Türkiye, En Yüksek Enflasyona Sahip 6. Ülke

TÜİK’in açıkladığı nisan ayı enflasyon verilerini değerlendiren Prof. Dr. Hakan Kara, IMF verilerine dayanan bir grafik paylaşarak Türkiye’nin dünyadaki en yüksek 6. enflasyona sahip ülke olduğunu hatırlattı.

Haber Merkezi / Ekonomist İris Cibre ise, Merkez Bankası’nın yıl sonu yüzde 29’luk üst bant beklentisini tutturabilmesi için “Mayıs ayından itibaren aylık enflasyonun 1,63 seviyesine inmesi gerektiğini” vurgulayan Cibre, “Artık sert iniş senaryosunu konuştuğumuzdan, acı bir şekilde mümkün hale geldi” ifadesini kullandı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 37,86, aylık yüzde 3,00 arttı. TÜFE’deki değişim 2025 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 3,00 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 13,36 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 37,86 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 48,73 artış olarak gerçekleşti.

En yüksek ağırlığa sahip 3 ana harcama grubunun yıllık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 36,09 artış, ulaştırmada yüzde 22,76 artış ve konutta yüzde 74,07 artış oldu. İlgili ana grupların yıllık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 9,21, ulaştırmada yüzde 3,84 ve konutta yüzde 9,98 oldu.

Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) açıkladığı Nisan ayı verilerine göre ise, tüketici fiyat endeksi aylık yüzde 4,46, yıllık yüzde 73,88 olarak gerçekleşti. ENAG hesaplamasına göre alt gruplarda en yüksek enflasyon yüzde 9,67 ile haberleşme grubunda gerçekleşti. Bu grubu, yüzde 9,51 ile çeşitli mal ve hizmetler grubu izledi. Lokanta ve oteller grubunda ise enflasyon oranı yüzde 7,68 olarak gerçekleşti.

TÜİK’in açıkladığı verileri değerlendiren Prof. Dr. Hakan Kara, IMF verilerine dayanan bir grafik paylaşarak Türkiye’nin dünyadaki en yüksek 6. enflasyona sahip ülke olduğunu hatırlattı. Kara, “Düşüşe rağmen sıralamamız 90’lı yıllardaki gibi. Gidilecek daha çok yol var” dedi.

Ekonomist İris Cibre, enflasyonun beklentilerin hafif altında gelmesine dikkat çekerek “Muhtemelen kur geçişkenliği etkisi gerçekten düşmüş. Don ve maliyet artışları Mayısa kalmış görünüyor” değerlendirmesinde bulundu. Merkez Bankası’nın yıl sonu yüzde 29’luk üst bant beklentisini tutturabilmesi için “Mayıs ayından itibaren aylık enflasyonun 1,63 seviyesine inmesi gerektiğini” vurgulayan Cibre, “Artık sert iniş senaryosunu konuştuğumuzdan, acı bir şekilde mümkün hale geldi” ifadesini kullandı.

Prof. Dr. Fatih Özatay da benzer bir uyarıda bulundu. “Programın başlamasından bu yana geçen 23 ayda hala aylık enflasyon %3 (Nisan)” diyen Özatay, yüzde 24’lük yıl sonu hedefi için geri kalan aylarda enflasyonun her ay en fazla yüzde 1,1 olması gerektiğini, yüzde 29’luk üst sınır için bile bu rakamın yüzde 1,6’yı geçmemesi gerektiğini belirtti.

Bir diğer dikkat çekici değerlendirme ise Prof. Dr. Şenol Babuşcu’dan geldi. Babuşcu, 2025’in ilk dört ayında TÜİK ve ENAG verileri arasındaki farkın yüzde 8,07’ye çıktığını ortaya koydu. TÜİK’e göre dört aylık kümülatif enflasyon yüzde 13,36 iken, İstanbul Ticaret Odası (İTO) verisi yüzde 16,24, ENAG verisi ise yüzde 21,43 olarak ölçüldü. Yıllık bazda ise TÜİK yüzde 37,86, İTO yüzde 47,21, ENAG ise yüzde 73,88 oranında enflasyon açıkladı. Babuşcu, “ENAG ile TÜİK arasındaki fark yıllıkta neredeyse iki kata yakın” dedi.

Paylaşın

Şimşek’ten “Enflasyon” Yorumu: Düşmesini Bekliyoruz

Enflasyon verilerini değerlendiren Mehmet Şimşek, “Yıllık enflasyon aşağı yönlü seyrediyor. Son dönemde yaşanan iç ve dış şoklara rağmen bu düşüşün devam etmesi olumlu. Bundan sonraki süreçte de enflasyonun düşmeye devam etmesini bekliyoruz” dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 37,86, aylık yüzde 3,00 arttı.

TÜFE’deki değişim 2025 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 3,00 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 13,36 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 37,86 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 48,73 artış olarak gerçekleşti.

En yüksek ağırlığa sahip 3 ana harcama grubunun yıllık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 36,09 artış, ulaştırmada yüzde 22,76 artış ve konutta yüzde 74,07 artış oldu. İlgili ana grupların yıllık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 9,21, ulaştırmada yüzde 3,84 ve konutta yüzde 9,98 oldu.

Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) açıkladığı Nisan ayı verilerine göre ise, tüketici fiyat endeksi aylık yüzde 4,46, yıllık yüzde 73,88 olarak gerçekleşti.

ENAG hesaplamasına göre alt gruplarda en yüksek enflasyon yüzde 9,67 ile haberleşme grubunda gerçekleşti. Bu grubu, yüzde 9,51 ile çeşitli mal ve hizmetler grubu izledi. Lokanta ve oteller grubunda ise enflasyon oranı yüzde 7,68 olarak gerçekleşti.

“Enflasyonu yüksek tutan ana unsur hizmet enflasyonudur”

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarına ilişkin TGRT Haber’e açıklamalarda bulundu. Şimşek’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Hayat pahalılığıyla mücadele en önemli gündemimiz. Amacımız, enflasyonu planlı bir şekilde aşağı çekmek. Bu programa başlarken bir yıllık bir plan öngörmüştük. Buna para politikasının yeniden inşası da dahildi. Yıllık enflasyon aşağı yönlü seyrediyor. Son dönemde yaşanan iç ve dış şoklara rağmen bu düşüşün devam etmesi olumlu. Bundan sonraki süreçte de enflasyonun düşmeye devam etmesini bekliyoruz.

Bunun ilk nedeni, para politikasının gecikmeli etkisinin artık net bir şekilde görülmeye başlamasıdır. Bu yıl, hem maliye politikası hem gelirler politikası daha gerçekçi bir çerçeveye oturacak. Arz yönlü gelişmelerimiz de sürüyor. Sadece para ve maliye politikalarıyla değil, aynı zamanda arz yönlü dezenflasyonist çabalarla da süreci destekliyoruz.

Geçen yıl enflasyon yaklaşık yüzde 44’e geriledi. Bu yılki hedefimiz ise “yirmili rakamlar.” Tahmin aralığımız yüzde 19 ile 29 arasında. Bu hedefe ulaşacağımıza inanıyoruz. Şu anda yıllık enflasyon yaklaşık yüzde 37,9 civarında. Temel mallarda enflasyon ciddi şekilde düştü. Gıda enflasyonu yüzde 36 civarında. Mal enflasyonuna baktığımızda yüzde 31 seviyelerine inmiş durumdayız.

Özellikle kira ve eğitim kalemleri bu alanı yukarı çekiyor. Bu yıl, hizmet enflasyonu yüzde 90’ın altında seyrediyor. Temmuz ayından sonra bir normalleşme bekliyoruz. Yıl sonunda yıllık enflasyonun yüzde 30’un altına ineceğini öngörüyoruz.

Para politikası sıkı, gelirler politikası arz yönlü destek veriyor. 2023’e kıyasla bu yıl sonunda konut arzında ciddi bir artış bekliyoruz. Deprem konutları, yerinde dönüşüm ve kentsel dönüşüm için önemli kaynakları devreye aldık.

Yönetilen fiyatlarda da Merkez Bankası’nın orijinal hedeflerine sadık kalıyoruz. Birçok alanda hedefin altında fiyat belirledik. Bu kalemlerde de enflasyonun düşeceğini öngörüyoruz. İçeride ve dışarıda yaşanan son şoklara rağmen enflasyon programını önceliklendirdik. Çünkü en önemli meselemiz, hayat pahalılığıyla mücadeledir. Bu konuda kararlıyız. İlk yıl bir geçiş süreciydi, bu yıl sonuç almaya başladık. Önümüzdeki yıl daha güçlü sonuçlar bekliyoruz.

Yapıcı eleştiriler bizim için çok değerli. Ancak toplumda ciddi bir kutuplaşma var ve değerlendirmeler bazen siyasi bakış açısıyla yapılıyor. Bu çerçevede söyleyecek çok bir şey yok. Programın hedefi enflasyonu düşürmekti ve bu gerçekleşmeye başladı. Gerçek hayatta mucize yok. Kararlı ve sürekli sonuç üreten bir programın uygulanması gerekiyor. Sonuç geliyor mu? Evet, enflasyon düşüş eğiliminde.

İkinci hedefimiz cari açığı sürdürülebilir bir patikaya çekmekti, bunu başardık. Dış kaynağa erişim konusunda da olumlu gelişmeler yaşandı. Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış hedefimiz vardı, bu stokta da azalma var. Tüm bu alanlarda ilerleme var ve sonuç alınıyor. Elbette arzu ettiğimiz hızda mı ilerliyoruz, bu tartışılır. Yapıcı eleştirileri dikkate alıyor, yol gösterici olarak değerlendiriyoruz. Ancak kötümserlik pompalayan çevrelere söyleyecek bir şeyimiz yok.

Biz, enflasyonun Merkez Bankası’nın tahmin aralığında kalacağına inanıyoruz. Bu değerlendirmeler, son gelişmeler dikkate alınarak yapılıyor. Elbette enflasyonu yukarı çeken faktörler de var, ancak genel eğilim aşağı yönlü.

Beklentilerde sınırlı bir kötüleşme var. Bu önemli bir konu. Beklentiler enflasyonu belirleyici. İkincisi, lirada sınırlı da olsa değer kaybı var. Özellikle 19 Mart sonrası süreçte. Bu iki faktör, enflasyonu yukarı iten faktörler. Aşağı çeken faktörler de var, az önce bahsettiğim sıkı finansal koşullar ve bunun iç talebi sınırlamasından bahsettik.

Ama bir faktör de var ki, petrol fiyatları. Petrol fiyatları 60 dolar civarında. Bizim orta vadeli programda varsaydığımız petrol fiyatı 84 dolar civarı. Burada petrol fiyatında önemli ve yeni bir düşüş var. Daha güçlü şekilde yansıyacak. Bu petrol fiyatları bu seviyede devam ederse, enflasyonu en az 1,2 puan aşağı çeker. Beklentilerde 1 puan civarı kötüleşme var. Bu çerçevede ikisi birbirini telafi edecek.

Çıktı açıları bu anlamda enflasyonu destekleyici patikaya girmiş olacak. Geçtiğimiz iki yılda bunu yaşadık. Firmaların keyfi fiyat artışlarını da gördük. Bu fiyat artışlarını bu dönemde yapamayacaklar. Çünkü talep güçlüyken bunu yapmak kolay, ama bugünkü koşullarda yaparsanız, talep sınırlı olduğu için firmaların fiyatlama gücü eskisi gibi olmayacak. Bu yaşadığımız iki şoka rağmen bu sene enflasyonun Merkez Bankası beklentileri arasında kalacağına inanıyoruz.

19 Mart günü dahil olmak üzere ilk 3 gün çok ciddi çıkış oldu ülkeden, ama bir sonraki pazartesi durulmuştu. Hatta girişler başlamıştı. Fakat daha sonra ABD merkezli ticaret savaşları üzerinden küresel belirsizlik ortaya çıkması, riskli alanlardan kaçışı tetikledi. Herkes nakite dönmeye çalıştı, dünya için konuşuyorum. Bu da Türkiye’yi etkiledi. Hem iç hem de dış faktörler bu durumu etkiledi. Eğer bizim program başarılı olmasaydı, Türkiye bu iki şoku böyle sınırlı şekilde atlatabilir miydi?

İki yıldır bunu bir koro halinde ifade eden kesim var. Madem böyle, bu iki büyük şoku üst üste nasıl atlatabildik? Programa etkisi oldukça sınırlı olduğu görüldü. Bu gelişmelerin tabii ki etkisi olacak, ama biz kararlı bir şekilde programı uygulamaya devam edeceğiz.

Tam aksine, programı korumak için bu tedbirler alınıyor. Merkez Bankası’nın yaptığı şey, enflasyon tahmin aralığında tutmak için bu adımlar atılıyor. Hayat pahalılığı ile mücadele için kararlıyız. Bütçede daha iyi bir performans görmek isterim. Hükümetimizin en büyük önceliklerinden biri deprem yaralarını sarmaktır. Bu sene bütçede milli gelirde bir artış olacak. Harcama kesintileri üzerinde çalışıyoruz. Tasarruf paketi uyguluyoruz. Mevcut kaynakların daha üretken alanlara nasıl aktarılacağını masaya yatırmış durumdayız. Özellikle cari harcamalarda, acaba daha verimli alanlara nasıl kaynak aktarırız, bunu çalışıyoruz.

Gelir ayağı bizim kontrolümüzde değil, önemli ölçüde tüketime bağlı. İthalat etkili, tüketim etkili. Bizim için önemli olan harcamaların kontrol altına alınması. Dezenflasyon açısından önemli olan harcamaların aşağı yönlü tutulması.

Cari açık son gelişmelerle birlikte cari açıkta artışı sınırlayacak. Dış talep yavaşlaması ihracatı etkileyecek ama iç talepteki yavaşlama ithalatı etkileyecek. Petrol fiyatındaki düşüş, cari açığı büyük oranda aşağı çekecek. Birincisi, cari açık Şubat itibarıyla 12,8 milyar dolar. Milli gelirin yüzde 1’i civarında, son derece makul bir rakam.

Altın hariç, Mayıs 2023’te cari açığımız vardı. Şubat’ta altın hariç cari açığımız yok. Altın hariç cari fazlamız var. Bu da resmi altın. Mücevher adı altında altın ithalatı yapıldığını da biliyoruz.

Bütçe açığını yüzde 3’lere çekmeyi hedefliyoruz. Program olmasa, neden bizim kredi notumuzu arttırsınlar? Geçen yıl dünyada kredi notu iki kez artan tek ülke Türkiye’ydi. Aldığımız tedbirler sayesinde, normal şartlar altında bir ülke bu türden şoklar yaşasa kredi notu olumsuz gelişirdi. Şu anda bu olasılığın düşük olduğu kanısındayım. Merkez Bankası’nın doğru adımları ve kurduğumuz iletişim, bu programın en üst düzeyde Cumhurbaşkanımız tarafından sahiplenilmesi çok önemli.

Türkiye, gri listede değil, bu program sayesinde. KKM de 20 milyar doların altına düştü. Bu yılın ortalarında bu koşullu yükümlülüğü bitireceğiz. Önceliklendirdiğimiz kesimler var. Üretim, en kritik bileşen. Cumhurbaşkanımız yatırım, istihdam, üretim diyor. Bu zincirin belli halkaları var. Çiftçilerimiz için 2025 bütçesinden destek için 706 milyar liralık milli gelirin yüzde 1,15’i kadar tarım desteği veriyoruz.

Hazine, faiz ne olursa olsun, faizin yüzde 70’ini ödüyor. Çiftçinin ödediği faizin yüzde 70’ini hazine ödüyor. Geçen yıl Mart itibarıyla kredilerden yararlanan çiftçi sayımız 1,2 milyon. Esnafımızın kullandığı kredilerin faizinin yüzde 50’sini hazine ödüyor. Bundan yararlanan esnaf sayısı ise 2024’te 800 bin esnaftı. Bu krediler hazine destekli. Kullanılan faizin yarısı ne olursa olsun, yarısını hazine ödüyor.”

Paylaşın

Enflasyon, ENAG’a Göre Yüzde 73,88, TÜİK’e Göre Yüzde 37,86

Nisan ayında, yıllık enflasyon ENAG’a göre yüzde 73,88, TÜİK’e göre ise yüzde 37,86 oldu. Merkez Bankası’nın (TCMB) yıl sonu enflasyon tahmin ise yüzde 24 bandında.

Haber Merkezi / Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) nisan ayı enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre, enflasyon nisan ayında yüzde 4,46 arttı. Yıllık enflasyon oranı ise yüzde 73,88 olarak hesaplandı.

Alt gruplar bazında en yüksek aylık enflasyon artışı yüzde 9,67 ile “haberleşme” grubunda yaşanırken, onu yüzde 9,51 ile “çeşitli mal ve hizmetler”, yüzde 7,68 ile “lokanta ve oteller” izledi. Diğer dikkat çeken gruplar arasında, “eğlence ve kültür” yüzde 5,66, “konut” yüzde 7,23, “gıda ve alkolsüz içecekler” yüzde 7,12 oranında artış gösterdi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 Mart ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerini açıkladı. Buna göre, enflasyon nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 3,00, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 13,36, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 37,86 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 48,73 arttı.

En yüksek ağırlığa sahip 3 ana harcama grubunun yıllık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 36,09, ulaştırmada yüzde 22,76 ve konutta yüzde 74,07 artış oldu. İlgili ana grupların yıllık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 9,21, ulaştırmada yüzde 3,84 ve konutta yüzde 9,98 oldu.

En yüksek ağırlığa sahip 3 ana harcama grubunun aylık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 2,01, ulaştırmada yüzde 3,80 ve konutta yüzde 4,66 artış oldu. İlgili ana grupların aylık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 0,51, ulaştırmada yüzde 0,57 ve konutta yüzde 0,74 oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan nisan ayı itibarıyla, 18 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 121 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 3,10 artış, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 12,71, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 36,81 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 47,82 arttı.

Paylaşın

İTO Duyurdu: İstanbul’un Enflasyonu Yüzde 47,21

İTO’nun açıkladığı verilere göre; İstanbul’da perakende fiyatları, nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 3,21, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,21 yükseldi. 

Haber Merkezi / İstanbul’da nisan ayı fiyat indeksinin belirlenmesinde; giyim harcamaları grubunda mevsimsel değişime bağlı olarak, konut harcamaları grubunda bazı ürünlerde kamu kaynaklı olarak, haberleşme, lokanta ve oteller, çeşitli mal ve hizmetler gruplarında yer alan bazı ürün ve hizmetlerde ise piyasa koşulları bağlı olarak ve gıda harcamaları grubunda yer alan ürünlerde mevsimsel değişimlere bağlı olarak izlenen fiyat değişimleri etkili oldu.

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2025 Nisan Ücretliler Geçinme İndeksi ve Toptan Eşya Fiyatları İndeksi verilerini açıkladı. Açıklamada şöyle denildi:

“2025 Nisan ayında İstanbul’da perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İTO İstanbul Tüketici Fiyat İndeksi aylık artışı yüzde 3,21 olarak gerçekleşti. 2024 Nisan ayına göre 2025 Nisan ayında İstanbul’da yaşanan fiyat değişimlerini gösteren bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı İTO İstanbul Tüketici Fiyat İndeksinde yüzde 47,21 olarak gerçekleşti.

2025 Nisan ayında İstanbul Tüketici Fiyat İndeksinde; bir önceki aya göre giyim ve ayakkabı harcamaları grubunda yüzde 13,59, konut harcamaları grubunda yüzde 6,66, haberleşme harcamaları grubunda yüzde 5,22, ulaştırma harcamaları grubunda yüzde 3,93, ev eşyası harcamaları grubunda yüzde 3,74, lokanta ve oteller harcama grubunda yüzde 3,15, çeşitli mal ve hizmetler harcama grubunda yüzde 3,12, alkollü içecekler ve tütün harcamaları grubunda yüzde 2,29, sağlık harcamaları grubunda yüzde 2,13, eğlence ve kültür harcamaları grubunda yüzde 2,03, gıda ve alkolsüz içecekler harcama grubunda yüzde 1,57 artış izlenirken eğitim harcamaları grubunda değişim izlendi.

İstanbul’da 2025 Nisan ayı fiyat indeksinin belirlenmesinde; Giyim harcamaları grubunda mevsimsel değişime bağlı olarak, konut harcamaları grubunda bazı ürünlerde kamu kaynaklı olarak, haberleşme, lokanta ve oteller, çeşitli mal ve hizmetler gruplarında yer alan bazı ürün ve hizmetlerde ise piyasa koşulları bağlı olarak ve gıda harcamaları grubunda yer alan ürünlerde mevsimsel değişimlere bağlı olarak izlenen fiyat değişimleri etkili oldu. 2025 Nisan ayında en yüksek grup artışı giyim ve ayakkabı harcamaları grubunda (Yüzde 13,59) izlendi.”

Paylaşın

Tarımda Üretici Enflasyonu Yüzde 31,54

Tarımda üretici enflasyonu mart ayında bir önceki aya göre yüzde 6,91, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 12,81, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 31,54 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 40,17 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) Mart 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; Tarımda üretici enflasyonu mart ayında bir önceki aya göre yüzde 6,91, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 12,81, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 31,54 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 40,17 arttı.

Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 7,36, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 2,36 artarken, balık ve diğer balıkçılık ürünleri; su ürünleri; balıkçılık için destekleyici hizmetlerde yüzde 2,27 azaldı.

Ana gruplarda bir önceki aya göre, tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) bitkisel ürünlerde yüzde 9,61, çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerde yüzde 11,30 ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 3,07 arttı.

Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 171,38 ile turunçgiller, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 29,64 ile diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyveler oldu.

Paylaşın

OECD’den Türkiye İçin Yıl Sonu Enflasyon Tahmini: Yüzde 31,4

Merkezi Paris’te bulunan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Türkiye için yıl sonu enflasyon tahminini yukarı yönlü revize ederek yüzde 31,4’e yükseltti.

OECD, Türkiye ekonomisinin 2025 yılında yüzde 3,1 büyüyeceği daha önceki öngörüsünü sabit tuttu.

Merkezi Paris’te bulunan Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), “Türkiye İnceleme Raporu” başlıklı raporu yayımlandı. OECD raporunda, Türkiye’nin 2025 yılı ekonomik büyüme ve enflasyon tahminlerini revize etti.

Raporda, Türkiye ekonomisinin 2025 yılında yüzde 3,1 büyümesi beklenirken, enflasyonun yüzde 31,4 seviyesinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor.

OECD, Türkiye ekonomisinin 2026’da yüzde 3,9 büyüyeceğini, enflasyonun ise 2026 yılında yüzde 17,3 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyor.

“Enflasyonla mücadelede kararlıyız”

Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’da düzenlenen OECD (Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü) Yükselen Pazarlar Forumu’nda konuştu.

Şimşek, Türkiye’nin üretim kapasitesini artırmaya ve enflasyonla mücadelede kalıcı başarı sağlamaya yönelik politikalarının merkezine reformları koyduklarını vurguladı. Şimşek, makroekonomik istikrarın ancak güçlü ve kararlı reform adımlarıyla sağlanabileceğini ifade etti.

Bakan Şimşek, konuşmasında ekonomik büyümeyi sürdürülebilir kılmak adına verimlilik odaklı ve üretimi teşvik edici bir dönüşüme ihtiyaç olduğunu belirterek, “Bazı reformları hayata geçirmek artık ertelenemez bir zorunluluk haline geldi. Üretim kapasitesini artırmadan, sağlıklı ve dengeli bir büyüme sürecinden bahsetmek mümkün değil” dedi.

Paylaşın

Türkiye, OECD Ülkeleri Arasında Enflasyonda Zirvede

Şubat ayını 39,05 enflasyonla kapatan Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) üye ülkeler arasında en yüksek enflasyon oranına sahip ülke olmaya devam etti.

Haber Merkezi / OECD’yi, dünya ekonomisinin yönetimine alt yapı oluşturan, küresel bağlamda önem kazanmakta olan konuları analitik düzeyde inceleyen temel ve öncü kuruluşlardan biri olarak nitelemek mümkündür. OECD esas itibariyle, ekonomik konularda uzmanlaşmış hükümetlerarası bir istişare kuruluşu görünümündedir

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Türkiye’nin enflasyon verilerine ilişkin yeni bir değerlendirme yayımladı. Açıklamada, Türkiye’nin yüksek enflasyon oranıyla OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer aldığı belirtilirken, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı resmi enflasyon rakamlarına yönelik tartışmaların sürdüğü vurgulandı.

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, 2025 Şubat ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 39,05, aylık enflasyon ise yüzde 2,27 olarak gerçekleşti. Sektörel bazda en yüksek fiyat artışı yüzde 94,90 ile eğitim alanında görülürken, onu yüzde 70,81’lik oranla konut harcamaları ve yüzde 45,90 ile lokanta ve oteller takip etti. Gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki yıllık fiyat artışı ise yüzde 35,11 seviyesinde gerçekleşti.

DİSK-AR tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’de uzun süredir devam eden yüksek enflasyonun özellikle düşük ve sabit gelirli kesimler üzerindeki yıkıcı etkisine dikkat çekildi. Açıklamada, “Büyük ölçüde baz etkisi nedeniyle enflasyonun artış hızı yavaşlamış olsa da fiyatlar artmaya devam ediyor. Enflasyonun artış hızındaki düşüş, fiyatların düştüğü anlamına gelmiyor. Aksine, farklı toplumsal kesimler enflasyonu farklı şekillerde hissediyor. Yüksek enflasyon, dar gelirli vatandaşların alım gücünü çok daha fazla düşürüyor ve gelir dağılımındaki adaletsizliği derinleştiriyor” ifadelerine yer verildi.

DİSK-AR, TÜİK’in Haziran 2022 itibarıyla madde fiyat listesini açıklamayı bırakmasıyla enflasyon verilerinin daha da tartışmalı hale geldiğini vurguladı. Kurumun değerlendirmesinde şu ifadeler kullanıldı: “TÜİK’in açıkladığı enflasyon verileri, halkın hissettiği gerçek enflasyonu tam olarak yansıtmıyor. Ancak resmi verilere göre bile Türkiye’de enflasyon seviyesi oldukça yüksek. Ülkemiz, enflasyon oranları açısından dünyada en kötü birkaç ülke arasında yer alırken, OECD ülkeleri içinde en yüksek enflasyona sahip ülke konumunu uzun süredir koruyor.”

Enflasyon: TÜİK yüzde 39, ENAG yüzde 79

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Şubat ayı enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre Şubat’ta tüketici fiyat endeksi (TÜFE) önceki aya göre yüzde 2,27 artarken, yıllık bazda artış yüzde 39,05 oldu. TÜFE’de böylece 20 ay sonra ilk kez yüzde 40 seviyesinin altı görüldü. Piyasa beklentisi aylık enflasyonun yüzde 3 seviyesinde gerçekleşeceği yönündeydi.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış yüzde 20,84 ile giyim ve ayakkabıda kaydedildi. Buna karşılık en yüksek artış ise yüzde 94,90 ile eğitim grubunda hesaplandı. Aylık bazda bakıldığında ise giyim ve ayakkabıda yüzde 5,06 aşağı yönlü fiyat hareketi görüldü. Eğitim aylık bazda da yüzde 9,92 yükselişle yukarı yönlü hareketin en fazla olduğu grup oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yıl sonunda enflasyonun yüzde 24’e gerileyeceğini öngörüyor. Hükümetin Orta Vadeli Programında ise yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 17,5 olarak belirlenmişti.

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verisine göre ise TÜFE’de aylık değişim yüzde 3,37 yukarı yönlü oldu. Yıllık enflasyon yüzde 79,51 olarak hesaplandı. ENAG’a göre aylık bazda en yüksek fiyat artışı yüzde 6,77 ile haberleşme kategorisinde görüldü, onu yüzde 5,38 ile gıda ve alkolsüz içecekler izledi. Sağlık grubunda ise önceki aya göre fiyat değişimi kaydedilmedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabı üzerinden, TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerini değerlendirdi. Mehmet Şimşek, şu ifadeleri kullandı: “Dokuz aydır gerileyen yıllık enflasyon şubatta yüzde 39,1 gerçekleşti. Temel mallarda yıllık enflasyon geçen yılın aynı ayına göre 32 puan düşüşle yüzde 21,7, hizmet enflasyonu ise 35 puan düşüşle yüzde 59,8 oldu.

Dezenflasyon sürecini destekleyen maliye ve gelirler politikaları ile beklentilerdeki iyileşme sayesinde enflasyondaki istikrarlı düşüşün devam etmesini bekliyoruz. Vatandaşlarımızın alım gücünü ve gelir dağılımını kalıcı olarak iyileştirecek olan fiyat istikrarına ulaşmak için politikalarımızı kararlılıkla uygulayacağız.”

Paylaşın

Şimşek’ten Enflasyon Açıklaması: Düşüşün Devam Etmesini Bekliyoruz

Mehmet Şimşek, TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerine ilişkin, “Dezenflasyon sürecini destekleyen maliye ve gelirler politikaları ile beklentilerdeki iyileşme sayesinde enflasyondaki istikrarlı düşüşün devam etmesini bekliyoruz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Vatandaşlarımızın alım gücünü ve gelir dağılımını kalıcı olarak iyileştirecek olan fiyat istikrarına ulaşmak için politikalarımızı kararlılıkla uygulayacağız.”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabı üzerinden, TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerini değerlendirdi. Mehmet Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“Dokuz aydır gerileyen yıllık enflasyon şubatta yüzde 39,1 gerçekleşti. Temel mallarda yıllık enflasyon geçen yılın aynı ayına göre 32 puan düşüşle yüzde 21,7, hizmet enflasyonu ise 35 puan düşüşle yüzde 59,8 oldu.

Dezenflasyon sürecini destekleyen maliye ve gelirler politikaları ile beklentilerdeki iyileşme sayesinde enflasyondaki istikrarlı düşüşün devam etmesini bekliyoruz. Vatandaşlarımızın alım gücünü ve gelir dağılımını kalıcı olarak iyileştirecek olan fiyat istikrarına ulaşmak için politikalarımızı kararlılıkla uygulayacağız.”

Enflasyon: TÜİK yüzde 39, ENAG yüzde 79

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Şubat ayı enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre Şubat’ta tüketici fiyat endeksi (TÜFE) önceki aya göre yüzde 2,27 artarken, yıllık bazda artış yüzde 39,05 oldu. TÜFE’de böylece 20 ay sonra ilk kez yüzde 40 seviyesinin altı görüldü.

Piyasa beklentisi aylık enflasyonun yüzde 3 seviyesinde gerçekleşeceği yönündeydi.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış yüzde 20,84 ile giyim ve ayakkabıda kaydedildi. Buna karşılık en yüksek artış ise yüzde 94,90 ile eğitim grubunda hesaplandı.

Aylık bazda bakıldığında ise giyim ve ayakkabıda yüzde 5,06 aşağı yönlü fiyat hareketi görüldü. Eğitim aylık bazda da yüzde 9,92 yükselişle yukarı yönlü hareketin en fazla olduğu grup oldu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yıl sonunda enflasyonun yüzde 24’e gerileyeceğini öngörüyor. Hükümetin Orta Vadeli Programında ise yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 17,5 olarak belirlenmişti.

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verisine göre ise TÜFE’de aylık değişim yüzde 3,37 yukarı yönlü oldu. Yıllık enflasyon yüzde 79,51 olarak hesaplandı.

ENAG’a göre aylık bazda en yüksek fiyat artışı yüzde 6,77 ile haberleşme kategorisinde görüldü, onu yüzde 5,38 ile gıda ve alkolsüz içecekler izledi. Sağlık grubunda ise önceki aya göre fiyat değişimi kaydedilmedi.

Paylaşın

Türkiye, Enflasyonun En Yüksek Olduğu Beşinci Ülke

Dünya genelinde enflasyonun en yüksek olduğu 5’inci ülke Türkiye. TÜİK’in açıkladığı yüzde 42,1’lik enflasyon rakamı kabul edilirse ,Türkiye’yi 36,5 ile Burundi, 34,8 ile Nijerya ve 34,5 ile İran takip ediyor.

Haber Merkezi / TÜİK’e göre 2003’ten bu yana ortalama fiyatlar 24 kat, gıda fiyatlarıysa 35 kat arttı!

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, “Bu Ramazan mutfakta yangın var: İslam ülkelerinde gıda fiyatları en fazla Türkiye’de arttı!” başlıklı sosyal medya paylaşımı ile Türkiye’deki yüksek enflasyon ve gıda fiyatlarındaki artışa dikkat çekti.

Buğra Gökce, paylaşımında şu bilgilere yer verdi: “Dünyada enflasyonun en yüksek olduğu 5’inci ülke Türkiye. TÜİK’in açıkladığı yüzde 42,1’lik enflasyon rakamı kabul edilirse Türkiye’yi 36,5 ile Burundi, 34,8 ile Nijerya ve 34,5 ile İran takip ediyor. Savaş halindeki Rusya’da enflasyon yüzde 9,2 iken Ukrayna’da sadece yüzde 12.

Türkiye’deki gıda enflasyonu ise ağır saldırı altındaki Filistin’den bile daha yüksek. İsrail’in başlattığı saldırılar nedeniyle Filistin’de gıda enflasyonu 2024 yılı Kasım ayında yıllık bazda yüzde 121’e çıkarken, 2025 yılı Ocak ayında yıllık gıda enflasyon yüzde 21,86’ya düştü. Aynı dönemde Türkiye’de gıda enflasyonu yıllık bazda yüzde 41,76 olarak gerçekleşti.

İran’da yıllık gıda enflasyonu yüzde 27,3 olurken, Mısır’da yüzde 20,8, Suudi Arabistan’da ise sadece yüzde 0,8 olarak gerçekleşti. Yani bu Ramazan gıda fiyatları açısından en çok yoksullaşanlar bizim halkımız oldu.

TÜİK’e göre 2003’ten bu yana ortalama fiyatlar 24 kat, gıda fiyatlarıysa 35 kat arttı!

Gıda fiyatlarındaki artış dar gelirlileri ve çalışanları daha fazla etkiliyor. En düşük yüzde 20’lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 6,3’ünü alırken, bu grubun harcamaları içinde gıdanın payı yüzde 36,6. En yüksek yüzde 20’lik gelir grubu toplam gelirin yüzde 48,1’ini elde ederken harcamaları içindeki gıdanın payı sadece yüzde 14,5’.

Yani emekliler, çalışanlar, dar gelirliler gıda harcaması yaptıktan sonra başka harcama kalemlerine daha az oranda para ayırabiliyor, varsıl olanlarınsa bütçesinde gıda harcamaları önemli bir yer tutmuyor.

Yüksek enflasyon ve gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle bu Ramazan’da vatandaşın mutfağında yangın var. İftar sofraları geçen yıllara göre küçülüyor, halkımız Ramazan ayını bile endişe içerisinde yaşıyor.”

Paylaşın

2025 Yılsonu “Enflasyon” Hedefi Hayal Mi?

TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerini değerlendiren Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Yıl sonu hedefi olarak belirlenen yüzde 21’e, hatta üst bant olarak belirlenen yüzde 26 seviyesine gelineceğine dair umut vermiyor” diyor ve ekliyor:

“Çünkü enflasyon dinamikleri aynen devam ediyor. Mal fiyatları ile hizmet fiyatları arasında hala 29 puanlık bir fark var. Servis ücretlerinden eğitim ücretlerine, kiralardan yeme-içme sektörüne kadar hizmetlerde enflasyon artışı yıllık yüzde 62,9, aylık bazda yüzde 10,3 düzeyinde çok yüksek seyrediyor.”

Prof. Dr. Ege Yazgan da, yıl sonunda enflasyon hedefine ulaşılıp ulaşılmayacağı konusunda tahminde bulunmak için erken olduğunu kaydederek, “Ama moral bozucu olan, hizmet enflasyonunun ocak ayında yüzde 10’u aşması diyebiliriz. Çünkü demek ki, bu alanda katılık devam ediyor” diyor.

Ege Yazgan, yıl sonunda enflasyonun yüzde 21’e indirilmesinden çok, yüzde 30’un altına düşürülmesinin daha kritik olduğunu ifade ediyor.

Türkiye’de aylık enflasyon, yılın ilk ayında beklentileri aşarak son 11 ayın en yüksek seviyesine çıktı. Yıllık enflasyon ise baz etkisiyle son 1,5 yılın en düşük seviyesine geriledi. Ekonomi yönetiminin yıl sonunda yüzde 21’lik enflasyon hedefine ulaşması için, bundan sonraki 11 ayda aylık enflasyon artışının ortalama yüzde 1,5 seviyelerinde gerçekleşmesi gerekiyor.

Başta hizmet fiyatları olmak üzere enflasyonun ateşinin beklendiği ölçüde düşmediğine işaret eden uzmanlar, Merkez Bankası ve hükümetin yüzde 21’lik yıl sonu enflasyon hedefinden giderek uzaklaştığı görüşünde.

Ocak ayı içerisinde pek çok mal ve hizmet grubuna yeni yıl zamları yapılırken, asgari ücret zammının da devreye girmesiyle aylık enflasyon yükselişe geçti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, aylık enflasyon ocak ayında yüzde 5,03 oldu.

Piyasa beklentisi enflasyonun yılın ilk ayında yüzde 4,5 civarında gerçekleşmesiydi. Son 12 ayı kapsayan yıllık enflasyon ise yüzde 42,12 olarak kayıtlara geçti. Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) ise, aylık bazda yüzde 3,06 ve yıllık bazda yüzde 27,20 oldu.

Sağlık harcamaları, aylık bazda en hızlı fiyat artışı yaşanan grup oldu. Sağlıkta ocak ayına fiyat artışı yüzde 23,57 olurken, sağlığı yüzde 7,66 ile çeşitli mal ve hizmetler ve yüzde 7,63 ile eğitim izledi. Giyim ve ayakkabı grubunda ise fiyatlar aylık olarak yüzde 5,17 geriledi.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan ocak ayı itibarıyla, 13 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 126 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

Mal enflasyonunda tablo böyleyken, ekonomide bir türlü ateşi düşürülemeyen hizmet sektöründeki fiyat artışı ise aylık yüzde 10,3 ile yüksek bir orana ulaştı. Hizmet enflasyonunda kira tarafında yüzde 8,66’lık artış görülürken, diğer hizmetlerde yüzde 16,72’lik artış gerçekleşti.

Hayri Kozanoğlu: Yıl sonu hedefi umut vermiyor

Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, DW Türkçe’den Aram Ekin Duran‘a yaptığı açıklamada, 2024 ocak ayında ölçülen yüzde 6,7’lik enflasyon devreden çıkınca, yıllık enflasyonda hafif bir düşüş gözlendiğine işaret ediyor.

Şubat ayı enflasyonu ile birlikte yıllık enflasyonun yüzde 40 sınırına geleceğini ifade eden Prof. Kozanoğlu, şu görüşleri dile getiriyor:

“Ama bu oran bile, yıl sonu hedefi olarak belirlenen yüzde 21’e, hatta üst bant olarak belirlenen yüzde 26 seviyesine gelineceğine dair umut vermiyor. Çünkü enflasyon dinamikleri aynen devam ediyor. Mal fiyatları ile hizmet fiyatları arasında hala 29 puanlık bir fark var. Servis ücretlerinden eğitim ücretlerine, kiralardan yeme-içme sektörüne kadar hizmetlerde enflasyon artışı yıllık yüzde 62,9, aylık bazda yüzde 10,3 düzeyinde çok yüksek seyrediyor.”

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son verilerine göre, 2025 yılı ocak ayında 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri piyasa katılımcıları için 1,7 puan azalarak yüzde 25,4 seviyesine, reel sektör için 3,8 puan azalarak yüzde 43,8 seviyesine, hane halkı için ise 4,3 puan azalarak yüzde 58,8 seviyesine geriledi.

Ancak pek çok ekonomiste göre, beklentilerde düşüş olsa da, özellikle vatandaşların 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi, hala hükümet öngörülerinin neredeyse 3 kat üzerinde seyrediyor.

Enflasyonda önemli sorunlardan birinin de beklentilerin istenen hızla düşmemesi olduğunu kaydeden Prof. Kozanoğlu, “Çünkü asgari ücret yüzde 30 artırıldı ama geçen yıl yüzde 25 sınırı kalkınca, kiralarda yüzde 100’ü aşan artışlar oldu. Yine eğitim masraflarında, muayene ücretlerinde yüzde 99 artış var. Dolayısıyla ücretli vatandaşların yaşadığı, emeklilerin yaşadığı enflasyon çok daha ağır bir noktada” diye konuşuyor.

Bu arada milyonlarca kiracı ve ev sahibini ilgilendiren kira zammı oranı da, ocak ayı enflasyon verilerinin açıklanmasıyla birlikte belli oldu. Buna göre 1 Şubat itibariyle ev ve iş yerlerine yapılacak kira zammı oranı, yıllık olarak yüzde 56,35 olarak belirlendi.

Öte yandan, TÜİK enflasyon sepetinde güncellemeye giderek, alkollü içecek ve tütün ürünlerinin payını yüzde 3,76’dan yüzde 3,52’ye düşürdü. 2024 yılı sepetinde yüzde 14,2 olan konutun payı ise yüzde 15,22 olarak gerçekleşti. Sağlığın payı da yüzde 4,09’a yükseldi. Eğitim de yüzde 1,88’den yüzde 2,31’e çıktı. Ulaşım payı ise yüzde 17,35’ten yüzde 15,34’e geriledi.

Ekonomist Prof. Dr. Aziz Konukman, TCMB ve hükümetin ekonomi yönetiminin enflasyon hedeflemesi konusunda sürekli değişikliğe gittiğini hatırlatıyor. Konukman, “Eylül ayında OVP’de yüzde 17,5 olan 2025 sonu hedefi, TCMB tarafından kasım ayında yüzde 21’e çıkarıldı. Ocak ayı verisine ve önümüzdeki aylardaki olası gelişmelere bakınca, yıl sonu enflasyonu için yeni bir hedef ortaya konabilir” diyor.

Özellikle kira zamları ile asgari ücret zammı arasındaki farkın 26 puan olduğuna dikkat çeken Prof. Konukman, şöyle konuşuyor:

“Bu oranlar sonuçta ortalama veriler, unutmayalım. Herkes gelirine göre enflasyonu hissediyor. Enflasyon, TÜİK tarafından gelir gruplarına göre açıklanmalı. Gelirinin büyük kısmını gıda, eğitim, sağlık, konut harcamasına veren milyonlarca insanın enflasyonu, açıklanan resmi verilerden katbekat fazla durumda. Durum böyleyken, siz milyonlarca insanın yaşadığı enflasyona yüzde 42 diyemezsiniz.”

İTO: Yüzde 48,4 ENAG: Yüzde 81,01

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) hafta sonunda açıkladığı ocak ayı İstanbul tüketici fiyat endeksi aylık bazda yüzde 5,16, yıllık bazda yüzde 48,4 artış kaydetmişti. Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise Ocak 2025’te aylık enflasyon yüzde 8,22 artış gösterdi. ENAG, yıllık enflasyonu ise yüzde 81,01 olarak hesapladı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yılın ilk enflasyon raporunu 7 Şubat’ta İstanbul’da açıklayacak.

TCMB’nin 8 Kasım 2024 tarihinde açıkladığı son enflasyon raporunda, tüketici enflasyonunda 2025 yıl sonu tahmini yüzde 14’ten yüzde 21’e yükseltilmişti. 7 Şubat’taki toplantıda yeni bir yıl sonu hedefi açıklanıp açıklanmayacağı merak konusu.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ege Yazgan, yüzde 5 olarak gerçekleşen ocak ayı enflasyonunun beklentilerin üzerinde olsa da, sürpriz bir artışa işaret etmediğini söylüyor.

Yıl sonunda enflasyon hedefine ulaşılıp ulaşılmayacağı konusunda tahminde bulunmak için erken olduğunu kaydeden Prof. Yazgan, “Ama moral bozucu olan, hizmet enflasyonunun ocak ayında yüzde 10’u aşması diyebiliriz. Çünkü demek ki, bu alanda katılık devam ediyor” diyor.

Yıl sonunda enflasyonun yüzde 21’e indirilmesinden çok, yüzde 30’un altına düşürülmesinin daha kritik olduğunu ifade eden Prof. Ege Yazgan, şu görüşleri dile getiriyor:

“Hala yıl sonunu enflasyonda yüzde 30’un altında bitirme, yüzde 27’lere ulaşma şansı var. Burada en önemli iki nokta şu: Mart’ta enflasyonda belirgin bir iyileşme görecek miyiz? İkinci olarak ise, eylül ayında ekonominin canlanmasıyla beraber enflasyonda manzara ne olacak? Mart ve eylüldeki sonuçlar, yıl sonu enflasyonu açısından belirleyici olacak.”

Paylaşın