkiye’nin bütün sorunlarının kaynağı da budur.

Bir yalan rüzgarına kapılmış durumdayız. Türkiye yalan ve manipülasyonla yönetiliyor. Bir tarafta yandaş kanallarda güllük gülistanlık bir Türkiye, diğer tarafta yoksulluğun pik yaptığı, çocukların yurt bulamadığı bir dönem yaşıyoruz. Malatya’da da çocuklar yurt bulamıyor. Bizi arayan herkes yurt ve burs için arıyor. ‘Ekonomimiz uçuyor’ dediler, sadece yalanlar uçuyor.

Açıkladıkları işsizlik, enflasyon, korona vaka sayıları yalan, her şey yalan. 200 TL’lik banknot, ilk çıktığı 2009 yılında 130 dolar ediyordu. Şimdi bugün 200 TL, 22 dolar ediyor. Türk parasının alım gücü tam 108 dolar düşmüş. Para pul olmuş, tarihinin en değersiz dönemini yaşıyor. Türkiye ekonomisinin gerçeği budur.”

Sorumlu zincir marketler değil, sorumlu sensin!

Erdoğan ne diyor: Beş zincir market piyasayı alt üst ediyor. Erdoğan her soruna bir günah keçisi buluyor. Ülkeyi yöneten kendisi ama bu pahalılığın sorumlusu zincir marketler. Faizin yüksek olmasının suçlusu faiz lobisi, dolar yükselince suçlu dolar lobisi. Eskiden patlıcan, domates, soğan lobisi vardı. Bir de üst akıl vardı, dış güçler vardı. Tek sorumlu olmayan ise kendisi. Bu zincir marketleri kuran sen değil misin? Bu marketleri kuran AKP’nin kurucusu değil mi? Aylardır bu marketlere bir sınırlama getirin dedik, dinlemediler. Şimdi her sokakta üçer beşer tane zincir market var.

Zincir marketlerin sorumlusu sensin. Bu fiyat zamlarının sorumluluğunu da zincir marketlere yüklüyor, akıl ve mantık dışı konuşuyor. Gerçek enflasyon yüzde 40’a dayanmış. Gıda enflasyonu yüzde 29. Ürünler niye pahalı: Gübre pahalı, ilaç pahalı, mazot pahalı. Dolar her gün artıyor, mazot artıyor, elektrik ve doğalgaza her ay istisnasız zam yapılıyor. Sorumlusu kim CeHaPe. Bir Cumhurbaşkanı raflardaki fiyat artışının sorumluluğunu nasıl marketlere yıkar. Dünyanın en pahalı mazotunu, elektriğini, gübresini kullandırırsan fiyatlar da artar.

Türkiye’deki krizin sebebi ne zincir marketlerdir, ne soğandır, ne patlıcandır. Sorumlu AKP’dir, tek adam sistemidir, Türkiye’yi 2018’de bu yönetime mahkûm edenlerdir. Biz zincir marketleri ‘üç harfliler’ olarak tanımlıyoruz. Buna bir düzenleme getirilsin diyoruz. Zincir marketler terör yaratıyor diyoruz. İndirim zincirlerine nüfus yoğunluğuna göre düzenleme getirilmeli ve 10 bin nüfusun altında zincir marketler açılmamalıdır.

Zincir marketler açılmadan şehirlerde ilgili esnaf oda ve birliklerine danışılmalıdır. Bu marketler her şeyi satıyor; fotoğraf makinesinden suyuna, perdesinden kırtasiyesine kadar her şeyi satıyor. Bu marketlerin mesken binalarda açılması yasaklanmalıdır. Marketlerin açılış ve kapanış saatleri düzenlenmeli. Haftanın en az bir günü kapalı kalmalıdır. Raporumuzda da yer alan bu tedbirleri alırsan bu sorun bir dakikada çözülür. Bu tedbirleri almazsan bu iş olmaz, bu kadar basit.

Erdoğan’a göre Kürt sorunu bir var, bir yok!

Kürt Sorununa ilişkin Genel Başkanımız ‘HDP ile Meclis’te çözülür’ dedi. Bizim 2013’te AKP’nin Kandil’de PKK yöneticileriyle konuşurken de görüşümüz buydu. İmralı’da Elebaşı Öcalan’la görüşürken de düşüncemiz buydu. Bu iş Meclis’te çözülür, muhatap meşru olmalıdır. Muhatap Kandil ve İmralı olmamalıdır. Erdoğan’ın ‘Kürt sorunu’ imtihanı mekâna ve duruma göre değişiyor. Erdoğan’ın tarihçesini sizlere hatırlatalım.

Tarih 2002, yer Moskova. Ne diyor: ‘Kürt sorunu var diye inanmayacaksın. Yok diye inanacaksın. Sorun var diye inanırsan sorun olur. Sorun yok dersen, sorun ortadan kalkar.’

Tarih 2005, yer Diyarbakır: ‘İlla her soruna bir ad koymak da gerekmez. Çünkü sorunlar hepimizindir. Ama illa ‘Ad koyalım’ diyorsanız Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur.’

Tarih 2011, yer Muş: ‘Bu ülkede artık Kürt sorunu yoktur. Kabul etmiyorum. Bu ülkede Kürt kardeşimin sorunu var, ama Kürt sorunu artık yok.’

Tarih 2015, yer Balıkesir Ticaret Odası: ‘Şimdi varsa yoksa bakıyorsun Kürt sorunu. Kardeşim ne Kürt sorunu ya. Artık böyle bir şey yok. Neyin eksik senin? Başbakan çıkardın mı, bakan çıkardın mı, çıkardın.’

Tarih 2018, yer Diyarbakır: ‘Biz Kürt sorunu yoktur diyoruz. Herkes gibi sizlerin de özgürlüklerini biz güvence altına aldık. Her kim hangi Kürt kardeşimin hakkını gasp etmeye kalkarsa karşısında beni bulur. Var mı engel?’.

Tarih 2019: ‘Biz Kürtler için her şeyi yaptık. Kürt meselesi var demek bana, bize hakarettir. Türkiye meselesi vardır, Türkiye’yi bir bütün olarak ele almak gerekir. Ben Kürtleri ayırmadım.’

Tarih 2020, yer TBMM: ‘Kürt sorunu diyorlar, ne Kürt sorunu ya? 2005’te Diyarbakır’daki konuşmamda, ‘Bu ülkede Kürt sorunu yoktur, varsa da bunun sorumlusu benim ve biz çözeceğiz’ dedim. Bunları biz çözdük. Bu ülkede Kürt sorunu yoktur.’

Tarih 2021, yer Diyarbakır: ‘Biz Diyarbakır’da 2005 yılında size ne demişsek bugün de aynı yerdeyiz, yarın da aynı yerde olacağız. Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur’

Tarih dün, yer ABD: ‘Yok Kürt sorununu çözmektir, yok şudur, yok budur…’ Türkiye’de böyle bir sorun yok. Eğer birliğe, beraberliğe, kardeşliğe inananlar varsa buyursunlar hep beraber yola devam edelim’

Erdoğan’a göre Kürt sorunu bir ‘var’, bir ‘yok’. Erdoğan’ın yarın ne söyleyeceğini de merakla bekliyoruz.”

Paylaşın

CHP’li Ağbaba: Yurttaşlar Ramazan sofrası kuramıyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, yaptığı yazılı basın açıklamasında, “Erdoğan’ın lebalep doldurduğu kongreler sayesinde, asgari ücretliler ve günlük 50 TL ile geçinmeye çalışan aileler bu yıl ramazanda açlığa terk edilmiş durumda.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, yeni tip koronavirüs (Kovid 19) salgını ile birlikte ortaya çıkan ekonomik krize ilişkin yazılı bir basın açıklaması yaptı. Yurttaşların Ramazan sofrası kuramadığı belirtilen açıklama şöyle;

“Pandemi krizi ile birlikte ortaya çıkan ekonomik kriz en çok dar gelirli yurttaşın sofrasını vurmaya devam ediyor. Ekonomik krizin etkisi şaibeli TÜİK verilerinde dahi gizlenemiyor. Artan gıda fiyatları bu yılda yurttaşın ramazan sofrasında ki lokmaları azaltmaya devam ediyor.

Türkiye yüzde 16,19’luk enflasyon oranında Avrupa Ülkeleri arasında 1. Sıradayken, G-20 ülkeleri arasında ise yüksek enflasyonda Arjantin’den sonra 2. Sırada yer alıyor. Dünya’da 30’dan fazla ülkede yıllık enflasyon sıfır ya da sıfırın altında; 50 ülkede yıllık enflasyon yüzde 1’in altında yer alıyor.

Yani bir başka deyişle dünya genelinde 89 ülke, Türkiye’de aylık olarak enflasyonda yaşanan artıştan daha düşük yıllık enflasyona sahip. Erdoğan’ı ramazanda milyonlarca emekçiye verdiği 2,30 TL’lik zam sadece 2 adet daha fazla yumurta almaya yetebiliyor.

Erdoğan ramazan ayında yeni kısıtlamaları açıklarken virüsün yayılma hızından sanki kendisi sorumlu değilmiş gibi faturayı yine çalışanlara kesmişti. Erdoğan’ın fedakârlık istediği yurttaşlar ise ramazan ayında açlığa terk edildi. Sadece geçtiğimiz Mart ayında bugüne;

Yumurtaya yüzde 63, Tavuğa yüzde 44, Ay çiçek yağına yüzde 59, Mercimeğe yüzde 44, domates ve ekmeğe ise en az yüzde 20 oranında zam geldi. Artan zamlar karşısında Erdoğan ise 2,30 Kuruşluk zam ile günlük 50 TL aylık 1500 TL ücretsiz izin desteğini ise müjde olarak sundu.

Asgari ücret 2021 yılında yüzde 21,56 artarak 2825 TL olması alım gücündeki azalışı engelleyemedi. Geçtiğimiz yıl 2324 TL ile asgari ücret ile 4 bin 742 adet yumurta alınabiliyorken, asgari ücretin 2825 TL’ye çıkmasına rağmen yumurtadaki alım gücü 1211 adet daha düştü.

Asgari ücretteki artışa rağmen alım gücü pirinçte 15 kg, unda 10 Kg, Mercimekte ise 47 kg azaldı. Erdoğan’ın lebalep doldurduğu kongreler sayesinde, asgari ücretliler ve günlük 50 TL ile geçinmeye çalışan aileler bu yıl ramazanda açlığa terk edilmiş durumda.”

Paylaşın