Victor Jara’yı Öldüren Darbecilere 50 Yıl Sonra Hapis Cezası

Şili’de Augusto Pinochet’nin liderlik ettiği darbeden kısa bir süre sonra başkent Santiago’da öldürülen ünlü şarkıcı ve söz yazarı Victor Jara cinayetiyle ilgili 7 emekli askere 8 ila 25 yıl hapis cezası verildi.

Şili Komünist Partisi’nin bir üyesi olan 40 yaşındaki Victor Jara, 11 Eylül 1973’teki darbeden bir gün sonra tutuklanmış, günler sonra bulunan cansız bedeninde 44 mermi tespit edilmişti. Victor Jara’nın öldürülmesi Güney Amerika ülkesinde diktatörlük döneminin sembolik cinayetlerinden biri olarak kayıtlara geçmişti.

Şili’de Yüksek Mahkeme, 1973’te öldürülen ünlü şarkıcı ve söz yazarı Victor Jara cinayetiyle ilgili 7 emekli askere 8 ila 25 yıl hapis cezası verdi. Pazartesi günü görülen duruşmaya kadar serbest olan 73 ila 85 yaşlarındaki 7 askerle ilgili tutuklama kararı da verildi.

Victor Jara, Augusto Pinochet’nin liderlik ettiği darbeden kısa bir süre sonra başkent Santiago’da öldürülmüştü. Jara’nın öldürülmesi Güney Amerika ülkesinde diktatörlük döneminin sembolik cinayetlerinden biri olarak kayıtlara geçmişti.

Şili Komünist Partisi’nin bir üyesi olan 40 yaşındaki Victor Jara, 11 Eylül 1973’teki darbeden bir gün sonra tutuklanmış, günler sonra bulunan cansız bedeninde 44 mermi tespit edilmişti.

5 bin siyasi tutukluyla birlikte bir stadyumda tutulan Jara’nın burada işkence gördüğü ve ünlü gitaristin parmaklarının tüfek kabzasıyla ezildiği tespit edilmişti. Jara’yla birlikte dönemin cezaevleri müdürü ve Komünist Parti üyesi Littre Quiroga’nın cansız bedeni bulunmuştu.

Pazartesi günü zanlıların temyiz talebini değerlendiren Yüksek Mahkeme, emekli subaylar Raul Jofre, Edwin Dimter, Nelson Haase, Ernesto Bethke, Juan Jara ve Hernan Chacon’a Jara ve Littre cinayetlerinden 15’er yıl, bu isimlerin kaçırılmasından dolayı da 10’ar yıl ceza verdi.

Rolando Melo ise suçu örtbas ettiği gerekçesiyle 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İlk olarak 2018’de hüküm giyen emekli askerlerin cezası 2021’de temyiz mahkemesi tarafından artırılmıştı. Yüksek Mahkeme’nin kararıysa dosyayla ilgili kesinleşmiş karar olarak kayıtlara geçti.

Pasifist bir şarkıcı olan Victor Jara, aşk ve sosyal mesaj içerikli şarkılarıyla tanınmış ve The Right to Live in Peace ve Manifesto gibi şarkılarla Latin Amerika’da bir popüler müzik ikonuna dönüşmüştü. Jara şarkılarıyla U2 ve Bob Dylan gibi isimlere de ilham kaynağı olmuştu.

1990’a kadar Şili’yi demir yumrukla yöneten Pinochet, kurduğu rejimin işlediği suçlarla ilgili hiçbir hüküm giymeden 2006’da hayatını kaybetti. Pinochet döneminde en az 3 bin 200 solcu aktivist ve muhalif olduğundan şüphelenilen kişinin rejim tarafından öldürüldüğü tahmin ediliyor.

2009’da Victor Jara’nın mezarı açılmış ve şarkıcı dönemin devlet başkanı Michelle Bachelet’in katıldığı resmi bir törenle yeniden defnedilmişti. Jara’nın tutulduğu ve işkence gördüğü stadyumsa bugün ünlü şarkıcının adını taşıyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Şili Halkı ‘En İlerici Anayasa’yı Ezici Çoğunlukla Reddetti

Şili’de seçmenler, Faşist Diktatör Augusto Pinochet döneminden kalma Anayasa yerine önerilen “en ilerici anayasa”yı reddetti. Oy sandıklarının yüzde 72’sinin açıldığı gayriresmi sonuçlara göre seçmenlerin yüzde 62’si “red” oyu kullandı. Kabul yüzde 38’de kaldı.

Gayriresmi sonuçların belli olmasının ardından TV’den yayınlanan demecinde Cumhurbaşkanı Gabriel Boriç “Şili halkı Anayasa taslağından tatmin olmadı ve dolayısıyla oylamada açıkça red kararı verdi” dedi. “Bu önemli sonuçlarla yüzleşmek açısından kabinede hızlıca değişikliğe gitmek ve yeni dönemi yenilenmiş bir azimle karşılamak zorundayız.”

Arka plan

Parasız eğitim, parasız sağlık ve diğer sosyal haklar, çevre, cinsiyet eşitliği ve yerli haklarını merkeze alan yeni anayasa önerisi, 2019’da ülkedeki eşitsizliğe karşı patlak veren yaygın halk muhalefetini yatıştırmak üzere Şili siyasi kurumları ve temel güçleri arasında varılan mutabakatın eseriydi ve diktatör Augusto Pinochet döneminin piyasa dostu anayasasının yerini alması bekleniyordu.

Ekim 2020’deki referandumda Şilililerin yüzde 80’e yakını “bir yeni anayasa yazılsın mı” sorusunu “Evet” diye yanıtlamışlar ve gene yüzde 80’e yakını bu anayasanın “eşit temsil”e dayalı bir “Anayasa Meclis”nce yazılmasını “kabul” etmişlerdi.

Oy kullanmanın zorunlu olduğu Pazar günkü referandumda 15 milyonu aşkın Şilili seçmen, 3 bini aşkın seçim merkezinde oy kullandı.

“Reddettim çünkü paylaşmak istemiyorum”

Reuters haber ajansının sorularını yanıtlayan 54 yaşındaki Rosemarie Williamson ve 85 yaşındaki annesi 2020’deki referandumda “evet” oyu kullanmalarına karşın, bu kez, Pinochet darbesi sırasında kanlı tutuklamalara sahne olan Santiago Stadyumundaki seçim merkezinde yeni anayasaya neden “hayır” dediklerini anlattılar.

Wlliamson en önemli çekincelerinin yerlilere kendi kaderini tayin hakkı tanıyan “çokulusluluk” ve “emeklilik”le ilgili hükümler olduğunu söyledi: “Hayatım boyunca çalıştım ve bunu paylaşmaya istekli değilim.”

Ülkenin dört bir yanındaki seçim merkezlerinde, Şilililer uzun kuyruklara girerek zorunlu oylamaya yüksek katılım gösterdiler. Uzmanlar, anketlerin belirsizlik yaymada etkili olduğunu ve bunun da “kabul”den çok “red” için elverişli bir iklim yarattığında birleşiyor.

Reuters’in sorularını yanıtlayan, güney Santiago’nun yoksul Puente Alto bölgesinden iki çocuk babası 35 yaşındaki Diego Uribe, siyasi partilere inancını yitirmiş olduğu için seçimlerde oy kullanmazken referandumda “kabul” oyu kullanmasını “bu farklı,” diye açıklıyor. Zorunlu olmasaydı bile oy kullanacak olduğunu belirten Uribe,  “‘Kabul’, gelecek için gerçek bir değişim, ücretsiz eğitim, onurlu sağlık hizmetleri ve daha fazla hak demek,” diyor.

Merkez soldaki yarılma

Şili’nin merkezci gazetelerinden La Tercera, “red” oylarındaki aşırı kabarmayı,  Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Pinochet karşıtlarının zaferiyle sonuçlandırmakta çok önemli bir rol oynayan merkez solun Anayasa oylamasında yarılmasıyla ilişkilendiriyor. Gazetenin yorumuna göre, aslında merkez ve merkez solda görüş ayrılıkları Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de vardı. Ancak, Anayasa oylaması yeniden demokrasiye dönüldüğü 1990’dan bu yana Hristiyan Demokratlarla Sosyalist Parti arasındaki en önemli ayrılığı oluşturdu. Sonuçta merkez soldan ayrılan geniş bir kesim “Şili’nin Sarıları” hareketini oluşturarak “Red” kampanyasına dahil oldu. Gazete, bu ayrımın kısa zamanda giderilmesinin söz konusu olmadığına işaret ediyor.

Cumhurbaşkanı Gabriel Boriç: “Adalet, eşitlik ve kalkınma için çalışmaya devam”

Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre Gabriel Boriç Pazartesi günü siyasi partilere toplantı çağrısında bulundu. Boriç oylamanın ardından gazetecilere verdiği demeçte, “Ülke olarak yaşadığımız zor zamanlarda, farklılıklarımızı giderme ve daha fazla demokrasi ile ilerleme yoluna girdik.” dedi.

Sonuç ne olursa olsun, hükümetin “herkes için adalet, eşitlik, büyüme ve kalkınmada ilerleme” için tüm sektörlerle birlikte çalışacağını söyledi.

Yurt dışında “kabul” kazandı

Yeni Zelanda, Avustralya, Japonya, Güney Kore ve Çin de dahil, doğudan gelen referandum sonuçları Şili’deki sayım bitmeden önce belli olmuştu. Tarihsel olarak ülkedeki seçmenlerin büyük çoğunluğuna göre daha ilerici bir yönelim gösteren yurtdışında yaşayan Şilililerin oyları, yeni anasayı “kabul” yönündeydi.

Şili’de seçmenlerin çoğunluğunun “ret” yönünde olduğu ilk kez Nisan’daki anketlerde ortaya çıkmıştı ve “kabul” ile “ret” arasında açılan makas daha sonra hemen hiç kapanmadı.  Anketlerin kapandığı son iki haftaya girerken seçmenlerin yüzde 47’sinin “ret”, 38’inin “kabul” eğiliminde ve yüzde 17’sinin kararsız olduğu görülüyordu. İktidar koalisyonu “kabul”ü halinde oylamaya sunulan Anayasa taslağında 57 değişiklik yapmayı kabul edeceğini açıklamıştı.

Ne olacak?

Boriç, referandum öncesinde, taslağın reddedilmesi durumunda, 2020 oylamasında yeni bir anayasa taslağı hazırlamak üzere hükümete verilen görevi yerine getirmek üzere sürecin yeniden başlaması gerektiğini söylemişti. Diğer siyasi şahsiyetlerse, geçtiğimiz günlerde parlamentodan geçirilen yasalarla Anayasa değişikliği için yeter sayısı aşağı çekildiğinden yeni bir Anayasa yerine eski Anayasa’da değişiklik yapılması gerektiğini söylüyor.

Gustavo Petro: “Pinochet canlandı”

Kolombiya cumhurbaşkanı Gustavo Petro, Şili’deki referandum sonuçlarına tepkisini kamuoyuna açıklayan  tek Güney Amerika başkanı oldu.

Henüz Şili Cumhurbaşkanı Gabriel Boriç bile halkın karşısına çıkmadan Petro, Twitter’da “Pinochet canlandı” diye yazdı ve yol gösterdi: “Tüm Latin Amerika’yı lekeleyen bir geçmişi geride bırakmak ve demokratik değişimlerin yolunu açmak ancak demokratik ve toplumsal güçlerin birleşmesiyle mümkün olacak.”

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın