10 Kişiden 7’si İşe Artık Aracıyla Gitmiyor

Otomobil sahipleri dertli… Ulaştırma harcama grubu için TÜİK tarafından açıklanan 12 aylık enflasyon yüzde 123,4. Bunun altında yatan önemli nedenlerden biri akaryakıt fiyatlarındaki artış.

Milliyet’te yer alan habere göre IPSOS Araştırma, otomobil kullanımıyla ilgili bir araştırma yaptı. Yapılan araştırmaya göre her dört araç sahibinden üçü artık ailecek araba gezintilerinden vazgeçti. Ayrıca her on araç sahibinden yedisi artık alışverişe araba ile gitmediğini ifade ediyor.

On araç sahibinden dokuzu, aracını eskiden her istediğinde kullandığını ancak artık gerekli olmadıkça kullanmadığını belirtiyor. Her on araç sahibinden yedisi eskiden işe araç ile giderken artık bundan vazgeçtiğini belirtiyor. Bu duruma bir çare olarak yakın oturan iş arkadaşlarının araçlarını işe gidiş geliş için ortak kullanmaya başladıklarını söylüyor. Araç sahiplerinin yarısından fazlası bu yönteme başvurarak yakıt masrafını paylaştıklarını ifade ediyorlar.

Akaryakıta gelen zamlarla birlikte araç sahipleri araçlarını daha az kullanma eğiliminde. Araç sahiplerinin yüzde 91’i araçlarını daha az kullandığını belirtirken sadece yüzde 8’i her zamanki gibi kullanmaya devam ettiğini söylüyor.

Araç sahiplerinin %87’si daha önce istediği vakti aracını kullandığını ama şimdi gerekli olmadıkça kullanmamaya çalıştığını belirtiyor. Araçları ile artık hafta sonu gezmeye gitmediğini söyleyen araç sahiplerinin oranı %76, alışverişe araçları ile gitmeyenlerin oranı %69.

Araç sahibi çalışanların %71’i kendi araçları ile işe gitmektense toplu taşımayı tercih ediyor. Diğer bir tasarruf yöntemi olarak da yakın çevrede oturan arkadaşlar ile birlikte araç ile işe gitmek ve masrafları paylaşma yoluna gidiliyor.

Her 100 araç sahibinden 9’u eskisine göre daha az miktarda benzin almakta. Araç sahiplerinin %51’i daha önce araçlarının deposunu tam doldururken bugün gerektiği kadar aldığını, %39’u hiçbir zaman deposunu tam doldurmadığını ama şimdi eskisine göre daha az akaryakıt aldığını söylüyor.

Araç sahiplerinin %60’ı aracını satmayı düşünmezken, %12’si aracını satıp yerine yenisini almayı istiyor. Diğer taraftan araç sahiplerinin %28’i araçlarını satıp yerine de yenisini almamayı düşünüyor.

Paylaşın

Çiftçinin Kullandığı Mazota Bir Yılda Yüzde 330 Zam Geldi

İklim krizi, yanlış tarım politikaları ve tarım faaliyetlerindeki üretimler için koşulların elverişli olmaması çiftçiyi olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Kuraklığın tarım faaliyetlerine etkisi gün geçtikçe kendini daha yakıcı bir şekilde hissettirirken, her geçen gün artan üretim kalemleri de çiftçiyi ayrıca zora sokuyor.

Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, Türkiye genelinde 52 kentte yaşanan kuraklık sorununu ve çiftçi üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

“Zamlar üreticiyi de tüketiciyi etkiliyor”

Kuraklığın bu yıl, geçen yıla göre daha az ama bölgesel olarak aynı yakıcılıkta devam ettiğini söyleyen İskenderoğlu, mazot zamlarına da dikkat çekerek “Güneydoğu Anadolu bölgesinin bir kısmında kuraklık etkisini sürdürüyor. Bu yıl kuru tarlalarda 350-400 kilo civarında buğday, 100-150 kilo civarında mercimek hasılatı bekliyoruz. Sulu tarlalarda ise 550-650 kilo buğday hasılatı bekliyoruz,” dedi.

İskenderoğlu, geçen yıl ve bu yılın mazot, elektrik, amonyum nitrat ve ilaç fiyatlarını karşılaştırarak şunları söyledi:

“Geçen yıl çiftçinin kullandığı mazot 8 liraydı, şu an ise 29 lira oldu. Bu, yaklaşık olarak yüzde 330 artış demek. Geçen yıl elektriğin kilowattı 0.90 kuruştu; şu an 2,17 kuruş. Yüzde 250 civarında zamlandı elektrik.

“Yüzde 26 azotlu amonyum nitratın bir tonu geçen yıl 1860 liraydı, şu an 7750 lira. Azotlu üre gübresi (mısır için kullanılan) geçen yıl 3,3 liraydı, bugün ise 14 lira. Tarımda en büyük harcama kalemi olan gübreye de fahiş fiyatlarda zam geldi. Yine aynı şekilde tarım ilaçlarına yüzde 150 zam geldi.”

Tarımda tehlike çanları

Çözüm için önerilerde bulunan ve üreticileri uyaran Süleyman İskenderoğlu “Üretici enflasyonu yaklaşık olarak yüzde 400 civarında. Tüketiciler ekmeği yılın sekizinci ayında yaklaşık 7, on ikinci ayında ise 8 liraya alacak. Tarım için ciddi anlamda tehlike çanları çalıyor,” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) açıkladığı fiyatlarla, piyasadaki fiyatlar arasında ciddi farklar var. TMO bu yıl serbest piyasadan buğday ve arpa alamayacak. Ben buradan çiftçilere bir uyarıda bulunmak istiyorum. Malınızı satmayın, dayanabildiğiniz kadar dayanın, buğday fiyatları yükselecek.”

Adım adım gıda krizi

Piyasada buğday stoğu olmadığının ve adım adım gıda krizine doğru sürüklenildiğinin altını çizen İskenderoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bir gıda krizine doğru hızla yaklaştığımızı söylemek gerekiyor ve bunu saklamanın bir anlamı yok. Ülke olarak tedbir almak için çok geç kaldık. Çözüm olarak yarıda kalmış ve tamamlanmasına az kalmış yavru su kanallarının bitirilmesi gerekiyor. Çevreye zarar vermeyen su kanallarının bir an evvel faaliyete geçirilmesi gerekiyor.”

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın