Türkiye’de Her İki Çocuktan Biri Yoksul

“Türkiye’nin Yokluk ve Yoksulluk Raporu”nda, “Türkiye’de 9.4 milyon çocuk yoksulluk çekiyor. Yani Türkiye’deki her iki çocuktan birisi yoksul” bilgisi yer aldı.

Raporda, Türkiye’de beş yaş altı çocukların yüzde 1,7’sinin akut yetersiz beslenme, yüzde 6’sının ise kronik yetersiz beslenme yaşadığının altı çizildi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karabük milletvekili Cevdet Akay, “Türkiye’nin Yokluk ve Yoksulluk Raporu”nu açıkladı. Sol Haber’in aktardığına göre; Ekonomiden yoksulluğa, eğitimden adalete kadar farklı verileri içeren “Türkiye’nin Yokluk ve Yoksulluk Raporu”na göre, Türkiye’de her iki çocuktan biri yoksul.

Çalışmaya göre, 2018’de 3 milyon 494 bin 931 olan sosyal yardımdan yararlanan hane sayısı, 2023’te 4 milyon 400 bin haneye yükseldi. Bu hanelerde yaşayan kişi sayısı ise 17.6 milyon olarak kayıtlara geçti.

Raporda, “AKP iktidarı 3 Kasım 2002 tarihinden bu yana yoksulluğa son verecek çalışmalar yapmak yerine, yurttaşlarımızı sosyal yardımlara bağımlı hale getirmiştir. Yoksulluk her yıl önemli bir artış gösterirken, yardım alan yurttaş sayısı da bununla bağlantılı olarak artmıştır. AKP yaptığı sosyal yardımlarla yoksulluğa geçici çözüm üretmiş, bu sorunu kökten çözecek reformları hayata geçirmemiştir. Özetle, iktidar muhtaç ve yoksul bir toplum yaratarak, biat zihniyetini politika aracı haline getirmiştir” ifadeleri kullanıldı.

En çok yoksulluk içindeki çocukların durumuna dikkat çekildi. 15-29 yaş arasında eğitim öğretim almayan gençlerin oranı yüzde 28.7. Türkiye, çocuk yoksulluğu açısından OECD’ye üye 41 ülke arasında yüzde 22 oranıyla en yüksek yoksulluk oranına sahip ikinci ülke konumunda. Ekonomik yoksunluk nedeniyle ailesinin bakamadığı çocuk sayısının 2002’de 12 bin 75 iken, 2023’te 165 bine yükseldiğine de işaret edildi.

Raporda “Türkiye’de 9.4 milyon çocuk yoksulluk çekiyor. Yani Türkiye’deki her iki çocuktan birisi yoksul” bilgisi yer aldı.

Türkiye’de beş yaş altı çocukların yüzde 1,7’sinin akut yetersiz beslenme, yüzde 6’sının ise kronik yetersiz beslenme yaşadığının altı çizildi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun, Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistiklerine göre, çocukların karıştığı olay sayısı 2022 yılında, 2021 yılına göre yüzde 20,5 oranında artarak 601 bin 754’e ulaştı. 2014’te 11 bin 95 olan, “Çocukların Cinsel İstismarı”na ilişkin suç sayısı ise 31 bin 885’e yükseldi. Türkiye’de 9 bin 308 çocuk, “Uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak” suçundan güvenlik birimlerine götürüldü.

CHP’li Akay, “Güç zehirlenmesine maruz kalan iktidar, halkı yavaş yavaş öldürüyor. Bağımsız olması gereken Merkez Bankası ve TÜİK Saray’ın emrinde. Saray sadece kendi lüksü ile şahsi hırsını odağına almakta” ifadesini kullandı.

Eğitim durumu

6-17 yaş arasında 570 bin 293 çocuğumuz eğitim dışında.

Devlet okulları işletmeye dönüştü. Özellikle meslek liselerinde açılan işyerleri ile döner sermayeye para akışı, eğitim adı altında öğrencilerin işgücü ile sağlanmaya çalışıldı.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yayımladığı son rapora göre, Türkiye’de orta eğitim (lise) harcamalarında 40 ülke arasında 38. sırada.

OECD ortalamasında, ilköğretimden yükseköğretime kadar öğrenci başına eğitim kurumları harcaması, 11 bin 680 dolar. Türkiye’de yapılan harcama, 5 bin 723 dolar.

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) araştırma sonuçlarına Türkiye, araştırmaya dahil olduğu 2003 yılından bu yana okuma, matematik ve fen bilimleri alanlarının tümünde OECD ortalamasının altında kalmıştır.

15-19 yaş aralığında yüzde 69 olan okullaşma oranıyla OECD ülkeleri arasında son sıralardayız.

Akademik özgürlükler endeksine göre, 175 ülke arasında 170. sıradayız.

Para nereye harcandı?

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan Genel Faaliyet Raporları incelendiğinde vakıf ve derneklere;

2012 yılında 381 milyon lira,
2013 yılında 590 milyon lira,
2014 yılında 628 milyon lira,
2015 yılında 874 milyon lira,
2016 yılında 581 milyon lira,
2017 yılında 581 milyon lira,

2018 yılında 818 milyon lira,
2019 yılında 841 milyon lira,
2020 yılında 1 milyar 92 milyon lira,
2021 yılında 866 milyon lira,
2022 yılında 1 milyar 792 milyon para transferi gerçekleştirilmiştir.

Raporda, “Son 11 yılda iktidar, merkezi yönetim kapsamındaki kuruluşlar aracılığıyla vakıf ve derneklere toplam 9 milyar 44 milyon lira para transferi yapmıştır. Hangi vakıf ve derneklere bu paralar aktarıldı? Biz soruyoruz, iktidar en iyi yaptığı işi yapıyor, duymazlıktan gelerek kaçıyor” ifadeleri kullanıldı.

Paylaşın

CHP Lideri Özel’den ‘Tasfiye’ Açıklaması: Söz Konusu Değil

Tasfiye iddialarına ilişkin değerlendirmede bulunan CHP Lideri Özgür Özel, “Battal Başkan, uzun süredir yaptığı göreve aday gösterilmemesinin verdiği üzüntüyle – ki bunu anlıyorum – meseleyi nesnel ve tarafsız değil, öznel bir yerden değerlendirmiş” dedi.

“Ne Alevinin ne Kürt’ün tasfiye olduğu yok” diyen Özel  “Kendisi “Ben aday gösterilmedim” deyip bunun üzerinden değerlendirme yapmış. Birkaç gün sonra o değerlendirmelerden pişmanlık duyacağını düşünüyorum. Üzüntüsüne veriyoruz. Sonuçta değişim olması lazım” diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partili (CHP) İstanbul Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, dördüncü kez aday gösterilmeyince partisinden istifa etmişti. CHP’nin kurultayında Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyenlerin tasfiye edildiğini ileri süren Battal İlgezdi’nin iddialarına CHP Genel Başkanı Özgür Özel yanıt verdi.

Sözce yazarı İsmail Saymaz’a konuşan Özel, Battal Başkan, uzun süredir yaptığı göreve aday gösterilmemesinin verdiği üzüntüyle – ki bunu anlıyorum – meseleyi nesnel ve tarafsız değil, öznel bir yerden değerlendirmiş” dedi.

“Ne Alevinin ne Kürt’ün tasfiye olduğu yok” diyen Özel “Kendisi “Ben aday gösterilmedim” deyip bunun üzerinden değerlendirme yapmış. Birkaç gün sonra o değerlendirmelerden pişmanlık duyacağını düşünüyorum. Üzüntüsüne veriyoruz. Sonuçta değişim olması lazım” diye konuştu. Özel şunları söyledi:

İstanbul’da Kemal Bey’i destekleyen Bora Balcıoğlu, ankette önde çıktığı için aday gösterildi. Gülizar Emecan, Bahçelievler’in adayı, kongrede karşımızdaydı. Battal Bey’in aday gösterilmediği gün aday gösterilen 10 kişiden dördü kurultayda karşımızdaki isimdi. Bir tasfiye söz konusu değil. Bu iddiaları, yayınlanan aday listeleri yalanlıyor.

Hatta bana şöyle eleştiriler geliyor: “Siyaset bu kadar objektifliği kaldırmaz. Kendine yakın isimleri koymalıydın bazı yerlere. Kılıçdaroğlu’na yakın ve kongrede yanında durmayanları görevlendiriyorsun” diyorlar. Böyle eleştiriler alıyorum.

Özel, “İstanbul’da neredeyse bütün muhalif partiler aday çıkardı. İyi Parti, Saadet, Zafer Partisi… Ne düşünüyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

İstanbul’a talan ve rant geri dönmesin diye düşünen herkesin son derece stratejik oy kullanması ve çok sayıda adaylaşmayı kimin ve neyin körüklediğine dikkatle bakması gerekir. Büyükşehirleri parsel parsel satan ve kupon arsaları Arap şeyhlerine veren AKP belediyeciliği geri gelmesin diye büyük bir ittifaka ihtiyaç var. Bu ittifakın adı İstanbul İttifakı ve Türkiye İttifakı olacak. Ben seçmenin ferasetine ve öngörüsüne güveniyorum. Onlar büyük planı görüyor.

CHP Genel Başkanı Özel, “Başak Demirtaş’ın aday adaylığı hakkındaki yorumunuz nedir?” sorusunu ise “Tüm adaylıklar gibi o da demokratik bir hakkın kullanılmasına yönelik yaklaşımdır. Bir yorumum yok” diye yanıtladı.

Paylaşın

CHP’den İttifaksız Yerel Seçimler Planı

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler yaklaşırken, seçime girecek partilerinde ittifak görüşmeleri sona yaklaşıyor. Şu ana kadar herhangi bir partiyle işbirliği oluşturmayan CHP, seçimlere ittifaksız girme planı yapıyor.

CHP’li bir yönetici, “İş birliği görüşmeleri nasıl sonuçlanır bilmiyoruz ama seçmen nezdinde iş birliği, ittifak arayışına engel bir durum yok. Taban ittifakına güveniyoruz” ifadelerini kullandı.

Yerel seçimler yaklaşırken ittifak görüşmelerinde de sona geliniyor. AK Parti-MHP ittifakı tamamlanırken AK Parti ayrıca HÜDA-PAR, BBP ve DSP ile de görüşmeler yaptı. Yeniden Refah Partisi ile görüşmelerin önümüzdeki günlerde sonuçlanması bekleniyor.

Muhalefet cephesinde de CHP ile İYİ Parti, Memleket Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile bir iş birliği olmayacağı ortaya çıktı. CHP’nin DEM Parti ile görüşmelerinin nasıl sonuçlanacağı ise gelecek hafta belli olacak.

DEM Parti İstanbul kararını henüz vermedi ama her iki partiden birçok yönetici aday çıkarılmasının büyük sürpriz olmayacağını konuşuyor. Eğer tablo böyle olursa İstanbul’da mevcut belediye başkanı Ekrem İmamoğlu sadece partisinin desteği ile seçime girecek.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Peki ittifaksız seçimi kazanmak mümkün olur mu? CHP’li bir yönetici bu soruyu şöyle yanıtlıyor:

“Her partinin kendi adayını çıkarma hakkı var. Biz bir yerde aday çıkarırken İYİ Parti’ye, DEM Parti’ye güvenerek çıkarmıyoruz. İstanbul zaten bizim yönettiğimiz bir belediye. İmamoğlu şu anda Türkiye’nin en güçlü siyasi figürlerinden biri.

Diğer muhalefet partileri aday çıkarırsa tüm seçmenleri o adaylara mı oy verir yoksa başka tercihler mi yaparlar, bunu bilemeyiz. İş birliği görüşmeleri nasıl sonuçlanır bilmiyoruz ama seçmen nezdinde iş birliği, ittifak arayışına engel bir durum yok. Taban ittifakına güveniyoruz.”

Paylaşın

İcra Dosya Sayısı 23 Milyon 289 Bine Yükseldi

Borcunu ödeyemediği için icralık duruma düşen vatandaşların sayısı her geçen gün artıyor. Bugüne kadar açılan ve icra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı 26 Ocak tarihi itibariyle 23 milyon 289 bine yükseldi.

Her dosyasının 1 kişi üzerinden açıldığı düşünüldüğünde, Türkiye’de her 4 kişiden birinin icralık durumda olduğu ortaya çıktı.

UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) üzerinden elde edilen verilere göre günde ortalama 22 bin – 25 bin arasında yeni icra dosyasının hazırlanıyor.

İcralık dosyaları araştıran ve gündeme getiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, son 1 hafta içerisinde, icra dairelerine 155 bin 829, yılbaşından bu yana ise 696 bin yeni icra dosya geldiğini, icra dosyalarındaki borcun son bir hafta içerisinde 1 milyar liradan fazla artarak 194 milyar 215 milyon liraya yükseldiğini söyledi.

Evrensel’in aktardığına göre; Gürer, 1 Ocak’tan 26 Ocak tarihine kadar icra dairelerine UYAP üzerinden gelen yeni dosya sayısının geçen yılın aynı dönemine göre 20 bin dosya artarak 696 bin 420 olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Borcunu ödeyemediği için icralık duruma düşen vatandaşların sayısı her geçen gün artıyor. Bugüne kadar açılan ve icra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı 26 Ocak tarihi itibariyle 23 milyon 289 bine kadar çıkmıştır. Her dosyasının 1 kişi üzerinden açıldığı düşünüldüğünde, ülkemizde her 4 vatandaşımızdan birinin icralık durumda olduğu ortaya çıkıyor.”

Gürer’iin açıklamalarına göre; 85 milyon nüfuslu ülkemizde sadece 1 hafta içerisinde 155 binden fazla icra dosyası geliyor. Bu günde 22 bin ila 25 bin arası yeni icra dosyası hazırlanıyor anlamına geliyor. Bankaların vadesinde tahsil edemediği için icra takibine aldığı tutar ise 5-12 Ocak tarihleri arsında 193 milyar 201 milyon lira iken, 12-19 Ocak tarihlerinde 194 milyar 215 milyon liraya ulaştı. Kredi ve kredi kartı harcamalarındaki artış da dikkat çekiyor.

Kredi karta harcamaları 1 haftada 4 milyar TL arttı

5-12 Ocak tarihleri arasında kredi ve banka kartı harcamaları 188 milyar 710 milyon iken 12-19 Ocak tarihleri arasında bu rakam 202 milyar 579 milyon TL’ye yükseldi. Kredi ve kredi karta harcamaları 1 hafta içerisinde neredeyse 4 milyar TL arttı.

Çiftçilerin bankalara olan borcu ise 568 milyar 983 milyon TL. Bu borcun 2 milyar 43 milyon TL tutarı bankalar tarafından tahsil edilemeyen kredi borcunu oluşturuyor.

Paylaşın

CHP İle DEM Parti Görüşmelerinde ‘Taban Hassasiyetleri’ Çıkmazı

31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça, partilerinde seçimlere yönelik çalışmaları hız kazandı. CHP ve DEM Parti heyetleri arasında seçimlerde güç birliği gündemli görüşmeler ise devam ediyor.

CHP ve DEM Parti kurmayları da güç birliği söz konusu olunca tarafların karşılıklı bazı fedakarlıklar yapması gerektiğini söylüyor. Ancak CHP’li kurmaylar da DEM’li kurmaylar da bu fedakarlıklar gündeme geldiğinde tabanlarının hassasiyetlerine dikkat çekiyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nde (DEM Parti) liderlerin yaptığı karşılıklı ziyaretlerin ardından başlayan ‘yerelde güç birliği’ arayışlı heyetler arası görüşmeler devam ediyor. Bu görüşmeler devam ederken Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’tan gelen “İstanbul’da aday olabilirim” açıklaması pek çok soru işaretini beraberinde getirdi.

Partinin başta İstanbul olmak üzere pek çok kentte aday çıkarmaya dair alacağı tutumunun perşembe ve cuma günü gerçekleşen MYK toplantısında netleşebileceği ifade edilmişti. Ancak Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, başta İstanbul olmak üzere güç birliği yapabilecekleri pek çok yerde çalışmaların devam ettiğini şu sözlerle ifade etti: “Parti olarak alacağımız pozisyonun dengeleri ne oranda nasıl değiştirebileceğinin farkındayız. Dolayısıyla böyle bir ciddiyet ve böyle bir sorumlulukla çalışıyoruz. Her şey çok büyük bir titizlik ve hassasiyetle çalışılıyor.”

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın aktardığına göre; İki parti heyetleri arasında güç birliği gündemli görüşmeler, Başak Demirtaş’ın açıklamasından sonra da devam etti. İki partinin kurmayları da güç birliği söz konusu olunca tarafların karşılıklı bazı fedakarlıklar yapması gerektiğini söylüyor. Ancak CHP’li kurmaylar da DEM’li kurmaylar da bu fedakarlıklar gündeme geldiğinde tabanlarının hassasiyetlerine dikkat çekiyor.

DEM Parti kurmayları, Başak Demirtaş’ın açıklamasından önce de tabanlarından çok yoğun bir aday çıkarma baskısı aldıklarını ifade ederken iki seçimdir CHP’ye destek vermelerinin tabanları tarafından sert bir biçimde eleştirildiğini belirtiyor ve “Bu seçimde DEM Parti’nin kazanmadığı bir senaryoyu ne biz kabul ederiz ne de seçmenimizi ikna edebiliriz” değerlendirmesini yapıyor.

DEM Parti’nin seçmeninin verdiği oyun karşılığı olarak kent yönetimlerinde temsilcilerini görme hakkı olduğunu anlatan DEM kurmayları, seçmenlerinin sürekli fedakarlık yapması, sürekli CHP’nin adaylarına oy vermesinin artık kabul edilemez olduğunu, seçmeni ikna etmek için ellerinde güçlü doneler olması gerektiğini anlatıyor. Öte yandan güç birliği sağlanması halinde destekleyecekleri adayların ve aynı zamanda parti yöneticilerinin özellikle Kürt sorunu, kayyımlar gibi konularda demokratik ilkeler çerçevesinde söylemler kurması gerektiğini kaydediyor.

CHP’li kurmaylar da güç birliği ve fedakarlıklar gündeme geldiğinde tıpkı DEM Partililer gibi kendi tabanlarının hassasiyetlerine dikkat çekiyor. CHP’nin Atatürkçü, devletçi bir seçmen kitlesi olduğunu ve bu seçmenin batıda bir kentte DEM Parti’de aktif siyaset yapan isimlere oy vermesinin çok zor olduğunu anlatan CHP yetkilileri, DEM’in İstanbul’da bir ilçede CHP tarafından desteklenmesinin kendilerini zorlayacağını ifade ediyor.

DEM Parti çalışmalarına devam ediyor

Karşılıklı bu kaygılara rağmen iki partinin heyetleri arasında görüşmeler sürüyor. Görüşmelerin bir güç birliğine evrilip evrilmeyeceğinin ilerleyen günlerde netleşeceği ifade edilirken DEM Parti’de aday çıkarma eğiliminin ağır bastığı, İstanbul’da bir aday çıkarılması halinde bu ismin Başak Demirtaş olmasına sıcak bakıldığı kaydediliyor. DEM Parti’nin ayrıca tüm batı illerinde aday olabilecek isimlere dair çalışmasını yürüttüğü de kaydedildi.

Paylaşın

Devlet, Son 10 Yılda 6 Milyar Dolarlık Taşınmaz Sattı

Hazine tarafından satışı gerçekleştirilen taşınmazlara ilişkin açıklama yapan CHP’li Türker Ateş, “Bütçe açıkları büyüdükçe, hazine arazilerinin satışı maalesef hızlanacak. Bugünkü kurla son 10 yılda elden çıkarılan kamu taşınmazının toplam değeri 180 milyar lira” dedi.

Türker Ateş, “İktidar 2024 yılında satışlara hızlı başladı. Daha birkaç gün önce TEDAŞ ve TEİAŞ’ın kullanımındaki çoğunluğu Türkiye’nin en önemli turizm kentlerinde bulunan 73 adet arsa satış kapsamına alındı. Yaklaşık 6 milyon metrekare alan orman Cumhurbaşkanı Kararı ile orman sınırları dışına çıkarıldı” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bolu Milletvekili ve Sanayi ve Ticaret Komisyonu Üyesi Türker Ateş, hazine tarafından son 10 yılda satışı gerçekleştirilen taşınmazların bilançosunu çıkardı.

2013-2023 yılları arasında hazinenin taşınmaz satışlarından 6 milyar dolar gelir elde ettiğini ifade eden Ateş, “En yüksek gelir 3 milyar dolar ile 2/B arazilerinin satışından elde edildi. Hem arsa hem arazi satışlarından elde edilen gelirler 1’er milyar doları aştı. Son 10 yıldır devlet en büyük emlakçı oldu” dedi.

Kamunun taşınmaz satışlarına 2024 yılında hızlı başladığına dikkat çeken Ateş, “Bütçe açıkları büyüdükçe, hazine arazilerinin satışı maalesef hızlanacak. Bugünkü kurla son 10 yılda elden çıkarılan kamu taşınmazının toplam değeri 180 milyar lira” diye konuştu.

Evrensel’in aktardığına göre, elde edilen gelirlerinin yarısının 2/B satışlarından geldiğine dikkat çeken Ateş, şöyle konuştu:

“Kamuoyunda 2/B olarak bilinen düzenleme 2012 yılında kanunlaştı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerinden yaptığımız hesaplamalara göre, 2013 yılından beri 2/B satışlarından toplam 3 milyar dolar gelir elde edildi. Ülkenin çok değerli alanları, orman vasıflarını yitirdikleri gerekçesi ile imara ve ranta açıldı.

İktidar 2024 yılında satışlara hızlı başladı. Daha birkaç gün önce TEDAŞ ve TEİAŞ’ın kullanımındaki çoğunluğu Türkiye’nin en önemli turizm kentlerinde bulunan 73 adet arsa satış kapsamına alındı. Yaklaşık 6 milyon metrekare alan orman Cumhurbaşkanı Kararı ile orman sınırları dışına çıkarıldı.

2013 yılından beri, arsa satışlarından 1 milyar 111 milyon dolar, arazi satışlarından 1 milyar 82 milyon dolar gelir elde edildi. 240 milyon dolar hazineye ait tarım alanı satıldı.”

Paylaşın

CHP’den Muharrem İnce’ye Sert Yanıt

Memleket Partisi Lideri Muharrem İnce’nin açıklamalarına yanıt veren CHP  Sözcüsü Deniz Yücel, “Partimiz ile Memleket Partisi arasında 4 Ocak’tan itibaren yerel seçimde işbirliği konusunda farklı kanallardan müzakereler yürütülmüştür” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu görüşmeler esnasında, “İlkesel duruş” konusunda tek bir cümle dahi kurmayan, bugün gerçekleştirdiği basın toplantısında dile getirdiği siyasi eleştirileri gündeme dahi getirmeyen Sn. Muharrem İnce’nin açıklamalarını üzülerek dinledik.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Deniz Yücel, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin sözlerine yanıt verdi. Deniz Yücel, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Partimiz ile Memleket Partisi arasında 4 Ocak’tan itibaren yerel seçimde işbirliği konusunda farklı kanallardan müzakereler yürütülmüştür” dedi.

Yücel, şöyle devam etti: Bu görüşmeler esnasında, ‘İlkesel duruş’ konusunda tek bir cümle dahi kurmayan, bugün gerçekleştirdiği basın toplantısında dile getirdiği siyasi eleştirileri gündeme dahi getirmeyen Sn. Muharrem İnce’nin açıklamalarını üzülerek dinledik.

“Yapılan görüşmelerde Sayın İnce, belli sayıda belediye meclis üyeliği ve İzmir’de bir metropol ilçe belediye başkanlığı talebinde bulunmuştu” diyen Yücel, şunları söyledi: Süreç, parti tabanımızın ve örgütümüzün kabul edemeyeceği bir noktaya taşınınca müzakerelerin tıkanması üzerine bugünkü açıklamayı yaptı. Bugün yaptığı açıklamaların ve eleştirilerin müzakereler olumlu sonuçlansa idi asla yapılmayacağını biliyoruz. Değerlendirmeyi kamuoyuna bırakıyoruz.

Memleket Partisi Lideri Muharrem İnce ne demişti?

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, partisinin yerel seçim stratejisiyle ilgili, bir otelde düzenlediği basın toplantısında, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde partisinin her ilde seçime gireceğini açıklamış, CHP’ye yönelik eleştirilerde bulunmuştu.

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan İnce, CHP ile ittifak görüşmelerine dair soruya karşılık şunları kaydetmişti: İsveç’in NATO üyeliğine ‘Evet’ verince nasıl ittifak kuracağım? Her gün ‘DEM’lenirsen nasıl kuracağım? Bizim bir duruşumuz olmalı. Kuvayımilliye’nin partisi bu. Değişmiş demiyorum, başkalaşmış. Değişmek başka bir şeydir, başkalaşmak başka bir şeydir. Bizim ruhen, gönül olarak, düşünsel olarak benim bulunduğum bir parti değil orası, gençliğimin geçtiği parti gitmiş, yerine başka bir şey gelmiş. Onun için öyle bir ittifak kurabilmek… Yarın bu şartlar değişir, başka bir yönetim gelir, o zaman tekrar konuşuruz.

1991 seçimlerini bu arkadaşlarım bilmiyor. Çünkü partinin hafızasını bilmiyorlar. 1991 seçimind enasıl rezil olduğumuzu bilmiyorlar. Özgür Bey de bilmiyor Ekrem Bey de bilmiyor. Çünkü siyasi hafızaları buna yetmez. Neden ayrı dünyaların insanlarıyız? Suriye’de Irak’ta çocuklarımız şehit oluyor. Asıl sorumlusu kim ya? Biz kiminle uğraşıyoruz? Asıl sorumlusu ABD’dir. Bunu söyleyecek başka bir siyasetçi var mı Türkiye’de?

İlkeli omurgalı siyasetten yanayız biz. Laikliği bizden başka hatırlayan kalmadı. Bizim Dersim diye bir vilayetimiz yoktur. Dertsim bir bölgenin adıdır. Oradaki vilayetin adu Tunceli’dir. Kamer Genç bile Dersim demiyordu. Tunceli diyordu. Şeyh Sait bir haindir. Nokta. Atatürk böyle demiştir. Herkes eşittir. Bu ülkede herkes ayaz yemiştir. 12 Eylül günlerinde Diyarbakır Cezaevi’nde Kürtler ayaz yemiştir, Mamak’ta ülkücüler ayaz yemiştir. Metris’te solcular ayaz yemiştir.”

Paylaşın

Muharrem İnce, CHP’yle İttifaka Kapıları Kapattı

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde CHP ile ittifaka kapıları kapatan Memleket Partisi’nde genel başkan Muharrem İnce, “Memleket Partisi, 3’üncü yoldur. İlkeli, omurgalı siyasetten yanayız” dedi.

Haber Merkezi / “Değişmek başka bir şeydir, başkalaşmak başka bir şeydir” diyen İnce “Benim bulunduğum bir parti değil orası. Böyle bir ittifak kurmak… Yarın şartlar değişir o zaman tekrar konuşuruz” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’i ‘Dersim’ sözlerine eleştiri getiren Muharrem İnce, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Türkiye’de Dersim diye bir yer yoktur” açıklamasına da destek verdi.

Muharrem İnce, “Bizim ‘Dersim’ diye bir vilayetimiz yoktur, ‘Dersim’ bölgenin adıdır. Vilayetin adı Tunceli’dir. Kamer Genç bile Dersim demiyordu, Tunceli diyordu. Şeyh Sait bir haindir. Atatürk, Nutuk’ta böyle demiştir, haindir” sözlerini sarf etti.

Memleket Partisi lideri İnce, ayrıca CHP’ye İsveç’in NATO üyeliğine ‘evet’ dediği için yüklendi. “Orada olsaydım İsveç’in NATO’ya dönüşüne ‘evet’ oyu vermezdim. CHP sana ne oluyor, oradan İsveç’in NATO üyeliğine ‘evet’ diyorsun. Ayrı dünyaların insanıyız. Bana ‘bölücü’ diyen CHP seçmenine sesleniyorum; arkadaşlar siyahla beyaz kadar ayrıyız, nasıl beraber olalım?” diye konuştu.

Muharrem İnce, “CHP, İsveç’e evet deyince nasıl ittifak kuracağım, her gün DEM’lenirse nasıl kuracağım? Bizim bir duruşumuz olmalı” diye ekledi.

Memleket Partisi lideri İnce, ayrıca, 2023 Türkiye Genel Seçimi tam olarak anlaşılmadan, analiz edilmeden Türkiye’de siyaset düzeninin konuşulamayacağını söyleyip, “Bu iktidar, Türkiye’yi kötü yönetmiştir. Bu iktidarı mutlaka değiştirmeliyiz; ama bu iktidarı değiştirmek için önce bu muhalefeti değiştirmemiz lazım. Bu muhalefet, bu iktidarı değiştiremez” dedi.

Türkiye’nin siyasi çekişmelerden, boş laflardan, kutuplaşmalardan bıktığını ifade eden Muharrem İnce, “İnsanımız, huzur istemektedir. Milletimiz bu iktidardan bıkmıştır; ama bu muhalefete de güvenmemektedir. Kısıtlı imkanlarla girebileceğimiz her yerde seçime girip, alabildiğimiz kadar belediyeyi safımıza katacağız” diye konuştu.

“Müzakereler adaylıklar üzerinde uzlaşılamaması nedeniyle tıkandı”

Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) Muharrem İnce’ye yanıt geldi. CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Memleket Partisi ile müzakerelerin adaylıklar üzerinde uzlaşılamaması nedeniyle tıkandığını bildirdi.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Yücel, İnce’nin açıklamalarını üzülerek dinledilerini belirterek, “Bugün yaptığı açıklamaların ve eleştirilerin müzakereler olumlu sonuçlansa idi asla yapılmayacağını biliyoruz. Değerlendirmeyi kamuoyuna bırakıyoruz” dedi.

Geçtiğimiz haftalarda önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret eden ve destek vermeye hazır olduğunu açıklayan İnce, daha sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i de ziyaret etmişti. Bu görüşmede iki partinin seçim iş birliği konusunda görüşmeler yürütmesi kararlaştırılmıştı.

İki genel başkan kamuoyu önünde bir daha bir araya gelmezken, İnce, “İş birliğine sıcak bakıyoruz ama zamanı tüketip işi öldürmeye çalışırlarsa ben de kısa sürede aday açıklamaya başlarım” demişti.

İnce, 22 Ocak’ta ise sosyal medya hesabından, “Aylardır konuşmuyorum, sabrettiniz. Cuma gününe kadar daha sabretmenizi rica ediyorum. Her şey Memleket için” açıklaması yapmıştı.

Paylaşın

İmamoğlu Duyurdu: İstanbul’da İlk’ler Ve En’ler Dönemi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, 5 yıldır görevde olduğu sürece imza attığı projeleri sıralayarak İstanbul’da ilkler ve enler dönemi olduğunu söyledi.

Haber Merkezi / 31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça, belediye başkan adayları da çalışmalarına hız verdi.

İstanbul’da Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum ile yarışacak olan mevcut İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden 5 yılda yaptığı icraatları sıraladı.

Açıklamasında, İstanbul’da ilkler ve enler dönemi olduğunu ifade eden İmamoğlu’nun sıraladığı icraatları şöyle:

İstanbul, tarihinin en çok metro yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok restorasyon yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok altyapı yatırımı yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok yeşil alan yapılan dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinin en çok sosyal proje yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok çevre yatırımı yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en şeffaf ve liyakatli dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en ciddi şehir planı yapılan dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinin en çok kentsel dönüşüm yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok kültür sanat etkinliği yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok meydan yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok sokak hayvanlarına bakım yapılan dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinin en çok deniz ulaşımı yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok halk ekmek üretilen dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok otopark yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok imar ve tapu çözümü üretilen dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinin en çok özel sektörde istihdam üretilen dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok tarım desteği olan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin ilk kreş ve yurt yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinde ilk kez ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarına Halk Süt dağıtılan dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinin ilk kent lokantaları açılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok burs verilen dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok cadde düzenlemesi yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok spor etkinliği yapılan dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinin en çok spor yatırımı yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok kütüphane yapılan dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinin en çok dayanışma projesi üretilen dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinde ilk kez annelerin ücretsiz yolculuk yaptığı dönemini yaşıyor.

İstanbul, tarihinde en çok kadınlara ve gençlere özel projelerin geliştirildiği dönemini yaşıyor.
İstanbul, tarihinde ilk kez çöpten enerji üretilen dönemini yaşıyor.

Paylaşın

Özel’den Erdoğan’a “Süleyman Soylu” Çağrısı

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Lideri Özgür Özel, “Memleket bir suç cenneti. Yerlikaya’nın bakanlığı döneminde 126’sı kırmızı beşi mavi bültenle aranan 236 yabancı suçlu Türkiye’de yakalanmış. Bu mafya lideri, baronlar kimin zamanında geldi? Soylu’yu atayan kalem kime ait? Memleketi bu pisliğe batıran da Süleyman Soylu, onu atayan dolma kalem, üç kelime ile Recep Tayyip Erdoğan” dedi ve ekledi:

“Dedim ki ‘Ey Recep Tayyip Erdoğan, Eğer bu pislikten partinin kurumsal olarak ve senin şahsen bu pislikten sorumlu olmadığını söylemek istiyorsan getir soruşturma önergesini Süleyman Soylu hakkında imzalayalım, Meclis soruştursun. AYM bu kişiyi yargılasın. Bunu yapmıyorlar. Soylu dönemiyle hesaplaşmayı kapalı kapılar ardında, kendi yöntemleriyle yapıyorlar. Hukuk devletinde kapalı kapılar ardında hesaplaşma olmaz. Bakansa hesabı Yüce Divan’a verecek.”

Özel, konuşmasının devamında, “Erdoğan; hem uluslararası suçlular için hem de Ayhan Bora Kaplan -Erdoğan’ın önüne koyun çok duyuyor, çok biliyor da- Öbür tarafta Süleyman Soylu, Ankara’daki eğlence merkezleri ve devletimize emanet edilmiş kimsesiz çocuklar üzerinden önümüzdeki dönemde altından kalkamayacağınız, altında kalacağınız o rezaletler ortaya dökülmeden evvel ya Süleyman Soylu’nun gereğini yaparsın ya da ya da bu pislikten rezaletten bizzat sorumlusun” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM’deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Özel’in açıklamalarından satır başları şöyle:

“Kamer Genç TBMM’nin en renkli simalarından, sözünün arkasında durmasıyla, direnci cesaretiyle, ülkeye olan, Atatürk ve inkilaplarına bağlılığıyla hepimize örnek bir milletvekiliydi. Biz ilk vekil olduğumuz yıllarda Kamer Bey’in yanında oturmak büyük bir heyecandı.

Milletin derdi ne Tayyip, ne Bahçeli’nin derdi. Milletin derdi yüksek enflasyon geçim derdi. Biz onları bir kenara bırakıyoruz. Ülke her kötü yönetiliyor bunda şüphe yok. En kötüsü mutfaktaki cüzdandaki yangın. Tayyip Erdoğan bu yılı emekliler yılı ilan etmişti, ama bu yıl emeklilerle dalga geçtiği bir yıla dönüştü. En çok rahat etmesi gereken öğretmenler, sınır boylarında bayrak dalgalansın diye görev yapan askerler, okulları temizleyen hademeler görevliler. Yıllarca bu ülkeye hizmet ettiler. Emekli oldular rahat ettirilmeleri lazım ama ettirmiyorlar. Her gün kötüye gidiyorlar. TÜİK yüzünden. Tayyip’i Üzmeme İstatistik Kurumu.

6 aylık enflasyon yüzde 37’ken, emeklilere yüzde 33 zam çıktı. Emeklinin cebinden nasıl para çalındığını görüyoruz. En düşük emekli maaşı 7 bin 500 liraydı. 2002 yılında asgari ücretin yüzde 147 lirasıydı. Olması gereken 25 bin liraydı. Bugün asgari ücret 17 bin lira. Buradan bütün emeklilere sesleniyorum; bu açlık ücretini, sefalet ücretini kabul etmeyin. Bu hafta grubumuzun üzerinde duracağı hedef 17 bin liradır. En düşük emekli maaşı bir asgari ücret olana kadar mücadele edeceğiz. Milletin derdi DEM değil, zam zam zam. Bin lira, iki bin lira seyyanen zammı kabul etmiyoruz, 7 bin liralık zammı alana kadar bütün emeklileri mücadeleye davet ediyorum

“Süleyman Soylu” çağrısı

Memleket bir suç cenneti. Yerlikaya’nın bakanlığı döneminde 126’sı kırmızı beşi mavi bültenle aranan 236 yabancı suçlu Türkiye’de yakalanmış. Bu mafya lideri, baronlar kimin zamanında geldi? Soylu’yu atayan kalem kime ait? Memleketi bu pisliğe batıran da Süleyman Soylu, onu atayan dolma kalem, üç kelime ile Recep Tayyip Erdoğan.

Dedim ki ‘Ey Recep Tayyip Erdoğan, Eğer bu pislikten partinin kurumsal olarak ve senin şahsen bu pislikten sorumlu olmadığını söylemek istiyorsan getir soruşturma önergesini Süleyman Soylu hakkında imzalayalım, Meclis soruştursun. AYM bu kişiyi yargılasın. Bunu yapmıyorlar. Soylu dönemiyle hesaplaşmayı kapalı kapılar ardında, kendi yöntemleriyle yapıyorlar. Hukuk devletinde kapalı kapılar ardında hesaplaşma olmaz. Bakansa hesabı Yüce Divan’a verecek.

Erdoğan; hem uluslararası suçlular için hem de Ayhan Bora Kaplan -Erdoğan’ın önüne koyun çok duyuyor, çok biliyor da- Öbür tarafta Süleyman Soylu, Ankara’daki eğlence merkezleri ve devletimize emanet edilmiş kimsesiz çocuklar üzerinden önümüzdeki dönemde altından kalkamayacağınız, altında kalacağınız o rezaletler ortaya dökülmeden evvel ya Süleyman Soylu’nun gereğini yaparsın ya da ya da bu pislikten rezaletten bizzat sorumlusun.

Merkez Bankası’nda bir kriz yaşanıyor. Bir süredir Gaye Hanım’ın babası, çocuğu üzerinden bir şeyler yapılıyor. İddialar doğruysa durum vahim, iddialar yalansa durum vahim. AK Parti’nin kendi iç savaşının Merkez Bankası’nda yürütmesi kabul edilemez. İsimler değişiyor, vitrin değişiyor ama anlayış değişmediği için sıkıntılar bitmiyor.

Bu kurumun itibar kaybetmesi, yurt dışında itibar kaybetmesidir. AKP’nin kendi vesayet savaşının Merkez Bankası’nda yürütüyor olması, kurumu yıpratıyor. Kendi getirdiğiniz üst düzey bürokratı kendi gazetelerinizin manşetleri, trollerinizin paylaşımları ile istifaya zorlarsanız yarın yetişmiş insan kaynağı bulamazsınız. İsimler vitrin değişiyor ama anlayış değişmediği için hiçbir şey değişmiyor. MB’yi dikkatle takip etmeye devam edeceğiz.”

Paylaşın