Kayyım Atamaları: Mansur Yavaş’tan “Seçmen İradesi” Vurgusu

ABB Başkanı Mansur Yavaş, kayyım atamalarını eleştirerek, “Hukuki süreç sonuçlanmadan hiçbir yere kayyım atanmaması lazım” dedi. Mansur Yavaş, seçmen iradesinin öneminin altını çizdi.

Erdoğan’ın sözlerine de yanıt veren Mansur Yavaş, “Bütün belediye başkanları da oyunu artırarak seçildi. Şimdi aynı şekilde Sayın Cumhurbaşkanı böyle deyince ben gülümsedim. Yaptıklarımızın aynısını yapsınlar halk onları da seçer. Bizim yaptıklarımızı taklit etsinler” ifadelerini kullandı.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel başkanlığında parti genel merkezinde düzenlenen belediye başkanları toplantısına verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtladı.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in aktardığına göre; İktidarın kayyum politikasını eleştiren Yavaş, “Hukuki süreç sonuçlanmadan hiçbir yere kayyum atanmaması lazım” ifadesini kullandı. Yavaş, seçmen iradesinin öneminin altını çizdi.

CHP’li belediyelerin kreş hizmetlerine yönelik kısıtlayıcı uygulamaları da ABB Başkanı Mansur Yavaş’a soruldu. CHP’li belediyelerin sosyal belediyecilik kapsamında yaptığı uygulamaların halkta büyük karşılık bulduğunu ifade eden Yavaş, “Bunu gördükçe, engel olmak için çareler arıyorlar” görüşünü savundu.

CHP’li belediyelerin, yurttaşa temas eden konularda merkezi hükümete, “Gelin birlikte yapalım” şeklinde işbirliği teklifi götürdüğünü vurgulayan Yavaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun siyaseti falan olmaz. Çocukların geleceği önemli. İnşallah bu tavırlarından da bir an evvel vazgeçerler.

Ankara’nın her tarafında, Karayolları’nın sorumluluğunda olan yollar kapanıyor. Araç gönderiyoruz ve bize, “Açmayın yolları” diyemiyorlar. Yalnızca karayollarında değil, kamunun bütün alanlarında belediye ile beraber hükümetin işbirliği yaparak vatandaşa çözüm üretmesi lazım. Biz çözüm tarafındayız onun için çözüm isteyen herkes işbirliğine hazırız.

ABB Başkanı Yavaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’li belediyelere yönelik eleştirilerine yönelik ise şu değerlendirmeleri kayda geçirdi: “Bazı televizyonlarda televizyon sürekli aleyhimizde karalamalar yapıldı. Seçmen bunlara tokat attı ve bir rekor kırdırarak bizi bir kez daha seçti. ‘Hiçbir şey yapmadın, algı yaptın’ gibi bir yaklaşım sergilediler. Ama gerçek belediyeciliği kimin yaptığını ve gerçek belediyeciliğin ne olduğunu tüm CHP’li belediye başkanları gösterdi.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Yavaş’a Ziyaret: Saldırılara Karşı Tek Yumruğuz

Mansur Yavaş’ı ziyaret eden Ekrem İmamoğlu, “Bize yapılan saldırıları tesadüf bulmuyoruz, tekil olarak değerlendirmiyoruz. Tüm saldırılara karşı partimizle ve milletimizle tek yumruğuz” dedi.

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, Ankara’da temaslarda bulunuyor. İmamoğlu, ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ile görüştü.

Görüşmeye ilişkin sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan İmamoğlu, “Biz, aynı ilkeleri paylaşan iki belediye başkanı, iki yol arkadaşı olarak her zaman işbirliği ve dayanışma içinde olduk. Şehirlerimizde israfı bitirmiş başkanlarız. Biz kutuplaşmanın değil beraberliğin tarafındayız. Bize yapılan saldırıları tesadüf bulmuyoruz, tekil olarak değerlendirmiyoruz. Bu saldırıları ilk genel seçimde tecelli edecek millet iradesini engelleme girişimi olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, şöyle devam etti: “Tüm saldırılara karşı partimizle ve milletimizle tek yumruğuz. Bugün bizi ağırlayan Tarihi Kentler Birliği ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Mansur Yavaş’a evsahipliği için teşekkür ederim.”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise görüşmeye ilişkin, “Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Ekrem İmamoğlu’nu Belediyemizde ağırladık. Son günlerde CHP’li belediyelere yönelik oluşturulmaya çalışılan algı operasyonları başta olmak üzere belediyelere yönelik sorunları masaya yatırdık” değerlendirmesini yaptı.

Paylaşın

Mansur Yavaş’tan Ekrem İmamoğlu’na Destek Mesajı

Ekrem İmamoğlu’na açılan siyasi yasak davasına ilişkin konuşan Mansur Yavaş, “Yargı sopası göstererek siyaseti dizayn etme çabalarına karşıyız. Bu konuda Ekrem beyin sonuna kadar yanında olacağımızı da açıklamalarımızda belirttik. Sayın Kılıçdaroğlu’na açılan davalar da siyasidir, sayın İmamoğlu’na açılan davalar da siyasidir” dedi ve ekledi:

“Ben hukukçuyum hangi kelimelerin suç olup olmadığı Yargıtay kararlarında açıkça bellidir. Bu davanın açılması bile yanlıştır. Umarım yanlış bir karar verilmez. İnşallah İmamoğlu’nun suçlu olmadığı yönünde karar verir ve ülke gerçek gündemine döner. Kararın beraat yönünde verilmesini talep ediyorum. Sonuna kadar İmamoğlu’nun yanındayız. Aksi bir karar çıkarsa da ne şekilde tepki gösterip, protesto edeceğimizi o gün gösteririz.”

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş, gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Mansur Yavaş’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Cumhurbaşkanlığı adaylığı: Türkiye’de bilgiye dayalı olmayan bazı görüşleri maalesef ki uydurmak serbest. Hiçkimse sorgulamadan kendi düşüncelerini ‘kulis bilgisi’ olarak ortaya atıyor. Açıklamalarımız gayet ortadadır. Genel Başkanımız günü geldiğinde parti olarak kimin aday olacağına karar vereceklerini açıkladı.Henüz ortada böyle bir gündem yokken bu tarz tartışmaları üzücü buluyoruz. Daha öncesinde de bunu yaşadık.

Bu tartışmalar özellikle yapıldı arayı bozmak için. Bunu yaparken ülke gündemini de ortadan kaldırdılar. Şu anda yapılanlar da aynısı. Sayın İmamoğlu’nun veya benim, ağzımızdan hiçbir şey çıkmadığı halde kulis bilgisi adı altında hem hükümeti eleştirip hem de hükümete hizmet edecek gereksiz tartışmalar yaptırıyorlar ve gündemi unutturuyorlar. Ülkeni tek bir gündemi var; emeklilerin durumu, yaklaşan kış şartları, insanların gıdaya erişimindeki zorluk, vatandaşlar aç kalıyorlar.

Fakat bazı şahısların kişisel kariyerleri ya da kendilerini gündeme getirmek için beyanları bunlar. Neye hizmet ettiklerini anlamak mümkün değil. Her zaman söyledik, ‘Partimiz aday gösterirse aday oluruz.’ Bence muhalefet tüm gücüyle ülkede yaşana sıkıntıların çözümü ve halka duyurulması konusunda çalışmalıdır. Bunun haricindeki konuşmalar boş laftır. Bunlara tüketeceğimiz vaktimiz yoktur. Boş laflara, hükümetin işine yarayan, bazı insanları ortaya attığı gündemi unutturan şeylere kulak verilmemesi gerekir.

Ekrem İmamoğlu: Yargı sopası göstererek siyaseti dizayn etme çabalarına karşıyız. Bu konuda Ekrem beyin sonuna kadar yanında olacağımızı da açıklamalarımızda belirttik. Sayın Kılıçdaroğlu’na açılan davalar da siyasidir, sayın İmamoğlu’na açılan davalar da siyasidir.

Ben hukukçuyum hangi kelimelerin suç olup olmadığı Yargıtay kararlarında açıkça bellidir. Bu davanın açılması bile yanlıştır. Umarım yanlış bir karar verilmez. İnşallah İmamoğlu’nun suçlu olmadığı yönünde karar verir ve ülke gerçek gündemine döner. Kararın beraat yönünde verilmesini talep ediyorum. Sonuna kadar İmamoğlu’nun yanındayız. Aksi bir karar çıkarsa da ne şekilde tepki gösterip, protesto edeceğimizi o gün gösteririz.”

Paylaşın

CHP’de “İki Forvet” Arasında Çekişme Mi Var?

İdeaPolitik Enstitüsü Genel Direktörü Can Kakışım, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının kim olacağını tartışmak için erken olduğunu çünkü henüz seçim takviminin belirlenmediğini söyleyerek, hükümetin erken seçim yapma ihtimalini ise düşük görüyor.

“Dolayısıyla Yavaş mı İmamoğlu mu tartışması yapmak aslında hükümetin işine gelen ve biraz da onun köpürtmeye çalıştığı bir şey” diyen Kakışım, İmamoğlu’na yasak gelmesi durumunda ise şartların değişebileceğini ve CHP’nin yeni bir hamle yapmasının gerekebileceğini belirtiyor.

Siyaset Bilimci Ersin Kalaycıoğlu da isimler üzerinden yapılan tartışmaların bu kadar erken olmasının iktidarın işine yaradığını söyleyerek, “Çünkü amaçları olabildiğince muhalefeti kendi içinde kavga eden bir hale getirmek veya öyleymiş gibi bir izlenim vererek destekçilerine ‘bunlardan medet ummayın’ demek” değerlendirmesini yapıyor.

31 Mart yerel seçimlerinde iyi bir sonuç elde eden Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) genel seçimde cumhurbaşkanı adayı olarak kimi, nasıl bir zamanlamayla çıkaracağına dair sorular gündemde yer tutuyor. Bazı siyaset bilimciler daha çok isim etrafında dönen tartışmaları erken bulurken, 14 Mayıs öncesindeki gibi olmaması gerektiğine de dikkat çekiliyor.

14 Mayıs seçimlerinin ardından genel başkanını yenileyen ve tüzük kurultayı yaparak yeni bir parti programı için çalışmalara başlayan CHP’de bir taraftan da olası bir erken seçim durumunda ya da normal zamanlı seçimde kimin, nasıl aday gösterilmesi gerektiğine ilişkin parti içi ve dışından çevrelerin de dahil olduğu açıklamalar geliyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’ın “parti içi fitne” yaratmaya yönelik olarak adlandırdığı bu tartışmaların özellikle hükümete yakın medyada yer bulma oranının yüksek olduğu gözlemleniyor.

Kendisinin aday olmayacağını söyleyen Özel, İmamoğlu ve Yavaş’ı partinin “iki güçlü forveti” olarak göstermişti. Son olarak Özel’in 2025 Kasım ayı için erken seçimi telaffuz etmesi adaylık tartışmalarını hızlandırırken, İmamoğlu’nun devam eden yargı sürecinde alınabilecek bir karar da bu denklemi etkileyebilecek unsurlardan olacak.

Peki daha çok olası adayların isimleri etrafında dönen bu tartışmalar için erken mi?

Siyaset Bilimci Ersin Kalaycıoğlu erken olduğunu düşünen isimlerden ve siyasette zamanlamanın çok önemli olduğunu DW Türkçe’den Gülsen Solaker‘e şu sözlerle değerlendiriyor:

“Siyasette zamanlama her şeydir. Siyasetin zamanıyla bizim biyolojik veya doğal zamanımız da uyuşmaz. Siyasette mesela bir gün çok uzun olabilir. Lenin’in ünlü bir lafı vardır; ‘on yıllar boyunca hiçbir şey olmaz, sonra bir günde on yıllar olur’ der. Bu doğrudur.”

Kalaycıoğlu normal zamanında yani 2028’de yapılması durumunda seçime kadar çok uzun bir zaman olduğunu hatırlatarak, CHP adayının kim olacağı kararına varılabilmesini güçleştiren mevcut belirsizliklere şöyle dikkat çekiyor:

“Birincisi seçim ne zaman olacak belli değil. İkincisi erken olacaksa ne zaman olacak? Üçüncü soru: Diğer partilerden kimler aday olacak? Çünkü biliyorsunuz anayasaya göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeniden aday olamaz. Şimdi böyle bir ortamdayız. Bunlar bilinmeden CHP’nin adayının bilinmesi bence anlam ifade etmiyor.”

Kalaycıoğlu Türkiye’de yasaların geçmiş seçimlerde hukuk standartları dışında uygulandığına da işaret ederek, bir sonraki genel seçimde yasaların nasıl ve kimler tarafından yorumlanacağının ve ne yönde karar vereceğinin de belirsiz olduğunu belirtiyor.

CHP’nin aday olarak kimi çıkartacağından daha çok “nasıl bir aday” çıkartacağına karar vermesi gerektiğini savunan Kalaycıoğlu “Bugünkü ‘sultanizm’ rejimini devam ettirecek, kendi başına gelip oturacak, keyfi kararlar alarak memleketi kurtaracak bir kurtarıcı başkan peşinde mi? Yoksa Türkiye’yi alıp 21’inci yüzyılın liberal bir demokrasisi haline getirmek için çalışacak biri mi?” yorumunu yapıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminden belki daha da önemli olacak olanın parlamento seçimleri olduğuna da dikkat çeken Kalaycıoğlu, eğer sistem değişimi isteniyorsa TBMM’de çoğunluğun sağlanmasının önemli olduğunu vurguluyor.

“İki forvet” arasında çekişme mi var?

Öte yandan seçimin zamanında yapılması durumunda CHP’nin adayı ile ilgili tartışmaları erken görenler kadar 14 Mayıs seçimleri öncesindeki duruma düşülmemesi gerektiği yönünde değerlendirmeler de yapılıyor.

14 Mayıs’a giderken altılı masada bir araya gelen muhalefet içinde Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili olarak dönemin İYİ Parti lideri Meral Akşener ile eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında aylarca örtülü bir kavga yaşanmış, Akşener kendilerine Kılıçdaroğlu isminin dayatıldığını söyleyerek seçimden az süre önce 3 Mart’ta masayı terk etmişti.

CHP içi ve dışından bazı isimler benzer bir örtülü kavganın İmamoğlu ile Yavaş arasında yaşanmaması gerektiğini, çünkü halkın bu tür bir görüntüye sandıkta tepki verdiğini belirtiyor.

İdeaPolitik Enstitüsü Genel Direktörü Can Kakışım da CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının kim olacağını tartışmak için erken olduğunu çünkü henüz seçim takviminin belirlenmediğini söyleyerek, hükümetin erken seçim yapma ihtimalini ise düşük görüyor.

“Dolayısıyla Yavaş mı İmamoğlu mu tartışması yapmak aslında hükümetin işine gelen ve biraz da onun köpürtmeye çalıştığı bir şey” diyen Kakışım, İmamoğlu’na yasak gelmesi durumunda ise şartların değişebileceğini ve CHP’nin yeni bir hamle yapmasının gerekebileceğini belirtiyor.

Kakışım, Yavaş’ın da arkasında onu aday olarak görmek isteyen bir kitle bulunduğunu hatırlatarak, şunları söylüyor:

“Mansur Bey’in adaylık gibi bir düşüncesi varsa o da aday olarak çıkabilir. Bu bence demokratik bir yarıştır ve engellenmemelidir. 2023 seçimine gidilirken çok hata yapıldı. Olası adaylar birbiriyle rekabete giriştiler ve Kılıçdaroğlu dışındaki adaylar bir nevi sindirildiler. Önemli olan şu bence; herkes aday olabilir ama birbirlerine karşı değil, Erdoğan’a karşı mücadele etmeliler.”

Kalaycıoğlu da isimler üzerinden yapılan tartışmaların bu kadar erken olmasının iktidarın işine yaradığını söyleyerek, “Çünkü amaçları olabildiğince muhalefeti kendi içinde kavga eden bir hale getirmek veya öyleymiş gibi bir izlenim vererek destekçilerine ‘bunlardan medet ummayın’ demek” değerlendirmesini yapıyor.

Diğer taraftan Kalaycıoğlu’na göre demokrasilerde belli bir oranda rekabet ve tartışma olması da olağan. Kalaycıoğlu bu görüşünü şöyle aktarıyor:

“Seçim olup da tartışma olmaması ancak Kuzey Kore’de falan oluyor. Tek aday var, ikinci bir aday yok. Daha totaliter ülke rejimine geçmedik. Rekabet varsa tartışma da var.”

Bu arada adaylık tartışmaları ile ilgili bir başka belirsizlik ise İmamoğlu ile ilgili devam eden yargı sürecinin nasıl sonuçlanacağı. İmamoğlu hakkında açılan ve istinaf aşamasında olan “ahmak” davasında İBB Başkanı’na verilen siyasi yasak ve 2 yıl 7 ay 15 gün cezanın onanacağı son günlerde ortaya atılan bir iddia olmuştu.

Bunun üzerine CHP’nin üst yönetimi İmamoğlu davasını görüşmek üzere bugün İstanbul’da bir araya gelecek. Hukukçu kurmayların da katılacağı toplantıda istinaftan karar çıkması durumunda uygulanacak stratejiler konuşulacak.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın bugün Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada “Bizim planımız şu: İstinafta İmamoğlu kararı onanırsa, bunun Yargıtay’da çıkmamasını sağlamaya çalışacağız. Şüphesiz yapacağımız darbe değil. Yapacağımız Anadolu’yu adım adım dolaşacağız. Hiç kimse temyizde o kararı çıkartmaya cesaret edemeyecektir” dedi. Günaydın 2026-2027’ye kalmadan erken seçime gidilmesi için çabalayacaklarını da belirtti.

Kakışım, istinaftan onama kararının çıkması durumunda İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olarak belirlenmesi ve böylece halkın tepkisinin yönlendirilerek Yargıtay’dan çıkacak olası bir onama kararının önüne geçilmesi gerektiğini düşünüyor.

İstinaf İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararı bozabilir veya onayabilir. Kararın onanması durumunda dosya Yargıtay’a gidecek ve Yargıtay da onarsa karar kesinleşecek.

Neler olmuştu?

Parti içinde cumhurbaşkanlığı aday adaylığı ile ilgili süregelen bu durum Eylül ayı başındaki tüzük kurultayında gündeme gelmişti.

Kürsüye çıkarak kurultay organizasyonunu eleştiren Yavaş “Ben de Ekrem Başkan gibi Türkiye’nin sorunlarına değinmek isterdim ama bir saat önce telefon açılıp ‘Siz de konuşun’ dendi. 14 belediye başkanından ikisini konuşturunca aylardır yakılan fitne ateşine odun atmış oluyoruz” demişti.

Son olarak ise Yavaş’ın ekibinden İYİ Parti’den milletvekili seçilen, sonradan partiden istifa ederek bağımsız milletvekili olan Yüksel Arslan’ın sosyal medya hesabından isim vermeden CHP’yi hedef alan paylaşımda bulunması tartışma yarattı. Söz konusu paylaşımı alıntılayan Yavaş şu ifadeleri kullandı:

“Kamuoyunun dikkatine: Bağımsız Milletvekili Sayın Arslan’ın bu açıklamalarını ve yayınladığı metni onaylamadığımın bilinmesini isterim. Ayrıca iyi bilinmelidir ki bu tür açıklamalar benim siyaset tarzıma uymamaktadır. Kendisine tavsiyem bu twiti silmesidir.”

İmamoğlu da geçtiğimiz hafta isim vermeden parti içi tartışmaların değil toplumun sorunlarının öne çıkması gerektiğini belirterek, şöyle demişti:

“Zaman milletin sorunlarını konuşmayı emreden zamandır. Aynı çatı altında siyaset yapan insanların sen benim yüzüme sert baktın deme zamanı değildir. Bununla uğraşan kim varsa benim yol arkadaşım değildir. Benim de yol arkadaşım değildir. Parti içindeki mevzuları konuşup konuşturan, geceyi gündüzü meşgul eden kim varsa hem millete ihanet eder hem de Atatürk’e ihanet eder.”

Paylaşın

Mansur Yavaş “CHP’den Ayrılacak” İddialarına Açıklık Getirdi

“CHP’den ayrılacak” iddialarına ilişkin açıklama yapan Mansur Yavaş, “Bu asılsız iddiaların aynı şahıslar tarafından kulis bilgisi adı altında sürekli gündeme getirilmesinde artık kötü niyet arıyorum. Kirli siyasete alet olmayacağım” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, hakkında çıkan iddialarla ilgili Habertürk’e konuştu. Mansur Yavaş şu ifadeleri kullandı:

“Son dönemde kulis bilgisi adı altında sürekli mesnetsiz haber, köşe yazısı ve yorumlara konu olduğumuzu görüyorum. ‘Yavaş partisinden ayrılacak. Başka partiden aday olacak. Farklı siyasi partilerle görüşüyor’ şeklinde birçok asılsız iddianın konusu oluyorum.

Fakat, gerçeklerin oralarda yazanlar ve anlatılanlarla yakından uzaktan bir ilgisi yok. Adaylık konusu başta olmak üzere şu an tartışılan tüm konular zamanı geldiğinde oturulur konuşulur. Ancak; bu asılsız iddiaların aynı şahıslar tarafından kulis bilgisi adı altında sürekli gündeme getirilmesinde artık kötü niyet arıyorum. Kirli siyasete alet olmayacağım.”

Paylaşın

Mansur Yavaş’tan Adaylık Açıklaması: Partim Ve Milletim İsterse…

Önümüzdeki seçimlerde, CHP’nin muhtemel Cumhurbaşkanlığı adayları arasında adı geçen Mansur Yavaş, adaylığına ilişkin, “Henüz Türkiye’de bir seçim gündemi yok” dedi ve ekledi:

“Bu nedenle adaylık konuşmak için çok erken. Şu an birinci önceliğim Ankara halkına hizmet. Bunun dışında bir gündemim yok. Fakat günü geldiğinde partim ve milletim bizi aday olarak görmek isterse bu vazifeden kaçınmayız. Elbette aday oluruz.”

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, olası bir Cumhurbaşkanlığı adaylığı hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Yavaş, kendisine yöneltilen “Cumhurbaşkanı adayı olur musun?” sorusuna yanıt verdi.

ABB Başkanı Mansur Yavaş, adaylık konusunda net bir açıklama yapmayarak mevcut seçim gündeminin henüz oluşmadığını belirtti.

Habertürk’e açıklamalarda bulunan Mansur Yavaş, “Henüz Türkiye’de bir seçim gündemi yok. Bu nedenle adaylık konuşmak için çok erken” ifadelerini kullandı. Şu anda birinci önceliğinin Ankara halkına hizmet olduğunu vurgulayan Yavaş, bu konunun dışındaki her şeyin şimdilik gündeminde olmadığını ifade etti.

Konu ile ilgili ilerleyen zamanlarda durumu değerlendireceklerini belirten Mansur Yavaş, “Fakat günü geldiğinde partim ve milletim bizi aday olarak görmek isterse bu vazifeden kaçınmayız. Elbette aday oluruz” diyerek, Cumhurbaşkanlığı adaylığına açık kapı bıraktı.

Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili yaptığı açıklama: “Henüz Türkiye’de bir seçim gündemi yok. Bu nedenle adaylık konuşmak için çok erken. Şuan birinci önceliğim Ankara halkına hizmet. Bunun dışında bir gündemim yok. Fakat günü geldiğinde partim ve milletim bizi aday olarak görmek isterse bu vazifeden kaçınmayız. Elbette aday oluruz.”

Paylaşın

SGK Borcu Tartışmaları: Mansur Yavaş’tan İktidara Sert Tepki

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamasına tepki göstererek, “Sayın Bakan, müflis tüccar gibisiniz! Eski defterleri karıştırıyorsunuz. Yönetemiyorsunuz, suçu başka yerlere atıyorsunuz” dedi ve ekledi:

“Unutmayın ki bu sorun sadece CHP’li belediye başkanlarının değil, ülkedeki tüm belediyelerin sorunudur… 31 Mart’ta iktidarın aldığı ağır yenilgi ortadaki anket sonuçları ve ekonomide önleyemedikleri kötüye gidiş nedeniyle özellikle gündem değiştirerek belediyeleri hedef göstermeye başladılar. Özellikle sadece CHP’li belediyeleri… Sadece borçları olan ilk 5 belediyeyi açıklamışlar. Neden ilk 20, neden ilk 50 ya da tamamı değil.”

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) borcu ile ilgili tartışmalar hakkında basın toplantısı düzenledi. Birgün’ün aktardığına göre; Mansur Yavaş, açıklamasında, “Son günlerde yapılan bu açıklamalardaki amacın tamamen halkın umudu haline gelen CHP’li belediyeleri itibarsızlaştırmak ve suni gündem olduğunu düşünüyorum” dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamasına tepki gösteren Yavaş, “Sayın Bakan, müflis tüccar gibisiniz! Eski defterleri karıştırıyorsunuz. Yönetemiyorsunuz, suçu başka yerlere atıyorsunuz. Unutmayın ki bu sorun sadece CHP’li belediye başkanlarının değil, ülkedeki tüm belediyelerin sorunudur” ifadelerini kullandı.

Mansur Yavaş, şöyle devam etti: “31 Mart’ta iktidarın aldığı ağır yenilgi ortadaki anket sonuçları ve ekonomide önleyemedikleri kötüye gidiş nedeniyle özellikle gündem değiştirerek belediyeleri hedef göstermeye başladılar. Özellikle sadece CHP’li belediyeleri… Sadece borçları olan ilk 5 belediyeyi açıklamışlar. Neden ilk 20, neden ilk 50 ya da tamamı değil.”

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin SGK borçlarına ilişkin bilgi veren Mansur Yavaş, şunları kaydetti: “2019’da 16 milyon 900 bin lira belediyemizin sigorta borcu vardı. Şu anda 0… EGO’nun 5 milyon 180 bin vardı, şu anda 0… ASKİ’nin 3 milyon 500 bin vardı, şu anda borcumuz yok. Şirketlerin biz devraldığımızda 81 milyon dolar borcu vardı. Şu andaki borcumuz 174 milyon dolar. 5 milyar 571 milyon lira… Sanki biz hiç para ödemedik gibi ifade ediyorlar. 2019 ile 2024 arasında bu ödediğimiz bedellerin dışında 4 milyar 333 bin 892 lira SGK prim ödemesi de Ankara Büyükşehir tarafından yapılmıştır.”

“Belediyeleri sayarken “en borçlu belediyeler CHP’nin” diyerek yalan söylüyorlar” diyen Yavaş, şunları ifade etti: “Keçiören Belediyesi bir şirketi 2 bin 850 çalışanı var. Sigortalı başına düşen 450 milyon lira. Bizim 16 şirket, 30 bin çalışan var. Şirketlerin 7’sinin dışarı iş yapan şirketlerimizin hiçbir yere borcu yok. Sigortalı başına düşen 190 bin lira. Mamak Belediyesi 2 şirketi var, 296 milyon lira borcu var. Gölbaşı Belediyesi 272 milyon lira borcu var, 1 şirketi var. Kahramankazan’ın 1 şirketi var, 241 milyon lira SGK’ya prim borcu var. Şimdi bunları CHP’li belediyeler sınıfı içine koyuyorlar ve algı operasyonu yapıyorlar.”

İktidara yönelik ‘Ülkeyi yönetemiyorlar’ tepkisini gösteren Yavaş, “Durup durup ‘Eski dönemde SGK’yı batırdınız’ dediler değil mi? SGK’yı yerin dibine gömmüşsünüz!” diye konuştu. Vedat Işıkhan’ın açıklamalarına yanıt veren Yavaş, “Emeklileri soktuğunuz darboğazın sorumlusu CHP’li belediyeler değil, bizzat sizsiniz sayın Bakan!” ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

İktidar, muhalefetin yönettiği belediyelerin çalışmasını engellemek için düğmeye basmıştı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i hedef aldığı açıklamasında, “Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız talimat verin, belediyeleriniz Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan birikmiş borçlarını ödesin. Hazine ve Maliye Bakanlığımız belediyelerin borçlarının kaynağında tahsiline başlayacak. Milletin varlığını değişik yerlerde harcamaya müsaade yok” ifadelerini kullanmıştı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, belediyelere borç bildirimleri gönderildiğini duyurmuştu.

Paylaşın

TBB’de Yönetim Değişiyor: Ekrem İmamoğlu’mu Mansur Yavaş Mı?

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) yönetimini İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’ın da istediği konuşuluyor.

Parti yöneticileri, “Bu durum bir kriz konusu olur mu” sorusuna ise “Hayır olmaz, aralarında bir çözüm bulur, anlaşmaya varırlar” yanıtını veriyor.

31 Mart yerel seçimlerinin ardından Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) yönetimi de değişecek. Bütçesi belediyelerden kesilen paylardan oluşan ama kaynakların “partizanca kullanımı” nedeniyle eleştirilen birliğin yerel seçim sonuçlarının kesinleşmesinin ardından yönetimi yenilenecek.

Önümüzdeki 1-2 ay içinde yapılması beklenen birlik seçiminde CHP’li belediyelerin başkanı belirleyecek çoğunlukta olduğu kaydediliyor. Kulislere göre daha önce eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın da başkanlığını yaptığı Türkiye Belediyeler Birliği yönetimini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da istediği konuşuluyor.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Parti yöneticileri, “Bu durum bir kriz konusu olur mu” sorusuna ise “Hayır olmaz, aralarında bir çözüm bulur, anlaşmaya varırlar” yanıtını veriyor.

Bütçesinin yarısından fazlası CHP’li belediyelerden kesilmesine karşın kaynaklarının tamamına yakınının yıllarca Cumhur İttifakı belediyelerine aktarıldığını söyleyen parti yöneticileri, “Türkiye Belediyeler Birliği de değişecek. Çoğunluk belki muhalefette olacak ama tüm partilerin güçleri ölçüsünde, adil şekilde temsil edildiği, kaynakların hakkaniyetli bir şekilde dağıtıldığı bir yapıya dönüşecek” diyor.

Erdoğan – Özel görüşmesi

Öte yandan Geçtiğimiz haftanın en önemli gündem maddesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında gerçekleşen görüşmeydi. Tarihi, içeriği ve yeri günlerce konuşulan görüşme AK Parti Genel Merkezi’nde yapıldı, toplam 95 dakika sürdü.

CHP Genel Başkanı Özel, görüşmenin Çankaya Köşkü ya da AK Parti Genel Merkezi’nde yapılmasından memnuniyet duyacaklarını ancak randevu Cumhurbaşkanlığı’nda verilirse de reddetmeyeceklerini söylemişti. Görüşme yeri olarak AK Parti Genel Merkezi’nin belirlenmesi CHP’nin bu ricası üzerine bir “jest” olarak nitelendirildi. Ancak Meclis’in muhalefet kulisinde farklı değerlendirmeler de vardı.

Erdoğan-Özel zirvesinin yerinin Erdoğan’ın Bahçeli ziyaretinden sonra netleştiğine dikkat çekenler, “Erdoğan Sayın Bahçeli’yi Beştepe’de, Cumhurbaşkanlığında kabul ediyor. Bahçeli hiç AK Parti Genel Merkezi’ne gitmedi. İki lider bir anlamda ‘devlet katında’ görüşme gerçekleştiriyor. Özel’le görüşmenin Cumhurbaşkanlığında değil AK Parti’de yapılmasını ‘Özel’e değil Bahçeli’ye jest’ olarak da yorumlamak mümkün” değerlendirmesini yapıyor.

Paylaşın

Mansur Yavaş: Seçimin Kaybedeni Turgut Altınok’tur

Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan ABB Başkanı Mansur Yavaş, seçimin kaybedeni siyasi hayatını müfteri olarak tamamlayan Turgut Altınok’tur” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, seçim sonuçlarına ilişkin açıklamada bulundu. Mansur Yavaş, konuşmasında şunları söyledi:

“Başta genel başkanımız Özgür Özel olmak üzere önceki genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na ve tüm teşkilatlarımıza teşekkür ediyorum. Bizim tüm seçimlerde bizim asıl kahramanlarımız sizlersiniz. Başkentimizin adil yönetim anlayışı için birçok fedakarlıkta bulunan gönüllerimiz, kadınlara, gençlerimize, emeklilerimize, esnafımıza, muhtarlarımıza, sivil toplum kuruluşlarına, kanaat önderlerine kısacası Ankara halkının tamamına yürekten teşekkür ediyorum.

Bana güç veren biricik aileme ve çocuklarıma da ayrıca çok teşekkür ediyorum. Bize atılan iftiralara karşı aldığımız her solukta, attığımız her adımda güçlerini yanımızda hissettiğimiz herkese teşekkür ediyorum.

“Kimseyi ayırmadan hizmete devam edeceğiz”

2019 seçimlerinde kazandığımızda kullandığımız cümleleri tekrarlıyorum; karşımızda düşman yok. Hepimiz bu milletin onurlu ferdiyiz. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama artık seçim bitti. Rozetimizi çıkaracağız kimseyi ayırmadan hizmete devam edeceğiz.

Bu kent Ankara bize bundan 100 yıl önce farklı dünya görüşlerine sahip olsalar da Anadolu’nun çeşitli yerlerinde vatan uğrunda bir araya gelip kurtuluş destanı yazanlarının emanetidir. Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının emanetidir.

Bu kent bize Türk milletinin tunçtan yüreğini, bükülmez bileğini, vatan sevgisini tüm dünyaya gösteren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının ve ülkemizin başkenti olması sebebiyle gelmiş geçmiş tüm şehitlerimizin emanetidir.

Ankara’nın helal oylarıyla tüm Türkiye’de Mansur Yavaş belediyeciliği tescillenmiştir. Bu seçimin kaybedeni rakibimiz için çalışan hemşerilerimiz de değildir. Onların çaba, emeklerine sonuna kadar saygı duyuyoruz. Onlara da yürekten teşekkür ediyoruz. Bu seçimin kaybedeni siyasi hayatını müfteri olarak tamamlayan Turgut Altınok’tur. Geçen seçimde de aynı şeyleri yapmışlardı. Hiç dersini almayanlar, tertemiz vatandaşa iftira atanlar, Ankara halkının yüce iradesi karşısında bir kez daha kaybetmişler, kaybetmeye devam edeceklerdir.

“Bu kenti şeffaf, katılımcı, hesap verebilir anlayışla yöneteceğiz”

Tüm Türkiye’ye sesleniyorum, Ankara’da seçimi beton kaybetti, yeşil kazandı. Ankara’da seçimi şatafat ve haksız servet kaybetti, emek ve alın teri kazandı. Ankara’da seçimi rantçılar kaybetti, sosyal belediyecilik kazandı. Ankara’da seçimi imar baronları kaybetti, 6 milyon Ankaralı kazandı. Ankara’da seçimi eser belediyeciliği adı altında ne olduğu belirsiz beton kulelerine milyarca lira harcayanlar kaybetti.

Seçimi işte burada olduğu gibi Türk bayrağı altında buluşan gönüllülerin, yani milletin doğrudan kendisini oluşturduğu ittifak kazandı. Herkes bilmelidir ki, bizim belediyecilik anlayışımız hiç kimseye değil sadece Ankara halkına meftun, Ankara halkına kölelik yapmayı kabullenecek bir belediyecilik anlayışıdır. Bu kenti şeffaf, katılımcı, hesap verebilir anlayışla yöneteceğiz. Sizden aldığımız paranın hesabını kuruşu kuruşuna vereceğiz.”

Paylaşın

Erdoğan, Mansur Yavaş’ı Hedef Aldı: 5 Yılda Ne Yaptı?

Ankara’da halka seslenen Erdoğan, ABB Başkanı Mansur Yavaş’ı hedef alarak, “Mevcut Ankara Belediye Başkanı 5 yılda ne yaptı? Yollarımızın hali ortada; çöp, çukur, çamur. Bundan başkasını yapamaz. İstanbul’da da öyle. Bunlardan artık kurtulalım. 5 yıl boşuna geçti. 31 Mart çok önemli. Nedir bu yavaşlardan çektiğimiz?” dedi ve ekledi:

“Ankara’yı taşlarına, dar sokaklarına bakıp gözyaşlarımızı silip başkent yapmış olabiliriz. Ama Ankara’yı aynı vizyonsuzlara teslim etmek zorunda değiliz. Ankara her şeyin en güzeline, en modernine layıktır. Türkiye Yüzyılı’na hazırlamayı vadediyoruz. Başkentimizi huzurla ‘işte benim şehrim’ diyeceği konuma getirmek amacındayız. Ankara buraya gelen, herkesin hayranlık duyacağı bir şehir olmalı. Caddeleriyle, parklarıyla, ulaşımıyla, altyapısıyla, sosyal ve kültürel donatılarıyla hepimizin gurur duyacağı bir Ankara’nın peşindeyiz. Türkiye’ye yakışır bir başkent için 31 Mart’ta…”

Erdoğan, CHP’yi ise “para sayma görüntüleri” ve yaptığı ittifak tercihleri üzerinden eleştirdi. CHP’nin yerel seçimlerde de “adını koyamadıkları kirli bir pazarlığa giriştiğini” savunan Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi:

“Kapağını kaldırdıkça yeni şeyler çıkan bir matruşka ittifakı. Bundan seçmenin haberi yok… Yeni adıyla DEM’e oy veren vatandaşlarımızla CHP’ye oy veren vatandaşlarımız bu kirli ilişkiyi içlerine sindiremiyor… Bir de ortaya deste deste dolarla, eurolar çıktı. Mahkemelerde hesap veriyorlar. CHP’de hiçbir Allah’ın kulu izahını yapamadı. Son derece makul soruları cevaplamak yerine suçu AK Parti’ye yüklemeye çalıştılar.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler kapsamında partisinin Ankara’da düzenlediği mitingde konuştu. Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle: “Moskova’da gerçekleştirilen terör saldırısı dolayısıyla Rusya’ya taziyelerimizi iletiyoruz. Bu menfur terör saldırısını şiddetle kınıyoruz. Faili kim olursa olsun terör kabul edilemez. Terörün kanlı ve kalleş yüzünü çok iyi bilen bir ülke olarak Rus halkının acısını paylaşıyoruz. Teröre karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.

Ankara’da katılım 200 bin. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı’na verdikleri destek için teşekkür ediyorum. Milletvekilliğinde yüzde 47, Cumhurbaşkanlığı’nda yüzde 49’luk oy oranları ile milli irade bayrağını burçlara bir kez daha diktiniz. 31 Mart’ta Ankara’yla aramızdaki muhabbetin derinliğine uygun bir sonuçla bunu telafi edeceğiz.

Ankara’nın başkent oluşu tesadüf değildir. Ankara, bir bozkır kasabasıydı diyerek bu şehri küçümseyenler, onun geçmişinden habersizler. Ankara ahilerinin mücadelesi bile bu şehri tarihte seçkin bir yere taşımaya yeter. Ankara mazlumların ümidi olmaya devam edecektir.

Biz de bu dünya şehrine layık olmaya çalışıyoruz. Bu şehir devletin gücü sıfatıyla sahip olduğu kamu gücünden ibaret değil. Ülkemizin parlayan yıldızı… Bugün burada sadece Ankara’ya, sadece ülkemize değil, tüm dünyaya mesaj veriyorsunuz. Burayı kim yaptı? Murat Kurum kardeşimiz burayı yaptı. Murat Kurum şimdi İstanbul’da. İstanbul’u kazanmak Murat kardeşimize yakışır. Keçiören’de de Turgut Altınok kardeşimiz damgasını vurdu.

Bir asır önce düşman Ankara’nın kapısına kadar dayanmıştı. O zor günlerde ortaya konan güçlü iradenin yankıları devam ediyor. Aynı irade 15 Temmuz gecesi darbecileri sokaklara çıktığına pişman eden ruhun adıdır. Bu ruh hem Milli Mücadele’yi kazandı hem Cumhuriyet’i kurdu hem atılımlarımıza ilham oldu.

Ülkenin her karışını ördüğümüz yatırımlarımızın hazırlıklarını Ankara’da yaptık. Hazırladığımız 2023 hedeflerimizi Ankara ile fiiliyata geçirdik. Aynı hissiyatı, heyecanı, azmi görüyorum. Ankara Türkiye Yüzyılı’nın inşasına hazır. Türkiye Yüzyılı ile ülkemizi dünyanın devler ligine yükseltme mücadelemizde bizimle yol yürüyeceğinize inanıyorum.

Ankara’yı bilmek, anlamak, sevmek önemli. Ankara’yı tüm vasıflarına uygun eser ve hizmetlerle donatmaktır. Mevcut Ankara Belediye Başkanı 5 yılda ne yaptı? Yollarımızın hali ortada; çöp, çukur, çamur. Bundan başkasını yapamaz. İstanbul’da da öyle. Bunlardan artık kurtulalım. 5 yıl boşuna geçti. 31 Mart çok önemli. Nedir bu yavaşlardan çektiğimiz?

Ankara’yı taşlarına, dar sokaklarına bakıp gözyaşlarımızı silip başkent yapmış olabiliriz. Ama Ankara’yı aynı vizyonsuzlara teslim etmek zorunda değiliz. Ankara her şeyin en güzeline, en modernine layıktır. Türkiye Yüzyılı’na hazırlamayı vadediyoruz. Başkentimizi huzurla ‘işte benim şehrim’ diyeceği konuma getirmek amacındayız. Ankara buraya gelen, herkesin hayranlık duyacağı bir şehir olmalı. Caddeleriyle, parklarıyla, ulaşımıyla, altyapısıyla, sosyal ve kültürel donatılarıyla hepimizin gurur duyacağı bir Ankara’nın peşindeyiz. Türkiye’ye yakışır bir başkent için 31 Mart’ta…

Demokrasi ve kalkınma yolculuğu uzun ve meşakkatlidir. Türkiye pek çok kesintiler yaşamıştır. Kayıpların telafisi son 21 yılda mümkün olmuştur. Ülkemizi büyütmek ve güçlendirmek, hak ve özgürlükleri genişletmek için attığımız her adımda nice engellemelerle karşılaştık. Bunların bir kısmını bertaraf ettik, bir kısmının üstünden beden ödeyerek geldik.

“CHP’nin tutumu endişe verici”

Emperyalistlerin sergilediği oyunlara içeriden destek veren figüranlar da çıktı. Gece gündüz Türkiye aleyhinde çalışanlar var. CHP’nin takındığı tutum ülkemiz adına endişe verici. Tek parti döneminde işlediği günahları bir kenara koyuyorum. Son 21 yılda bu parti bir dönem vesayetin sözcülüğünü yürüttü. FETÖ ihanet çetesinin taşeronluğunu üstlendi. PKK’nın ve Suriye’deki uzantılarının savunuculuğuna soyundu. ABD’nin, Avrupa’nın sesi oldu.

Geçtiğimiz mayıs ayındaki seçimlerde kurulan tuhaf ittifakı hatırlıyor musunuz? Ne oldu? Hepsi dağıldı mı? Bu altılı masadan parlamentoya giren var mı? Benim milletim istemezse hiçbir şey olmaz. Bay bay Kemal ne oldu? Bunların hepsinin akıbeti aynı olacak.

CHP gizli saklı işbirliği yapmıştı. Bu seçimde de adını koyamadıkları kirli bir pazarlığa giriştiler. Kapağını kaldırdıkça yeni şeyler çıkan bir matruşka ittifakı. Bundan seçmenin haberi yok. Yeni adıyla DEM’e oy veren vatandaşlarımızla CHP’ye oy veren vatandaşlarımız bu kirli ilişkiyi içlerine sindiremiyor.

Bir de ortaya deste deste dolarla, eurolar çıktı. Mahkemelerde hesap veriyorlar. CHP’de hiçbir Allah’ın kulu izahını yapamadı. Son derece makul soruları cevaplamak yerine suçu AK Parti’ye yüklemeye çalıştılar. Türk siyaseti çok yüzsüzlük, pişmanlık, utanmazlık gördü ama böylesiyle ilk defa karşılaşıyoruz.

Genel başkanı darbe çığırtkanlığı yapıyor, bir diğeri terör örgütünü övüyor, ötekisi tembelliğine methiye düzer. Böyle ana muhalefet partisi olur mu? CHP amblemi altında seçime girenler, kendilerini bunların vebalinden kurtarabilir mi? Milletimiz 31 Mart’ta CHP’ye de DEM’e de ortada dolananlara da hak ettiği cevabı verecektir.”

Turgut Altınok vaatlerini anlattı

Büyükşehir adayı Turgut Altınok ise konuşmasında seçilmesi halinde yaşama geçireceği vaatleri anlattı. Ankara’da trafik, ulaşım sorununu çözeceklerini kaydeden Altınok, emeklilerin belediye otobüslerinden sınırsız olarak ücretsiz yararlanacağını söyledi. Yavaş’ın emeklilere bin lira destek sözüne göndermede bulunan Altınok, seçilmesi halinde 15 Nisan’da emeklilere 5 bin lira destek vaat etti.

Halen evi olmayan 20 bin kişiyi “kira öder gibi ev sahibi” yapacaklarını belirten Altınok “Ankara’nın köylerini Avrupa’nın köyleri gibi yapacağız. Uzaya astronot gönderdik, Ankara’da 21. asırda hala suyu kanalizasyonu olmayan köyler var. Ankara buna layık değil” dedi.

Paylaşın