AK Partili ve CHP’li Vekiller Arasında ‘Cumhuriyetin 100. yılı’ Tartışması

Meclis Genel Kurulu’nda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek ile Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Muğla Milletvekili Kadem Mete arasında, Cumhuriyetin yüzüncü yılı kutlama tartışması yaşandı.

Cumhuriyet’in aktardığına göre; CHP Milletvekili Gökan Zeybek, Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmelerinde, “Bütün dünyada, gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin tümünde 50’inci, 75’inci ya da 100’üncü yıl kutlamalarında sadece bir ikramiye değil; geniş çapta bir af, özellikle de yoksul ve alt gelir grubundaki yurttaşları ilgilendiren düzenlemeler parlamentoların gündemine gelir.

Sizin gündeminizde ne yoksullarla ve emekçilerle ilgili, cezaevinde yatan insanlarla ilgili bir düzenleme getirme teklifi var ne de Cumhuriyetin 100’üncü yılını kutlamak için alanlarda, sokaklarda, meydanlarda bir çalışma var; bu da sizin hanenize bir not olarak yazılacaktır” diye konuştu.

CHP’li Zeybek’in konuşmasına AK Parti sıralarından Muğla Milletvekili Kadem Mete’den sataşma geldi. Kadem Mete, “Sanatçı çağırdık zaten, konserler yaparsınız, kutlarsınız” dedi.

Mete’nin bu sözlerini meclis kürsüsünden sert eleştiren CHP’li Zeybek, “Evet, sen cumhuriyetin 100’üncü yıl kutlamasını bir konser olarak idrak edecek kadar cumhuriyetin fikriyatını anlamamış bir milletvekilisin, böyle anladığın için de yazıklar olsun diyorum sana” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

AK Parti’de 7 İl Başkanı Değişti

Adalet Ve Kalkınma Partisi’nde (AK Parti) Adıyaman, Erzincan, Kars, Kırıkkale, Muğla, Niğde ve Uşak il başkanlıklarına atama yapıldığı duyuruldu. Duyuruda, bu illerde görev yapan eski il başkanlarına teşekkür edildi, yeni il başkanlarına da başarılar dilendi.

Haber Merkezi / AK Parti Teşkilat Başkanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla 7 il başkanlığına atama yapıldığı duyuruldu.

Paylaşımda Adıyaman İl Başkanlığına Emrah Erkan Bulucu, Erzincan İl Başkanlığına Mehmet Cavit Şireci, Kars İl Başkanlığına Muammer Sancar, Kırıkkale İl Başkanlığına Engin Pehlivanlı, Muğla İl Başkanlığına Gültekin Akça, Niğde İl Başkanlığına Mustafa Özdemir, Uşak İl Başkanlığına Himmet Yaşar’ın atandığı bildirildi.

Açıklamada, bu illerde görev yapan eski il başkanlarına, bugüne kadar gösterdikleri özverili çalışma ve gayretleri dolayısıyla teşekkür edildi, yeni il başkanlarına da başarılar dilendi. Mesajlarda, yeni il başkanlarının Erdoğan’la fotoğrafları da paylaşıldı.

14 ve  28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde başarılı olamayan il ve ilçe başkanlarının değişeceği kulislere yansımıştı.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan 418 Milyar Dolar Açıklaması: Son Kuruşuna Kadar Getireceğim

Muğla’da halka seslenen Kılıçdaroğlu, “22 yıldır yiye yiye doyamadılar. Beş yerden maaş, altı yerden maaş alanlar var. Bütün hepsini uzmanlara çıkarttım. 22 yılda yurt dışına götürdükleri para 418 milyar dolar. Son kuruşuna kadar getireceğim ve bu millete vereceğim” dedi ve ekledi:

“Sanıyorlar ki bay Kemal bunu seyredecek. Yemezler. Sizin o paraları dışarıda hangi bankaya yatırdığınızı biliyorum. Ben değil bütün dünya biliyor ama o istenmiyor, biz isteyeceğiz. Hiçbir uluslararası mahkeme, bir devletin soyulmasına evet dememiştir. Bütün kararlara baktık, bütün kararları inceledik.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Muğla’da miting düzenledi. Mitinge; Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı.

ANKA’nın aktardığına göre Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Sandıklara giderken; geçen dönem AK Parti’ye veya MHP’ye oy veren bir arkadaşımızı da ikna edip götürecek miyiz? Bu en zoru biliyorum, ama önemli olan zoru başarmaktır. Çünkü, Türkiye’nin değişime ihtiyacı var; Türkiye’nin huzura ihtiyacı var. Türkiye’nin kucaklaşmaya ihtiyacı var. Türkiye’nin ayrışmaya değil beraber olmaya ihtiyacı var.

Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle, engellisiyle; hep beraber bu güzel ülkede huzur içinde yaşamak istiyoruz. Benim 85 milyona söz var: 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Hiçbir ayrım yapmayacağım. Herkesi kucaklayacağım. Bunlar gibi olmayacağız. Toplumu ayrıştırmayacağız. Toplumu kutuplaştırmayacağız. Ahlakı egemen kılacağız, devlette adaleti egemen kılacağız. Kadın erkek eşitliğini sağlayacağız. Kadına yönelik şiddeti en sert şekilde, koşullar ne olursa olsun engelleyeceğiz.

Şunu da bilmenizi isterim: İlk sözüm kadınlardan olsun. Hayat pahalılığını en acı ve derinden yaşayan kadındır. Pazara gittiği zaman, pazardaki yangını görür ve yangını mutfağına taşır. Dolayısıyla kadın evladını okula götürürken beslenme çantasına ne koyacağım diye düşünür. Çünkü, beslenme çantasına diğer arkadaşlarının da rahatlıkla tükettikleri ürünü bir şekliyle veremez. İnanın ben somun ekmeğinin arasına salça sürüp, beslenme çantasının içine koyduğunu da biliyorum.

Dolayısıyla kadın ne kadar güçlüyse toplum da o kadar güçlüdür. Kadın ne kadar eğitimliyse, toplum da o kadar eğitimlidir. O nedenle kadına gerekli önemi vereceğiz. Şimdi yapmamız gereken şu: Eğer değişim istiyorsak sandığa gideceğiz. Hiçbir evde, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye’yi inşa etmek istiyoruz. Eğer bir çocuk açsa, unutmayın; 85 milyon açız demektir.

Bir çocuk kışın karanlıkta veya soğukta kalıyorsa unutmayın hepimiz karanlıkta ve soğukta kalıyoruz demektir. O nedenle biz, Aile Destekleri Sigortasını getireceğiz. Bütün kadınların sosyal güvencesi, devlet olacak. Bütün kadın tıpkı memur, işçi, emekli gibi düzenli olarak bankadan aylığını alacak ve çoluğunun çocuğunun rızkını sağlayacak. Hiçbir yoksul aile ben yoksulum diye bana yardım edin diye bir cümle kullanmayacak. Çünkü, onun yardımını sosyal devlet zaten sağlayacak. Şunu unutmayın: Sosyal devlet, güvenceniz olacak.

Tarlada, bağda, bahçede çalışan kadınlar ve gençler… Onların da bütün sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek ve zamanı geldiğinde de kadınların tamamı emeklilik haklarının tamamına kavuşmuş olacak. Böylece kırsal boşalmayacak. Köyler boşalmamış olacak.

İşsizlik var biliyorum. Öğretmeneler atama bekliyorlar. Bütün köy okullarını açacağız. Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Böylece kırsalda; ‘çocuğumu okula götüreceğim’ diye kentin merkezine gelmeyecek, öğretmen orada olacak. Beslenme çantası derdi olmayacak.

Gençler… Hazır mısınız? Gençler… Benim umudum da sizsiniz. 5 milyon 300 bin genç ilk kez sandıkta oy kullanacak, demokrasiyi bu ülkeye getirecek. O yüzden oyunuzun, Millet İttifakı’na oyunuzun ne kadar değerli olduğunu asla ve asla unutmayın. Demokrasiyi sizler getireceksiniz, bu ülkeye. Milli Kurtuluş Savaşı sonrası verdiğimiz demokrasi mücadelesini inşallah sizler mayıs ayında pekiştireceksiniz. Sizlere güveniyorum.

Kırsalda sadece öğretmen mi olacak? Hayır. Öğretmen olacak, veteriner olacak, ziraat teknisyeni olacak. Köyler gerçek anlamda üretim merkezi olacak. Hiçbir üreticiyi toprağa küstürmeyeceğiz. Hiçbir üretici zarar etmeyecek. Buğday, et, canlı hayvan, mısır dışarıdan geliyor. Sudan’da arazi kiraladılar. Orada ekecekler Türkiye’ye getireceklermiş. Yahu Türkiye cennet gibi bir ülke. Çalışkan insanlarımız var. Her şeyimiz var ama çiftçiyi toprağa küstürdükleri için ekip biçemiyorlar. Zarar ediyorlar. Zarar ettirmeyeceğiz. Buna emin olun. Yine baharlar gelecek. Köydeki de kentteki de mutlu olacak.

Biliyorsunuz 3 milyon 600 bin göçmenimiz, sığınmacımız var. Sizler yetki verdiğiniz zaman en geç 2 yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi Suriye’ye göndereceğiz. Yani uğurlayacağız Suriye’ye. Şundan emin olun: Kaç yıldır ev sahipliği yapıyoruz eyvallah, ama artık yeter. Kendi ülkelerinde daha mutlu olurlar. Irkçılık yapmadan, onların köylerini, okullarını, evlerini Avrupa Birliği fonlarıyla yapacağız, bizim müteahhitlerimiz yapacak ve götüreceğiz, yerleştireceğiz oraya. Dolayısıyla bizim gençlerimiz iş güç sahibi olacak. Bundan da emin olmanızı isterim.

22 yıldır yiye yiye doyamadılar. Beş yerden maaş, altı yerden maaş alanlar var. Bütün hepsini uzmanlara çıkarttım. 22 yılda yurt dışına götürdükleri para 418 milyar dolar. Son kuruşuna kadar getireceğim ve bu millete vereceğim. Sanıyorlar ki bay Kemal bunu seyredecek. Yemezler. Sizin o paraları dışarıda hangi bankaya yatırdığınızı biliyorum. Ben değil bütün dünya biliyor ama o istenmiyor, biz isteyeceğiz. Hiçbir uluslararası mahkeme, bir devletin soyulmasına evet dememiştir. Bütün kararlara baktık, bütün kararları inceledik.

Var ya Amerika… Amerika’da en pahalı yer Manhattan Adası. 35 katlı gökdelen yapmışlar. Muhammed Ali Clay’in çiftliğini satın almışlar. Londra’da Chelsea’de villaları var. Bunları benim bilmediğimi sanıyorlar. Ya attığınız her adımı biliyorum. O binaları da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mülkiyeti olarak Türkiye’ye kazandıracağım. Sen malı götüreceksin, bay Kemal seyredecek. Açık ve net söylüyorum, kul hakkı yemem ve kul hakkı yedirmem. Ben bunu söylüyorum, kul hakkı yemem ve kul hakkı yedirmem. Ama onlar böyle bir cümle kullanamıyorlar.

“Siyasetçi topluma örnek olmak zorundadır”

Benim saraylarda oturma gibi bir merakım yok. Ne sarayı Allah aşkına ya. Ben sizler gibi mütevazi yaşıyorum. Bir evim var, ee mutfağımı da hepimiz biliyorsunuz zaten. Ne kadar görkemli bir mutfağımın olduğunu. Bizim mutlu bir evimiz var. Huzur içinde yaşıyoruz. Ne sarayı Allah aşkına ya. Millet açlıktan kıvrılırken, mutfaklarda yangınlar olurken saraylarda mı oturulur Allah aşkına. Sizler nasıl yaşıyorsanız inanın Bay Kemal de öyle yaşayacak. Mütevazi yaşayacak. Siyasetçi topluma örnek olmak zorundadır.

Allah nasip eder sizlerin oylarıyla Cumhurbaşkanı seçildiğimde saraya değil, Gazi Mustafa Kemal’in Çankaya’sına gideceğim. Beraber gideceğiz. O Çankaya, halkın, sizlerin Çankaya’sıdır orası. Efendim diyor ki ‘ampul ışık vermiyor, söndürelim.’ Gayet güzel. Söndürmenin yolu sandığa gideceğiz. Oyumuzu kullanacağız, ampulü söndüreceğiz beraber.

Kendi tarihimize uygun olarak, bu ülkenin şanını, şerefini koruyarak… Cumhurbaşkanı koltuğunda oturduğunuzda bu ülkenin itibarını korumak zorundasınız. Bakınız, beka sorunu diyorlar, zaman zaman dillendiriyorlar ve bunun üzerinden CHP’yi suçluyorlar. Beka nedir biliyor musunuz? Asıl beka sorunu? Eğer devleti yöneten bir numara, mal varlığı nedeniyle tehdit ediliyorsa ve Trump, ‘Bak beni kızdırma, senin mal varlığını açıklarım, dünyaya söylerim’ diye söylediğinde tek bir cümle kullanılmıyor ise o irade teslim alınmış demektir.

Ben eğer öyle bir pozisyonda olsaydım ve bana deselerdi ki ‘Bak Bay Kemal, beni kızdırma, senin mal varlığını açıklarız, inceleriz.’ Şunu söylerdim, ‘Benim mal varlığımı incelemezseniz, açıklamazsanız namertsiniz’ derdim. Bunu söylerdim. Ne mal varlığı ya, alın teriyle kazandık, mesele bitti. Ama malı götürürsen ve o parayı da dışarıya götürürsen dışarıdakiler seni teslim alırlar.

Terör dolayısıyla da bizi suçluyorlar. Ne zaman bir şey olsa, sıkışsalar doğru Kılıçdaroğlu. Her şeyde Kılıçdaroğlu. Ya arkadaş, terör örgütünün saldırdığı kişi benim ve bir askerimiz şehit oldu. Sen oğlunu, çocuklarını paralı askerliğe gönderirken garibanın oğlu gibi oğlunu askere gönderen de benim. Vatanseverlikse sen benim yanımda vatanseverlik edebiyatı yapamazsınız. Hele hele milliyetçilikse benim yanımda milliyetçilik hiç yapamazsın. Kuzey Irak’ta askerin kafasına çuval geçirilirken niye sesin çıkmadı? Niye konuşmadın? Yuh çekmeye gerek yok, sandığa gideceğiz, oy kullanacağız. Sandık sandık.

Suriye’de 34 askerimiz şehit edildi. Nerede nefes aldılar? Putin’in sarayında, kapısında. Putin ne yaptı? Kronometreyi çalıştırdı. Koridorda oturttu. Sonra içeriye gel dedi, aldı koltuğa oturtturdu. Ne konuştular bilmiyorum. Ya arkadaş, şehit olan bizim askerimiz. Özür dilenecekse bizden özür dilemeleri lazım. Sen oraya niye gittin, o kapıra niye bekledin? O kapıda niye bekledin? Niye seni beklettiler? Bunun hesabı verildi mi, verilmedi. İşte Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarı böyle yerlerde sürünür.

Türk lirası şu anda değerini kaybetmiş durumda. Gelecek endişesi taşıyan herkes ya avro ya dolar veya altın tutmaya çalışıyor. O nedenle bize milliyetçilik dersi vermesinler. Milliyetçi olan kendi ülkesi için çalışır. Milliyetçi olan kendi ülkesinde hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye’yi inşa eder. Milliyetçi olan Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırmaz. Milliyetçi olan bayrağına saygılı olur.

Bizim iki kırmızı çizgimiz var: Vatanımız ve bayrağımız. Bu kadar. Nokta. Bunu yaptığınız, söylediğiniz andan itibaren her şey bitmiştir. Dolayısıyla bizler çalışırken, üretirken ne kadar güçlü olursak dünyaya karşı da o kadar güçlü oluruz. Göreceksiniz, beş yıl içinde Akdeniz Havzası’nın en güçlü devleti olacağız. Beş yıl içinde İstanbul’un nüfusu 2 buçuk milyon azalacak.

Beş yıl içinde Samandağ’dan başlayıp Mersin’e kadar olan havza Akdeniz’in en büyük üretim merkezi haline dönüşecek. Beş yıl içerisinde göreceksiniz Kayseri’yi, Çankırı’yı, Yozgat’ı demir ağlarla İskenderun, Mersin limanlarına bağlayacağız. Oradaki fabrikalar demiryoluyla malı taşıdıkları zaman ihracat için lojistik masrafların tümünü devlet olarak biz ödeyeceğiz.

Boşalan Anadolu’nun içinde, fabrikalar olacak. İnsanlar çalışacak, üretecek. En önemlisi katma değeri yüksek ürünler üreteceğiz. Bütün üniversiteler bilgi üretecek. Herkesin düşüncesine saygı duyacağız, aykırı düşüncelerin tamamına saygı duyacağız. Düşünmek, sorgulamak kadar önemli bir şey yoktur. Eğitimin özü nedir biliyor musunuz? Çocuğun merak duygusunu ne kadar büyütürseniz eğitim o kadar başarılı olur. Çocuğun merak duygusu büyüyecek. Eğitim de büyüyecek. Bizim öğretmenlerimiz bunu yapacaklar. Ve bizim üniversitelerimiz bilgi üretecek. Biz bunların tamamını yapacağız. Hiçbir endişe duymayın.

Benim böyle ünlü olmak gibi bir düşüncem yok. Siyasette kalıcı olmak gibi bir düşüncem de yok. Bu ülkeyi ayağa kaldıracağız, bu ülke büyüyecek, huzur içinde olacak, bu ülkede göreceksiniz kardeşlik, barış, huzur her şey gelecek, devletin bozulan kolonlarını yeniden inşa edeceğiz ve ben de torunlarımla beraber gideceğim, bir yerde hayatımı onlarla beraber sürdüreceğim. En büyük arzum bu. Herkes için de böyle olmasını isterim.

Bizim böyle bir ortamda güzel bir miting yapmamızı sağlayan polis arkadaşlarımız… Onlara da minnet duyuyoruz. Bizler akşam evimizde huzur içinde yatarken onlar sabaha kadar çalışıyorlar. Ben polislerin ne kadar zor koşullarda görev yaptıklarını biliyorum… Polis arkadaşlar belli yerlerde, belli kişiler geçtikleri zaman her 100 metreye bir polis koyuyorlar. Demiyorlar ya bu polis de insan kardeşim. Bunun da yemeğe, tuvalete ihtiyacı var. Bunun da çaya ihtiyacı var. Onu robot gibi görüyorlar. Biz öyle görmeyeceğiz. Devletine hizmet eden insan olarak göreceğiz. Çünkü, sokakta polisle karşılaştığımızda devletimizle karşılaşmış oluyoruz. O nedenle onların da sorunlarını biliyorum.

“Devlet, saygın bir devlet olacak ve halkına hizmet edecek”

Öğretmenlerin de sorunlarını biliyorum. Sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen, kadrolu öğretmen… Böyle bir garabet olur mu? Birisi 50, birisi 100, birisi 2000 alıyor. Ya devlet böyle çalışır mı? Öğretmen öğretmendir. Taşeron işçileri de biliyorum. Onların da sorununu çözeceğiz. Devlet, saygın bir devlet olacak ve halkına hizmet edecek.

Benim cumhurbaşkanlığıma engel olmak isteyen iki grup var. Bunlardan biri beşli çeteler. Beşli çetelerin yapmadıkları rezalet kalmadı. Geleceğim, geleceğim. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını burnunuzdan fitil fitil getireceğim. Kimsenin endişesi olmasın. İkincisi uyuşturucu baronları. Dünyanın parasını kazanıyorlar. Onlara vatandaşlık veriyorlar.

Sonra milyar dolarlar kazanıyorsun ve Türkiye’de bu kara para aklanıyor. Uyuşturucu çetelerinin ne iş yaptığını en iyi bizim polislerimiz bilir. Siyasi otorite polisin elini kolunu bağladığı için bunlarla yeteri kadar mücadele edemiyor. Allah nasip eder cumhurbaşkanı olduğumda şunu söyleyeceğim: Uyuşturucu çetelerinin kökünü kazıyacaksınız. Kim size müdahale ederse bana söyleyeceksiniz. Sorun var ama çözüm de var.”

Paylaşın

Yüz Binler Newroz Alanlarına Akın Etti

Türkiye’nin pek çok kentinde vatandaşlar Newroz kutlamaları için bir araya gelirken, kutlamaların İstanbul’daki adresi Yenikapı’daki miting alanı, Ankara’da Newroz’un adresi Anıtpark oldu.

Haber Merkezi / İstanbul Yenikapı Meydanı’nda, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) öncülüğünde organize edilen ve “Hükümet istifa” sloganlarıyla başlayan etkinliğe, olumsuz hava koşullarına rağmen halkın ilgisi büyük oldu.

Başkent Ankara’daki Newroz etkinliği de Kahramanmaraş depremleri sebebiyle, İstanbul’da olduğu gibi, geçen yıllara oranla daha durgun, ağıtlar eşliğinde yapıldı.

İstanbul

İstanbul Yenikapı’daki miting alanı tamamen dolarken, vatandaşlar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri; “Newroz ateşiyle özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla düzenlenen kutlamalar için sloganlarla miting alanına yürüdü.

“Hükümet istifa” sloganlarının atıldığı miting alanında Newroz ateşi, Barış Anneleri tarafından yakıldı.

İstanbul Yenikapı Meydanı’nda, “Her der Newroz, her dem azadî” ve “Newroz ateşiyle özgürlüğe” şiarıyla yüz binlerin katılım gerçekleştirdiği Newroz’un son bulmasının ardından dağılan kitleye müdahale eden polis, yaklaşık 200 kişiyi gözaltına aldı.

Gözaltına alınanların Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği’ne götürüldüğü belirtildi.

Ankara

Ankara Anıtpark’ta gerçekleşen Newroz’da flama ve “Kapitalizmi Newroz ruhuyla enkaza çevireceğiz”, “ Bedeniyle newrozlaşanların ruhuyla tecridi kıracak, faşizmi yeneceğiz” yazılı pankartlar açılırken, “Newroz piroz be”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Jin, jiyan, azadi”, “katil devlet hesap verecek” sloganları atıldı.

Diyarbakır Newroz’unda katledilen Kemal Kurkut şahsında tüm yaşamını yitirenler anısına 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi, ardından program başlatıldı.

İzmir

İzmir’de çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturduğu Newroz Tertip Komitesi tarafından düzenlenen Newroz kutlamaları başladı. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve Cumhuriyet Meydanı olmak üzere iki noktada toplanan yüzlerce kişi, kutlamaların yapılacağı Gündoğdu Meydanı’na yürüdü.

Yürüyüşte sık sık “Faşizme karşı omuz omuza”, “Newroz piroz be”, “Berxwedana zindana” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları atılırken, “Deprem değil iktidar öldürdü”, “Newroz piroz be”, “Dem dema HDP’ye” ve “Emeğin özgürlüğün ülkesini kurmak için geliyoruz” dövizleri dikkat çekti.

Bursa

Bursa’daki Newroz’un adresi ise Arabayatağı Pazar Alanı oldu. 7’den 70’e her yaştan katılımın olduğu coşkulu Newroz’da, giyilen yöresel kıyafetler, alanda renkli görüntüler oluşturdu. Yeşil Sol Parti ve HDP bayraklarıyla süslenen alana “6 Şubat 2023 Yastayız”, Edî bes e, geçinemiyoruz” ve “Faşizme karşı halkın iradesini savunuyoruz” pankartları asıldı. Binlerin bir araya geldiği Newroz’da binlerce kişi hep bir ağızdan “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok jiyan nabe”, “Bijî berxwedana zindanan” ve “Jin, jiyan, azadî” sloganları atıldı.

Kocaeli

Kocaeli’nde halk, Gebze ilçesindeki Mevlana Kapalı Pazar alanında bir araya geldi. Soğuk ve yağmurlu havaya rağmen 7’den 70’e herkesin katıldığı Newroz alanı, “Her der Newroz, her dem azadî”, “ Newroz ateşiyle özgürlüğe”, “Newroz zalim Dehak’ların saltanatına son verecektir”, “Çağdaş Kawaların izinde Newroz ateşini büyütüyoruz” ve “Newroza gelê şoreşger pîroz be” pankartları ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Yeşil Sol Parti bayraklarıyla donatıldı.

Tekirdağ

Tekirdağ’da, Newroz HDP öncülüğünde Ergene ilçesinde kutlandı. Yöresel kıyafetleriyle Newroz alanında bir araya gelen halk Newroz halayına durdu. Alandan sık sık, “Bijî Newroz”, “Newroz pîroz be” sloganları yükseldi. Tekirdağ’daki Newroz, yapılan konuşmaların ardından son buldu. Halkın dağılımı esnasında ise 1 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi.

Muğla

Muğla’nın Bodrum ilçesine Bağlı Yalıkavak Pazar Yeri’nde Newroz ateşi yakıldı. Kadınlar Newroz’a yöresel kıyafetleriyle katılırken, gençlerin yoğun katılımı dikkat çekti. Newroz’a HDP ve Yeşil Sol Parti flamaları ile katılan yurttaşlar sık sık, “Direne direne kazanacağız”,”jin, jiyan, azadî”,”Bijî Serok Apo” sloganları attı. Öfke ve isyanın hakim olduğu Newroz’da yurttaşları selamlayan Muğla Newroz Tertip Komitesi üyeleri, 2023 Newrozu’nun sorumlulardan hesap sorma Newrozu olduğunu belirtti.

Aydın

Aydın’da Newroz ateşi Efeler ilçesi Osmanyozgatlı Mahallesi Newroz Alanı’nda yakıldı. Newroz, sanatçı Ayşenur Kolivar ve Dengbej Erhan Kaya’nın seslendirdiği ezgilerle sona erdi.

Denizli

Denizli’de Newroz ateşi Esenetepe Pazar Yeri’nde yakıldı. Yüzlerce kişinin katıldığı Newroz’da “Hükümet istifa”, “HDP halktır, halk burada”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı.

Balıkesir

Balıkesir’de Newroz ateşi Ayvalık ilçesine bağlı Yenimahalle’de yakıldı. Newroz’da “Newroz Pîroz Bê”, “Direne Direne Kazanacağız” ve “Jin, Jiyan, Azadî” sloganları atıldı.

Konuşmaların ardından Koma Servan ve Ömer Ökkeş Ruhurevan’ın seslendirdiği şarkıların ardından Newroz programı son buldu.

Batman

Batman’da sağanak yağışa rağmen alanları dolduran yüzbinler, depremde yaşamını yitirenleri anarak 14 Mayıs’ta hesap soracaklarını mesajını verdi.

Van

Van’da yağışlı havaya rağmen Van Kalesi’nde bulunan Newroz Parkı alanını dolduran yüz binler Newroz coşkusunu yaşadı.

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, “Bu seçim, barışın gerçekleşmesi için aklını, fikrini barış için harcayan İmralı’ya 24 aydır tecrit uygulayan iktidardan kurtulma seçimidir” diye konuştu.

Mersin

Mersin’de Newroz Akdeniz İlçesi’nde bulunan Tırmıl  Alanı’nda gerçekleştirildi. Yurttaşlar, ulusal kıyafetleri ile Newroz alanına girerken, alanda kurulan platforma “NEWROZ 2023″ yazılı büyük pankart asıldı.

Antalya

Antalya’da Newroz, “Her der Newroz, her dem azadî” şiarıyla Turgut Özal Spor Salonu önünde gerçekleştirildi. Alan Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Partisi) bayraklarıyla donatıldı.

Manisa

Manisa’da Lale Meydanı’nında bir aya gelen halk Newrozu çoşku ile karşıladı. Mersin’deki programa HDP Amed Milletvekili Remziye Tosun ve HDP MYK Üyesi Naci Sönmez katıldı.

Paylaşın

DEVA Partisi’nde Toplu İstifalar

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Muğla Kurucu İl Başkanı Tolga Keskin ve il yöneticileri partinin değer yargılarıyla ortak bir noktada örtüşmedikleri gerekçesiyle toplu istifa kararı aldı.

OdaTV’nin haberine göre, DEVA Partisi Kurucu İl Başkanı Tolga Keskin, “Partinin içindeki rahatsızlıklardan ötürü biz istifamızı vermiştik ayrılmak istediğimizi belirtmiştik. Onlar da bir atama yaptılar. Bizim bilgimiz dâhilinde oldu her şey. Yani teşkilatlanmamız ile sıkıntılar vardı” dedi.

DEVA Partisi’nden istifa eden 40 kişinin yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Muğla İl Başkanı Sn. Tolga Keskin önderliğinde, korku ve diken üstünde yaşadığımız memleketimize sahip çıkmak amacı ile ve çocuklarımıza, gençlerimize güçlü ve onurlu bir Türkiye emanet etmek üzere siyasi bir yola çıktık.

İnandığımız taşın altına elimizi koyarken, inanç ve amacımız; ülkemizin getirildiği mevcut durumdan kurtarmak, ulusal ve uluslararası saygınlığını hak ettiği yere getirmek idi. Parti programımızı özümser ve sahip çıkarken, partimizin teşkilatlanma biriminin liyakat çizgisinin hayallerimiz ve inancımız ile aynı yolda olmadığını fark ettik. Üzülerek gördük ki; menfaatler ülkemizin çıkarına değilmiş.

Muğla İl Yönetimi olarak; Deva Partisi ile aynı inançlara sahip olmadığımız, değer yargılarımızın ortak noktada örtüşmemesi sonucunda toplu toplu olarak ayrılma kararı vermiş bulunmaktayız.”

Paylaşın

Alevi Örgütleri, Pek Çok Kentte Alanlara Çıktı

Alevi örgütleri, zorunlu din dersi eğitimine karşı İstanbul başta olmak üzere Adana, Adıyaman, Antalya, Aydın, Balıkesir (Altınoluk ve Bandırma, Burnaniye), Dersim, Eskişehir, İzmir, Kırklareli, Kayseri, Muğla ve Samsun’da da “Demokrasi ve laiklik” mitingi düzenledi.

“Eşit yurttaşlık hakkı tanınsın, diyanet lağvedilsin. Cemevleri ibadethanemizdir, dergahlarımızı istiyoruz, zorunlu din dersleri kaldırılsın” pankartının açıldığı mitinglerde, “parasız, bilimsel anadilde eğitim”, “Halklara özgürlük inançlara özgürlük” dövizleri taşındı.

İzmir

İzmir’deki eylem Alsancak’ta yapıldı. Eyleme  Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri şubeleri , Alevi Kültür Dernekleri şubeleri, Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şubesi , Narlıdere Cemevi, Yamanlar Cemevi, Öğrenci Veli Derneği Karşıyaka 2 Nolu Şube’nin yanı sıra siyasi partiler ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Kurumlar adına açıklamayı okuyan Narlıdere Cemevi Başkanı Mustafa Aslan, “Her seviyedeki zorunlu din dersleri, sözde seçmeli olanlar dâhil kaldırılmalı, din derslerini ana sınıfına kadar indiren tavsiye kararı yok sayılmalı, ayrıca altına imza atılan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uyulmalı, AİHM’in Alevi çocukların zorunlu din derslerinden muafiyetiyle ilgili kararları bir an önce uygulanmalıdır. Eğitim sisteminin vakıflar üzerinden düzenlenmesine, gerici, dinci vakıflara kamu kaynakları aktarımına son verilmelidir. Daha da önemlisi, eğitim programları ve müfredatı bilimsel normlara göre yeniden düzenlenmelidir. Eğitimin ticarileştirilmesine son verilmelidir” dedi.

Adana

Adana’da Alevi kurumları ve demokrasi güçleri İnönü Parkı’nda bir araya geldi. ‘Zorunlu Din Dersleri Kaldırılsın’ pankartının açıldığı eylemde basın açıklamasını Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Adana Şube Başkanı Sevim Alkan okudu.

Alkan, okul öncesi çocuklara din dersi eğitimi kararını hatırlatan şöyle konuştu:  “Milli Eğitim Şuraları demokratik ve bağımsız bir danışma kuruluna dönüştürülmeli, bu kurullarda toplumun her kesimi temsil edilmelidir. Eğitim ile ilgili kararlar, bilim insanları ve pedagogların öncülüğünde, toplumun sosyolojik yapısını da dikkate alarak oluşan bağımsız kurullarca alınmalıdır. Laiklik sadece din ve devlet işlerinin ayrılması değil, insan onurunu, tüm hak ve özgürlükleri korumanın, çoğulcu demokrasinin ön koşuludur”

Dersim

Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri, Seyit Rıza Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamada, ‘Halklara özgürlük, inançlara eşitlik’ pankartı açıldı. Yapılan basın açıklamasını Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri adına Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Dersim Şube Başkanı Ekber Kaya okudu.

Halklara özgürlük, inançlara eşitlik demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu ifade eden Kaya, “Halklar ve inançlar kimlikleri, dilleri, kültürleri inançları dolayısıyla asimilasyona uğruyor. Alevilerin bu ülkede maruz kaldığı zulmün fotoğrafı misali; devlet temsilcileri inançların kutsalına saldırarak, silahla fotoğraf vermekten geri durmuyor. Alevilerin inanç merkezleri olan Cemevleri ibadethane olarak değil ticarethane ve konut statüsü kapsamında tutulup Alevi inancına yönelik asimilasyon ve ayrımcılık politikalarına her gün bir yenisi ekleniyor” dedi.

Ankara

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Yenimahalle Şube ve Cemevi öncülüğünde yapılan eylemde ise “Zorunlu din dersleri kaldırılsın! Demokratik ülke, laik ülke istiyoruz” pankartı açıldı.

Ortak basın açıklamasını PSAKD Yenimahalle Şube Başkanı Onur Şahin okudu. Şahin, şöyle konuştu: “Biz bu ülkede vergilerimizi, siz şeriata yatırım yapın ve çocuklarımızın geleceğini çalın diye vermiyoruz. 1950’lerden itibaren okullarda seçmeli olarak uygulanan din dersleri, ABD destekli 12 Eylül faşist darbesinin şefleri tarafından hazırlanan 1982 Anayasası ile zorunlu hale getirildi.

Darbe sonrası kurulan sağ iktidarlar; tekçi, asimilasyoncu, inkarcı, cinsiyetçi eğitim sistemi inşa edip bunun üzerinden yükseldiler. Yine tarikatçı vakıfların isteğiyle seçmeli dersler adı altında 4 tane daha dinsel içerikli ders, müfredatta zorunlu hale getirildi”

Onur Şahin, 20. Millî Eğitim Şûrası’nda 4-6 yaş çocuklar için alınan din dersi kararının derhal geri çekilmesi gerektiğini vurguladı.  Alevi örgütleri ve demokrasi güçleri zorunlu din dersleri başta olmak üzere 4-6 yaşındaki anaokulu çocuklarına din dersi verilmesi, ülkede yaşanan hak ihlalleri, asimilasyon politikaları tepki gösterdi.

Paylaşın

CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanından Ortak Bildiri

Cumhuriyet Halk Partili (CHP) büyükşehir belediye başkanı, teftiş ve denetimlerle ilgili, “Yapılan bir kısım manipülasyonlar veya uydurma gündemler üzerinden yaklaşımlarla, uygunsuz teftişlere karşı olduğumuzu vurgulamak zorundayız” açıklamasını yaptı.

CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın çağrısıyla çevirmiçi toplandı. Telekonferans yöntemiyle düzenlenen toplantı; Ekrem İmamoğlu (İstanbul), Mansur Yavaş (Ankara), Tunç Soyer (İzmir), Muhittin Böcek (Antalya), Zeydan Karalar (Adana), Yılmaz Büyükerşen (Eskişehir), Özlem Çerçioğlu (Aydın), Osman Gürün (Muğla), Vahap Seçer (Mersin), Kadir Albayrak (Tekirdağ) ve Lütfi Savaş’ın (Hatay) katılımıyla yapıldı.

Yerel yönetimlere yönelik bazı vergi indirimlerine gidilmesi ve sübvansiyon desteği verilmesi yönünde taleplerin dile getirildiği bildiride, teftiş ve denetimlerle ilgili hiçbir rahatsızlık yaşanmadığının da altı çizilerek, “Belediyelerimiz ‘özelinde’ gösterilen bu ‘teftiş hassasiyetinin’, eski belediye yönetimleri hakkında yapılan şikayetlerde de gösterilmesini bekliyoruz ve bunu kamu adına talep ediyoruz” denildi.

Türkiye nüfusunun yüzde 50’ye yakınının yaşadığı kentleri yöneten 11 büyükşehir belediye başkanı, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizin, yönetimsel yanlışlardan kaynaklandığı saptamasında bulundu.

Yaşanan ekonomik krizin, yurttaşın cebini yaktığı kadar, yönettikleri devlet kurumlarının bütçelerine de olumsuz yönde etki ettiğini vurgulayan başkanlar, yayımladıkları ortak bildiride şu noktalara dikkat çekti:

“Türkiye nüfusunun yarıya yakınını barındıran 11 kentin yöneticileri olarak, geçtiğimiz 2021 yılının Kasım ayında, bütçelerimizi belediye meclislerinde oylamaya sunduk. Meclisten onaylanarak geçen bütçelerimiz, döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmalardan kaynaklı yaşanan ekonomik belirsizlik ortamında ‘geçersiz bütçeye’ dönüşmüştür. Bu, ‘belirsizlik ve ön görülemezlik’ ortamından, Büyükşehir Belediyelerimiz kadar, bütün yerel yönetimler ve hatta kamu kurumları ciddi anlamda olumsuz etkilenmektedir. Bu kapsamda hem belediyelerimizin hem de diğer kamu kurumlarının ‘yeni bütçe’ yapmaya ihtiyaç duydukları, önümüzde duran bir gerçektir.

Belediyelerimiz, vatandaşa sundukları hizmetleri aksatmama konusunda, çok ciddi mücadeleler vermektedir. Verilen hizmetlerin, devam eden ve devreye alınması planlanan projelerin sürdürülebilir hale dönüştürülmesi hususunda, hükümet yetkililerini Türkiye’deki bu ekonomik zorluklar sırasında, yerel yönetimleri desteklemeye davet ediyoruz. Mazot, elektrik, doğalgaz, un vesaire gibi maliyetlerin etkisiyle, tüm Türkiye’deki belediyeler, hizmetleri devam ettirme noktasında oldukça zorlanmaktadır. Kentlerimiz için hayati öneme sahip hizmetlerle ilgili ihaleler dahi yapılamayacak noktaya gelmiştir. Bu durum, ihalelere katılan firmaları da zora düşürmektedir.

Bu kapsamda, merkezi hükümetten beklentimiz ve talebimiz; yerel yönetimlere yönelik bazı vergi indirimlerine gidilmesi ve hayati öneme sahip konularda sübvansiyon desteği verilmesidir. Örneğin; toplu ulaşımda, KDV ve ÖTV istisnası getirilmelidir. Artan enerji maliyetlerini, özellikle raylı sistemler, elektrik ve su gibi giderlerini düşürecek bazı vergi indirimlerine gidilmelidir. Bu ve benzeri seçeneklerin düşünülmesi, Türkiye’deki bütün yerel yönetimler için önemli olacaktır. Bu sayede, ekonomik sıkıntılar altında ezilen vatandaşlarımızın da bir nebze olsun rahatlaması sağlanacaktır. Zira, devletin her kurumunun yapacağı hizmet ya da hizmetler, vatandaşlarımız içindir. Tüm kamu kurumlarımızın varlık nedeni, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ve ülkemizi ziyaret eden turistlere hizmettir.

Sosyal belediyecilik vurgusu

Hiçbir belediyemiz, daha önce de ifade ettiğimiz gibi, hukuki sistemde, hukuki zeminde teftişten veya denetimden çekinmemektedir. Hiçbir belediyemiz, usulüne uygun her türlü teftiş ve denetime tabi olmaktan asla rahatsızlık duymaz. Ama yapılan bir kısım manipülasyonlar veya uydurma gündemler üzerinden yaklaşımlarla, uygunsuz teftişlere de karşı olduğumuzu vurgulamak zorundayız. Belediyelerimiz ‘özelinde’ gösterilen bu ‘teftiş hassasiyetinin’, eski belediye yönetimleri hakkında yapılan şikayetlerde de gösterilmesini bekliyoruz ve bunu kamu adına talep ediyoruz. Biz, 11 büyükşehrin yöneticileri, her zaman olduğu gibi, yaşanan bütün sıkıntılara, zorluklara ve engellemelere rağmen, bu kara kışta da vatandaşlarımızın yanında olacağız. Sosyal belediyecilik yapmaya, kararlılıkla, sonuna kadar devam edeceğiz.”

Paylaşın

CHP’li 11 Başkandan Deklarasyon: Belediyelerimiz Üzerinden Sürekli Kirli Siyaset Üretiliyor

Ankara’da bir araya gelen CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı, görüşmenin ardından bir deklarasyon yayımladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek veren belediye başkanları CHP’li belediyeler üzerinden kirli siyaset üretilmeye çalışıldığını söyledi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın okuduğu deklarasyonda ekonomi, tarım, turizm, iklim değişikliği gibi konular ele alınırken İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başlattığı ‘özel terör teftişi’ de gündemdeydi.

Deklarasyonu okuyan Mansur Yavaş kurdaki ani yükseliş ve büyük değişimlerle ekonomik koşulların önümüzdeki sene için mali yükü arttığını söyledi. Kaynaklarının büyük kısmınının Cumhur İttifakı belediyelerine gittiğini belirten Yavaş bunun adaletsiz olduğuna vurgu yaptı. Yavaş şöyle konuştu:

“Bizler örnek belediyecilik uygulamalarımızı sürdürürken hükümet tarafından dile getirilen ‘Bütün belediyelere eşit mesafedeyiz’ söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı ortadadır. Türkiye Belediyeler Birliği’nin gelirinin yarısından fazlasını Millet İttifakı belediyeleri sağlarken, kaynaklarının büyük kısmını Cumhur İttifakı belediyelerine ve diğer kamu kurumlarına aktarması adaletsiz bir vakıadır.

Birçok belediyemiz kamu bankalarından ve İller Bankası’ndan kredi alabilmek bir yana, teminat mektubu dahi alamamaktadır. Gelir kalemlerinin büyük bir kısmını belediyelerimizin oluşturmasına rağmen, bütçesi valilikler tarafından yönetilen Kalkınma Ajanslarının gider kalemlerinden kurumlarımız etkin olarak faydalanamamaktadır. Birçok kredi onayı ise uzun süredir Cumhurbaşkanlığı makamının onayını beklemektedir. ‘Eşit mesafe’ değil, sadece ‘mesafe’ ile sürecin yürütüldüğü ve mesafenin Millet İttifakı belediyeleri olmamız sebebiyle gittikçe açıldığı yadsınamaz bir gerçektir.

“Bizlere devlet olanaklarıyla zorluk çıkartılıyor”

İki buçuk yıl boyunca belediyelerimizin yaptığı ve büyük takdir toplayan çalışmaların bir kesime rahatsızlık verdiğini görmekteyiz. Bu durumu anlayışla karşılıyoruz. Kabul etmediğimiz durum ise hukukun dışına çıkılarak, baskı ortamının oluşturulması, haksız ve mesnetsiz ithamlarla kurumlarımızın zan altında bırakılması ve devlet kurumu olan belediyelerimiz üzerinden sürekli olarak kirli siyaset üretilmesidir.

Gelinen noktada, vatandaşlarımızı ayırt etmeden hizmet eden belediyelerimize ayrımcılık yapıldığı, millet iradesi ile seçilen bizlere devlet olanaklarıyla zorluk çıkarıldığı, demokrasi ve hukuk kurallarıyla işlemesi gereken bir düzenden baskı ve engel düzenine geçiş yapıldığı açıktır.

İstanbul Büyükşehir Belediyemize yapılan haksızlığın, tüm belediyelerimize yapıldığını düşünüyor ve bu haksızlığı reddediyoruz. Bir belediyemiz için uygulanması düşünülen hukuksuzluk, karşısında tüm belediyelerimizi ve milletimizi bulacaktır.

Millet İttifakı Belediye Başkanları olarak bundan sonraki süreçte de haksızlığa, hukuksuzluğa, baskılara ve ithamlara karşı tek yürek olacağımızın bir kez daha altını çiziyoruz. Bu güçlü irade baskılardan bırakın yılmayı, aksine her zorlukta daha da güçlenecek ve vatandaşlarımıza daha çok hizmet etme azmimizi perçinleyecektir.”

Deklarasyon, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfi Savaş’ın imzasını taşıyor.

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, İktidara Muğla’dan Yüklendi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muğla Büyükşehir Belediyesi Toplu Açılış ve Temel Atma Töreni ile Muhtarlar, STK Temsilcileri ve Kanaat Önderleri buluşmasına katıldı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu her iki etkinlikte de yaptığı konuşmada gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, STK Temsilcileri ve Kanaat Önderleri buluşmasında yaptığı konuşmada, ”Eğer bir bankanın yönetim kurulu üyeliğine bir güreşçiyi atarsanız ne olur? Bu şuna benzer: ben üniversiteyi bitirdim, iyi de okudun gel bu apandisit ameliyatını yap. Liyakat budur; işi ehline teslim etmek. Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri budur” ifadelerini kullandı.

Muğla Büyükşehir Belediyesi Toplu Açılış ve Temel Atma Töreni’nde konuşmada ise Kılıçdaroğlu, ”Terörle mücadele edilecekse bu ülkenin askerleri yapacak. Yabancı askerler değil. Diyorlar ki evet de. Demeyeceğiz. Bu ülkenin topraklarına yabancı askerlerin postalları değmeyecek” dedi.

Kılıçdaroğlu, Muhtarlar, STK Temsilcileri ve Kanaat Önderleri buluşmasında yaptığı açıklamalardan satırbaşları şöyle;

”CHP halkın partisi olma konusunda önemli adımlar attı. Bir siyasi parti ben devletim diyorsa orada demokrasi yoktur. Gelip de devletin bütün kurumları partili yapacağım derse, devlet geriye gider. Liyakat diye bir kavram var. İşi ehline vereceksin. Bu bizim inancımızın da gereğidir.

Eğer bir bankanın yönetim kurulu üyeliğine bir güreşçiyi atarsanız ne olur? Bu şuna benzer: ben üniversiteyi bitirdim, iyi de okudun gel bu apandisit ameliyatını yap. Liyakat budur; işi ehline teslim etmek. Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri budur.

İşi ehline vermezsiniz, devlette çürüme yaşarsınız. Çürümeden çıkmanın yolu işinin ehline teslim etmektir. Kilolarca uyuşturucu geliyor, Derince Limanı’na. Yakalanıyor, kim sorumlusu, belli değil. Bir tek savcı cesaret edip dava açamıyor. Ama fırından biri ekmek çalsın, 50 polis yakalar savcıya götürür.

Zindaşti’yi yakaladılar. Bir gün sonra bir savcı çıktı, serbest bıraktı adam kaçtı gitti. Bir savcı kendi isteğiyle bırakır mı? Bunun ana omurgası, çürüyen siyasettir.

“Vergilerin büyük kısmı Londra’daki bir tefeciye gidecek”

Devleti yönetirken iktidar vatandaştan vergi toplar. Vergisiz tek bir alan var soluduğumuz hava. Musluğu açtığında vergi var. Elektrik düğmesine bastığınızda 5 çeşit vergi ödüyorsunuz. Soru: Benim vergimi nerede kullanıyorsun sen? Neden yoksulluk var? Bu soruların sorulması lazım.

Kaynaklar sınırlıdır ama ihtiyaçlar sınırsızdır. Ne olması lazım: Sınırlı kaynaklarla, sınırsız ihtiyaçlar arasında denge kurmanız lazım. Bunu nerede kurarız, bütçede. Bütçe görüşmeleri yapılıyor. Vergilerin büyük kısmı Londra’daki bir tefeciye gidecek.

Cumhuriyetin 100. yılını bitirmek üzereyiz. Yüz yıl devirdik. Önümüzdeki yüz yıl ne yapacağız? Osmanlı sanayi devrini kaçırdığı için battı. Türkiye böyle bir süreci kaçırırsa o da batacak. Gençler diyorlar ki ben gidiyorum yurt dışına. İyi de memleketi kim büyütecek? En iyi yetişen çocuklarımızı batılılar kaparsa biz nasıl büyüyeceğiz.

İktidarı eleştiriyorum doğru. Ama tavsiyede de bulunuyorum. Kara kış fonunu önerdik. Fransızı, Almanı kuruyor, sen de kursana kardeşim.

Fakirin faturasını bari düşük tut. Bu da olmaz. Niye olmaz? Bütün hizmeti 5’li çeteye yapacaksa ben isyan etmeyip de kim isyan etsin. Çözülmesi lazım bunun. Bu nedenle hepimizin sorumluluğu var. Muhtarlık kurumuna hiç önem verilmedi. Tarihi bir önemi var muhtarlığın. Muhtarları toplarlar, aslansınız kaplansınız dersiniz. O kadar.

Muhtarlarla toplantı yaparken dedim ki, her muhtara bir yardımcı vereceğim. Sonra kıyameti kopardılar. Allah akıl fikir versin. Bizim belediylerimiz muhtarların yanına bir kişiyi veriyor, ama bu doğru değil. Böyle olursa muhtar belediye başkanını eleştiremez. Kamu tahsis etmeli oraya. İsraf yolsuzluk almış başını gidiyor. Türkiye’yi buradan çıkarmamız lazım.”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Muğla Büyükşehir Belediyesi Toplu Açılış ve Temel Atma Töreni’nde ise özetle şunları söyledi;

”Yoksul mahallelere pozitif ayrımcılık yapacaksınız. Kreş yapacaksınız. Bir kara kış hepimizi bekliyor. Kara kış için hükümete bir çağrıda bulundum. Vatandaş faturalarını ödeyemeyecek. Hükümete çağrı yaptım: Her şeyden önce bir kara kış fonu kurun. Dünya kadar fonunuz var. Vatandaş en azından bu kışı rahat geçirsin. Bu onların oylarını arttırabilir. Umrumda değil.

“Bana yönelik tehdiler var, hiç umrumda değil”

Muhalefet partisi olarak şunu demek istemiyorum: Batsınlar, vatandaş da oy vermekten vazgeçsin. Böyle bir kolaycılığı kabul etmedim. Cumhuriyetin 98. yıldönümü, hepimize kutlu olsun. Cumhuriyetin ikinci yüz yılına hazırlanacağız. Geçen bir yüzyılda darbeler oldu, gencecek fidanlar, başbakanlar idam edildi. Biz ikinci yüz yıla güçlü bir demokrasi ile girmek istiyoruz.

İkinci yüz yıla kadın erkek eşitliği ile girmek istiyoruz. Gençlerimiz işsiz kalmasın, Türkiye’nin itibari olsun, hiçbir ülkenin devlet başkanı bu ülkenin devlet başkanına ‘aptal olma’ dememeli, bunu istiyoruz. Bana yönelik tehdiler var, hiç umrumda değil.

Bize diyorlar ki sizin dostların kim? Bizim dostlarımız, esnaflar, gençler, çiftçiler… Bütün dostlarıma diyorum ki yarın sandık gelecek, sandığa gideceksiniz. Feriştahları gelse beni yolumdan döndüremezler. Bugün sarayda oturan kişinin büyük sıkıntılar var, biliyorum az kaldı. Çok yakında yolcu edeceğiz.”

Paylaşın

Marmaris Açıklarında 3.9 Büyüklüğünde Deprem

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), sosyal medya hesabı üzerinden, Muğla’nın Marmaris ilçesi açıklarında 3.9 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini duyurdu.

Haber Merkezi / AFAD’ın açıkladığı verilere göre, saat 10.45’de meydana gelen depremin derinliği 24.85 kilometre olarak ölçüldü.

Deprem, Marmaris’e 162.22 kilometre, Yunanistan’ın Dodecanese kentine ise 65 kilometre mesafede meydana geldi.

Düşük ölçekli olan depremin etkilediği bölgelerde herhangi bir zarar rapor edilmedi.

Paylaşın