Madımak Katliamı’nda Yaşamını Yitirenler Anıldı

2 Temmuz 1993’te Sivas merkezde bulunan Madımak Oteli’nin yakılması sonucu yaşamını yitiren 33 kişi binlerce kişinin katıldığı yürüyüşle anıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve TİP Genel Başkanı Erkan Baş da anma törenlerine katıldı.

Haber Merkezi / Özgür Özel, anma töreninde yaptığı konuşmada, “Burada iki önemli karar alınmadan bu mücadele durmayacak. Birinci talep; Madımak’ın bir utanç müzesi olmasıdır. İkincisi de bu kararların bozulup bunun insanlığa karşı suç olarak nitelendirilmesi gerekiyor. Ant olsun ki Madımak utanç müzesinin açılışını bizzat yapacağım” dedi.

Anma töreninde konuşan Tuncer Bakırhan, “Gerçek sorumlular açığa çıkarılacaktır. Gerçek sorumlular açığa çıkarılıncaya kadar Alevi dostlarımızla, yoldaşlarımızla, kurumlarımızla birlikte mücadelemize devam edeceğiz. Kesinlikle bu ülkede yaşayanlar hiçbir katliam cezasız kalmayacaktır” ifadelerini kullandı.

Erkan Baş da, törende yaptığı konuşmada, “31 yıl önceki bir gerici kalkışmanın bugün hâlâ hedefe ilerlemek için çaba sarf eden, Türkiye’yi karanlığa boğmak isteyen bir anlayışa karşı bu ülkenin tüm ilerici, tüm yurtsever, tüm demokratik insanlarıyla beraber laik bir ülke mücadelesini hep birlikte kararlılıkla devam ettiriyoruz.” dedi.

Madımak Oteli’nde 2 Temmuz 1993’te katledilen 33 aydın, katledilmelerinin 31’inci yıl dönümü dolayısıyla anıldı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) ve Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) öncülüğünde bir araya gelen binlerce kişi, Hacı Bektaş Veli Dernekleri önünden yürüyüşe başladı.

Madımak Oteli’ne doğru yapılan yürüyüşte, katledilen aydınların fotoğrafları taşındı. Ayrıca “Yolumuz uludur, ışığımı sönmez sonsuzluğa yürüyen Pir Sultanlar ölmez” pankartı açılarak, sık sık “Sivası yakanlar AKP’yi kuranlar”, “Canlar yandı suçlular nerede?” ve “Sivas’ın ışığı sönmeyecek” sloganları atıldı. Yürüyüş sırasında hayatını kaybedenlerin isimler teker teker okundu. Bu sırada “yaşıyor” sesleri yükseldi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş yürüyüşe katıldı. Ayrıca Alevi örgütlerinin yanı sıra çok sayıda parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi de kortejde yer aldı.

“İnsanlığa karşı suçlar affa uğramaz”

Madımak Oteli önünde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Aliya Izzetbegoviç’in unutulmaz sözünü burada tekrar etmek gerekir. Unutulan katliamlar tekrarlanır. Burada bulunan kimse bugünü için değil yarınlarda bir daha böyle insanlık suçları işlenmesin diye mücadele ediyorlar. Davanın 31 yıllık sürecini bütün kilometre taşları ile ifade etmek belki yarım saatimizi alır. Ama bu davanın zaman aşımına uğratıldığını unutmayalım. Oysa bu insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bu yüzden zaman aşımı olmaz” dedi ve ekledi:

“Biz halen daha insanlık için umudumuzu ve ümidimizi koruyoruz. İstinaf aşamasında, temyiz aşamasında bu davanın kararlarının, bunun bir insanlık suçu, insanlığa karşı işlenmiş suç olduğu vurgusuyla, istinaftan bir bozma kararı bekliyoruz. O süreci Şenal Sarıhan’ın şahsında takip eden bütün hukukçularımıza yürekten teşekkür ediyoruz. Burada 31 yıl önce 15 bin kişi vardı ancak çok az kişi, 150 kişi yakalandı. Pek azı ceza aldı. Firari olanlar kaçaktır. Kaçak olanlar hakkında da karar verilebilir. Ancak bu kararın insanlığa karşı işlenen suç üzerinden verilmesini son derece önemsiyoruz.

Burada hayatını kaybeden herkes hepimizin ailelerinin büyüğüdür. Yüreğimiz onlar için yanıyor. O gün buradan canlı kurtulan kişilerin de travmalarını unutmadık. Onların bu Madımak faciasından canlı kurtulduklarını ve 31 yıldır onların içinin adaletsizlik yüzünden yandığını hatırlamak isteriz. Ben burada CHP’nin Genel Başkanı olarak, daha önce çeşitli sıfatlarla elbette bulundum ama ilk kez Genel Başkan olarak buradayım. Partimizin genel başkan yardımcıları, il başkanları, partimizin grup başkanvekilleri, Meclis’te resmi görevde olan katip üyeleri, başkanlık divanı üyeleriyle, neredeyse tüm il başkanlarımızla, kendisi Sivaslı olan İstanbul İl Başkanımız, onları bu toplantıda temsil ediyor ama hepsi meydandalar. Buradalar.

Bu acıyı bir kez daha yüreğimizde hissettiğimizi, bunun insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu, bu katliamın birinci yılıymış gibi 31’inci yılında takip ettiğimizi ifade etmek isterim. Son olarak annelere, eşlere, evlatlara, Türkiye’de kendi acılarını unutmayıp, bunu toplumsal mücadele olarak 31 yıldır sürdürdükleri için, Soma’daki annelere ilham oldukları için, Çorlu annelerine ilham oldukları için, Türkiye’de adaletsizlik, haksızlık ve hukuksuzluğun karşısında kim varsa, onların mücadelesine güç verdikleri için bir kez daha teşekkür ediyoruz. Unutulmasın ki acıları üzerinden birbirlerine bağlı olanlar, suçları üzerinden birbirine bağlı olanları eninde sonunda yenerler. Çünkü bizim bağımız gerçek bir bağdır. Çıkar ilişkisine dayalı, birbirini korumaya, kurtarmaya dayalı, suçunu örtbas etmeye dayalı, suç ortaklıklarına dayalı değil acılar üzerinden birbirine saygı ve sevgi duyanların bağıdır.”

Özel, soru üzerine “CHP Genel Başkanı olarak ilk 2 Temmuz ve bugün burada Genel Başkan sıfatıyla, yardımcılarımızla, grup başkanvekillerimizle, milletvekillerimizle, il başkanlarımızla, partideki tüm kademelerdeki yöneticilerimizle birlikte ailelerin yayında olmaya geldik. Burada iki önemli sonuç alınmadan bu mücadele durmayacak. Elbette her sene 2 Temmuz’da geleceğiz, anacağız. Birinci talep bütün ailelerin ve bizim ortak talebimiz Madımak’ın bir utanç müzesi olmasıdır. Bu bilim ve kültür merkezi yazısını gören ailelerin içi yanıyor. Biz bunu hak etmedik diyorlar. Ne bilimi, ne kültürü? İnsan yakmak bizim kültürümüzde var mı diyorlar. Bilime inanan, kültüre, sanata inanan canları burada yaktık biz diyorlar. Burası utanç müzesi olacak” ifadesini kullandı. Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

İkincisi de istinafta umudumuzu sürdürüyoruz. Ama eninde sonunda bu kararların bozulup, bunun insanlığa karşı suç olarak nitelendirilmesi gerekiyor. İnsanlığa karşı suçlar zaman aşımına uğramazlar. Affa uğramazlar. O yüzden insanlığa karşı suç kararı verilene kadar verilen hiçbir kararı tanımıyoruz. Bakın, çok kararlıyız. Bu bir kan davası değil. Kan davaları bile bir gün biter. Ama bu bir can davasıdır. Canlarımıza karşı işlenmiş insanlık suçudur. Türkiye’deki tüm canları tehdit eden bir insanlık suçudur. Nefret suçudur. Türkiye’nin barışının içine döşenmiş mayındır, dinamittir.

Bu dinamitleri ve bu mayınları sadece gözü yaşlı analar, eşler ve çocuklar ya da davayı takip eden avukatlar temizleyemez. Bunu bütün siyasiler, bütün riskleri görerek cesaretle, bu mayınları ellerimizle temizleyeceğiz. Bir kez daha ilan ediyorum ki kan davaları bile biter ama bu can davası bitmez. Bir kez daha söylüyorum. Bir yıl mı olur, iki yıl mı olur, üç yıl mı olur ama an olsun ki dört yıl sonra, beş yıl sonra bir 2 Temmuz’da daha geç değil. Gelip burada Madımak Utanç Müzesinin açılışını bizzat yapacağım. O açılışta burada bulunacağım. Hep beraber yapacağız. And olsun, and olsun.”

Özel, gazetecilerin 10 Ekim katliamı kararına ilişkin sorusuna ise “Bu dava eğer insanlığa karşı suç mücadelesini kazanırsa, bu 10 Ekim davası için de çok sayıda geçmişteki katliamlar için de uygulanabilecek tarihi bir kazanım olacaktır. Dün verilen kararlar da utanç verici kararlardır. Bu davanın böyle zaman aşımına uğratılması da utanç vericidir. Bunun için biz burayı hem utanç müzesi çevirmek hem de insanlığa karşı suç kazanımını elde etmek için mücadelemizi sürdürüyoruz. Dünkü karar da son derece haksız ve hukuksuz bir karardır” yanıtını verdi.

“Hiçbir bir katliam cezasız kalmayacak”

Törende konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, şunları söyledi: “1 yıl önce bugün şu anda bulunduğumuz yerde 33 canımız katledildi, 33 canımızı yitirdik. Bu vesileyle 33 canımızı saygı ve minnetle anıyorum, ailelerine ve halklarımıza başsağlığı diliyorum. Burada yaşanan, göstere göstere gelen bir cinayetti. Bu cinayet işlendiğinde dönemin cumhurbaşkanı münferit bir olay olduğunu, kolluk kuvvetlerinin görevini yaptığını söylemişti. Bu ülkenin başbakanı da cumhurbaşkanına eşdeğer bir konuşma yaparak ‘Halkımız çok şükür zarar görmemiştir, başına bir şey gelmemiştir’ demişti.

Yani içeride yanan canları, Alevileri, Kürtleri yok sayan, acısını görmeyen; dışarıda kışkırtıcılık yapan, burayı yakmaya çalışanlar için de “çok şükür onlara bir şey olmamıştır” diyen bir yönetimin olduğu bir süreçte burada bir cinayet, bir katliam yaşandı ve süreç içerisinde de cezasızlıkla sonuçlandı. Gerçek failler ortaya çıkarılmadı. Sadece o dönem burada bulunan birkaç kişi yargılandı. Birçoğu da zaten tahliye edildi, beraat etti. Cumhurbaşkanı affıyla birlikte serbest bırakıldı.

Bu, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve zaman aşımı yoktur. Cumhurbaşkanı insanlık suçu yapmış katilleri affedemez. Biz de DEM Parti olarak dün olduğu gibi bugün de Alevi yurttaşlarımızla bu ülkenin ezilenlerinin, sömürülenlerinin, katledenlerinin, katliamlara kurban gidenlerin davasının takipçisi olacağız, birlikte mücadele edeceğiz.

Bir gün muhakkak bu topraklarda cezasızlık politikasıyla sonuçlanan bu davalar gerçek bir yargı karşısında yargılanacaktır ve gerçek sorumlular açığa çıkarılacaktır. Gerçek sorumlular açığa çıkarılıncaya kadar Alevi yoldaşlarımızla ve kurumlarımızla birlikte mücadelemize devam edeceğiz. Bu ülkede yaşanan hiçbir cinayet, hiçbir bir katliam cezasız kalmayacak. Tekrar Alevi ve Kürt yurttaşlarımızın acısını paylaşıyor, mücadelelerinin yanında olduğumuzu belirtiyorum. Hepinize selam ve saygılarımı sunuyorum.”

“Türkiye’yi karanlığa boğmak isteyen bir anlayışa karşı…”

Anma töreninde konuşan TİP Genel Baş, “Hayatını yitiren tüm canlarımızı bir kez daha sevgi ve saygıyla anıyorum. Acılı ailelerin acısını paylaşıyoruz. Biz burada sadece 31 yıl önce yaşadığımız bir acıyı anmıyoruz. Aynı zamanda 31 yıl önceki bir gerici kalkışmanın bugün hâlâ hedefe ilerlemek için çaba sarf eden, Türkiye’yi karanlığa boğmak isteyen bir anlayışa karşı bu ülkenin tüm ilerici, tüm yurtsever, tüm demokratik insanlarıyla beraber laik bir ülke mücadelesini hep birlikte kararlılıkla devam ettiriyoruz.

Bugün Sivas’ta toplanan kalabalık ama aynı zamanda Sivas’ta bizimle olamasa da yüreği bizimle olan milyonlarca yurttaşımız bu davanın bir zamanaşımı olmadığını hep beraber göstermiş oluyoruz. Bugün bizi bir araya getiren tüm kurumlara da Türkiye’nin dört bir yanında Sivas’ı ışığını yaşatmaya devam eden, Türkiye’yi gericiliğe faşizme şeriata teslim etmemek için dimdik, kol kola, omuz omuza mücadele eden tüm yurttaşlarımızı sevgiyle saygıyla selamlamak istiyorum” dedi.

“Laik ve demokratik bir cumhuriyet için ortak mücadele etmeliyiz”

Alevi örgütleri adına ortak açıklamayı Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, yaptı. 31 yıldır adalet mücadelesi verdiklerini vurgulayan Erçe, “Alevi kurumları ve Sivas Madımak ailelerinin demokratik, insani ve vicdani talepleri bugüne kadar karşılanmadı. Üstelik aranmakta olan sanıklar yönünden devam eden Madımak Davası, zaman aşımına uğratılarak düşürüldü. Madımak Oteli’nin utanç müzesi yapılması, Madımak Davasının da insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamına alınması talebimiz ise hiç duyulmadı” dedi.

İktidarı eleştiren Erçe, “Katliamlarla yüzleşmekten ve insani ve demokratik taleplerimizi görmezden gelen AKP-MHP koalisyonu, seçilmiş belediye başkanları yerine kayyım atayarak, sandıklara darbe yapıyor. Madımak Otelini utanç müzesi yapmamak için direnen AKP-MHP ortaklığı, işçilerimizin maden sahalarında daha fazla rant ve kâr uğruna katledilmesine göz yumuyor.

Dersim, Koçgiri, Zini Gediği, Sivas, Maraş, Çorum, Gazi, Gezi, Suruç, 10 Ekim Ankara Gar başta olmak üzere yaşanmış katliamların bütün yönleri ile açığa çıkarılması ve gerçek sorumlularının açıklanması talebimize kulağını kapatan AKP-MHP iktidar bloku dindar, kindar ve itaatkar bir neslin yetişmesi için özel programlar, projeler hazırlıyor ve yarının katliamcılarını yetiştirecek cemaat ve tarikatlarla protokoller imzalamaya devam ediyor” diye konuştu.

Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığını eleştiren Erçe, “Biz Aleviler her yerde ve her fırsatta, ‘inancımızı tarif etmeyin, tanıyın, cem ibadetimiz, cemevleri ibadethanemizdir, Alevilik Aleviliktir, Alevilik vardır ve haktır, asimile etmeye çalışmayın’ dedik. Onlar Aleviliği öldürmeyi, Alevileri kendi içlerinde bölüp parçalamayı hedefleyen ve asimilasyon üssü haline gelen Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığını kurdular. Bu başkanlığı da Kültür ve Turizm Bakanlığına bağladılar” dedi.

Ortak mücadele vurgusu yapan Erçe, “Yaşadığımız onlarca sorun, derin yoksulluk, derin kriz, buna bağlı olarak gelişen umutsuzluk, çaresizlik, işsizlik, açlık, intiharlar ne kadar olumsuzluk var ise hepsinin ana nedeni olan tekçi, katliamcı, Türk, İslam ve erkek egemen sistem ve bu sistemin yürütücüsü siyasal iktidardır. Artarak devam eden kadın cinayetleri bu iktidar anlayışının eseridir.

Bu iktidara ve maruz kaldığımız anti demokratik uygulamalara karşı birleşmek zorundayız. Faşist ve şeriatçı bir abluka altında yaşamak istemiyorsak laik ve demokratik bir cumhuriyet için ortak mücadele etmeliyiz. Bu mücadelenin en büyük buluşma noktalarından biri 2 Temmuz’dur. Halkımızı, emekten, barıştan, demokrasiden, özgürlüklerden yana olan bütün kurumları çağrımıza destek vermeye ve alanlarda kol kola mücadele etmeye çağırıyoruz” diye konuştu.

“Madımak Katliamı” davasında ne oldu?

Eylemlere 12-15 bin kişinin katıldığı polis raporuna yansıyan katliama ilişkin yargılananların sayısı 124’le sınırlı kaldı. Uzun süren yargılamalar sonucunda 33 sanık idam cezası, 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırıldı. İdam cezasının kaldırılmasıyla birlikte 33 sanığın cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi. Katliam sanıklarının avukatlığını ise bugün AKP’de siyaset yapan birçok kişi üstlendi. Dava sürecinde aranan sanıkların evlendiği, askere gittiği, belediyede işe girdiği ortaya çıktı.

Arasında Cafer Erçakmak’ın bulunduğu firari beş sanığın davası ise 2012’de zamanaşımı nedeniyle düşürüldü. Mahkeme, katliamın insanlığa karşı suç olduğuna ilişkin müştekilerin talebini kabul etmedi. “Madımak Katliamı” davasının müşteki avukatları, 2014 yılında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) hak ihlali başvurusunda bulundu. Ancak aradan 10 yıl geçmesine karşın AYM, halen “Madımak Katliamı”na ilişkin bireysel başvuruyu gündemine almadı.

“Madımak Katliamı”na ilişkin firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş hakkındaki dava ise geçen yıla kadar sürüyordu. Ancak Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 14 Eylül 2023 tarihinde 30 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın düşürülmesine karar verdi.

Paylaşın

Erdoğan’dan Özgür Özel’in Açıklamalarına Tepki

Partisinin seçim çalışmaları kapsamında Sivas’ta halka seslenen Erdoğan, CHP Lideri Özgür Özel’in açıklamalarına tepki göstererek, “Bu acemi genel başkan her ağzını açtığında ya bir gaf yapıyor, ya bir skandala imza atıyor ya da topluma alenen hakaret ediyor” dedi ve ekledi:

“Siyasi kifayetsizliğini örtmek için de sürekli insanımızı kışkırtıyor. Şimdi de çıkmış bedelli askerlik yapanlar bize oy vermesin, istemiyoruz demiş. Anlaşılan makamını borçlu olduğu ağababaları kulağını çekmiş olmalı ki, daha sonra kendince bu patavatsızlığını düzeltmeye çalıştı. Her gencimizin sahip olduğu bir hakkı kullandığı böyle sakil bir şekilde hedef almak patavatsızlıktan öte bir zihniyet bozukluğunun işaretidir.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında düzenlenen partisinin Sivas Mitingi’nde konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

“Her alanda, vatandaşlarımızı yatırımıyla, tasarımıyla, üretimiyle, ihracatıyla destekleyerek, ülkemizi kesintisiz büyütüyor ve insanımızın özgüvenini artırıyoruz. Türkiye yüzyılına giden yolun önce kendi insanımıza inanmaktan, güvenmekten, onunla gönül ve elbirliği yapmaktan geçtiğine inanıyoruz.

Bu ülkenin en büyük sermayesi insanıdır. Binlerce yıllık tarihimiz boyunca ne zaman bu anlayışı kalbimizde yaşattıysak cihana hükmettik. Ne zaman aramıza ayrılığı soktuysak, ne zaman her birimiz kendi benlik davamıza kapıldıysak işte o zaman başımıza gelmeyen felaket kalmadı.

Devrik Genel Başkan Bay Kemal ile pek anlaşamaz hatta sık sık karşı karşıya gelirdik. Yürüyen merdivene ters binse de, aday olduğu seçimlerde kendine oy veremese de, Konya’yı, Çorum’u ayrı birer ülke zannetse de Kuzey Kıbrıs’taki Maraş’ın adını daha önce hiç duymamış olsa da yani siyasi hayatı boyunca bizi ve milletimizi pek çok kez güldürmüş olsa da yine de Bay Kemal’in kendine has bir tarzı, söylemi, siyaset yapma usulü vardı. Öyle mi?

13 kez ne yaptı? Bay Bay Bay Kemal… CHP’nin yeni genel başkanı ise her açıdan tam bir hayal kırıklığı oldu. Daha önce bağırıp çağırarak oynadığı orta oyunlarını hiç takip etmediğimiz için çapı, kalibresi bu konuda pek bir fikir sahibi değildik. Projektörler bu kişinin üzerine çevrilince ortaya çıkan utanç verici görüntü sadece CHP’li vatandaşlarımızı değil, inanın bizi de üzdü. Bu kadarını biz de beklemiyorduk. Oturduğu koltuğa bu derece yakışmayacağını muhtemelen onu oraya getirenler bile tahmin etmiyordu.

CHP Lideri Özgür Özel’i hedef aldı

Bu acemi genel başkan her ağzını açtığında ya bir gaf yapıyor, ya bir skandala imza atıyor ya da topluma alenen hakaret ediyor. Siyasi kifayetsizliğini örtmek için de sürekli insanımızı kışkırtıyor. Şimdi de çıkmış bedelli askerlik yapanlar bize oy vermesin, istemiyoruz demiş. Anlaşılan makamını borçlu olduğu ağababaları kulağını çekmiş olmalı ki, daha sonra kendince bu patavatsızlığını düzeltmeye çalıştı. Her gencimizin sahip olduğu bir hakkı kullandığı böyle sakil bir şekilde hedef almak patavatsızlıktan öte bir zihniyet bozukluğunun işaretidir.

Ramazan’da tutacağınız oruçların ve eda edeceğiniz ibadetlerin şimdiden kabul olmasını diliyorum. Rabbim bizlere, Ramazan’ın bayramı gelmeden 31 Mart’ta milli irade bayramına da beraberce erişmeyi nasip etsin. Bunun için rahmet ve bereket ayı olan Ramazan’ı gündüzüyle ve gecesiyle çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Sivaslı kardeşlerimin bu hususta tüm Türkiye’ye örnek olacağına inanıyorum.

Gururla ifade etmek isterim ki ülkemizin son 21 yılı cumhuriyet döneminin en parlak dönemidir. Eser ve hizmet siyasetiyle ülkemizi büyütürken, şehirlerimizin her birinin çehresini değiştirecek yatırımlara imza attık. Son 21 yılda Sivas’a da günümüz rakamlarıyla 197 milyar TL tutarında yatırım yaptık… Eğitimde 3 bin 677 adet derslik inşa ettik. Şehrimize ikinci devlet üniversitesi olarak Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ni kazandırdık.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan İktidara “Siyaset Zenginleşme Aracı Değildir” Tepkisi

Partisinin düzenlediği “Belediye Başkanları Çalıştayı” açılışında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Siyaset zenginleşme aracı değildir. Halka hizmet için gelir, zenginleşmek için gelmez oraya. Bu anlayışı değiştirmek zorundayız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bir yüzyılı devirdik. Bir yüzyılın bize bıraktığı miras nedir? Komşularımıza bakalım hepsiyle kavgalıyız. Yeni bir anlayış, yeni bir ufuk. Ahlaki temelde yükselen bir anlayışı kast ediyorum. Erdemden, irfandan, bilgiden, birikimden bahsediyorum. Üniversiteleri bilgi üretmeyen bir ülkenin büyüme şansı yoktur. Teknolojinin gelişmediği bir ülkede siz dünyada rekabet edemezsiniz. Dolayısıyla her birimizin oturup düşünmesi lazım. Eğer bir siyasetçi söz veriyorsa yerine getirmesi lazım. Yerine getirmiyorsa halkın önüne çıktığı zaman hangi gerekçe ile yerine getirmediğini oturup anlatması lazım”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Sivas’ta gerçekleştirdiği Belediye Başkanları Çalıştayı’nın açılışında konuştu.  Sivas Demir Çelik Fabrikası’nın işletilmesinin yılan hikayesine döndüğünü savunan Kılıçdaroğlu, konuşmasında özetle şunları söyledi:

“Kendi kaderimizi belirleyeceksek, daha huzurlu bir Türkiye’de yaşayacaksak yeni bir anlayışın egemen olması lazım. Siyaset zenginleşme aracı değildir. Halka hizmet için gelir, zenginleşmek için gelmez oraya. Bu anlayışı değiştirmek zorundayız. Bir yüzyılı devirdik. Bir yüzyılın bize bıraktığı miras nedir? Komşularımıza bakalım hepsiyle kavgalıyız. Yeni bir anlayış, yeni bir ufuk. Ahlaki temelde yükselen bir anlayışı kast ediyorum.

Erdemden, irfandan, bilgiden, birikimden bahsediyorum. Üniversiteleri bilgi üretmeyen bir ülkenin büyüme şansı yoktur. Teknolojinin gelişmediği bir ülkede siz dünyada rekabet edemezsiniz. Dolayısıyla her birimizin oturup düşünmesi lazım. Eğer bir siyasetçi söz veriyorsa yerine getirmesi lazım. Yerine getirmiyorsa halkın önüne çıktığı zaman hangi gerekçe ile yerine getirmediğini oturup anlatması lazım.

Karadeniz’in Sivas üzerinden Anadolu’ya bağlayacak olan iki tünel söz verdiler, aradan yıllar geçti hala açılmadı. Niye açılmadı? Bunların Sivas’ı sevdiği falan yok. Sivas’ı çantada keklik görüyorlar. Sivaslı çantada keklik değildir. Bu tünellerin yapımına 2016’da başlanmış açılacağı söylenmiş 2021’de hala açılmıyor. Türkiye’de en çok köye sahip il Sivas. 1233 köyü var.

Sivas Merkez’de, Divriği’de, Hafik’te, Yıldızeli’nde 22 okulu yıkıyorlar yeni okul yapacağız diye. Bir okulun temeli bile atılmamış. Önünüze bir AK Partili veya MHP’li vekil gelirse, ‘Kemal Kılıçdaroğlu yapamadığınız 22 okulu temelini de biz atacağız, okulu da yapacağız. 6 ay içinde tamamını teslim edeceğiz’ dedi deyin. İki yıldır yapamıyorlar. Okul ya bu okul. Bir iktidar okul yapmaktan vazgeçmişse, Türkiye’yi orta çağ karanlığına sürükleyeceğim demektir.

Hızlı Tren sözü verdiler 2019’da gelecek diye. Nerede bu? Açık ve net söylüyorum. Bunlar sizden oy almak için yalan söylüyorlar, yalan. Bu kadar yalanın da arkasından gitmeyin. Niye yaptılar diye engel olan mı var? Sivaslı kardeşimin sorması lazım. Bir de benden oy istemeye geliyorsun demesi lazım.

Var olan iktidar sizi ayrı bir yere koyuyor. Sizi düşman gibi görüyor, nasıl engellerim diyor. Bütün belediye başkanı arkadaşlarım bütün şeyleri aşarak halka hizmet ediyor. Bütün engelleri aşıp, halka hizmet etme konusunda olağanüstü çaba harcayan belediye başkanlarımız Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yerel yönetimlerde tarih yazıyorlar. Ekmeği olmayan ekmek, sütü olmayana süt, parası olmayana para, kirasını ödeyemeyene kira, her türlü yardım yapıldı. Aslında iktidarın oturup CHP’li belediyelere teşekkür etmesi lazım. ‘Sizin sayenizde bu ülkede derin bir yoksulluk çok fazla hissedilmiyor’ demesi lazım.

20 yılda yurt sorununu çözemediler. Kreş hizmetleri yoksul belediyelerden başlayarak bol miktarda kreş yapın. Eğitim destekleri var. Ayrıca kentlerde yaşamanın bir başka önemli noktası. Park, yeşil alan görmek isterler. Yeşil alan hizmetleri konusunda başkanlarımız önemli adımlar attılar. Yenilebilir enerji konusunda 57 belediyemiz hayata geçirdi, 19 belediyemiz de atıklardan enerji üreterek olabildiğince kendi maliyetlerini düşürmeye çalıyor.

Kadın yöneticide ciddi bir artış var. 1317 olan kadın yönetici sayısı 2010’a çıktı. Raylı sistemler konusunda da bütün engellemelere rağmen 11 raylı sistem hayata geçirildi. Belediyelerimiz tarafından 39 bin 572 üreticiye 4 bin 100 ton katı ve sıvı gübre desteğinde bulunuldu. İktidarın yapamadığını yapıyoruz. İktidarın beceremediğini beceriyoruz. Çiftçiyi perişan ettiler. Çiftçiyi perişan etmekten kurtarıyoruz ama bizim belediyelerimizin olduğu yerlerde.”

Paylaşın

Beş HES özelleştirme kapsamına alındı

Denizli/Çal, Erzincan/Girlevik II ve Mercan, Sivas/Koyulhisar ile Kars/Dereiçi hidroelektrik santralleri (HES) Cumhurbaşkanlığı kararıyla özelleştirme kapsam ve programına alındı. Özelleştirme işlemleri 2025 yılı sonuna kadar tamamlanacak.

Haber Merkezi / Denizli’de bulunan Çal Hidroelektrik Santrali, Erzincan’da bulunan Girlevik II ve Mercan Hidroelektrik Santraleri, Sivas’ta bulunan Koyulhisar Hidroelektrik Santrali ile Kars’ta bulunan Dereiçi Hidroelektrik Santrali (HES) özelleştirme kapsam ve programına alındı.

Resmi Gazete’de yayımlanan Özelleştirme İdaresi Başkanlığına ait kararları içeren Cumhurbaşkanı kararına göre, HES’ler “işletme hakkı devri”, HES’ler tarafından kullanılan taşınmazlar ise “işletme hakkı veya kullanım izni devri” yöntemiyle özelleştirilecek. Özelleştirme işlemleri 31. 12 2025 tarihine kadar tamamlanacak.

Daha ayrıntılı bilgi için TIKLAYIN

Fotoğraf: DSİ

Paylaşın

Sivas: Mehmet Şenol Konağı

Mehmet Şenol Konağı; Sivas’ın Zara İlçesi, Yeni Cami Mahallesi, Reşit Paşa Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Temeli yerden 1,00 m yüksekliğe kadar moloz taştan yapılmış, ahşap direkler arası hariç bina kireçle sıvalıdır. Kuzey ve güney yönündeki girişlerden köşk odasına kadar sundurma görülür.

Köşk odasının ön cephesinde üç adet dikdörtgen çerçeveli ahşap pencere yan cephelerde eşkenar dörtgenlerden oluşan ahşap pencereler vardır.

Birinci ve ikinci kattaki pencereler dikdörtgen çerçeveli, birinci kattakiler demir parmaklıklı ve orijinalinde ahşap kafeslerin bulunduğu kanısını veren ancak bir tanesinde görülen kafesler ilçedeki bazı evlerde de görülebilmektedir.

Çatıya çıkışı sağlayan çatı arasının aydınlığını sağlayan iki pencereli bir bölüm vardır. İki ailenin oturduğu bina beş girişlidir.

Paylaşın

Sivas: Murat Paşa Konağı

Murat Paşa Konağı; Sivas’ın Zara İlçesi, Belentarla Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Murat Paşa Konağı, 13.58 x 16,25 m dış ölçülerinde, dikdörtgen planlı zemin katın duvarları taş örgülü, birinci kat ahşap olarak inşa edilmiş, üzeri çatı ve marsilya kiremidi ile kaplanmıştır. Güney yönünde bulunan demir korkuluklu, kesme taşlı ve dokuz basamaklı merdivenle yapıya girilmektedir.

Kapı açıklığı daire kesitli kemeri olup, yan ve diğer pencerelerde geniş tutulmuştur. 3,75 m genişliğindeki ahşap tabanlı ve tavanlı koridorun sağ ve solunda odalar yer almaktadır. Bugün bu kat okul ve lojman olarak kullanılmaktadır. Girişin karşısındaki çift taraflı merdivenlerle birinci kata çıkılmaktadır.

Ahşap malzemeli birinci katın planı da zemin kat planı ile aynıdır. Yalnız pencereler dikdörtgen çerçevelidir. Birinci kat koridoru güneye doğru 0,80 m’lik dışa çıkıntı yapılarak bir cumba meydana getirilmiştir. Koridor tavanı daire biçiminde göbekli nefis bir ahşap tavana sahiptir.

Yine buna benzer nefis tavanlar binanın bu katındaki güneybatı köşesindeki oda ile güneydoğu köşesindeki odalarda da bulunmaktadır. Doğu ve güneydeki odalar bugün harap bir vaziyete gelmiştir. Çatı çökmüş, ahşap dikmeler çürümüştür. Bu haliyle bir yıl daha dayanmaz.

O nefis tavanlı birinci kat tamamen çökebilir. Binanın dışında güney bahçesi içerisinde binaya yaklaşık 10 m mesafede kesme taş bir de güzel çeşmesi vardır. İki pirinç lüleli, dikdörtgen prizma şeklinde yalağa sahip olup, üçgen alınlığında ay yıldız bulunmaktadır. Onarım yapılmamıştır.

Paylaşın

Sivas: Sami Paşa Konağı

Sami Paşa Konağı; Sivas’ın Zara İlçesi, Yeni Cami Mahallesi, Reşit Paşa Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Ahşap iki katlı olan konağın üzeri saçla kapatılmıştır.Kesme taş temeller üzerine oturan zemin kat ahşap dikme araları kerpiç dolgu olup üzeri sıvalıdır. Üst kat pencerelerine nazaran alt kat pencereleri geniş tutulmuştur.Ahşap kasalı kare çerçevelidir.

Kuzey cephesinde yer alan üç pencereden ortadaki pencerelerin üstünde profilli desteklerle dışa sundurularak elde edilen ahşap bir balkonu bulunmaktadır. Doğu-batı yanları ve ön cephesi daire kesitli, ahşap kemerlidir. Ön cephenin orta kemeri diğerlerinden daha büyük ve yüksek tutulmuştur.

Balkon korkulukları motifli demir çubuklarla biçimlendirilmiştir.Üst kat pencereleri dikdörtgen biçimli, ahşap kasalıdır. Yapının içine girilemediği için plan şeması hakkında bir fikir edinilememiştir. Ahşap çatılı olan yapının saçak altları da ahşapla kaplıdır. Çatı üzeri saçla örtülüdür.

Paylaşın

Sivas: Seyfullah Paşa Konağı

Seyfullah Paşa Konağı; Sivas’ın Zara İlçesi, Yeni Cami Mahallesi, Reşit Paşa Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Temeli yerden 1,10 m. Yüksekliğe kadar moloz taştan yapılmış olup, üzeri sıvalıdır. Köşedeki ahşap direkler hariç bina kireçle sıvalıdır.

Girişin üzeri desteklerle köşk odasına kadar dışa sundurmalı, köşk odasının ön pencereleri ile ikinci katın sundurmadaki pencereleri ahşap yuvarlak kemerli, diğer pencereler ahşap ve dikdörtgen çerçevelidir.

Birinci kattaki pencereler demir parmaklıdır. Kuzeydeki köşk odasının ön cephesini süsleyen ahşap sarkmaların bazıları kırılmış vaziyettedir. Çatı saçla kaplıdır.

Paylaşın

Sivas: Acısu (Tekke) Köprüsü

Acısu (Tekke) Köprüsü; Sivas’ın Zara İlçesi, Tekke Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Tekke Köyü’ne giderken, köye yaklaşık 500–600 metre mesafededir. Acısu denilen bu ırmak, Kızılırmak’ın bir koludur. Suyu bol olan ırmak üzerinde kurulan iki gözlü köprü, Zara ile Tekke Köyü yolunu birbirine bağlamaktadır.

Üzerinde kitabesi olmadığı gibi hakkında yazılı kaynak yoktur. İnşa tarzı, malzemesi ve biçimi ile Geç Osmanlı dönemi köprüsü olduğu izlenimini vermektedir.

100 metre kadar ileride yolun sağında Şeyh Merzuban’ın Türbesi bulunmaktadır. Tamamı kesme taşlardan inşa edilen köprü iki gözlüdür. Karşılıklı iki kenarına basan yerlerin ırmağa bakan yamaçları da kesme taşlarla örülmüştür.

Ortada; iki yuvarlak kemeri taşıyan kesme taş ayağın dar yüzleri daire kesitlidir. Bu dar yüzlerde yarım küre biçimli mahmuzlar kemer üzengileri arasındadır. Yaklaşık 0,60 metre yüksekliğinde olan kenar korkulukları da blok kesme taştandır. Takriben 4,50×14,00 metre ölçüsündeki bu köprünün korunması gereklidir.

Paylaşın

Sivas: Tödürge Camii

Tödürge Camii; Sivas’ın Zara İlçesi, Tödürge Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Cami mihraba dikey dikdörtgen planlı 7.50×10.00 metre iç ölçülerine sahip olup, duvar kalınlığı yaklaşık 1.10 metredir.  Cami dışı çimento içerikli harç ile sıvanmıştır. Orijinal minaresi ahşap olup, 2014 yılında yıkılarak betonarme minare yapılmıştır.

Caminin doğusunda muhdes bir sundurmanın altından, yine doğu cephenin kuzey köşesine yakın tek kanatlı ahşap kapıdan girilmektedir. Kapı, ön yüzünde altta ve üstte iki sıra metal kabaranın olduğu iki parça tahtadan imal edilmiş orijinal bir kapıdır.

Harim giriş kapısının solundan ahşap merdivenlerle fevkaniye çıkılır. Fevkani harimin yaklaşık 1/3 ünü kaplamaktadır. Harim kısmı kuzey güney doğrultulu üç sahından müteşekkil olup dikdörtgen planlıdır. Tavan ahşap olup, mihraba yatay ahşap tomruklar ve araları ahşap tahtalarla kapatılmıştır.

Ortadaki sahının üzeri yüksek tutulmuş yan sahınlar alçak tutularak tavana hareketlilik kazandırılmıştır. Ahşap tavanı, ortada dörder, batı ve doğuda duvar içlerinde beşer, toplam on sekiz ahşap sütun taşımaktadır. Tavan kirişleri ahşap yastıklarla sütunlara oturtulmuştur.

Sütun başlarında ve yastıklarda çeşitli süsleme öğeleri ile inşasına ait yazılar bulunmaktadır. Minberi ve vaaz kürsüsü ahşap olup özgündür. Mihrabı fayans kaplı olup onunda üzerine ahşap malzemeyle giydirme yapılmıştır. Cami iyi durumda ve halen kullanılmaktadır.

Paylaşın