İktidar Vazgeçmiyor: “Etki Ajanlığı” Görüşmesinde Uzlaşma Çıkmadı

Cumhur İttifakı tarafından Mayıs ve Ekim aylarında TBMM gündemine getirilen ve tepkiler sonrası geri çekilen “etki ajanlığı” düzenlemesi görüşmesinde uzlaşma çıkmadı.

Meclis’te grubu bulunan 6 partinin grup başkanvekilleri TBMM Genel Sekreterlik Toplantı Salonu’nda kamuoyunda etki ajanlığı olarak bilinen “casuslukla ilgili suç ihdas eden” düzenlemeyle ilgili görüştü. Toplantıya, AK Parti’den Özlem Zengin, CHP’den Murat Emir, DEM Parti’den Sezai Temelli, MHP’den Filiz Kılıç, İYİ Parti’den Buğra Kavuncu, Gelecek-Saadet Grubu’ndan İsa Mesih Şahin katıldı.

Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından Özlem Zengin, ANKA Haber Ajansı’nın sorusu üzerine, şunları söyledi:

“Toplantıya bürokrat arkadaşlarımız da geldiler. Biz ne yapmak istediğimizi hem kendimiz anlattık hem bürokrasiden gelen arkadaşlarımız anlattı. Diğer grup başkanvekilleri arkadaşlarımız da sorular yönelttiler kafalarına takılan, itiraz ettikleri noktaları bir kez daha ifade ettiler. Çok sağlıklı bir ortam oldu, değerlendirdik. Şimdi üzerine biraz çalışacağız. Sonra tekrar bir kez daha bir araya gelmeyi hedefliyoruz.”

“Yeni bir düzenleme mi olacak yoksa eski madde üzerinden mi düzenleme yapacaksınız” sorusuna Zengin, “Bir çalışalım bakalım, çalışıyoruz” karşılığını verdi.

Partilerin itirazları olup olmadığı sorusu üzerine Zengin, “Arkadaşlarımızın itirazlarını da ka’le alarak, biz de neyi niçin yapmak istediğimizi anlatarak, tekrar üzerine bir kez daha çalışacağız ama her halükarda bu düzenlemeyi yapacağız. Sonuçta onların itirazlarını da dinlemek iyi oldu. Bizim cevaplarımız da onlar için iyi oldu. Çok sakin, Genel Kurul’un tartışmasından uzak, sakin sakin. .. Bunu da ilk defa yapıyoruz bu şekilde. O açıdan da önemli diye düşünüyorum. Bunun üzerine tekrar bir kez daha bir araya geleceğiz” dedi.

Zengin, bir sonraki tarihin belli olup olmadığı sorusuna, “Çok uzak olmaz. Bir çalışalım, tekrar bir araya geleceğiz” yanıtını verdi.

Kamuoyunda ‘etki ajanlığı’ olarak bilinen düzenleme Meclis Adalet Komisyonu’nda kabul edilmişti. Teklifte Türk Ceza Kanunu’nun ‘Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk’ bölümüne bir madde eklenerek yeni bir “suç” tanımı yapılıyor.

Maddede şu ifadeler yer aldı: “Devlet güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası verilir.”

Düzenleme, içinde yer aldığı Noterlik Kanun Teklifi’nden önceki hafta çıkarılmıştı.

Paylaşın

“Etki Ajanlığı” Düzenlemesi: Muhalefet Katkı Vermeyecek

Başta CHP, İYİ Parti ve DEM Parti olmak üzere muhalefet partileri, Mayıs ve Ekim aylarında TBMM gündemine getirilen ve tepkiler sonrası geri çekilen “etki ajanlığı” düzenlemesine katkı vermeyecek.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, MİT’in ya da AK Parti’nin neden “etki ajanlığı” düzenlemesine ihtiyaç olduğuna açıklama getirmediğini söyledi. İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, “Topyekün muhalefet olarak bir daha herhangi bir torba kanun teklifine benzer maddeleri ekleme ihtimallerine karşı hazırlıklı olacağız” mesajını paylaştı.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, kesinlikle iktidar cephesiyle toplumsal muhalefeti olumsuz etkileyecek herhangi bir düzenlemeye katkı vermeyeceklerini söyledi.

AK Parti iktidarınca gözden geçirilmesi sonrasında yasalaştırılacağı açıklanan “etki ajanlığı” düzenlemesi üzerindeki çalışmalara katkı vermeme kararı alan muhalefet, casuslukla ve ajanlık faaliyetleriyle mücadeleyi amaçladığı belirtilen düzenlemede neyin suç olduğu açıkça yazılmadığı sürece TBMM’ye gelecek teklife karşı çıkmaya hazırlanıyor.

Türk Ceza Kanunu’na (TCK) “etki ajanlığı” gerekçesiyle eklenecek yeni suç tanımlaması, muhalefet partileriyle uzlaşma sağlanması amacıyla AK Parti iktidarınca geçtiğimiz hafta TBMM Genel Kurulu gündemindeki yasa teklifinden çıkarıldı. Böylece “Noterlik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Teklifi” kapsamında 16’ncı maddede yer alan “etki ajanlığı” düzenlemesi, şimdilik yasama gündeminden düşmesine rağmen iktidar cephesi yeni suç oluşturmakta kararlı olduğunu açıkladı.

Geçtiğimiz hafta boyunca AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Adalet Bakanlığı’yla birlikte yeniden bu suç düzenlemesi üzerine çalışma yapılacağını belirterek, “etki ajanlığı” düzenlemesinden tümüyle vazgeçmedikleri mesajını defalarca ifade etti. “Tekliften çıkaracağımız casusluk düzenlemesiyle ilgili önümüzdeki hafta muhalefetin de öneri ve itirazlarını ele alacağımız bir toplantı gerçekleştireceğiz. Bu, Bakanlık yetkililerinin de katılacağı bir toplantı olacak. Daha sonra bu düzenlemeyi tekrar gündemimize alacağız” diyen Güler’in açıklamasıyla gözler muhalefet partilerine çevrildi.

AK Parti daveti üzerine muhalefet temsilcilerinin katılımıyla nasıl bir suç tanımlaması yapılabileceği merak konusu oldu. Ancak CHP, İYİ Parti ile DEM Parti, herhangi bir şekilde iktidar cephesiyle etki ajanlığı düzenlemesiyle yeni suç yaratılmasında müzakere etmeme kararı aldı.

AK Parti ise, Adalet Bakanlığı’nın yanısıra Cumhur İttifakı ortağı MHP’yle birlikte hazırlığı üzerinde çalışıldıktan sonra önümüzdeki haftalarda kısmı değişiklikle yeniden etki ajanlığıyla ilgili yasa hükmü teklifinde bulunulabileceğini işaret etti. Dolayısıyla muhalefet katkısı olmaksızın özellikle MHP’nin de talep etmesi nedeniyle TBMM gündeminden geri çekilmiş düzenlemeyi yasalaştırma yönünde AK Parti’nin gelecek günlerde harekete geçeceği vurgulandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise, hem Milli İstihbarat Teşkilatı hem de diğer hukuki kadroları itibariyle devletin bürokrasisinde gerekli yasa maddesi yazma olanağı olduğunu belirterek, AK Parti iktidarına suç yazımına katkı vermeyeceklerini ve “etki ajanlığı” şeklinde düzenleme gelirse karşı koyacaklarını açıkladı.

Özel, CHP milletvekillerine geçtiğimiz haftaki mücadeleleri için teşekkür ettiği grup konuşmasında, AK Partili isimlerce muhalefet ile birlikte “etki ajanlığı” düzenlemesi hazırlanacağı yönündeki açıklamalara karşılık şunları söyledi:

“Etki ajanlığı. Bu yasa ile güya MİT, Türkiye’deki üçüncü ülkelerin, birinci ülkelere yaptığı operasyonlarda filan filan’… Ama bir yazmış AK Parti grubu, herkes ajan. Gazeteci ajan, televizyoncu ajan, öğrenci ajan, siyasetçi ajan, her muhalif ajan. Dedim ki, ‘Arkadaşlar kırmızı alarm ilan ediyoruz. Bu yasa geçmeyecek. Geçmemesi için elden gelen ne varsa yapılacak’. Grup mesajı aldı. Geçen hafta mücadele verildi, Etki Ajanlığı Yasası geri çekildi. Şimdi derler ki, ‘CHP yazsın getirsin o zaman’. Meramımızı nasıl anlatacağımızı, o yazıyı yazmak muhalefetin işi değil. Biz iktidara bütün eleştirilerimizi, uyarılarımızı yaptık. Taslağı hazırlasınlar, ajana ‘ajan’ desinler.

‘Efendim üçüncü ülke, Türkiye üzerinden bomba ile bir başka ülkeye gidecek. Yakalayınca sadece patlayıcı maddeden ceza veriyoruz’. Yazın oraya ne yazacaksanız. Ama MİT’in istediği veya devletin güvenlik güçlerinin istediği öğrenciyi, öğretmeni, öğretim görevlisini, siyasetçiyi, gazeteciyi tehdit etmeyen, kısıtlamayan, ‘ajan’ demeyecek, sadece bu durumu tanımlayacak maddeyi yazacak akıl, beceri, erdem, lügat bu ülkenin bürokrasisinde var. Yazsınlar, alın getirin. Oturmaya, konuşmaya, düzeltmeye, en uygun hale getirmeye biz varız. Ama sakın ha sakın geçen haftakine benzer bir metnin orasını, burasını değiştirip, aynı niyetle gelmeyin. Kırmızı alarm kalkmadı, sadece sarıya çevirdik. Gerektiğinde yeniden ilan ederiz, aynı mücadeleyi tekrar veririz.”

VOA Türkçe’den Yıldız Yazıcıoğlu‘nun konuyla ilgili sorusunu yanıtlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen de, MİT’in ya da AK Parti’nin neden “etki ajanlığı” düzenlemesine ihtiyaç olduğuna açıklama getirmediğini kaydetti.

Gökçen, “Adalet Komisyonu’nda MİT Hukuk Müşaviri geldi ve şunları söyledi: ‘Bazı suçlar işleniyor Türkiye’de. Uyuşturucu, tehdit, şantajla ilgili cezalar yeterli değil. Biz bunları ajanlığa bağlayamıyoruz ama ajanlık faaliyetleri gelişti. Farklı yöntemlerde artık ajanlık yapılıyor.’ Doğru farklı yöntemlerde ajanlık yapılıyor. Ama işin esasına döndüğümüz zaman tehdidin, şantajın, insan kaçırmanın, uyuşturucunun cezası bu kadar mı yetersiz de siz buna ihtiyaç duyuyorsunuz? Ama gerçekten bir ihtiyaç varsa ve bu ifade özgürlüğünü, örgütlenme özgürlüğünü hiç ilgilendirmeyen bir şekilde ve mevcut kanunlarda ne eksik olduğu anlatılırsa o zaman bu tartışma imkanı da doğabilir. Ama şu anda bu koşullarda değiliz maalesef. Yapılan açıklamalar da demokratik düzlemden uzaklaşılmış olduğu gerçeğini kabul eden açıklamalar değil” dedi.

İYİ Parti: “Benzer madde ekleme ihtimaline hazırlıklıyız”

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve parti grubu da “etki ajanlığı” düzenlemesiyle ilgili tümüyle karşı çıkma tavrını koruma kararlılığında. Geçtiğimiz hafta Dervişoğlu, “Kamuoyunda etki ajanlığı yasası olarak da adlandırılan yeni düzenleme ülkemizin güvenliği için atılan bir adım olarak sunulmak istenen bu yasal düzenleme, aslında ifade özgürlüğünü sınırlayan, eleştiriyi kriminalize eden, kamusal alanda bazı faaliyetlerin, devletin güvenliğiyle ilişkilendirilip cezalandırılmasını sağlayan bir istibdat arayışıdır” açıklamasıyla bu düzenlemeye karşı çıkmaya devam edeceklerini mesajını verdi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu da, “Topyekün muhalefet olarak bir daha herhangi bir torba kanun teklifine benzer maddeleri ekleme ihtimallerine karşı hazırlıklı olacağız” mesajını paylaştı.

“Biz buna asla razı olmayacağız”

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, kesinlikle iktidar cephesiyle toplumsal muhalefeti olumsuz etkileyecek herhangi bir düzenlemeye katkı vermeyeceklerini söyledi. TBMM’deki basın toplantısında gündemi yorumlayan Koçyiğit, Mayıs ayında “etki ajanlığı” düzenlemesi yapılacağı açıklaması üzerine demokratik muhalefet tepkisiyle teklif edilmeyen suç hükmünü AK Parti’nin Noterlik Kanunu içinde getirdiğini ama yine tepkiler ardından geri çektiğini hatırlattı.

AK Parti’nin muhalefet ile müzakere etme açıklamasına karşılık Koçyiğit, TBMM’deki basın toplantısında, “Ama anlaşılan getirmekte ısrarcılar, yeniden getirmek için zaman kolladıklarını görüyoruz. Şunu açıkça söylüyoruz: Toplumun, sivil siyasetin, basın meslek örgütlerinin ve derneklerin her türlü işini ve sözünü kriminalize eden, casusluk faaliyeti olarak nitelendiren böyle bir yasaya asla razı olmayacağız, yol vermeyeceğiz. Sonuna kadar hem sokakta hem de Meclis’te böyle bir düzenleme karşısında tutum alacağız. İktidar yetkilileri, ‘Gelsinler tekliflerini söylesinler, yoksa aynı şekilde getireceğiz’ demiş. Bizim teklifimiz açık ve nettir. Toplumun ve demokratik kamuoyunun alanını daraltacak; onun her sözünü kriminalize edecek, casusluk faaliyeti olarak nitelendirecek iş ve işlemlerden uzak durun. Biz buna asla razı olmayacağız” diye konuştu.

Paylaşın

İktidardan Geri Adım: “Etki Ajanlığı” Düzenlemesi Geri Çekildi

Bugün TBMM Genel Kurulu’na gelmesi beklenen ve kamuoyunda “etki ajanlığı düzenlemesi” olarak anılan yasa teklifi geri çekildi. Düzenleme, daha önce 9’uncu yargı paketiyle Mayıs 2024’te gündeme getirilmişti. Ancak kamuoyundan gelen tepkilerin ardından teklif Haziran ayında paketten çıkarılmıştı.

Haber Merkezi / Yeni düzenleme 18 Ekim 2024’te Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi adı altında TBMM başkanlığına yeniden sunulmuştu. Yeni düzenleme, TBMM Adalet Komisyonu’nda 23 Ekim’de kabul edilmişti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Murat Emir, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Kamuoyunda etki ajanlığı olarak bilinen kanun teklifi, haftalardır sürdürdüğümüz gerek halkımızın büyük desteğini alarak kamuoyunu bilgilendirme çalışmalarımız ile gerek meclisteki çalışmalarımız ve eleştirilerimiz sonucunda an itibari ile geri çekildi” dedi.

CHP Halkla İlişkiler ve Medyayla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Burhanettin Bulut da “Bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek, Türk Ceza Kanunu’nda ‘casusluk’ suçunun kapsamını genişleten, iktidarı eleştiren herkesi casuslukla, dış güçlerle bağlantılı olmakla suçlayacak ‘Etki ajanlığı’ yasası geri çekildi” paylaşımında bulundu.

Öte yandan; AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, casusluk düzenlemesinin, bugün görüşmelerine başlanacak yargıya ilişkin kanun teklifinden çıkarılacağını, muhalefetle yapılacak görüşmenin ardından yeniden gündeme alınacağını bildirdi.

Güler, Genel Kurulda bugün yargıya ilişkin düzenlemeler içeren Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşüleceğini söyledi. Güler, tekliften casuslukla ilgili maddenin çıkarılacağını belirtti.

Meclis Danışma Kurulu’nda konuşan iktidar partili grup başkanvekillerinin düzenlemeyi geri çekme kararında kamuoyu ve muhalefetin tepkilerinin de etkili olduğunu söylediği öğrenildi. Ancak düzenlemeden tamamen vazgeçilmiş değil.

İktidar partisi yetkilileri, bu alanda mutlaka bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu vurgulayarak teklifin yeniden değerlendirileceğini söyledi.

Yirmi üç maddeden oluşan yasa teklifinin, “etki ajanlığı” düzenlemesi olarak nitelendirilen, TCK’nın “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” bölümüne, “Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme” başlığıyla yeni suç tanımı ekleyen 16’ıncı maddesi tartışma konusuydu.

AK Parti düzenlemenin “yeni tip casuslukla mücadele” için gerekli olduğunu savunuyordu. Muhalefet ve basın meslek örgütleri ise düzenlemeyi, “muğlak ifadeler içerdiği için cadı avına dönüşebileceği” endişesiyle eleştiriyordu.

Düzenleme ne getiriyor?

Teklifin 16’ncı maddesi, tartışmalara neden olan “etki ajanlığı” düzenlemesini içeriyor. Teklifle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” başlıklı bölümüne 339/A maddesi ekleniyor. Maddenin başlığı ise “devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme” olarak yer alıyor.

Bu maddede “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenlerin üç yıldan yedi yıla kadar cezalandırılması” öngörülüyor.

Düzenlemede “fail hakkında hem bu suçtan hem de işlediği ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur” deniliyor. Teklife göre, bu suçun oluşması için öncesinde başka bir suçun işlenmesi gerekiyor. Maddeye göre fiilin “savaş sırasında işlenmiş veya devletin savaş hazırlıklarını veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakması” halinde ise faile 8 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verileceği belirtiliyor.

Ayrıca “suçun, milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birimler ile proje, tesis ve hizmetleri yerine getiren kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır” deniliyor. Bu suçtan kovuşturma yapılması da Adalet Bakanlığının iznine bağlanıyor.

Paylaşın

STK’lardan Milletvekillerine “Etki Ajanlığı” Çağrısı: Hayır Deyin

91 Sivil Toplum Kuruluşu (STK), milletvekillerine, TBMM Genel Kurulu’nda oylamaya sunulması beklenen ve kamuoyunda “etki ajanlığı” yasası olarak bilinen yasa teklifine hayır demeleri çağrısında bulundu.

“Etki ajanlığı düzenlemesi” olarak anılan yasa teklifi, daha önce 9’uncu yargı paketiyle Mayıs 2024’te Türkiye gündemine getirilmişti. Ancak başta kamuoyundan gelen tepkilerin ardından teklif Haziran ayında paketten çıkarılmıştı.

Düzenleme 18 Ekim 2024’te Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi adı altında TBMM başkanlığına yeniden sunuldu. TBMM Adalet Komisyonu’nda 23 Ekim’de kabul edilen teklifin bugün TBMM Genel Kurulu’na getirilerek yasalaşması bekleniyor.

Teklifin yasalaşması halinde sivil toplum örgütleri ve medyaya yönelik baskıların artırmasından endişe ediliyor. Hukukçular da yasada yoruma açık ifadelerin keyfiyete sebep olabileceği konusunda uyarıyor.

Kamuoyunda “etki ajanı” yasası olarak bilinen yasa teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda oylamaya sunulması beklenirken, tepkiler de büyüyor. “Etki ajanı” yasa teklifinin reddedilmesi talebiyle sivil toplum örgütlerinin yayımladığı ortak açıklamaya imza atan STK sayısı, 91’e ulaştı.

Sivil toplum örgütleri, ortak açıklamalarında, “Yasa teklifi, sivil toplum örgütlerinin, devlet veya devlet dışı aktörler tarafından işlenen insan hakları ihlallerini belgelemek gibi meşru faaliyetlerini suç kapsamına alma riski taşımakta ve uzun süreli hapis dahil ağır cezalar öngörmektedir” denilerek, tüm milletvekillerine yasa teklifine ret oyu verme çağrısında bulunuldu.

23 Ekim’de Meclis Adalet Komisyonu’nda kabul edilen yargı paketinin oylamaya sunulmak üzere meclis genel kuruluna gelmesi bekleniyor. Yasa teklifi, sivil toplum örgütlerinin, devlet veya devlet dışı aktörler tarafından işlenen insan hakları ihlallerini belgelemek gibi meşru faaliyetlerini suç kapsamına alma tehdidi oluşturuyor ve bu ihlalleri gerçekleştirdiği belirlenen kişilere uzun süreli hapis dahil ağır cezalar getiriyor. Bu sözde suçların “savaş zamanında” veya “devletin savaş hazırlığı veya askeri hareketleri” bağlamında işlenmesi halinde, ceza 12 yıl hapse kadar çıkabilecek.

Ortak açıklamada, “Yasa teklifinin olası suistimallere karşı yeterli güvence veya etkili hukuk yolu içermemesinden ve hangi belirli fiillerin suç teşkil ettiğine ilişkin açık ve net kriterler getirmekte yetersiz kalmasından kaygı duymaktayız” ifadelerine yer veren kurumlar, şöyle devam etti:

“Aşırı geniş ifadeler içeren, muğlak yasaların keyfi yorumlanması, Türkiye’de insan hakları savunucuları, gazeteciler, avukatlar ve diğer birçok sivil toplum örgütünü hedef almak ve yargılamak için kullanılmaktadır. Yasa teklifi, yürürlüğe girmesi halinde, herkesin bilgi talep etme ve edinme hakkını da içeren ifade özgürlüğü hakkı ihlal edilme riski altına girecektir. Ayrıca sivil toplum örgütlerinin önemli insan hakları çalışmaları üzerinde de caydırıcı bir etki yaratacak ve potansiyel anlamda faaliyetlerini engelleyecektir.”

İmzacı kurumlar:

1. 17 Mayıs Derneği
2. ADO Alevi Düşünce Ocağı Derneği
3. AĞ-DA Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dayanışma Ağı
4. Ali İsmail Korkmaz Vakfı
5. Altyazı Sinema Derneği
6. Ankara Dayanışma Akademisi
7. Ankara Düşünceye Özgürlük girişimi
8. Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği (GALADER)
9. Başka Bir Okul Mümkün Derneği
10. Batman Barosu

11. Bodrum Kadın Dayanışma Derneği
12. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST)
13. Çağdaş Gazeteciler Derneği
14. DEMOS Araştırma Derneği
15. Dersim Barosu
16. DİSK Basın-İş
17. Diyarbakır Barosu
18. Doğal Yaşam Derneği
19. Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim
20. Eşit Haklar İçin İzleme Derneği

21. Genç Düşünce Enstitüsü
22. Genç LGBTİ+ Derneği
23. Gençlik Örgütleri Forumu
24. Göç Araştırmaları Derneği
25. Göç İzleme Derneği
26. Haber-Sen
27. Hak İnisiyatifi
28. Hakikat Adalet Hafıza Merkezi
29. Hakkari Barosu
30. Havle Kadın Derneği

31. HEVİ LGBTİ+ Derneği
32. İnsan Hakları Derneği
33. İnsan Hakları Derneği Ankara Şube LGBTİ+ Komisyonu
34. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
35. İnsan Hakları Gündemi Derneği
36. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası
37. İstanbul Trans Onur Haftası
38. İzmir Kadın Dayanışma Derneği
39. Kadın Dayanışma Vakfı
40. Kadın Kültür Sanat Edebiyat Derneği

41. Kadın Zamanı Derneği
42. Kadının İnsan Hakları Derneği
43. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu
44. Kaos GL Derneği
45. Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
46. Kırkayak Kültür
47. Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği
48. KİRPİ Haber
49. Kuşadası Caferli Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği
50. Lambdaistanbul LGBTİ+ Dayanışma Derneği

51. LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği – LİSTAG
52. Lider Kadın Derneği
53. Mardin Barosu
54. Marmaris Halk Meclisi
55. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği
56. Mekanda Adalet Derneği
57. Merdiven Toplumsal Girişim ve Gelişim Derneği
58. Muamma Lezbiyen Gey Biseksüel Trans İnterseks Artı Eğitim Araştırma ve Dayanışma Derneği
59. Muğla Cevre Platformu
60. Murat Çekiç Derneği

61. Muş Barosu
62. Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der)
63. Özgür Renkler Derneği
64. Özgürlük için Hukukçular Derneği
65. P24 Bağımsız Gazetecilik Derneği
66. Romani Godi- Roman Hafıza Çalışmaları Derneği
67. Rosa Kadın Derneği
68. SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği
69. Siirt Barosu
70. Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği

71. Sosyal ve Ekonomik Yaşamda Nitelikli Değişim ve Gelişime Destek Derneği (SenDeGel)
72. Star Kadın Derneği
73. Şanlıurfa Barosu
74. Şırnak Barosu
75. Şiddetsizlik Eğitim ve Araştırma Derneği
76. Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği (TTM)
77. Türkiye Gazeteciler Sendikası
78. Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi
79. Türkiye İnsan Hakları Vakfı
80. Türkiye Sakatlar Derneği

81. Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği
82. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi
83. Üniversiteli Kuir Araştırmaları ve LGBTİ+ Dayanışma Derneği
84. Van Barosu
85. Velvele
86. Yaşam Bellek Özgürlük Derneği
87. Yaşama Dair Vakıf (YADA)
88. Yeşil Düşünce Derneği
89. Yurttaş Girişimi
90. Yurttaşlık Derneği
91. Yuva Derneği

Paylaşın

Cumhur İttifakı’nda “Etki Ajanlığı” Çatlağı?

Muhalefet ve sivil toplum tarafından “muğlak” olduğu için eleştirilen “etki ajanlığı” düzenlemesinin, iktidardaki Cumhur İttifakı’nın ortakları arasında görüş ayrılığına yol açtığı yorumları yapılıyor.

“Etki ajanlığı” düzenlemesi incelendiğinde, devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar ceza verilebileceği ve hangi durumlarda bu cezanın artırılabileceğinin hükme bağlandığı görülüyor.

Türkiye’de “iç ve dış siyasal yararlar aleyhine” kavramıyla yeni suç oluşturacak “etki ajanlığı” düzenlemesi, Salı günü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanacak.

VOA Türkçe’den Yıldız Yazıcıoğlu’nun haberine göre; Başkentte, AK Parti’nin düzenlemeyi geri çekme kararı alabileceği ancak MHP’nin yasalaştırmakta ısrarcı olduğu iddia ediliyor.

AK Parti’nin “etki ajanlığı” düzenlemesini de içine yerleştirdiği Noterlik Kanunu’nda değişiklikler içeren kanun teklifindeki 16’ncı maddeyle Türk Ceza Kanunu’na (TCK) “Diğer faaliyetler” başlığı altında, “etki ajanlığı” ile mücadele gerekçesiyle yeni suç tanımı oluşturulması öngörülüyor.

Bu yeni suç tanımında, muhalefet ve sivil toplum tarafından “muğlak” olduğu vurgulanan “iç ve dış siyasal yararlar aleyhine” kavramıyla kamu faaliyetleriyle ilgili aleyhte olduğu iddia edilecek faaliyetlerin cezalandırılacağı belirtiliyor.

Teklifteki haliyle “etki ajanlığı” düzenlemesinin ise, iktidardaki Cumhur İttifakı’nın ortakları arasında TBMM çatısı altında görüş ayrılığına yol açtığı yorumları yapılıyor.

TBMM Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerde, Adalet Bakanlığı ile Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT), hangi faaliyetler veya hangi eylemler hakkında “iç ve dış siyasal yararlar aleyhine” yorumuyla suçlama yapılabileceğini açıklamamasının milletvekillerinde rahatsızlık yarattığı da öne sürülüyor.

Komisyondaki görüşme sonucunda AK Partili Başkan Cüneyt Yüksel’in, muhalefet cephesi eleştirileri itibariyle “suç tanımı üzerinden yeniden değerlendirme” sözü dikkat çekmişti. Suç düzenlemesine “hangi hallerde suçun oluştuğuna nasıl karar verileceğine” ilişkin açıklık getirilebileceğini belirten Yüksel, Adalet Bakanlığı ve MİT ile beraber çalışma yapılarak, yasa teklifi TBMM Genel Kurulu aşamasına geldiğinde değişiklik yapılacağının sinyalini verdi.

AK Parti içinde “suçun muğlaklığı” nedeniyle yasal düzenlemede değişiklik gerektiği yönündeki görüşler tartışılırken; CHP Grubu başta olmak üzere yasama çalışmalarına hız kazandırma bakımından iktidar grubuna “etki ajanlığı” düzenlemesini geri çekme talebini yineledi.

AK Parti ile muhalefet arasındaki uzlaşma arayışı ise, iktidar ortağı MHP’de tepkiye yol açtı. Bugün mevcut haliyle yeni suç tanımını tartışmaya karşı oldukları mesajını MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, X platformundaki paylaşımıyla ortaya koydu.

Yakın geçmişte “dezenformasyonla mücadele” gerekçeli yeni suç tanımını hayata geçirmekte etkin rol oynayan MHP’li Yıldız, “Etki ajanı yasası, hangi fiillerin bu suçu oluşturduğuna ilişkin açık ve net kriterler getirmektedir. Türk milli menfaatleriyle sorunu olmayanların kaygı duyması temelsizdir” mesajını paylaştı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir de geçen hafta, “fondaş medya” kavramıyla uluslararası sivil toplum örgütleri veya Avrupa Birliği (AB) gibi yapılardan maddi destek alan bağımsız medya kuruluşlarını hedef alan yasa teklifini gündeme getirdi.

Özdemir, MHP olarak 6 Kasım’da TBMM Başkanlığı’na sundukları yasa teklifiyle “Yabancı vakıf ve derneklerden fon alan medya kuruluşları ve yayın organlarının RTÜK denetim ve onayına haiz lisanslarının iptal edilmesini” talep ettiklerini açıkladı.

Ankara kulislerinde; “Fon alan kuruluşların da Türkiye’nin milli güvenliği aleyhine faaliyetler yürüttüğü de anlaşılmaktadır” diyen Özdemir’in sunduğu yasa teklifiyle, MHP’nin özellikle medya kuruluşlarını hedef alarak, yabancı ülkeler kaynaklı etki ajanlığını gündemde tutmaya çalıştığı işaret edildi.

Kulislerde; bu hamleleriyle “MHP’nin ortağı AK Parti’ye mesaj verdiği” öne sürülerek, AK Parti Grubu’nun herhangi bir şekilde yarından itibaren görüşülmesine başlanacak “etki ajanlığı” düzenlemesinde geri adım atmaması için baskı yaratıldığı iddia edildi.

AK Parti açısından “etki ajanlığı” düzenlemesiyle ilgili çelişki boyutu da tartışılıyor. Geçtiğimiz Haziran ayında NATO Parlamenterler Asamblesi (NATO PA) kapsamında, Gürcistan hakkında “etki ajanlığı” düzenlemesini yasalaştırması nedeniyle kınama kararıyla yasa hükmünü geri çekme çağrısı yapılmıştı. Bu çağrıya AK Partili vekiller de olumlu oylarıyla katılım gösterdiği için şimdi Gürcistan’ın NATO’da kınanmasına yol açan yasal düzenlemeye Türkiye’de “kabul” oyu verilmesi olasılığı eleştiriliyor.

Yetkin Report’un Haziran ayındaki haberine atıfta bulunularak, NATO PA Türk Delegasyonu Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da aralarında bulunduğu NATO PA toplantısında Gürcistan aleyhine oy kullandığı hatırlatılıyor.

Çavuşoğlu ve bazı AK Partili vekillerin NATO çatısı altında “etki ajanlığı” eleştirisine katılması nedeniyle, AK Parti Grubu’nda bu düzenlemenin Türkiye’nin, gelecek NATO PA toplantısında kınama konusu olabileceği ihtimali üzerine değerlendirmeler yapıldığı iddia ediliyor.

Paylaştığı sosyal mesajında bu oylamayı hatırlatan CHP TBMM Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın, “Cumhuriyet Halk Partisi Meclis grubu bu düzenlemenin Meclis’ten geçmemesi için her türlü çabayı gösterecek, geçmesi halinde iptali için Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaktır” dedi.

Sözü edilen düzenleme incelendiğinde, devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar ceza verilebileceği ve hangi durumlarda bu cezanın artırılabileceğinin hükme bağlandığı görülüyor.

Paylaşın

STK’lardan Casusluk Düzenlemesi “Etki Ajanlığı” Çağrısı: Ret Oyu Verin

Kamuoyunda “etki ajanlığı” olarak bilinen “casusluk düzenlemesi”nin de yer aldığı kanun teklifi Meclis Adalet Komisyonu’ndan geçerken, STK’lar, tüm milletvekillerini yasa teklifine ret oyu vermeye çağırdı.

Muhalefet, haziran ayında geri çekilen düzenlemeye ilişkin, gazetecilerin, sivil toplum örgütlerinin, araştırmacıların kolaylıkla “etki ajanı” ilan edilip tutuklanabileceği uyarısında bulunmuştu.

Kamuoyunda “etki ajanlığı” olarak bilinen “casusluk düzenlemesi”nin de yer aldığı “Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” Meclis Adalet Komisyonu’ndan geçti. Tepki çeken 16. maddeye göre Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikle casuslukla ilgili yeni bir suç ihdas edilecek.

TCK’nin “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” bölümüne eklenecek maddede, “Devlet güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir” denildi.

Eylem “savaş sırasında veya askeri hareketleri tehlikeye sokacak bir süreçte işlenmiş” ise bu ceza 8 yıldan 12 yıla kadar çıkartılabilecek. Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması Adalet Bakanı’nın iznine bağlı olacak.

Sivil Toplum Kuruluşları (STK), kamuoyunda “etki ajanı” olarak bilinen; aşırı geniş ve muğlak maddeleriyle sivil toplumu tehdit eden casusluk yasalarında değişiklik öngören yeni yasa teklifiyle ilgili ortak bir açıklama yayımladı.

23 Ekim’de Meclis Adalet Komisyonu’ndan geçen ve TBMM Genel Kurulu’nda oylamaya sunulacak olan yasa teklifinin yürürlüğe girmesi halinde sivil toplumun özgürce faaliyet yürütmesine yönelik önemli bir tehdit oluşacağı vurgulanan açıklamada, “Yasa teklifi, sivil toplum örgütlerinin, devlet veya devlet dışı aktörler tarafından işlenen insan hakları ihlallerini belgelemek gibi meşru faaliyetlerini suç kapsamına alma riski taşımakta ve uzun süreli hapis dahil ağır cezalar öngörmektedir” denildi.

Düzenlemenin meşru olan sivil toplum faaliyetlerini suç kapsamına aldığının vurgulandığı metinde, “Kamuoyunda ‘etki ajanı’ yasası olarak bilinen yasa teklifi, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ‘Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk’ başlıklı yedinci bölümüne 339/A maddesiyle ‘Devletin güvenliği ve siyasal yararları aleyhine suç işleme’ başlığı altında yeni bir suç eklenmesini teklif etmektedir Yasa teklifi, sivil toplum örgütlerinin, devlet veya devlet dışı aktörler tarafından işlenen insan hakları ihlallerini belgelemek gibi meşru faaliyetlerini suç kapsamına alma riski taşımakta ve uzun süreli hapis dahil ağır cezalar öngörmektedir.

Ayrıca, bu suçların cezası, ‘savaş zamanında’ veya ‘devletin savaş hazırlığı veya askeri hareketleri’ bağlamında işlenmesi halinde ceza sekiz ila on iki yıl hapis cezası olarak öngörülmektedir. İlgili suçların ‘milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birimler ile proje, tesis ve hizmetleri yerine getiren kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar tarafından işlenmesi halinde’ verilecek ceza bir kat artırılacaktır” denildi.

“Yasa teklifinin mevcut halinin olası suistimallere karşı yeterli güvence veya etkili hukuk yolu içermemesinden ve hangi belirli fiillerin suç teşkil ettiğine ilişkin açık ve net kriterler getirmekte yetersiz kalmasından kaygı duymaktayız” denilen açıklamaya şöyle devam edildi:

“Stratejik çıkar’, ‘talimat’, ‘organizasyon’ ve ‘devletin iç veya dış siyasi yararları’ gibi kavramlar son derece geniş ve muğlaktır. Yeterince açık tanımlanmamış veya aşırı geniş kapsamlı yasalar keyfi uygulamaya veya suistimale yol açabilir ve bu nedenle devlet yetkilileri tarafından muhalif olarak görülen kişileri hedef almak veya ülkedeki insan hakları ihlallerini belgeleyen örgütler gibi sivil toplum örgütlerini kriminalize etmek için araçsallaştırılabilir. Yasa teklifi yürürlüğe girerse, sivil toplum örgütleri, gazeteciler, insan hakları savunucuları da dahil olmak üzere herkesin bilgi talep etme ve edinme hakkını da içeren ifade özgürlüğü hakkı ihlal edilme riski altına girecektir.”

Yasa teklifinin anayasaya aykırı olduğuna vurgu yapılarak, “Yasa teklifi, ceza hukukunun temel bir kavramı olan öngörülebilirlik ilkesini de içeren suçta ve cezada kanunilik ilkesini ihlal ettiğinden, uluslararası hukuk ve standartların, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin yanı sıra Türkiye’nin Anayasası ile iç hukukuna da aykırıdır. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi, Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 15. Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 7. Maddesi ile güvence altına alınmıştır.

Bu ilke aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38. Maddesi ve Türk Ceza Kanunu’nun 2. Maddesi ile de korunmaktadır. Bu ilke gereğince yasa maddeleri, ilgili kişiler tarafından anlaşılabilir ve öngörülebilir olmalıdır; yani kişiler, hangi fiillerin veya ihmallerin onlara cezai sorumluluk yükleyeceğini ve gerçekleştirilen fiil veya ihmalden ötürü hangi cezanın uygulanacağını öngörebilmelidir” ifadeleri kullanıldı.

“Yasa teklifi, yürürlüğe girmesi halinde Türkiye’de insan hakları savunucuları, gazeteciler, akademisyenler ve sivil toplum örgütleri gibi pek çok grubun meşru faaliyetleri nedeniyle hedef alınmasına ve uluslararası hukuk ve standartlar uyarınca korunan faaliyetlerinin büyük bir bölümünün kriminalize edilmesine zemin hazırlayacaktır” denilen açıklamada, “Yasa, sivil toplum üzerinde önemli insan hakları çalışmalarını durdurmaları yönünde de caydırıcı bir etki yaratacak ve potansiyel anlamda faaliyetlerini engelleyecektir. Ayrıca yasa teklifindeki suçların yargılanması Adalet Bakanı’nın iznine tabi olduğundan yasa teklifi, yürürlüğe girmesi halinde, dava açılıp açılmayacağının belirlenmesinde olası bir siyasi müdahalenin önünü açacaktır. Bakanlık onayı gerekliliği göz önüne alındığında, savcılar ve müfettişler, siyasi muhaliflere ve/veya hükümete karşı çıktığı düşünülen sivil toplum aktörlerine karşı dava açmaları yönünde teşvik edilebilecektir” ifadelerine yer verildi.

Metin şu çağrı ile sonlandırıldı: “İmzası bulunan örgütler olarak, Türkiye yetkililerine hem Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan uluslararası hukuk uyarınca, ‘ulusal güvenliğin’ muğlak veya keyfi kısıtlamalar getirmek için bahane edilemeyeceğini ve ancak yeterli güvenceler ve etkili hukuk yolu mevcut olduğunda konu edilebileceğini hatırlatmaktayız. Tüm milletvekillerini bu yasa teklifine ret oyu vermeye çağırıyoruz.”

İmzacı Kurumlar: 17 Mayıs Derneği, Ali İsmail Korkmaz Vakfı, Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği (GALADER), Başka Bir Okul Mümkün Derneği, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Çağdaş Gazeteciler Derneği, DİSK Basın-İş, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Göç İzleme Derneği, Haber-Sen, Hak İnisiyatifi, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, İnsan Hakları Derneği Ankara Şube LGBTİ+ Komisyonu,

İnsan Hakları Gündemi Derneği, İzmir Kadın Dayanışma Derneği, Kadın Kültür Sanat Edebiyat Derneği, Kadının İnsan Hakları Derneği, Kaos GL Derneği, Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği, Lambdaistanbul LGBTİ+ Dayanışma Derneği, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği, Mekanda Adalet Derneği, Özgür Renkler Derneği, Özgürlük için Hukukçular Derneği, P24 Bağımsız Gazetecilik Derneği,

Rosa Kadın Derneği, Sosyal Politika Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği, Sosyal ve Ekonomik Yaşamda Nitelikli Değişim ve Gelişime Destek Derneği (SenDeGel), Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Üniversiteli Kuir Araştırmaları ve LGBTİ+ Dayanışma Derneği, Yaşam Bellek Özgürlük Derneği, Yeşil Düşünce Derneği.

Paylaşın

Casusluk Düzenlemesi “Etki Ajanlığı” Meclis Adalet Komisyonu’ndan Geçti

Kamuoyunda “etki ajanlığı” olarak bilinen “casusluk düzenlemesi”nin de yer aldığı kanun teklifi Meclis Adalet Komisyonu’ndan geçti. ‘Etki ajanlığı’ düzenlemesi, kamuoyundan gelen tepki nedeniyle haziran ayında geri çekilmişti.

Muhalefet, haziran ayında geri çekilen düzenlemeye ilişkin, gazetecilerin, sivil toplum örgütlerinin, araştırmacıların kolaylıkla “etki ajanı” ilan edilip tutuklanabileceği uyarısında bulunmuştu.

Meclis Adalet Komisyonu, casusluk ile ilgili düzenlemenin de yer aldığı, “Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin görüşmelerine başladı.

ANKA Haber Ajansı’nın haberine göre, TBMM Adalet Komisyonu’nda, “etki ajanlığı” düzenlemesinin de yer aldığı 23 maddelik Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri tamamlandı.

İki gün süren görüşmelerde toplam 23 maddeden oluşan kanun teklifi komisyonda kabul edildi. Kanun teklifi önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek.

Avukatlık Kanunu’nda değişiklik yapılmasını öngören 1. maddeye göre, avukatlık stajına fiilen engel olmamak şartıyla herhangi bir sigortalı işte çalışması, avukatlık stajının yapılmasına engel olmayacak.

Teklifte yer alan bir diğer maddede, “Noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışmasına ilişkin usul ve esaslar Türkiye Noterler Birliğinin mütalaası alınarak Adalet Bakanlığı’nca yürürlüğe konulan yönetmelikte düzenlenir” denildi. Teklife göre, Noterlik Ücret Tarifesi her yıl mart ayı yerine ocak ayı başında düzenlenecek.

Teklife göre, adın değiştirilmesi haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilecek. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve Basın İlan Kurumu’nun ilan portalında ilan olunacak.

Teklifte yer alan başka bir maddeye göre ise, boşanma davası reddinin kesinleşmesinden sonra ortak hayat sürdürmeleri temelinden sarsılmış çiftlerin yeniden dava açabilmesi için 3 yıl olan süre 1 yıla indirilecek.

“Etki ajanlığı” olarak bilinen ve tepki çeken 16. maddeye göre Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikle casuslukla ilgili yeni bir suç ihdas edilecek.

TCK’nin “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” bölümüne eklenecek maddede, “Devlet güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir” denildi.

Eylem “savaş sırasında veya askeri hareketleri tehlikeye sokacak bir süreçte işlenmiş” ise bu ceza 8 yıldan 12 yıla kadar çıkartılabilecek. Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması Adalet Bakanı’nın iznine bağlı olacak.

Paylaşın