Sağlık Bakanlığı’ndan ‘Maymun Çiçeği Hastalığı’ Açıklaması

Ateş, döküntü, şiddetli baş ağrısı, sırt ağrısı, kas ağrıları, halsizlik ve şişmiş lenf düğümleri gibi belirtileri olan Maymun Çiçeği Virüsü Avrupa’nın ardından ABD’de de etkisini gösterdi. Virüsün kısa sürede bu kadar hızlı yayılması endişe yarattı.

Haber Merkezi / Maymun çiçeği hastalığına ilişkin Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nden açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada, şöyle denildi:

Monkeypox, kemirgenler ve primatlar gibi vahşi hayvanlardan kaynaklanan ve bazen insanlara bulaşan zoonotik bir hastalıktır. Ortopoksvirüs ailesine ait olan maymun çiçeği virüsünden kaynaklanır. İnsan vakalarının çoğu, hastalığın endemik olduğu Orta ve Batı Afrika’da görülmüştür. Monkeypox, temas ve solunan büyük damlacıklar yoluyla damlacık maruziyeti ile bulaşabilir.

Hastalık genellikle kendi kendini sınırlar ve semptomlar genellikle 14 ila 21 gün içinde kendiliğinden düzelir. Monkeypox hastalığı ile ilgili gelişmeler DSÖ, Avrupa Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (ECDC) bildirimleri ve Uluslararası Sağlık Tüzüğü (2005) çerçevesinde diğer ülkelerin uluslararası odak noktaları ile bilgi alışverişinde bulunularak Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar ve Erken Uyarı Dairesi Başkanlığımız tarafından yakından takip edilmektedir. Ülkemizde bugüne kadar vaka görülmemiştir.

Maymun çiçeği hastalığı nedir?

Maymun çiçeği, 1980’li yıllarda tamamen ortadan kalkan çiçek hastalığının daha az bulaşıcı, daha hafif semptomlara neden olan ve daha az ölümcül hastalığa yol açan bir çeşit akraba virüsü.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ/WHO) verileri, bu virüsün ilk Orta ve Batı Afrika’daki tropik yağmur ormanlarında ortaya çıktığını ortaya koyuyor.

Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı’na (UKHSA) göre, maymun çiçeği insanlar arasında kolayca yayılmayan nadir bir viral enfeksiyon.

DSÖ, bulaşmanın, enfekte hayvanların kan, vücut sıvıları veya deri veya mukoza lezyonları ile doğrudan temas yoluyla gerçekleşebileceği görüşünde.

İlk nerede görüldü?

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi’ne (CDC) göre, hastalık 1958’de maymun kolonilerinde keşfedildi. İnsana bulaşan ilk vaka 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde (DRC) rapor edildi.

O tarihten bu yana Benin, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Fildişi Sahili, Liberya, Nijerya, Kongo Cumhuriyeti, Sierra Leone ve Güney Sudan’ın da içinde bulunduğu 11 Afrika ülkesinde bu virüs görüldü.

CDC’ye göre, Afrika dışında bildirilen ilk maymun çiçeği salgını, 2003 yılında ABD’de enfekte bir memeli hayvanın ithalatı sonucu ortaya çıktı.

Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) verilerine göre, 2018 ve 2019’da, tümü Nijerya’da yolculuk yapmış ikisi Britanya, biri İsrail’den ve biri Singapur’dan yolcuya maymun çiçeği teşhisi kondu.

Belirtileri ne?

Ateş, döküntü, şiddetli baş ağrısı, sırt ağrısı, kas ağrıları, halsizlik ve şişmiş lenf düğümleri, maymun çiçeği ile ilişkili en yaygın belirtiler olarak biliniyor.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, maymun çiçeği olan hastalarda ateşin başlamasından sonraki 1 ila 3 gün içinde deri döküntüleri görülüyor. Döküntüler daha çok yüzde yoğunlaşırken, yüze ilave olarak, avuç içi ve ayak tabanları, ağız mukozasını, cinsel organları da etkiliyor.

Maymun çiçeğinin kuluçka süresi genellikle 6 ila 13 gün olarak bilinse de DSÖ’ye göre bu süre 5 ila 21 gün arasında değişebiliyor.

Tedavisi var mı?

DSÖ’ye göre, şu anda maymun çiçeği için önerilen özel bir tedavi yok.

Çiçek hastalığına karşı aşılamanın hastalığı önlemede yaklaşık yüzde 85 oranında etkili olduğu tespit edildi. Bu nedenle, ciddi semptomları önlemek için çiçek aşısı yapılmasını öneriliyor.

Maymun çiçeği virüsünün doğal konağı kemirgenlerin yanı sıra ip sincapları, ağaç sincapları, primatlar.

Maymun çiçeği virüsü taşıyan kişilerin çoğu hastalığı hafif atlatıyor. 2003 yılında ABD’de yaşanan yayılmada, 47 kişi hayatını kaybetmişti.

Nasıl bulaşıyor?

Maymun çiçeğinin doğal nedeni henüz tespit edilmedi, ancak kemirgenler en olası kaynak olmasına rağmen, enfekte hayvanlardan az pişmiş et ve diğer hayvansal ürünleri yemenin olası bir risk faktörü olacağı tahmin ediliyor.

DSÖ, bulaşmanın, enfekte hayvanların kan, vücut sıvıları veya deri veya mukoza lezyonları ile doğrudan temas yoluyla gerçekleşebileceği görüşünde.

Dünya Sağlık Örgütü yetkilisi Dr. İbrahim Soce Fall, virüsün endemik olduğu ülkelerde dahi henüz nasıl bulaştığının tam olarak anlaşılamadığını, bulaşma dinamikleri açısından hâlen birçok bilinmez olduğunu açıkladı.

Maymun çiçeği virüsü taşıyan kişilerin çoğu hastalığı hafif atlatsa bile DSÖ’ye göre, bu virüsten ölüm oranı yüzde 11 civarında. Çocuklar ve gençlerde ölüm oranı daha fazla olabiliyor.

Paylaşın

Maymun Çiçeği Virüsü Avrupa’nın Ardından Kuzey Amerika’da Da Görüldü

Ateş, döküntü, şiddetli baş ağrısı, sırt ağrısı, kas ağrıları, halsizlik ve şişmiş lenf düğümleri gibi belirtileri olan Maymun Çiçeği (monkeypox) hastalığının Avrupa’nın ardından Kuzey Amerika’da da görüldüğü açıklandı. 

6 Mayıs’ta İngiltere’de ilk vakanın ortaya çıkmasının ardından hastalığa yakalananların sayısının 9’a yükseldiği belirtilirken, Kanada’da 10 şüpheli vakanın gözlem altında tutulduğu belirtildi. Amerika Birleşik Devletleri’ne Kanada’dan gelen bir kişinin ise hastalığa yakalandığının tespit edildiği ve karantinaya alındığı açıklandı.

Maymun Çiçeği’ne ilk olarak İngiltere’de Nijerya’dan gelen, kimliği ve cinsiyeti saklı tutulan bir kişide rastlanmıştı. Çarşamba günü ise İspanya, Portekiz, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri ilk vakaların ülke topraklarında görüldüğünü açıkladı.

Fareler gibi enfekte kemirgenler veya diğer hayvanlardan bulaşan hastalığın semptomları arasında ateş, baş ve kas ağrısı, sırt ağrısı, yorgunluk, titreme ile lenf düğümlerinde şişme bulunuyor. Ayrıca hastalık sırasında sıklıkla yüzde, cinsel organlar çevresinde ve vücudun genelinde döküntüler gözlemleniyor.

İspanya ve Portekiz’de şüpheli vakalarda tanının kesinleşmesinin ardından karantina uygulanmaya başlarken aynı zamanda ulusal çapta sağlık alarmı verildi.

Her ne kadar insandan insana bulaşma riskinin düşük oldu belirtilse de vaka sayısındaki hızlı artış endişelendiriyor. Konuyu yakından takip ettiğini açıklayan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yetkilileri İngiltere’deki bazı vakaların eşcinsel bireyler olduğunun da altını çizdi.

“Hastalığın erkeklerle cinsel ilişkiye giren erkeklerde görüldüğünü gözlemliyoruz” açıklamasında bulunan DSÖ yetkilileri, hastalık bulaş dinamiğinin anlaşılmasında bu yeni bilginin önemine vurgu yaptı.

Öte yandan DSÖ Acil Müdahalelerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ibrahima Soce Fall, Cenevre’de yaptığı açıklamada, “Cinsel eğilimi ne olursa olsun her birey Maymun Çiçeği hastalığını bulaştırabilir” dedi.

Maymun çiçeği hastalığı nedir?

Maymun çiçeği, 1980’li yıllarda tamamen ortadan kalkan çiçek hastalığının daha az bulaşıcı, daha hafif semptomlara neden olan ve daha az ölümcül hastalığa yol açan bir çeşit akraba virüsü.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ/WHO) verileri, bu virüsün ilk Orta ve Batı Afrika’daki tropik yağmur ormanlarında ortaya çıktığını ortaya koyuyor.

Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı’na (UKHSA) göre, maymun çiçeği insanlar arasında kolayca yayılmayan nadir bir viral enfeksiyon.

DSÖ, bulaşmanın, enfekte hayvanların kan, vücut sıvıları veya deri veya mukoza lezyonları ile doğrudan temas yoluyla gerçekleşebileceği görüşünde.

İlk nerede görüldü?

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi’ne (CDC) göre, hastalık 1958’de maymun kolonilerinde keşfedildi. İnsana bulaşan ilk vaka 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde (DRC) rapor edildi.

O tarihten bu yana Benin, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Fildişi Sahili, Liberya, Nijerya, Kongo Cumhuriyeti, Sierra Leone ve Güney Sudan’ın da içinde bulunduğu 11 Afrika ülkesinde bu virüs görüldü.

CDC’ye göre, Afrika dışında bildirilen ilk maymun çiçeği salgını, 2003 yılında ABD’de enfekte bir memeli hayvanın ithalatı sonucu ortaya çıktı.

Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) verilerine göre, 2018 ve 2019’da, tümü Nijerya’da yolculuk yapmış ikisi Britanya, biri İsrail’den ve biri Singapur’dan yolcuya maymun çiçeği teşhisi kondu.

Belirtileri ne?

Ateş, döküntü, şiddetli baş ağrısı, sırt ağrısı, kas ağrıları, halsizlik ve şişmiş lenf düğümleri, maymun çiçeği ile ilişkili en yaygın belirtiler olarak biliniyor.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, maymun çiçeği olan hastalarda ateşin başlamasından sonraki 1 ila 3 gün içinde deri döküntüleri görülüyor. Döküntüler daha çok yüzde yoğunlaşırken, yüze ilave olarak, avuç içi ve ayak tabanları, ağız mukozasını, cinsel organları da etkiliyor.

Maymun çiçeğinin kuluçka süresi genellikle 6 ila 13 gün olarak bilinse de DSÖ’ye göre bu süre 5 ila 21 gün arasında değişebiliyor.

Tedavisi var mı?

DSÖ’ye göre, şu anda maymun çiçeği için önerilen özel bir tedavi yok.

Çiçek hastalığına karşı aşılamanın hastalığı önlemede yaklaşık yüzde 85 oranında etkili olduğu tespit edildi. Bu nedenle, ciddi semptomları önlemek için çiçek aşısı yapılmasını öneriliyor.

Maymun çiçeği virüsünün doğal konağı kemirgenlerin yanı sıra ip sincapları, ağaç sincapları, primatlar.

Maymun çiçeği virüsü taşıyan kişilerin çoğu hastalığı hafif atlatıyor. 2003 yılında ABD’de yaşanan yayılmada, 47 kişi hayatını kaybetmişti.

Nasıl bulaşıyor?

Maymun çiçeğinin doğal nedeni henüz tespit edilmedi, ancak kemirgenler en olası kaynak olmasına rağmen, enfekte hayvanlardan az pişmiş et ve diğer hayvansal ürünleri yemenin olası bir risk faktörü olacağı tahmin ediliyor.

DSÖ, bulaşmanın, enfekte hayvanların kan, vücut sıvıları veya deri veya mukoza lezyonları ile doğrudan temas yoluyla gerçekleşebileceği görüşünde.

Dünya Sağlık Örgütü yetkilisi Dr. İbrahim Soce Fall, virüsün endemik olduğu ülkelerde dahi henüz nasıl bulaştığının tam olarak anlaşılamadığını, bulaşma dinamikleri açısından hâlen birçok bilinmez olduğunu açıkladı.

Maymun çiçeği virüsü taşıyan kişilerin çoğu hastalığı hafif atlatsa bile DSÖ’ye göre, bu virüsten ölüm oranı yüzde 11 civarında. Çocuklar ve gençlerde ölüm oranı daha fazla olabiliyor.

Paylaşın

Asla Girilmemesi Gereken 5 Nehir!

Nehirler, doğanın en iyi armağanlarından biridir. Ancak dünyada bilinmeyen tehditlere sahip, tehlikeli kabul edilen birkaç nehir var. Bu nehirler, vahşi hayvanlar, bilinmeyen derinlikler ve öngörülemeyen akıntılardan kaynaklanan tehditler barındırmakta.

Haber Merkezi / Burada, asla girilmemesi gereken dünyanın en tehlikeli nehirlerini sizler için derledik…

Kongo Nehri (Afrika)

Bilmeyenler için Kongo nehri dünyanın en derin nehridir. O kadar derindir ki ışık bile derinliğine nüfuz edemez. Nehrin üst kısmı oldukça tehlikelidir ve akarsularla doludur, alt kısmı ise birçok boğaz ve şelaleye sahiptir.

Shanay-Timpishka (Kaynayan Nehir) (Peru)

Kaynayan nehir, Amazon nehrinin bir koludur. Kaynayan nehrin dünyada kaynayan tek nehir olduğunu öğrenince şaşıracaksınız! Aynı zamanda La Bomba olarak da bilinen nehir, 6,4 km uzunluğuna sahiptir. 45 dereceden yaklaşık 100 dereceye kadar değişen su sıcaklıklarıyla bilinir.

Mississippi Nehri (ABD)

Kuzey Amerika’daki en uzun nehirdir. Bu nehrinde yüzme tavsiye edilmez. Nehir yırtıcı bir kaç türe ev sahipliği yaparken, aynı zamanda, çoğunlukla öngörülemeyen ve bir yüzücüyü derinliklere çekebilen alt akıntılara sahiptir.

Nil (Mısır)

Dünyanın en uzun nehri olan Nil, çok sayıda yırtıcı hayvana ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca ölümcül hastalıklar taşıyan sivrisinekler için bir çekim merkezidir. Nehir, her yıl ortalama 200 kişiyi öldüren timsahlarıyla ünlüdür.

River Wharfe (İngiltere)

Bu pitoresk nehrin büyüsüne kapılmayın çünkü, insanları içine çekebilecek sayısız gizli tünele ev sahipliği yapmaktadır! Yorkshire’da yer alan nehir, sularına giren herkesin hayatını almakla ünlüdür. Korkunç, değil mi?

Paylaşın