Ekonomik Kriz, Erdoğan İçin Zafere Mal Olabilir Mi?

Uluslararası basın, 14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine günler kala, seçimlere ve olası sonuçlarına ilişkin değerlendirmelere yer vermeye devam ediyor.

Son olarak, Şebnem Arsu ve Maximillian Popp, Der Spiegel için kaleme aldıkları makalenin başlığında, “Ekonomik kriz, Erdoğan için neden zafere mâl olabilir?” diye sorarak bu sorunun yanıtını aradı.

Arsu ve Popp, haberlerini okurlara, “Enflasyon, sermayenin kaçışı, iş insanlarına baskılar… Türkiye, zorlu bir ekonomik kriz ile karşı karşıya. Peki, halk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 14 Mayıs seçimlerinde bunun için cezalandıracak mı?” sözleriyle tanıttı.

Makalelerine bundan beş yıl önce babasının Kayseri’deki marangoz dükkanını devralan Muhammed Yılmaz’ın aktarımlarıyla başlayan Arsu ve Popp, Yılmaz’ın o dönemde marangoz dükkanını modernize etmeyi ve ürettiklerini Avrupa’ya satmayı amaçladığını, fakat şimdi tasarruf etmek durumunda oldukları için marangozdaki makinelerin çalışmadığını yazdı. Yılmaz, “İşletmeyi daha ne kadar devam ettirebilirim bilmiyorum” dedi.

Yılmaz’ın durumunun Türkiye’deki pek çok kişi ile benzer olduğunu belirten Der Spiegel, Türk Lirası’nın 2021’den bu yana euro karşısında yarı yarıya değer kaybettiğini ve enflasyonun hiçbir G20 ülkesinde olmadığı kadar yükseldiğini hatırlatarak, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi yapılan anketlerde rakibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerisinde olmasının her şeyden önce ekonomik durumdan kaynaklandığını yazdı.

“Türkiye’nin en önemli sorunu ekonomi…”

Nisanda yapılan bir ankette halkın yüzde 56’sının Türkiye’nin en önemli sorunu olarak ekonomiye işaret ettiğini aktaran Der Spiegel, Erdoğan’ın iktidara geldiğinde ekonomi alanında reformlar yaptığını, altyapı ve sağlık sistemine yatırımda bulunduğunu, Kayseri’nin de bu süreçte ‘Anadolu Kaplanları’nın doğduğu yer olduğunu’ hatırlattı.

Söz konusu ekonomik kalkınma döneminde Kayseri’nin de bundan payını aldığını aktaran Der Spiegel, 2016’daki darbe girişiminden bu yana kalkınma ve büyümenin durma noktasına geldiğini, bu süreçte darbe girişimi ile bağlantılı olduğu ifade edilen on binlerce kişinin tutuklandığını, 140’tan fazla ülke ile iş yapan, 12 bin çalışanı olan Kayserili iş insanı Hacı Boydak’ın da bu kişilerden olduğunu yazdı.

“İş sahipleri için bu pahalanma bir felaket”

Türkiye’den kaçan sermayenin ülkenin büyüme modelini de sınırlarına getirdiğini kaydeden Der Spiegel, inşaat sektörüne işaret ederek yurtdışından gelen para durduğunda bunun resesyon riskini beraberinde getirdiğini kaydetti. Erdoğan’ın düşüş eğilimini durdurmak için sürekli yeni borçlar biriktirdiğini belirten dergi, Merkez Bankası’nın faiz indirmesinin enflasyonu arttırdığı değerlendirmesinde bulunarak, “Yılmaz gibi yurtdışından ham madde alan iş sahipleri için bu pahalanma bir felaket” diye yazdı.

Demokrasi alanındaki gerilemeye de dikkat çeken Der Spiegel, “Erdoğan ve vatandaşlar arasında ‘Sen hükümet işlerine karışma, ben de seni zengin edeyim’ şeklindeki anlaşma işliyor gibi görünüyordu. Erdoğan’ın yönetim tarzı ekonomi, dolayısıyla da halkın günlük hayatı üzerinde de olumsuz bir etki yaratınca bu hesap değişti” dedi.

Erdoğan’ın seçim öncesi açıkladığı enerji yardımları ve asgari ücret artışı gibi sözleri de hatırlatan dergi, tüm bunların ülke ekonomisini en iyi ihtimalle geçici bir süreyle istikrara kavuşturacağını yazdı. Der Spiegel, “Türkiye’nin yatırımcıyı yeniden ülkeye çekmek için gerçekte ihtiyacı olan şey, düşük faiz politikasının düzeltilmesi ve hukuk devletinin güçlendirilmesi” dedi.

Paylaşın

Der Spiegel: Erdoğan İlk Defa İktidarı İçin Korkmalı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’yi 20 yıldan bu yana, önce başbakan, sonra cumhurbaşkanı olarak yönettiğini hatırlatan Der Spiegel, “O, insanlara refah, ama aynı zamanda baskı getirdi. Atatürk’ten bu yana neredeyse hiçbir siyasetçi ülkeyi bu kadar şekillendirip kendi izini bırakmamıştı. Fakat şimdi ilk defa ciddi olarak iktidarı için korkmalı” değerlendirmesinde bulundu.

Ekonomik kriz ve 6 Şubat’taki Maraş merkezli depremlerden sonra acil durum yardımları konusunda yapılan hataların da Erdoğan’ın popülaritesine zarar verdiğini kaydeden Der Spiegel, Erdoğan’ın sağlığının son dönemde iyi olmadığını ve geçirdiği açıklanan gastroenterit sebebiyle pek çok etkinliği iptal ettiğini hatırlattı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya’nın Der Spiegel dergisinden Şebnem Arsu, Maximilian Popp ve Özlem Topçu’nun 14 Mayıs seçimlerine ilişkin sorularını yanıtladı.

Dergi, “Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu: Erdoğan’ın korkması gereken adam” başlıklı haberini okurlarına, “Destekçileri ona Türk Gandi diyor: Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu, uzun zaman hafife alındı. Şimdi ise Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na son verme şansı yüksek. 74 yaşındaki siyasetçiyi diğerlerinden ayıran ne? Bir görüşme” sözleriyle tanıttı.

Üç gazeteci, Kemal Kılıçdaroğlu ile başkent Ankara’daki CHP Genel Merkezi’nde yaptıkları söyleşiye yer verdikleri haberlerinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi 20 yıldan bu yana, önce başbakan, sonra cumhurbaşkanı olarak yönettiğini hatırlatarak, “O, insanlara refah, ama aynı zamanda baskı getirdi. Atatürk’ten bu yana neredeyse hiçbir siyasetçi ülkeyi bu kadar şekillendirip kendi izini bırakmamıştı. Fakat şimdi ilk defa ciddi olarak iktidarı için korkmalı” değerlendirmesinde bulundu.

Ekonomik kriz ve 6 Şubat’taki Maraş merkezli depremlerden sonra acil durum yardımları konusunda yapılan hataların da Erdoğan’ın popülaritesine zarar verdiğini kaydeden dergi, Erdoğan’ın sağlığının son dönemde iyi olmadığını ve geçirdiği açıklanan gastroenterit sebebiyle pek çok etkinliği iptal ettiğini hatırlattı.

Yaklaşık 1 saat süren söyleşi sırasında Kılıçdaroğlu’nun bir kez bile arkasına yaslanmadığını yazan Der Spiegel, kendisinin “Artık üçüncü sınıf bir demokrasi olmak istemiyoruz” sözlerini aktardı. İttifakının seçimleri kazanması durumunda ne olacağı sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, “O zaman nihayet bahar gelecek” yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu’nun Türkiye kamuoyu için yeni bir siyasi figür olmadığını hatırlatan Der Spiegel, siyasetçinin hayat hikayesinden ve siyasi kariyerinden de bahsederek abisi Yusuf Ziya Kılıçdaroğlu’nun Kemal Kılıçdaroğlu’nu ‘akıllı ve utangaç’ bir çocuk olarak nitelediğini, futbol oynarken kavga edildiğinde kendisinin arabuluculuk yaptığını söylediğini yazdı.

“Öyle veya böyle, tavizler siyaset sanatının emaresidir, güçsüzlüğün değil”

Kılıçdaroğlu’ndan ‘Dede imajlı siyasetçi’ sözleriyle bahseden ve bazı destekçilerinin kendisine ‘Gandi Kemal’ dediğini aktaran dergi, Kılıçdaroğlu’nun ‘gerektiği yerde durumu çabuk kavrayan, sert’ biri olduğu izlenimini paylaştı.

Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayını açıklaması öncesi İYİ Parti lideri Meral Akşener’in itirazını ve yaptığı konuşmayı da hatırlatan Der Spiegel, Kemal Kılıçdaroğlu’nun söz konusu krize yaklaşımını kendisi ve yönetiminin nasıl görüneceği hakkında çok şey söylediğini yazdı. Dergi, “Gücünün oldukça farkında, ama güç kazanmanın ve onu elde etmenin taviz vermeden mümkün olmayacağını biliyor gibi görünüyor. Öyle veya böyle, tavizler siyaset sanatının emaresidir, güçsüzlüğün değil” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasından da bahseden dergi, Kılıçdaroğlu’nun ‘umut yarattığını’ yazdı. Erdoğan’ın sarayına karşı video mesajlarını evinin mutfağında çektiğini, konuşmalarında kutuplaştırıcı bir dil kullanmadığını ve kimseye hakaret etmediğini aktaran Der Spiegel, “Farklı bir Türk erkekliğini temsil ediyor” yorumunda bulundu.

Derginin aktardığına göre, Erdoğan hakkında da yorum yapan Kılıçdaroğlu, “Artık Erdoğan’ın söyleyecek başka bir şeyi yok. Düzgün bir şekilde yönetme yetisini kaybetti” dedi.

“Bizim gibi düşünmeyen insanlar da demokrasi istiyor”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabından ‘Alevi.’ notuyla paylaştığı video mesajı da hatırlatan Der Spiegel, Kılıçdaroğlu’nun videoda “Evet, ben Aleviyim’ diyerek bir tabuyu yıktığı değerlendirmesinde bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilirse ilk olarak ülke bütçesini inceleyeceğini ve bir dizi tasarrufa gideceğini yazan dergi, Kılıçdaroğlu’nun şu sözlerini de aktardı: “Erdoğan’ın 16 uçağı var. Biz bu 16 uçağı hemen satacağız.”

Millet İttifakı’nın Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş planından bahseden Der Spiegel’e göre, Kılıçdaroğlu, “Bizim gibi düşünmeyen insanlar da demokrasi istiyor. Kim elinde sopa olan bir lideri koruyup kollar?” diye sordu. Dergi, Kılıçdaroğlu’nun kazanması durumunda belki de en büyük işinin topluma barış ve huzur getirmek olduğu yorumunu da yaptı.

(Kaynak: Gazete Duvar)

Paylaşın

“Erdoğan, İmamoğlu’nu Olası Bir Aday Olarak Ciddiye Alıyor”

Almanya’nın saygın dergilerinden Der Spiegel tarafından yapılan analizde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu olası bir aday olarak ciddiye aldığı ifade edildi.

Der Spiegel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile kapsamlı bir röportaj yayınlarken, dikkat çekici yorumlarda bulundu. Dergide yayınlanan makalede, “Bugün belediye yarın daha da fazlası? İstanbul Belediye Başkanı, Erdoğan’a tehdit oluşturduğunu kanıtladı” başlığı kullanıldı.

Dergide, “İmamoğlu, bir siyasi yıldıza dönüştü ve gelecek seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı dikkate değer bir rakip olabilir. Der Spiegel’e konuşan İmamoğlu, neyi doğru yaptığını ve Erdoğan’ın neyi yanlış yaptığını açıkladı” yorumu yer aldı.

Dergide, İmamoğlu’nun ofisinin detayları da yer alırken, Türk bayrağının yanında Mustafa Kemal Atatürk’ün bir resminin olduğu belirtilirken, “Birçok Türk yetkilinin ofisinde Türkiye’nin kurucusu Atatürk’ün resmi ya da fotoğrafı yer alıyor. Fakat buradaki olağandışı. İmamoğlu bize resmi anlatırken, Atatürk’ün sırtı izleyiciye dönük olan bir vatandaşla konuştuğunu söylüyor. Bu resmi çok sevdiğini söyleyen İmamoğlu, Atatürk’ün vatandaşı dinlediğini söylerken, kendisinin de bir dinleyici olduğunu dile getirdi” ifadesi kullanıldı.

Sözcü’nün derlediğini habere göre, 2019’dan önce İmamoğlu’nun siyaseten Türkiye’de bir hiç olduğu kaydedilirken, “Fakat İstanbul belediye başkanı oldu ve o zamandan beri ismi sürekli 2023 seçimlerinde Erdoğan’ın karşısında bir aday. İmamoğlu Erdoğan karşısında tehlikeli bir aday olabilir ve belki seçimden önce de yarışa dahil olabilir. Eğer muhalefet başarabilirse, seçimler erken alınabilir ve bunda hükümetin ülkenin ekonomik krizini kontrol edememesinin de payı var” denildi.

“Erdoğan’ın İmamoğlu’nu ciddiye alıyor”

Dergide Erdoğan’ın da İstanbul belediye başkanlığı yaptığı ve partisinin 15 yıl aralıksız İstanbul’u yönettiğine dikkat çekilirken, “Yüzlerce belediye işçisi hakkında soruşturma başlatılması, Erdoğan’ın İmamoğlu’nu olası bir muhalefet adayı olarak ciddiye aldığını gösterir” denildi.

İmamoğlu, ekonominin en büyük sorun olduğunu ve hükümetin “yapay gündemler” yaratarak dikkati dağıtmaya çalıştığını söylerken, “Ekonomik kriz yeni bir şey değil, son 4.5 yıldır devam ediyor. Pandemi dolayısıyla işsizlik arttı özellikle genç işsizliği. Bu aileler üzerinde bir yük oluşturuyor” derken belediyenin de ailelere yardım yaptığına dikkat çekti. İmamoğlu, göreve geldiğinde Halk Ekmek’in günde 700 bin ekmek ürettiğini fakat bu rakamın bugün 1.5 milyona ulaştığını da açıkladı.

İmamoğlu, belediyenin borçlarının ödenmeye devam edeceğini vurgularken, “Şu an ekonomik olarak hükümetten daha iyi durumdayız” dedi.

İmamoğlu, hükümetin kredi desteğine onay vermediğini ya da süreçleri yavaşlattırdığına dikkat çekerken, “İki buçuk yıldır kamu bankalarından tek bir kuruş kredi almadık. AKP’nin bizden intikam alma isteği vatandaşlara zarar veriyor. Hükümet, İstanbul’u kaybettikten sonra Türkiye’yi de kaybetmekten korkuyor” dedi.

Paylaşın