“Meral Akşener Siyasal Köklerine Uygun Davranmayı Seçti”

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, “Meral Hanım ve partideki kimi elitler partinin merkez sağda konumlanmasını isterken, özellikle MHP tabanından gelenlerin de Kemal Beyin adaylığına karşı bir duruşu vardı. Bunun sebebi de MHP’nin sembolik değerlerinden taviz verileceği yönünde bir okumaydı. Yani MHP’den gelen parti elitleri tarafından Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek verilmesi kendilerini inkar etme gibi okunurdu, bunu kabul edemediler.” şeklinde konuştu.

İYİ Parti’nin MHP’den gelen bir seçmen tabanı olduğunu hatırlatan Tosun, “Ve bu kitlenin de eli Kemal Bey’e oy vermeye gitmeyecekti. Bir sorgulama vardı. Sayın Akşener bu hassasiyetleri hep gördü, ikircikli bir durumda kaldı. Aday gösterirsek belki kazanırız ama partiyi kaybederiz dedi. Ve sonunda siyasal köklerine uygun davranmayı seçti.” değerlendirmesinde bulundu.

Euronews’ten Dilek Gül’e konuşan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, Akşener’in belediye başkanlarına yaptığı çağrının karşılık bulmayacağına inanıyor. Tosun, Akşener’in Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı duruşunda partisinin tabanından gelen taleplerin etkili olduğunu düşünüyor.

Tosun, “Meral Hanım ve partideki kimi elitler partinin merkez sağda konumlanmasını isterken, özellikle MHP tabanından gelenlerin de Kemal Beyin adaylığına karşı bir duruşu vardı. Bunun sebebi de MHP’nin sembolik değerlerinden taviz verileceği yönünde bir okumaydı. Yani MHP’den gelen parti elitleri tarafından Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek verilmesi kendilerini inkar etme gibi okunurdu, bunu kabul edemediler.” şeklinde konuştu.

İYİ Parti’nin MHP’den gelen bir seçmen tabanı olduğunu hatırlatan Tosun, “Ve bu kitlenin de eli Kemal Bey’e oy vermeye gitmeyecekti. Bir sorgulama vardı. Sayın Akşener bu hassasiyetleri hep gördü, ikircikli bir durumda kaldı. Aday gösterirsek belki kazanırız ama partiyi kaybederiz dedi. Ve sonunda siyasal köklerine uygun davranmayı seçti.” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan Tosun, Akşener’in göremediği bir gerçek olduğunu vurguluyor: “İYİ Parti sadece MHP’den devralınan bir kitleden oluşmuyor, daha önce CHP’ye oy vermiş, laik, seküler ve kıyı bölgelerinde yaşayan bir kitle de var.”

‘Seçimi Twitter tepkilerinden okumak yanlış’

Akşener İYİ Parti Genel İdare Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, partisinin aday olarak göstermek istediği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a çağrıda bulunmuş, “Milletimiz bugün çok kritik bir kırılmanın eşiğinde sizi göreve çağırıyor.” ifadelerini kullanmıştı.

Tosun’a göre Akşener’in bu çağrısı karşılık bulamayacak: “Meral Hanım her ne kadar belediye başkanlarına çağrıda bulunsa da ben ikisinin de kesinlikle aday olacağını düşünmüyorum”.

Akşener’in Yavaş ve İmamoğlu’nun anketlerde Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha avantajlı olduklarına ilişkin açıklamalarına de değinen Tosun, “Önümüzdeki seçim sonucunu sadece Twitter tepkilerinden okumak yanlış, sonucu tayin edecek olan derin Türkiye. Yani Türkiye’nin ortalama seçmeni. O da Facebook ve TikTok’ta… Bence Meral Hanım’ın bu şekildeki tepkisi bu kitle tarafından haksızlık olarak okunacak” dedi.

Altılı Masa’daki bu çıkmazı AK Parti açısından da değerlendiren Tosun, “Parçalanmış bir siyaset vardı ve bu sürer mi yoksa buradan AK Parti’ye bir yönelim olur mu göreceğiz. Burada Sayın Erdoğan’ın marifeti ve nasıl pozisyon alacağı belirleyici olacak.” şeklinde konuştu.

Paylaşın

AK Parti’nin “Türkiye Yüzyılı” Vizyonu Beklenen Etkiyi Yaratacak Mı?

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerine yaklaşık yedi ay kala, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı” vizyonu belgesi ile neyi hedefledi? Açıklanan belge, seçmende beklenen etkiyi yaratacak mı? Siyaset bilimciler, Erdoğan’ın çağrı ve konuşmasının AKP’nin kemik kitlesinde heyecan yarattığı ancak, geniş kesimler için beklenen ilgiyi uyandırmadığı görüşünde.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin “Türkiye Yüzyılı” hedeflerini vizyon belgesi ile kamuoyuna açıkladı. 16 başlık halinde hedeflerini sıralayan Erdoğan, konuşmasında iktidarı boyunca yapılan proje ve hizmetleri de anlattı.

AK Parti’nin “Türkiye Yüzyılı” hedefleri arasında öne çıkan başlık ise Erdoğan’ın yeni anayasa çağrısı oldu. 20 yıl boyunca hayata geçiremedikleri işlerin de bulunduğunu kaydeden Erdoğan, “Bunların başında, ülkemizi darbe anayasası ayıbından kurtararak tamamen yeni, sivil, demokrat, özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma girişimlerimiz geliyor” ifadesini kullandı.

Erdoğan, “Gelin, Türkiye Yüzyılında ülkemizdeki özgürlüklerin çerçevesini, pozitif özgürlük anlayışıyla tekrar çizelim” sözleriyle muhalefete de özgürlükçü anayasayı birlikte yapma çağrısında bulundu.

Erdoğan, konuşma metninin dışına çıktığı sırada ise muhalefete eleştirilerde bulundu. Kanal İstanbul projesi ile ilgili çalışmalara başlayacaklarını açıklayan Erdoğan, “İstanbul Boğazı’nı çevre tehdidinden kurtaracağız. Bu muhalefetin kafası basmaz, anlamaz bunlar anlamaz” diye konuştu.

Korkmaz: Erdoğan müjde siyasetinde aradığını bulamıyor

DW Türkçe’den Eray Görgülü‘ye konuşan İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü (İstanPol) Genel Direktörü Seren Selvin Korkmaz, Erdoğan’ın kararsız seçmeni toparlamak için ve partiye aidiyeti yeniden sağlamak için birkaç hamle yapmak istediğine dikkat çekti. Bunlardan birisinin kısa vadeli ekonomik hamleler olduğunu kaydeden Korkmaz, ikincisinin de seçmeni ideolojik olarak bir arada tutabileceği büyük vizyon belgeleri olduğunu dile getirdi.

Açıklanan belgenin yeterince heyecan yaratamadığını vurgulayan Korkmaz, “Erdoğan, uzun süredir hep müjde vereceğim diyerek belli periyotlarla beklentileri yükseltiyor. Ama o müjde dediği şey bir bakıyoruz bir şey yok diyoruz. Dolayısıyla Erdoğan artık bu müjde siyasetinde aradığını bulamamaya başladı” ifadesini kullandı.

Erdoğan’ın kucaklayıcı ve kapsayıcı bir dil kurması için bir proje ortaya koymasına gerek olmadığını, üslubunu değiştirerek ve elindeki yetkilerle birtakım adaleti sağlayacak yasal düzenlemeler yapabileceğini kaydeden Korkmaz, “Araştırmalarda görüyoruz. Seçmen de bunun farkında. Bu yüzden bu tür hamleler artık etki yaratmıyor” dedi.

“Sizi yine ileriye taşıyacak olan biziz vizyonu”

Erdoğan’ın muhalefeti düşmanlaştırarak tabanını koruyabildiğine de dikkat çeken Korkmaz, “O yüzden Erdoğan’ın önümüzdeki süreçte böyle kapsayıcı bir siyaset güdeceğini düşünmüyorum. Daha da şiddetlenecektir. Ama bence hem içeride hem dışarıda bakın biz böyle bir vizyon ortaya koyduk gibi bir kamuflaja ihtiyacı var. Onu da bu şekilde sunmuş oldum diyor” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın metin dışına çıktığında muhalefete sert eleştiri getirdiğini hatırlatan Korkmaz, “Yani gerçekçi değil” dedi.

“Erdoğan, konuşmasında toplumun belli kesimlerinin küçümsendiğini ve dışlandığını söylüyor ve kendisinin bunu temsil ettiğini ifade ediyor. Sizi yine ileriye taşıyacak olan biziz vizyonunu vermeye çalışıyor” diyen Korkmaz, bu tür bir yaklaşımın AK Parti’nin kemik kitlesini tutabileceğine işaret etti. Ancak Korkmaz, bu vizyon belgesinin AK Parti’nin kendi tabanını konsolide etmesine karşın büyük kitleleri etkilemeyeceğini de savundu.

Demiralp: AK Parti, yine vesayet diyor

Işık Üniversitesi Öğretim Üyesi, Siyaset Bilimci Doç. Dr. Seda Demiralp de Erdoğan’ın konuşmasının büyük bir kısmının geçmişteki başarılara ayrıldığına dikkat çekerek, “Erdoğan, nostalji duygusunu canlandırmaya, harekete geçirmeye çalışıyor. Bir yandan da vesayet vurgusu yani eski çatışmaların fay hatlarının hareketlendirilmesi çabası var” dedi.

20 yıldır iktidarda olan ve tüm erkleri kontrol altına almış bir siyasi oluşumun vesayete karşı kendini tanımlamasının gerçekçi olmadığını savunan Demiralp, “20 yıl iktidarda kaldıktan sonra aynı söylemi kullanmak anlamsız oluyor. Bu durumda ya yeni söylemler, post-popülist bir vizyon gerek ya da AK Parti’nin yaptığı gibi söylemi yeni karşıtlıklarla güncellemek gerek. AK Parti de bunu yapıyor yine vesayet diyor, yine o eski söylemden medet umuyor fakat kimin vesayeti, bu kez küresel vesayet diyor, savaşı içeriden dışarıya taşıyor” ifadelerini kullandı.

AK Parti tabanının temel beklentisinin ekonomideki iyileşme olduğunun altını çizen Demiralp, “Bugün ağır bir ekonomik kriz var ve seçmenin temel ihtiyacı ekonomik rahatlama.  Bu konuşma ekonomik krizden nasıl çıkılacağıyla ilgili pek bir şey söylemiyor. Dolayısıyla bu beklenti karşılanmıyor” diye konuştu.

Bunun yerine dış güçlere direnmek, küresel vesayetle savaşmak gibi söylemlerin dile getirildiğini kaydeden Demiralp, “O farklı konulardaki güç performansları da dolaylı olarak ekonomik krizin yarattığı güven kaybını telafi edebilir. Ve o ölçüde son aylarda AK Parti’den uzaklaşma eğilimindeki kararsız seçmenin en azından bir kısmı bu performansa olumlu karşılık verip geri dönebilir” ifadesini kullandı.

Tosun: Kendi sosyolojisini kontrol ettiğinin göstergesi

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun da Erdoğan’ın konuşmasında daha çok bugüne kadar yapılmış olan projelere yer verildiğini vurgularken, geleceğe yönelik ise yalnızca anayasa çağrısının dikkat çektiğini söyledi. Erdoğan’ın yeni anayasa için muhalefete çağrıda bulunduğunu ancak bir yandan da yine muhalefeti dışlamaya yönelik bir dil kullandığını kaydeden Tosun, “En azından böyle bir vizyon belgesinde bu söylem kullanılmamalıydı” dedi.

Vizyon belgesinde kapsamlı bir mutabakat temelinin eksik kaldığını kaydeden Tosun, “Erdoğan, seçime yedi ay kala en azından gündeme hakim olma çabasında. Ancak, konuşmasındaki dile bakıldığı zaman sonuç itibariyle konuşmanın çıktısı, daha ziyade kendi seçmenini konsolide etmeyle sınırlı kalıyor” dedi.

AK Parti’nin vizyon belgesinden geniş toplumsal kesimleri kapsayıcı şekilde bir çıktı görülemediğini kaydeden Tosun, ancak AK Parti’nin kendi seçmeninde bir heyecan yaratabileceği görüşünde. Tosun, “Ekonomik krize rağmen böyle bir kalabalık salon içinde böyle bir coşku kendi sosyolojini bir şekilde kontrol ettiğinin göstergesi. Ancak, bu sosyoloji dışına kayanlarda ilgi uyandırmak için yeterli olmayacağı kanaatindeyim” diye konuştu.

Paylaşın