Kürt Kökenli Seçmenlerin Gözü Ortak Adayda

İktidardan muhalefete tüm siyasi partiler -bir sürpriz olmazsa- 18 Haziran 2023’te yapılacak seçimi son yılların en kritik seçimi olarak görüyor. Bir tarafta iktidarını devam ettirmek isteyen Cumhur İttifakı ortakları, diğer tarafta “artık değişim zamanı geldi” diyen muhalefet sahada.

Anketlere bakılırsa Cumhur İttifakı ortakları daha çok “düşen oylarını durdurmak, tabanını tutmak” için çalışıyor. İktidar hedefiyle yola çıkan muhalefet partileri ise bu süreçte atak yaparak oylarını yükseltmek zorunda. Bunun için de daha önce ihmal edilmiş, gidilmemiş, dinlenmemiş toplumun farklı kesimlerinin kapısı çalınıyor. CHP yöneticilerinin dahi geçen seçim dönemleri için “tabela partisi haline geldik” dediği Kürt seçmenin yoğun yaşadığı bölgeden oy alma isteği işte bu çabanın ürünü.

CHP’nin teşkilat yapısını güçlendirmek, oy oranını artırmak amacıyla kurduğu Doğu Masası yaklaşık 1.5 yıl önce çalışmaya başladı. Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’ndeki 24 ilde sadece 8 milletvekili bulunan CHP bu sayıyı da arttırmak istiyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı başkanlığında geniş bir heyetin içinde yer aldığı çalışmalar kapsamında bugüne kadar birçok adım atıldı. Öncelikle il başkanlıklarında kimi değişimlere gidildi, ardından partiye yeni-taze kan için üye kampanyası başlatıldı. Doğu Masası çalışmasındaki partililer de zaman zaman tek ya da heyetler halinde bu kentlere giderek çalışmalara katkı sundu.

Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın aktardığına göre, Doğu Masası çalışmasının meyvesi ilk olarak yeni üye faaliyetinde görülüyor. Partinin verilerine göre CHP’de son dönem en çok üye artışı olan illerde ilk 10 sırada Doğu Masası illeri var. Örneğin bölgenin en büyük kentlerinden Van’da son gerçekleşen 600 katılımla birlikte üye sayısı bir buçuk yılda 4 kat artış göstererek 2 binden 8 bine çıkmış durumda. Diğer illerde de benzer bir süreç işlediği ifade ediliyor. Partililer üyelik çalışmasının önemini, “Üye aidiyet demek, yeni kadro demek, sahada daha çok çalışacak insan demek. Bunun bir de sandık güvenliği açısından önemi var” sözleriyle açıklıyor. Yeni üyelerin batıya göç etmiş akrabalarının da partiye yakınlık duyması hatta onların da bulundukları kentte üye olması bu “çalışmanın bonusu”, “çarpan etkisi” olarak görülüyor.

Doğu Masası’nda yeni yönetim ve üyelerin il teşkilatlarında yarattığı heyecanı gözlemlemek mümkün. Ama bu çalışmanın meyve vermesinde genel merkez yönetimindeki son politik atakların katkısı da tartışma götürmez. Çünkü Van’da da Hakkâri sokaklarında da insanlar CHP’nin sahada çalışmasını takdir ederken asıl CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşme süreci, Roboski ziyareti, Suriye tezkeresine ret oyu verilmesi ve Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne yapılan ziyaret gibi adımları konuşuyor.

Yine CHP lideri ve yöneticilerinin Kürt sorununu bir Türkiye sorunu olarak gördükleri, bunu Meclis zemininde çözecekleri açıklamaları da önem taşıyor. Bu gelişmeler CHP’de bir değişimin işaretleri olarak okunurken teşkilatların sahada çalışırken daha iyi karşılanmasını sağlıyor. Kürt seçmen, “Oy almak, vekil çıkarmak istiyorsanız insanların gönüllerine girmelisiniz”, “İktidar olunca değişmeyin, çok oy alamazsanız da yok saymayın, lütfen millete hizmetkâr olun” diyor.

CHP oyları yüzde 3-4’ten yüzde 10’a çıktı

CHP oy artışında iddialı. Partililer bölge illerindeki oyun 3, hatta 4’e katlandığını söylüyor. Bu, yüzde 3-4 bandında, hatta MHP’nin de gerisinde olan oyların yüzde 10 civarına geldiği anlamına geliyor. Rawest Araştırma’dan Roj Girasun da bu veriyi doğruluyor. Girasun, “CHP Diyarbakır’da oyunu 3, hatta 4 kat arttırmış görünüyor. 4 büyükşehir Diyarbakır, Mardin, Urfa, Van’da CHP’nin yüzde 2.5-3’te seyreden oyunun bugün 9’larda seyrettiğini görüyoruz. Bu önemli bir başarı” diyor.

Araştırmalara göre “HDP’nin oylarında büyük değişim yaşamadığı” tabloda bu oy artışı iktidar partisini işaret ediyor. CHP yöneticileri gelen oyların AK Parti’den olduğunu, son dönem partiye katılan üyelerin de bunun işareti olduğunu söylüyor. Bunu doğrulayan Girasun’un dikkat çektiği bir de yeni seçmen, ilk kez oy kullanacak gençler var. Girasun CHP’deki oy artışını şöyle açıklıyor:

“Geçmiş dönem özellikle merkez sağdan (DYP-ANAP gibi) AK Parti’ye eklenmiş oylar bugün CHP’ye doğru akıyor. Merkez sağ, milli görüş koalisyonu olan AK Parti merkez sağı kaybediyor. Ama CHP’nin Kürt seçmen içinde yükselişinin en önemli sebeplerinden birisi, sadece burası da değil ülke genelinde artışta ilk defa oy kullanan seçmenler var. Bölgede ilk defa oy kullanan seçmende, CHP’nin ikinci parti olduğunu görüyoruz. Genç seçmenler eski tarz siyasetten rahatsız. İkincisi sosyolojik bir değişim var. Daha seküler, daha esnek bir seçmen var ve CHP’yi daha merkez, kendilerine yakın bir parti olarak görüyorlar. CHP’nin İstanbul, Ankara’da belediyeleri kazanması ile oluşan yeni iklim, Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu fenomenlerinin görülmesi, sosyolojik olarak sekülerleşme önemli. Din yorgunu bir gençlik var.”

‘CHP Van ve Diyarbakır’da vekil çıkarabilir’

CHP bölgede arttırdığı oyla hiç milletvekili olmayan Van, Diyarbakır gibi büyük kentlerde milletvekili çıkarmak istiyor, bunu da yapacağı iddiasında. Rawest Araştırma’dan Roj Girasun da anketlere bakıldığında önümüzdeki seçimde CHP’nin Diyarbakır, Urfa, Van’da uzun bir aradan sonra vekil hatta vekiller çıkarmasının kuvvetle muhtemel olduğunu söylüyor.

CHP’ye bölgede yeni katılımlar açısından özel bir aşiret parantezi açmak gerekiyor. Daha önce AK Parti ile hareket eden bazı aşiretler bu süreçte CHP’ye katıldı. Hakkâri’den Diri Aşireti Kanaat Önderi Faris Diri, Badikan aşiretinden Fatih Cengiz, Suruç’ta Dına, Şedadi ve Asi Aşiretleri ve Van Ertuşi aşireti lideri İskender Ertuş CHP’ye üye oldu. Aşiret temsilcilerinin CHP’ye katılımı “Aşiretler iyi koku alır. Bunu yapıyorlarsa iktidar gerçekten gidici. İktidar değişimini hissediyorlar” şeklinde yorumlanıyor. Ancak bu isimlerin başta milletvekilliği olmak üzere taleplerinin, batı seçmeni ve aşiret sistemine karşı olan siyasi tutumlar da dikkate alınarak nasıl yönetileceği CHP açısından önemli bir sınav olacak gibi görünüyor.

Altılı Masa’nın adayı bekleniyor

CHP’nin Doğu Masası çalışmasında parlamento seçimi kadar Cumhurbaşkanlığı seçimi de büyük önem taşıyor. CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek ve DEVA Partilerinin oluşturduğu Altılı Masa’nın çıkarmak istediği ortak Cumhurbaşkanı adayı Kürt seçmenin de yakın takibinde. 6 siyasi yapının yer aldığı Emek ve Özgürlük İttifakı ile seçime girme hazırlığı yapan HDP, yaklaşık bir yıl önce açıkladığı tutum belgesindeki ilkeler çerçevesinde ortak adayı müzakere etmek istediğini ilan etmişti. Bölgede en güçlü parti olan HDP’nin yönetimi ve bölge seçmeninin bu sürecin nasıl sonuçlanacağına kilitlendiğini söylemek mümkün. HDP yöneticileri CHP’nin bölgedeki hareketliliğini izlediklerini bundan da memnuniyet duyduklarını ifade ediyor. Ortak adayla ilgili ise hem partililerin hem de Kürt seçmenin endişeleri var.

Ortak Cumhurbaşkanı aday adayları arasında ismi sayılan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a ülkücü geçmişi nedeniyle bölgede mesafe konulması sır değil. İlk seçildiği dönem bölgedeki Kürt seçmenin de ilgiyle izlediği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu içinse bir “güven zedelenmesi” olduğunu ifade edenler var. Bunun nedenini bir Kürt seçmen, “İmamoğlu’nun son dönem yaptıklarını izliyoruz. HDP ile kazanıp Meral Akşener ile kol kola girersen Kürtlerin sempatisini kaybedersin” sözleriyle açıklıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığı içinse esnaf ziyaretlerinde seçmenin “Bay Kemal’e oy verebilirim” ifadeleri dikkat çekiyor.

Son 1 yılda oyunu en çok artıran isim Kılıçdaroğlu

Rawest Araştırma’dan Girasun 2021 yılı ocak ayında yapılan araştırmada Cumhurbaşkanı adayı olarak sırasıyla İmamoğlu, Yavaş ve Kılıçdaroğlu isimlerini tespit ettiklerini bugünse sıralamanın İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ve Yavaş’a dönüştüğünü söylüyor. Son 1 yıl içinde oyunu en fazla artıran ismin Kılıçdaroğlu olduğuna dikkat çeken Girasun, “Kılıçdaroğlu’nun bugün oy arttırma marjı İmamoğlu ve Yavaş’tan daha yüksek görünüyor. Ama HDP seçmeni Cumhurbaşkanlığı seçiminde parti yönetiminin tutumuna göre tavır alacağını, yol alacağını söylüyor. Bunun haricinde Kılıçdaroğlu’na sadece HDP seçmeninin değil genel olarak muhafazakâr Kürt seçmenin de ilgisi olduğunu görüyoruz. Bu ilgiyi desteğe dönüştürüp dönüştürmeyeceği, CHP’nin bu yükü ne kadar sırtlanacağı ile alakalı” diyor.

Van’da bir Kürt seçmenin, “Meclis’te HDP’ye oyumuzu veririz ama Cumhurbaşkanı adaylığında gelişmelere bakarız. HDP aday çıkarırsa adayımıza oy veririz. Çıkarmazsa destek verirse ortak adaya oy veririz. İşte İstanbul, Ankara’da vermedik mi?” sözleri de eğilimin ortak adayla ilgili anlaşmayla şekilleneceğini gösteriyor.

CHP’nin Doğu Masası çalışmalarını yakından izleyen Roj Girasun, CHP’de 2011 yılı ile başlayan değişimin Kürt seçmenler tarafından yakından izlendiğini belirterek, “Bugün 2011’de izlenmeye başlayan, sonra ilgiye, şimdi ise beğeniye dönüşen tabloda, CHP ile Kürt seçmen arasındaki iletişimin bugün oya dönüşmeye başladığını görüyoruz. Burada CHP’ye yakınlık büyük oranda ideolojik mesafenin açılması değil. Bir müttefiklik ilişkisine haiz olmak. Müttefiklik ilişkisi güveni vermek. CHP’nin kurumsal kimliğine, ideolojik geçmişine dair Kürt seçmenin kuşkuları, soru işaretleri var. Ama burada Kılıçdaroğlu’nu belki CHP’den ayırmak lazım. Kılıçdaroğlu’na duyulan güvenin CHP’nin kurumsal kimliğinin önünde olduğunu söyleyebiliriz. Bu da Kılıçdaroğlu’nun söylemini parti politikalarına yansıtma açısından yetersiz olduğunu gösteriyor bize” dedi.

Doğu Masası’nın 4 günlük bölge turunda seçmenlerin değerlendirmelerine bakılırsa CHP’ye değişim için kredi vermeye hazır olduklarını görebiliyoruz. Ancak bu kredi ortak Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı, adayın vaatleri ve tabii seçim dışında da CHP’nin Kürt seçmenlerin sorunlarına kulak verip vermeyeceği ile ilgili olacak.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Parti Yöneticilerine ‘Adaylık’ Uyarısı: Konuşmayın

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin oluşturduğu ‘Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayına ilişkin tartışmalar sürerken, konuya ilişkin dikkat çeken bir açıklama da CHP’li Öztrak’tan geldi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, sosyal medya hesabından bir paylaşım yaparak, “Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda, altılı masa ve onu meydana getiren partilerin Sayın Genel Başkanları dışında hiç kimsenin açıklama yapma yetkisi yoktur.” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun bir gazetede “Kemal Bey olmazsa masa dağılır” başlığı ile yayınlanan açıklaması parti içinde ve Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin oluşturduğu ‘Altılı Masa’da tartışma konusu oldu.

Kuşoğlu’nun açıklaması ilgili parti yöneticileri değerlendirme yapmazken, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun, “Milletvekillerine ve genel başkan yardımcılarına, 6’lı masanın karar verdiği, vereceği konular, yani 6 genel başkanın görüşeceği kararlar ile ilgili değerlendirmede bulunulmaması talimatı verdiği” öğrenildi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak da sosyal medya hesabından bir paylaşım yaparak, “Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda, altılı masa ve onu meydana getiren partilerin Sayın Genel Başkanları dışında hiç kimsenin açıklama yapma yetkisi yoktur.” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Kürt Kökenli Seçmenler ‘Cumhurbaşkanı Adayı’ Olarak Kimi İstiyor?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu ‘Altılı Masa’nın cumhurbaşkanlığı için ortak aday olarak kimi çıkartacağının henüz belli olmadığı bir dönemde Kürt seçmenlerin ve HDP’nin seçim denklemindeki önemi de çok tartışılan konular arasında.

Uzmanlar Kürt seçmenlerin ve HDP’nin oylarının bir adayın seçilebilmesinde farklı açılardan önemli olduğuna dikkat çekiyor.

Erkene alınmaması durumunda Haziran 2023’de düzenlenecek olan seçimlerde CHP, İYİ Parti, Saadet, DEVA, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu altılı masanın adayı ile ilgili CHP’de ağır basan eğilim Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu. Masanın diğer ağır ortağı İYİ Parti ise Kılıçdaroğlu’nun adaylığına açık bir şekilde itiraz etmezken, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ismini ön plana çıkartıyor.

Muhalefetin adayı ile ilgili Kürt seçmenlerin ve HDP’nin oylarının kritik önemde olduğu da dikkat çekilen bir başka nokta.

Peki “Kürt seçmenler” derken yüzde kaçlık bir orandan bahsediliyor, bu seçmen kitlesinin profili nasıl ve Kürt seçmen cumhurbaşkanı adayı olarak kimi istiyor?

Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi (TEAM) Direktörü Ulaş Tol, Kürt seçmenlerin de her seçmen kategorisi gibi “yekpare ve homojen” olmadığını söyleyerek, mesela dindar Kürtlerin de çoğunluğunun HDP’ye oy verdiğini belirtiyor. Tol, AKP sadece dindar Kürtlerden destek bulduğu için, sanki dindar olanlar AKP’ye oy verir gibi bir yanılgı bulunduğuna dikkat çekerek, son yıllarda Kürt seçmen profilinin de değişmekte olduğunu şu sözlerle aktarıyor:

“Kürt seçmenler arasındaki iki kutuplu seçmen davranışı yerini görece çeşitlenen bir fotoğrafa bırakıyor. Bugün listede iki yerine birçok parti adı var. Hatta aynı hane içinde farklı eğilimler söz konusu. 2018 verilerine göre kabaca anlatmak gerekirse, Türkiye’de eğer 100 Kürt yaşıyor olsa, daha doğrusu oy kullanan 100 Kürt varsa yaklaşık 30’unun AKP’ye, 10-11 tanesinin CHP’ye, 55-60’ının da HDP’ye oy verdiğini tahmin ediyoruz.”

Tol, Kürt seçmenin beklentisinin “maksimalist” olmadığını, siyasetten bir anda tüm sorunlarını çözmesini beklemediğini söyleyerek, Kürtlerin daha çok reel siyaseti izlediğini ve tek başına ekonomiye ya da demokratik değerlere bakarak hareket etmediğini ifade ediyor.

Kürt seçmenlerin esas beklentisini “sorunların tekrar konuşulabilir olduğu, çözülebileceğine dair adımların atılmaya başlandığı bir iklime geçilmesi” olarak gözlemlediklerini belirten Tol, şöyle konuşuyor:

“İkinci olarak da Türkiye’nin başta ekonomi, eğitim gibi en temel sorunlarının çözümünde ne kadar ümit vaat ettiğine bakıyor. Öte yandan çoğunluğu için bugün iktidarın değişmesi tüm bu faktörler için ana koşula dönüşmüş durumda. Ancak iktidar değişirse Türkiye değişebilir ön kabulü belirleyici.”

AK Parti’nin Kürtlerdeki oy kaybı ne kadar?

Bu arada araştırmalarda görünen 2018’den beri Kürtlerin oy davranışlarında ciddi bir değişim olduğu yönünde.

Ruhavioğlu’na göre AKP’nin Kürt seçmenden 2018’de aldığı 30 puan, bugün 18-19’lara, hatta belki 16’lara kadar gerilemiş durumda. “Yani AKP Kürt seçmende üçte birden fazla destek kaybetmiş” diyen Ruhavioğlu, buna karşılık CHP’nin ise oylarını ikiye katladığını belirtiyor.

Ruhavioğlu, tüm bu oranlardan bahsederken Türkiye genelindeki Kürt seçmenler için konuştuğunu, yani sadece doğu ve güneydoğu olarak düşünülmemesi gerektiğini de sözlerine ekliyor.

Bu arada CHP’nin oluşturduğu Doğu Masası, Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’nın başkanlığında bölgedeki ikinci turunu sürdürüyor. CHP’li yetkililer son dönemde Kürt seçmenler nezdinde oylarını artırdıklarını kendilerinin de sahada bizzat gördüklerini belirterek, ismi “doğu” olmakla birlikte bu etkinin yurt geneline yayılmasını beklediklerini kaydediyorlar.

Kürt seçmen neden önemli?

Uzmanlara göre partiler arası oy geçişlerinde Kürt seçmenin önemi daha iyi anlaşılabiliyor.

Ruhavioğlu, son yıllarda Kürt seçmenlerde “AKP’den CHP’ye doğru bir akış” bulunduğunu ve bunun en başta AKP için büyük risk olduğunu belirterek, bu saptamasının ayrıntılarını şöyle anlatıyor:

“Çünkü Türkiye’de seçmen grupları içinde AKP’den en fazla kopan grup Kürtler. Yaklaşık yüzde 30-35 oranında bir kopuş var. Bu elbette ki AKP için çok büyük bir şey. Öbür taraftan CHP gibi oyunu iki katına çıkarmış herhangi bir demografik grup yok Türkiye’de. Yani CHP’ye de oy desteği taşıyan gruplar arasında en büyük grup Kürt seçmen. Dolayısıyla bunlar da Kürt seçmeni Türkiye’de önemli bir aktöre dönüştürüyor.”

Ruhavioğlu ayrıca genç seçmenlerin yaklaşan seçimlerde önemini hatırlatarak, alttan yeni seçmen geldikçe Kürt seçmenin oranının arttığını, “Bugün yetişkin nüfusta Kürt seçmenler yüzde 20 ise, genç seçmenler içinde yüzde 25’ten fazla” diyor.

TEAM Direktörü Tol da “genç Kürt seçmenin” önemini şu sözlerle aktarıyor:

“2023 seçimlerinde yüzde 10’un üzerinde bir oranda seçmen ilk kez oy kullanacak. Yeni seçmenin iktidara desteği belirgin düzeyde daha düşük. Kürt seçmenler arasında ise hem yeni seçmen oranı Türkiye ortalamasından daha yüksek hem de iktidar desteği daha da düşük. Dolayısıyla Kürtler arasında genelde gençler özelde de yeni seçmenler iktidarın oy kaybının önemli unsurlarından.”

HDP’siz denklem mümkün mü?

Öte yandan, son dönemde HDP’siz cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmaya yönelik bazı olası denklemlerin konuşulduğu da göze çarpıyor. Peki bu matematik olarak mümkün mü?

Ruhavioğlu, HDP’nin oyunun sadece HDP oyu demek olmadığını söyleyerek, bu hususu şöyle açıklıyor:

“(HDP’nin 12 puanı gelmesin, Mansur Yavaş Erdoğan’ı yine de geçer) demek yanlış; çünkü HDP’nin Yavaş karşısında yaratacağı sinerji ya da oraya doğru gelecek bir rüzgarı kesmesi bir sürü başka yeri etkiler. Örneğin Türkiye’de Yavaş’ı sevmeyen solcular HDP desteğiyle oy verebilecek iken, HDP karşısında kaldığında onların da gelmesi zorlaşır.”

HDP’siz denklemlere ilişkin HDP’li üst düzey bir yetkili “Denemesi bedava, ama faturası yüklü olur” sözlerini sarf ediyor.

Tol ise HDP’li seçmenlerin önemli bir çoğunluğunun eğiliminin kolektif kararı izlemek olduğunu söyleyerek, bunun önemini Ankara yerel seçimini hatırlatarak şöyle anlatıyor:

“Yerel seçim öncesi Ankara’da saha araştırmalarımızda HDP’li seçmenlerin ağırlığı Yavaş’a oy vermeyeceğini, oy kullanmayacağını söylüyordu. Ancak muhtemelen Demirtaş’ın bağra taş basma çağrısının karşılık bulmasıyla büyük çoğunluğu Yavaş’a oy verdi. Bugün ise tersi bir kolektif tutum sadece HDP’lileri değil, AKP’den kopan Kürtleri de etkiler. Zira onların kopuş motiflerinde iktidarın milliyetçi söylemleri de önemli bir etken oldu.”

Bu arada HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, partisinin tutumunu dün Muş’ta yaptığı açıklamada “6’lı masa ile bir ittifakımız yok, yapmayı da düşünmüyoruz. Parlamento seçimlerinde bizim kendi ittifakımız var, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise müzakereye açığız. Müzakere ederlerse konuşuruz, etmezlerse başımızın çaresine bakarız, kendi adayımızı çıkarırız” sözleriyle özetledi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın