AK Parti İktidarı Döneminde Çiftçilerin Borcu 86 Kat Arttı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Orhan Sarıbal, çiftçilerin borcunun AKP iktidarı döneminde 86 kat artarak 206 milyar liraya çıktığını söyledi. BDDK verilerine göre de çiftçilerin son bir yılda kullandığı kredi tutarında yüzde 43’lük artış yaşandı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, artan girdi maliyetleri nedeniyle çiftçilerin bankalardan kullandığı kredi tutarı son bir yılda yüzde 43 artarak 205,8 milyar liraya çıktı. Çiftçilerin son bir yılda kullandığı kredi miktarının ise 61,8 milyar liraya çıktığını belirten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Bu bir rekordur. Çiftçi borçlanarak ayakta kalmaya çalışıyor. Çiftçi çığ gibi artan borçlar altına eziliyor, batıyor” dedi.

Halk TV’den Nuray Tarhan’ın haberine göre “Çiftçilerin 2002 yılında bankalardan kullandığı kredi miktarı 2,4 milyar lira iken, 20 yıllık AKP iktidarı döneminde 86 kat artarak 206 milyar liraya çıktı” bilgisini veren Sarıbal, “Bu borç cumhuriyet tarihinin borç rekorudur” ifadesini kullandı.

‘Çiftçi başına 100 lira borç’

Sarıbal, sözlerine şöyle devam etti:

“Her ay çiftçimizin bankalardan kullandığı miktarı da artmaktadır. Çiftçimiz bir yılda 29 milyar lira destek alırken sadece bir ayda kullandığı kredi miktarı 11 milyar lira, yılbaşından bu yana ise 40 milyar lira oldu. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 2,1 milyon çiftçinin borcu 206 milyar liraya ulaştı. Bu, çiftçi başına yaklaşık 100 bin lira borç demektir. Hiç bankalardan kredi kullanmayan çiftçiler olduğunu düşünürsek, borçlu çiftçinin kişi başına borç miktarının çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

Ayrıca çiftçilerimizin Tarım Kredi Kooperatifi ve serbest piyasada tarımsal girdi sağlayan akaryakıt istasyonları, gübre, zirai ilaç, tohum ve ekipman tedarikçilerine borçlarını da ilave edersek, borcun 300 milyar lirayı geçtiğini rahatlıkla ifade edebilirim. Artan maliyetler nedeniyle çiftçi ürettiğinden para kazanamıyor. Çiftçi mevcut borçlarına takla attırarak daha çok borçlanıyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Bu borç sarmalı için çözüm bulunmaz ise borç balonu yakında patlar.”

Paylaşın

Çiftçinin Kullandığı Mazota Bir Yılda Yüzde 330 Zam Geldi

İklim krizi, yanlış tarım politikaları ve tarım faaliyetlerindeki üretimler için koşulların elverişli olmaması çiftçiyi olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Kuraklığın tarım faaliyetlerine etkisi gün geçtikçe kendini daha yakıcı bir şekilde hissettirirken, her geçen gün artan üretim kalemleri de çiftçiyi ayrıca zora sokuyor.

Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, Türkiye genelinde 52 kentte yaşanan kuraklık sorununu ve çiftçi üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

“Zamlar üreticiyi de tüketiciyi etkiliyor”

Kuraklığın bu yıl, geçen yıla göre daha az ama bölgesel olarak aynı yakıcılıkta devam ettiğini söyleyen İskenderoğlu, mazot zamlarına da dikkat çekerek “Güneydoğu Anadolu bölgesinin bir kısmında kuraklık etkisini sürdürüyor. Bu yıl kuru tarlalarda 350-400 kilo civarında buğday, 100-150 kilo civarında mercimek hasılatı bekliyoruz. Sulu tarlalarda ise 550-650 kilo buğday hasılatı bekliyoruz,” dedi.

İskenderoğlu, geçen yıl ve bu yılın mazot, elektrik, amonyum nitrat ve ilaç fiyatlarını karşılaştırarak şunları söyledi:

“Geçen yıl çiftçinin kullandığı mazot 8 liraydı, şu an ise 29 lira oldu. Bu, yaklaşık olarak yüzde 330 artış demek. Geçen yıl elektriğin kilowattı 0.90 kuruştu; şu an 2,17 kuruş. Yüzde 250 civarında zamlandı elektrik.

“Yüzde 26 azotlu amonyum nitratın bir tonu geçen yıl 1860 liraydı, şu an 7750 lira. Azotlu üre gübresi (mısır için kullanılan) geçen yıl 3,3 liraydı, bugün ise 14 lira. Tarımda en büyük harcama kalemi olan gübreye de fahiş fiyatlarda zam geldi. Yine aynı şekilde tarım ilaçlarına yüzde 150 zam geldi.”

Tarımda tehlike çanları

Çözüm için önerilerde bulunan ve üreticileri uyaran Süleyman İskenderoğlu “Üretici enflasyonu yaklaşık olarak yüzde 400 civarında. Tüketiciler ekmeği yılın sekizinci ayında yaklaşık 7, on ikinci ayında ise 8 liraya alacak. Tarım için ciddi anlamda tehlike çanları çalıyor,” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) açıkladığı fiyatlarla, piyasadaki fiyatlar arasında ciddi farklar var. TMO bu yıl serbest piyasadan buğday ve arpa alamayacak. Ben buradan çiftçilere bir uyarıda bulunmak istiyorum. Malınızı satmayın, dayanabildiğiniz kadar dayanın, buğday fiyatları yükselecek.”

Adım adım gıda krizi

Piyasada buğday stoğu olmadığının ve adım adım gıda krizine doğru sürüklenildiğinin altını çizen İskenderoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bir gıda krizine doğru hızla yaklaştığımızı söylemek gerekiyor ve bunu saklamanın bir anlamı yok. Ülke olarak tedbir almak için çok geç kaldık. Çözüm olarak yarıda kalmış ve tamamlanmasına az kalmış yavru su kanallarının bitirilmesi gerekiyor. Çevreye zarar vermeyen su kanallarının bir an evvel faaliyete geçirilmesi gerekiyor.”

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın