Alevi Örgütleri: Nefret Suçlarının Son Bulması İçin Çözüm Üretelim

Alevi örgütleri, geçtiğimiz hafta Ankara’da cemevlerine, önceki akşam ise Alevi Vakıfları Federasyonu İkinci Başkanı ve Kartal Cemevi Başkanı Selami Sarıtaş’a yönelik saldırıların ardından ortak açıklama yaptı.

“Alevi kurumlarını sindirmeye, korkutmaya yönelik bu tür saldırıları kınıyoruz” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Muharremin ilk günü Ankara’da eş zamanlı olarak Cemevlerine yapılan saldırıdan sonra dün gece muharremin 7.günü Alevi Vakıfları Federasyonu 2. Başkanı ve Kartal Cemevi Başkanı Selami Sarıtaş canımız evinin önünde kimliği belirsiz motorlu, kasklı 2 kişi tarafından saldırıya uğramıştır.

Kurum başkanımıza yapılan bu saldırının faillerinin bir an evvel yakalanıp, yargıya teslim edilmesini bekliyoruz. Ülkemizin son zamanlarda içine çekilmeye çalışıldığı bu bulanık ve karanlık çağrıştırıcı dönemin farkındayız.

Bu topraklarda tarih boyunca Aleviler hiçbir toplumun hiçbir kesimine karşı önyargı taşımamış ve zalim olmamış ve dayanışma, birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularıyla eşit yurttaşlık temelinde ortak yaşam kurma için mücadele etmiştir.

“Saldırılar son bulsun”

Kamuoyuna çağrımızdır; Türkiye’de farklı düşünenlere karşı geliştirilen linç girişimleri ve saldırıların takipçisi olup, bu saldırıların ve nefret suçlarının son bulması için çözüm üretelim! Bundan sonra herhangi bir cemevine veya yöneticilerimize karşı saldırılar son bulsun.

Muharrem oruçlarının tutulduğu bugünlerde ülkemizin içine çekilmeye çalışıldığı bu kaosa karşı birlik beraberlik içinde her canımızla lokmalarımızı pay etmeye devam edeceğiz.”

İmzacı kurumlar: Alevi Vakıfları Federasyonu, Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Karadeniz Platformu.

Ne olmuştu?

Alevi Vakıfları Federasyonu (AVF) İkinci Başkanı ve Kartal Cemevi Başkanı Selami Sarıtaş’a önceki akşam evinin önünde kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından saldırı düzenlendi.

Sarıtaş’ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Geçtiğimiz hafta da Ankara’da Şah-ı Merdan Cemevi, Batıkent Serçeşme Cemevi, Tuzluçayır Ana Fatma Cemevi, Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı ve Gökçebel Köy Derneği’ne saldırı düzenlenmişti.

Paylaşın

İçişleri Bakanlığı’nın Genelgesine Alevi Örgütlerinden Tepki

İçişleri Bakanlığı, Hacı Bektaş Veli’yi Anma Etkinlikleri ile Muharrem ayının aynı döneme denk gelmesi üzerine 81 il valiliğine genelge gönderdi. Hacı Bektaş Veli’yi Anma programlarına katılmak isteyenlere destek olunmasını talep eden bakanlık, Muharrem ayında Yas-ı Mateme ortak olma ve oruç açma lokmalarına vali ve kaymakamların da katılımıyla cemevi yöneticileri, vakıf veya derneklerdeki halk ve kanaat önderleriyle birlikte olunması istendi.

İçişleri Bakanlığı’nın genelgesinde tepki gösteren Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Alevi Vakıflar Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği açıklama yaptı.

İçişleri Bakanlığı’nın genelgesini “iki yüzlülük” olarak nitelendiren Alevi örgütleri, “Bizler devletin kurumsal organları aracılığıyla inançları denetlemesini, yaşam ve kültür biçimi ve ibadet tarz ve şekillerini egemen din anlayışıyla uzlaştırma ve benzerlik yaratma çabalarını reddediyoruz” dedi.

“Asimilasyon, bir toplumun inançsal ve yaşamsal değerlerinin yok oluşuna ve bireyin kendi değerlerinden kopmasına yönelik planlanır. Alevilik inanç ilke ve ahlak kurallarının kavrayışı, cezalandırma ya da ödül alma üzerine değil, zekâ ve vicdan üzerinedir. Alevilerin bu Yol ve Erkan’dan kopması demek düşkünlük demektir” ifadeleri kullanılan açıklamada, “Alevilerin inanç tutum değerlerinin Sünnilikle hiçbir bağlantısı yoktur. İnancımız bilgi ile ibadetin bir kazanda kaynaması ile bugüne gelmiştir. Dolayısıyla Muharrem (Matem) oruçlarımız da Sünnilikteki Ramazan orucuna benzemez. Aynı aklı ve şekli barındırmaz” denildi.

Açıklamada “Devlet, Alevilerin eşit yurttaşlığına inanıyorsa taleplerinin tamamını karşılamalıdır” ifadelerine yer veren Alevi örgütleri, İçişleri Bakanlığı’nın genelgesine dair şunları kaydetti:

“Cemevlerini ibadethane statüsünde görmeyen devletin kendi bürokratlarına Alevilerle ‘kaynaşma görevi’ vermesi ve bu anlamda İçişleri Bakanlığın 28.07.2022 tarihli 81 il valiliğine Hacı Bektaş Veli’yi Anma ve Muharrem Ayı Genelgesi, bizim açımızdan ikiyüzlülüktür. Bu genelgedeki niyet bizim açımızda açık değildir. Her fırsatta Alevilerin aşağılanmasına izin veren, onları görmezden gelen hatta milyonlarca Alevi’yi azınlık nitelendiren, zorunlu din dersiyle Sünniliği dayatan devlet, bu genelgelerle sanki Alevilerin taleplerine sıcak bakıyor yaklaşımı vermesi bizim açımızdan tehlikelidir. Çünkü Aleviler görünene değil niyetteki manaya bakan bir toplumdur.”

‘Benzerlik yaratma çabalarını reddediyoruz’

“Bizler devletin kurumsal organları aracılığıyla inançları denetlemesini, yaşam ve kültür biçimi ve ibadet tarz ve şekillerini egemen din anlayışıyla uzlaştırma ve benzerlik yaratma çabalarını reddediyoruz” denilen Alevi örgütlerinin açıklaması, taleplerini de içeren şekilde şu şekilde devam etti:

Aynı coğrafyada farklılıkları çatıştıran ya da kendisiyle uzlaştırmaya zorlayanların ve bu amaçla ikiyüzlü diyaloglarla kendine biat edenlerle ittifak kuranların Muharrem iftar sofraları samimi olmadığı gibi trajikomiktir. Bizler, “geçmişten günümüze Kerbela devam ediyor” diyoruz. Aleviler ve Cemevi kurum yöneticileri bilmelidir ki; geçmişten bugüne hiçbir somut unsurla farklılığımızı kabul etmeyen, çeşitliğimizi hak ve adaletle uzlaştırmayanların sofrasında Muharrem orucu açmak, Şah Hüseyin’in hak ve adalet mücadelesinden vazgeçmektir. Kırklar Cemine nasıl urbasından sıyrılmış şekilde giriliyorsa Matem sofrasına da canlar aynı anlayışla davet edilmelidir. Alevilerin orucu, hak ve adalet orucudur.

– Aleviler, ibadethanelerinin kendi inanç değerleri üzerinde statüye kavuşmasını istiyor;
– Aleviler, laiklik ilkesi gereği olarak çocuklarının zorunlu din dersine zorlanmasına karşı çıkıyor;
– Aleviler, kamusal alanda yok sayılmamak ve devlet yönetim birimlerinde fişlenmemek istiyorlar;
– Aleviler, eşit yurttaşlık hakkı istiyor. Bu sorunlarımızın çözümü için bize samimi yaklaşan tüm siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine ve haksızlığı gören tüm Sünni canlarımıza Muharrem ayında soframız da kapımız da açık diyoruz.

12 İmam oruçları ve Matemin Kerbela’dan bugüne kadar gelmesi, dünyadaki tüm mazlum halkların özgürlük arayışının sembolü ve aynı zamanda eşitlik, doğruluk ve adalet vurgusuyla kötülere, zorbalara karşı takındığımız net bir tavırdır. Bugün ülkemizde yoksullukla, yolsuzlukla, talanla mücadele eden halkın kendisidir. Topyekûn Kerbela’yı yaşayan halkların dramatik yaşam şeklini, yaratıcının hikmetine bağlayan diyanet işleri başkanı taraflıdır. Devletin bir bütün olduğu ve her kurumunun aynı akıl ile yönetildiği bu dönemde Cemevlerini İbadethane olarak görmeyen ve yasal statü hakkını gasp eden bu anlayışa kanmamız mümkün değildir…

Paylaşın

Alevi Örgütleri: İnkar Ve Asimilasyon Politikalarına Son Verin

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği genel merkezlerinden yapılan ortak basın açıklamasında AKP hükümetinin inkar, asimilasyon, laiklik karşıtı uygulamalarından vazgeçmesi istendi.

İçişleri, Kültür Turizm ile Gençlik ve Spor bakanlıklarının 19-23 Ağustos’ta Alevi gençlerine Hacı Bektaş Veli’de kamp yaptıracağı ve 300 Alevi Dedesinin Kerbela’ya ve umreye götürüleceği etkinliklere tepki gösterilen açıklamada bu uygulamaların “iyi niyetli olmadığına” dikkat çekildi.

Cumhuriyet’ten Mehmet Menekşe’nin haberine göre, AKP iktidarının Alevi açılım sürecinden itibaren Sünnileştirilmiş Alevi oluşturma çabasında olduğu vurgulanırken AKP hükümetinin Alevilerin net taleplerini görmezden geldiği belirtildi. Açıklamada, “Cemevlerinin ibadethane olduğu kararının bir an evvel uygulanması, laiklik ilkesi gereği devletin tüm inançlara eşit mesafede yaklaşması, Sünni inanca göre oluşturulan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapatılması. Zorunlu din derslerinin kaldırılması” ifadeleri yer aldı.

Alevilere yönelik inkar ve asimilasyon politikalarının ısrarla devam ettirildiğine dikkat çekilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“Devletin dizayn ve tasarım çabalarına karşı sosyolojik ve kültürel yaşam tarzını şiirleriyle, deyişleriyle, nefesleriyle yeniden kuran ve muhalif bir dil oluşturarak nice Pir Sultan’lar, Nesimi’ler, Yunus’lar yaratan Aleviler, inancının devrimci anlayışıyla günümüze gelmeyi başarmıştır. Ancak bugünkü yöneticiler kendi fıtratı üzerine doğan Alevi çocuklarını dönüştürme çalışmalarıyla fetihçi eğitim anlayışıyla ‘terbiye’ etmek istiyor.”

Paylaşın