Özgür Özel, Esenyurt’ta: Kumpasınız Milletin Vicdanından Döndü

Esenyurt’taki demokrasi nöbetinde konuşan CHP Lideri Özgür Özel, kayyımın bir işgal olduğunu belirterek, “AKP’ye ve MHP’ye bir kötü haberimiz var. Biz yüzde 51 oyla seçildik” dedi ve ekledi:

“Ancak yapılan kamuoyu araştırmasında 1 milyonluk ilçesinde, belediye başkanımız Ahmet Özer’in gece yarısı operasyonuyla evinin kapısı kırılırken, kapıyı korkuyla açan eşi ittirilerek, avukatsız aramalarla başlayın ve bugüne kadar gelen bu sürece Esenyurt halkının yüzde 81’i itiraz ediyor, yanlış buluyor. Kumpasınız milletin vicdanından dönmüştür.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası Esenyurt’taki Demokrasi nöbetinde konuştu. Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Kayyım değil işgal altında olduğumuzun altını bir kez daha çizmek istiyorum. CHP, belediyesine kayyım yollanmasına, işgal edilmesine sessiz kalacak, birkaç gün tepki gösterip susacak, bunu unutacak, bu sürecin böyle gitmesine izin verecek ve teslim olacak bir parti değildir. O yüzden Esenyurt’ta 20 gündür yaptığımız büyük direnişe, bundan sonra da Ahmet Özer göreve dönene kadar örgütümüzün demokrasi mücadelesine ve demokrasi nöbetine devam etme kararı aldık.

İlk 20 gün oldukça zorlu geçti. Bu 20 günde burada büyük bir mücadele veren Esenyurt örgütümüze, Esenyurt ilçe başkanımızın şahsında, İstanbul örgütümüze, İstanbul il başkanımızın şahsında ve Esenyurt’un kendilerine verdiği vazifeye, göreve sonuna kadar sahip çıkan bütün belediye meclis grubumuza, Silivri’de bulunan Sayın Ahmet Özer’in şahsında yürekten teşekkür ediyorum, onları kutluyorum.

Demokrasi darbesinin bir tarafı Ahmet Özer’e yapılan darbeyken, diğer tarafı belediye meclis üyelerine yapılan darbedir. Bu çirkin darbe ayrıca Esenyurtluların seçtiği belediye meclis üyelerini binaya sokmayarak milletin seçtiği meclis üyelerini, yani milletvekillerini, binaya sokmayacak bir anayasal suçu, bir kanunsuz emri verenleri ve ona direnenleri bütün Türkiye gördü. Belediye meclis üyelerimiz artık seçildikleri belediyededir. Ancak onların orada bulunması denetleme faaliyetlerini izlemeleri önemli bir kazanım ve güvencedir. Ancak bu işgal bir an önce sonlanmalı. Ahmet Özer görevine geçene kadar belediye başkanvekili belediye meclis üyeleri içinden seçilmelidir.

Sürekli bir elimiz ve gönlümüz Esenyurt’ta olacaktır. Biz nöbete devam kararı aldık. Her iki günden birinde CHP’nin bir ili, bir il örgütü bütün seçilmişleri, il başkanları, ilçe başkanları, belediye başkanları her iki günde bir Esenyurt’ta olacak. Onların olmadığı günlerde ise bugüne kadar büyük bir dayanışma gösteren tüm siyasi partiler ve sanatçılarımız, gazeteciler, düşün insanları, yazarlarımız o günlerde meclis grubumuz tarafından ağırlanacak, onlara eşlik edilecek.

“Esenyurt halkının yüzde 81’i yanlış buluyor”

Ayrıca, 43 mahallesi olan Esenyurt’ta mahalle mahalle toplantılar örgütleyerek, Ahmet Özer’in o mahallelere verdiği sözleri, yaptığını, yarım kalan sözleri hatırlatmaya, bu işgalcinin o mahalleye hangi hizmeti götürmediğini, Esenyurt’ta aksayan hizmetleri anlatmaya devam edeceğiz.

Bu işgalcinin Esenyurt’ta ne büyük zarar verdiğini anlatacağız. AKP’ye ve MHP’ye bir kötü haberimiz var. Biz yüzde 51 oyla seçildik. Ancak yapılan kamuoyu araştırmasında 1 milyonluk ilçesinde, belediye başkanımız Ahmet Özer’in gece yarısı operasyonuyla evinin kapısı kırılırken, kapıyı korkuyla açan eşi ittirilerek, avukatsız aramalarla başlayın ve bugüne kadar gelen bu sürece Esenyurt halkının yüzde 81’i itiraz ediyor, yanlış buluyor. Kumpasınız milletin vicdanından dönmüştür.

Bir çağrım aslında, Esenyurt Emniyet Müdürü’ne değil, İstanbul Emniyet Müdürüne, Valiye Değil. İçişleri Bakanı ve Tayyip Erdoğan’adır. Giremezsiniz diye bariyer çektiniz girdik. Bu bariyerlerin içine de giriyoruz, belediyeye de giriyoruz. Artık bu bariyerleri kaldırın. Esnafın canına tak etti. Yüzde 51’le kazandığımız ilçede, bir daha esameniz okunmayacak duruma geliyorsunuz. Bu işgali bitirin. Bir teşekkürüm var o da bütün kanunsuz emirlere rağmen… Bakın CHP’liler polise ne yapıyor diye göstermek isteyenlere, polisimize en küçük bir müdahalede bulunmayanlara… Bu oyuna gelmedik.

Son olarak gelelim Ahmet Özer’e. Bir akademisyen, bir kanaat önderi, aile babası, gerçek bir vatansever olan Ahmet Özer’e… Gece yarısı bastılar. Bir şeyler bulup suçlayacaklar, kendisine sorulan bütün sorulara yanıt verdi ama bomboş gerekçelerle tutukladılar. Bu tutuklamaya Türkiye’nin en iyi ceza hukukçuları, ekleriyle tuğla gibi bir itiraz dilekçesi yazdılar. Ekleriyle birlikte yüzlerce sayfayı okumalarının mümkün olmadığı 40 dakikada reddettiler.

Bir kez daha buradan, seslenmek isterim ki Ahmet Özer’in halen daha hakkındaki iddianame tamamlanmamıştır. Bu iddianamenin tamamlanmaması eldeki delillerle mahkemeye gidemememin mahcubiyetinden kaynaklanmaktadır.

Olmayacak iddialarda bulunup kendilerini haklı göstermeye çalışıyorlar. Bir an önce elinizdekileri ortaya dökün. Yargılamaya başlayın. Ahmet Özer suçsuzdur, tutuklu kalmamalıdır. Buradan Esenyurtlulara bizlere gösterdiğiniz ev sahipliği için Ahmet Başkana sahip çıktığınız için teşekkür ediyoruz. Biz kayyım siyasetine alışmayacağız. Asla vazgeçmeyeceğiz. Biz direnmeyi bırakırsak bu hukuksuzluklar tüm Türkiye’ye yayılacak. Tüm İstanbul’a yayılacak.

Seçimleri kazanamayan birisinin sandıktan kaçıp darbe yapmasına, önümüzdeki seçimlerde bir daha seçilemeyecek birisinin sandıktan kaçmasına izin vermeyeceğiz. Sandığa millete ve iradesine sahip çıkmaya devam edeceğiz. CHP bütün Esenyurt’u bütün demokrasi güçlerini tüm siyasi partileri bu demokrasi mücadelesine yılmadan devam etmeye davet ediyoruz.”

Paylaşın

CHP’den “Kayyım” Tepkisi: Darbeden Beter

“Demokrasi Nöbeti”nde konuşan CHP Milletvekili İnan Akgün Alp, “12 Eylül’lerde biz darbeleri gördük ama AK Parti’nin zihniyeti darbecilerden de beterdir” dedi ve ekledi:

“Kayyım darbeden beterdir. Çünkü darbeciler bile bir süre sonra seçilmişlere görevlerini devrettiler. Bunlar ise kayyım rejimini sürekli hale getirmek istiyorlar.”

Kent Uzlaşısı kapsamında yüzde 49 oy oranı ile Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Ahmet Özer’in 30 Ekim’de görevden alınarak yerine kayyım atanmasının ardından CHP’nin başlattığı ‘Demokrasi Nöbeti’ devam ediyor.

Denokrasi Nöbeti’nde bir araya gelenler, “AKP’nin kayyımı Esenyurt’tan defol”, “Esenyurtlu burada başkanının yanında” sloganları attı.

Nöbete katılan CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp burada bir açıklama yaptı. Artı Gerçek’in aktardığına göre; Alp şöyle konuştu: “Öncelikle mesajımız Ahmet Özer’edir. Hocam biz sana inanıyoruz, biz senin masum olduğuna dürüstlüğüne ve temizliğine eminiz.

En kısa zamanda seni aramızda göreceğimize inanıyoruz. Bütün Esenyurt halkı da partin de hepsi seninle beraberdir. Ahmet Özer tutuklanırken aklında şüphe olan geniş kesimlere seslenmek istiyorum; bu dosyanın içinde olsa olsa ranta karşı direniş olur. Sakın inancınızı, direnişinizi kaybetmeyin.

İkinci mesajımız bu kayyım rejimine bel bağlayanlaradır. 12 Eylül’lerde biz darbeleri gördük ama AK Parti’nin zihniyeti darbecilerden de beterdir. Kayyım darbeden beterdir. Çünkü darbeciler bile bir süre sonra seçilmişlere görevlerini devrettiler. Bunlar ise kayyım rejimini sürekli hale getirmek istiyorlar.”

Paylaşın

Esenyurt’ta Kayyım Protestosu: Darbe Vurgusu

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde, CHP’den Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Ahmet Özer’in tutuklanıp yerine kayyım atanmasına ilişkin Esenyurt Meydanı’nda miting düzenlendi.

Haber Merkezi / Siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaşın katıldığı mitingde, “Direne direne kazanacağız”, “Hak, hukuk, adalet”, “Kayyım gidecek, biz kalacağız”, “Her yer Esenyurt, her yer direniş”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Bijî biratîya gelan” sloganları atıldı.

Mitingde, “Biz buradayız bir aradayız, Ahmet başkanımızın yanındayız” pankartı açılırken, “Her yer direniş, her yer Esenyurt”, dövizleri taşındı.

Mitingde, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu konuşma yaptı. Konuşmalarında ‘darbe’ vurgusu yapan Hatimoğulları, Özel ve İmamoğlu, kayyım uygulamasına direneceklerini kaydetti.

Mitingde ilk olarak DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları konuştu: “Dün bir darbe yapıldı. Bu darbeyi yapan otoriter rejimi kınıyoruz ve asla kabul etmiyoruz. Esenyurt, Türkiye’nin en büyük ilçesi, burası herkesin tüm farklılıklarla bir arada yaşadığı bir yer. Tam da farklılıklarınız bir arada olduğunuz için kent uzlaşısıyla kazanılan bu darbeyi asla kabul etmiyoruz ve kınıyoruz.

Onlar iç barıştan bahsediyor. Evet, Türkiye’nin iç barışa ihtiyacı var. O zaman kent uzlaşısını sağlamış, iç barışı sağlamış bir ilçenin başkanını neden şafak operasyonu yaptınız? Bugün Esenyurt halkının iç barışına darbe yapıldı. Asla kabul etmiyoruz. Kayyım demek halkın seçme ve seçilme hakkını almaktır, kayyım demek sizlerin iradesine darbedir, kayyım demek seçilmişler belediyeyi yönetemez benim atayacağım memur yönetecek demektir. Bu da otoriter rejim demektir.

Biz kayyım rejimini Van’da Hakkari’den biliyoruz. Bu rejimin ne kadar tehlikeli olduğunu deneyimledik. Buradan bütün demokrasi güçlerine sesleniyoruz, kayyım rejimine izin vermeyelim. Hukuku demokrasiyi ayaklar altına alan kayyım rejimine direnecek miyiz demokratik bir cumhuriyet için hep birlikte direneceğiz. Cumhuriyetin 100 yılında demokratik cumhuriyeti inşa etmek için demokratik paydada buluşacağız ve kazanacağız. Mücadelemiz mübarek olsun.”

“Seçimlerde bükemediğiniz bu bileği yasaklarla ve kayyumlarla bir milim bile bükemeyeceksiniz”

Hatimoğullar’ından sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuştu: “Sevgili dostlarım, sevgili hemşehrilerim, benim güzel komşularım, yıllardır, 30 yılı aşkındır birlikte yaşadığım sevgili Esenyurtlu hemşehrilerim, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Bu meydanlar böyle dolmamalı. Bugün bu meydanların dolma biçimi, bir araya gelme biçimimiz gerçekten üzüntü vericidir. Ama bir hak arama mücadelesidir.

Bugün burada Esenyurt’un güzel insanları var, memleketimizin karması var. Doğusundan batısından, güneyinden, kuzeyinden, Karadeniz’den, Doğu, Güneydoğu, İç Anadolu’dan yerden. Türkü, Kürdü, Alevi’si, Sünni’si burada. Esenyurt sadece 1 milyonun yaşadığı ilçe değil; aynı zamanda koca bir yürek.”

Ne yazık ki her gün bir başka şaibeli sürecin içerisindeyiz. Bir başka karanlık hamlenin peşinde koşan bir iktidarla karşı karşıyayız. Şimdi de Esenyurt’un üzerine kirli bir oyun kurguluyorlar. Uzun yıllardır tanıdığım bilim insanını, bu memleketin yetiştirdiği bir profesörü, bütün Esenyurt’un katılımı ve büyük desteğiyle seçtiği Ahmet Özer başkanımızı uyduruk sebeplerle terörist ilan edip, tutuklayıp, Esenyurt’u kayyuma emanet ettiler.

Bakın az önce söyledim. 2019 yılından bu yana seçildiğimiz 31 Mart gününden bu güne hep aynı uygulamaları, hep sandıkta kaybettiklerini yargı aracıyla geri almak istemediler mi? İşte bugün de yaptıkları aynı şey. Milletin onlara vermediği yetkiye siyasi güdümlü mahkemeler aracılığıyla ulaşmak istiyorlar. Önümüzdeki seçimi bugünden kazanmak ve tahakküm altına almak için şimdiden milleti baskı altına almak istiyorlar. Ama yapamayacaksınız.

Hukuk görüntüsü altında yaptıkları bu utanç verici uygulamaların altında kalacaklar. Bakın bunlar yalanı, iftirayı, uydurmayı yemek gibi yiyorlar. Bakın Ahmet Özer başkanımıza atılan iftiraları, tutuklama gerekçelerini size bir kısım anlatayım. Neymiş mantıken uzaktan yakından yanına yaklaşılmaz. Neymiş Ahmet Özer başkanımız ile terör örgütü arasında varmış gibi gösterilmek istenen ilişkinin kanıtı olarak ortaya konan inanın okursanız gülersiniz, iddialara baktım hemen elime uzandı 7 sayfalık iddiayı akşam 10 dakikada okudum.

Ben hukukçularımızdan özür diliyorum, o iddianameyi yazanın derhal psikiyatriste gitmesi lazım. Anlaşılmaz, akıldan ve gerçeklikten uzaktır. Örneğin bakın savcılık diyor ki; neymiş efendim terör örgütü ile bağını gösterir en önemli telefon görüşmesi diye tanımladığı madde var. Mehmet Kaya adlı vatandaşa annesinin cenazesinden dolayı taziyede bulunuyor. Vatandaşın acısını hafifletmek amacıyla söylenilmiş sözü bağlamından koparmak ve buradan terör örgütü bağlantısı kurmak nasıl bir akıl ürünüdür? Bunu bir insan nasıl düşünür anlayamıyorum.

Bunun için böyle bir hamleyi yapmak için insanlıktan, hukuktan, gelenek, göreneklerimizden, izandan hiç nasip almamış olmak gerekir. Bakın siz buradan iktidara sesleniyorum, burası önemli. Siz bakan yaptığınız, vekil yaptığınız, devletin önemli kademelerine getirdiğiniz arkadaşlarınız bir yakınını kaybedince onun kardeşi terör örgütü üyesiymiş diyerek taziyede bulunmuyor musunuz?

Aklını, vicdanını, başkasına kiraya vermemiş hiç kimse, bu işin bir siyasi operasyon olduğunu bilir. Biz asla dilsiz şeytan olmadık, olmayacağız. Hak kimin ise o hakkı savunmak Ekrem İmamoğlu’nun boynunun borcudur. İktidar hukukun akışını tersine çevirmiştir. İktidar ne yazık ki, herkese yaftalamaktadır.

Bu kardeşiniz neredeyse 6 yıldır bunların yalanlarıyla, iftiralarıyla uğraşmıyor mu? Uydurma teftiş, müdahalelerle uğraşmıyor mu? Allah aşkına ahmak davası nedir? Böyle bir dava olur mu? Bunların işi yargı eliyle Ahmet Özer başkanımıza terörist yaftası yapıştırılıyor, tutuklanıyor, ondan sonra ‘hadi kendini akla’ deniyor. Bu ne vicdansızlık? Sergilemekte olduğunuz bu oyunun önce hukuk olduğunu kanıtlayın. Böyle hukuk olmaz.

Siz önce milletin sandıktan çıkan iradesine saygılı, demokratik meşruiyete sahip bir iktidar olduğunuzu kanıtlayın. Bakın daha da önemlisi; hep diyorum ki 86 milyon insan, 86 milyon yurttaş, 86 milyon eşit hissedar, 86 milyon benim canım insanım diyorum her yerde. Bunu niye söylüyorum? Bu iktidar önce bu millete olan sevgi ve saygısını kanıtlasın. Ama kanıtlayamaz. İlk günden bugüne bunlar oy verenler vermeyenler diye ayırdı mı? Oy verenlere iyi vermeyenlere terörist dedi mi?

Bunlar kötü insanlar. Bu lafları diyenler kötü insanlar. Biz kardeşliğin sevgisinin tüm kötülüğü bertaraf etmek için buradayız. Bir insanı sevmesi için tek şeker yeter. Biz hepimizi çok seviyoruz yaradandan ötürü demiyor muyuz? Bunlar bütün bu ahlaklı, erdemli, o güçlü mirası yok sayıyorlar. Bu anlamda biz bu toplumun özellikle ifade edeyim ki, eninde sonunda biz bu sorunu aşacağız. Hep birlikte bu kötülükten kurtulacağız.

Asla vazgeçmeyelim. Bunlar çatışma isteyecek, kutuplaşma isteyecek, kavga, kaos isteyecekler. Bunlar ülkenin huzurunu, vatandaşın refahını düşünmeyecekler. Bunlar tek bir güne bile huzurla, güler yüzle günaydın bile kalkınmasını istemeyecekler. Ama biz buna teslim olmayacağız. Ben sizinle uğraşacağım buradan söylüyorum. Bu kadar net.

Bu kötülükle mücadeleyi büyüteceğiz. Cumhuriyete ve demokrasinin çürütülmesine asla seyirci kalmayacağız. Atamızın, milletimizin ize emaneti olan bu Cumhuriyeti yüzyıllar yaşatacağız. Asla bu Cumhuriyeti geldiği yere, o oligarşik, monarşik anlayışa, otoriter anlayışa asla teslim etmeyeceğiz. Cumhuriyetimizi ve ülkemizi yoran bu zigzaglarla zorlu dönemi bitirip dün ne başardıysak yarın da birlikte başaracağız. Bunları hep birlikte evine göndereceğiz.

Bizi ne yasaklar ne mahkemeler ne tehditler ne de kumpaslar durduramaz. Milletin sözünün başladığı yerde muktedir olduğunu düşünenlerin zulmü biter, bunu unutmayın. Zalimin zulmünü yok edecek olan demokrasilerde milletin sözüdür. Yeter söz milletin dendiği yıllar da vardır. En güzeli egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.

Bakın şu bileği görüyor musunuz? Seçimlerde bükemediğiniz bileği yasaklar, tutuklamalar, kayyımlarla 1 milim bile eğemeyeceksiniz. Çünkü kendi iradesini milletin iradesinin üstünde görenler artık bu ülkede muktedir kalamayacaklar. Buna hep birlikte son vereceğiz. Bu ömrü bu yola adayacak milletin sesi ve iradesine vurulmak istenen darbeyi alaşağı edecek milyonlarca vatandaşımız var.

Biz meselelerimizin çözümünü gizli, saklı hesaplardan, çıkar hesaplarında aramıyoruz. Ortak değerlerimizde arıyoruz. Kimsenin hakkını yememekle, herkesin hakkını ona teslim etmekte arıyoruz. Her bir vatandaşımızın özgürce söylediği sözde, toplumsal uzlaşı ve mutabakatlarda arıyoruz. Esenyurt’ta iki elimizi de sıkmadan, saklamadan açtık.

Gönlümüzü açtık kardeşlerimize. Sadece Kürt kardeşlerimizle değil, Kürt vatandaşlarımızla değil bütün kardeşlerimizle, vatandaşlarımızla elimize gizli bir sözleşmeyi, diğerinde isen tehdidin şantajın sopasını hiç saklamadık, her şeyimiz açık olduk. Çünkü biz gönlümüzü açtığımız insanlarımızın canım vatandaşlarımızın olduğunu biliyoruz. Şartsız, samimiyet ve güvenle açtık.

Benim tek şartım var, o benim vatandaşım, onun kızı benim kızım, onun oğlu benim oğlum, hanımefendiler başımın tacı, beyefendiler başımın tacı. Burada biz hep birlikte oturduk, konuştuk. Anlaştık. Medeni rekabetle her daim vatandaşımıza baktık. Hep beraber kazanmanın tadına varma yolunu seçti.

Ahmet Özer’i seçmedi mi Esenyurt? Esenyurt’ta kucaklaşanlar barışı, huzuru, kardeşliği istedi. Esenyurt’ta geçmiş yıllarda yapılan talanı bertaraf edip buradan uzaklaştırdık diye dua ediyor. Esenyurt’u o akıl bir daha yönetemeyecek. Esenyurt’ta kapalı kapılar ardından kimsenin kariyer hesapları yapılmadı. Esenyurt’ta herkesin kendini özgürce ifade ettiği, toplumsal mutabakat sağlama gayreti gösterildi.

Siz ne yaptınız? Kucaklaştınız. Peki bugün yargının sopasıyla sizin inşa ettiğiniz o barış ve huzur ortamı bertaraf edilmek istenmiyor mu? Ayıp değil mi? Milletin iradesini yok saymak Cumhuriyetimize, demokrasimize yakışıyor mu? Buradan onlara sesleniyorum, ellerinizi gizlemeyin, ellerinizi açın gösterin, arkanızda sakladığınız öbür elinizi de açın.

Baltanızı, balyozunuzu, sopanızı, tehdidi, şantajı bir kenara bırakın. Milletle sözleşme mi yapmak istiyorsunuz? Sözleşmeler verilen sözlerle yapılır. Önce milletin tercihlerine saygı sözü verin. Seçme özgürlüğünü sağlayın, milletin seçtiklerine değer verin. Milleti sizi seçmediği için cezalandırmayacağını garanti edin. Milletin egemenliğine, iradesine halel getirmeyeceğinizi garanti edin.”

“Bu darbeye karşı dimdik ayaktayız, biriz birlikteyiz, hep beraberiz”

İmamoğlu’nun ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel söz aldı. Özel konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Ahmet Başkan her sabah sekiz buçukta gittiği belediyeye davet edilse gidebilecekken sabah 5’te kırarak evinin kapısına dayandılar. Eşi telaşla kapıyı açtı, izah etmek yerine ittirip geçtiler. Özer’in yatak odasına gidip kendisini bizzat uyandırdılar. bunu bilerek yaptılar. oradaki kötü, ahlaksız, kanunsuz muamele eninde sonunda bir kez daha bu milletin vicdanından dönecektir. Eş zamanlı belediyeye gidip devletin belediyesinin kapısını balyozla kırdılar.

belediye Meclis üyesi avukatlar yetişip aramaya tanıklık etmek istedi, içeri alınmadı. Ne evde ne de belediyede avukat vardı. Ahmet Başkan’ın ilk kez gördüğü bir kitap taslağını bile tutuklanırken gerekçe diye gösterdiler. Onunla görüşmüş, bununla görüşmüş… 10 yıldır dinliyorduk diyor. 10 yıl geriye kimin teröristle konuştuğuna gidersek; AKP’de FETÖ mensubu olmayan bir kişi kalmaz.

Diyor ki 2015 yılında, Remzi Kartal’la belli sayıda telefon görüşmesi yapıyorsun diyor. Bir bakıyorsunuz yıllar sonra AKP’li milletvekilleri oturmuşlar Remzi Kartal’la aynı masada yemek yemişler. Bu meydanda konser verilmiş, şarkıcı gelmiş. Bu şarkıcıyı getirmek terör örgütüyle ilişkiliymiş. Terörse eğer onu dinleyen Esenyurt Kaymakamını ne yapacağız?

Yapılan iş, önce Esenyurt’un sonra İstanbul’un son olarak da Türkiye’nin iradesine ipotek koymaktır. FETÖ’dan kalma kumpaslardan medet umarak Ahmet Özer’i görevinden uzaklaştırıyorlar. Bir de diyorlar ki terör sorununu biz çözeceğiz ama Türkiye’de Kürt sorunu yoktur diyorlar.

Bir ülkede bir sorun varsa sorunun sahibine sorulur. Eğer o ülkede bir sorunun olup olmadığına yaşayanlar değil yönetenler karar veriyorsa o ülkede diktatörlük vardır. Bugün Kürt sorunu yok diyenler, kayyım politikalarıyla Kürt sorununun var olduğunu sadece Türkiye’ye değil, bütün dünyaya ilan etmişlerdir. Sen Recep Tayyip Erdoğan’ın Zekeriya Öz’üsün Akın Gürlek. Bu vicdansız bu millete hesap verecektir.

Özgür Özel, Ahmet Özer’in mesajını okudu. mesajda şunlar yer aldı: “İlk sözümüz personel ve arkadaşlarımın işlerine dört elle sarılmasıdır. Vatandaş asla mağdur olmamalıdır! Daha güçlü çıkacağım ve hizmetlerime kaldığım yerden devam edeceğim.”

Özel şöyle devam etti: “Recep Tayyip Erdoğan, ahmak davasıyla mı kumpas davasıyla mı onlan mı bunlan mı diye düşünme. Aklından geçeni piyonlarına, cellatlarına yaptırmaya çalışma. Cesaretin varsa, zaten bıçak kemikte, kaçma çık karşıma.

Çık karşıma, biz seçime hazırız, el mi yaman bey mi yaman. Varsa cesaretin, sayın Erdoğan, bir ses duyuyorum. Sen duyuyor musun? Sen dün sözünü dündün, maşanla silahşörünle talimatınla sözünü söyledin. Çirkin kayyumunu, Beyoğlu’nda partili kaymakam olan kişiyi dün vali yardımcısı yapıp Esenyurt’un başına yolladın.

Bak Esenyurt’un meydanı sözüne karşı ne diyor duyuyor musun? Hükümet istifa diyorlar. Bir daha söylüyorum Erdoğan, Esenyurt meydan tek yürek tek ses sana sesleniyor. Hükümet istifa diyorlar. Senin seçim kaybetme korkun, Esenyurt’tan başlayıp İstanbul’u, İstanbul’dan sonra Türkiye’yi kuşatma planının farkındayız. İstiyorsun ki kutuplaşma olsun, gerilim olsun vatandaş derdini konuşamasın. İşsizlik var, yoksulluk var, hayat pahalılığı var, enflasyon yüksek.

Belli ki ortada bir koltuk hesabı var. Belli ki bir al ver hesabı var ama emin ol ki Esenyurt da sana göstermiştir ki milletin hesabı, halkın hesabı koltuk hesabını bozacak. Türkiye’nin daha fazla geriye götürülmesine hiç kimsenin tahammülü yok. Artık geriye dönüş yoktur. Herkesi sesini yükseltmeye davet ediyorum.

İktidarda kalmak için illa da illa bir anayasa değişikliğine ihtiyaç var. Önce Numan Kurtulmuş’u yolladılar. Dedim ki ne konuşuyoruz? Anayasa’ya uymayan biriyle Anayasa olur mu? Gezi tutsakları, Can Atalay içerideyken, AYM kararlarına uyulmazken, AİHM kararları tanınmazken, Kürtlerin seçtiği neredeyse bütün siyasiler tutukluyken ne anayasası?

Devlet Bahçeli eliyle Kürt sorununu görmeyen bir açılım yaptılar. Bir kişi konuşacak, bir kişi istediğini alacak bu al ver ile herkes istediğini alacak. Buna karşı toplumsal mütabakat çağrısı yaptım, yapmaya devam ediyoruz. Anaların gözyaşlarını durmasına, terörün bitmesi ve şehitlerin gelmemesi için her şeye varız; gizli pazarlıklara anayasa değiştirmeye yokuz.

Bazı sosyal medya hesaplarından DEM Parti, CHP, muhalefetten çekilsin, sine-i millete çekilsin, erken seçim yapılsın çağrıları yapılıyor. Sen çekilmişsin, AKP-MHP giriyor. Mevcut vekil sayısını arttırıp, ne sana ne bana başka kimseye ihtiyacı olmadan Anayasa’yı değiştiriyor; canı ne istiyorsa onu yapıyor. Buradan bütün muhalifleri uyarıyorum. Sine-i millet demek erken seçim demek değildir. 90 gün sonra ara seçim demektir. Bu tuzağa kimse düşmesin.

Ama biz erken seçim için ne gerekiyorsa onu yaptırmaya sesimizi yükseltmeye hep beraber mecburuz. BEN CHP’nin genel başkanı olarak sizlere söz veriyorum ki tüm kurumlarımızın gücüyle örneğin yarın, sabahleyin yarın grup toplantımızı Ahmet Özer’i ziyaretimizin hemen sonrasında Silivri Cezaevi’nin hemen önünde yapıyorum.”

Paylaşın

Hatimoğulları’ndan “Esenyurt” Açıklaması: Halkın İradesine Operasyon Çekilmiştir

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in görevden alınıp yerine kayyım atanmasına tepki gösteren DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Sandık halkın iradesidir. Halkın iradesine dün yine bir operasyon çekilmiştir” dedi ve ekledi:

“Bizler bu operasyonlara, halkın iradesini yok sayanlara, demokrasiyi, hakkı, hukuku ayaklar altına alan anlayışa karşı dün olduğu gibi bugün de mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizim nazarımızda dün gerçekleşen operasyon ve atanan kayyım yok hükmündedir.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyım atanması sonrası gerçekleştirdikleri Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası partisinin Esenyurt ilçe binası önünde açıklamalarda bulundu.

Kayyım rejimini çok iyi tanıdıklarını belirten Hatimoğullları, “Çünkü bu kayyım rejimi Kürt illeri ve Kürt seçmen başta olmak üzere demokrasiden yana tavır koyan herkesime uygulanmıştır. Kayyımlar önce HDP belediyelerinde staj yaptılar, daha sonra üniversitelere, daha sonra beğenmedikleri işletmelere kadar kayyım rejimini yaydılar” dedi.

Kayyım atamalarının ilk başladığı zamanlarda buna karşı hep birlikte karşı çıkılması gerektiği konusunda yaptıkları açıklamaları hatırlatan Hatimoğulları, “Kayyım rejimi belediyelere kayyım atanmasına daha güçlü şekilde karşı çıkılmalıydı hala da karşı çıkılmalı. Bugün Kürt illerinde atanmış olan kayyımların batıya nasıl sirayet edeceğini defaatle vurgulamıştık. Keşke haklı çıkmasaydık, yanılsaydık. Ama ne yazık ki haklı çıktık. Bugün artık kayyım rejimi Türkiye’nin batı belediyelerine sirayet etmiştir” dedi.

Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün Türkiye’nin en büyük ilçesi olan Esenyurt belediyesi Esenyurt halkının uzlaşısıyla kazanılmış bir belediyedir. Bütün Türkiye’ye model olan bir belediyecilik anlayışı ile burada halkın uzlaşısı sağlanmıştır. Esenyurt demek Türkiye demektir. Türkiye’de yaşayan farklı halklardan ve inançlardan ne kadar insan varsa onların Esenyurt’ta da izdüşümleri vardır. Esenyurt’taki Kent Uzlaşısına tahammül etmeyen iktidar bir şafak operasyonuyla halkın iradesine darbe vurmaya çalışmıştır. Kayyım bir darbe rejimidir.

Kayyım halkın iradesini gasp etmektir. Kayyım yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir. Kayyım rejimi antidemokratiktir, hukuksuzluktur. Kayyım rejimi demokrasinin asgari koşulu olan seçme ve seçilme hakkını yurttaşın elinden almak demektir. Bugün Ahmet Özer başkana yapılmış olan Esenyurt halkının iradesine yapılmıştır. Ahmet Özer evinden kalkıp yürüyerek belediyeye gelmedi. Esenyurt halkının 2 oyundan birini alarak seçilerek o makama gelmiştir.

Sandık halkın iradesidir. Halkın iradesine dün yine bir operasyon çekilmiştir. Bizler bu operasyonlara, halkın iradesini yok sayanlara, demokrasiyi, hakkı, hukuku ayaklar altına alan anlayışa karşı dün olduğu gibi bugün de mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizim nazarımızda dün gerçekleşen operasyon ve atanan kayyım yok hükmündedir.

Ahmet Özer bu toplumun onurudur. O bir akademisyen, o bir bilim insanı, aynı zamanda kendi tercihini yaparak bir siyasi partide siyasi yaşamını sürdürmüş halkın iradesiyle seçilmiş ve belediyeyi yönetmektedir. Böylesi bir insana düzmece, her belediye başkanına yaptıkları gibi düzmece bir iddianameyle bir gözaltı gerçekleştirdiler. Düzmece bir dosya ile.

Biz bu düzmece yalan yanlışla dolu olan dosyaları bu uydurma dosyaları çok iyi biliyor ve tanıyoruz. Bunun arkasındaki irade bu operasyonu gerçekleştiren irade Ankara ve Saraydaki iktidarın ta kendisidir. Saray seçimle kazanamadığı belediyeleri işte dün Ahmet Özer başkana yaptığı gibi kayyım atayarak halkın iradesini gasp ederek kendi memurunu oraya yerleştiriyor.

“Rant için kayyım atadılar”

Bu ülkede eğer seçilmişler yönetmeyecekse belediyeleri atanmışlar yönetecekse bu rejimin adı otoriter rejimdir. Bu rejimi demokrasi diyemezsiniz, hukuk diyemezsiniz. Bugün Esenyurt Belediyesi Türkiye’nin en büyük belediyesidir. Bir çok ilden daha büyük olan bu belediyeye bu iktidar ve kayyımcı zihniyet aynı zamanda bir rant mantığı ile yaklaşmaktadır. Buradan rant elde etmek için kayyıma tevessül ettiklerini çok iyi biliyoruz.

Bir yandan halkın iradesini gasp etmek halkın seçme seçilme hakkını elinden almak demokrasiyi ezmek ama öte yandan kendilerine rant kapılarını açmak için kayyım atadıklarını çok iyi biliyoruz. Belediyenin kaynaklarına tıpkı Türkiye’nin hazinesini yandaşlarına peşkeş çektikleri gibi belediyenin de kaynaklarını Esenyurt’un yani siz değerli halkımızın hakkı olan kaynakları kendi yandaşlarına peşkeş çekmek için de kayyım atıyorlar.

Bizler kayyım rejimine karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz. Bunu hak için adalet için demokrasi için yapacağız. Bunu halkın hakkı olan hizmet hakkı kent hakkı için de yapacağız. Bugün sözüm ona barış elini uzatanlar, ‘iç barış’ diyenler dün Esenyurt’ta gerçekleştirdikleri operasyonla Esenyurt’un iç barışına darbe vurmuşlardır. Bugün kent uzlaşısı iç barışın ta kendisidir. Kent uzlaşısına tahammül etmeyenler operasyonlar çekenler iç barıştan nasıl bahsedebilir bunun hesabını Türkiye halklarının vicdanına bırakıyorum.

Değerli halklarımız bizler bugün kayyım rejimine karşı Türkiye’de bütün duyarlı yurttaşlar olarak,  bunu kabul etmeyen bütün yurttaşlar olarak yarın bir başka belediyeye benzeri olmasın diye yarın büyükşehir belediyesini hedeflemesinler diye, yarın Anadolu’nun Türkiye’nin başka bir kentini hedeflemesinler diye tek vücut olma zamanıdır, bir olma zamanıdır, beraber olma zamanıdır, demokrasiyi ve iç barışı gerçek anlamda bir barışı bir toplumsal barışı hep birlikte talep etme zamanıdır.”

(Kaynak: Mezopotamya Ajansı)

Paylaşın

Babacan’dan “Esenyurt” Tepkisi: Demokrasiye Ve Milletin Tercihine Saygı Duymayı Öğrenin

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in görevden alınıp yerine kayyım atanmasına tepki gösteren DEVA Lideri Ali Babacan, “Demokrasiye ve milletin tercihine saygı duymayı öğrenin” dedi.

Haber Merkezi / Ali Babacan ayrıca, “Esenyurt’ta elinden belediyesini aldığınız CHP değil, millettir. Toplumun sinir uçlarıyla oynayan çağrılar yapmak yerine, hukuka uyun, yargıyı araç olarak kullanmaktan vazgeçin” ifadelerini kullandı.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasına tepki gösterdi. Ali Babacan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla şunları söyledi:

“Hükümetin seçimi kaybettiği yerlerde adeta bir rövanş uygulaması olarak gördüğü kayyum uygulaması demokrasi ve temel hakların ihlal edilmesidir. Esenyurt’ta elinden belediyesini aldığınız CHP değil, millettir. Toplumun sinir uçlarıyla oynayan çağrılar yapmak yerine, hukuka uyun, yargıyı araç olarak kullanmaktan vazgeçin. Demokrasiye ve milletin tercihine saygı duymayı öğrenin.”

İçişleri Bakanlığı, “PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in görevden uzaklaştırıldığını açıkladı. Bakanlık, Özer’in yerine Esenyurt Belediye Başkan Vekili olarak İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy’un görevlendirildiğini duyurdu.

İçişleri Bakanlığı, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2024/162302 sayılı soruşturma kapsamında “PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak” suçundan mahkemece tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı şüpheli Ahmet ÖZER; Anayasa’nın 127’inci maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47’inci maddesi gereğince geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırılmıştır” açıklamasında bulundu.

Bakanlık açıklamasında, “5393 sayılı Belediye Kanunun 45 ve 46’ıncı maddeleri uyarınca İstanbul Vali Yardımcısı Can AKSOY İstanbul Valiliğince Esenyurt Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirilmiştir” denildi.

Ahmet Özer neyle suçlanıyor?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, Ahmet Özer hakkındaki soruşturmanın KCK (Kürdistan Topluluklar Birliği) Yürütme Konseyi Üyesi ve KONGRA-GEL Eş Başkanı Remzi Kartal’la 14 kez, PKK üyesi 694 farklı kişiyle temas kurduğu iddiasıyla başlatıldığını duyurdu.

Büronun medyayla paylaşılan bilgi notunda PKK mensuplarından ele geçirilen ve aynı zamanda örgütün Kandil’de yer alan yönetici kadrosuna da ulaştırılan örgütsel dokümanlarda Özer’in Öcalan tarafından sözde ‘demokratik özerklik projesi’ hakkında görevlendirildiği de ifade edildi.

Ahmet Özer, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine 2023 verilerine göre, 978 bin nüfusuyla yalnız İstanbul’un değil Türkiye’nin de en kalabalık ilçesi olan Esenyurt’ta 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimde geçerli oyların yüzde 49’unu alarak belediye başkanı seçildi.

Paylaşın

Esenyurt Belediyesi’nin CHP’li Başkanı Ahmet Özer Tutuklandı

“PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında” gözaltına alınan CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer tutuklandı.

Haber Merkezi / 31 Mart yerel seçiminde Cumhuriyet Halk Partisi’nden Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Ahmet Özer, bu sabah 06.00 sularında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınmıştı. Ahmet Özer, ifadesi alınmak üzere Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürken, polis Özer’in evinde, belediye başkanlığında ve araçlarında arama yapılmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından konuya ilişkin açıklamada şu ifadelere yer verilmişti: “Cumhuriyet Başsavcılığımızca PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında;

Halen İstanbul ili Esenyurt ilçesi Belediye Başkanı olarak görev yapmakta olan şüpheli Ahmet Özer’in soruşturma evrakımız kapsamındaki delillere göre özet olarak; şüphelinin terör örgütü mensuplarından ele geçirilen ve aynı zamanda örgütün Kuzey Irak Kandil bölgesinde yer alan yönetici kadrosuna da ulaştırılan örgütsel dokümanlar (terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile İmralı adasında yapılan görüşmede sözde demokratik özerklik projesinde görevlendirilmesinin uygun görülmesi), hakkında uygulanan iletişimin dinlenmesi tedbiri sonucu elde edilen konuşma dökümleri,

fiziki takip tutanakları ve incelenen hesap hareketlerinin içerikleri, yaklaşık 10 yıllık süreçte adı geçen terör örgütü mensubiyetleri nedeniyle adli işlem kaydı bulunan (694) farklı tekil kişi ve ayrıca özellikle terör örgütü yöneticilerinden Remzi Kartal (KONGRA-GEL Eş Başkanı-KCK Yürütme Konseyi Üyesi-Kırmızı Bültenle aranan şahıslardan) ile 14 kez olmak üzere iletişim irtibat kayıtları nazara alındığında terör örgütü ile süreklilik ve yoğunluk arz edilecek şekilde organik bağ kurmak suretiyle üzerine atılı PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak suçunu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesine ulaşıldığı anlaşıldığından;

İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden alınan karara istinaden konutunda, iş yerinde ve araçlarında arama yapılması, suç delillerine el konulması, şüphelinin 30 Ekim 2024 tarih saat 06.00 itibarıyla yakalanarak gözaltına alınması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne verilen talimat doğrultusunda adı geçen şüpheli yakalanarak gözaltına alınmıştır. Arama işlemleri halen devam etmektedir. Kamuoyunun bilgisine saygıyla arz olunur.”

Tutuklanma haberini Özgür Özel duyurdu

Ahmet Özer’in tutuklanma haberini CHP Genel Başkanı Özgür Özel duyurdu. Özel, sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı: “Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer’e 6 ay önce temiz kağıdı verenler, bugün Başkanımızı soyut iddialarla ve yıllar önce yazdığı bir kitaptaki ifadeleriyle tutuklamıştır.

Kuşkusuz asıl hedef Esenyurt’taki yurttaşlarımızın iradesidir. Kuşkusuz biz de bu yapılanlara en sert tepkiyi gösterecek ve işletilmekte olan milleti tanımaz halkın tercihlerine saygı duymaz iğrenç planı bozacak, bu alçak aklı yeneceğiz. Bu şartlar altında 1-3 Kasım tarihleri arasında yapacağımızı ilan ettiğimiz Antalya Kampını iptal ederek, Milletvekillerimizi İstanbul’a gitmeleri yönünde bilgilendirdik ayrıca Merkez Yönetim Kurulumuzu yarın 13.30’da Esenyurt İlçe Başkanlığımızda olağanüstü toplantıya çağırdım.

Milletvekillerimizle, yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere 1-2-3 Kasım tarihlerinde İstanbul’da bir araya geleceğiz. Parti Meclisimizi ise 3 Kasım PAZAR günü yine İstanbul’da toplayacağız. Ayrıca tüm Esenyurt halkını ve tüm İstanbulluları yarın saat 16.00’da Esenyurt Belediyesi önüne davet ediyorum.”

Ahmet Özer kimdir?

Prof. Dr. Ahmet Özer, 1960 yılında Van’da doğdu. 1986 yılında Hacettepe Üniversitesi felsefe bölümünden mezun oldu; sosyoloji bölümünde de yan dal yaptı. 1995 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde “GAP’ın Sosyoekonomik ve Politik Boyutları” çalışması ile doktor unvanını aldı; yüksek lisans ve doktora tezleri kitap olarak yayınlandı.

1980’li yılların sonunda DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) bünyesinde sürdürülen ve merkezi Şanlıurfa’da bulunan GAP Projesi’nde uzman sosyolog olarak çalıştı. Kürtlerin siyasi kimliği ile ilgili sosyolojik ve kamusal çalışmalarda yer aldı. Sonraki yıllarda çok sayıda üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştı, idari görevlerde de yer aldı. Dördü roman, biri göç konusunu işleyen film senaryosu olmak üzere 38 kitabı bulunuyor. 2024 yılında Esenyurt Belediye Başkanı seçildi.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan “Ahmet Özer” Tepkisi: Kucaklaşma Dediğiniz Bu Mudur?

Esenyurt Belediye başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınmasına ilişkin açıklama yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Sizin Türkiye hayaliniz, Türkiye Yüzyılı’nız bu mudur? Kucaklaşma dediğiniz bu mudur?” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu Esenyurt Belediye başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınması hakkında yeni bir yazılı açıklama yaptı.

“Bugün sabah saatlerinde Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer hakkında başlatılan soruşturmayı büyük bir dikkat ve ciddiyetle izliyorum” diyen İmamoğlu “Sayın Ahmet Özer’e yönelik operasyon, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına dair endişelerimizi daha da artırmıştır. Yargının siyasallaştırılarak siyasi rakiplerin oyun dışına atılması amacıyla kullanılmasının, demokratik hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu vurgulamak zorundayım. İBB Başkanı olarak bizzat ben, bu tür uygulamaları en acı şekilde tecrübe edenlerin başında geliyorum” dedi.

Kendisine açılan ‘ahmak davasını’ hatırlatan İmamoğlu şunları söyledi: “Bana yönelik olarak açılan ve kamuoyunda ‘ahmak davası’ olarak bilinen dava ve benzeri pek çok soruşturma devlet ciddiyetinden ve yargı tarafsızlığından uzaktır. Devlette görev yapmış ve yıllarca dekanlık, rektör yardımcılığı, GAP Belediyeler Birliği Genel Sekreterliği gibi kamu görevleri üstlenmiş bir bilim insanı ve seçilmiş belediye başkanı olan Sayın Özer’in emniyet güçlerinden kaçma ihtimali yokken ifadeye çağrılmak yerine, bir şafak operasyonuyla göz altına alınması uygunsuzdur. Biz bu şafak operasyonlarının ilhamını hangi mirasınızdan aldığınızı iyi biliyoruz. Siyasi rakiplerin önünü kesmeye yönelik bu tür uygulama ve davalar hukuk ve adalete değil, yalnızca iktidarın amaçlarına hizmet etmektedir.”

“Kamuoyuna mal olmuş şahsiyetlerle ilgili bu tür uygulamaların tarafsızlık ilkesine uygun, titizlikle yürütülmesi gerekir” diyen İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünkü şafak operasyonu ardından kamuoyuna yapılan açıklamada, Sayın Özer’in 10 yıl boyunca 694 terör örgütü mensubuyla görüştüğü iddia edilmektedir. Şayet buiddia doğruysa kendisinin, ayda 5-6 terör örgütü mensubuyla görüştüğü anlamı çıkmaktadır. O halde neden bugüne kadar beklediniz? TUSAŞ’a saldıran teröristleri izlemek yerine devlete yıllarca hizmet etmiş akademisyenleri mi izliyorsunuz? Sayın Özer, belediye başkan adayı olduğunda adli sicilini soruşturdunuz, arşiv kaydını soruşturdunuz. Aynı adliyeden temiz kağıdı verdiniz. Altı ayda ne değişti?”

‘Yeni bir çözüm süreci’ olarak tartışılan sürece de değinen İmamoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ön yargısız bir kucaklaşmanın talep edildiği, Abdullah Öcalan’ın terörü sonlandırmak üzere Meclis’te konuşmasına zemin hazırlandığı bir dönemde CHP’li bilim insanı bir belediye başkanının terör iddiasıyla göz altına alınmasını milletimizin vicdanına havale ediyorum. Bu çaba ana muhalefete ve İstanbul’a itibar suikasti değilse nedir? Daha açık sorayım sizin İstanbullularla derdiniz nedir? Sizin Türkiye hayaliniz, Türkiye Yüzyılı’nız bu mudur? Kucaklaşma dediğiniz bu mudur? Ne yaparsanız yapın, hangi karanlık planı düşünürseniz düşünün bu siyasi ve kurumsal çürümeyi bitireceğiz. Türkiye Cumhuriyeti devletini kişilere değil, kurallar ve kurumlara bağlı, herkes için eşit ve adil hizmet üreten bir yapıya kavuşturacağız” dedi.

Paylaşın

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Gözaltına Alındı: Çirkin Oyunu Görüyoruz

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer sabah saatlerinde evinde gözaltına alındı. CHP Lideri Özgür Özel, “Çirkin oyunu, büyük kumpası görüyoruz. Ne parçası oluruz, ne size teslim oluruz” dedi.

Haber Merkezi / İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ahmet Özer’in PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında gözaltına alındığını duyurdu.

31 Mart yerel seçiminde Cumhuriyet Halk Partisi’nden Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Ahmet Özer, bu sabah 06.00 sularında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Ahmet Özer, ifadesi alınmak üzere Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürken, polis Özer’in evinde, belediye başkanlığında ve araçlarında arama yapıyor.

2023 verilerine göre, İstanbul’un ve Türkiye’nin 978 bin nüfuslu en kalabalık ilçesi Esenyurt’ta bu yıl 31 Mart’ta yapılan yerel seçimde Ahmet Özer, 227 bin 608 oyla, oyların yüzde 49’unu almıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından konuya ilişkin açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyet Başsavcılığımızca PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında;

Halen İstanbul ili Esenyurt ilçesi Belediye Başkanı olarak görev yapmakta olan şüpheli Ahmet Özer’in soruşturma evrakımız kapsamındaki delillere göre özet olarak; şüphelinin terör örgütü mensuplarından ele geçirilen ve aynı zamanda örgütün Kuzey Irak Kandil bölgesinde yer alan yönetici kadrosuna da ulaştırılan örgütsel dokümanlar (terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile İmralı adasında yapılan görüşmede sözde demokratik özerklik projesinde görevlendirilmesinin uygun görülmesi), hakkında uygulanan iletişimin dinlenmesi tedbiri sonucu elde edilen konuşma dökümleri,

fiziki takip tutanakları ve incelenen hesap hareketlerinin içerikleri, yaklaşık 10 yıllık süreçte adı geçen terör örgütü mensubiyetleri nedeniyle adli işlem kaydı bulunan (694) farklı tekil kişi ve ayrıca özellikle terör örgütü yöneticilerinden Remzi Kartal (KONGRA-GEL Eş Başkanı-KCK Yürütme Konseyi Üyesi-Kırmızı Bültenle aranan şahıslardan) ile 14 kez olmak üzere iletişim irtibat kayıtları nazara alındığında terör örgütü ile süreklilik ve yoğunluk arz edilecek şekilde organik bağ kurmak suretiyle üzerine atılı PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak suçunu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesine ulaşıldığı anlaşıldığından;

İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden alınan karara istinaden konutunda, iş yerinde ve araçlarında arama yapılması, suç delillerine el konulması, şüphelinin 30 Ekim 2024 tarih saat 06.00 itibarıyla yakalanarak gözaltına alınması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne verilen talimat doğrultusunda adı geçen şüpheli yakalanarak gözaltına alınmıştır. Arama işlemleri halen devam etmektedir. Kamuoyunun bilgisine saygıyla arz olunur.”

“Çirkin oyunu, büyük kumpası görüyoruz”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt Belediye Başkanı hakkındaki savcılık iddialarının temelsiz ve yapılan muamelenin haksız olduğunu söyledi.

Tepkisini sosyal medya hesabından gösteren Özgür Özel, “Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer, bu sabaha karşı yapılan operasyonla gözaltına alındı. Süreci yakından takip ediyorum. Yıllarca kamuda ve akademide üst düzey görevlerde bulunmuş, Daha altı ay önce aday olurken ilgili makamlardan temiz kâğıdı almış, girdiği seçimlerde Esenyurtlu seçmenlerin büyük teveccühü ile göreve gelmiş bir bilim insanı, kanaat önderi ve siyasetçiye yapılan muamele haksız, iddialar ise temelsizdir. Bu yaşananlar son birkaç haftada yaşananlardan bağımsız değildir. Çirkin oyunu, büyük kumpası görüyoruz. Ne parçası oluruz, ne size teslim oluruz” dedi.

Tutuklamaya Cumhuriyet Halk Partisi içinden ilk tepki ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldi. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan İmamoğlu, “Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer, bu sabah gözaltına alındı. Süreci titizlikle takip ediyoruz. Devlette görev yapmış, üniversitelerde dekanlıktan rektör yardımcılığına kadar üst düzey çalışmalarda bulunmuş Sayın Özer, kıymetli bir biliminsanı ve yerel yöneticidir. Türkiye, siyasilere, biliminsanlarına karşı sabah ev baskınlarının yapıldığı bir ülke olmaktan çıkmalı” ifadelerini kullandı.

“Halkın iradesi gasbedilemez”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi (DEM) Partisi Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Özer’in serbest bırakılması gerektiğini belirtti. Hatimoğulları sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Halkların iradesiyle seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in hedef alınmasıyla verilmek istenen mesaja cevabımız nettir. Halkın iradesi gasbedilemez. Edildiği yerde demokrasiden, hak ve hukuktan bahsedilemez. Esenyurt Belediyesine yapılan bu saldırı sonlandırılmalı. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer serbest bırakılmalıdır” ifadelerini kullandı.

DEM Parti Sözcüsü ve Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Kent uzlaşısıyla seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınması bir tesadüf değil. Son gelişmeleri ‘önyargısız değerlendirmek’ için bu yöntemlerden vazgeçilmesi gerekir” dedi.

“Halkların iradesiyle seçilen Ahmet Özer’in hedef alınmasıyla verilmek istenen mesaj açıktır. Belli ki, Esenyurt Belediye Başkanı’nın kapsayıcı belediyecilik anlayışından, Kürt kimliğine ve kültürüne dönük çalışmalarından rahatsız olanlar yine iş başında” ifadelerini kullanan Doğan, “Esenyurt Belediyesi’ne yönelik bu saldırıya son verilmeli, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer serbest bırakılmalıdır. Bu irade gaspına kimse seyirci kalmamalıdır” çağrısında bulundu.

DEM Partisi de Ahmet Özer’in gözaltına alınmasına tepkili. Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, dün MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “terör sorunu” adını verdiği “Kürt sorunu” çıkışı kapsamındaki tutumu hakkında “önyargısız değerlendirmek gerekir” yorumunda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini hatırlatarak, Özer’in serbest bırakılmasını istedi.

Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Doğan, “Kent uzlaşısıyla seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınması bir tesadüf değil. Son gelişmeleri “önyargısız değerlendirmek” için bu yöntemlerden vazgeçilmesi gerekir. Halkların iradesiyle seçilen Ahmet Özer’in hedef alınmasıyla verilmek istenen mesaj açıktır. Belli ki, Esenyurt Belediye Başkanı’nın kapsayıcı belediyecilik anlayışından, Kürt kimliğine ve kültürüne dönük çalışmalarından rahatsız olanlar yine iş başında” dedi.

Ahmet Özer kimdir?

Prof. Dr. Ahmet Özer, 1960 yılında Van’da doğdu. 1986 yılında Hacettepe Üniversitesi felsefe bölümünden mezun oldu; sosyoloji bölümünde de yan dal yaptı. 1995 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde “GAP’ın Sosyoekonomik ve Politik Boyutları” çalışması ile doktor unvanını aldı; yüksek lisans ve doktora tezleri kitap olarak yayınlandı.

1980’li yılların sonunda DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) bünyesinde sürdürülen ve merkezi Şanlıurfa’da bulunan GAP Projesi’nde uzman sosyolog olarak çalıştı. Kürtlerin siyasi kimliği ile ilgili sosyolojik ve kamusal çalışmalarda yer aldı. Sonraki yıllarda çok sayıda üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştı, idari görevlerde de yer aldı. Dördü roman, biri göç konusunu işleyen film senaryosu olmak üzere 38 kitabı bulunuyor. 2024 yılında Esenyurt Belediye Başkanı seçildi.

Paylaşın

Özel’den, 17 Bakana ‘Murat Kurum’ Tepkisi

İstanbul Esenyurt’ta halka seslenen CHP Lideri Özgür Özel, Murat Kurum için oy isteyen 17 bakana sert tepki göstererek, “İstanbul’da taraf tutuyorsun, Murat Kurum için oy istiyorsun. Yazıklar olsun böyle adalete, böyle devlet yönetimine” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, yerel seçimler kapsamında partisinin İstanbul Esenyurt’ta düzenlediği halk buluşmasında konuştu. Özel, şunları söyledi:

“Esenyurt, 5 yıl önce iki kararı birden verdi. 15 yıldır Esenyurt’u yöneten AKP iktidarını değiştirdi, 25 yıldır İstanbul’u yöneten İstanbul Büyükşehir Belediyesini değiştirdi. O kararından bu kararına Esenyurt’u hiç pişman etmedik. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Esenyurt’a, Bahçekent Haramidere otobüs hattından açılmasından tutun, Esenyurt Teknoloji Atölyesine, Yaşar Kemal Meydanından, Kıraç Esenyurt arası kavşak çalışmalarına, Gülten Akın Kütüphanesinden yükseköğretim öğrenci yurduna kadar, Esenyurt’a inanılmaz hizmetler verdi. An itibariyle Esenyurt’ta 10 bin 414 üniversite öğrencisine burs veriyoruz.

29 bin haneye nakdi destekte bulunuyoruz. Ayrıca 9 bin 706 aile doğrudan sağlık hizmeti alıyor. 1196 aileye yeni doğan paketi verildi ve 30 bin 718 haneye İstanbul Kart ile sosyal destek sağlıyoruz. Ekrem Başkan 5 yılda İstanbul ve Esenyurt’a çok önemli hizmetler yaptı. Sadece 65 kilometre mi metro yaptı, daha az mı yaptı diye polemik yaratanlar, kendileri bıraktığında 7 metronun inşaatı durmuşken, 10 metronun 15 bin kişi ile toprak altında her gün arı gibi, karınca gibi çalışanlar var.

11 kent lokantasıyla, 4 çeşit yemeğin 40 liraya verildiği kent lokantalarıyla, bir tane kreş yokken, kadını sosyal hayata, çalışma hayatına dahil eden tam 100 kreş açtık. Bir tane öğrenci yurdu yoktu. Çünkü öğrenci yurdunu yapmamayı, öğrencileri barıma sorunları ile baş başa bırakmayı, onları kendi cemaatlerine, tarikatlarına itmek olarak görenlere karşı İstanbul Büyükşehir Belediyesi 80 ilden gelen evlatlarımıza, özellikle doğudan, güneydoğundan gelen, Karadeniz’den gelen yoksul ailenin çocuklarına yapmış olduğu 14 yurt ile sahip çıktı.

Esenyurt’ta geçen seçim kampanyasının en önemli iddiası şuydu, CHP gelirse sosyal yardımları kesecek. Bunun yalan olduğunu söylemiştik, sizler de bize inanmıştınız. CHP geldi, sosyal yardımlar kesilmedi aksine 2 katına, 3 katına değil tam 6 katına çıktı. Bugün İstanbul’da Ekrem Başkana karşı artık adaylarının mücadeleyi tek başına yürütemediğini kabul edenler, 17 bakan ile İstanbul’a çıkartma, kuşatma yapıyorlar. Ancak bu tavır sizin gibi AKP’ye oy veren seçmeni de çıldırtıyor. Maliye Bakanı, Murat Kurum yerine oy peşine koşacağına emeklinin sorununa çare bulsun. Emeklinin sıkıntısını çözsün diyorlar. Çalışma Bakanı, Murat Kurum için oy toplayacağına, işsizlik sorununu çözsün diyorlar. Yargıya güven yüzde 30’un altına düşmüşken Adalet Bakanının İstanbul’da ne işi var diyorlar.

Bizim işimiz gücümüz Esenyurt, Ekrem Başkanın işi gücü İstanbul. Peki işi gücü yoksulluğu ortadan kaldırmak, işsizliğe çare bulmak, adalet getirmek, kadınları korumak, gençlerin umutlarını artırmak olan iktidarın bakanları güya tarafsız kalacaklardı. Güya bürokrat, teknokrat olacaklardı. İşlerine bakacaklardı. Siyaseti siyasetçiler yapacaktı. İçişleri Bakanı seçim güvenliğinden sorumlu olan sensin, polis, jandarma sana bağlı, seçim güvenliği senin için, sen gelmişsin İstanbul’da taraf tutuyorsun, Murat Kurum için oy istiyorsun. Yazıklar olsun böyle adalete. Yazıklar olsun böyle devlet yönetimine.

Geçen seçimi kumpas videolarla kazananlar, bir büyük yalanın arkasına sığınanlar. Efendim, açsın, yoksulsun, işsizsin ama tehlike büyük oyu bana vermelisin, yoksa ezanı susturacaklar, yoksa bayrağı indirecekler, vatanı böldürecekler yalanı ile insanları korkutan, korku ittifakına cevabımızı bir kez daha veriyoruz. Esenyurt, birlik, beraberlik, kardeşlik demektir. Barış demektir. Esenyurt ittifakı ve Türkiye ittifakı hepinizi mahcup edecektir. Buna inanıyor ve güveniyoruz.

“Hep beraber başaracağız”

Bizim birlikteliğimiz birilerini rahatsız etmiş. Bir sürü yalan atıyorlar. Adaylarımızı büyükşehir belediye meclis üyelerimizi karalıyorlar. Ahmet Özer bizim yol arkadaşımız, kardeşimiz. 10 yıldır birlikte siyaset yaptığımız, birlikte iddia koyduğumuz. Birlikte milletvekili adayı olduğumuz Ahmet Özer’i sanki partiden değilmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Hapırsanız da köpürseniz de çıldırsanız da Ahmet Özer Esenyurt’un, CHP’nin evladıdır. Hepimizin başkanıdır. Hep beraber başaracağız. Biz insan ayırmıyoruz. Biz Esenyurt’ta, evet sosyal demokratlardan oy istiyoruz. Oy alıyoruz. Milliyetçi, muhafazakar demokratlardan. Kürt demokratlardan. Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkes’i ile Esenyurt’taki herkesten, benim Esenyurt’taki göçmen akrabalarımdan, Selaniklilerden, Bulgaristan Türklerinden hepsinden oy istiyor ve oy alıyoruz.

Biz hep birlikte Esenyurt’uz, hep birlikte İstanbul’uz, hep birlikte Türkiye’yiz. Şimdi Esenyurt’ta bir büyük vazifeyi yapmaya devam edelim. Bayraklar değil sadece eller kalksın. Meydandaki emekliler bir ellerini kaldırsın. Sallayın şöyle. Bundan 1,5 ay önce ben emeklilerle aramda bir diyalog kurdum. Dedim ki emekliler, evde oturarak, susarak, üzülerek bu süreci götüremezsiniz. Size büyük bir haksızlık yapılıyor. Gelin meydanlara çıkalım. Benim sesime kulak verin. Sesime ses olun. Benimle birlikte olun. Söz veriyorum sizin sesinizi Türkiye’ye duyuracağız dedim. Sağ olun sizler de o günden beri adım adım bütün Türkiye’de bizimle birlikte oldunuz.

Şu gerçeği artık bütün Türkiye öğrendi. AKP, ilk geldiğinde 3 Kasım 2002’de en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Yani hiç ellemese, size hiç dokunmasa, hiç ilişmese bugün 1,5 asgari ücret 26 bin lira maaş alacaktınız. Ama dedi ki ben emekli zammını TÜİK’e göre yapacağım, enflasyona onları ezdirmeyeceğim. TÜİK ne demek, Tayyip’i üzmeyen istatistik kurumu. Tayyip Erdoğan’ı üzmedi ama sizi üzdü. Emeklileri üzdü. Emeklileri perişan etti. O gün 1,5 asgari ücret olan emekli maaşı bugün 0,59. Yani asgari ücretin yüzde 60’ının da altında. O gün en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Bugün en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. Yani her emekli 5,5 çeyrek altın kaybetti, emekli maaşından.

Bir emekli, bir çeyrek altını düşürse, bütün gün onu arar. Öyle değil mi? Şimdi her emekli, bir kez değil. Her ay. Bir çeyrek altın değil 5,5 çeyrek altın kaybetti. Nerede kaybettiniz, bir seçim sandığında. Nerede arayıp bulacağız, yine bir seçim sandığında. 4 gün sonra önümüze gelen seçim sandığında bunun hesabını soracağız. Ayrıca Ramazan mübarek gündeyiz. Allah oruçlarınızı kabul etsin. Bakın, bundan sadece 6 yıl önce, 2018 yılında emekli olan birisi bin lira bayram ikramiyesi alıyordu. Bunu 2015’te Sayın Genel Başkanımız, buradan bir selam yollayalım. Kim söyledi, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu söyledi. Dedi ki ben 2 bayramda birer ikramiye vereceğim. Önce veremezsin dediler, sonra biz de vereceğiz dediler, sonra 3 Ramazan, 3 Kurban, 6 bayram sözleri olduğu halde hakkınızı yediler.

2018’de bir maaş değil bin lira verdiler. O beğenmediğimiz bin lira tam 24 kilo dana kıyma alıyordu. 24 kilo. Bugün Nisan’ın 2’sinde yatacak olan 3 bin liralık emekli ikramiyesi, emekli bayram ikramiyesi 6 kilo dana kıyma zor alıyor. 24 kilo nerede, 6 kilo nerede? Bayram sofranızdan, dolabınızdan, mutfağınızdan, evladınızın, torununuzun kursağından 18 kilo dana kıymayı çalmış durumdalar. Emekliler bunun hesabını sormaya hazır mıyız? Bunun hesabını hep beraber sandıkta soracağız. Esenyurt genç nüfusun yüksek olduğu ve genç işsizliğin çok yüksek olduğu bir kent.

Şimdi Esenyurt’un gençlerine sesleniyorum. Biliyorum, üzgünsünüz, küskünsünüz, 14 ve 28 Mayıs’ta bu yasakçı, baskıcı hükümeti değiştirmek istiyordunuz. Hep birlikte çok istedik ancak başaramadık. Şimdi gençler sakın enseyi karartmayın. Sakın başınızı öne eğmeyin. Sakın umudunuzu kaybetmeyin. Bütün hesapları bu. Gençler umudunu kaybederse, gençler küserse, gençler sandığa gelmezse, gücümüzü koruruz diye hesap yapıyorlar. Sizin umudunuzu bunun için kırmak istiyorlar.

Konserleri yasaklayanlara, festivalleri yasaklayanlara, gençleri barınma sorununu çözmeyenlere, özgürlük yerine gençlere baskı vaat edenlere karşı hep beraber bu ülkeyi savunacağız ve gençlerin umutlarını yeniden yükselteceğiz. Bunun için Esenyurt’taki tüm genç kardeşlerimi 31 Mart günü kendi geleceklerine, Esenyurt’a, İstanbul’a ve Türkiye’ye sahip çıkmaya çağırıyorum. Sandık başına davet ediyorum. Şu kadarını söyleyeyim. Biz Esenyurt’ta, bütün gençler baba evine davet ediyoruz. Biz CHP’yi baba evi olarak görüyoruz. Herkes doğduğunda baba evine doğar. Günü gelir kimi uzakta bir eve taşınır, ırakta oturur, kimi yakında oturur. Kimi büyüğünü arar, kimi küçüğünde razı olur. Günü gelince herkes bilir ki baba evinin çorbası kaynamaktadır, bacası tütmektedir.

Başım sıkışırsa, ihtiyaç duyarsam, orada yerim hazırdır. Partinin Genel Başkanı, bir abiniz, kardeşiniz olarak diyorum ki bu baba evinin kapıları sonuna kadar açıktır, bu baba evi size aittir. Hepimize aittir. Tapusu ne bendedir, ne Kemal Beydedir. Ne Bülent Ecevit’te vardı, ne rahmetli İsmet Paşa’da. Baba evinin tapusu bir kişiye kayıtlıdır. O da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Peki, bu baba evini kurarken, Gazi Paşa’nın yanında kim vardı. Vallahi herkes vardı. Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i oradaydı. Alevi’si, Sünni’si oradaydı. Yan yanaydı. Omuz omuzaydı.”

“Tayyip Erdoğan merak etmesin”

Şimdi bir beka sorunundan bahsediyorlar. Bu memleket bir beka sorunu yaşadı. Yabancılar bilim ve fenle uğraşırken, hurafe ile uğraşanlar, yükselme dönemindeki Fatih Sultan Mehmet’in, 6 dil yabancı dil bilen, mühendisliğe önem veren, İstanbul fetih edilsin diye en iyi top ustalarını dünyanın öbür ucundan getiren, gemileri karadan yürüten anlayış bir yana, son dönemde 200 yıl matbaayı geri bıraktılar. Biz hurafe ile uğraşırken, yabancılar bilim ve fenle uğraştılar.

Gün oldu, en kuvvetli gemilerle geldiler, oysa biz korkudan donanmayı 33 yıl Haliç’te çürütmüştük. O gün bir beka sorunu ortaya çıktı. O beka sorunu ortaya çıktığında birileri işgal donanmasına kırmızı halı sererken, birisi yanındaki yaverine baktı. ‘Korkma çocuk, geldikleri gibi gidecekler.’ Birileri İngiliz zırhlısına binip kaçarken, bizimkisi Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıktı. Oradan Kurtuluş Savaşını başlattı. O Kurtuluş Savaşında Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’si, Sünni’si ile bu ülkeyi tek yumruk yaptı. Biz o gün Çanakkale’de, biz o gün Dumlupınar’da, Sakarya’da hep beraberdik. Tayyip Erdoğan merak etmesin.

Bir gün yeniden beka sorunu olursa, o çağırdı diye havaalanına ciplerle giden, cipten inen, altındaki pahalı ayakkabı, lüks kot pantolon, markalı sweatshirtlerle durup da Tayyip Bey gelince perdelik kumaştan yalandan kefen giyen 7 zibidi beka sorununu çözmez. O gün bir beka sorunu ortaya çıkarsa kot üstüne perdelik kumaştan kefen çekenler değil, dedesi Çanakkale’de koyun koyuna kefensiz yatanlar, Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’si, Sünni’si ile bu memleketi yine birlikte kurtarırlar.

İşte Esenyurt o birlikteliğin kentidir, işte CHP birlikteliğin adayını, Ahmet Özer’i aday gösterdi. Gel Ahmet Başkanım, dosta güven dost olmayana endişe verelim. Esenyurt’un 1 Nisan belediye başkanı, hepimizin belediye başkanı, kardeşliğimizin, birlikteliğimizin simgesi, çalışkan bilim insanı. Ahmet Özer’i sizlere emanet ediyorum. Onu seviyor musunuz, ona güveniyor musunuz, 1 Nisan günü Ahmet Özer’i Esenyurt Belediye Başkanı yapıyor musunuz? Ben de hem ona hem de size güveniyorum.

Diyorum ki Esenyurt’ta Esenyurt ittifakı, İstanbul’da İstanbul ittifakı, bütün Türkiye’de Türkiye ittifakı. Ahmet Özer kazanacak Esenyurt kazanacak. Ekrem İmamoğlu kazanacak İstanbul kazanacak. Türkiye ittifakı kazanacak Türkiye kazanacak. Türkiye ittifakı gücünü milletimizden, halkımızdan, renklerini bayrağımızdan alır. Kırmızı, beyaz. En büyük Türkiye. Kimseyi ayırmadan, herkesi birlikte kucaklayarak, Esenyurt’u saygı ile selamlıyoruz. Ahmet Özer, Ekrem İmamoğlu için en kuvvetli alkışlarınızı duyayım. Hepinizi seviyorum. Ahmet Özer’i Esenyurt’a, Ekrem İmamoğlu’nu Esenyurt’a, Esenyurt’u da Allah’a emanet ediyorum.”

Paylaşın

DEM Parti, Filistin’e Destek İçin Meydanlara İniyor

14 Ocak’ta İstanbul Esenyurt’ta Filistin Mitingi düzenleme kararı alan DEM Parti, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “İsrail’le tüm askeri, ticari, diplomatik, akademik, kültürel ilişkilere son verilsin diyoruz” ifadelerine yer verdi.

Açıklamanın devamında, “Türkiye başta olmak üzere bölge devletlerinin savaşı besleyen, büyüten politikalarına dur diyoruz. Filistin halkının gerçek dostları olan bölge halklarını, savaşların sona ermesi için mazlum halkların yanında olmaya çağırıyoruz. Şimdi Filistin’e ses olmanın zamanıdır” denildi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) 14 Ocak’ta İstanbul Esenyurt’ta Filistin Mitingi düzenleyecek. DEM Parti’den konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Filistin’de katliamlar dursun, işgal son bulsun!

Aylardır tüm dünyanın gözleri önünde Gazze’de soykırım yaşanıyor. İsrail, kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden katliam yapıyor, yerleşim alanlarını yerle bir ediyor.

İsrail’in işgalci savaşı nedeniyle 7 Ekim’den bu yana 23 bini aşkın sivil yaşamını yitirdi. 10 bini çocuk, 7 bini kadın katledildi. 70 bine yakın kişi yaralanırken, hastaneler başta olmak üzere tüm yaşam alanları bombalarla yıkıldı. Hayatta kalan yaklaşık 2 milyon insan, 3,5 aydır abluka ve saldırı altında susuzluk, açlıkla, bulaşıcı hastalık riskiyle yaşıyor, yaralıları tedaviye erişemeden ölüyor, ölüleri gömülemiyor. Mezarlıklar tahrip ediliyor.

Gazze ölüm kentine dönüştüren İsrail, şimdi de Batı Şeria’ya yönelmiş durumda. İsrail savaşı tüm bölgeye yaymaya çalışıyor. Lübnan’ı bombalıyor, Suriye’yi bombalıyor, suikastler gerçekleştiriyor.

Filistin topraklarını işgal ederek kurulan İsrail, daha önce de olduğu gibi yaptığı hiçbir katliam ve savaşın hesabını vermiyor. Bütün anlaşmalara ve insani değerlere gözlerini, kulaklarını kapatmış durumda.

Halkların mozaiği olan Ortadoğu, kapitalist modernitenin, emperyalist güçlerin rekabet sahası olmuş durumda. Uluslararası sermaye güçleri savaş sanayisinden beslenirken, halklara ölüm reva görülüyor, doğa ve halkların tarihi yok ediliyor. Filistin halkı ve toprakları adeta yeryüzünden silinmek isteniyor. Tıpkı Kürt halkına yapılmak istenen gibi! Kürt halkının yaşadığı Kuzey Doğu Suriye’de (Rojava’da), Güney Kürdistan’da da yaşam alanları, hastaneler, tahıl depoları bombalanıyor. Demokrasi ve barış söyleminde yarışan dünya devletleri soykırıma suç ortaklığı yapıyor. Ortadoğu halklarının savaş altında yaşamasına onay veriyor ya da görmezden geliyor.

Türkiye’de ise iki yüzlü politika yine devrede. “Filistin davamız” denilirken, İsrail’le siyasi, ekonomik, ticari, askeri ve kültürel ilişkiler devam ediyor. Türkiye İsrail’le ekonomik ortaklıkta ilk sırada yer alırken, ticaret hacmi 20 yılda yüzde 532 artış gösterdi. En büyük ihracat ise savaş sanayi alanında yapılıyor. Gazze’ye yönelik saldırının başladığı 7 Ekim’den bu yana ticarette herhangi bir yaptırım görülmedi. Aksine İsrail’in ihtiyaç duyduğu temel ham maddelerinin Türkiye’den kalkan gemilerle taşındığı açığa çıktı. İstedikleri kadar mitingler düzenlesinler, istedikleri kadar “din kardeşliği” adıyla Filistin’e destek verdiklerini söylesinler, AKP-MHP iktidarı İsrail’e lojistik desteğini sürdürüyor.

Ortadoğu’da halkların gönüllü birliğiyle adil ve onurlu bir yaşamın barış içinde, özgürlük içinde sağlanması mümkün. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM PARTİ) olarak, Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde halkların katledilmesine dur diyoruz. Kürt halkının, Filistin halkının en temel talebi olan özgürlük ve onurlu barış mücadelesi talebini savunduk savunacağız diyoruz.

İsrail’le tüm askeri, ticari, diplomatik, akademik, kültürel ilişkilere son verilsin diyoruz.

Türkiye başta olmak üzere bölge devletlerinin savaşı besleyen, büyüten politikalarına dur diyoruz. Filistin halkının gerçek dostları olan bölge halklarını, savaşların sona ermesi için mazlum halkların yanında olmaya çağırıyoruz. Şimdi Filistin’e ses olmanın zamanıdır.

Esenyurt’ta 14 Ocak’ta düzenleyeceğimiz “Filistin halkıyla dayanışma” mitingimize tüm halkımızı davet ediyoruz. Ezilen halkları, emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı ortak ses çıkarmaya çağırıyoruz.”

Paylaşın