Diyarbakır’da Coşkulu ‘Newroz’ Kutlaması

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 29 ilde hafta sonu düzenlediği Newroz kutlamaları Diyarbakır’daki organizasyon ile son buldu. ‘Şimdi Kazanma Zamanı’ sloganıyla yapılan kutlamalara binlerce kişi katıldı.

Haber Merkezi / Newroz nedeniyle Diyarbakır’da yoğun güvenlik önlemleri alınırken, kutlamaların yapılacağı alana girişte 5 ayrı kontrol noktası oluşturuldu. Saat 10:00’da başlaması planlanan kutlamalar, alana girişlerin tamamlanamaması nedeniyle öğleden sonra başladı.

Kutlamalara gelenlerden gözaltına alınanların olduğu belirtildi, ancak resmi bir sayı paylaşılmadı. Arama sonrası alan girenler binlerce kişi, çalınan şarkılar eşliğinde Newroz’u kutladı. Diyarbakır Nevruz kutlamasına, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Ahmet Türk ve Kürdistani ittifak partilerinin temsilcileri ile çok sayıda yabancı delegasyon katıldı.

Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Murat Sarısaç, Ahmet Türk ve Sırrı Sakık ile Newroz alanına gelen HDP Eş Genel başkanı Pervin Buldan, protokole geçmeden önce, Kemal Kurkut’u andı. Kurkut cinayetiyle ilgi dava sürecini eleştiren Buldan, davayı takip edeceklerini söyleyerek faillerin yargılanmasını istedi.

HDP Diyarbakır il Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan, Newroz Tertip Komitesi adına yaptığı konuşma ile programı başlattı: “Qamişlo’nun, Mahabad’ın, Hewlêr’in Newroz’u kutlu olsun. Kürdistan’ın dört parçasının Newroz’u kutlu olsun. Zulüm oldukça Newroz direnişi sürecektir. Kürt siyasi iradesini kıracağız, diyenlere işte cevap, işte Amed.”

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk “Direniş dışında hiç bir seçeneğimiz yok. Zaman özgürlük zamanı, zaman Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın artık fiziki özgürlüğünün zamanı…” diye konuştu.

Kürsüde söz alan siyasetçi Ahmet Türk, tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk’un sağlık durumuna dikkat çekti, ayrıca Kürt siyasetçilerine çağrı yaparak “Kürt birliğinin zamanıdır” dedi. Tutuklu Kürt siyasetçi Leyla Güven’in ve Diyarbakır’ın tutuklu Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Dr. Selçuk Mızraklı’nın mektupları okundu.

Güven, Elazığ Cezaevinden yazdığı mektubunda Kürt siyasal hareketinin mücadelesinin her türlü baskı ve engellemeye rağmen sürdüğünü vurguladı: “Biz burada, zindanlarda, siz alanlarda direnişe devam ediyorsunuz. Destansı mücadelemizi her alanda, Kürt gençlerinin ve kadınların öncülüğünde sürdüreceğiz. Amed gençlerinin ve kadınlarının şahsında direnen herkesin Newroz’u kutlu olsun.”

Buldan: Bu ülkeye barışı biz getireceğiz

HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan da “Bugün Barış günü, bugün özgürlük günü, bugün Newroz… Hepiniz hoşgeldiniz. Türkiye’nin dört bir yanında tüm ateşlerin başında Selahattin Demirtaş var, Figen Yüksekdağ var, Aysel Tuğluk var, Sebahat Tuncel var,… Hepsi aramızda, hepsi bu meydanda” diye konuştu.

Deniz Poyraz ve Kemal Kurkut’u anan Buldan, sözlerine şöyle devam etti: “Newroz ulusal birlik iradesinde buluşmaktır. Newroz, zalimlere boyun eğmeyen Mazlum’ların bayramıdır. 9 yıl önce bu meydanda okunan mutabakat, Kürt sorununda çözümün yol haritasıydı. 9 yılda yaşananlar bu çözüm mutabakatının ne kadar ihtiyaç olduğunu gösterdi.

Biz HDP olarak, Kürtler olarak 2015’teki Dolmabahçe Mutabakatının da 2013’te Amed Newrozunda okunan o mektubun da arkasında olduğumuzu ve onu savunduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz.

Bizlere zulüm ettiler, zor kullandılar ancak başaramadıklarını da aslında biliyorlar. Bir kez daha diyoruz ki bu halk bu meydanda olduğu sürece siz asla kazanamayacaksınız, asla başaramayacaksınız. Bugün bu meydanlar işte bunun teyididir. Bu meydanlar bir kez daha 2013’teki mektubun arkasında olduğumuzun teyididir. Bu meydanlar Selahattinlerin, Figenlerin, Gültenlerin, Sebahatlerin cezaevinde olmasına karşı çıkmanın teyididir. Bu meydanlar Sayın Öcalan’a uygulanan tecridi kabul etmediğimizin teyididir.

Bizler Kürt halkı olarak, Türkiye halkları olarak, HDP olarak barışın ne kadar elzem olduğunu, sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın bir gerçeği olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz.

Ukrayna savaşı bizlere bir kez daha barışın aciliyetini göstermiştir. Bunun için HDP olarak diyoruz ki büyük barışlara ihtiyaç var ve bu büyük barışlar sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde hayata geçmek zorundadır. Bizler büyük barış için, halklarımızın ortak geleceği için her türlü sorumluluğu almaya hazırız. Barışın etrafında büyük bir kenetlenmeye ihtiyaç olduğunu ilan ediyoruz.

Türkü ile Kürdü ile Alevisi ile Ermenisi ile Süryanisi ile Lazı ile Çerkezi ile bu topraklarda yaşayan bütün halklarla birlikte büyük barışın aciliyetini vurguluyoruz. Barış bu ülkeye geldiği zaman, bütün ülkelere geldiği zaman arkasından nelerin geleceğini biliyoruz. Savaşlar acıdır, kandır, gözyaşıdır; barışlar ise umuttur, gelecektir. Bunun için diyoruz ki büyük barışın tam da zamanıdır. Şimdi barış, hemen barış, büyük barış diyoruz.

İnkarla ve baskıyla, yok saymayla bu meydanları boş bırakmayı asla beceremezsiniz. 8 Mart’ta kadınlar size her yerde gösterdi. 8 Mart’ta kadınlar alanlarda, meydanlarda Türkiye’nin her yerinde zılgıtlarıyla, renkleriyle asla size biat etmeyeceklerini, sizin önünüzde diz çökmeyeceklerini, meydanı boş bırakmayacaklarını gösterdiler.

Şimdi de Newroz’da 3 gündür Türkiye’nin her yerinde milyonlarca insan bir kez daha gösterdi ve şunu dedi: Size boyun eğmeyeceğiz, size biat etmeyeceğiz, sizin önünüzde diz çökmeyeceğiz.

Elbette bu sorunları toplumla birlikte çözeceğimize inanıyoruz. O yüzden el ele, yürek yüreğe bütün sorunlar karşısında, her türlü baskıya ve engellemeye rağmen asla taviz vermeden, korkmadan, direnerek mücadelemizi sonuna kadar götüreceğimize söz veriyoruz.

Biz HDP olarak 27 Eylül’de Ankara’da açıkladığımız deklarasyonumuzun arkasındayız. Bu deklarasyon Türkiye’nin barışına, adaletine, demokrasisine büyük katkı sunacak bir deklarasyondur. O yüzden yanımızda olmayan, bizimle beraber olmayan her kesime buradan bir kez daha çağrımızı yapmak istiyoruz. Esas sorunların çözümünün halkla birlikte olacağına inanıyoruz, toplumla birlikte gerçekleşeceğine yürekten inanıyoruz.

Bu ülkeye barışı biz getireceğiz. Bu ülkeye demokrasiyi, adaleti, her türlü özgürlüğü, hakkı ve hukuku biz getireceğiz ama halkımızla birlikte getireceğiz. Bir kez daha bu Newroz’un barışa, adalete, özgürlüğe vesile olmasını yürekten temenni ediyorum.” Pervin Buldan sözlerine “Jin, Jiyan, Azadî” ile son verdi.

Paylaşın

Demirtaş’tan ‘Newroz’ Çağrısı: Sesiniz Edirne’ye Kadar Ulaşıyor

20 Mart’ta İstanbul’da düzenlenecek olan Newroz kutlamasına katılma çağırısında bulunan Demirtaş, “#HaydiNewroza Nasıl olsa sesiniz Edirne’ye kadar ulaşıyor. Newroza we pîroz be! Newroza şima pîroz bo!” dedi.

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş başkanlarından Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabından “newroz”u kutladı. Yarın İstanbul’da düzenlenecek olan Newroz kutlamasına çağıran Demirtaş şöyle dedi:

“Newroz’u şimdiden kutluyorum. Barışa ve özgürlüklere vesile olmasını diliyorum. 20 Mart Pazar günü 11:00’de Yenikapı Meydanı’nda, büyük Newroz kutlamasında buluşalım. #HaydiNewroza Nasıl olsa sesiniz Edirne’ye kadar ulaşıyor. Newroza we pîroz be! Newroza şima pîroz bo!”

Paylaşın

Ahmet Türk’ten ‘Newroz’ Çağrısı: Bu Bir Görevdir

Tanınmış siyasetçi Ahmet Türk, Newroz kutlamalarına dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu. Halkın 2022 yılı Newroz’unu, “Newroz’un sıcak ateşiyle kutluyorum” diyerek konuşmasına başlayan Türk, Newroz, Dünya halkları, özellikle Ortadoğu ve Kafkas halklarının kutladığı Newroz’un, Kürtler için daha önemli bir gün olduğunu söyledi.

“Newroz bizim için özgürlük günüdür” diyen Türk, “Bizim için kimliğine sahip çıkma günüdür. Bizim için geleceğini belirleme günüdür. Bunun mücadelesidir. Böyle bilmek gerekiyor. Tabi ki; Newrozlar hep coşkulu bir şekilde geçti, yaşandı. Gerçekten Newroz’da verilen mesajlar ve halkımızın Newroz’a katılımı, taleplerini çok açık şekilde orada dile getirmenin hep mutluluğunu yaşadık. İnanıyorum ki; bugün de yine o mutluluğu yaşayacağız” ifadelerini kullandı.

Kürtlerin Newroz kutlamalarının herkesçe önemsendiğini ve dünyanın gözünün Kürtlerin üzerinde olduğunu dile getiren Türk,  “Herkes ‘acaba katılım ne kadar olacak? Eskisi gibi bir katılım sağlanır mı’ diye mercek altından bizi izlemeye devam ediyor” dedi.

“Kürtler kendisine sahip çıkıyor, kimliğine sahip çıkıyor”

Halka, “Bu özgürlük gününü, bu kendinize, kimliğinize, şahsiyetinize çıkacak günü mutlaka büyük bir katılımla Newroz’u kutlayın. Büyük bir coşkuyla Newroz’u kutlayın” çağrısı yapan Türk, “Elbette ki; halkımızın ortak demokratik değerler etrafında buluşması ve gelecek ile ilgili düşüncelerini, fikirlerini, duruşlarını ortaya koyması geleceğimiz açısından çok önemlidir. Bu nedenle Newroz bu açıdan da çok önemli bir gündür. Evet, ‘Kürtler kendisine sahip çıkıyor, kimliğine sahip çıkıyor, bayramına sahip çıkıyor ve bunun mücadelesini vermeye kararlıdır’ mesajı ortaya çıkacaktır. Bu nedenle özellikle tüm halkımızla Newroz günü alanlarda buluşalım, hep birlikte alanlarda olalım” diye belirtti.

Kendisi için en önemli kutlamanın, 2013 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı Cezaevinden gönderdiği mektubun okunduğu Newroz olduğunu dile getiren Türk, şunları ifade etti: “Sayın Öcalan’ın özellikle İmralı’dan halka gönderdiği mesaj ve o mesajın Newroz alanında okunması tarihi bir gündü. Bu bakımdan çok önemliydi o gün. Demokratik bir gelecek için mesajlar v ardı. Halkın demokrasiye sahip çıkması ve demokratik haklarını sonuna kadar kullanması açısından önemli mesajlar vardı. O Newroz, bütün Newroz’lara damgasını vurdu. Ve o Newroz’un coşkusu, kalabalığı, asla unutulmayacak düzeydeydi. Onu ifade etmek istiyorum. Ama genellikle bütün Newrozlar baskılara rağmen, yıldırmalara rağmen, devletin Newroz alanlarına giden insanlara karşı bazen gaz, bazen copla, bazen tehditle insanları yıldırmak istemesine rağmen coşkulu geçmiştir.”

Newroz’un kendisinin başlı başına da anlamlı olduğunu dile getiren Türk, Demirci Kawa’nın özgürlük mücadelesinin güncelleştirilerek, bugünlere taşıyan bir anlamı olduğunu ifade etti. Türk, “Önümüzdeki Newroz’un da bu anlamda kutlanacağına inanıyorum” dedi.

“Bu bir görevdir, bu bir sorumluluktur”

Kürt siyasetine ve siyasetçilerine dönük uygulamalara dikkat çekerek, Newroz’un neden coşkulu geçmesi gerektiğini ifade eden Türk, sözlerini şöyle tamamladı: “Newroz’un coşkuyla güçlü geçmesi hepimiz açısından bir moraldir. Dışarıdaki arkadaşlarımız için bir moraldir. Bütün bu hastalığına rağmen, bütün bu durumuna rağmen inanıyorum ki; ekranlarda Newroz coşkusunu gördüğünde Aysel Tuğluk’u da etkileyecek. Onu da sevindirecek diye düşünüyorum. Bu Newroz’un coşkulu geçmesi ve katılımın her seneden daha fazla olması açısından halkımızı Newroz alanlarına davet ediyoruz. Bu bir görevdir, bu bir sorumluluktur, diye düşünüyorum.”

Paylaşın