Hazır Giyimde Yüzde 30 Zam Beklentisi

LC Waikiki’nin Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, “Kışlıklarda fiyat artışı enflasyonun altına kalacak. Eskisi gibi yüksek fiyat artış oranları görmeyeceğiz. Yurtdışına üretilenler dövize bağlı. Ancak önümüzdeki sezon kışlıklarda yüzde 20-30 arası bir fiyat artışı olacaktır” dedi.

Vahap Küçük, açıklamasının devamında, “Türkiye’de kur baskılanıyor. Enflasyon yüzde 50 iken döviz aynı oranda artmıyor. Beklentimiz enflasyon hangi oranda artıyorsa dövizin de o oranda artması. Böyle devam ederse hali hazırda yüzde 80’den yüzde 70’e gerileyen yerel tedarik oranımız yüzde 60’a kadar düşer” ifadelerini kullandı.

LC Waikiki’nin Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, Türkiye’de artan maliyetler konusunda açıklamalarda bulundu.

Ekonomim’den Yener Karadeniz’e konuşan Küçük, kışlık ürünleri üretmeye başladıklarını ifade ederek, “Kışlıklarda fiyat artışı enflasyonun altına kalacak. Eskisi gibi yüksek fiyat artış oranları görmeyeceğiz. Yurtdışına üretilenler dövize bağlı. Ancak önümüzdeki sezon kışlıklarda yüzde 20-30 arası bir fiyat artışı olacaktır” dedi.

Türkiye’de kurun baskılandığını söyleyen Küçük şöyle konuştu:

“Asgari ücretin yüzde 100, enerjinin yüzde 200 arttığını varsayarsak ve buna diğer girdi maliyetlerindeki artışı da eklersek ve bir de döviz de baskılanınca o zaman yurtdışına ürün satma ve ihracat yapma konusunda zorlanıyorsunuz.

Türkiye’de kur baskılanıyor. Enflasyon yüzde 50 iken döviz aynı oranda artmıyor. Beklentimiz enflasyon hangi oranda artıyorsa dövizin de o oranda artması. Böyle devam ederse hali hazırda yüzde 80’den yüzde 70’e gerileyen yerel tedarik oranımız yüzde 60’a kadar düşer.

Gelecek hükümetin bu konudaki politikası ne olur bilemiyoruz ama olması gerekeni söylüyoruz. Olması gereken enflasyon kadar kurun da aynı oranda artması, at başı gitmesi. Şu anda dövizin olması gereken seviyesi 23-25 arasında bir yer. Bizim ihracatçılar da bunu öngörüyor.”

Paylaşın

Hazır Giyimde ‘Enerji Zammı’

Elektrik ve doğalgaza gelen zamlar hazır giyim sektörüne hammadde sağlayan sektörlerde ürün fiyatlarına yansımaya başladı. TGSD Başkanı Ramazan Kaya, girdilerde yüzde 15-20’ye varan artışlar yaşadıklarını söyledi. TTTSD Başkanı Canpolat da sanayicinin vergi yükünün Avrupa’da olduğu gibi azaltılması gerektiğini, aksi halde kapanmaların yaşanacağını dile getirdi.

Son yapılan elektrik ve doğalgaz zammının hazır giyim sektörüne hammadde sağlayan ve daha fazla enerji kullanan kumaş, iplik ve tekstil terbiye gibi sektörlerde, ürün fiyatlarına yansımaya başladı. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, konfeksiyon sektörünün yüzde 15-20’ye varan maliyet artışları ile karşılaştığını ancak kendilerinin ise düşen talep nedeni ile bu artışı son ürün fiyatlarına yansıtamadıklarını dile getirdi.

Tekstil terbiye sektöründe yüzde 40 olan enerjinin maliyetler içindeki payının yüzde 50’lere ulaştığına dikkat çeken Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği (TTTSD) Başkanı Vehbi Canpolat da Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de sanayide kullanılan enerjiye vergi indirimi gibi destekler verilebileceğine dikkat çekti. Canpolat, öte yandan enerji maliyetlerinin son ürün fiyatlarına etkisinin yüzde 5 civarında olacağını belirtti.

Enerji maliyeti 2’ye katlandı

Hazır giyim sektöründe enerjinin maliyetler içindeki payı 6 ay öncesine kadar yüzde 4 civarlarında seyrediyordu. Hali hazırda bu oran yüzde 8’e ulaşmış vaziyette. Sadece enerji değil diğer girdilerde de son bir yıldır yüksek artışlar ile karşı karşıya olduklarını anlatan TGSD Başkanı Ramazan Kaya, Dünya Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, “Emek yoğun sektörümüzde işgücü maliyet artışları yüzde 100’ü aştı. Son olarak yapılan yüzde 50 doğalgaz ve elektrik zamlarından da olumsuz etkilenmeye başladı. Nitekim ana girdilerimizi sağlayan iplik-kumaş ve boya baskı sanayileri enerji yoğun sanayilerdir ve enerjideki son zamları tedarik ettiğimiz ürünlerin fiyatlarına hemen yansıttı. Hazır giyim sanayi tedarik ettiği ürünlerdeki fiyat artışları ile yüzde 15-20 arasında yeni maliyet artışları ile karşılaştı. Avrupa’daki resesyonun etkisi ile ihracat siparişlerinde azalma başlamışken artan maliyetleri ihracat satış fiyatlarına yansıtabilmek mümkün değil. TL’nin baskı altında tutulduğu, Euro/dolar paritesindeki düşüşle ihracatta yüzde 15 kayıpla karşılaştığı bir ortamda sanayimiz için üretim ve ihracat yapmak karlı olmaktan çıkmaya başladı. Endişemiz sanayimizde ihracat üretim ve istihdamda kayıpların yaşanacağı bir döneme girilmesi” dedi.

Terbiyede yüzde 50’ye ulaştı

Hem doğalgaz, hem kömür hem de elektrik olmak üzere en fazla ve en çeşitli enerji kaynağını kullanan sektör olduklarını dile getiren TTTSD Başkanı Vehbi Canpolat, son zamlar ile birlikte işletme maliyetleri içinde yüzde 40 olan enerjinin payının son zamlar ile birlikte yüzde 50’leri bulacağına dikkat çekti. Canpolat, “Buna karşılık dünyada son 3-4 aydır tekstil ile alakalı talepte bir düşüş var. En büyük alıcımız olan Avrupa’da daralma var. Bu gelişmeler ve artan maliyetler tekstil terbiye ve kumaş sektörünü anormal etkiliyor. İplikte de maliyetlerin yüzde 40’ı enerji. Burada da gene aynı şekilde dünyada çok daha ucuza enerji ve işçilik maliyeti olan ülkeler iplik yapıyorlar. Başta Özbekistan geliyor geliyor. Eğer bir çözüm üretemezsek bunların karşısında bizim mal satma şansımız olmadığı gibi bizim ülkemizde de bu ülkelerden ciddi şekilde pamuk, iplik gelmeye devam edecek. Bu da üretimin azalması ithalatın çok hızlı şekilde artmasına yol açacak. Bu zamlardan sonra aradaki fark ciddi şekilde artacağı için ithalat da yükselecek. Türkiye’de birçok işletme kapanacak ya da kapasite düşürecek” ifadelerini kullandı.

Canpolat, söz konusu gelişmenin sektörde ürün fiyatlarını yüzde 5-10 arasında artıracağını, bunun son mamul fiyatına etkisinin ise yüzde 5 olacağını belirterek, ancak yüksek rekabet nedeni ile bunu yansıtmakta zorlandıklarını dile getirdi.

Sanayicinin vergi yükü düşürülmeli

TTTSD Başkanı Vehbi Canpolat, çözüm konusunda ise birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de enerjide uygulanan vergilerde indirime gidilebileceğine dikkat çekti. Birçok Avrupa ülkesi, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte yaşanan enerji krizini hafi fletmek için bir yandan halkı enerji tasarrufuna motive etmek için kampanyalar başlatırken diğer yandan fatura desteği, doğrudan ödeme, sübvansiyon ve vergi indirimi gibi çeşitli önlemler almıştı. Örneğin Almanya, artan maliyetlerin yükünü azaltmak için doğal gaz kullanımında satış vergisi oranlarını düzenledi. Alınan karar doğrultusunda Ekim ayından itibaren doğal gazda vergi yüzde 19’dan yüzde 7’ye düşürülecek. Ülke öte yandan çalışanlara fatura desteği verirken akaryakıtta da vergi indirimine gitmişti. Söz konusu düzenlemeler birçok Avrupa ülkesinde hayata geçirildi. Canpolat, “Üreticinin, sanayicinin maliyetinin düşürülmesi gerekiyor. Zaten fi nansmana ulaşım da problem” dedi.

Tekstilciler Bakan Mustafa Varank ile ‘açığı’ görüştü

Tekstil sektöründe artan ithalata bağlı olarak oluşan dış ticaret açığı, sektör temsilcilerini harekete geçirdi. İstanbul tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Öksüz ve Vehbi Canpolat’ın da dahil olduğu yönetim kurulu üyeleri Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile bir araya geldi. Görüşmede ithalatın azaltılmasına yönelik önlemlerde dahil olmak üzere sektörün problemleri masaya yatırıldı.

Paylaşın

Hazır Giyimde Yüzde 100’e Varan Zamlar Kapıda

Maliyet artışı nedeniyle ciroların da arttığını ancak satış adetlerindeki artışın sınırlı kaldığını söyleyen BMD Başkanı Sinan Öncel, “Kış sezonu ürünlerinde yıllık bazda yüzde 100’e varan fiyat artışları şaşırtıcı olmayacak” dedi.

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, organize perakendede maliyet artışları nedeniyle cirolar artarken, satış adetlerindeki artışın sınırlı kaldığını söyledi.

Sözcü’nün haberine göre ciroların geçen yaza oranla ortalama yüzde 80 arttığı bilgisini veren Öncel, “Birçok marka adet satışlarında hâlâ pandemi öncesindeki rakamları yakalayamadı” dedi.

Sektörde ham madde, enerji, dağıtım ve işçilik başta olmak üzere yüksek girdi maliyetlerinden kaynaklanan baskının devam ettiğini vurgulayan Öncel, kış sezonu ürünlerine yapılacak zamların, yıllık bazda yüzde 100’ü bulacağını dile getirdi.

‘Üretici ve tüketici için zorlu bir dönem geliyor’

Yazılı bir açıklama yapan Öncel, “Haziran ayı verilerine göre, ÜFE ve TÜFE arasında 60 puan fark bulunuyor. Firmalar bu maliyetleri önümüzdeki aylarda bir şekilde fiyatlara yansıtmak durumunda kalacak. Kış sezonu ürünlerinde yıllık bazda yüzde 100’e varan fiyat artışları şaşırtıcı olmayacak” dedi.

Tüketicinin de zamların süreceğini beklediğini ifade eden Öncel, “Bu yüzden imkânı olanlar ihtiyaç alışverişlerini öne çekiyor. Dolayısıyla adet satışlarında istenen düzeye ulaşılamasa da perakende sektöründe canlılık devam ediyor” diye konuştu.

“Turistlerin de katkısı ile bu hareketliliğin yaz sezonu boyunca süreceğini öngörüyoruz” diyen Öncel, “Ekimden sonrası için bir tahminde bulunmak için henüz erken olmakla birlikte hem sektör hem de tüketici açısından kış sezonunun zorlu geçeceğini söyleyebiliriz” ifadelerine yer verdi.

Halihazırda yüzde 100 ve üzerinde ciro artışını yakalayan firmaların olduğuna, ancak cirolardaki bu artışın adetlere tam olarak yansımadığına dikkat çeken Öncel, şöyle devam etti:

“Birçok markamız adet satışlarında 2019 rakamlarını yakalamakta zorlanıyor. Cirolardaki büyüme adetten değil, fiyat artışlarından kaynaklanıyor. Ham madde fiyatlarında bir gevşeme olmakla birlikte diğer girdilerdeki maliyet baskısı sürüyor.”

Paylaşın

Hazır Giyim Ve Ayakkabıda Büyük Zam Beklentisi

Küresel ham madde ve emtia fiyatlarındaki düşüşün sürmesi beklense de içeride yüksek kur ve yüksek enflasyon nedeniyle hazır giyim ve ayakkabıya büyük zamlar bekleniyor.

Yaz aylarının bitip sonbaharda yeni sezonun başlamasıyla ayakkabıda vatandaşa yansıyacak zammın en az yüzde 30 oranında olacağı öngörülürken; hazır giyim ürünlerine gelmesi beklenen zam oranı ise bazı sektör temsilcilerine göre yüzde 100’leri de aşacak.

Sözcü’den Gamze Bal’ın haberine göre konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı Berke İçten’in ifadeleri şöyle:

Tüketici bizim maliyet ve fiyatlandırmasını şu an yaptığımız ürünleri 6-7 ay sonra raflarda görebiliyor. Fiyatlandırma geriden geldiği için fiyat artışları sınırlı kalıyor.

Maalesef tüketicinin fiyatlarda ciddi bir artış yaşamak durumunda kalmasını bekliyoruz. Kışlık ürünlerin çıkmasıyla birlikte, eylül-ekim aylarında fiyatlarda bir artış hissedilecektir.

Satış adetlerimizde azalma yok ama satın alınan ürünün niteliği değişti. Bu yıl, daha pahalı olan yüksek segmentli deri ayakkabılardan ziyade, daha ekonomik olan tekstil ve sentetik malzemelerden yapılan ayakkabılarda talep artışı var. Deri ayakkabıların toplam satışlar içindeki payı geçen yıl yüzde 18’ler civarındayken bu yıl yüzde 15’lere indi. Dünyada da bu eğilim var ama bizde daha fazla.

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel ise, halihazırda fiyatlardaki yıllık zam oranlarının yüzde 80’i bulduğunu; kış aylarında yapılacak zamların yıllık bazda yüzde 100’leri aşarak yüzde 130’ları ulaşmasının şaşırtıcı olmayacağını dile getirdi:

Çünkü zor bir dönem. Kur artışına bağlı bir fiyat artışı söz konusu. Emtia ve ham maddede düşüş beklesek de uluslararası enerji maliyetlerindeki artışlar yurt içindeki maliyetlerimizi artırmaya devam edecek. Bu kış da ciddi girdi maliyetleriyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu da nihai ürün fiyatlarına yansıyacaktır.

Dünyada olduğu gibi Türkiye de enflasyon çıkmazı içinde. Enflasyon nedeniyle hane halkının ekonomik sıkıntıda olduğunu görüyoruz. Tüketici, cebindeki parayı daha ekonomik olarak kullanacaktır.

Türk müşterilerin alım gücü düştükçe toplam satışlar içinde yabancıların payı arttı. Bazı AVM’lerde turistlere yapılan satışlarda yüzde 40, bazılarında ise yüzde 60 artış var. Bazı markalar yabancılara bu kadar fazla satış yapmaktan endişeli. ‘İlerleyen dönemde turist gelmezse bu satışları kime yapacağız?’ endişesi hakim.

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya da hazır giyimde fiyatların son bir yılda ikiye katlandığını, bunun etkisiyle satışlarda yıllık bazda yüzde 10 ila 20 aralığında düşüş yaşadıklarını anlattı:

Önceden kârlılığı konuşurken şimdi kârsızlığı konuşuyoruz. Firmalar neredeyse genel gideri karşılayacak etiket fiyatlarıyla hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Son BDDK kararlarıyla finansmana erişim de artık kolay değil. Ancak orta ve uzun vadede finansmana ihtiyacımız var. Maliyetlerin yanında önümüzdeki dönemdeki en büyük sıkıntı, finansmana erişim. Bu konudaki sıkıntılar sürerse, o zaman kapanmalarla karşı karşıya kalabiliriz.

Paylaşın