HDP Eş Genel Başkanı Sancar: Türkiye Tarihi Bir Kavşakta

Ankara’daki Mülkiyeliler Birliği’nde sanatçılar ve yayıncılarla buluşan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, burada yaptığı konuşmada, “Sorun alanlarının tamamını bir arada görmek ve çözümü birlikte üretmek temel sorumluluğumuzdur. Yeşil Sol olarak, politikalarımızı masa başında belirlemiyoruz. Bütün politikalarımızı alandaki öznelerle belirlemeye çalışıyoruz. Eksiklerimiz, başaramadıklarımız olabilir ama bu, ilkemizden de vazgeçmediğinizden, emin olabilirsiniz.” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Yürüyüşümüze devam ederken sizlerin önerileri bizlere yol gösterecektir. Bu seçimler hiçbir seçime benzemiyor. Türkiye, tarihi bir kavşakta. Güçlerimizi birleştirmeliyiz. Demokrasi ve özgürlük hedefine birlikte yürümeliyiz.”

Sancar, konuşmasının devamında, “Sanat, yayın ve kültür dünyasının da bu konuda katkıları çok değerli olacaktır. Hem şimdi hem de seçimlerde bu baskıcı, soyguncu, talancı düzeni değiştirmek için gerekli sonuçları çıkaracak çalışmaları birlikte yürütmek zorundayız. Sadece seçimler değil, seçim sonrası da hepimize önemli görevle düşüyor. Seçim sonrası nasıl bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğimizi birlikte oturup konuşacağız.” ifadelerini kullandı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Ankara’daki Mülkiyeliler Birliği’nde sanatçılar ve yayıncılarla buluştu. Sancar’a, HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve Yeşil Sol Parti Ankara 1. Bölge Milletvekili Adayı Emirali Türkmen eşlik etti.

ANKA’nın aktardığına göre; Mithat Sancar, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Kültür sanat sorunlarını uzun uzun anlatmaya gerek yok. Yaşıyorsunuz. Sanatın özgürlüklere ihtiyacı var. Ne kadar çok baskı uygulanırsa toplumda ses kasılır diye bir beklenti içindeler. Ankara’da ve Türkiye’nin dört bir yanında özgürlük için mücadele eden sanatçılar, bu dönem de aynı iradeyi gösterdiler. Özgürlük ve demokrasi mücadelesi bütündür. Bu bütünlüğü sağlamadan demokrasiye ulaşmak mümkün değildir. AKP iktidarının politikaları toplumu nefessiz bırakmaktadır.

Ne kadar az ses çıkarsa o kadar başarılı olabilecekleri inancıyla hareket ediyorlar. Toplumun nefes alabilmesi için nefes alanlarını genişletmek zorundayız. Bu iktidarın tekçi anlayışı, aynı zamanda toplumun çeşitli kültürel kaynaklarını kurutmayı da önüne hedef olarak koymuştur. Her sahada tekçi, tahakkümcü anlayış, bu iktidarın temel politikası olmuştur.

Farklı sesleri bastırma arayışı yoğunlaştı. Yakın zamanda, Diyarbakır merkezli çeşitli illeri kapsayan operasyonlar düzenlendi. Özgür basını ve sanatçıları hedef almak, bizim için şaşırtıcı değil. Sanatı olmayan, neşesi olmayan, geleceği olmayan bir toplum yarattıklarında hedeflerine kolayca varabileceklerdir. Oysa biz, her alanda sesleri çoğaltmak üzere yola çıktık. Politikalarımızı da bu temel üzerine kuruyoruz.

‘Türkiye tarihi bir kavşakta’

Hayat pahalılığı arttıkça yoksulluk derinleşiyor. Yoksulluk derinleştikçe daha ağır yaralar açılıyor. Bir yandan da savaş politikalarına yatırım artıyor. Kaynakların önemli bir bölümü savaş politikalarına aktarılıyor. Toplumsal mücadele, demokrasi, özgürlük hedefiyle yürütülen bütün çalışmalar birbiriyle bağlantılı olmak zorundadır.

Sorun alanlarının tamamını bir arada görmek ve çözümü birlikte üretmek temel sorumluluğumuzdur. Yeşil Sol olarak, politikalarımızı masa başında belirlemiyoruz. Bütün politikalarımızı alandaki öznelerle belirlemeye çalışıyoruz. Eksiklerimiz, başaramadıklarımız olabilir ama bu, ilkemizden de vazgeçmediğinizden, emin olabilirsiniz.

Yürüyüşümüze devam ederken sizlerin önerileri bizlere yol gösterecektir. Bu seçimler hiçbir seçime benzemiyor. Türkiye, tarihi bir kavşakta. Güçlerimizi birleştirmeliyiz. Demokrasi ve özgürlük hedefine birlikte yürümeliyiz.

Sanat, yayın ve kültür dünyasının da bu konuda katkıları çok değerli olacaktır. Hem şimdi hem de seçimlerde bu baskıcı, soyguncu, talancı düzeni değiştirmek için gerekli sonuçları çıkaracak çalışmaları birlikte yürütmek zorundayız. Sadece seçimler değil, seçim sonrası da hepimize önemli görevle düşüyor. Seçim sonrası nasıl bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğimizi birlikte oturup konuşacağız.”

“14 Mayıs’ın, bir sayfanın kapanma tarihi olmasını istiyoruz”

HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise “Umarım seçimlerden sonra kültür, sanat ve coşkulu seslerle kenti dolduracağız. Şenlikli, nitelikli toplantılar gerçekleştireceğiz. Baskılara uğramadan tabii ki bunları yapabileceğiz. En güzel günlerde tekrar sizlerle buluşmak üzere” dedi.

Yeşil Sol Parti Ankara 1. Bölge Milletvekili Adayı Emirali Türkmen de şöyle konuştu: “Ankara, uzun süredir kuşatma altında. 30 yıldan fazladır kent olan kimliğini kaybetmiş durumda. Ankara farklı bir kentti. ‘Ankara bizim kentimiz’ diyorduk. Uzun süredir bu duygularımız zayıflamış durumda. 14 Mayıs’ın, bir sayfanın kapanma tarihi olmasını istiyoruz. Tek adam rejimini göndermek ve sözlerimizi güçlü bir biçimde söyleyeceğimiz bir Ankara kurmak istiyoruz. 14 Mayıs’ta tek adam rejimini gönderiyoruz. Ankara sokaklarında yeni bir güneş doğacak.”

Paylaşın

15 Demokratik Kitle Örgütü, ‘Adil Seçim İçin Seçim Güvenliği Platformu’nu Kurdu

15 demokratik kitle örgütü, sivil inisiyatif, emek ve meslek örgütü adil ve güvenli bir seçim ortamının sağlanması, halk iradesinin her türlü şaibeden uzak şekilde sandığa yansıması için güçlerini birleştirdiklerini duyurdu. Temel hedef olaraksa “yaklaşan seçimlerde sandığa gidecek olan ve hangi partiye oy verirse versin her seçmenin oyunun kullandığı gibi çıkması, seçimin adaletli bir şekilde, güvenlikle sonuçlanması” olduğunu deklare etti.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)İç Anadolu Bölge Temsilciliği, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV), İnsan Hakları Derneği (İHD), Mülkiyeliler Birliği, ODTÜ Mezunları Derneği, Demokrasi İçin Birlik (DİB), Doğu ve Güneydoğu Dernekleri (DGD) Platformu, Hak ve Adalet Platformu, Antikapitalist Müslümanlar, Diyalog Grubu, Düşünce Suçuna Karşı Girişim ile Yurttaş Girişimi bir araya gelerek Adil Seçim İçin Seçim Güvenliği Platformu’nu kurduklarını açıkladı.

Bu 15 demokratik kitle örgütü, sivil inisiyatif, emek ve meslek örgütü adil ve güvenli bir seçim ortamının sağlanması, halk iradesinin her türlü şaibeden uzak şekilde sandığa yansıması için güçlerini birleştirdiklerini duyurdu.

Temel hedef olaraksa “yaklaşan seçimlerde sandığa gidecek olan ve hangi partiye oy verirse versin her seçmenin oyunun kullandığı gibi çıkması, seçimin adaletli bir şekilde, güvenlikle sonuçlanması” olduğunu deklare etti.

Yaptıkları açıklamada “Yaklaşık 60 milyon seçmenin her birinin isteği olduğuna inandığımız bu hedefe ulaşmak için bir araya geldik” dedi.

“Seçim güvenliği endişeleri giderilmeli”

Adil bir seçimin herkes için ne kadar hayati önemde olduğunu bilerek çalışacağını açıklayan platform şu açıklamayı yaptı:

“Seçimlerin ifade, gösteri, basın, serbest propaganda ve halkın kanaat oluşturma özgürlüğünün kısıtlandığı bir ortamda, antidemokratik koşullarda yapılmasına heves edenlerin olduğunu biliyoruz.

Seçim ve siyasi partiler yasasında iktidar lehine değişiklikler planlanmakta. Seçimlerin güven içinde yapılmasından sorumlu kamu kurumu olan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) güvenilirliğini büyük ölçüde yitirmiş durumda. Kamu kanalları başta olmak üzere medya ezici ağırlıkla iktidarın elinde.

Öncelikle seçmenlerin seçim güvenliği ile ilgili haklı endişelerini gidermek amacıyla alınması gereken önlemleri, tüm kamuoyuna ilan ediyoruz:

  • Tüm siyasi partiler, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, STK’lar ve sivil inisiyatifler vakit kaybetmeden seçim süreci ile ilgili çalışmaları başlatmalı ve birlikte nelerin yapılması gerektiğini belirlemelidirler.
  • Geçmişteki benzer çalışmaların başarılı ve başarısız yönleri araştırılmalı, çalışmalarda dikkate alınmalıdır.
  • Seçim güvenliği yalnızca sandık güvenliği ile sağlanamaz. Seçim sürecinin her aşaması dikkatlice planlanmalı, tüm süreci kapsayacak ayrıntılı bir ‘eylem planı’ hazırlanmalı, ilan edilmeli ve yurttaşlar göreve çağırılmalıdır.
  • YSK, İl ve İlçe Seçim Kurulu kararlarını, uygulamalarını takip edecek ‘izleme heyetleri’ oluşturulmalı, bunlar aynı zamanda idarenin karar ve uygulamalarını da izlemelidir. Propaganda hakkı ve eşit uygulama seçim sürecinin her alanında talep edilmeli, gereken durumlarda hukuki süreç başlatılmalıdır.
  • Sandık kurulu görevlisi ve müşahit görevlendirmelerini, ‘tek bir sandıkta eksik kalmayacak şekilde’ hep birlikte yapmalıyız. Seçim öncesi eğitim alan ve alacak yüz binlerce görevli ve gözlemcinin sandıkların başında hazır bulunmalarını sağlamalıyız.
  • Yasanın tanıdığı bütün gözetim, denetim yetkileri ile donanmış, sandık kurulu üyeleri ve müşahitlerle bütün sandıklarda görev almalı, yasaların verdiği yetkilerimizi sükûnet ve kararlılıkla kullanmalıyız.
  • Bu organizasyonda görev alacak bireyler, gözlemciler ortaklaştırılacak teknolojik imkanlar ve lojistik altyapı ile görevlerini eksiksiz yerine getirebilir. İmkanlarımızı seferber etmeliyiz.
  • Seçme hakkı, sadece oy kullanmakla başlayan ve biten bir hak değildir. Oyuna sahip çıkmak da seçmen olmanın gereği ve seçmenlerin hakkıdır. Tüm seçmenleri seçme haklarını tam olarak kullanmaya, sandıklara sahip çıkmak üzere yola çıkanlara destek olmaya çağırıyoruz.”

(Kaynak: bianet.org)

Paylaşın