İmamoğlu’ndan Tansu Çiller’e ‘Murat Kurum’ Yanıtı: Rant Vurgusu

Eski Başbakan Tansu Çiller’in Murat Kurum’u desteklediği açıklamasına değerlendiren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Kendisi ekonomiyi perişan etmekte maharetlidir. Aynı bugünkü gibi üç haneli enflasyonları, yüksek faizleri bize 90’lı yılların ortasında yaşatmış birisidir” dedi ve ekledi:

“Hanımefendi ‘Desteğim sayın Kurum’a demiş. Kentsel dönüşümü çözermiş! Onun niçin desteklediğini ben biliyorum. Kendisine ait 13 bin metrekare araziye ballı börek bir imar çıkarttığı için destekliyor.”

İmamoğlu açıklamasının devamında, “Sarıyer’de şahsına ait 13 bin metrekarelik araziye ısrarla imar çıkarttı, biz ısrarla dava açtık ve iptal ettik. Bana niye destek versin! Destek vereceği yeri biliyor. O rant kazanmasına sebep olmuş, ben de milletime rant kazanmak için çalışıyorum. Aradaki fark bu” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çekmeköy Halk Buluşması’nda açıklamalarda bulundu.

Birgün’ün aktardığına göre; İsrafa son verdiklerini belirten İmamoğlu, “Bunların beceremediği israfa son verdik ve bu şehre hizmeti getirdik. İstanbul yatırımlarla güçlenmeye devam ediyor” dedi.

“Şehrimizin her ilçesini eşit tuttuk, onların kutuplaştırdığı gibi yapmadık, yapmayız” diyen İmamoğlu, “Bizim terbiyemiz, bizim ahlakımız nedir biliyor musunuz; insanı insan olduğu için severiz; oyuna, partisine bakmayız. Biz bu şehre eşitlik duygusunu getirdik” ifadelerini kullandı.

Çekmeköy’de İBB’nin yatırımlarına değinen İmamoğlu, “Çekmeköy’de İSKİ’nin yatırımı 3 milyar lira. Onların 10 yılda, 15 yılda yapamadığını biz altyapıya 5 yılda yaptık. Yenidoğan Kavşağı bu yıl içerisinde pırlanta bir dönüş biçimiyle insanların hatayını kolaylaştıran hizmeti, Çekmeköy halkıyla buluşturuyoruz” diye konuştu.

AK Parti’ye göndermede bulunan İmamoğlu, “Bunlar üniversite öğrencilerine yurt açtık ya, bizden önce yurt 0’dı. Kreş 0’dı, şimdi 100 tane var. Onlar bir tane torpilliye 200 bin burs dolar verebiliyordu. Biz ne yapıyoruz? Sadece bu sene 100 bin gencimize 7 bin 500 lira burs veriyoruz. Bir torpilli nerede, 100 bin genç nerede? Seneye 15 bin lira burs vereceğiz” dedi.

İktidara ekonomi ile ilgili eleştirilerde bulunan İmamoğlu, “Bunlar ekonomiyi sefil ettiler, ekonomiyi rezil ettiler. Dünyanın en değersiz, üç haneli enflasyon sadece bizim ülkemizde var. Ne oldu? Eve giren para azaldı, bir anne-para çocuğuna süt alamaz oldu. Ben göğsümü gere gere, yüzbinlerce çocuğumuza 25 milyon litre sütü dağıtmaktan onur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

Tansu Çiller’e cevap: Destek vereceği yeri biliyor

Eski Başbakan Tansu Çiller’in Murat Kurum’u desteklediği açıklamasına değinen İmamoğlu, “Kendisi ekonomiyi perişan etmekte maharetlidir. Aynı bugünkü gibi üç haneli enflasyonları, yüksek faizleri bize 90’lı yılların ortasında yaşatmış birisidir. Hanımefendi ‘Desteğim sayın Kurum’a demiş. Kentsel dönüşümü çözermiş! Onun niçin desteklediğini ben biliyorum. Kendisine ait 13 bin metrekare araziye ballı börek bir imar çıkarttığı için destekliyor” diye konuştu.

İmamoğlu, şöyle devam etti: “Sarıyer’de şahsına ait 13 bin metrekarelik araziye ısrarla imar çıkarttı, biz ısrarla dava açtık ve iptal ettik. Bana niye destek versin! Destek vereceği yeri biliyor. O rant kazanmasına sebep olmuş, ben de milletime rant kazanmak için çalışıyorum. Aradaki fark bu.”

AK Parti’nin Kanal İstanbul konusundaki çelişkili tutumuna tepki gösteren İmamoğlu, “Kanal İstanbul’u soruyorlardı, ne diyorlardı hatırlayın. ‘Ya-pa-ca-ğız’ diyorlardı. Şimdi 16 milyondan oy alacaklar ya ağızlarına almıyorlar. Ya nasıl maharetliler, ben utanırım, bunların yüzü de kızarmıyor” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Tansu Çiller’in Siyasete Dönüş Planı

Son günlerde siyasete yönelik çıkışları ile gündeme gelen eski Başbakan Tansu Çiller’in teklifi ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile üçüncü ittifak iddiaları ile ilgili konularda Adalet Partisi ismi öne çıktı.

Partinin kritik konulara ilişkin ne karar alacağı ise merak konusu olurken Adalet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Vecdet Öz, Cumhuriyet’ten Sinem Nazlı Demir’e konuştu. Çiller ile dostane bir ilişkisi olduğunu fakat kendisinin AKP ile yakınlığını tasvip etmediğini belirten Öz, Çiller’in kendisine teklifte bulunduğunu açıkladı.

“Kahveye davet etti”

Öz, şunları söyledi: “Tansu Hanım bir gün beni arayarak kahve içmeye davet etti. Ben de dostane bir şekilde bu daveti kabul ettim. Ülke gündeminden konuşacağımızı düşünerek gittiğim bu görüşmede Çiller bana siyasete dönmek istediğini açıkladı, ‘Ben ablan olarak partinin başına geçeyim sen de ikinci adam ol’ dedi. Bu işin ticaret işi olmadığını derin görüş ayrılıklarımızın olduğunu belirterek reddettim, örneğin o başkanlık sistemini tasvip ediyor, biz parlamenter sistemi.” Öz, “Ümit Özdağ’ın milliyetçiliği Atatürk milliyetçiliğine yaklaşmıştır ve bu bize yakın gelmektedir” diyerek ittifaka açık kapı bıraktı.

“En büyük hatamız”

Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı ile ilgili de konuşan Öz, “Kemal Kılıçdaroğlu ittifakı altı parti ile sınırlandırmamalıydı. Dilinden Atatürk ve Cumhuriyeti düşürmeyen tüm partileri küçük büyük bakmaksızın toplamalıydı” dedi. Öz, 68 Kuşağı’nın devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın 6 Mayıs 1972’de idamına ilişkin de konuştu. Öz, “En büyük hatamız genç fidanların katledilmesidir. Onun ıstırabını yaşıyoruz” diye konuştu.

Paylaşın

Tansu Çiller Siyasete Dönüyor; Büyük Türkiye Partisi

Türkiye’nin ilk ve tek kadın başbakanı olan Tansu Çiller’in ismi bugünlerde yeniden gündemde. Çiller aktif siyasete dönüyor. 2002 yılında aktif siyasetten çekilen Çiller’in 20 yılın ardından bugünlerde yeniden merkez sağ için nabız yokladığı, bazı partilerin liderleri ile görüşmeler yaptığı belirtilmişti.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in Tansu Çiller’e yakın isimlerden edindiği bilgiye göre, Çiller yeni bir parti kurmayacak ve 2020 yılında kurulan Bizim Parti’nin ismi değiştirilecek. Partinin yeni yüzü için Büyük Türkiye Partisi ismi konuşuluyor. Şu anda eski DYP’li isimlerle ve şu anda başka partilerde görev almış siyasetçilerle Çiller’in ekibine katılım için görüşmeler sürüyor.

Çiller de geçtiğimiz günlerde hükümete yakın bir televizyon kanalının etkinliğinde geri dönüş sinyali vererek, “Ben milletimi özledim. Kim ne kadar isterse, o kadarını alır. Bu benim bir borcum. Bu benim üstümde bir vebal. Yani karar vermiş durumda değilim. Ama neye karar verirsem vereyim bunu koltuk için yapmayacağım, bunu bir ikbal için yapmayacağım” demişti.

Çiller’in siyasette adım adım yükselişi

Türkiye’nin 1990’lı yıllarındaki çalkantılı zamanlarına damga vuran isimlerden olan Çiller, ilk dönemlerde aldığı iyi eğitim ve kadın olması nedeniyle bazı kesimlerde Türkiye’nin yeni yüzü olarak görülmüştü.

Süleyman Demirel’in davetiyle 1990 yılında Doğru Yol Partisi’nde (DYP) siyasete giren Çiller, 1991 seçimlerinde İstanbul’dan milletvekili seçildi. Ekonomi alanındaki altyapısı ile 1991 seçimlerinde kamuoyunun da iyi hatırladığı “herkese iki anahtar” vaadiyle partisini koalisyon ortağı yaparken kendisi de Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı oldu.

Ancak gerek “iki anahtar” gerekse Ulusal Dinamik Denge Modeli isimli diğer ekonomi vaadini hayata geçiremeyen Çiller, 1993’te Turgut Özal’ın ani ölümü ve ardından Demirel’in Cumhurbaşkanı olmasıyla DYP’nin başına geçti.

Çiller daha sonra dönemin Cumhurbaşkanı Demirel tarafından hükûmeti kurmakla görevlendirildi ve böylelikle 25 Haziran 1993’te ikinci DYP-SHP koalisyon hükümetinde Türkiye’nin ilk kadın başbakanı oldu.

Çiller ve 1990’lı yıllar

Çiller’in Haziran 1993’de başbakan olarak göreve başlamasını takip eden iki hafta içinde 2 Temmuz’da Sivas, 6 Temmuz’da ise Başbağlar katliamları yaşandı. Bunlar türbülanslı bir dönemin de bir nevi işareti oldu.

1993’ün yaz ayları Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kanlı olayların ve PKK saldırılarının arttığı bir dönem oldu. Çiller ise 10 Ekim 1993′te Avrupa Konseyi toplantısı için bulunduğu Viyana’da Kürt sorunu için Bask modelinin uygulanabileceğini söyledi. Ancak bu sözler başta Demirel olmak üzere bazı kesimlerde olumsuz yankılandı.

Bu açıklamaların hemen ardından Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, 22 Ekim 1993’te Lice Tugay Komutanlığı bahçesinde uzun namlulu silahla alnından vurularak öldürüldü. Resmi makamlar saldırıyı PKK’nın işlediğini söylerken PKK’nın üstlenmediği saldırı için JİTEM’i işaret edenler oldu.

Şiddet olaylarından sonra önce Bask modelinden bahseden Çiller, sonra 180 derece farklı politikasının işaretini “Bu terör ya bitecek ya bitecek” sözüyle verdi. Kasım 1993’te ise karanlık bir dönemin kapılarını aralayan “Elimizde PKK’ya yardım eden 60 Kürt iş adamının listesi var. Devlet, PKK ile olduğu gibi PKK’ya mali destek sağlayanlarla da her biçimde mücadele edecektir” açıklamasını yaptı.

Bu açıklamadan sonra 24 Ocak 1994’te Liceli iş adamı Behçet Cantürk kaçırılarak öldürüldü. Cantürk’le başlayan cinayetler serisi, ünlü Kürt iş adamlarıyla devam etti. Failler ise bulunamadı. PKK’ya karşı başlatılan sert önlemler de yaygın insan hakları ihlallerine neden oldu.

1994’te de bir yandan şiddet olayları tırmanırken, diğer yandan HEP’in kapatılmasından sonra kurulan Demokrasi Partisi’ne (DEP) geçen Kürt siyasetçilerin dokunulmazlıkları TBMM’de kaldırıldı. Orhan Doğan ve Hatip Dicle Meclis’te polis tarafından gözaltına alınarak götürüldü.

Ekonomide 5 Nisan kararları

Çiller her ne kadar iyi bir ekonomi eğitimi almış olsa da Türkiye’nin yaşadığı en önemli ekonomik buhranlardan birisine neden olmuş bir isim olarak gösterilir.

Başbakan olmasının ardından ekonomiyi doğrudan ya da dolaylı olarak yönlendiren tüm kamu kuruluşlarını kendisine bağlayan Çiller’in faizleri doğal yöntemlerle değil emirle düşürme girişiminde bulunması ülkeyi büyük bir krize sürükledi. 1994 yılındaki bu krizin etkilerini yumuşatmak için 5 Nisan kararları açıklandı ve bu kapsamda TL’de yüzde 51 oranla cumhuriyet tarihinin üçüncü en büyük devalüasyonu gerçekleşti.

Başta TEKEL ve akaryakıt olmaz üzere çeşitli vergilerde çok yüksek oranlarda artış yapılırken, IMF ile stand-by anlaşması imzalanarak maddi destek sağlandı.

DYP oyları eriyor, Parsadan dolandırıyor

1995 genel seçimleri Çiller’in genel başkan olarak katıldığı ilk genel seçim olurken, 1991 seçim sonuçları kıyaslandığında partisi DYP’ye yüzde 30 oranında oy kaybettirdiği gözlenir.

O günlerde yaşanan bir gelişme ise Çillerli yılları hafızalara kazıyan bir diğer olay oldu. 1995 seçimlerinden önce Çiller’i arayan Selçuk Parsadan, emekli Orgeneral Necdet Öztorun’un adını kullanarak “emekli ve muvazzaf askerlerin seçimlerde DYP’ye çalışmak istediklerini” belirterek kendisinden para talebinde bulundu. Bu talebin Çiller tarafından olumlu karşılanmasıyla Başbakanlık örtülü ödeneğinden Parsadan’a 5,5 milyar TL ödeme yapıldı.

Seçimden sonra Mayıs 1996’da patlak veren bu skandal nedeniyle Parsadan dolandırıcılıktan dolayı yargılandı ve mahkûm oldu.

“Kurşun atan da kurşun yiyen de…”

3 Kasım 1996’da Susurluk’ta meydana gelen trafik kazası ise Çiller dönemindeki devlet-siyaset-mafya ilişkilerini ortaya sermesi açısından kritik bir gelişmeydi.

Kaza olduğu sırada Refah Partisi ile DYP’nin koalisyon hükümeti iktidardaydı ve Çiller başbakan yardımcısıydı. DYP’nin Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak yaralı kurtulurken, polis müdürü Hüseyin Kocadağ, kırmızı bültenle aranan cinayet sanığı ülkücü Abdullah Çatlı ve Çatlı’nın sevgilisi Gonca Us adlı kadın hayatını kaybetti.

Bu kişilerin aynı arabada olması uzun süre tartışıldı. Dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Çatlı’yı koruduğu gerekçesiyle sert eleştirilerin hedefi oldu ve istifa etmek zorunda kaldı.

Çiller ise parti grubunda yaptığı konuşmada “Bu ülke, millet ve devlet uğruna kurşun atan da kurşun yiyen de bizim için saygıyla anılır; onlar şereflidirler” diyerek Susurluk’a adı karışanlara sahip çıktı.

Kazadan iki yıl sonra Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş’ın hazırladığı raporda Susurluk meselesinin “bir bütün ve olaylar zincirinden ibaret” olduğu belirtilerek suikast ve bombalama gibi bir dizi faili meçhul olayların Susurluk kazası sonrası “adeta bıçakla kesilir gibi durduğuna” dikkat çekildi.

Yenikapı’da yeniden sahneye çıkış

Uzun bir süre aktif siyasetten uzak olan Çiller’in 24 Haziran 2018 seçimlerine günler kala AKP’nin Yenikapı’da düzenlediği Büyük İstanbul Mitingine katılması çoğu kişi için sürpriz oldu.

İYİ Parti yetkilileri, Çiller’in Erdoğan’ın talimatıyla Meral Akşener’in oylarını düşürme amaçlı bir oluşum içinde olduğunu savundu. Akşener ile Çiller’in yolları 1990’lı yıllarda kesişmişti ve Akşener, Susurluk kazası sonrasında istifa eden Mehmet Ağar’ın yerine İçişleri Bakanı olmuştu.

Paylaşın

‘Çiller’in Başına Geçeceği’ İddia Edilen Partinin Genel Başkanı İstifa Etti

Yeniden siyaset sahnesine dönüş yapmaya hazırlandığı iddia edilen eski başbakan Tansu Çiller’in olağanüstü kurultayla başına geçeceği iddia edilen Aydınlık Demokrasi Partisi’nde (ADP) Genel Başkan Salih Önel bugün itibariyle istifa ettiğini duyurdu.

Yeniçağ gazetesinden Fatih Ergin’e konuşan Önel, son günlerde partinin yönetim kurullarında kendisine karşı anlam veremediği bir muhalefetin ve tepkinin oluştuğunu belirtirken, Çiller’e yakınlığı ile bilinen DYP Isparta eski Milletvekili Ömer Bilgin’in teşkilatların ‘kendileri ile hareket etmeleri’ için çalışmalar yaptığını belirtti.

Önel, yaklaşık iki ay önce Çiller’e bir ziyarette bulunduğunu ve arzu etmesi halinde partinin başına geçebileceğini söylediğini de aktardı.

Yeniden Refah Partisi ile ittifak iddiası

Haberde ayrıca DYP’li eski isimlere dayandırılarak, Ağustos 2021’de Salih Önel tarafından kurulan ADP’nin olağanüstü kurultayla başına geçerek genel başkan olmayı hedefleyen Çiller’in Yeniden Refah Partisi ile de ittifak kurmayı düşündüğü aktarıldı.

YRP ile kurulacak ittifaka “Anadolu İttifakı” adının verilmesinin düşünüldüğü, Çiller’in görüşmeler gerçekleştirdiği DYP’li eski yol arkadaşlarının bazılarından ise destek bulamadığı da öne sürüldü.

Buna göre Çiller Anadolu İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olacak, aktif siyasete dönmeye kesin karar vermesi durumunda da Doğru Yol Partisi’nin isim hakkını alınması da seçenekler arasında. Tansu Çiller hakkındaki iddiaların medyaya yansımasının ardından parti kurma niyetinde olmadığını belirten bir açıklama yapmıştı.

Paylaşın

‘Tansu Çiller Yeni Parti Kuruyor’ İddiası

Eski Başbakan Tansu Çiller’in, yeni bir parti kurma hazırlığında olduğu ileri sürüldü. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan İYİ Partili Koray Aydın, “Şu anda siyasi alanda boşluk yok, Tansu Çiller’in de itibarı yok, ciddiye alan da yok. Biz de parti olarak ciddiye almıyoruz” dedi.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, Sözcü gazetesi yazarı Ruhat Mengi’ye açıklamalarda bulundu.

Eski başbakanlardan Tansu Çiller’in yeni bir parti kuracağı iddiaları hakkındaki soruya, “Böyle bir partiyi kurmak istiyorlar ve bol vaatlerle insanları çekmeye çalışıyorlar. Bu partinin görev alanı, tek hedefi sadece İYİ Parti’dir, yüzde yüz böyledir, bunun şüphesi yok” yanıtını veren Koray Aydın, “Tansu Çiller, AK Parti’den oy koparan İYİ Parti’nin oylarını kırmaya çalışmak için Erdoğan tarafından görevlendirilmiş, “İYİ Parti’nin bulunduğu yerde ne yapabilirsen kardır” anlayışıyla iktidar tarafından desteklenen, maddi imkanları iktidar tarafından sağlanan bir proje kişisidir” diye konuştu.

Koray Aydın, konuyla ilgili “Kuracağı parti de böyle bir projenin partisidir. Ama şu anda parti kuracak zemini inşa edemedi çünkü görüşme yaptığı insanların yüzde 97’sinden karşılık alamıyor. Bu bakımdan, parti  kursa bile sadece genel merkezi olan bir tabela partisi gibi olur” dedi.

“Şu anda siyasi alanda boşluk yok, Tansu Çiller’in de itibarı yok, ciddiye alan da yok. Biz de parti olarak ciddiye almıyoruz” diyen Aydın, “Ben bu konuyu takip ediyorum, gördüğüm kadarıyla; sıfır diyecektim ama iyi bir rakam olur, ekside. O şu anda Recep Tayyip Erdoğan’ın emir eri pozisyonunda biridir, siyasal görevi Tayyip Erdoğan’ın verdiği görevdir. Benim tavsiyem; boşuna bu işlerle uğraşmasın, evine gitsin, evinde otursun, onun Türkiye’de artık yapacağı bir şey de kalmamıştır” ifadelerini kullandı. 

Paylaşın