Isparta: Gönen Köy Enstitüsü ve Atatürk Heykeli

Gönen Köy Enstitüsü; Isparta’nın Gönen İlçesi yerleşim sınırları içerisinde yer almaktadır. 5 Temmuz 1940 tarihinde kurulmuştur. Enstitü iki katlı ve altı odalı bir köy okulu binası, üç baraka, üç bölmeli işlik binası ve bir köy camisinden oluşmaktadır.

Günümüze kadar ayakta kalan, Gönen Köy Enstitüsü eğitmen ve öğrencilerinin inşa ettiği taş binalar, 1954 – 1976 yılları arasında ilköğretmen okulu, 1976 – 1989 yılları arasında öğretmen lisesi, 1989 – 2014 yılları arasında Anadolu Öğretmen lisesi olarak kullanılmıştır.

2018 yılında Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi bünyesinde faaliyetine devam eden Gönen Meslek Yüksekokulu’nda kullanılan enstitü binaları öğrencilerin sınıflarını ve akademik personelin kullanım alanlarını oluşturmaktadır.

Köy enstitüleri bina özelliklerini yansıtan ve günümüze kadar gelerek kullanılmaya devam eden Gönen Köy enstitüsü binalarının korunarak ve restore edilerek halen kullanılıyor olması; Cumhuriyet Dönemi mimarlık tarihini yansıtıyor olması açısından önem arz etmektedir. Ayrıca, bu enstitünün öğrencileri arasında ünlü yazarımız Fakir Baykurt’un da olduğunu belirtmek gerekir.

Çağdaş dönem Türk Heykel sanatının önemli isimlerinden olan Metin Yurdanur’un Atatürk heykeli, sanatçının uyguladığı ilk anıtsal Atatürk heykeli olması açısından önem taşımaktadır.

Heykeltıraş Metin Yurdanur bu çalışmayı, Gazi Eğitim Enstitüsü’nden 1972’de mezun olduktan sonra öğretmen olarak atandığı Isparta’da, 1973 yılında gerçekleştirmiştir. Birebir ölçülerden daha büyük oranda olan bir orantıya sahip heykel, yaklaşık olarak bir metre yüksekliğindeki bir kaidenin üzerine yerleştirilmiştir.

Metin Yurdanur, Atatürk’ü bu heykelinde kalpaklı bir asker kıyafeti içerisinde, silahını kuşanır ve aynı zamanda da öne doğru hamle yapar şekilde tasvir etmiştir. Bir ayağını öne atarak yürümeye henüz başlamış bir ânı canlandırır gibidir. Bu ân, Atatürk’ün Büyük Taarruz sabahı Afyon Kocatepe’de çekilen ünlü fotoğrafı ile benzerlikler gösterir.

Isparta’nın kısa tarihi

Tarih boyunca sürekli yerleşim gören “Göller Bölgesi” Pisidia olarak adlandırılmıştır. Çeşitli zamanlarda sınırları değişen bu bölgede, kendi dillerini konuşan “Pisidialılar” yaşamış ve yerel bir dil olarak da “Pisidçe” dilini konuşmuşlardır. Bu dilin varlığı Aksu İlçesindeki Timbriada, Sofular Köyü ve Senitli Yaylasında ele geçen mezar taşlarından anlaşılmaktadır. Bölgeye ilk yerleşimlerin tarihi Üst Paleolitik (MÖ 35.000-10.000) ve Mezolitik (MÖ 10.000-8.000) dönemlere iner. Neolitik Dönemde (MÖ 8.000-5.500) bölge Anadolu’nun en önemli kültür bölgeleri arasındadır. Kalkolitik Çağda da (MÖ 5500-3000) bölge önemini sürdürmüştür.

İl sınırları içinde 12 höyükte Kalkolitik Dönem malzemesi bulunmuştur. Tunç Çağ (MÖ 3000-1200) yerleşiminin bol olduğu Isparta ilinde Neolitik ve Kalkolitik yerleşimlerin de üzerinde olduğu toplam 56 adet höyük tespit edilmiştir. Hitit Döneminde (MÖ 1800-1200), bölgenin adı “Pitaşşa” olarak geçmektedir. Hitit Döneminde, Pisidia toprakları hiçbir zaman tam olarak Hitit egemenliği altına girmemiştir. Tarihi kaynaklarda Pisidia adına ilk kez Perslerin Döneminde, MÖ 5. yüzyıl sonunda rastlanır.

MÖ 334 yılında, Büyük İskender’in egemenliğine geçen bölge, Büyük İskender’in ölümünden sonra MÖ 281 yılında yapılan savaşla Seleukosların eline geçmiştir. Bu dönemde Pisidya bölgesinde Seleukoslar tarafından Seleukeia Sidera (Atabey-Bayat), Apollonia (Uluborlu), Antiokheia (Yalvaç) kentleri kurulmuştur. Seleukos Kralı Büyük Antiokhos’un Roma ordusuna yenilmesi (MÖ 190-188) sonucunda, Seleukoslar Anadolu’da Toroslara kadar olan tüm topraklarını kaybetmiş ve bu topraklar Romalılarca Bergama ve Rodoslular arasında paylaştırılmıştır. Pisidia bölgesi bu tarihten sonra Bergamalıların egemenliğine geçmiş, Attalos III’ün MÖ 133 yılından ölümüne kadar Bergama Krallığına bağlı kalmıştır.

Kralın vasiyeti üzerine Pisidia bölgesinin de içinde bulunduğu topraklar Roma’ya bırakılmıştır. Bölge, MÖ 102 yılında M. Antonius tarafından Kilikia Eyaleti içine alınmış ve MÖ 49 yılına kadar ismen de olsa Kilikia eyaleti içinde kalmıştır. Daha sonra Asia Eyaletine bağlanmıştır. Galat Kralı Amyntas, Antonius tarafından Pisidia ve çevresinde Roma idarecilerinin kuramadığı otoriteyi kurması için MÖ 39 yılında bölgeye kral olarak atanmış ve MÖ 25 yılında öldürülünceye kadar görevini sürdürmüştür. Amyntas’ın ölümüyle krallığın toprakları Roma İmparatoru Augustus (MÖ 27-MS 14) tarafından Galatia Eyaleti haline getirilmiştir. Bu eyaletin sınırları zaman içinde değişmiş olsa da Pisidia bölgesi içinde kalmıştır.

Pisidia bölgesinde özellikle İmparator Augustus döneminde Roma egemenliğinin simgesi olan koloni kentleri kurulmuştur. Bunlar Antiokheia (Yalvaç), Kremna (Çamlık), Komoma (Ürkütlü), Olbasa (Belenli), Parlais (Barla)’dır. Türk Egemenliğinde Isparta Isparta, Roma İmparatorluğu’nun MS 395 yılında ikiye ayrılmasından sonra Bizans İmparatorluğu’na bağlanmıştır. Malazgirt Savaşı’ndan sonra hızla Anadolu’ya yayılan Selçuklular, Batı Anadolu’yu eline geçirmek için Bizans ile bir çok savaş yapmıştır. II. Kılıç Arslan zamanında (1156-1192) yoğunlaşan Bizans-Selçuklu savaşlarının en önemlisi olan Miryakefalon Savaşı, 1176 yılında Isparta topraklarında olmuştur.

Isparta yöresi bütünüyle, 1204’te III. Kılıç Arslan döneminde ele geçirilmiştir. XIII. yüzyıl başlarında, Anadolu Selçuklu Devleti’nin sona ermesinden kısa bir süre önce, bu yörede Hamidoğulları Beyliği kurulmuştur (1301). Beyliğin kurucusu Feleküddin Dündar Bey, önce Uluborlu’yu, daha sonra da Eğirdir’i beyliğin merkezi yapmıştır. Isparta yöresi, ilk olarak 1374’te, daha sonra 1390’da bütünüyle Osmanlı yönetimine girmiştir.

Atatürk Isparta’da Isparta, Atatürk’ün Anadolu’da başlattığı Millî Mücadele’de, ilçeleriyle birlikte, 871 şehit, binlerce yaralı vermiş ve Büyük Zafer’i içtenlikle kutlamıştır. Atatürk, İzmir’den yola çıkarak, 6 Mart 1930 sabahı Eğirdir’e ulaşmıştır. Atatürk, Eğirdir Gölü’nü ve Can Ada’yı çok beğenmiştir. Atatürk, 6 Mart 1930 günü Kuleönü’nden Isparta’ya yolculuk yapmış ve saat 11.00 sularında Isparta’ya gelmiştir. Burada büyük ve coşkulu bir şekilde karşılanmıştır. 6 Mart 1930 günü, Isparta’nın mutlu günlerinden birisi olması nedeniyle her yıl 6 Mart günü Atatürk’ün Isparta’ya gelişini anmak üzere kutlamalar yapılmaktadır.

Paylaşın