ABD’den İsveç Ve Finlandiya Açıklaması: Birlikte NATO’ya Üye Olmalı

Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyelik süreçlerine ilişkin soruyu yanıtlayan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, ABD’nin Finlandiya ve İsveç’in ilk fırsatta birlikte NATO’ya üye olmalarını istediğini ifade etti.

Washington’un Finlandiya’nın İsveç olmadan İttifak’a olası katılımını destekleyip desteklemeyeceği sorulan Price, ”varsayımsal” olarak nitelendirdiği bu konuda yorum yapmayı reddetti.

Böyle bir sorunun gündemlerinde olmadığını söyleyen Ned Price, ”Bu her zaman Finlandiya ve İsveç’le ilgili yürütülen bir görüşme olmuştur’’ dedi. Price, 28 üyeli bir ittifaktan 30 üyeli bir NATO’ya dönüşümün gerçekleşmesini istediklerini kaydetti.

ABD yönetiminin, üçlü görüşmelerin durmasıyla ilgili Türk yetkililerle temasa geçip geçmediğinin sorulması üzerine, “Bir sonraki görüşme turları iptal edilmedi, ertelendi” vurgusu yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Price, “Bu Finlandiya, İsveç ve Türkiye’nin nerede olduklarını değerlendirmeleri için bir fırsattır. Açıkçası bu istişarelerin devam ettiğini görmek istiyoruz” diye konuştu.

Üçlü mutabakat kapsamında meselelerin Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında çözülmesi gerektiğini belirten Price, “Bu mutabakatın imzalanmasında yanlarında bulunmaktan gurur duyduk ancak nihayetinde biz bu mutabakatın bir tarafı değiliz. Söyleyebileceğim tek şey Finlandiya ve İsveç’in Türkiye ile üçlü mutabakat kapsamında verdikleri taahhütleri yerine getirmek üzere somut adımlar attıklarıdır’’ dedi.

İsveç Başbakanı’ndan açıklama: Provokatörler

Öte yandan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da dün Dışişleri Bakanı Tobias Billström ve Savunma Bakanı Pal Jonson ile başkent Stockholm’de düzenlediği ortak basın toplantısında konuyla ilgili konuştu. “İsveç’in NATO’ya katılmasının ne kadar ciddi olduğunu bazılarının anlamadığını” ifade eden İsveç Başbakanı Kristersson, “provokatörlerin İsveç’in NATO üyeliğini engellemeye çalıştığını” söyledi:

“İsveç, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra en ciddi güvenlik sorununu yaşıyor. İsveç’in NATO’ya katılmasının ne kadar ciddi olduğunu bazıları anlamıyor. Provokatörler, İsveç’in üyeliğini engellemeye çalışıyor. Türkiye ile tekrar işleyen bir diyaloğa dönmek istiyoruz. Türkiye, kendi kararlarını kendi verir, buna saygı duymak zorundayız, bu süreci sakinleştirmek istiyoruz.”

“Finlandiya ve İsveç, NATO’ya birlikte girmek istiyor”

Kristersson, Finlandiya’nın İsveç ile NATO’ya beraber girmek istediğine de dikkat çekerek, “Finlandiya, hala NATO’ya İsveç ile beraber girmek istiyor. İsveç’in NATO’ya üye olması engellenirse, bu durum Finlandiya’nın NATO’ya yalnız girmesine engel teşkil etmez” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç’e yönelik son açıklamalarına da değinen Kristersson, “Erdoğan’ın açıklamasına yorum yapmayacağım. Bunu kimsenin, ‘Erdoğan kapıyı kapattı’ şeklinde yorumladığını sanmıyorum” değerlendirmesini yaptı.

Kristersson, İsveç’in NATO üyeliği konusunda açık konuşmak istediğini ifade ederek özetle şöyle dedi: 28 ülke, İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO üyeliği hakkında bireysel kararlar aldı, Türkiye kendi kararını veriyor. İsveç, Finlandiya ve Türkiye arasındaki anlaşmaya uymamız için işleyen bir diyalog gerektiriyor ve bu garip bir şey değil. Aksi takdirde bunun İsveç güvenliği için sonuçları var.

Billström: Hükümet durumu yakından takip ediyor

İsveç Dışişleri Bakanı Billström ise Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kuran yakılmasına değinerek, şunları kaydetti: “Kitapların yakılmasının çok karanlık bir tarihi vardır. Bunu belirtmek, Türkiye’ye yaranmaya çalışmak değildir.

“Türkiye’de ve protestoların düzenlendiği Afganistan ve Pakistan gibi diğer ülkelerde sert tepkiler var. Sosyal medyada, İsveç mallarını boykot etmek isteyen sesler yükseldi. Hükümet, durumu yakından takip ediyor.”

Savunma Bakanı Jonson da İsveç’in NATO’ya üye olması için çabalarının devam edeceğini ve bunun İsveç’in NATO güvenliğine çok şey katacağını söyledi.

Paylaşın

“YPG Terörist Mi” Sorusuna ABD Dışişleri’nden Dikkat Çeken Yanıt

“YGP müttefik mi yoksa Türkiye’nin nitelediği gibi terörist mi” şeklindeki soruya ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Price, sahadaki Kürt ortaklarının IŞİD’e karşı yürütülen koalisyonda önemli bir unsur olduğu şeklinde dikkat çeken bir yanıt verdi.

Price, açıklamasının devamında, “Elbette Türkiye için tehdit oluşturan terörist gruplar var. PKK bunlardan biri. Bu konuda açık olduk. Nihai olarak ortak hedefimizi gözden kaçırmadan Türkiye’nin meşru güvenlik endişelerini gidermek için çalışabiliriz. Bu da IŞİD’in yeniden güç kazanacak ya da kendini yeniden oluşturacak bir pozisyonda olmamasını sağlamak” ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı günlük basın brifinginde Sözcü Ned Price, bir gazetecinin “Suriye’de Kürtler ve YGP’nin müttefik mi yoksa Türkiye’nin nitelediği gibi terörist mi olduğu” şeklindeki sorusunu yanıtladı.

Türkiye’nin karmaşık güvenlik ortamının inkar edilemeyeceğini ve diğer NATO müttefiklerinden daha fazla terör saldırısına maruz kaldığını söyleyen Price, “Güvenlik endişelerini gidermek için Türkiye ile birlikte çalışmak istiyoruz. Suriye’deki ortak mücadelemizi sürdürürken bu endişeleri gidermek için Türkiye ile birlikte çalışabileceğimize inanıyoruz. Bu da IŞİD’in yeniden canlanabilecek bir pozisyonda olmadığından emin olmaktır’’ dedi.

IŞİD’e karşı kurulan koalisyonun son yıllarda önemli kazanımlar elde ettiğini, bu kazanımların riske atıldığını ya da kaybedildiğini görmek istemediklerini belirten Price, “Elbette bu konuda Türkiye ile yakın istişarelerde bulunmaya devam edeceğiz. Tutumlarını anlıyor ve takdir ediyoruz. Tutumlarının farkındayız ve ortak zorluklarda Türkiye ile yakın koordinasyon ve işbirliğimizi sürdürmemiz gerekiyor’’ diye konuştu.

Sahadaki Kürt ortaklarının IŞİD’e karşı yürütülen koalisyonda önemli bir unsur olduğuna dikkat çeken Price, “Elbette Türkiye için tehdit oluşturan terörist gruplar var. PKK bunlardan biri. Bu konuda açık olduk. Nihai olarak ortak hedefimizi gözden kaçırmadan Türkiye’nin meşru güvenlik endişelerini gidermek için çalışabiliriz. Bu da IŞİD’in yeniden güç kazanacak ya da kendini yeniden oluşturacak bir pozisyonda olmamasını sağlamak” ifadelerini kullandı.

Price yanıtının ardından, gazetecinin ‘’Yani Suriyeli Kürtler terörist değil, sizin müttefikiniz, öyle mi?’’ sorusuna ise çok büyük bir genelleme olduğu yanıtını verdi. Price, “Ben belirli güvenlik endişelerinden bahsediyorum. Ancak size kimin müttefik olduğunu söyleyeyim, Türkiye bir müttefiktir. Ortak kaygılar konusunda Türkiye ile yakın çalışmaya devam etmeyi dört gözle bekliyoruz’’ mesajı verdi.

Ned Price’ın bu yanıtının ardından, bir başka gazetecinin, Dışişleri Bakanlığı’nın geçen ay benimsediği ve İngilizce’de ülke ismi olarak “Turkey” değil “Türkiye”yi kullanma kararı almasını gündeme getirerek, “siz daha bu telaffuz için hazır değilsiniz galiba” diye sorması ise gülüşmelere neden oldu.

Price, ABD Coğrafi İsimler Kurulu’nun daha geniş bir kamu anlayışını teşvik edebilecek belirli durumlarda bazı esnekliklere izin vermesine atıf yaparak, “Ben önceki telaffuzlara sadık kalacağım” dedi.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

ABD’den Dikkat Çeken Suriye Çağrısı: Gerilimi Azaltın

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine olası kara harekatı ile ilgili açıklamada bulunan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, taraflara gerilimi azaltma çağrısında bulundu.

Günlük basın brifinginde konuşan Ned Price, ‘’Türkiye’ye ve Suriyeli yerel ortaklarımıza, IŞİD’le mücadele hedeflerimiz ve sınırın her iki tarafındaki siviller üzerindeki potansiyel etkilere ilişkin ciddi endişelerimizi sürekli olarak ilettik. Son günlerde de bunu çok net bir şekilde paylaşıyoruz’’ dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, günlük basın toplantısında Türkiye’nin kuzey Suriye’ye olası kara harekatı ve Rusya hava üslerinde son dönemde yaşanan patlamalara ilişkin soruları da yanıtladı.

Bir gazeteci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a atıfla, “Türkiye Cumhurbaşkanının Suriye’yi işgal etmeye ve müttefikiniz olan Kürtlere saldırmaya karar verdiğini düşünerek, kendisine bir mesajınız var mı” diye sordu.

Price, “bu konu hakkındaki mesajlarının, konuya ilişkin endişe duymaya başladıklarından bu yana tutarlı olduğunu” söyledi:

“Hem kamuoyu önünde hem özel olarak şunu net bir şekilde ifade etmeye devam ettik: Suriye’deki toplulukların hayatını daha da istikrarasızlaştıracak, daha da önemlisi küresel koalisyonun IŞİD’e karşı zorluklara kaydettiği ilerlemeyi riske atacak bir harekat da dahil, askeri eylemlere şiddetle karşıyız.

Tüm tarafların gerilimi azaltması gerektiğine inanıyoruz. Bu, son günlerde tutarlı bir biçimde verdiğimiz bir mesaj.

Suriye’de ve Türkiye-Suriye sınırında gerilimin artması tehlikeli olur. Son saldırılarda da gördüğümüz gibi, bu, sivillerin güvenliğine hem de potansiyel olarak ABD personeline bile tehdit oluşturabilir.

“Endişelerimizi çok açık bir şekilde iletiyoruz”

Son hava saldırıları da dahil Suriye’de artan gerilimden endişe duymaya devam ediyoruz; bu hava saldırılarının bazıları IŞİD’i bertaraf etmek için çalışan ABD personelinin güvenliğini doğrudan tehdit ediyor.

IŞİD’e karşı küresel koalisyonun hedefleri ve sınırın her iki tarafındaki siviller üzerindeki muhtemel etkisi konusundaki ciddi endişelerimize dair Türkiye ve yerel Suriyeli ortaklarımızla sürekli iletişime geçtik. Dolayısıyla, bunu son günlerde çok açık bir şekilde iletiyoruz.”

Türkiye, SDG’ye mühlet verdi mi?

Price’ın bu yanıtının ardından bir gazeteci, Dışişleri Bakanlığı sözcüsüne Türkiye’nin Menbiç, Tel Rıfat ve Kobanî’den çekilmeleri için Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) mühlet verdiği iddialarını sordu.

Ned Price, bu soruya cevaben, “Bu konuya şu anda aşina değilim. Sizi Türklere yönlendirmek durumundayım” dedi.

Ankara’dan son haftalarda kara harekatı ile ilgili peş peşe açıklamalar gelmişti. Milli Güvenlik Kurulu’nun 1 Aralık’taki toplantısı sonrası yapılan yazılı açıklamada, Suriye’nin kuzeyiyle ilgili “PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere milli birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında kurula bilgi sunulmuş ve ilave tedbirler müzakere edilmiştir” denilmişti.

Açıklamada, ‘’Yüce milletimizin ve eşsiz ülkemizin savunmasını ve güvenliğini sağlamak maksadıyla BM Şartı’nın 51. maddesi kapsamında güney sınırlarımız boyunca icra edilen operasyonların tek hedefinin terör örgütleri olduğu, bölgemizde; sınırlarımızı, şehirlerimizi, vatandaşlarımızı ve güvenlik güçlerimizi hedef alan hiçbir terör örgütünün varlığına ve etkinliğine müsaade edilmeyeceği, bunun için gereken her adımın kararlılıkla atılacağı hususu vurgulanmıştır’’ ifadeleri yer almıştı.

Merkezi Katar’da bulunan uluslararası haber kuruluşu El Cezire, Türk kaynaklara dayanarak, Rusya’nın, YPG’yi hedef alacak bir Türk kara harekatını önlemek için, Ankara’nın taleplerini karşılamaya çalıştığını bildirmişti.

El Cezire’ye göre Ankara, daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hedef olarak gösterilen Menbiç, Kobani (Ayn el Arab) ve Tel Rıfat bölgelerinden çekilmesini talep etti. Kaynaklar, Türkiye’nin taleplerine yanıt verilmesi için belirsiz bir süre verdiğini, aksi takdirde operasyona başlayacağını da kaydetti.

“Ukrayna’ya verdiğimiz silahlar savunma amaçlı”

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Ukrayna’nın Rusya hava üslerini vurduğu iddialarına ilişkin olarak da “Ukrayna’ya sınırlarının ötesinde saldırılar düzenlesin diye destek vermiyoruz. Ukrayna’nın sınırları dışında saldırılar düzenlemesini de teşvik etmiyoruz” dedi.

Price, Ukrayna ordusunun Rusya’nın batısındaki bir hava üssüne saldırı düzenlemesine ilişkin bir soruya, ABD’nin ve dünyanın Ukrayna’ya sadece kendi topraklarını ve egemenliğini koruması ve kendisini Rusya’ya karşı savunması için silah desteği verdiğini belirtti:

Ukrayna’ya Rusya topraklarında kullanması için silah vermedik. Bunların savunma amaçlı tedarikler olduğunu açıkça beyan ettik. Başkan da daha önce açık bir şekilde ifade etti. Ukrayna’ya sınırlarının ötesinde saldırılar düzenlesin diye destek vermiyoruz. Ukrayna’nın sınırları dışında saldırılar düzenlemesini de teşvik etmiyoruz.”

Paylaşın

Beyaz Saray: İran, Rusya’ya Kırım’da Yardım Ediyor

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, gazetecilere verdiği demeçte, İranlılar’ın Kırım’da Ruslar’ın İran insansız hava araçlarıyla Ukrayna’yı hedef almasına yardım ettiğini açıkladı: İran şu anda sahada, doğrudan savaşa müdahil.

John Kirby, Kırım’dan uzaktan faaliyet gösteren Rus askeri personelinin son günlerde Kiev de dahil olmak üzere Ukrayna hedeflerine saldırılar başlatmak için İran insansız hava araçlarını kullandığını söyledi.

Rusya, 2014’te Kırım’ı ilhak etmişti.

Kirby, “İran askeri personelinin Kırım’da sahada olduğunu ve bu operasyonlarda Rusya’ya yardım ettiğini değerlendiriyoruz” dedi. Kirby, nispeten az sayıda İranlı’nın buna dahil olduğunu da ekledi.

Tahran’dan ABD’nin iddialarına bir yanıt gelmedi. Rusya’nın savunma ve dışişleri bakanlıkları da yorum taleplerine yanıt vermedi.

Bu açıklama, Eylül ayında Tahran’da “uygunsuz olarak nitelenen kıyafeti” nedeniyle tutuklanan Mahsa Amini’nin gözaltındayken hayatını kaybetmesinin ardından protestoculara yönelik baskıları Başkan Joe Biden tarafından kınanan İran ile ABD arasında yeni bir gerilim noktasına işaret ediyor.

Kirby, ABD’nin bu noktada, İran’ın 2015’te imzaladığı İran nükleer anlaşmasına dönüşü konusunda Tahran’la müzakereye devam etmeye ihtiyaç duymadığını belirtti.

Bir önceki ABD Başkanı Donald Trump, 2018’de Kapsamlı Ortak Eylem Planı olarak bilinen anlaşmadan çekilmişti.

Kapsamlı Ortak Eylem Planı ABD’nin odağında değil

Kirby, “Anlaşmaya geri dönüş açısından İranlılar’dan çok uzaktayız, bu yüzden şu anda buna odaklanmıyoruz” dedi.

İki aydan kısa bir süre önce ABD’li yetkililer anlaşmayı yeniden hayata geçirme konusunda bazı ilerlemeler bildirdiler.

Kirby, ABD’nin şu anda, Rusya’nın İran’dan Ukrayna’ya karşı kullanılmak üzere karadan karaya füzeler gibi gelişmiş konvansiyonel silahlar almaya çalışabileceğinden endişe duyduğunu söyledi.

John Kirby, ABD’nin İran’ın Rusya’ya mühimmat tedarikini “ortaya çıkarmak, caydırmak ve yüzleşmek” için daha fazla yaptırım da dahil olmak üzere her yolu izleyeceğini söyledi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, “İran ve Rusya, dünyaya yalan söyleyebilirler, ancak gerçekleri kesinlikle gizleyemezler ve gerçek şu ki, Tahran şimdi doğrudan sahada devreye giriyor” ifadesini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı da aynı görüşte

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price da bugün yaptığı açıklamada, ABD’nin İran askeri personelinin Kırım’da Rus ordusuna Tahran tarafından sağlanan insansız hava araçlarını kullanmasına yardım ettiğini belirlediğini söyledi.

Price düzenlediği basın brifinginde, insansız hava araçlarına atıfta bulunarak, “Kırım’da bulunan Rus askeri personelinin İran İHA’larını kullandığını ve bunları, son günlerde Kiev’e yönelik saldırılar da dahil olmak üzere Ukrayna genelinde kinetik saldırılar gerçekleştirmek için kullandığını doğrulayabiliriz” dedi.

Ned Price, “İran askeri personelinin Kırım’da sahada olduğunu ve bu operasyonlarda Rusya’ya yardım ettiğini değerlendiriyoruz” diye konuştu.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

ABD’den Tepki Çekecek ‘Ege Adaları’ Açıklaması

Türkiye ile Yunanistan arasında son dönemde Adalar üzerinden tırmanan gerginlikle ilgili dikkat çeken bir açıklamada ABD’den geldi: Yunanistan’ın Ege adaları üzerindeki egemenliğinin tartışılması söz konusu olamaz.

Euronews Türkçe’de yer alan habere göre, Washington, Ankara’nın ABD silahlarının Ege’deki ‘gayri askeri statüye’ sahip adalara konuşlandırılmasına tepki vermesinin ardından Yunanistan’ın Ege’deki adalar üzerindeki egemenliğinin tartışılmasının ‘söz konusu olmadığı’ açıklamasında bulundu.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Yunanistan’ın bu adalara silahlarını konuşlandırmayla ilgili muhatabın Atina hükümeti olduğunu, bunun Washington’u ilgilendiren bir konu olmadığını söyledi.

Pazartesi günü Türkiye, Yunanistan’ın Midilli ve Sisam Adalarına ABD menşeili zırhlı araçları konuşlandırmasını Atina ve Washington nezdinde protesto etmişti. Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak Atina’ya protesto notası verilmişti.

Notada, söz konusu konuşlandırmanın ‘Yunanistan’ın 1923 Lozan ve 1947 Paris Barış Antlaşmalarından kaynaklanan ahdi yükümlülüklerinin ve dolayısıyla uluslararası hukukun yeni bir ihlali’ olduğu belirtilerek, Yunanistan’dan bu ihlallere son vermesi ve gayriaskeri statüyü ihya etmesi istenmişti.

Benzer bir girişim aynı gün ABD’nin Ankara Büyükelçiliği ve Washington nezdinde de yapıldı.

ABD’ye verilen protesto notasında, ABD’nin Doğu Ege Adalarının silahsızlandırılmış statüsüne riayet etmesi ve ABD silahlarının bu statünün ihlali için kullanılmaması konusunda Washington yönetiminin gerekli tedbirleri alması istendi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price ise, “Yunanistan’ın adalar üzerindeki egemenliğinin tartışılması söz konusu değildir.” dedi.

Taraflara ‘gerilimi artırabilecek açıklama ve eylemlerden kaçınma’ çağrısını yineleyen Price ayrıca, “tüm ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini” de dile getirdi.

Ankara ve Atina, Ege’deki adaların durumu konusunda artan bir gerginlik yaşıyor.

Paylaşın

ABD’den Türkiye’ye Suriye Uyarısı: Tüm Taraflar Ateşkes Hattını Korumalı

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Suriye’nin kuzeyinde son günlerde artan şiddet konusunda açıklama yaptı: Derin endişe duyuyoruz ve tüm taraflara ateşkes hattını koruma çağrısında bulunuyoruz.

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yeni bir harekât düzenlemekten söz ettiği bir dönemde bölgede şiddet tırmanırken ABD’den yeni açıklama geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Suriye’nin kuzey sınırında artan şiddetten “derin endişe duyduklarını” söyledi.

Price, günlük basın toplantısında yaptığı açıklamada “ABD, Suriye’nin kuzey sınırı boyunca son dönemde düzenlenen saldırılardan derin endişe duyuyor ve tüm taraflara ateşkes hattını koruma çağrısı yapıyor” dedi.

ABD’li sözcü, “El Bab, Haseke ve diğer yerlerdeki sivil ölümlerden büyük üzüntü duyuyoruz” ifadelerini kullanırken, Washington’ın “IŞİD’in kalıcı şekilde yenilgiye uğratılmasına ve Suriye ihtilafına siyasi çözüm bulunmasına bağlılığının sürdüğünü” belirtti.

Suriye’nin Haseke kentinde cuma günü Birleşmiş Milletler’in bir eğitim yardımı programına katılan ve voleybol oynamakta olan bir grup kız çocuğun insansız hava aracı saldırısıyla hedef alındığı, dört çocuğun öldüğü, 11 kişinin yaralandığı belirtilmişti. Yerel kaynaklar saldırıdan Türkiye’yi sorumu tutmuştu.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise Türkiye destekli isyancıların kontrolünde bulunan El Bab’da “rejim yanlısı güçlerin bir pazar yerine saldırması sonucu” altısı çocuk 17 sivilin öldüğünü, 35 kişinin de yaralandığını duyurmuştu. Bu saldırının, Türkiye’nin geçen hafta en az üç Suriye askerinin ölümüne yol açan hava saldırısına misilleme olarak Şam yönetimi tarafından düzenlendiği öne sürülmüştü.

(Kasa: Kısa Dalga)

Paylaşın

ABD’den ‘İkinci S-400’ İddiasının Ardından Türkiye’ye Uyarı

Türkiye’ye Rusya’nın savunma sektörüyle daha fazla işbirliği yapmama çağrısında bulunan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, “Sürekli olarak vurguladığımız nokta şu ki, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı gaddar ve meşru olmayan savaşı, tüm ülkelerin Rusya’nın savunma sektörü ile alışveriş yapmamasını bazı açılardan her zamankinden daha hayati hale getirdi” dedi.

Türkiye’nin Rusya ile ikinci parti S-400 hava savunma sistemleri almak için anlaşma imzalandığına dair Rus medyasında yayımlanan ve Savunma Sanayi Başkanlığı’nca yalanlanan haber, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price’a soruldu.

Price, günlük basın toplantısındaki açıklamasında Türkiye’ye Rusya’nın savunma sektörüyle daha fazla işbirliği yapmama çağrısında bulundu. Price, “Sürekli olarak vurguladığımız nokta şu ki, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı gaddar ve meşru olmayan savaşı, tüm ülkelerin Rusya’nın savunma sektörü ile alışveiş yapmamasını bazı açılardan her zamankinden daha hayati hale getirdi” dedi.

ABD Dışişleri Sözcüsü, “Ne olacağını bekleyip görmemiz lazım ama biz bu konuda yeni bir gelişmeden haberdar değiliz” dedi. Price, Türkiye’nin Rusya’dan yeni parti S-400 satın almasının, Biden yönetiminin yeni F-16 satışını gözden geçirip geçirmeyeceğine dair yorum yapmadı.

Rus basınındaki haber, Türkiye’den bir heyetin F-16 satışını ve mevcut F-16 filosunun modernizasyonunu görüşmek üzere ABD’ye hareket ettiği gün yayımlanmıştı. Haberde, Rusya Federal Askeri-Teknik İşbirliği Servisi Direktörü Dmitri Şugayev’in açıklamalarına dayanarak Rusya ile Türkiye arasında ikinci parti S-400’ler için anlaşmanın ‘çoktan’ imzalandığı ve bazı parçaların da Türkiye’de üretileceği belirtiliyordu.

ABD Dışişleri Sözcüsü Price’ın açıklamalarını aktaran Defense News sitesine konuşan Türk kaynaklar da, Rusya ile bazı S-400 parçalarının Türkiye içinde üretilmesi konusunda anlaşma yapılabileceğini savundu.

(Kaynak: Kısa Dalga)

Paylaşın

ABD: Suriye’deki Mevcut Ateşkes Hatları Korunmalı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price,  günlük basın toplantısında konuştu. Basın mensuplarının Price’a yönelttiği sorulardan biri de Türkiye’nin kuzeydoğu Suriye’ye olası askeri operasyonu ve ABD’nin Türkiye’ye F-16 savaş uçağı ve modernizasyon kiti satışı ile ilgiliydi.

Price ayrıca Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Zaho kentine bağlı turistik alanlarından Perex köyüne Türkiye’nin düzenlediği saldırıya ilişkin soruyu da yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ülkesinin kuzey Suriye’ye yeni bir harekat düzenlemeyi değerlendirdiği” hatırlatılarak ABD Dışişleri Bakanlığı’nın görüşünün sorulduğu soruya Price “ateşkes hatlarına” atıfla yanıt verdi.

“Türkiye güçlerinin kuzeydoğu Suriye’ye yönelik bahsi geçen harekat planlarına ilişkin endişemizi dün dile getirdik” diyen Price, şöyle devam etti:

“İlerlemeleri sekteye uğratabilir”

“Mevcut ateşkes hatlarının korunması bizim için önemli. Bölgede herhangi yeni bir operasyonun, Türkiye’nin gerçekleştireceği herhangi yeni bir harekatın, son yıllarda IŞİD’in sözde halifeliğine karşı koalisyonun kaydettiği bazı büyük ilerlemeleri sekteye uğratma potansiyeli var.

Bunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararı uyarınca devam eden siyasi süreç bağlamında da zararları olabilir. Bu endişemizi kamuoyu önünde dile getirdik. Bu endişeyi dün ve bugün dile getirdik. Türk müttefiklerimize özel olarak da ilettik.”

“Ateşkes kimler arasında oldu?”

Price’ın cevabı üzerine, soruyu soran gazeteci, “Mevcut ateşkes hattı ifadesini çok kullanıyorsunuz. Bu hattın tam olarak nereye düştüğünü bize hatırlatır mısınız? Bu konuyu takip ediyorum ve Türkiye ile YPG arasında herhangi bir ateşkes olduğunu hatırlamıyorum. Bu ateşkes kimler arasında oldu?” sorusunu yöneltti. Price, bu soruya şu yanıtı verdi:

“Pozisyonumuz uzun zamandır aynı. Ateşkes hatlarının korunmasını destekliyoruz ve olası herhangi bir müdahaleyi kınıyoruz. Tabii ki önümde bir harita yok ama Türkiye’nin aynı zamanda 17 Ekim 2019 ABD Türkiye Ortak Açıklamasına ve bu açıklama çerçevesinde kuzeydoğu Suriye’deki operasyonlarını durdurma taahhüdüne uymasını bekliyoruz.

Tutarlı bir biçimde Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarını tanıdığımızı dile getirdik. Hiçbir NATO müttefiki Türk müttefiklerimiz kadar terör saldırısı yaşamadı. Fakat herhangi yeni bir harekat, istikrarı daha da bozma riskini beraberinde getirecektir ve ABD ile koalisyonun IŞİD ile mücadelesini riske atacaktır.

Gazetecinin “Önünüzde harita yok ama bir ateşkes hattı var ve Türkiye ile ABD arasında o çizgi geçilmeyecek diye bir taahhüt var mı diyorsunuz? İkinci bir şey de 2019’daki açıklama Barış Pınarı Harekatının durdurulmasına ilişkindi. Suriye’nin başkaca herhangi bir bölgesine operasyon yapılmayacağına dair taahhüt vermiyor. Bunu izah eder misiniz?” dedi.

Price ise soruya “Ekim 2019 tarihli ortak açıklamanın bir parçası olarak, Türkiye’nin kuzeydoğu Suriye’deki taarruz operasyonlarını durdurması gerektiğine inanıyoruz” diyerek özetle şu yanıtı verdi:

“Bu, önceki yönetimlerin de bu yönetimin de ortaya koyduğu bir nokta. Fakat daha genel olarak mevcut ateşkes hatlarının sürdürülmesini destekliyoruz. Yeniden ifade etmek gerekirse; herhangi bir harekat son yıllarda birlikte kaydettiğimiz bazı büyük kazanımları riske atacaktır.”

Price, üçüncü kez sorulan “Bir ateşkes hattı var mı?” sorusuna cevaben, “Var olan, mevcut ateşkes hatları” dedi.

F-16 satışı

Price, cevabının ikinci kısmında Başkan Joe Biden yönetiminin Türkiye’ye muhtemel F-16 satışı ile ilgili soruya yanıt verdi.

İspanya’nın başkenti Madrid’de gerçekleştirilen Erdoğan-Biden görüşmesine atıfta bulunan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “Türkiye ile ortaklığa büyük değer verdiklerini” söyleyerek şu açıklamada bulundu:

“Türkiye, önemli bir NATO müttefiki. Türkiye ile uzun ve derin iki taraflı savunma bağlarımız var ve Türkiye’nin NATO ile devam eden müşterek çalışması bizim için bir öncelik olmayı sürdürüyor.

Bir politika icabı, teklif edilen savunma transferleri hakkında resmi olarak Kongre’ye bildirilene kadar kamuoyu önünde herhangi bir yorumda veya doğrulamada bulunmuyoruz. Fakat şu kadarını söyleyebilirim ki Kongre ile bu konu hakkında iletişim halinde olmaya devam ediyoruz.”

Zaho saldırısı

Ned Price, basın toplantısında ayrıca Zaho saldırısına ilişkin soruya da yanıt verdi. “Iraklı yetkililer Türkiye’den Irak topraklarından çekilmesini istediler ve Güvenlik Konseyi’nden de bunu isteyecekler. Irak’ı bu talebiyle ilgili destekliyor musunuz” sorusuna, Price şu yanıtı verdi:

Bu, Irak Hükümeti için bir soru. Kendi adımıza, dün [açıklamamızı] duydunuz. Irak’ın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü destekleme yönündeki pozisyonumuzu teyit ediyoruz. Fakat bu soru için Irak’taki partnerlerimize başvurmanız gerekecek.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

ABD, Suriye’ye Olası Harekattan Endişesini Yineledi

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin olası bir yeni harekatının bölgesel istikrarı baltalayacağı ve IŞİD’e karşı mücadelede zorlukla elde edilen kazanımları riske atacağı yönündeki endişelerini yineledi.

Price günlük basın brifinginde bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’de askeri harekatın her an başlayabileceği şeklindeki sözlerini hatırlatarak, “Türkiye’nin olası bir harekatının yakın olduğu yönünde ABD’nin elinde işaretler var mı? Kürt ortaklarınıza, eğer yapıyorsanız, ne gibi güvenceler sağlıyorsunuz?” sorusunu yanıtladı.

Geçen hafta bu konuyla ilgili yine bir soruya cevaben yaptığı açıklamaları hatırlatarak söze başlayan Price, “Suriye’nin kuzeyinde askeri hareketliliğin artması potansiyeline ilişkin tartışmalar ve özellikle de bölgedeki sivil nüfus üzerindeki etkileri hakkında derin kaygı duymaya devam ediyoruz. Mevcut ateşkes hatlarının muhafaza edilmesini desteklemeyi sürdürüyoruz. Bunu tehlikeye atma potansiyeline sahip, gerilimi tırmandıracak her türlü eylemi kınarız” diye konuştu.

Price, tüm tarafların ateşkes bölgelerini koruması ve bu bölgelere saygı göstermesi, Suriye’de istikrarı ilerletmesi ve ihtilafa siyasi çözüm bulmak için çalışmasının kritik önem taşıdığını vurgulayarak, “Bunun tersi yöndeki her türlü çabanın, Suriye’deki daha geniş boyutlu ihtilafı sona erdirme hedeflerimize ve Kürt ortaklarımızla da dahil olmak üzere birlikte IŞİD’e karşı son yıllarda imza attığımız muazzam ilerlemelere zarar verebileceğine inanıyoruz” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki operasyonlara son verilmesini içeren 2019 yılı Ekim ayı tarihli ortak bildiriye bağlı kalmasını beklediklerini kaydeden Price, “Türkiye’nin sınırlarındaki meşru güvenlik kaygılarının farkındayız ama herhangi bir yeni harekatın bölgesel istikrara baltalayacağından ve IŞİD’e karşı zorlukla elde edilen kazanımları riske atacağından endişe ediyoruz” dedi.

Price, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Türkiye’ye planladığı ziyaretle ilgili bir soru üzerine de, Ankara’nın Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi ve Ukrayna’dan gıda ve tahıl ürünleri ihracı konusunda yürüttüğü diplomatik çabalara destek verdiklerini söyledi

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price ayrıca bir başka soru üzerine, Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşı çıkmasından kaynaklanan sorunun ABD ile Türkiye arasında ikili bir mesele değil, Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında bir mesele olduğu yönündeki Washington’un duruşunu yineledi. Üst düzey NATO yetkilileri ve NATO Genel Sekreteri’nin de bu süreçte oynayabileceği rolün olduğuna işaret eden Price, “Türk ortaklarımızla ve elbette İsveç ve Finlandiyalı ortaklarımızla. müttefiklerimizle temaslar yürütmeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.

Paylaşın

ABD ve AP’den ‘HDP ve Gergerlioğlu’ açıklaması

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekiliğinin düşürülmesi ve Yargıtay tarafından HDP hakkında AYM’de açılan kapatma davası sonrası ABD ve AP’den konuya ilişkin açıklamalar geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Price, “Türkiye’deki olayları yakından takip ediyoruz” açıklamasında bulunurken, AP’nin Türkiye konusundaki iki önemli ismi, Türkiye’yi kendi Anayasa’sındaki değerlere uymaya çağrısında bulundu.

Haber Merkezi / HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekiliğinin düşürülmesi ve Yargıtay Başsavcılığı tarafından Halkların Demokratik Partisi (HDP) hakkında Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) açılan kapatma davası sonrası ABD ve Avrupa Parlamentosu’ndan (AP) konuya ilişkin açıklamalar geldi.

AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor ve TBMM-AP Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Eş-Başkanı Sergey Lagodinsky, Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesini ortak bir bildiriyle kınayarak Türkiye’ye Anayasa’sını anımsatırken, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, yaptığı yazılı açıklamada, HDP’nin kapatılmasına ilişkin süreci de yakından izlediklerini, bu adımı ‘Türk seçmeninin iradesini haksız yere yok saymak’ ve ‘Türk demokrasisinin altını oymak’ olarak nitelendirdi.

Sözcü Price, “Türk hükümetine, Anayasa’da yer alan güvencelere ve Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerine paralel olarak ifade özgürlüğüne saygı göstermesi çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

“Türk yetkilileri, Anayasası ile aynı çizgide olduğunu savundukları değerlere, Avrupa standartlarına bağlılıklarına ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uymaya çağırıyoruz.” diyen Nacho Sanchez Amor ve Sergey Lagodinsky, kısa süre önce açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’nı da anımsattıkları bildirileri şöyle:

“İnsan hakları ve hukukun üstünlüğü”

“Cumhurbaşkanı’nın insanlık onuru, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü merkezine alan İnsan Hakları Eylem Planını sunmasından sadece iki hafta sonra, Gergerlioğlu’nun Parlamento’dan azledilmesi, gerçekliğin sancılı bir kontrolüdür. Yapılanlar, söylenenden daha önemlidir ve özellikle de bu konuda, herhangi bir yasal reform vaadinden ve AB’ye yönelik iyi niyet söylemlerinden daha yüksek sesle çıkmaktadır.”

Gergerlioğlu’nun, bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle milletvekilliğinin düşürülmesi ve tutuklanacak olmasının ciddi bir insan hakları ihlali olduğunu belirten parlamenterler ortak açıklamalarında, “Bu adım, Türkiye’nin parlamenter demokrasisine güveni daha da zedelemiştir” dedi.

Bildiride, Gergerlioğlu’nun ateşli bir insan hakları savunucusu olduğu ve “asılsız gerekçelerle, keyfi şekilde mahkum ve hapsedilmiş kişilerin sesini duyurduğu” belirtildi. “Hedef alınması ve yargılanması tesadüf değil” diyen iki parlamenter, Gergerlioğlu ile dayanışmalarını vurgularken demokrasi isteyen sivil toplum kuruluşları ve Türk vatandaşlarını desteklemeye devam edeceklerini belirtti.

TBMM Genel Kurulu’nda, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında mahkemece verilen ve kesinleşmiş cezaya ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi okunmuştu. Genel Kurul’da okunan tezkerenin ardından Gergerlioğlu’nun milletvekilliği düşmüştü. Gergerlioğlu, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası almıştı. Gergerlioğlu’nun cezası, Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından onanmıştı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Halkların Demokratik Partisinin (HDP) kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) dava açmıştı. HDP, Eş Genel Başkanlar Pervin Buldan ve Mithat Sancar imzasıyla bir açıklama yayımlayarak karara sert tepki göstermişti.

Paylaşın