AK Parti Dört Yılda CHP’nin Birçok Vaadini Hayata Geçirdi

AK Parti, 2018 seçim beyannamesindeki birçok vaadin tam tersi icraatlara imza atarak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 2018 seçim bildirgesinde yer alan “Vergisiz asgari ücret, asgariye çifte zam, emekliye bayram ikramiyesi” gibi birçok vaadini hayata geçirdi.

Cumhuriyet’ten Gamze Kolcu’nun haberine göre, CHP’nin 2018’de yayımladığı seçim bildirgesinde yer alan birçok vaadin AKP tarafından yerine getirildiği, bazı vaatlere ilişkin çalışmaların da sürdüğü ortaya çıktı.

CHP’nin 2018’deki bildirgesinde sıralanan ve AKP’nin icraata dönüştürdüğü vaatler şöyle:

Vergisiz asgari ücret: CHP, “Asgari ücretten gelir vergisi almayacağız” dedi. AKP iktidarı, Ocak 2022’den itibaren asgari ücret ile diğer ücretlerin asgari ücret kadar olan bölümünden gelir vergisini kaldırdı.

Asgariye çifte zam: CHP’nin, “asgari ücrete altı ayda bir zam yapılacağı” yönündeki vaadi, 2022’de AKP tarafından yaşama geçirildi. Ocak ve temmuzda iki kez zamlanan asgari ücret net 5 bin 500 liraya yükseldi.

Emekliye bayram ikramiyesi: CHP, 2015 ve 2018 bildirgelerinde emeklilere yönelik “ramazan ve kurban bayramlarında birer maaş ikramiye” sözü verdi. 2015’te “Kaynak nerede” diye soran AKP, bu düzenlemeyi 2018 seçimlerinin hemen öncesinde yaşama geçirdi, sandığa günler kala emeklilere ilk ikramiye ödemesi yapıldı.

3600 ek gösterge: CHP 2018’de “Öğretmenlere, hemşirelere, polise, din görevlilerine, ceza infaz ve koruma memurlarına 3600 ek gösterge vereceğiz” vaatlerinde bulundu. Bu konuda adım atmakta uzun süre direnen AKP, geçen temmuzda Meclis’in kapanmasına günler kala söz konusu düzenlemeyi yasalaştırdı.

Askerlik süresi: CHP’nin 2018’deki “Askerlik süresini kısaltacağız” vaadi de bir yıl sonra AKP tarafından yaşama geçirildi. Haziran 2019’da yapılan düzenlemeyle zorunlu askerlik 12 aydan altı aya indirildi.

Düzenleme bekleyenler

EYT sorunu: CHP, bildirgesinde, “Emeklilikte yaşa takılanların (EYT) mağduriyetini gidereceğiz” vaadinde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019’da EYT’yi kast ederek yaptığı “Milletimin zararına olan bir şeye asla yokum” açıklamasına karşın AKP seçim öncesi “EYT’de çözüm” sözü verdi.

Sosyal konut ve arsa: CHP’nin 2018 beyannamesinde, “Dar gelirli yurttaşların konut ihtiyacını karşılamak için kamu eliyle arsa üretimi gerçekleştireceğiz. TOKİ ve belediyelerimizin işbirliğiyle ucuz ve nitelikli konut üretimi yapacağız” vaadinde bulunulmuştu. AKP, 2022’de fahiş şekilde artan konut ve kira fiyatları sonrası bu konuda adım atmak zorunda kaldı. Dar gelirli aileler için sosyal konut ve arsa projelerine ilişkin ayrıntıların 13 Eylül’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanması bekleniyor.

Varlık borçları: CHP, “varlık yönetim şirketlerinde (VYŞ) takibe düşmüş borçların risk esasına göre satın alacak, borç faizlerini, vergi, resim, harç, dosya parası, kapak ücreti gibi tüm mali yükümlülüklerini silecek, sadece anaparayı uzun vadeye yayarak tahsil edeceğiz” vaadini 2018’deki bildirgesinde sundu. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuyu yeniden gündeme getirmesinden saatler sonra “VYŞ borçlarının 2 bin 500 TL’ye kadar olanlarının devlet tarafından karşılanacağını” açıkladı. Meclis açıldığında yasalaşması beklenen düzenleme “kısmiliği” nedeniyle eleştiriliyor.

KYK faizleri

CHP’nin 2018 bildirgesinde, “KYK kredisinin geri ödemesinden enflasyon farkını kaldırıp, gençleri faiz belasından kurtaracağız. Borçları yeniden yapılandıracağız” ifadelerine yer verildi. Enflasyondaki hızlı yükselişle borçları katlanan öğrencilerin tepkilerini uzun süre duymazdan gelen AKP sonunda adım atmak zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen temmuzda “KYK kredi borçlarındaki faizlerin silineceğini” açıkladı. İlgili düzenlemenin Meclis açılınca yapılması bekleniyor.

Paylaşın

Altılı Masa İçin Çarpıcı İddia: Adayın Açıklanacağı Tarih

Altılı masanın cumhurbaşkanı adayına ilişkin tartışmalar sürerken, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in katıldığı bir programda “Adayı ne zaman açıklayacaksınız?” sorusuna verdiği yanıt, gözleri altı liderin ikinci tur görüşmelerinin ilkini gerçekleştirecekleri 2 Ekim tarihine çevirdi.

Akşener’in aday açıklamasının tarihine ilişkin soru üzerine “2 Ekim’de bunu söz söyleyeceğim” demesine karşın, partilerin kurmayları erken seçimin gündeme gelip gelmemesine bağlı olarak bu konuda en erken tarih olarak 2022’nin aralık ya da 2023’ün ocak ayına işaret ediyor.

Altılı masa 2 Ekim Pazar günü saat 14.00’de CHP Genel Merkezi’nde toplanacak. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, toplantı öncesi hem davet hem de gündem önerilerini almak üzere beş lideri tek tek ziyaret edecek. Ancak Akşener’in yarattığı beklentinin aksine, 2 Ekim’deki toplantının gündeminde aday ismiyle ilgili bir başlığın yer alması beklenmiyor.

Partilerin kurmayları, ortak adayın açıklanacağı tarihin, seçimin zamanında yapılması halinde en erken 2023 ocak ya da şubat ayı olacağını ifade ederken, seçimin mayısa çekilmesi durumunda ise aralık ayında adayın açıklanabileceği belirtiliyor. Kurmaylar, “Son ana kadar aday açıklanmayacağı gibi son ana kadar bir isimle partiler kendisini bağlamaz. Ama elbette partilerin aday olarak görmek istedikleri kişilerin piar çalışmaları olacak” değerlendirmesini yapıyor.

Milliyet’ten Mehtap Gökdemir’in haberine göre; 2 Ekim’de yapılacak toplantıda, ortak ilkelerin, politikaların konuşulacağı ifade ediliyor. Cumhurbaşkanı adayının ismi değil ama parlamenter sisteme geçiş sürecinde ülkeyi nasıl yöneteceği, yetkileri, yapması gereken işler gibi detayların değerlendirilebileceği belirtiliyor.

Ortak aday nasıl belirlenecek?

Ortak adayın nasıl belirleneceğine ilişkin de birkaç formül konuşuluyor. Kurmaylar, “Seçeneklerden bir tanesi aday gösterilecek kişinin kamuoyu desteği. Ama tek başına o da değil. Altı partiye, millete, devlete, kurum, kuruluşlara, bürokrasiye güven veren bir isim olması lazım. ‘Yüzde 50 artı 1’ açısından güven dediğiniz o, millete de güven vermesi lazım. Yüzde 50 artı 1’i alamıyorsa istediği kadar Türkiye’nin meselelerine vakıf olsun işe yaramayacak. Hem masanın güvenini hem devletin güvenini hem kamuoyunun hem milletin güvenini kazanabilecek bir isim olması gerekiyor” değerlendirmesini yapıyor.

Anket seçeneğine ilişkin de, “Anket altı kişi, on kişi yarışa girsin, en yüksek oyu kim alsın, öyle bir çalışma olmaz. Sadece olabilecek isimlerin kamuoyu desteği görülmek istenir. Yoksa anketten kim çıkıyor, haydi masada konuşalım değil” görüşü dile getiriliyor. Kurmaylar adayın açıklanacağı tarihe yakın olası isim ya da isimlerin kamuoyunda daha yoğun tartışılacağına işaret ederek, “Kamuoyunun nasıl yaklaştığı görülür” değerlendirmesini de yapıyor.

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Türkiye’ye Demokrasiyi Mutlaka Getirmeliyiz

Katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “6 siyasi lider hep beraber demokrasi konusunda uzlaştık. Sorun parti sorunu olmaktan çıktı, sorun Türkiye sorunu. Türkiye’ye demokrasiyi mutlaka getirmeliyiz” dedi.

Organize suç örgütü kurmakla suçlanan Sedat Peker’in iddialarına ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, “Şu an tam bir talan ekonomisi var, talan ülkesi adeta. Her gelen bir şeyleri çalmaya, götürmeye çalışıyor. Ve götürüyorlar da. Sedat Peker bunu aydınlığa çıkardı, yer, zaman, saat veriyor” dedi ve ekledi:

“Talan o kadar yaygınlaştı ve kirlenme o kadar önemli boyutlara ulaştı ki bu yargıya da sıçradı. Zaten devleti yönetenler baştan aşağı zaten kirli, içlerindeki bir kaç düzgün insan ya ayrıldı ya bir kenarda bekliyor. Ancak en tepede oturan hiç rahatsız olmuyor, keyfi yerinde.

Sedat Peker konuşmasın diye önlem almaya çalışıyor. Kendi çevresindeki adamlar zaten malı götürüyor, neden istifa ediyorlar, korkudan. İstifanın sebebini biliyorum, ucu saraya dayanıyor.”

TELE 1 canlı yayınında Enver Aysever’in konuğu olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Erdoğan’ın başkanlığındaki iktidar, Türkiye’de demokrasiyi askıya almış durumda. Biz demokratik yollarla demokrasiyi güçlendirerek hayata geçireceğiz.

Altı siyasi lider hep beraber demokrasi konusunda uzlaştık. Sorun parti sorunu olmaktan çıktı, sorun Türkiye sorunu. Türkiye’ye demokrasiyi mutlaka getirmeliyiz. İnsanların özgürce yazabildikleri, hızla kalkınan bir Türkiye. Millet masası bu ülkeye demokrasiyi mutlaka getirecektir. Türkiye’ye huzur gelmesi lazım. Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz.

HDP’ye şeytan muamelesi yapılıyor. Biz arka kapı diplomasisi değiliz diyorlar. Helalleşme sürecinde siz Meral Hanıma deseniz, Meral Hanım işte HDP burada. Gelin helalleşmeye buradan başlayalım. Meral Hanımın da buna hayır diyeceğiniz sanmıyorum. Kucaklaşan bir Türkiye için bu radikal bir adım olmaz mı?

Daha önce defalarca söyledim, KHK ile barış akademisyenleri atıldı, onları geri getireceğiz. KHK ile atılan bir kişi soruşturma izni verilmediyse, savcı bir şey yok diyorsa, onu işe geri alacağız.

Gerçekten akıl yok bunlarda. Acaba Kılıçdaroğlu’nu nasıl sıkıştırabiliriz diye düşünüyorlar. Ya, FETÖ ile kucak kucağa yatan sizdiniz, aynı tel üzerinde cambazlık yapan sizdiniz, her türlü rezaleti yapan sizdiniz, suçlanan Kılıçdaroğlu oluyor.

Şu an tam bir talan ekonomisi var, talan ülkesi adeta. Her gelen bir şeyleri çalmaya, götürmeye çalışıyor. Ve götürüyorlar da. Sedat Peker bunu aydınlığa çıkardı, yer, zaman, saat veriyor.

Talan o kadar yaygınlaştı ve kirlenme o kadar önemli boyutlara ulaştı ki bu yargıya da sıçradı. Zaten devleti yönetenler baştan aşağı zaten kirli, içlerindeki bir kaç düzgün insan ya ayrıldı ya bir kenarda bekliyor. Ancak en tepede oturan hiç rahatsız olmuyor, keyfi yerinde.

Sedat Peker konuşmasın diye önlem almaya çalışıyor. Kendi çevresindeki adamlar zaten malı götürüyor, neden istifa ediyorlar, korkudan. İstifanın sebebini biliyorum, ucu saraya dayanıyor.

“Siyasi davalardan haksızlığa uğrayan her kişi için adalet tecelli edecek. Selahattin Demirtaş çıkacak, Osman Kavala’nın da çıkması lazım. AİHM kararı var.”

Paylaşın

İktidar Yap-İşlet-Devret Projelerine Kredi Bulamıyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, yap-işlet-devret projelerine kredi bulmakta zorlanıldığını belirterek Mersin’deki bir otoyol projesinin sözleşmesi için fesih talebinde bulunulduğunu ifade etti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, AKP’nin övündüğü yap-işlet-devret projelerinde maddi sıkıntılar yaşanmaya başlandığına işaret etti. Bu projelere ilişkin yurtdışından kredi bulunamadığını belirten Ahmet Akın, yaşanan sorunlara son örneğin Mersin’deki Çeşmeli – Taşucu Otoyolu olduğunu ifade etti. Akın, otoyolun 52 kilometrelik bir kesimi için Aralık 2021’de sözleşme imzalayan Kolin İnşaat’ın Karayolları Genel Müdürlüğü’ne fesih başvurusu yaptığını belirtti.

Cumhuriyet’ten Sarp Sağkal’a konuşan Ahmet Akın, “Sözleşme imzalanmasının üzerinden 10 ay geçmesine karşın henüz tek bir çivi çakılmadı. İktidara yakın şirketlerden Kolin’in tek başına katılarak aldığı ihale kapsamında euro üzerinden 45 bin araç garantisi verildiği kamuoyuna yansımıştı. 52 kilometrelik yol için günlük 45 bin araç geçmezse eksik kalan Hazine’den karşılanacaktı. İhaleyi kazanan yandaş şirket, Türkiye’nin kredi riskinin priminin yüksek olması nedeniyle yurt dışından finansman bulamadı. Bu nedenle 2023’te açılacağı duyurulan ihale için fesih süreci başlatıldı” dedi.

Yap-İşlet-Devret

Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli, geniş anlamda bir kamu altyapı yatırım veya hizmetinin finansmanı özel bir şirket tarafından karşılanarak gerçekleştirilmesi ve kamu tarafından belirlenen bir süre için işletilmesi ve yine bu süre içinde ürettiği mal veya hizmeti, tarafların karşılıklı saptadıkları bir tarife uyarınca kamu kuruluşlarına satması ve sürenin sonunda işletmekte olduğu tesisleri bakımı yapılmış, eksiksiz ve işler durumda ilgili kamu kuruluşuna devretmesidir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yabancı şirketlerle yapılmış olan çeşitli imtiyaz sözleşmeleri bu model ile büyük benzerlik göstermektedir. İstanbul’da Tramvay, Tünel İşletmeleri, Elektrik, Gaz İdaresi, Haydarpaşa Liman İşletmesi ve İzmir’de Liman İşletmesi, Göztepe Tramvay İşletmesi yabancı şirketlere verilen imtiyazlardır.

Nitekim günümüzde uygulama alanı bulan bu yeni model arayışlarına da, 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başlarında Osmanlı İmparatorluğunda ve Fransa, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde başvurulmuş olan kamu imtiyazlarının devredilmesi yöntemi ışık tutmuştur.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Beşli Çetenin Burnundan Getireceğim

Samsun’un Bafra ilçesindeki grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Ben bu ülkenin beşli çetesine talip değilim. Ben bu ülkenin fakirine, sorunlarına talibim. Herkesin sorunlarını çözme konusunda irade ortaya koyarsak o zaman ülke gerginlikten kurtulur. Sorunu bilmek yetmez. Nasıl çözeceğini de anlatmak lazım. Çiftçinin sorununu biliyorum” dedi.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında, “Burada yıllarca çalışan şeker fabrikasının kapısına kilit vurulduğunu da biliyorum. 34 yıl sonra Türkiye ilk defa şeker ithal etti. Hepsi vardı, çetelere çalıştılar. Beşli çetelerin burnundan getireceğim. Paraları götürüyorlar, tamamını getireceğim. Bay Kemal de bunu seyredecek, yemezler. Tamamını geri getireceğim. Benim davam haramilerden bu milleti temizleme, ayıklama davasıdır. O nedenle benim mücadelem sizin mücadelenizdir” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, konuşmasında, ‘cumhurbaşkanı adaylığı’ tartışmasına değinerek, “Bize ‘Niçin cumhurbaşkanı adayınızı göstermiyorsunuz?’ diyorlar. Önce biz hangi konularda görüş birliğine vardık bunun üstüne konuşmamız lazım” dedi ve ekledi:

“Birliktelikte ne yapacağız, neler yapılacak, hangi komisyonları kuracağız, önce bunları tespit edeceğiz, ardından cumhurbaşkanı adayımızı seçeceğiz ve kamuoyuna duyuracağız. 13. cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın seçtiği cumhurbaşkanı adayı olacak.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısını Samsun’un Bafra ilçesinde gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Türkiye’nin yeni bir iklime ihtiyacı var. Kavgadan uzak durmaya, barışmaya, beraber olmaya, mücadele etmeye hepimizin ihtiyacı var. Çok ayrıştık, çok kamplaştık. Komşumuzun kimliğini sorgulamaya başladık. Buradan Türkiye’yi çekip çıkarmamız lazım. Ben Türkiye’de bu iklimi yaratmaya talibim ve mutlaka yaratacağım.

Vezirköprü ve Bafra’da da bizim oyumuz çok düşük ama kabahati arayacaksak bizde. Gelmedik, sofranıza oturmadık. Ankara’da laflar ettik. Olmuyor. Olması gereken gideceksin vatandaşın ayağına. Bir derdi var mı yok mu onu parlamentoya taşıyacaksın.

Yeni bir iklim var. Bu iklimin altında hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bu iklimi yaratmaya çalışıyorum. Toplumla helalleşmek istedik. Kusurumuz, yanlışımız var dedik ama erdemli insan hatadan ders çıkaran insandır. O nedenle geldik, birlikteyiz.

“Beşli çetelerin burnundan getireceğim”

Ben bu ülkenin beşli çetesine talip değilim. Ben bu ülkenin fakirine, sorunlarına talibim. Herkesin sorunlarını çözme konusunda irade ortaya koyarsak o zaman ülke gerginlikten kurtulur. Sorunu bilmek yetmez. Nasıl çözeceğini de anlatmak lazım. Çiftçinin sorununu biliyorum. Burada yıllarca çalışan şeker fabrikasının kapısına kilit vurulduğunu da biliyorum. 34 yıl sonra Türkiye ilk defa şeker ithal etti. Hepsi vardı, çetelere çalıştılar. Beşli çetelerin burnundan getireceğim. Paraları götürüyorlar, tamamını getireceğim. Bay Kemal de bunu seyredecek, yemezler. Tamamını geri getireceğim. Benim davam haramilerden bu milleti temizleme, ayıklama davasıdır. O nedenle benim mücadelem sizin mücadelenizdir.

Olay, bir parti olayı olmayı çoktan aşmış. Olay bir Türkiye olayı. Burada güçlü bir milliyetçi damar olduğunu da biliyorum. Bizim 6 okumuzdan birisinin ‘Milliyetçilik’ olduğunu hiç kimse unutmasın. İlk bir hafta içinde Katar ordusuna verilen Tank-Palet fabrikasını alıp Türk ordusuna vereceğiz. Bizim milliyetçiliğimiz onlarınki gibi değil. Bütün askeri hastaneleri açacağız. Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırdılar. Bir hafta içinde kendi toprağımıza getireceğiz.

Adalet en büyük sorunumuzdur. Ülkeye adaletin gelmesi lazımdır. Geçen gün öğretmenler bir hak talebinde bulunuyorlar. Öğretmenler yerde sürükleniyor olmaz, öğretmenin yerde sürüklendiği bir ülke olmaz. Öğretmen başımızın tacıdır. ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ diyorsa Hz. Ali, biz öğretmenlere değer vermek zorundayız.

“13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın seçtiği cumhurbaşkanı adayı olacak”

Bir Millet Masası kurduk ama sayı 6 kişi. Altımız ortak hareket ediyoruz. 6 lider bir araya geldik. Zaman zaman gazetelerde, iktidar kanadının televizyon kanallarında ‘o bunu söyledi, bu bunu söyledi, masa dağıldı’ bunların hepsi hikaye. Bize niçin cumhurbaşkanı adayınızı göstermiyorsunuz diyorlar. Önce biz hangi konularda görüş birliğine vardık bunun üstüne konuşmamız lazım. Birliktelikte ne yapacağız, neler yapılacak, hangi komisyonları kuracağız önce bunları tespit edeceğiz ardından cumhurbaşkanı adayımızı seçeceğiz ve kamuoyuna duyuracağız. 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın seçtiği cumhurbaşkanı adayı olacak.

Kılıçdaroğlu ile ilgili size pek çok şey anlatabilirler. Bir şeyden emin olmanızı isterim. Kılıçdaroğlu’nun mücadele ettiği kişiler kul hakkı yiyen kişilerdir. Onlarla mücadele etmek benim için şereftir, onurdur.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan ‘Provokasyon’ Uyarısı: Gelecek Aylarda…

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından, ‘provokasyon’ uyarısında bulunarak,  “Gelecek aylarda her türlü provokasyona maruz kalacağız. Ne olursa olsun, kavga etmeyeceksiniz” dedi.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter’dan yaptığı paylaşımda ‘provokasyon’ uyarısı yaptı.

Gençlere seslenen Kılıçdaroğlu, “Gelecek aylarda her türlü provokasyona maruz kalacağız. Ne olursa olsun, kavga etmeyeceksiniz. İnançlısı, inançsızı, imam hatiplisi, şortlusu, başörtülüsü… Ne olursanız ve kim olursanız olun, bir ortak noktanız var: Gençliğiniz çalındı!” dedi.

Kılıçdaroğlu, ayrıca, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’na yapılan polis müdahalesine yaptığı açıklamayla tepki gösterdi.

Kılıçdaroğlu, “Öğretmenlere gaz mı sıktınız, öyle mi? Öğretmenlere şiddet uyguladınız, öyle mi? Öğretmenlere… “Al bunu diyen” o kişi, beni beklesin. Öğretmene yapılan bu efeliği affetmeyeceğiz!” ifadelerini kullandı.

Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı binası önünde basın açıklaması yapmak isteyen özel sektör öğretmenlerine polis müdahale etmişti.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Başkanı Eren Edebali, dokuz kişinin gözaltına alındığını söylemişti.

Sendika kuruluşunun birinci yılında, asgari ücretin altına düşen ücretlere, sözleşme dayatmasına ve uzun mesailere karşı Ankara’da toplantı yapmış, toplantının ardından da MEB önünde basın açıklaması yapmak istemişlerdi.

Paylaşın

Siyasi Partilerden Sedat Peker’in İddialarıyla İlgili Suç Duyurusu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Zafer Partisi, organize suç örgütü liderliğiyle suçlanan Sedat Peker’in rüşvet iddialarının araştırılması için suç duyurusu yaptı. Türkiye İşçi Partisi’de (TİP) suç duyurusu yapacaklarını açıkladı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), organize suç örgütü liderliğiyle suçlanan Sedat Peker’in iddialarıyla ilgili Ankara Adliyesinde savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Gerçek Gündemin haberine göre, CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, CHP Grup Başkanvekilleri Engin Özkoç, Engin Altay ve Özgür Özel ile bazı milletvekillerinin suç duyurusunda şu isimlerin soruşturulması istendi:

Ali Fuat Taşkesenlioğlu (eski Bank Asya yöneticisi, eski Halkbank genel müdürü, eski Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı), Zehra Taşkesenlioğlu (AKP Erzurum Milletvekili), Serkan Taranoğlu (Cumhurbaşkanı Danışmanı), Sahil Orakcı (TOBB Deniz Meclisi üyesi, eski Kıyı Emniyeti Genel Müdürü), Orhan Pala (Borsa Gündem Gazetesi sahibi), Burak Taşçı (Hürriyet gazetesi yazarı), Nesrin Kakırman (eski Burdur İl Milli Eğitim Müdürü), Diyarbakırlı Nedim Özbek, Ahmet ve Süleyman isimli şahıslar.

“Nereye uzanırsa uzansın…”

BirGün’ün haberine göre, Muharrem Erkek, adliyenin önünde yaptığı açıklamada, “Cesaretle artık herkesin sivil toplumuyla, basınıyla, siyasetçisiyle, yargısıyla, emniyetiyle yolsuzluk ve rüşvet çarkının üzerine gitmek zorundayız. Ama yargının durumu da içler acısıdır. Yargı, yürütmenin ağır bir tahakkümü altında. Cumhuriyet savcıları harekete geçemiyor. Biz CHP’li vekiller olarak niçin buradayız? Cumhuriyet savcıları resen harekete geçmediği için. Halbuki kanun bu görevi savcılara veriyor. Savcılardan kapsamlı ve etkin bir soruşturma bekliyoruz. Bu iddiaların sonuna kadar takipçisi olacağımızı vurgulamak istiyoruz” dedi.

Yargıya ve cumhuriyet savcılarına seslenen Erkek, “Siz bu yolsuzluk ve rüşvet çarkıyla mücadele edeceksiniz. Nereye uzanırsa uzansın, arkasında kim olursa olsun bütün bu ciddi iddiaların cesaretle üzerine gideceksiniz” diye konuştu.

“Savcıların harekete geçmesi gerekiyordu”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da eski SPK başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu hakkında suç duyurusunda bulundu.

Özdağ, adliye önünde yaptığı açıklamada, “Cumhuriyet savcıları bugüne kadar çoktan harekete geçmesi gerekiyordu. Bugün biz suç duyurusu yapıyoruz. Biz gerçekten takipçisi olacağız. Bundan sonra başka iddialar, başka yolsuzluk kanıtları çıkarsa onların da takipçisi olacağız” dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesinde Peker’in iddiaları hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

İYİ Parti Lideri Meral Akşener de dünkü açıklamasında altılı masayı oluşturan partilerin iddialar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını duyurdu.

SPK da suç duyurusu yapacak

Sermaye Kurulu Kurulu da kendileri hakkındaki iddialarla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

Ayrıca hakkındaki iddiaları reddeden ve sosyal medya hesabından açıklama yapan Ali Fuat Taşkesenlioğlu, Mine Tozlu Sineren adını göreve başladığı Nisan 2018 sonrası Erzurumlu olması hasebiyle ve onun adına randevu isteyen biri dolayısıyla öğrendiğini aktardı.

Firma sahiplerinin farklı kişiler üzerinden randevu talebine cevap vermeyeceğini belirttiğini kaydeden Taşkesenlioğlu, “Bu süreçte yönetim kurulu başkanlığını yaptığı şirketin işlemleriyle ilgili inceleme ve soruşturmalar devam etti. İncelemeler sonucu rapora bağlandıktan sonra, kendisinin de içinde bulunduğu kişiler hakkında Kurul Kararıyla 2 veya 3 suç duyurusu ihbarında bulunuldu” dedi.

Sedat Peker’in rüşvet mekanizması iddialarıyla gündeme gelen Turkuvaz Medya Grubu Başkanvekili Serhat Albayrak da haberler ve iddialar ile ilgili hukuki ve cezai işlemlerin başlatıldığını duyurdu.

Paylaşın

Kaftancıoğlu ‘Diktatör’ Benzetmesi İçin İfade Verdi; TDK’yı İşaret Etti

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu 12 Ağustos’taki bir toplantıda yaptığı konuşmada “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla başlatılan soruşturmada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ifade verdi.

Kaftancıoğlu, ifadesinde “Türk Dil Kurumu tarafından hazırlanan Güncel Türkçe Sözlükte “Diktatör” kelimesi “Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse” olarak tarif edilmiştir. Görüldüğü üzere siyasi terminolojiye ait bir kelime olan diktatör ifadesinin siyasi tartışma içinde eleştirel mahiyette kullanılması gayet tabiidir” dedi.

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yasama, yürütme ve yargı erklerini tek bir kişi veya parti uhdesinde toplamış olması sonucunda artık kuvvetler ayrılığından ve bunun tabii bir sonucu olarak demokratik bir cumhuriyetten bahsedilemeyeceği kesin olgularla ortaya çıkmıştır” ifadelerini kullanan Kaftancıoğlu şöyle devam etti;

“Yönetim şeklinin Cumhuriyetten uzaklaşıp, tek başlı bir sisteme doğru evrilmesi karşısında, mevcut sistemin toplum tarafından talep edilmiş olmasının veya sahip olunan yetkilerin demokratik yollarla elde edilmiş olmasının bir kıymeti yoktur.

Bütünüyle sisteme yönelik eleştiriler içeren bir açıklamanın Cumhurbaşkanı’nın kişilik haklarına saldırı teşkil etme imkanı yoktur. Bu bağlamda matufiyet şartı gerçekleşmemiş ifadelerden dolayı hakaret suçunun oluştuğundan bahsedilemez.”

‘Diktatör’ ifadesi

“Öte yandan metin içinde kullandığım diktatör ifadesi küçük düşürme, aşağılama kastıyla kullanılmamıştır. Bu ifadeyi kullanmaktaki amaç, işlemeyen bir sistemi gerekçeleriyle tanımlamak, cumhuriyetin temel kazanımlarını yok sayan bir sistemin demokratik yollarla değiştirilebileceğini ve cumhuriyete işlerlik kazandırılabileceğini vurgulamaktır.

Kaftancıoğlu, soruşturmaya konu olan konuşmasında “Partimize, partimizin ilkelerine, gençliğinize, kendinize ve sizlerin hayallerini hedefleri hâline getiren genel başkanımıza, genel başkanımızın sizlere sunduğu imkanlar ve sizin genel başkanımıza, partimize oluşturduğunuz ve artırdığınız enerjiye güvenerek belki de dünya tarihinde bir ilki başaracağız. Demokrasi yoluyla bir diktatörü bu ülkeden göndereceğiz.’ demişti.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Nebati’ye: Gece Gece Panikle Bana Yazmışsınız…

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati arasındaki atışmalar devam ediyor. Kılıçdaroğlu: Rahat olabilirsiniz, milletimizin derdi çözülsün, tek laf etmem demiştim zaten.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu dün yaptığı açıklamada kredisini ödeyemeyen vatandaşların borçlarını, yüksek faizle tahsil etmeleri karşılığında varlık şirketlerine satan bankaları hedef aldı ve bu şirketlere ödeme yapılmaması için çağrıda bulundu.

Bu açıklamanın ardından iktidar dar gelirlilere destek paketini açıkladı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de sosyal medya hesabından Kılıçdaroğlu’na, “Sayın @kilicdarogluk Anlaşılan siyasi beklentileriniz uğruna hesapsızca konuşmakta ve adeta bir piyasa manipülatörü gibi davranmakta ısrarcısınız” ifadesini kullandı.

Bakan Nebeti’nin açıklaması sonrası Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından “Sayın Nebati, gece gece panikle bana yazmışsınız, gazetelerinize gece yarısı manşet değiştirtmişsiniz. Oysa rahat olabilirsiniz, milletimizin derdi çözülsün, tek laf etmem demiştim zaten. Yeni hedef EYT ve Öğretmenler olmalıdır. Haydi bakalım…” paylaşımı yaptı.

CHP liderinin paylaşımının ardından Nebati de Twitter hesabından şu paylaşımı yaptı:

“Sayın Kılıçdaroğlu, bizim panikle yaptığımız hiçbir işimiz yok, sadece sizin rol kapma girişimlerinizi deşifre ediyoruz. 27 Temmuz’dan bu yana Adalet Bakanlığı’mız ile birlikte dar gelirli vatandaşlarımıza dönük devam eden çalışmalarımız kamuoyunun zaten malumudur. Sizin de çok iyi bildiğiniz üzere EYT ve öğretmenlerimiz konusunda da ilgili bakanlıklarımızla koordineli çalışmalarımız uzun süredir devam ediyor. Anlaşılan bizi yakından takip ediyorsunuz. Bizi izlemeye devam edin.”

Ne olmuştu?

CHP lideri Kılıçdaroğlu, dün AK Parti iktidarının uyguladığı faiz politikalarının sonuçlarını anlattığı bir video paylaşım yapmıştı. Kılıçdaroğlu, “Sevgili halkım, bu borçlar nedeniyle avukatlar tarafından aranacaksınız. Size, ailenize zarflar gönderecekler. Tehdit edecekler. Bunlar tefecidir, mafyadır. Bunlar engerekler ve çıyanlardır. Bunlar aşınıza ve ekmeğinize göz koyanlardır. Sakın, sakın ödemeyin. Seçimden sonra onlarla ben konuşacağım, ben. Ödemeyin” demişti.

Kılıçdaroğlu’nun bu videosunun ardından NTV, hükümetin üstünde çalıştığı dar gelirlilere yönelik destek paketiyle ilgili bir haber yayımlamıştı.

Bu pakete göre 6 milyona yakın vatandaşın icra takibine düşen 30 milyar lira civarındaki borcu tasfiye edilecek. Bu haberin ardından Nebati, sosyal medyada Kılıçdaroğlu’nu etiketleyerek bazı mesajlar paylaştı. Bakanın ifadeleri özetle şöyle:

“Anlaşılan siyasi beklentileriniz uğruna hesapsızca konuşmakta ve adeta bir piyasa manipülatörü gibi davranmakta ısrarcısınız.

Öte yandan bilmelisiniz ki kulislerden medet umarak rol kapmaya dönük her yeni manevranız, tüm milletimizde bir kez daha dejavu duygusuna sebep oluyor.

Altı boş vaatlerinizle yaptığınız “araba almayın” çağrınıza; makroekonomik dengelerimizi sağlamlaştıran Kur Korumalı Mevduat’a yaptığınız fütursuz saldırılara ve nice diğer çarpıtmalarınıza bugün bir yenisini daha eklemişsiniz. Şimdi de “borçlarınızı ödemeyin” diyorsunuz.

Bu açıklamalarınızı ne hikmetse daha bir gün evvel dar gelirli vatandaşlarımız için yakında 2 farklı destek paketi açıklayacağımızı, bu çalışmalarımızda son aşamaya geldiğimizi TV ekranlarında belirtmemizden hemen sonra aceleyle yapıyorsunuz.”

Paylaşın

Osmangazi Köprüsü İçin Firmalara 1,2 Milyar Dolar Ödendi

CHP Milletvekili Ahmet Akın, Osmangazi Köprüsü’ne ilişkin verileri açıkladı. 89 milyon aracın geçmesi gereken köprüden 55 milyon araç geçtiğini kaydeden Akın, yüklenici firmalara bir milyar 275 milyon dolar ödendiğini belirtti.

Osmangazi Köprüsü’nün araç geçiş sayısı uzun bir dönem “ticari sır” gerekçesiyle açıklanmazken, konuya ilişkin uzun bir sürenin ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’ndan açıklama geldi. Karaismailoğlu, araç geçiş sayısını 55 milyon 500 bin olarak açıkladı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Enerji Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın da günlük 40 bin araç geçiş garantisiyle inşa ettirilen Osmangazi Köprüsü’nün kamuya yükünün güncel kura göre 23 milyar 115 milyon 750 bin TL’ye ulaştığını ifade etti.

BirGün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre Akın, “1 Temmuz 2016 yılından bu yana 40 bin araç geçiş garantisi verilen köprüden açıldığı günden 10 Ağustos’a kadar 89 milyon 240 bin aracın geçmesi gerekiyordu. 33 milyon 740 bin araç geçiş yapmamış” bilgisini verirken, “Garanti ücreti hiç artmasa ve vatandaşın ödediği geçiş ücreti ile garanti ücreti arasındaki fark yok sayılsa bile Osmangazi Köprüsü’nün bugüne kadar kamuya oluşturduğu yük, bir milyar 275 milyon doları geçiyor. Bu da hemen hemen köprünün maliyetine denk geliyor” ifadelerini kullandı.

Akın, “Devletin kasasından tek kuruş çıkmadan inşa edilecek” denilerek ve araç geçiş garantisi verilerek yaptırılan projelerin tamamının aynı durumda olduğunu vurguladı.

‘Mantık dışı garantilere karşıyız’

“Osmangazi Köprüsü’ne verilen garanti tutarı, araç başına 35 dolar artı yüzde 8 KDV. Bu tutarın ABD enflasyonuna göre arttığı da kamuoyuna yansıdı” bilgisini beren Akın, “Üstelik Türk Lirası’ndaki değer kaybı nedeniyle vatandaşın ödediği köprü ücreti ile garanti tutarı arasında da çok büyük fark var. İktidar sözcüleri ya matematik bilmiyor ya da bile bile kamuoyunu zarar ettirmeyi tercih ediyorlar. Biz, yatırımlara değil işte bu mantık dışı dövizle verilen garantilere karşıyız” diye konuştu.

Döviz garantilerinin Türk Lirası’na çevrilmesi gerektiğini söyleyen CHP’lı Akın, “İktidar, 55 milyon 500 bin sayısını büyük bir başarıymış gibi duyarak açıklıyor ancak gerçekler ortada. Köprünün maliyetinin bir milyar 418 milyon dolar olduğu dikkate alındığında, güncellenen garanti tutarı ve ücret farkı hesaba da katıldığında verilen garantinin 6 yılda bir köprü maliyeti oluşturduğunu görüyoruz. Üstelik Osmangazi Köprüsü 2035 yılına kadar daha 13 yıl boyunca garanti kapsamında işletilecek. İktidara çağrımız döviz garantileri derhal Türk Lirası’na çevrilmeli ve garantili bütün otoyol ve köprülere ilişkin veriler kamuoyuna açıklanmalı” sözlerini kaydetti.

Paylaşın