IŞİD’den Moskova’da Silahlı Saldırı: En Az 133 Ölü

Rusya’nın başkenti Moskova’da yer alan bir konser salonuna düzenlenen silahlı saldırıda, en az 133 kişi hayatını kaybederken, 133’den fazla kişi de yaralandı. Saldırıyı IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) üstlendi.

Haber Merkezi / IŞİD ile bağlantılı Amaq ajansı tarafından Telegram’da paylaşılan kısa açıklamada saldırı üstlenildi; ancak açıklamada, bu iddiayı desteklemek için bir delil ortaya konmadı.

Rusya medyası da saldırının IŞİD tarafından üstlenildiğine dair güvenilir bir bilgi olmadığını belirtiyor. Rusya’nın İngilizca yayın yapan haber kanalı Russia Today de saldırıyı henüz üstlenenin olmadığını duyurdu.

Öte yandan Reuters haber ajansı adını paylaşmadığı bir ABD’li yetkiliye dayandırdığı haberinde ABD’nin saldırıyı IŞİD’in Horasan kolunun gerçekleştirdiğine dair istihbarat bilgisi olduğunu belirtti. Aynı yetkili ABD’nin Rusya’yı saldırı konusunda geride bıraktığımız haftalar içerisine uyardığını da söyledi.

Moskova’daki saldırı, 2004 yılında militanların aralarında yüzlerce çocuğun da olduğu binden fazla kişiyi rehin aldığı Beslan okul kuşatması olarak tarihe geçen saldırıdan bu yanaki en ağır saldırılardan biri.

Rus basınına göre, kamuflaj kıyafetli en az 5 kişi Crocus City alışveriş merkezindeki konser salonu yakınlarında ateş açtı. O sırada “Picnic” adlı bir müzik grubunun konseri vardı. TASS haber ajansı da ateş açılan binada patlama olduğunu ve yangın çıktığını bildirdi.

11 gözaltı

Reuters haber ajansının aktardığına göre, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Devlet Başkanı Vladimir Putin’e saldırıyla bağlantılı olarak 11 şüphelinin gözaltına alındığı bilgisini verdi. Rusya’nın Interfax haber ajansı da Kremlin’e dayandırdığı haberinde, saldırıyla bağlantılı olarak ‘daha fazla suç ortağının tespiti için çalışma yapıldığını’ aktardı.

Putin: Dikkatlice planlanmış bir terör saldırısı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, saldırısının ardından ilk kez konuştu. Tüm saldırganların yakalandığını belirten Rusya Devlet Başkanı Putin, “Saldırganlar Ukrayna’ya kaçmaya çalışıyorlardı” dedi. “Düşmanlarımız bizi bölemeyecek” ifadelerini kullanan Rus lider Putin, “Dikkatlice planlanmış bir terör saldırısının yanı sıra önceden hazırlanmış bir toplu insan katliamıyla karşılaştık” dedi.

Bu saldırı emrini veren herkesin cezalandırılacağını belirten Putin, “Rusya’ya, halkımıza yönelik bu saldırıyı hazırlayan, teröristlerin arkasında duran herkesi tespit edip cezalandıracağız” ifadelerini kullandı. 24 Mart gününü yas günü ilan ettiklerini duyuran Putin, saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diledi.

Türkiye, saldırıyı kınadı

Türkiye, Moskova’daki saldırıyı kınadı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, saldırıda çok sayıda ölü ve yaralı olduğunun üzüntüyle öğrenildiği belirtildi. Açıklamada, “Masum sivilleri hedef alan bu menfur terör saldırısını şiddetle kınıyoruz. Rus halkına ve Rusya hükümetine en derin taziyelerimizi sunuyoruz” denildi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile telefonda görüşerek saldırı nedeniyle başsağlığı diledi. Fidan, Lavrov’a, Türkiye’nin saldırıyı kınadığını belirterek, Rus halkı ve hükümetine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Türk halkının başsağlığı dileklerini iletti.

“Ukrayna bağlantısına dair bir işaret yok”

Olayın hemen ardından ABD yönetimi, olayda Ukrayna bağlantısına dair bir işaret bulunmadığını açıkladı. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, “Açılan ateşte Ukrayna’nın ya da Ukraynalıların dahli olduğuna dair bu sefer bir işaret bulunmamakta” ifadelerini kullandı.

Olayın detaylarıyla ilgili konuşabilmek için henüz çok erken olduğunu belirten Kirby, “Ancak görüntüler dehşet verici. Düşüncelerimiz bu korkunç silahlı saldırının kurbanlarıyla. Haberi daha almamış anneler babalar, ağabey ve ablalar, kız ve erkek çocuklar var. Bu çok zor bir gün olacak” diye konuştu.

Saldırıyla ilgili Ukrayna’dan da açıklama geldi. Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin baş danışmanı Mihail Podolyak, Ukrayna’nın olayla hiçbir bağlantısının bulunmadığını belirtti.

“Washinton nereden biliyor?”

Rusya Dışişleri Bakanlığı, olayı “terör saldırısı” olarak nitelendirerek tüm dünyaca kınanması gerektiğini kaydetti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova, Kirby’nin açıklamasına tepki göstererek “Washington’daki yetkililer daha bir trajedinin ortasındayken neye dayanarak birinin masumiyetiyle ilgili çıkarımda bulunabiliyor?” sorusunu yöneltti. Zakharova, Washington’ın elinde bilgiler varsa bunu Rusya ile paylaşması ya da bu tür açıklamalarda bulunmaya son vermesi gerektiğini söyledi.

Moskova’daki ABD Büyükelçiliği, 7 Mart’ta yaptığı açıklamada “aşırılıkçıların” Moskova’da saldırı planları yaptığına dair uyararak ABD vatandaşlarının Moskova’daki kalabalık yerlerden uzak durmaları tavsiyesinde bulunmuştu.

Saldırının arkasında kim var?

Cuma günü kısa bir açıklama yapan IŞİD saldırıyı üstlendi. Cumartesi günü ise saldırganlara ait olduğunu öne sürdüğü ve dört maskeli erkeğin yer aldığı bir fotoğraf paylaştı.

Rus yetkililer, saldırıyı IŞİD’in üstlenmesine dair bir açıklama yapmadı. ABD iki hafta önce Moskova’da büyük etkinliklerin hedef alınabileceğine dair bir uyarı yayımlamıştı. Rus yetkililer, ABD’nin paylaştığı istihbarat bilgisinde pek bir detay olmadığını belirtti.

Vladimir Putin geçen hafta yaptığı bir konuşmada “Batılı kurumların Rusya’da terör saldırısı düzenlenebileceğine dair son dönemde yaptığı provokatif açıklamalar bir şantaj niteliğindedir. Amacı toplumumuzu sindirmek ve istikrarsızlaştırmaktır” demişti.

ABD saldırının arkasında IŞİD’in Horasan kolu olan IŞİD-H’nin olduğunu söyledi. Örgütün bu kolu, eskiden Horasan olarak adlandırılan bölgede bir halifelik kurmak istiyor. Örgütün hak iddia ettiği topraklar Afganistan, Pakistan, Türkmenistan, Tacikistan, Özbekistan ve İran’ı kapsıyor.

New York Times’a konuşan terörizmle mücadele analisti Colin Clarke “IŞİD-H iki yıldır Rusya’ya odaklanmış durumda” diyor ve ekliyor: Örgüt Kremlin’i Afganistan, Çeçenistan ve Suriye’deki müdahaleleri nedeniyle eleştiriyor, Müslümanları katlettiğini söylüyor.

Putin saldırganların Ukrayna’ya kaçmaya çalışırken yakalandığını söyledi, “İlk bulgulara göre Ukrayna tarafında onlar için bir geçiş hazırlanmıştı” dedi. Ukrayna ise bu iddiayı reddetti, “son derece absürt” diye niteledi.

Paylaşın

Ankara’dan Moskova’ya “Şükrü Okan” Uyarısı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), Ukrayna’nın güneyindeki Izmaïl limanına giden bir Türk şirketine ait kargo gemisine uyarı ateşi açılmasıyla ilgili Rusya’nın “uygun şekilde uyarıldığını” açıkladı.

Sessiz kalındığı yönündeki eleştirilerin doğru olmadığını bildiren DMM’nin X hesabı üzerinden yapılan açıklamada, olayın gerçekleştiği yerin Karadeniz’in Türk karasuları değil, uluslararası sular olduğu, geminin sahibinin Türk olmasına rağmen uluslararası hukukta geminin ismi ya da personelinden ziyade bayrak devletinin önemli olduğu ve Rusya Federasyonu’nun “uygun şekilde” ikaz edildiği bildirildi.

Türkiye, Palau bayrağı taşımasına rağmen bir Türk şirketine ait geminin karıştığı olayla ilgili sessizliğini bozdu.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), Ukrayna’nın güneyindeki Izmaïl limanına giden bir Türk şirketine ait kargo gemisine uyarı ateşi açılmasıyla ilgili Rusya’nın “uygun şekilde uyarıldığını” açıkladı.

DMM’den yapılan açıklamada “Rusya’daki muhataplarımız Karadeniz’de tansiyonu yükseltebilecek bu tür girişimlerden kaçınmaları konusunda uyarılmıştır” denildi. Şükrü Okan isimli gemiye yapılan baskının Türk karasularında değil uluslararası karasularda yaşandığı belirtilen açıklamada “geminin sahibi Türk olsa bile gemi Türk bayraklı bir gemi değildir” ifadeleri kullanıldı.

Rusya Savunma Bakanlığı, 13 Ağustos Pazar günü Karadeniz’de devriye gezen Rus gemisi Vasiliy Bikov’un Palau bayraklı Sükrü Okan adlı Türk yük gemisine uyarı ateşi açtığını ve gemiyi durdurduğunu açıklamış, Ukrayna’nın İzmail Limanı’na giden gemiye yasak kapsamına giren bir yük taşıyıp taşımadığının denetlenmesi amacıyla durması yönünde önce uyarı yapıldığını, ancak buna tepki vermediği için üzerine uyarı ateşi açılarak durdurulduğunu bildirmişti.

Açıklamada, daha sonra Rus denetim ekiplerinin helikopterle gemiye indiği, çalışmalarını yürüttüğü ve daha sonra da hedef limanına gitmesine izin verildiği bilgisi yer almıştı.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, kargo gemisinin Kiev tarafından kurulan “yeni bir insani yardım koridorunu” kullandığını söyledi. Ukrayna Altyapı Bakanı Oleksandre Kubrakov ise, yeni koridorun Şubat 2022’de “esas olarak Rus işgali sırasında limanlarda bulunan gemileri tahliye etmek için kullanılacağını” açıkladı.

Paylaşın

Moskova’da Dörtlü Zirve: Şam, Normalleşme Şartlarını Yineledi

Rusya’nın başkenti Moskova’da Türkiye, Suriye, Rusya ve İran dışişleri bakanlarını bir araya getiren Dörtlü Dışişleri Bakanları Toplantısı sona erdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad, Suriye’de savaşın başladığı 2011 yılından bu yana dışişleri bakanları düzeyinde ilk kez görüştü.

Haber Merkezi / Dörtlü zirve sonrası yapılan açıklamada ise görüşmelerin devam edeceği belirtildi.

Çavuşoğlu, toplantı sonrası yaptığı açıklamada “Terörle mücadelede iş birliği, geri dönüşlerin altyapısının iş birliği içinde sağlanması, siyasi sürecin ilerletilmesi ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini vurguladık” ifadesini kullandı.

Suriye devlet ajansı SANA’nın aktardığına göre ise Mikdad, ‘Suriye’nin ana hedefinin topraklarındaki Türk kuvvetleri de dahil olmak üzere her türlü yasa dışı askeri varlığı sona erdirmek olduğunu’ yineledi. Mikdad, “Bu konuda ilerleme olmadan gerçek bir sonuca varmayacağız ve her durumda geri çekilme konusunda çalışmaya, talep etmeye ve ısrar etmeye devam edeceğiz” dedi.

Mikdad, şöyle devam etti: “Türk Dışişleri Bakanı’nın, Türk kuvvetlerinin çekilmesi durumunda oluşan boşluğu terör örgütlerinin dolduracağına ve bunun Türkiye’nin güvenliğini tehdit edeceğine dair açıklamalarını okudum. Bununla ilgili yorum yaparak, açıklığa kavuşturmak isterim ki, Türkiye’den Suriye’den güçlerini çekeceğine dair açık bir kamuoyu onayının alınmasını istiyoruz. Buna göre, bunu organize, koordineli ve üzerinde anlaşmaya varılmış bir şekilde uygulamak için pratik adımlar üzerinde anlaşmaya varılacaktır.’’

Dışişleri’nden açıklama

Toplantının ardından Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı açıklamada ise, şu ifadelere yer verildi:

“Katılımcılar, 2254 sayılı BMGK Kararı ve ‘Astana Formatı’ çerçevesinde yayınlanan resmi bildiriler uyarınca, Suriye’nin egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadeleye olan bağlılıklarını teyit ettiler. Suriyelilerin anavatanlarına gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşlerinin sağlanması ve ihtilaf sonrası yeniden inşanın kolaylaştırılması bakımından, Suriye’ye yönelik uluslararası yardımın artırılmasının taşıdığı önemin altı çizildi.

Katılımcılar ayrıca, Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerin ilerletilmesine yönelik olarak Dışişleri Bakan Yardımcılarını, dört ülkenin Savunma Bakanlıkları ve İstihbarat birimleri ile koordinasyon halinde bir yol haritası hazırlamaları hususunda talimatlandırmayı kararlaştırdılar.”

Normalleşme sürecinin ilk adımı 28 Aralık’ta atıldı

Ankara ile Şam arasındaki normalleşme sürecinde Rusya’nın da girişimleriyle ilk somut adım bakanlar düzeyinde 28 Aralık’ta atıldı.

Moskova’da 28 Aralık 2022’de Türkiye, Rusya ve Suriye savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katılımıyla yapılan üçlü toplantıda Suriye krizi, mülteci sorunu ve Suriye topraklarında bulunan tüm terör örgütleri ile ortak mücadele çabaları ele alındı.

Şam yönetimi, Türk birliklerinin çekilmesini istiyor

İlk görüşmede Şam yönetiminin, Türkiye’den, topraklarından çekilmesini ve Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) “terörist” olarak tanınmasını istediği ancak bu taleplerin Türkiye tarafından geri çevrildiği bildirildi.

Nisan başında dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılan toplantıya İran da katıldı. Türkiye, Suriye, Rusya ve İran savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının katıldığı 25 Nisan’da yapılan toplantı, Ankara ile Şam arasında başlatılan normalleşme sürecinde yeni bir adım oldu.

Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türkiye “Suriye topraklarında her şekliyle terör örgütleri ve tüm aşırılıkçı gruplarla mücadele, Suriyeli mültecilerin topraklarına dönmelerine yönelik çabaların yoğunlaştırılması”na vurgu yaptı ve tarafların “Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını teyit” ettikleri belirtildi.

Suriye ise “Türk birliklerinin Suriye’den çekilmesi” talebini yineledi.

Erdoğan sinyalini vermişti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Aralık toplantısı öncesinde Suriye’nin kuzeyindeki YPG güçlerine yönelik olası kara operasyonuyla ilgili açıklamada bulunurken, “Biz şu an itibarıyla Suriye, Türkiye, Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz. Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin.

Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız” şeklinde konuşmuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Rus medyasına yansıyan haberlerde, Moskova’nın Türkiye tarafından önerilen üçlü diplomasi mekanizması fikrine sıcak baktığı belirtilmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kasım ayında Suriye Devlet Başkanı Esad ile görüşebileceğinin sinyalini vermiş ancak Esad, Türkiye Suriye’nin kuzeyindeki askerlerini çekmeyi kabul etmediği müddetçe Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeyeceğini söylemişti.

Paylaşın

Suriye İle Normalleşme: Şam: TSK’nın Çekilmesi Görüşüldü

Suriye Savunma Bakanlığı, Rusya’nın Başkenti Moskova’da gerçekleştirilen dörtlü toplantıda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye topraklarından çekilmesi ve “M4” otoyolunun açılmasına ilişkin anlaşmanın uygulanmasının görüşüldüğünü açıkladı.

Haber Merkezi / Suriye Savunma Bakanlığı, Türkiye, Rusya, İran ve Suriye savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının Rusya’nın başkenti Moskova’da gerçekleştirdiği toplantıya ilişkin açıklama yaptı.

Suriye’nin resmi haber ajansı SANA’nın haberine göre, açıklamada, “Toplantıda, Türk kuvvetlerinin Suriye topraklarından çekilmesi konusunun yanı sıra M4 yolu [Lazkiye-Halep] olarak bilinen uluslararası karayolu üzerindeki anlaşmanın uygulanması görüşüldü” denildi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, İran Savunma Bakanı Mohammad Reza Aştiyani ve Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile Rusya, İran ve Suriye istihbarat başkanları Rusya’nın başkenti Moskova’da bir araya gelmişti.

Milli Savunma Bakanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada görüşülen konular arasında Suriye’deki güvenlik durumunun iyileşmesi, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi için atılabilecek adımlar, Suriye’deki tüm aşırılıkçı gruplarla mücadele ve mültecilerin ülkelerine dönüşü gibi başlıklar olduğu belirtilmişti.

Bakanlık “Taraflar Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını teyit etmişlerdir. Yapıcı havada geçen toplantı sonucunda, Suriye’de ve bir bütün olarak bölgede istikrarın temin edilmesi ve sürdürülmesi için dörtlü formattaki toplantıların devamının önemi vurgulanmıştır” ifadelerini kullanılmıştı.

Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada da “Dört ülke Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumaya ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine hızla dönmesi için yapılan çalışmaları yoğunlaştırmaya bağlılıklarını bildirdi” ifadeleri yer almıştı.

Rusya, Aralık ayında Suriyeli ve Türk savunma bakanlarının biraraya geldiği bir toplantıya evsahipliği yapmıştı. O tarihten bu yana üçlü görüşmeler, Esat’ın müttefiki ve yakınlaşmayı açıkça destekleyen İran’ı da kapsayacak şekilde genişletilmişti.

Suriye, Türkiye, İran ve Rusya dışişleri bakan yardımcılarının, Suriye savaşı sırasında yıllarca süren düşmanlıkların ardından Ankara ve Şam arasındaki temasları geliştirmek için Nisan ayında Moskova’da biraraya gelecekleri bildirilmişti.

Paylaşın

Türkiye, Suriye, Rusya ve İran’dan Moskova’da Dörtlü Zirve

Türkiye, Rusya, İran ve Suriye savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının Moskova’da yaptığı toplantıda, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleştirilmesi alanında atılabilecek somut adımlar ele alındı.

Haber Merkezi / Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, İran Savunma Bakanı Mohammad Reza Aştiyani ve Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile Rusya, İran ve Suriye istihbarat başkanları Rusya’nın başkenti Moskova’da bir araya geldi.

Milli Savunma Bakanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada görüşülen konular arasında Suriye’deki güvenlik durumunun iyileşmesi, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi için atılabilecek adımlar, Suriye’deki tüm aşırılıkçı gruplarla mücadele ve mültecilerin ülkelerine dönüşü gibi başlıklar olduğu belirtildi.

Bakanlık “Taraflar Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını teyit etmişlerdir. Yapıcı havada geçen toplantı sonucunda, Suriye’de ve bir bütün olarak bölgede istikrarın temin edilmesi ve sürdürülmesi için dörtlü formattaki toplantıların devamının önemi vurgulanmıştır” ifadelerini kullandı.

Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada da “Dört ülke Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumaya ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine hızla dönmesi için yapılan çalışmaları yoğunlaştırmaya bağlılıklarını bildirdi” ifadeleri yer aldı.

Rusya, Aralık ayında Suriyeli ve Türk savunma bakanlarının biraraya geldiği bir toplantıya evsahipliği yapmıştı. O tarihten bu yana üçlü görüşmeler, Esat’ın müttefiki ve yakınlaşmayı açıkça destekleyen İran’ı da kapsayacak şekilde genişletilmişti.

Suriye, Türkiye, İran ve Rusya dışişleri bakan yardımcılarının, Suriye savaşı sırasında yıllarca süren düşmanlıkların ardından Ankara ve Şam arasındaki temasları geliştirmek için Nisan ayında Moskova’da biraraya gelecekleri bildirilmişti.

Paylaşın

“Türkiye Ve Suriye, Moskova’da Anlaşmadı” İddiası

Şam yönetiminin, Türkiye’nin kontrolündeki alanları ‘terör bölgesi’ ilan etmek istediği ancak bu talebin Ankara tarafından reddedildiği, Suriye’nin YPG’ye karşı çalışmaya da istekli görünmediği öne sürüldü.

Ankara’nın sınırda, YPG ve SDG birliklerinden arındırılmış 30 kilometrelik bölge oluşturma talebine ve 1 milyon mültecinin Suriye’ye geri gönderme planına Şam’ın sıcak bakmadığı da iddia edildi.

Türkiye, Suriye ve Rusya savunma bakanlarının Moskova’da yaptıkları görüşmelerde, ‘herhangi bir anlaşma sağlanamadığı’ iddia edildi. Suriye ile 11 yıl sonra ilk kez bakanlar düzeyinde yapılan görüşmelere işaret eden Middle East Eye sitesi, Ankara’nın Şam’dan gelen ‘önemli bir talebi reddettiğini’ bildirdi. Siteye konuşan Türk kaynaklar, Türkiye’nin desteklediği silahlı grupları ‘terörist’ olarak nitelemeye karşı çıktığını aktardı.

‘Suriye YPG’ye karşı çalışmaya istekli değil’

Kaynak, Şam yönetiminin, Türkiye’nin kontrolündeki alanları ‘terör bölgesi’ ilan etmek istediğini söyledi ancak bu talep de Ankara tarafından reddedildi. Habere göre kaynak, Suriye’nin YPG’ye karşı çalışmaya ‘istekli görünmediğini’ de sözlerine ekledi.

‘Türkiye’nin derhal geri çekilmesi talep edildi’

Ankara’nın sınırda, YPG ve SDG birliklerinden arındırılmış 30 kilometrelik bölge oluşturma talebine ve 1 milyon mültecinin Suriye’ye geri gönderme planına Şam’ın ‘sıcak bakmadığı’ belirtildi. Habere göre Şam yönetimi, müzakerelerin başlaması için ön koşul olarak Türkiye’nin Suriye topraklarından ‘derhal çekilmesini’ talep etti. Midde East Eye’da, şu ifadelere yer verildi: “Ancak bu ön koşul, Esad’ın kilit müttefiki Rusya’nın, Şam’a Ankara ile ilişki kurması için ağır baskı yapmasının ardından kaldırıldı.”

‘Ankara kabul etti’ iddiaları yalanlandı

Suriye’de yayın yapan Şam rejimine yakın El Vatan gazetesi, Moskova’daki görüşmelerde, Türk askerlerinin Suriye’nin kuzeyindeki topraklardan çekilmesi konusunda uzlaşmaya varıldığını iddia etmişti. Söz konusu iddianın sorulduğu kaynaklar, haberleri yalanlayarak ‘propaganda’ olarak niteledi. Kaynaklar, El Vatan gazetesini, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamalarını ‘bağlamından koparmak’ ile suçladı.

Çavuşoğlu ne demişti?

Bakan Çavuşoğlu, Moskova’da düzenlenen üçlü görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunmuştu. “Faydalı bir görüşme olduğunu söyleyebilirim” diyen Çavuşoğlu, Şam yönetiminin Türkiye’ye yönelik genel anlamda “Topraklarımızdan çıkın” açıklamalarında bulunduğunu aktararak, şöyle devam etmişti:

“Biz de buralarda terör örgütlerinin olduğunu, kendilerinin de hakimiyet sağlayamadığını, siyasi bir istikrar olduğu zaman, ülkede her şey yoluna girdiği zaman buraları Suriye’ye devredeceğimizi söylüyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine verdiğimiz önemi de zaten tüm açıklamalarımızda vurguladığımızı tekrar hatırlatıyoruz.”

(Kaynak: Gazete Duvar)

Paylaşın

11 Yıl Sonra Türkiye İle Suriye Arasında Bakan Düzeyinde Temas

Türkiye ile Suriye arasında 11 yıl sonra bakanlar düzeyinde görüşme gerçekleşti. Yapıcı havada geçtiği belirtilen toplantının sonucunda Rusya, Suriye ve Türkiye arasında gerçekleştirilen üçlü formattaki toplantıların devamı konusunda mutabık kalındığı bildirildi.

Haber Merkezi / Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan ile Rusya’ya gitti. Akar ve Fidan’ın başkent Moskova’daki temasları sürüyor.

Son olarak Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Moskova’da Suriyeli Mevkidaşı Ali Mahmud Abbas ile görüştü. Görüşmede Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile birlikte Suriye ve Türkiye’nin istihbarat başkanları da yer aldı.

Konuya ilişkin Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada “Toplantıda Suriye krizi, mülteci sorunu ve Suriye topraklarında bulunan tüm terör örgütleri ile ortak mücadele çabaları ele alınmıştır” ifadeleri yer aldı.

Yapıcı havada geçtiği belirtilen toplantı sonucunda ise “Suriye’de ve bir bütün olarak bölgede, istikrarın temin edilmesi ve sürdürülmesi için üçlü formattaki toplantıların devamı konusunda mutabık kalındığı” belirtildi.

Bu, Suriye ile Türkiye arasında 11 yıl sonra bakanlar düzeyinde yapılan ilk görüşme oldu.

Rusya’dan açıklama

Görüşmeyle ilgili Rusya Savunma Bakanlığı’ndan da açıklama geldi. Bu açıklamada da görüşmede “Suriye krizi ve mülteci sorununun çözüm yollarının yanı sıra Suriye’deki aşırılıkçı gruplarla mücadeleye yönelik ortak çabaların ele alındığı” belirtildi.

Erdoğan sinyalini vermişti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz haftalardaSuriye’nin kuzeyindeki YPG güçlerine yönelik olası kara operasyonuyla ilgili açıklamada bulunurken “Biz şu an itibarıyla Suriye-Türkiye-Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz. Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız” demişti.

Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Rus medyasına yansıyan haberlerde, Moskova’nın Türkiye tarafından önerilen üçlü diplomasi mekanizması fikrine sıcak baktığı belirtilmişti.

Reuters, aralık ayı başında, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yapılacak olası görüşme teklifini reddettiğini yazmıştı.

Paylaşın

Putin, Kim Jong-un’a Mektup Gönderdi; İlişkilerin Geliştirilmesini İstedi

Kuzey Kore devlet medyası KCNA, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Moskova ile Pyongyang arasında daha güçlü ilişki kurulması çağrısında bulunduğunu duyurdu. İki ülke liderleri, Kim’in 2019’daki Rusya ziyaretinde iş birliği anlaşması imzalamıştı.

Putin’in Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’a gönderdiği mektupta Rusya ve Kuzey Kore’nin “ikili yapıcı ilişkileri geliştirmesi gerektiğini” yazdığı aktarıldı.

Rusya lideri mektubunda, ikili ilişkilerin geliştirilmesinin Kore ve Kuzeydoğu Asya’da güvenlik ve istikrarı artırmaya yardımcı olacağını ifade etti.

Kuzey Kore medyası, Kim Jong-un’un da Rusya ve Kuzey Kore arasındaki iş birliğinin büyümeye devam edeceği yanıtını verdiğini belirtti.

Uzmanlar iki ülkenin, Rusya’nın Ukrayna işgalinin başladığı Şubat ayından bu yana giderek yakınlaştığına dikkat çekiyor.

Reuters haber ajansı, mektubun 15 Ağustos’ta kutlanan “Kore Kurtuluş Günü” için gönderildiğini aktardı.

Kore’nin, 2. Dünya Savaşı’nda yenilen Japonya’dan bağımsızlığını  kazandığı gün “Kurtuluş Günü” olarak kutlanıyor.

‘2. Dünya Savaşı’nda kurulan dostluk artarak sürüyor’

Reuters, Kim’in Putin’e yanıt olarak gönderdiği mektupta, Rusya-Kuzey Kore ilişkilerinin 2. Dünya Savaşı sonunda Japonya’nın yenilgiye uğratılmasıyla kurulduğunu belirttiğini ve “Bu stratejik ve taktiksel iş birliği, iki ülke arasındaki destek ve dayanışma o günden bu yana, düşman askeri kuvvetlerin tehdit ve tahriklerini engelleyecek yeni bir seviyeye çıktı” yazdığını aktardı.

Mektupta “düşman kuvvetler” için ülke ismi verilmemiş olsa da Kuzey Kore’de bu terim genellikle ABD ve müttefiklerini işaret etmek için kullanılıyor.

İki ülke liderleri, Kim’in 2019’daki Rusya ziyaretinde iş birliği anlaşması imzalamıştı.

Ayrıca Kuzey Kore Temmuz ayında, Ukrayna’daki iki Rusya yanlısı ayrılıkçı bölgede tek taraflı olarak ilan edilen “halk cumhuriyetlerini” de tanıdığını ilan etmişti. Reuters’ın aktardığına göre Kuzey Koreli yetkililer, Donetsk ve Luhansk’a, yeniden inşa ve diğer alanlarda yardımcı olmak üzere insan gücü gönderebileceklerinin de işaretini vermişti.

Paylaşın