Sahte Ekrem İmamoğlu Videosu Ortaya Çıktı: Rakibimiz Sahtecilikte Bir Şey Deniyor!

Yaklaşık 2.5 ay sonra yapılacak yerel seçimlerde, seçim sonucu en çok merak edilen kent İstanbul olurken, yapay zeka marifetiyle oluşturulan sahte Ekrem İmamoğlu videosu ortaya çıktı.

Bazı sosyal medya hesaplarından İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Ekrem İmamoğlu imzasıyla sunulan bir ‘metro’ videosu paylaşıldı.

Videoda bir öğrencinin arıdından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu “Vatandaşlarımız evine, okuluna, işine hızla ve konforla ulaşsın diye AK Parti döneminde büyük metro atılımları yapılmıştı. Biz de bu metroların kimini durdurduk kimine devam ettik. Mutluyum, çünkü tarihimizin en çok metro hattına çöken yönetimi biz olduk.” ifadelerini kullanıyor.

İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun da sosyal medya hesabından videoya tepki gösterdi: “Rakibimiz sahtecilikte bir şey deniyor! Sahte otobüs işi, sahte drone işi, sahte ses taklidi işi, sahte vatandaş işi..”

Paylaşın

İmamoğlu: Ekonomiyi Yönetemeyenler, Kentsel Dönüşümü Yönetmezler

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmada, “Çok zorlu bir ekonomik süreçten geçiyoruz. Dünyada savaşın içinde olan ülkelerde dahi bu kadar yüksek enflasyon, faiz, maliyet artışları dünyanın hiçbir yerinde yok. Dünyada maalesef enflasyon ve faizde bize çağ atlatan bir yönetimle karşı karşıyayız” dedi ve ekledi:

“Ekonomiyi yönetemeyenler, kentsel dönüşümü yönetmezler. Bir yandan işsizlik yoksulluk yaratırlarken bir yandan da kentsel dönüşüm mağdurlarını dinlemeye dahi tahammül edemiyorlar. Halkın sesini duyurmak istemedikleri için vatandaşların kamerasını dahi kapatıyorlar. Ben istiyorum ki ne biz ne de tek bir yöneticim böylesi bir duruma hiçbir vatandaşın huzurunda düşmesin. Düşmeyecekler de.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eyüpsultan’da; Yeşilpınar Evleri 2. Etap Anahtar Teslim Töreni’ne katıldı. Gazete Pencere’nin aktardığına göre; Ekrem İmamoğlu, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Yeşilpınar’da benim de heyecanla beklediğim, hanımefendilerle beyefendileriyle ve onların çok değerli aileleriyle birlikte. Deprem meselesi en önemli sorun. Bu konuda hep birlikte el birliğiyle iş üretmemiz gerekiyor. İstanbul’un en hayati sorunudur. Sağlıklı ve güvenli binalarda yaşamak zorundayız. İstanbul ve Türkiye adına yüzde yüz bir beka sorunudur. Hayatta ve ayakta kalabilmek meselesidir.

Kentsel dönüşüm bir önemini sıralarız. Kentsel dönüşüm ihmal edilmiştir. Bu iş başka yönüyle ele alınmıştır. Deprem; dönüşüm gelişim, sosyal konutlar derken İstanbul’a yüzbinlerce lüks konut yaparak halka dağıtılmayan, bir avuç insanı mutlu eden bir rantta dönüşmüştür. Kentsel dönüşüm oluşamamıştır. Biz 2019 yılından bu yana hem örnek bir dönüşüm süreci var etmeye devam ederken bir yandan da devletimizin kurum ve kuruluşlarıyla eş güdümlü çalışabilmek arayışında olduk, kapıları çalmaya gayret ettik.

Ama ne yazık ki kulaklarını bu süreçlere tıkadılar. Çünkü kentsel dönüşüm meselesi eğer siz birlilerinin kazanç sahası haline getirseniz buradan başarı elde etme şansınız olmaz. Vatandaşların çıkarlarını her şeyin üstüne koymazsanız bu sistem yürümez Biz vatandaşların çıkarını en yükseğe koyduk. Her sürecini vatandaşımızla şeffaf bir biçimde konuşarak yaptık. Vatandaşımızın mülk sahibi olduğunu bildik.

“Ekonomiyi yönetemeyenler, kentsel dönüşümü yönetmezler”

Çok zorlu bir ekonomik süreçten geçiyoruz. Dünyada savaşın içinde olan ülkelerde dahi bu kadar yüksek enflasyon, faiz, maliyet artışları dünyanın hiçbir yerinde yok. Dünyada maalesef enflasyon ve faizde bize çağ atlatan bir yönetimle karşı karşıyayız. Ekonomiyi yönetemeyenler, kentsel dönüşümü yönetmezler.

Bir yandan işsizlik yoksulluk yaratırlarken bir yandan da kentsel dönüşüm mağdurlarını dinlemeye dahi tahammül edemiyorlar. Halkın sesini duyurmak istemedikleri için vatandaşların kamerasını dahi kapatıyorlar. Ben istiyorum ki ne biz ne de tek bir yöneticim böylesi bir duruma hiçbir vatandaşın Huzurunda düşmesin. Düşmeyecekler de.

2018 yılında satılmaya çalışılan bir alanda yüzlerce vatandaşlarımızın sağlam, dirençli yuvalarına kavuşmasının gururu bir başka. Ben o dönemde en az 3 kez buraya geldim. Vatandaşın durumunu görmek için de geldim. Temel atamda bir feryat duymuştum, bir takım yanlış yönlendirmelerle insanımız tedirgin olmuştu. Onlara da kızmamıştım çünkü geçmişte kaygılanacakları birçok hatayı yönetimler yapmıştı. Biz öyle değiliz.

Kentsel dönüşümde kimsenin kaybetmediği, herkesin kazançlı çıktığı bir süreci hep birlikte ortaya koyuyoruz. Biz bunun iyisini yapıyoruz. Bir başkası daha iyisini yapmak için mücadele etsin. Biz aşağı bastırmak için değil. Deprem iş, kentsel dönüşüm işi birlikte kol kola yapma işi. Birlikte açılışlarını beraber yapalım. Bizden sadece mal kaçırmak isteyenler meseleyi sadece şuraya koyuyorlar, “Biz kazalım” ben de diyorum ki biz kazanlım.

O ben diyen akıldan çıkıp millet kazancayız bunu bir türlü öğretmedik.  Bizim huzurumuz bu güzel işler sayesinde arttıkça, kafamızı yastığa güzel koydukça güzel ve kısa uykularımızla geceyi geçirince yine tam enerjik yola koştukça bazılarının da uykuları kaçıyor. Bunu anlıyorum. Onları uykusuz bırakmaya devam edeceğiz. Çünkü vatandaşımızı boş vaatlerle ve seçime endeksli projelerle kandırmadık, kandırmayacağız. Kandırmaya çalışanların da kandırmasına fırsat veremeyeceğiz.

İmamoğlu’ndan Murat Kurum’a gönderme: Halkın sesini duyurmak istemedikleri için vatandaşların kamerasını dahi kapatıyorlar. İstanbul’u israftan kendi ifadeleri ile ihanetten uzak tutacağız. İnsanına hizmet eden anlayışı getirdik. Büyüterek devam edeceğiz. İsraf üreten kaybedecek kazanan 16 milyon İstanbullu olacak.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Dikkat Çeken ‘Yerel Seçim’ Mesajı

Vira Kavşağı’nın açılış töreninde konuşan İBB Başkanı İmamoğlu, 5 yıllık yönetim sürecinde iktidarın projelere destek olmadığını ve İBB olarak yapmaya talip oldukları projelere de onay verilmediğini belirtti.

Ekrem İmamoğlu, “Bu yerel seçimde, öyle bir demokrasi şamarı yiyeceksiniz ki; o belgeleri imzalamak zorunda kalacaksınız. Ben siyaseti rakiplerle didişmek için değil gerçekten milletin sorununu çözmek için yapıyorum. 16 milyon insanımız sorunlarını çözmek için gece gündüz çalışıyorum” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü’nün trafik yoğunluğunu azaltmak amacıyla yapılan Vira Kavşağı’nın açılış töreninde konuştu. Gazete Pencere’nin aktardığına göre; Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasından satırbaşları şu şekilde;

“Daha önce ulaştırtma bakanlığı İBB’ye devretmek üzere yaptığı bir metro hattının parasını 15 20 yılda tahsil ediliyordu. Oradaki bilet parası üzerinden tahsilatını yapıyordu. Biz göreve gelince metro hatlarını bize teslim edilmek üzere bir genelge çıkartıyorlar. Diyorlar ki İstanbul a gönderilen paranın 100 TL’sini 5 lirasını kesme hakkını üstümüze aldık diyorlar.

İstanbull’un cebine para koyarken birini buradan koyuyor ötekini diğer cebinden alıyor. Sadece 10 ayda iki metro hattının 5 milyar lirasını bizden tahsil ettiler. İki yıllık Beylikdüzü bütçesini iki ayda cebimizden aldılar. İstanbul’la iki metro hattı yapıyorsunuz bu arada onun araçlarını da biz alıyoruz. Onun da açılışını yapıyorsunuz, 10 aylık parasını da alıyorsunuz. Bari parasını aldığınız yöneticisini açılışa davet edin. Beni açılışa davet etmekten korkuyorlar.

Bu yerel seçim bitecek bu yerel seçimde öyle bir demokrasi şamarı yiyeceksiniz ki o evrakı imzalayacaksınız. Ben siyaseti rakiplerle didişmek için değil gerçekten milletin sorununu çözmek için yapıyorum. 16 milyon insanımız sorunlarını çözmek için gece gündüz çalışıyorum. Çok enerjiliyim Allah’ımız şükürler olsun Beylikdüzü’ne geldim sizi gördüm enerjim daha çok arttı.

Birçok projemizi yaparken bu enerji ile hareket ediyoruz. İnanın Sefaköy- Beylikdüzü hattını da bitireceğiz. Hızray’la Beylikdüzü’nü Sabiha Gökçen’e biz bağlayacağız. İstanbul’un her köşesini yaşanabilir ve mutlu refah düzeyi yüksek insanlarla buluşturmanın keyfini biz yaşayacağız. Sadece 4 buçuk yılda, 3 ayımızı çaldılar bu arakadalar. 155 kavşağı bitirdik. 232 caddeyi düzenledik

Beylikdüzü’nün bizden önce 20 yılda İBB’den almadığı hizmeti vallahi billahi 4 buçuk yılda biz bu hizmeti bu şehre verdik. İstanbul’un 39 ilçesine biz bu hizmeti verdik. Oturuyorlar, kalkıyorlar Ekrem İmamoğlu ile uğraşıyorlar. Bir de şaşkınlar şöyle yapıyorlar, 20 yıllık hizmetlerini benimle yarıştırıyorlar. Ya Allah’tan kork.

Ama bu seviyeye onları getirdiysek ne mutlu bize. Biz halkçı, demokrat devletini düşünen anlayışla sadece şehirlerimizi ihya etmiyoruz. Sadece şehirlerimizi güzelleştirmiyoruz, memleketimiz geleceğini inşa eden yerel yönetim anlayışını inşa ediyoruz. O yüzden devam edeceğiz. Bizi 25 yıllarıyla kıyaslasınlar, gümbür gümbür İstanbul’un ikinci dönem kalkınmacı, icracı, yaratıcı kent tasarımı geliyor. Hem de en az 25 ilçesiyle geliyor.

“Kul hakkı yiyorlar”

Ekrem İmamoğlu, konuşmasının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada ise şu ifadeleri kullandı: Bugün 7.500 TL’yi emekliye reva gören bir anlayış, bizim çalışanlarımızla aramızı bozmaya kalkmasın. Onların tek anlayacağı iş poşettir. Devletin kurumlarının tek örneğini vereyim şimdi. Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin 20 milyonluk şehrin belediye başkanı. TRT’de İstanbul Büyükşehir Belediyesinin veya Ekrem İmamoğlu’nun bir haberini yayınladı mı? İsmi bir yerde geçmiş mi?

Ama benim aleyhime yayın yapıp benim aleyhime soru sorup İstanbul’un bir kısım ilçe belediyelerini en az 50 tane yayınını bulursunuz. Kul hakkı yemek böyle bir şey. TRT’nin, Anadolu Ajansı’nın parası, oradaki maaşlar bu ülkedeki 86 milyonun cebinden çıkan parayla ödeniyor. Kul hakkı yiyorlar. Bizim insanımız kul hakkı yiyenlere beddua ederler, ben etmiyorum hepsini Allah’a havale ediyorum.”

Paylaşın

İmamoğlu: Fetret Devri İstanbul’da 2019 Yılında Kapandı

Beşiktaş’ta Barbaros Meydanı açılışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Fetret devri İstanbul’da 2019 yılında kapandı, yatırım ve atılım dönemi başladı. Halkçı, demokrat, milletini seven, devletini koruyan ve güçlendiren bir anlayışla yolumuza devam ediyoruz” dedi.

Suudi Arabistan’da oynanması planlanan Türkiye Süper Kupa finalinin Mustafa Kemal Atatürk fotoğraflı poster ve tişörtlere izin verilmemesi nedeniyle iptal edilmesine de değinen İmamoğlu, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın maça çıkmama kararı alarak ülkeye dönmesinin doğru bir adım olduğunu söyledi.

Süper Kupa finalinin Suudi Arabistan’da planlanmasının hata olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Bu gidişin mimarı kim?” diye sordu. Devlet yetkililerinin tavrını eleştiren İmamoğlu, “Ülkedeki yönetici akıl böyle kritik olaylardan sonra bir süre kayboluyorlar ortadan, ses bile çıkarmıyorlar” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş’ta Barbaros Meydanı açılışında konuştu. İmamoğlu’nun konuşmasından satır başlar şu şekilde;

“Ne güzel sizlerle birlikte burada olmak ve hiç olmayan meydanın keyfini burada sizlerle yaşamak. Beşiktaş meydanı, meydan değildi. Pırıl pırıl bir meydan oluştu. Bu meydan şu an simgeleriyle de çok güzel bir yer.

Bu kararı kim verdi, niçin oraya gidildi? Bunun sorgulanması lazım. Hangi detayları hesaba katmadılar. Ülkedeki yönetici akıl böyle kritik olaylardan sonra ortadan kayboluyorlar. Bunlar yarın bayraklarıyla buraya gelenleri suçlarlarsa şaşırmayın

Bu kararı kim verdi, niçin oraya gidildi? Bunun sorgulanması lazım.  Bu memleket, ne yazık ki düştüğü ekonomik durum yüzünden itibarlı bir dış politika yönetme marifetlerini kaybetmiştir. Dünyada hiçbir ülke yok ki çatır çutur vatandaşlık satsın

Gönül birliğimizi çok güçlü kılmalıyız. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Mustafa Kemal Atatürk her zaman kazanır, her zaman milletine kazandırır.

“Demokrasiniz, adalet sisteminiz güçlü olacak”

Bir ülkenin kralının ölümüne milli yas ilan ediyorsunuz ama o ülke Atatürk’ün fotoğrafına bile tahammül edemiyor. İtibar çok önemlidir. Lafla iş olmaz.

İtibar nedir biliyor musunuz? Çalışacaksınız, üreteceksiniz, liyakata göre görev vereceksiniz. Demokrasiniz, adalet sisteminiz güçlü olacak.  Boşuna Tayfun Kahraman, Can Atalay hapis yatmayacak.

Fetret devri İstanbul’da 2019 yılında kapandı, yatırım ve atılım dönemi başladı. Halkçı, demokrat, milletini seven, devletini koruyan ve güçlendiren bir anlayışla yolumuza devam ediyoruz.

Bir öneri yapayım, o kupa maçı artık oynanmasın. Millet bu anıyı unutmayacak. O kupayı ikiye bölün birisi Galatasaray Müze’sinde birisi de Müze’sinde ilelebet dostluk içinde yaşsın. Ama bir şölen yapın. O şölenin yeri de Beşiktaş’taki Dolmabahçe Sattı olsun İnönü Stadı olsun. Üç takımın  bütün Türkiye’nin takımlarını davet ettiği bir spor şöleni olsun.”

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu: Bu Dönem Gitmeye Niyetimiz Yok

Katıldığı bir etkinlikte yerel seçimlere ilişkin değerlendirmede bulunan İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Belediye Başkanı seçimle gelir, seçimle gider. Bizim bu dönem gitmeye niyetimizi yok onu söyleyeyim de” dedi ve ekledi:

“Biz önce sizin gönlünüzdeki sevgi ve saygıya talibiz, oy sonradan gelir. Bize vereceğiniz her oy bizi daha da güçlendirir. Ben sizin emanetçinizim sizin her kuruşunuza sahip çıkacağım. Bizim bütçemiz bereketli bütçe, israfa, ranta, parayı çarçur etmeye son.

Bu şekilde işimize son gaz devam edeceğiz. İstanbul için başta deprem meselesi için daha büyük hedefler koyacağız. Yeni dönemde yüzbinlerce yurttaşımızı güvenli konutlarına kavuşturmak için kolları sıvadık, bu göreve talip olduğumu bir kez daha söylüyorum.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, KİPTAŞ Kartal Kaper Sitesi yer belirleme kura töreninde açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, yerel seçimler ve olası İstanbul depremine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Bu hızla devam edersek 80 yıl da geçse İstanbul’u depreme hazırlayamayacağımızı gördük. Başka yöntemler devreye aldık. Bu işler böyle olmayacak hızlı olmak zorundayız. Ama hızlı olmak hata yapmak demek değildir. Ben her birinizin yuvasının sağlam olmasıyla kafamı yastığa daha rahat koyabiliriz.

Bir kanuna, hukuksal zemine ihtiyacımız var. Bütün kurum ve kuruluşların birlikte çalışmasına ihtiyacımız var. Kamu bankaları kapılarına sonuna kadar açmalı. Bu işin partisi, siyaseti olmaz. Ben bunu görüyorum ve ayıplıyorum ama bunun üstesinden geleceğiz.

Kiptaş, sabit taksitle sosyal konut üreten tek kurum oldu. Hızlı tarama yöntemini bakanlığa da önerdik ama önemsiz buldular. 113 bin yapıyı ziyaret ettik, 35 bine yakınında inceleme yapma zorunluluğu doğdu. Seçim dönemi iş açıklayan, proje açıklayan, finans kaynaklarını açıklayan anlayıştan utanıyorum.

İstanbul Belediye Başkanlığı kimin? 16 milyon İstanbullunun. Belediye Başkanı seçimle gelir, seçimle gider. Bizim bu dönem gitmeye niyetimizi yok onu söyleyeyim de… Biz önce sizin gönlünüzdeki sevgi ve saygıya talibiz, oy sonradan gelir. Bize vereceğiniz her oy bizi daha da güçlendirir. Ben sizin emanetçinizim sizin her kuruşunuza sahip çıkacağım.

Bizim bütçemiz bereketli bütçe, israfa, ranta, parayı çarçur etmeye son. Bu şekilde işimize son gaz devam edeceğiz. İstanbul için başta deprem meselesi için daha büyük hedefler koyacağız. Yeni dönemde yüzbinlerce yurttaşımızı güvenli konutlarına kavuşturmak için kolları sıvadık, bu göreve talip olduğumu bir kez daha söylüyorum.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan “Yerel Seçimler” Açıklaması: Çalışmalar Hassas Şekilde İlerliyor

Yerel seçimlere ilişkin açıklamalarda bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Hem genel merkezimizde hem İstanbul İl Başkanlığımızda ve elbette bizim Büyükşehir Belediyemiz olarak geçirdiğimiz 4 buçuk – 5 yıldaki deneyimlerimizi aktardığımız çalışma merkezlerimiz var. Bu anlamda çok hassas ilerlendiğini biliyorum” dedi ve ekledi:

“Her yerde hem vatandaşlarımızla iyi diyalog kurabileceğine inandığımız güçlü adayların oluşması yönünde çalışan heyetler söz konusu. Aynı zamanda partimizin kurum ve kuruluşlarının sonrasında da güçlü bir yönetim kabiliyetini bütün İstanbul’a yaygınlaştıracak bir tasarım içerisinde çalışmalarının olduğunu biliyorum. Dün itibariyle de parti meclisimizin takdiri ile İstanbul’da, Fatih’te, Mahir Polat arkadaşımız, Pendik’te de Tarık Balyalı arkadaşımız adaylığa layık görüldüler.”

İmamoğlu açıklamasının devamında, “Kendilerine başarılar diliyoruz. Umut ederim ki çok geçmeden, yıl bitmeden bu üç ayın en güçlü şekliyle hızlıca adaylar belirlenir. CHP’nin yönetmediği ama nüfusu fazla olan ilçeleri de çok önemsiyorum. Hızlıca adaylar belirlenir, bu yönde çalışmaların sürdüğünü biliyorum. Hassasiyetle süreci yöneten bütün kurumlarımıza, il başkanlığımıza, çok kıymetli genel başkanımız Özgür Özel’e İstanbul adına teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Büyükada’da Nizam Camisi’nin açılış törenine katıldı. Cami açılışı öncesi vatandaşlarla sohbet eden İmamoğlu, Cuma namazının kılınmasının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Gazete Pencere’nin aktardığına göre; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu açıklamasında, “Camilerimiz çok önemli. Buralarda insanlar caminin içine girdiği anda her yönüyle eşitlenirler. Yan yana aynı safta dualarını ederler. Yaratanına sığınırlar. Böylesi maneviyatı yüksek olan camilerimizin de her yönüyle topluma sağlıklı ve güzel mesajlar verebilmesini hep önemsemişimdir. Tarih boyunca İstanbul’da var olan çok önemli, çok kıdemli, çok farklı izleri olan mimarlık eserleri var.

Bunun yanı sıra bazen mahalle içinde bazen bir sokakta oranın yaşayanlarının ihtiyacını görecek boyutta yapılan naif, çevresiyle uyumlu, çevreci ve çok nadide eserler de var. Geçmişten bugüne hem Osmanlı hem Cumhuriyet döneminin bu anlamda çok güzel eserlerini İstanbul’umuzda görebilirsiniz. Büyükada’nın da çok önemli bir özelliği var. Burası aynı zamanda bütün inançların bir arada yaşadığı çok özel bir coğrafya.

Burada sonsuz bir saygıyı görürsünüz. Her inançtan insanın birbirine olan sevgisini ve komşuluğunu yaşarsınız. Bu bağlamda da bugün bu açılan camiye her cemaatten, her inançtan insanlarımız gelecektir. Buraya gelirken hepsiyle selamlaştık. Lokmayı bizlerle birlikte paylaştılar. İstanbul’un Adalar gibi çok farklı semtleri ve mahalleleri de var bu yönüyle. O bakımdan bu caminin bütün komşuları ve inançlarıyla birlikte Adalar’da açılması da bizim için çok kıymetli” dedi.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan İBB Başkanı İmamoğlu, kendisine yöneltilen yerel seçimler ile ilgili sorulara, “Hem genel merkezimizde hem İstanbul İl Başkanlığımızda ve elbette bizim Büyükşehir Belediyemiz olarak geçirdiğimiz 4 buçuk – 5 yıldaki deneyimlerimizi aktardığımız çalışma merkezlerimiz var. Bu anlamda çok hassas ilerlendiğini biliyorum. Her yerde hem vatandaşlarımızla iyi diyalog kurabileceğine inandığımız güçlü adayların oluşması yönünde çalışan heyetler söz konusu. Aynı zamanda partimizin kurum ve kuruluşlarının sonrasında da güçlü bir yönetim kabiliyetini bütün İstanbul’a yaygınlaştıracak bir tasarım içerisinde çalışmalarının olduğunu biliyorum.

“Başkanımız Özgür Özel’e İstanbul adına teşekkür ediyorum”

Dün itibariyle de parti meclisimizin takdiri ile İstanbul’da, Fatih’te, Mahir Polat arkadaşımız, Pendik’te de Tarık Balyalı arkadaşımız adaylığa layık görüldüler. Kendilerine başarılar diliyoruz. Umut ederim ki çok geçmeden, yıl bitmeden bu üç ayın en güçlü şekliyle hızlıca adaylar belirlenir. CHP’nin yönetmediği ama nüfusu fazla olan ilçeleri de çok önemsiyorum. Hızlıca adaylar belirlenir, bu yönde çalışmaların sürdüğünü biliyorum. Hassasiyetle süreci yöneten bütün kurumlarımıza, il başkanlığımıza, çok kıymetli genel başkanımız Özgür Özel’e İstanbul adına teşekkür ediyorum” diyerek cevap verdi.

Paylaşın

İYİ Parti’de “İBB Meclisi” Krizi: Bütün Üyeler Disipline Sevk Edildi

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun, “İYİ Partimizin İBB Grup Başkanvekilinin istifası, dün bir araya geldiğimiz bir toplantının ardından bizzat şahsım tarafından istenmiş ve İbrahim Özkan da bu doğrultuda görevinden istifa etmiştir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Buna rağmen bazı İYİ Parti İBB Meclis Üyelerinin, bilgim dışında ve teamüllere aykırı olarak kendisini yeniden Grup Başkanvekili seçmesi kabul edilemez. Bu doğrultuda, bu kararın altında imzası bulunan bütün İBB Meclis Üyelerinin “kesin ihraç” talebiyle disipline sevk edilmiştir.”

Meral Akşener’in talebi üzerine istifa eden İYİ Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis Grup Başkanvekili İbrahim Özkan, İYİ Partili meclis üyelerinin oylarıyla yeniden Grup Başkanvekili seçildi.

İYİ Parti İBB Meclis üyelerinin, teamüllere aykırı şekilde İbrahim Özkan’ı yeniden Grup Başkanvekili olarak seçmelerinin ‘kabul edilemez’ olduğunu ifade eden İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun, bu kararın altında imzası olan meclis üyelerinin ihraç talebiyle disipline sevk edildiğini belirterek şu açıklamayı yaptı:

“İYİ Partimizin İBB Grup Başkanvekilinin istifası, dün bir araya geldiğimiz bir toplantının ardından bizzat şahsım tarafından istenmiş ve İbrahim Özkan da bu doğrultuda görevinden istifa etmiştir. Buna rağmen bazı İYİ Parti İBB Meclis Üyelerinin, bilgim dışında ve teamüllere aykırı olarak kendisini yeniden Grup Başkanvekili seçmesi kabul edilemez. Bu doğrultuda, bu kararın altında imzası bulunan bütün İBB Meclis Üyelerinin “kesin ihraç” talebiyle disipline sevk edilmiştir. ”

İbrahim Özkan, partisinin 31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlerde ittifak yapmama kararını eleştirerek şu ifadeleri kullanmıştı:

“Teşkilatlara rağmen siyaset yapılmaz. Genel İdare Kurulu’nun vermiş olduğu bir karar var. Bu karar nasıl değiştirilebilir. Ayetleri tefsirciler tartışabiliyor. Genel İdare Kurulu, Genel Başkana yetki verdi. Şuan böyle bir yetki yok. Bence istişare kanallarının kapanması diye bir şey yok. 20 Şubat’a kadar bu süreç devam edebilir. Somut bir öneri getirilirse, Genel Başkan nezaketli bir insan. Genel kanaat işbirliği yapılması yönündedir.”

Salim Ensarioğlu’da disipline sevk edilmişti

Dün de İYİ Parti Milletvekili Mehmet Salim Ensarioğlu, sosyal medyadaki Şeyh Said paylaşımları nedeniyle disipline sevk edilmişti. İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Ensarioğlu’nun “İYİ Parti’nin kuruluşundaki temel değerlerini ve bugüne kadar sürdürdüğü siyasi mücadele ve tutumunu yok sayan açıklamalarının asla kabul etmediklerini” dile getirmişti.

Zorlu, “Milli Mücadelenin ruhuna ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu iradesinin ortaya koyduğu tarihi ve milli gerçeklere aykırı paylaşımını reddediyoruz. Böyle bir anlayışın partimizle hiç bir ilişkisi yoktur ve bundan sonra da olamayacaktır. Söz konusu paylaşımla alakalı, genel başkanımızın talimatlarıyla, gereken disiplin süreci ivedilikle başlatılmıştır” demişti.

Ensarioğlu Şeyh Said’in isminin Diyarbakır’da bir bulvara verilmesine ilişkin başlayan tartışmalar hakkında şunları söylemişti: “Son günlerde Diyarbakır’da bir bulvara bölgemizin en önemli değerlerinden Şeyh Said efendinin isminin verilmesi üzerinden başlayan tartışmalarda bölgenin toplumsal ve dini değerlerinden birine dönüşen Şeyh Said’e yönelik ithamları şiddetle reddediyorum.

Bu tür ithamları ifade edenler toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmek dışında herhangi bir amaca hizmet etmeyenlerdir. Biz toplumun tüm değerlerine saygı ve hürmeti bir hafıza barışı olarak görüyoruz. Bu minvalde daha önce de defalarca dile getirdiğim üzere Şeyh Said gibi büyük değerlere dönüşen Beddiüzzaman Said Nursi ve Seyid Rıza’nın da mezar yerlerinin açıklanması hafıza barışına hizmet edecektir.

Anılan değerlerin mezar yerleri aleni bir değer iken devlet sırrı diye ifadelendirilmesi akla ziyan olmakla beraber hafıza barışına hizmet etmemektedir. Ülkemizde öncelikli olarak bir hafıza barışından başlanıp huzur ikliminin kalıcı olarak sağlanmasının tüm kesimlerin dahli ile mümkün olabileceği inancının kırılmasına müsade etmeyeceğimizi ilgili taraflar bilmelidir. Ayrıca bu inancı taşıyan ilgili kamuoyunun taşıdığı bu inancını daha yüksek bir sesle dile getirmesini temenni ediyorum.”

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu: İstanbul’u Mahvetmelerine İzin Vermeyeceğiz

Katıldığı bir etkinlikte konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul öyle bir şehir ki, binlerce yıldır insanların taş üstüne taş koyarak, kendi kültürlerini birbirine karma hale getirerek bize öyle bir medeniyet bırakmışlar ki… Burada öyle kişisel beton hayalleriyle, kanal hayalleriyle İstanbul’u mahvetmeye hiç kimse izin vermedi, vermeyecek” dedi ve ekledi:

“Bu bakımdan biz, bu şehre dair çölün ortasında kurulmuş bazı şehirlerden ilham alarak, burada hayal kurmayı kendine vazife edinenlerle değil, bu şehirde binlerce yıllık kültürün, biriken insanlığın ortaya koyduğu eserlerle gurur duyan ve İstanbul’da hayallerini güçlendiren, İstanbul’la birlikte hayal kuran yeni bir akılla bu şehri yönettik ve yönetmeye devam edeceğiz. Bizim en derin aklımız, İstanbul’da bulunan 16 milyon kıymetli İstanbullunun aklıdır. Biz, o akla itibar ediyoruz.”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), turizmde yeni nesil iletişim stratejileri kapsamında “Visit İstanbul” web portalını hayata geçirdi. Visit İstanbul ile birlikte, “İstanbul Creators Club Platformu” ve dünyanın ilk yapay zeka rehberi uygulaması da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla, özel bir otelde düzenlenen etkinlikle tanıtıldı.

Bilgilendirici video gösterimleriyle başlayan tanıtım toplantısında ilk olarak, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Rızvanoğlu ve Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Dr. Yeliz Yücel tarafından, “Kültürel Mirasa Engelsiz Erişim” konulu sunum gerçekleştirildi.

Birgün’ün aktardığına göre; Sunumun ardından konuşan İmamoğlu, “Bizler, İBB olarak, turizm vizyonumuzda 2029 yılına dek hedefimiz; kentimize gelecek turist sayısını artırırken her bir ziyaretçinin İstanbul’da geçirecekleri zamanı uzatmak, böylece şehrimizin ekonomisine de katkı sağlamak” dedi.

“Bu hedefe ulaşmak için turizm sektörü ile iletişimimizi güçlendirmemiz gerektiğini düşünerek, 2019 yılında İstanbul Turizm Platformu’nu kurduk” diyen İmamoğlu, şöyle devam etti: “Turizm Platformumuzun sektörle yaptığı birebir çalışmalar yanında, Turizm Müdürlüğümüz de belediye içinde güçlü bir mekanizma olarak plan ve programlarına devam ediyor.

Bu kapsamda yaptıkları çalışmalar ve ürettikleri projelerin detaylarını kamuoyu ile paylaşan İmamoğlu, “Bunun yanı sıra yerel ortaklıklara da önem veriyoruz. Bu doğrultuda 11 büyükşehir belediyesi olarak bir araya gelip, turizm konusunda çalıştaylar da düzenliyoruz. Bu çalıştaylar sonucunda eko-turizme ve kırsal turizme yatırım yapmamız gerektiğini gördük. İstanbul, kültür turizmi konusunda dünya ölçeğinde benzersiz bir konumda yer alıyor. İBB Miras tarafından şehre kazandırdığımız kültürel mirasımız hem İstanbullulara hem de yabancı ziyaretçilere zengin bir içerik sunuyor. İstanbul’un kültürüne ve sanatına yaptığımız yatırımlar artarak devam edecek, ancak alternatif turizm türlerini de geliştirmemiz gerektiğini görüyor ve bu konuda çalışmalar yürütüyoruz. Spor, sağlık, kongre ve eğitim turizmi konusundaki yatırım planları da çalışmalarımız arasında.

“Bugün tanıtımını yaptığımız Visit İstanbul, İstanbul’un dünyaya açılan kapısıdır” diyen İmamoğlu, “Bu platform ile birlikte, tarihin bu büyüleyici kentinin turizm ekosistemini sürdürülebilir, nitelikli ve ortak akılla inşa etmenin heyecanını paylaşıyor, tüm sektör paydaşlarımızla İstanbul’un hikâyesini en yaratıcı ve özgün biçimde anlatmayı hedefliyoruz. Visit İstanbul hesapları, ‘Creators Clup’, yapay zekâ uygulaması da tıpkı İBB Miras uygulaması gibi, ‘Bosforus’ gibi, ‘İstanbul Card’ gibi İstanbul’un turizmini yeniden canlandıracak nitelik çalışmalarımızdan olacak. İstanbul’un, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin turizm hedeflerini hayata geçirerek, kentimizi hak ettiği marka şehir değerine hep birlikte kavuşturacağımızdan eminim” ifadelerini kullandı.

“İstanbul’un her ilçesi bile, dünyaya iz bırakacak seviyede niteliğe ve kimliğe sahip” diyen İmamoğlu, şöyle devam etti: “Şişli Belediye Başkanımız burada. Şişli, Beşiktaş, Kadıköy, Üsküdar veya Fatih, Beyoğlu veya Eyüpsultan… Sayamayacağımız kadar her ilçesi, aslında dünya ölçeğinde özel bir yere sahip olabilecek kabiliyete ve kimliğe sahip. Yerelde çok güçlü politikalar üretmek ve yerelde birlikte düşünmek, birlikte karar almak… Kaldı ki turizm sektörünün her temsilcisini, her yöneticisini tanıdığımda, gerçekten bu şehirle bir kez daha gurur duyuyorum. Çünkü çok atılımcı, girişimci ve kendi alanında çok özenli başarılara imza atmış insanlardan oluşan muazzam bir sektöre sahibiz.

Her daim merkezden, yani Ankara’dan İstanbul turizmine şekil verecek kararların alınması veya bu yönde adımların atılmasının yerine, İstanbul’da daha özgün bir yapının kurulması, İstanbul’da daha güçlü bir kimliğin ortaya konulması, daha yerelden, valiliğinden ve bütün kurumlarından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, yerel yönetimlerinden, yani 39 ilçesinden sivil toplum kuruluşlarına, meslek örgütlerine varıncaya kadar muazzam bir iş birliğinin dünyada benzeri olmayan, inanın en özel başarılara imza atacak bir seviyeye İstanbul turizmine taşıyacağını ben yürekten biliyorum. Bu bağlamda bir yöntem eksikliği olduğunun da ve bu şekilde merkezden alınan kararlarla İstanbul’un tanıtımının da yapılamayacağını, İstanbul’da güçlü adımlar da atılamayacağını ve ne yazık ki yoğun bir biçimde güncel siyasetin bir parçası haline gelebileceğini görüyorum.”

“İstanbul’u mahvetmeye hiç kimse izin vermedi, vermeyecek”

“İstanbul’un bu yönüyle özel olarak ele alınması ve belki de bu pilot uygulamanın başka kabiliyetli şehirlere, örneğin Muğla gibi, örneğin Antalya gibi ve buna benzer şehirlere de taşınmasının Türkiye turizmi açısından vazgeçilmez bir öncü planlama olacağını hepinizin huzurunda duyurmak isterim” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:

“Gerçekten dünyada eşi benzeri olmayan, hiçbir zaman tüketilmeyecek de bir kaynak olduğunu bildiğim; yani doğaya zarar vermeyen, bir fosil yakıt gibi olmayan, petrol gibi olmayan ve karşılığının bedeli yüzyıllar, bin yıllar geçse bile ödenemeyecek bir zenginliğe sahip olan, tarihi ve kültürüyle, medeniyetiyle, insanıyla ve tarifi çok zor olan İstanbul gibi bir nimete sahibiz. Bazen çölün ortasında insanlar bir hayal kurabilir ve gözünde canlandırdığı bir şehri betonlarla, kanallarla var edebilirler. Bu da bir başarıdır. Ama İstanbul öyle bir şehir ki, binlerce yıldır insanların taş üstüne taş koyarak, kendi kültürlerini birbirine karma hale getirerek bize öyle bir medeniyet bırakmışlar ki…

Burada öyle kişisel beton hayalleriyle, kanal hayalleriyle İstanbul’u mahvetmeye hiç kimse izin vermedi, vermeyecek. Bu bakımdan biz, bu şehre dair çölün ortasında kurulmuş bazı şehirlerden ilham alarak, burada hayal kurmayı kendine vazife edinenlerle değil, bu şehirde binlerce yıllık kültürün, biriken insanlığın ortaya koyduğu eserlerle gurur duyan ve İstanbul’da hayallerini güçlendiren, İstanbul’la birlikte hayal kuran yeni bir akılla bu şehri yönettik ve yönetmeye devam edeceğiz. Bizim en derin aklımız, İstanbul’da bulunan 16 milyon kıymetli İstanbullunun aklıdır. Biz, o akla itibar ediyoruz. Turizm sektörü konusunda olsun, diğer alanlarda olsun, ortak aklın bizim en başarılı, en sihirli olduğunu belirtiyor, turizmi de bu anlamda ileriye taşıyacak o haritanın da onların aklıyla ortaya çıkmasını önemsiyoruz.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Yerel Seçimler Açıklaması: Kazanmak Zorundayız

CHP İl Başkanları İstanbul Buluşması’nda konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yerel seçimlere ilişkin, “Önümüzdeki yerel seçimi 2019’un çok daha ilerisinde bir başarıyla kazanmak zorunda olduğumuz ve kazanmak için de her şeye sahip olduğumuz bir seçim olduğunun altını çizelim” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Siyasetin yol ve yöntemleri değişiyor. 21. yüzyılın siyaset anlayışında farklı görüşlerin, farklı bakışları içine çeken, kendi içine kapanan değil; kutusunun dışına çıkan, çerçevesinin dışına çıkan bir siyaset anlayışının başarılı olacağını asla unutmayalım.”

İmamoğlu, konuşmasının devamında, “Kazanmak için çok çalışıp yepyeni ve çok kuvvetli siyaset tasarımını ortaya koymalıyız” diyen İmamoğlu, şunları kaydetti: “İlk hedefimizin yerel seçimler ve başta İstanbul olduğunu biliyoruz. Üzerimize düşen vazifenin sorumluluğunun da farkındayız.

İkincisi de elbette Türkiye’nin de içinde olduğu, birçok ülkede yükselmeye ve yerleşmeye çalışan otoriter popülizme karşı tam aksine dayanışmayı, halkçı mücadeleyi var eden bir süreci genel başkanımızın liderliğinde ortaya koyan politikaları geliştirmek zorunda olduğumuz biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İl Başkanları İstanbul Buluşması’na katıldı. Ekrem İmamoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

“Bir neferi olduğumuz Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Türkiye’nin en önemli yapı taşı olduğunu kabul ediyoruz. CHP’nin varlığı, dünya ölçeğinde siyaset anlamında çok önemli bir noktadadır. 100 yıllık bir tarihe sahip, ülkemiz ve Cumhuriyet’imizin 100 yıllık bir partisi vardır, bu çok kıymetlidir. Biz herhangi bir siyaseti partiye benzemedik, benzemeyeceğiz. Bir iktidarla var olan ya da iktidardan düştüğü zaman kaybolan bir siyasi parti değiliz.

“Bizleri cezayla, baskıyla yıldırmaya çalışanlar olacaktır, buna asla boyun eğmeyeceğiz. Yalan, iftira, kara propaganda gibi hususlar ne bizi birbirimizden uzaklaştırabilir, ne de ayrıştırabilir. O bakımdan aramıza duvar örmek, birtakım yalan yanlış ifadelerle bize zarar vermek isteyenlere karşı açıklıkla, şeffaflıkla, samimiyetle düşüncelerimizi birbirimizin yüzüne ifade ederek aşmanın yol ve yöntemlerini hep birlikte bulacağız.

Önümüzdeki yerel seçimi 2019’un çok daha ilerisinde bir başarıyla kazanmak zorunda olduğumuz ve kazanmak için de her şeye sahip olduğumuz bir seçim olduğunun altını çizelim. Siyasetin yol ve yöntemleri değişiyor. 21. yüzyılın siyaset anlayışında farklı görüşlerin, farklı bakışları içine çeken, kendi içine kapanan değil; kutusunun dışına çıkan, çerçevesinin dışına çıkan bir siyaset anlayışının başarılı olacağını asla unutmayalım.

Kazanmak için çok çalışıp yepyeni ve çok kuvvetli siyaset tasarımını ortaya koymalıyız. İlk hedefimizin yerel seçimler ve başta İstanbul olduğunu biliyoruz. Üzerimize düşen vazifenin sorumluluğunun da farkındayız. İkincisi de elbette Türkiye’nin de içinde olduğu, birçok ülkede yükselmeye ve yerleşmeye çalışan otoriter popülizme karşı tam aksine dayanışmayı, halkçı mücadeleyi var eden bir süreci genel başkanımızın liderliğinde ortaya koyan politikaları geliştirmek zorunda olduğumuz biliyoruz.”

“Yerel seçimlerde başarılı olmak için ne gerekiyorsa onu yapacağım”

CHP Lideri Özgür Özel ise, toplantıda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Bosna’dan buraya geldim. İlk ziyareti büyükelçimizle gerçekleştirdik. Bosna Hersek Federasyonu Başbakanı ile bir araya geldik. Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesiyle bir araya geldik. Dün gün boyunca hem çok duygulandığımız hem de hatırlamamız ve hatırlatmamız gereken ziyaretler zincirini gerçekleştirdik.1600 bebeğin mezarının olduğu anıta, şehitliklere, Aliya İzzetbegovic’in ebedi istirahatgahını ziyaret ettik.

Orada şu cümleyi hatırlatma gereği duyduk: Unutulan katliamlar tekrarlanır. 1992-1995 arası Bosna Hersek’te Cumhuriyet Halk Partisi doğru yerde duruyordu, Türkiye Cumhuriyeti doğru yerde duruyordu ama gelişmiş dünya, uluslararası örgütler durmaları gereken yerde durmuyordu.

Onlar sonradan yas tutarken yanımızdaydı, ama katliam olmasın, bu iş soykırıma dönüşmesin diye seslenirken, dünya ağırdan alıyordu. Bugünlerde de Filistin’de yaşananlar var. Bosna’dan seslendik, 1992-95 arası Bosna’nın sesini duymayanlara, Türkiye’nin sesini duymayanlara bir kez daha sesleniyoruz. Sonradan bunu insanlık suçu ilan etmek, soykırım kabul etmek, gidip oralarda nutuklar atmak değil, katliama engel olmak için bütün dünyanın başta Avrupa’nın derhal harekete geçmesi, BM’nin çok daha net pozisyon alması ve bu mezalime dur denmesi gerekiyor.

CHP Genel Başkanı olarak 120 siyasi akrabamıza bir mektup yolladım. Bunlardan 12 tanesi hükümet başkanı, bakanlar var, anamuhalefet liderleri var. Onları Filistin’in sesini duymaya davet ettik. Solculara, sosyal demokratlara, sosyalistlere savaşa, kana, gözyaşına susmak değil engel olmak yaraşır. CHP olarak başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarında Filistin devletine sahip çıkmaya, akan kanı durdurmaya, İsrail’in ortaya koyduğu sivillere karşı ayrım gözetmeksiniz şiddete dur denmesine davet ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Filistin halkıyla dayanışma duygularımızı buradan da ifade ediyoruz.

Aslında enflasyon, emekli maaşlarını kuşa çevirdi. Bizim bütün kanun tekliflerimize, mücadelemize rağmen, en düşük emekli maaşı 7.500 TL gibi komik bir noktada. Emeklileri, açlıkla sınayan bir noktada. Bunun en az asgari ücret seviyesine çıkarılması gerekiyor. Seçim döneminde en düşük emekli maaşında iyileştirme yapacağını söyleyenler, seçimden sonra bu işi bir kereye mahsus bir ikramiyeye çevirdiler. Hiçbir yaraya merhem olmayacak bir düzenleme yaptılar. Bunda da çalışan emeklileri dışarıda bıraktılar. Oysa, bir emekli niye çalışır diye oturup düşünmediler.

İtiraz ettik, ses yükselttik, biz konuştuk, siz konuştunuz. Nihayet bu yanlıştan dönüldü. Dönülen iş, 5 bin TL’lik ikramiyeyi bütün emeklilere vermek. Oysa bunun derhal maaşlara yansıtılması, en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyinde olması. Asgari ücretin de insanca yaşanacak sınırlarda olması gerekiyor. Bu konuda bir kez daha hükümetin dikkatini çekiyoruz. Emeklilerin, memurların en önemli sorunu artan kiralar, kiralardaki fahiş artışlar. Cumhurbaşkanı, Cuma günü kira artışlarına şaşırmış ve kızmış. Şaşırdıkları şey, kendi çıkardıkları, bizim bu çözüm olmayacak dediğimiz bir kanun. Kanuna uyan yok. Devletin elini taşın altına koymadan ve iki tarafı düşünmeden yapılacak hiçbir düzenleme doğru değildir.

Burada yapılan iş, evsahibi ve kiracıyı karşı karşıya getirmektir. Biz bu kira artışlarının altında ezilen insanlara mutlaka sosyal devletin doğru yerden bir müdahale, destekte bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Cumhurbaşkanına şunu hatırlatıyoruz: Kanuna uymayanlara şaşırmak ve kızmak için önce senin anayasaya uyman lazım. Anayasaya uymayan birisinin kanuna vatandaşın uymasına şaşırmaması, burayı anayasal devlet olmaktan çıkarmanın en basit sonuçlarına bile katlanmanın bu kadar zor olduğu bir yerde, ortaya çıkacak vahim sonuçların göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade ediyorum.

Yeniden değerleme oranında yüzde 58,5’lık artışla, bütün vatandaşları yoksul diye, işsiz diye ayırmadan etkileyecek bir artışla karşı karşıyayız. Burada Cumhurbaşkanının bir yetkisi var. Bunu yüzde 50 oranında artırmaya, yüzde 50 oranında azaltmaya yetkili kendisi. 2024 enflasyon hedefi yüzde 36. Yani siz koyduğunuz bu enflasyon hedefine inanıyorsanız, herkesin enflasyon hedefi doğrultusunda doğru fiyatlamalar yapmasını istiyorsanız, önce samimiyeti kendiniz göstereceksiniz.

Bu harçların yüzde 58,5 değil, yetkiniz oranında düşürülerek, bundan sonraki süreçte vatandaşı ödeyeceği verginin, harcın yüzde 60 sınırında olmamasını sağlamanız gerekiyor. Bunu dikkatle takip ediyoruz. 2024 yılında enflasyon yüzde 36 olacak diyenler samimiyse, sizin ödeyeceğiniz harcı, ödeyeceğiniz vergiyi yüzde 50 oranında azaltmak durumundadır. Bunu talep ediyoruz ve takip edeceğiz.

Türkiye’nin bir anayasa sorunu vardır, sivil bir anayasa sorunu vardır. Yoksulu gören, kadını gören, dezavantajlıyı gören, çevreyi gören, bütün bunlar için çok doğru yerden, bütün toplumun desteğini alacak bir anayasa sorunu vardır. Ama Türkiye’nin bir anayasa yapma iradesi sorunu da vardır. Anayasalar aşkın zamanlı metinler olabilmesi için, her gelene uygun metinler olabilmesi için, kuşaktan kuşağa güçlenerek aktarılması için her doğan için yapılması gerekir.

Erdoğan için yapılan bir anayasanın birkaç yıl içinde nasıl Erdoğan için yetersiz, Erdoğan’ın kendi gözü dönmüş yetki taleplerine, niyetlerine yetersiz kaldığı ortadadır. Birinin üzerine dikilen kıyafetin, herkese uymadığı gibi bir süre sonra kendisine de uymayacağı görülmüştür. Bütün toplumu kapsayan, herkesi kucaklayan, Türkiye’deki herkesi eşit yurttaşlıkla kucaklayan, temel hak ve özgürlükleri genişleten, Türkiye’yi bir hukuk devleti haline getiren, kadını, engelliyi, yoksulu, güvencesizi, çevreyi koruyan evrensel ölçütlerde özgürlükçü bir anayasa için biz her zaman var olduk, var olmaya devam edeceğiz.

Ancak Erdoğan’ın yeni yetki taleplerini, Anayasayı hiçe sayan, Türkiye’yi anayasasızlaştıran, Cumhur İttifakının mutfağında hazırlanmış milletin burnuna dayatılan bir çabanın içinde hiçbir zaman olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Kadınları, gençleri endişelendiren, hukuk devletini askıya almaya niyet edinmiş bir değişiklikte Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir zaman olmadı, bundan sonra da olmayacak.

3 hafta önce hepimiz Kurultayda bir görev aldık. CHP’nin kurultayları görev alan değil görev veren kurultaylardır. Partimizin ilk kurultayı Sivas Kongresi’ydi. Oradan önce kurtuluş, sonra kuruluş görevi alınmıştı, görev layığıyla yerine getirildi. 5. Olağanüstü Kurultayımız, dünyayı doğru okuma ve partiyi doğru konumlandırma sorumluluğu veren kurultaydı, o kurultaydan sonra sosyal demokrasi doğru tariflendi, 1970’lerde yapılan ikisi yerel ikisi genel 4 seçimden 1’inci parti çıkıldı.

Partimizin 38’inci Olağanüstü Kurultayı, hepimize yeniden Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidar yapma görevi yaptı. O görevi hep beraber kurultayımızdan aldık. O günden sonra da kurultayda verdiğimiz bütün sözleri tutarak, var gücümüzle çalışmaya, durmadan, yorulmadan birlik ve beraberlik içinde, kardeşlik hukukumuzu koruyarak, ortaya koyduğumuz kapsayıcı, birleştirici, kucaklayıcı anlayışla partimizi iktidar yapmaya kararlıyız.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 81 il başkanından sadece 3 il başkanının kadın olması, bizim buradaki en önemli eksikliklerimizden bir tanesi. 78 erkek il başkanımızdan talebimdir, lütfen örgütünüzdeki güçlü kadınlara yanınızda mutlaka görev verin. Onları yanınızda sizin en baş yardımcınız olarak çalıştırın. Gelecekte bu görevi yapmaya hazır, aday kadınlara resmi ve gayriresmi olarak mentörlük yapın, onların emeklerinden, enerjilerinden, deneyimlerinden yararlanın. Bu eksiği de bundan sonraki süreçte fiilen giderene kadar, hep birlikte bu şekilde halletmemiz gerekiyor.

Ben kurultayımızı kaybedenin olmadığı bir kurultay olarak nitelendiriyorum. Kurultayın kaybedeni yok ama kazananı, önce bu parti, ama esas kazananı Türkiye olacak. Ben de il başkanlarımdan iki hususta gayret göstermelerini istiyorum. Bunlardan bir tanesi önümüzdeki hafta başlatacağımız üye kampanyası. Şu anda bizim kurultayımızdan sonra bütün illerde büyük bir heyecan, büyük bir umut var. Geçtiğimiz hafta çok sayıda üye kaydı oldu, sevindik.

Ama esas sevindiğimiz şudur: Yeni gelen üyelerin yüzde 73’ü 30 yaş altı kadın ve erkekler. Bu enerjiyi görmek lazım. 100’üncü yılımızda üye kampanyası başlatıyoruz. Genel merkezden hedefler belirlemeyeceğiz. Gerçekçi hedefler belirleyin ama kendinizi zorlayın. Gönlünde Atatürk olan, gönlünde güçlü bir Türkiye olanların gözündeki ışıkları görün, onları baba evine getirin, Atatürk’ün partisine kaydedin. Sizden bunu istiyorum. Bütün vatandaşlarımız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kapıları ardına kadar açıktır. O evin içinde yeriniz baş köşedir.

Sizlerden ikinci beklentim, yerel yönetimler seçimlerine yönelik. Bu süreci, barış içinde, dostluk içinde, hiç kırgın yaratmadan, yerel seçim başarısına hedeflenerek, doğru adayların belirlenmesi, doğru yöntemlerin belirlenmesi, sürecin kırgını, küskünü olmadan, geride kimseyi bırakmadan, 2019’daki başarıyı aşan bir noktadan hep birlikte başarmaya mecbur olduğumuz bir süreci yöneteceğiz.

Önceki genel başkanımızın ilan ettiği 3 büyükşehir dışında kimseye verilmiş bir sözümüz yok. Verilmiş bir tek sözüm var, yerel seçimlerde başarılı olmak için ne gerekiyorsa onu yapacağım. Bu sürece hep birlikte katkı vereceğiz. Bu süreçte memnuniyet anketlerimiz Pazartesi gününden itibaren başlatıyoruz. 7 farklı yapı, anket yapacak. Ürettikleri sonuçlar hem yapay zeka marifetiyle, hem istatistik biliminin en ileri teknikleriyle denetlenerek en doğru biçimde memnuniyet anketleri yapacağız.

Vatandaşın gönlünde olan, seçildiğinden ileride olan bütün belediye başkanlarımız bizim de gönlümüzde. O ölçme değerlendirmeyi örgütümüzle paylaşacağız. Kararı örgütümüzle birlikte vereceğim. Örgüt gözetiminde ön seçimden bir adım geri atmadık, atmayacağız, bunu buradan ifade ediyorum” ifadesini kullandı.

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu: Hedefimiz 5 Yıl Daha Yetki Almak

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlere ilişkin konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Hedefimiz de 2024’te 5 yıl daha yetki almak. 2029’da da almak, 2034’te de almak…” dedi ve ekledi:

“Sosyal demokrat anlayış, halkını düşünen anlayış kazanmalı. Çünkü bizim kazandığımız anlayışla, kaybeden yok. Bazı insanların kazandığı anlayışta ise onların dışındaki herkes kaybediyor, bir avuç insan kazanıyor. O bakımdan biz artık meseleye bu gözle bakıyoruz.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesine de değinen İmamoğlu, her an bir görüşme gerçekleştirebileceklerini söyledi. ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın Akşener’i ziyaret etmesi hakkında ise “Mansur Yavaş başkanımızın da Meral Akşener’i ziyaret etmesi kadar da doğru ve güzel bir şey yok” yorumunda bulundu.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Küçük Ölçekli Balıkçılara Koruyucu Donanım Malzemesi Dağıtımı Töreni”nde bir kez daha yeniden aday olacağı mesajını verdi.

Birgün’ün aktardığına göre; Ekrem İmamoğlu, “Enflasyonun tavan yapmasına rağmen, yaptığımız birçok hizmetin engellenmesine rağmen ne oluyor? Bizim bütçemizden bereket fışkırıyor. Biz hizmetlerimizi onun için büyütüyoruz. Hedefimiz de 2024’te 5 yıl daha yetki almak. 2029’da da almak, 2034’te de almak” dedi.

Konuşmasına başlarken bugünün 24 Kasım Öğretmenler Günü olduğunu hatırlatan ve “Buradan bütün öğretmenlerimizin ellerinden öpüyorum. Onların sayesinde biz, bugün buradayız. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün huzurunda saygıyla, minnetle eğiliyoruz” diyen İmamoğlu, daha sonra şunları söyledi:

“Denizlerimizin temizliği ve balıkların korunması çok önemli. Gerçekten görevimizin çok özel anları var. Üreten İstanbul noktasında, tarıma verdiğimiz, balıkçılığa verdiğimiz bu gibi katkıların çok karşılık bulduğunu görüyorum. Örneğin; köyünde eken-biçen insan sayısı o kadar azalmıştı ki şimdi ziraat odalarının sayılarına göre, artık İstanbul’un köylerinde eken-biçen sayısı, bizim tohum desteklerimizle birlikte 10 katını geçti.

Demek ki siz fırsat verirseniz İstanbul’un tarlalarında da bereket fışkırır, denizinde de bereket fışkırır. İstanbul’un tam anlamıyla bir balık şehri olduğunu zaten biliyoruz. Ve bunun yaşatılması konusunda özenli gayretimizi, daha da büyüterek de devam edeceğiz.

İstanbul genelinde, küçük ölçekli balıkçı teknelerinin tüm tekneler içindeki oranının yüzde 91. Ancak bu teknelerin toplam üretimin ancak yüzde 10’unu gerçekleştiriyor. İyi ki bu desteği veriyoruz. Onların işini bir miktar kolaylaştırıyoruz. Ekonomik koşullar çok ağırlaştı. Az önce değerli başkanımız da ifade etti. Belki teknesinin mazotunu bile alamıyor esnafımız. Hayat, öyle enteresan bir boyut evrildi ki cebimizdeki para küçüldükçe küçüldü. Gelirimiz, harcamalarımız karşısında ne yazık ki küçüldükçe küçüldü. Bu kötü ekonomi yönetiminin bizi taşıdığı boyuttur.

Bundan, bu kusurdan kimse sıyrılamaz. Dünyada savaşın içinde olan ülkeler bile ekonomisini büyütebiliyorsa ya da enflasyon altında halkını ezdirmiyorsa, biz, Türkiye Cumhuriyeti olarak, neredeyse üç haneli enflasyon rakamlarına tırmanmışsak, bu tam bir basiretsizlik, tam bir beceriksizliktir. Bunun başka bir adı yok. Bu bağlamda insanlarını aldatan, teknikten, bilimden uzaklaşan bir uygulama süreci ülkemizi kötülüklere, ekonomik sıkıntılara doğru sürükler. Hatta Allah korusun, batırmanın eşiğine kadar getirebilir.

Kendi yönetim anlayışlarımız ortak akla dayanıyor. Bu noktada biz, kentimizin insanlarıyla konuşuyoruz. Biz aslında bunların icadını yapmış değiliz. Benim yönetici dostlarım, müdürlüğünden daire başkanlığına, genel sekreter yardımcılığından iştiraklerimize bütün vatandaşlarımızla konuşuyoruz. Derdiniz ne? Sıkıntınız ne? Biz hangi sıkıntınıza derman olabiliriz? Hangi probleminize ilaç olabiliriz? Öyle değil mi anneciğim? Onu soracağız. Annemin derdini sormadan, ben buradan ona bakarak nasıl anlayabilirim? Ona soracağım, onu dinleyeceğim ve çözüm bulacağım. Bizi, millet bunun için seçiyor.

Kamu hizmeti kültür olarak değişmeli. Kötü bir yere geldi. Kamuya seçilen birileri, sanki oranın mülk sahibiymiş gibi, kendi malını yönetiyormuş gibi… Hayır. Milletin malını yönetiyoruz. O bakımdan biz, ihtiyacı olan insanlarımıza, destek gruplarına veya insanlarımızın belli kesimlerine bu tarz ihtiyaçlarını karşılayıcı hizmetleri sunmaktan büyük onur ve gurur duyuyoruz.

Milletin malıyla, milletin sorununu çözme çabasıdır. Ve bunu yapınca ne oluyor biliyor musunuz? Vallahi de billahi bu kadar sıkıntılı döneme rağmen, ekonominin bu kadar problemli bir zaman diliminde olmasına rağmen, enflasyonun tavan yapmasına rağmen, yaptığımız birçok hizmetin engellenmesine rağmen ne oluyor? Bizim bütçemizden bereket fışkırıyor.

Biz hizmetlerimizi onun için büyütüyoruz. Hedefimiz de 2024’te 5 yıl daha yetki almak. 2029’da da almak, 2034’te de almak… Sosyal demokrat anlayış, halkını düşünen anlayış kazanmalı. Çünkü bizim kazandığımız anlayışla, kaybeden yok. Bazı insanların kazandığı anlayışta ise onların dışındaki herkes kaybediyor, bir avuç insan kazanıyor. O bakımdan biz artık meseleye bu gözle bakıyoruz.

“İstanbul’u israftan, ranttan kurtardık”

Halk Süt, Halk Bakkal ve 0-4 yaş arası bebeği olan annelere ücretsiz toplu ulaşım imkanı tanıyan Anne Kart uygulamaları gibi hizmetleri bu anlayışla yerine getiriyoruz. 2019 seçim meydanlarında, en az iki-üç kez, ‘Sen kimin parasını kime dağıtıyorsun’ diye Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul’da bana sormuştu. Ben de ona cevap vermiştim. Aynı şeyi devam ettiriyoruz. ‘Vallahi de billahi de milletin parasını millete dağıtıyoruz.’ Bu kadar net.

Çok şükür israftan, ranttan bu şehri kurtardık. Milletin parseline imar veren bu anlayıştan, bu şehrin belediyesini kurtardık. İstanbul’un bereketini kaçırdılar. Biz, bereketini geri getirdik. Çünkü biz, çocukluğumuzdan beri birinin sofrasını yerde gördük mü, ona ilk lafımız şu olmuştur: Bereketli olsun. Bereketli olsun deriz değil mi? Bereketin bol olsun. İnşallah hepimizin bereketi bol olsun. İnşallah sizlerin destekleriyle, sandıklardaki oy bereketimiz de çok büyütsün.”

Konuşmaların ardından katılımcılarla anı fotoğrafı çektiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Demir ve İBB Başkanı İmamoğlu, küçük ölçekli balıkçılara, balıkçı tulumu ve balıkçı çizmesinden oluşan koruyucu donanım desteği hizmetini başlattı.

Paylaşın