DEVA Lideri Babacan: Sapasağlam Ayaktayız

Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına ilişkin açıklama yapan DEVA Lideri Babacan, “Hem 14 hem de 28 Mayıs’ta kullanılan hiçbir oy zayi değildir. Bizler bir sonraki seçim takvimi başlayana kadar ortadan kaybolup, son anda meydana çıkanlardan değiliz, biz buradayız sapasağlam ayaktayız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu seçim sonuçlarına bakıp kavgacı, popülist, anlık politikalar peşine düşmeyeceğiz. Biz hiçbir zaman uzlaşıdan, ortak akıldan vazgeçmeyeceğiz, doğru yoldan sapmayacağız.”

Babacan, açıklamasının devamında, “Tam demokrasiye olan sevdamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Partimiz tam demokrasinin mihenk taşı olmaya devam edecek. Hak ve özgürlükler için başlattığımız bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Korkmayacağız yılmayacağız ideallerimizden asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı seçim sonucuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Babacan, şu ifadeleri kullandı:

“28 Mayıs seçimlerini şeffaf bir şekilde yapmış olması sebebiyle teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye demokraside belli bir olgunluk seviyesini yakaladı.

Vatandaşlarımızın yüzde 52’si tercihini Erdoğan’dan yana kullanmıştır, kendisini tebrike diyorum, kendisine çağrım, vatandaşlarımızın verdiği bu yetkiyi adalet, liyakat ve istişare ilkelerinden sapmadan kullanmasıdır. Erdoğan’ı destekleyen vatandaşlarımızın siyasetçilere verdiği mesajı da duyduğumuzu ifade etmek isterim. Bu mesajı iyi tahlil edeceğiz ve üstümüze düşen sorumluluğun farkında olacağız.

Erdoğan cumhurbaşkanı olmanın yetkilerini ve imkanlarını fiilen kullanırken aynı zamanda aday oldu. Kampanyasında montaj vardı hakaretler karalamalar vardı, kamu malını kendi seçim kampanyasında kullandı, devletin milletin sahip olduğu basın yayın organlarını neredeyse tamamen kendine tahsis etti, kamu kurumlarını seçime alet etti.

Hem 14 hem de 28 Mayıs’ta kullanılan hiçbir oy zayi değildir. Bizler bir sonraki seçim takvimi başlayana kadar ortadan kaybolup, son anda meydana çıkanlardan değiliz, biz buradayız sapasağlam ayaktayız. Bu seçim sonuçlarına bakıp kavgacı, popülist, anlık politikalar peşine düşmeyeceğiz. Biz hiçbir zaman uzlaşıdan, ortak akıldan vazgeçmeyeceğiz, doğru yoldan sapmayacağız.

“Biz buradayız her yanlışa dur diyecek kadar güçlüyüz”

Tam demokrasiye olan sevdamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Partimiz tam demokrasinin mihenk taşı olmaya devam edecek. Hak ve özgürlükler için başlattığımız bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Korkmayacağız yılmayacağız ideallerimizden asla vazgeçmeyeceğiz.

Sayın Erdoğan ve irili ufaklı ortakları bu ülkeyi maalesef yönetemeyecek. Çünkü işi bilen çalışkan dürüst kadroları kalmadı artık. Üzülerek söylüyorum her alanda sadece ve sadece kötüye gidişin devamını göreceğiz. Ancak biz buradayız her yanlışa dur diyecek kadar güçlüyüz.

O balkon konuşması yapan Erdoğan’a ne oldu? Bugün yaptığı ilk konuşmayı dinlediniz değil mi? Bir zamanların seçimi kazandıktan sonra ben bütün ülkenin cumhurbaşkanıyım diyen Erdoğan vatandaşlarımızın yüzde 48’inin desteğini alan rakibini yuhalattı ya. Değişti arkadaşlar çok değişti. Üzülerek söylüyorum bunu daha çok göreceğiz. Ülkemiz iyiye gitmeyecek.

Kılıçdaroğlu’na oy veren dostlarım mağlup değiliz. Biz her birimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit ve onurlu vatandaşlarıyız, vicdanımız rahat olsun, tarihin doğru tarafından  yer aldık hep beraber, hakça mücadele ettik.  Ümit ediyorum ki Ankara’ya geleceği konuşmada içindeki fevri hisleri bastırıp bu eski balkon konuşmalarından birini yapar.”

Paylaşın

GP Lideri Davutoğlu’ndan Üç Partiye “Meclis Grubu” Çağrısı

Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan’ın lideri olduğu DEVA, Temel Karamollaoğlu’nun Genel Başkanı olduğu Saadet Partisi ve Gültekin Uysal’ın lideri olduğu Demokrat Parti’ye TBMM’de ortak grup kurma çağrısı yaptı.

Karar TV’de konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Millet İttifakı’nda yer alan üç partiye daha önce de bu teklifi götürdüğünü ancak kabul görmediğini söyleyerek “Meclis’te bir yeni tablo oluştu, birlikte bir grup kurmak bir zarurettir” dedi. Seçimlere CHP listelerinden giren Gelecek Partisi, 14 Mayıs’taki meclis seçimlerinde TBMM’de 10 milletvekili çıkarmıştı.

Millet İttifakı’nın AKP’den rahatsız olan seçmenleri niye kendine çekemediği konusuna değinen Davutoğlu, “Ben bu meseleyi iki sene önce gördüm. Altılı masayı kurmadan önce arkadaşlara ‘gelin ortak zemin kuralım’ dedim. ‘AK Parti’ye oy vermeye alışmış kitlelerin bir anda Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vermesi mümkün değil’ dedim. Ama anlatamadım. Yani sonra da anlatamadım. İtiraf edeyim. Çok ısrar ettim. Herkes biliyor kamuoyunda bunu. Bazı şeyleri, fırtınanın geldiğini görürsünüz ama gücünüz fırtınayı engellemeye yetmez” ifadelerini kullandı.

Ahmet Davutoğlu, “Şimdi de buradan bir çağrıda bulunuyorum. Özellikle bu üç parti yetkililerine. Meclis’te bir yeni tablo oluştu, birlikte bir grup kurmak bir zarurettir. Üç parti, hatta Demokrat Parti’yle. Birlikte grup kurmak bir zarurettir” diye konuştu.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, bunun ne şekilde gerçekleşebileceği sorusunu ise “Onun formülleri bulunur. Biz çalıştık. Ya ben çalışmadığım hiçbir şeyi gündeme getirmem. Çok rahat formülleri bulunur. Yeter ki insanlar yaşadıklarından biraz ders alsınlar. Yani evet. Orada ben de suçlayamıyorum seçmeni. Alışmadığı bir yere gidip vuramıyor işte. Ve ben bunu söyledim” diye yanıtladı.

Paylaşın

Babacan’dan “Montaj Video” Açıklaması: Siyaset Yapmak İçin İnsanlıktan Çıkılmaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mitinglerinde gösterdiği montaj videoya ilişin açıklama yapan DEVA Lideri Babacan, “Montajlanmış görüntüler eşliğinde iftiralar atarak kafanızı karıştırmak istiyorlar. Hiç utanmadan. Teröristlerin videolarını kesip yapıştırarak gerçek olmayan görüntüleri, miting alanında millete izletiyorlar. Hayret ediyorum” dedi ve ekledi:

“Sabah-akşam kutsal dinimizi siyasetlerine alet edenler nasıl oluyor da hiç Allah’tan korkmadan böyle açıkça iftira atıp yalan konuşuyorlar? Bizim siyaset anlayışımızda yalan olmaz. İftira olmaz, olamaz. Siyaset yapmak için insanlıktan çıkılmaz.”

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sosyal medya hesabından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, montajla PKK’lılarla birlikte gösteren video ile ilgili açıklama yaptı.

“Kutsal dinimizi siyasetlerine alet edenler nasıl oluyor da hiç Allahtan korkmadan böyle açıkça iftira atıp yalan konuşuyorlar?” diyen Babacan, şöyle dedi:

“Montajlanmış görüntüler eşliğinde iftiralar atarak kafanızı karıştırmak istiyorlar. Hiç utanmadan. Teröristlerin videolarını kesip yapıştırarak gerçek olmayan görüntüleri, miting alanında millete izletiyorlar. Hayret ediyorum.

“Sabah-akşam kutsal dinimizi siyasetlerine alet edenler nasıl oluyor da hiç Allah’tan korkmadan böyle açıkça iftira atıp yalan konuşuyorlar? Bizim siyaset anlayışımızda yalan olmaz. İftira olmaz, olamaz. Siyaset yapmak için insanlıktan çıkılmaz.”

Ne olmuştu?

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi mitinglerinde ve gençlerle buluştuğu programlarda gösterdiği, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “montajlı” videosu 22 Mayıs’ta tekrar gündeme geldi.

TRT ortak yayınında konuşan Erdoğan, Abdülkadir Selvi tarafından kendisine sorulan soru üzerine, “Kılıçdaroğlu’nun Kandil’dekilerle video çekimleri var. Ama montaj, ama şu, ama bu,” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bahsettiği görüntünün orijinali, Millet İttifakı’nın 2023 Türkiye Genel Seçimleri için yayınladığı kampanya filminden. Montajlı videoda ise Kılıçdaroğlu’nun arkasına aralarında Murat Karayılan’ın da olduğu PKK’liler yerleştirildi.

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın yanıtını “itiraf” olarak değerlendirerek “Montajcı sahtekâr,” dedi.

Paylaşın

Babacan Gençlere Seslendi: Özgür Ve Zengin Yarınları Beraber İnşa Edelim

Sosyal medya hesabından gençlere seslenen DEVA Lideri Babacan, “Kutuplaşmış bir iklimde, mahalle duvarlarını artık yıkmak istediğinizi, ayrımcılığı istemediğinizi anlatın. Türkiye’den vazgeçmediğinizi fakat kalmak için mümkün olan taleplerinizi anlatın” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Adaletin, hakkın, fırsat eşitliğinin ne denli hayati olduğunu anlatın. Geçmişin hayaletlerinin korkusu yüzünden sizlerin bugününüzün nasıl zarar gördüğünü anlatın. Öfkeyle parmak sallayan siyasetin size son 5 senede kaybettirdiklerini anlatın. Varsa, ülkemizden giden arkadaşlarınızı anlatın. Canları yana yana yabancı ülkelerde yaşadıklarını anlatın. Tüm bunları ancak sizinle birlikte anlatabiliriz.”

Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: Çünkü bizler bazı evlerdeki TV’lerde hiç yer bulamıyoruz. O evlerde bizim sesimiz olun. Biliyorum, sizin aklınız ve desteğiniz bizimle olduktan sonra bugünkü iktidarın arka bahçesi olmuş kanallara ihtiyacımız yok. Hadi, anlatmaya başlayalım. Türkiye’den vazgeçmeyen inadınızla, özgür ve zengin yarınları beraber inşa edelim.

Millet İttifakı’nda yer alan Demokrasi ve Atlımı (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sosyal medya hesabı üzerinden gençlere seslendi. Babacan şunları söyledi:

“Genç arkadaşlarım merhaba, Biliyorum her yerde siyaset görmekten ve size seslenen siyasetçilerden yoruldunuz. Ama ben bugün sizlerden oy istemeyeceğim. Siz zaten çok daha fazlasını yapıp yılmadan sandıklarda mücadeleye devam ettiniz. Bugün başka bir şey konuşacağız. Anne, babalarınızı, aile büyüklerinizi konuşacağız. Sizden ricam onlarla konuşun.

Kutuplaşmış bir iklimde, mahalle duvarlarını artık yıkmak istediğinizi, ayrımcılığı istemediğinizi anlatın. Türkiye’den vazgeçmediğinizi fakat kalmak için mümkün olan taleplerinizi anlatın. Adaletin, hakkın, fırsat eşitliğinin ne denli hayati olduğunu anlatın.

“Özgür ve zengin yarınları beraber inşa edelim”

Geçmişin hayaletlerinin korkusu yüzünden sizlerin bugününüzün nasıl zarar gördüğünü anlatın. Öfkeyle parmak sallayan siyasetin size son 5 senede kaybettirdiklerini anlatın. Varsa, ülkemizden giden arkadaşlarınızı anlatın. Canları yana yana yabancı ülkelerde yaşadıklarını anlatın. Tüm bunları ancak sizinle birlikte anlatabiliriz.

Çünkü bizler bazı evlerdeki TV’lerde hiç yer bulamıyoruz. O evlerde bizim sesimiz olun. Biliyorum, sizin aklınız ve desteğiniz bizimle olduktan sonra bugünkü iktidarın arka bahçesi olmuş kanallara ihtiyacımız yok. Hadi, anlatmaya başlayalım. Türkiye’den vazgeçmeyen inadınızla, özgür ve zengin yarınları beraber inşa edelim.”

Paylaşın

28 Mayıs Seçimi: Millet İttifakı Stratejisini Belirledi

Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Parti , DEVA Partisi, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nden oluşan Millet İttifakı, CHP Genel Merkezi’nde yaptığı toplantıda Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimi için stratejisini belirledi.

Milletr İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kampanyasında, Cumhur İttifakı’nın “terörle yan yanalar” algısını kırmak için mücadele verecek.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, ilk turda “pozitif kampanya” yürüten Kılıçdaroğlu, “terörle mücadele” konusunda daha somut ve net mesajlar verecek, kampanya dilini sertleştirecek.

Cumhur İttifakı’nın Meclis’te çoğunluğu sağlaması ile “Kılıçdaroğlu gelirse istikrarsızlık olur” söylemine de karşı söylem geliştirildi.

Saha çalışmalarında Cumhurbaşkanı’nın geniş yetkileri ön plana çıkarılacak ve Meclis’in “denge-denetleme” işlevine vurgu yapılacak.

Altılı Masa CHP Genel Merkezi’nde toplandı

Millet İttifakı’nın liderleri İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, ittifakın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde, ikinci tur seçim kampanyasının stratejisine son biçimini vermek için CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi.

Liderler, geçmişteki toplantıların tersine, bu kez medyaya görüntü vermedi, garaj girişini kullanmayı tercih etti.

Toplantıdan tek kare fotoğraf paylaşılırken, herhangi bir açıklama yapılmadı.

Yaklaşık 3 saat süren toplantıda, parlamento seçimlerine ilişkin sonuçlar değerlendirildi, ikinci tur seçim kampanyası stratejisini netleştirildi.

İkinci turun kampanya hedefleri

Kulislere yansıyan bilgilere göre kampanya sürecinde hedef, Erdoğan’ın “terör söylemi” nedeniyle Millet İttifakı’na oy vermekten kaçınan “milliyetçi seçmeni ikna” ve ilk turda oy kullanmayan yaklaşık 8,5 milyon seçmenden bir bölümünü sandıkla buluşturma olarak belirledi.

Altılı Masa, Erdoğan’ın ilk turda yarışı önde bitirmesinde en önemli etken olarak, “teröristlerle işbirliği yapıldığı ve seçim kazanılırsa Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılacağı” yönündeki söylemin bir kısım seçmende karşılık bulmasını gösteriyor.

İttifak bu söylemi “dezenformasyon” olarak nitelendiriyor.

Seçim sürecinde sahada karşılaşılan en büyük zorluk olarak da, Erdoğan’ın “kurgu videolarl”a oluşturduğu bu algının kırılamaması, bir kısım seçmenin adeta “perdelerini kapatıp, kendilerini dinlememesi” işaret ediliyor.

CHP kurmayları, Erdoğan’ın “terör söyleminin” bu kadar etkili olmasını ise “Bu iletişim dili çok önceden başlanmış, iyi hazırlanmış ve çalışılmış. Devletin valisi, kaymakamı dahi bir şekilde bu projenin içinde olmuş görünüyor. Hemen her kesimden, aynı ifadelerle bizi terör üzerinden itham etmenin başka izahı yok” ifade ediyorlar.

‘Negatif kampanya’ yürütülecek

Bu saptamalar doğrultusunda, “iftira” olarak nitelendirilen bu algıyı kırmak ve milliyetçi seçmeni ikna etmek için “negatif kampanya”  olarak nitelendirilen bir kampanya stratejisi benimsendi.

Erdoğan’ın ikinci tur sürecinde de yine “terör söylemi” üzerinden seçmeni konsolide edeceği değerlendirmesi yapılarak, bu iddialara karşı somut belge ve görüntülerle karşılık verilmesi görüşü öne çıktı.

Bu çerçevede, Cumhur İttifakı’nın 2019 yerel seçimleri öncesi muhalefete destek verilmemesi için “Abdullah Öcalan’ın mektubunu” kampanyasında kullanması, Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılması, HÜDA PAR’ın Hizbullah’la ilişkisi, AKP iktidarının çözüm sürecindeki yanlış politikalarına vurgu yapacak mesajlar ve görseller paylaşılacak.

‘Karar Ver’ sloganı

İkinci tur kampanyasının ana sloganlarından birisi ise “Karar Ver” olarak belirledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da göçmen politikasına ilişkin görüşlerini anlattığı sosyal medya paylaşımını da “Karar Ver” başlığıyla yaptı.

İttifakın seçim stratejisinin ikinci ayağını ise sandığa gitmeyen veya iki kesimi de protesto edip Sinan Oğan’a oy veren seçmeni ikna etmek oluşturacak.

Bu çerçevede, ikinci tur seçimin bir “final olacağı” vurgusu yapılarak, seçmenin “Özgür, adil bir Türkiye” ile “baskıcı bir rejim” arasında tercih yapmak durumunda kalacağı belirtilerek, “Karar Ver” sloganı ile seçmeni sandığa götürme stratejisi izlenecek.

Cumhur İttifakı, 14 Mayıs seçimlerinde Meclis’te çoğunluğu sağlamanın avantajıyla ikinci tura gidecek. Konuşmalarında buna sık sık vurgu yapan Erdoğan’ın, “Kılıçdaroğlu gelirse istikrarsızlık olur” söylemine karşı ise Cumhurbaşkanı’nın geniş yetkileri ön plana çıkarılarak, parlamentonun “denge-denetleme” işlevini üstleneceği vurgusu ön plana çıkarılacak.

Meclis’in gensoru, güven oylaması yetkileri olmadığı için yürütmede istikrarsızlık yaşanma riski olmadığı anlatılacak.

Liderler sahada ayrı ayrı çalışacak

Edinilen bilgiye göre Millet İttifakı liderleri sahada ayrı ayrı bölgelerde çalışma yürütecek, büyük mitingler düzenlenmeyecek.

Başta deprem bölgesi olmak üzere sahada farklı toplum kesimleri, kanaat önderleri, sivil toplum örgütleri, esnaf ziyaretleri gibi yüz yüze ve dar kapsamlı toplantılar yapılacak.

Sandık güvenliğini sağlamada parti yöneticileri görev alacak

14 Mayıs seçimlerinden sonra kamuoyunda en çok tartışılan konulardan birisi “seçim güvenliği” oldu.

Muhalif seçmenin Yüksek Seçim Kurulu’na olan şüpheli bakışı ve “Oylarımız çalınıyor” endişesi nedeniyle ikinci turda bu kuşkuyu ve riski ortadan kaldırmak için ekstra önlem alınması benimsendi.

Bu çerçevede, 28 Mayıs gecesi, parti yöneticileri, milletvekilleri, parti örgütlerinin temsilcilerinin, oy sayım işlerinin sürdüğü süreçte sandık başında olması planlandı.

‘Mücadeleye devam, buradayız’

Öte yandan yönetimi, ikinci tur seçim için yapılacak çalışmalara ilişkin bir genelgeyle görevlendirme yaptı.

CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı imzasıyla CHP Meclis Grup Başkanlığı tarafından milletvekillerine gönderilen ve “Mücadele devam. Buradayız” başlıklı genelgeye göre, 26, 27 ve parlamentoya yeni giren 28’inci dönem milletvekilleri görevlendirildikleri illerde saha çalışması yürütecek.

Belediye başkanları kendi bölgelerinde çalışacak. İl başkanlarının koordinasyonunda, kadın ve gençlik kollarının katılımıyla saha çalışması yürütülecek.

Paylaşın

Millet İttifakı’nın “Strateji” Toplantısı Sona Erdi

Millet İttifakı’nda yer alan altı siyasi partinin genel başkanları, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde bir araya geldi. Yaklaşık 3 saat süren toplantı basına kapalı gerçekleştirildi.

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı Liderleri Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi.

Yaklaşık 3 saat süren toplantı basına kapalı düzenlenirken, 14 Mayıs seçimlerinin sonuçları ile 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci tur stratejisi ve kampanya çalışmalarının görüşüldüğü toplantıya ilişkin ortak açıklama yapılması bekleniyor.

Paylaşın

DEVA Lideri Babacan: İki Hafta Gecikse De Bahar Gelecek

Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerine ilişkin açıklama yapan DEVA Lideri Babacan, “Biz, ortak adayımız Sayın Kılıçdaroğlu’na ilk turda oy vermeyen vatandaşlarımızı da dinleyeceğiz. Bir kere değil, on kere konuşacağız. Hangi mahalle olursa olsun, kaygıları olan, ‘normalleşme’ isteyen tüm vatandaşlarımızı anlayacağız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bu yolda Kemal Kılıçdaroğlu’nu bir an dahi yalnız bırakmayacağız. Yan yana, omuz omuza, birlikte yürüyeceğiz. Endişeye mahal yok. Milletimiz her zaman demokrasiyi sandıkla güçlendirmiştir, yine güçlendirecektir. Ve 28 Mayıs akşamı, Sayın Kılıçdaroğlu, inşallah, 13. Cumhurbaşkanımız olacaktır.”

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ali Babacan ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak açıklama yaptı. Babacan şunları söyledi:

“İnanın gördüğümüz tablo umut dolu, mutluluk dolu günlerin işareti. Kimsenin umudu kararmasın. Önümüzdeki 13 gün daha çok çalışacağız. Sokak sokak, ev ev, dağ-bayır hiç fark etmez, çok çalışacağız. Ulaşamadığımız kapıları çalacağız. Girmediğimiz mahallelere gireceğiz.

Unutmayalım; ilk turda oy kullanmayan yaklaşık 8,5 milyon vatandaşımız var. Yaklaşık 1 milyon oy ise geçersiz sayıldı. Erdoğan’la Kılıçdaroğlu arasındaki fark ise sadece 2,5 milyon civarında.

Biz, ortak adayımız Sayın Kılıçdaroğlu’na ilk turda oy vermeyen vatandaşlarımızı da dinleyeceğiz. Bir kere değil, on kere konuşacağız. Hangi mahalle olursa olsun, kaygıları olan, ‘normalleşme’ isteyen tüm vatandaşlarımızı anlayacağız. Bu yolda Kemal Kılıçdaroğlu’nu bir an dahi yalnız bırakmayacağız.

Yan yana, omuz omuza, birlikte yürüyeceğiz. Endişeye mahal yok. Milletimiz her zaman demokrasiyi sandıkla güçlendirmiştir, yine güçlendirecektir. Ve 28 Mayıs akşamı, Sayın Kılıçdaroğlu, inşallah, 13. Cumhurbaşkanımız olacaktır.”

Ali Babacan sandık çağrısı yaparak şöyle konuştu:

“28 Mayıs’ta yeniden sandık başında olacağız. Demokrasi emek ister. Demokrasi sabır ister. Demokrasi özen ister. 13 gün sonra yine aynı heyecan, aynı umut ve aynı mutlulukla sandık başına gideceğiz. 28 Mayıs seçimlerinin şimdiden ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. İki hafta gecikse de bahar gelecek, biliyorum.”

Paylaşın

Babacan: 14 Mayıs Ülkemiz İçin Çok Önemli Bir Dönüm Noktası

Millet İttifakı’nın Ankara mitinginde konuşan DEVA Lideri Babacan, Her şeyi tek kişiye bağlamanın getirdiği sorunlar yaşıyor bu ülke. Son 5 yıldır bütün sistemi Erdoğan tek başına bağladı. Şu ana kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde 6 parti bir araya gelip bu kadar kapsamlı bir anlaşma yapmamıştı” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin 20 tane bakanının ne iş yapacağı hepsi hazır. Önümüzdeki pazar günü sizlerin desteğini bekliyoruz. Ülkemiz için çok önemli bir dönüm noktası. Pazar günü sıradan bir seçim değil. Pazar günü aslında bir referandum.”

14 Mayıs seçimlerine saatler kala Millet İttifakı final mitinginin adresi Ankara’da, Tandoğan Meydanı oldu.

Mitinge, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal, cumhurbaşkanı yardımcısı adayları İmamoğlu ve Yavaş’ın da katıldı.

Mitingde konuşan DEVA Lideri Babacan, şunları söyledi:

“Baharımızın arifesinde bu güzel memleketimizden Ankara’dan Türkiye’nin dört bir tarafına sevgilerimi, selamlarımı iletiyorum. Ülkemizin en can alıcı gündemi, 6 şubat Maraş depremlerinden bu yana tam 3 ay 6 gün geçti. Ateşin düştüğü o evler, o günden beri yanıyor. O evlerde yüzler gülmüyor. Taş olsa dağ olsa dayanmaz derler ya, işte öyle bir acıyla kavrulduk. Ben de çok sayıda çalışma arkadaşımı kaybettim.

9 gün deprem bölgesindeydim, 11 il merkezine defalarca gittim. Sesini duyuramayanların sesi oldum. Gittiğim her yerde ne dediler biliyor musunuz ‘İlk 48 saat, ilk 72 saat devlet yoktu, enkazları kendi ellerimizle kaldırdık’ dediler. Muhtarlar ‘enkazı ellerimiz kanayarak kaldırdık’ dediler. Geçen sene hatırlayın orman yangınları çıktı değil mi, ormanlarımız gözümüzün önünde binlerce hektar cayır cayır yanarken bir baktık ki memleketin yangın söndürme uçağı yok. Depremin ilk 72 saati yardım ulaştırılamadı. O 72 saatte ne oldu, diye soruyorum. O iş makinaları parklarda kapalı dururken insanlar enkaz altındaydı. Madenciler neden harekete geçmedi, ne oldu diye soruyorum. Cevap yok.

İşin özünde bu tek kişilik sistemin yürümemesi var. Her şeyi tek kişiye bağlamanın getirdiği sorunlar yaşıyor bu ülke. Son 5 yıldır bütün sistemi Erdoğan tek başına bağladı. Şu ana kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde 6 parti bir araya gelip bu kadar kapsamlı bir anlaşma yapmamıştı. Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin 20 tane bakanının ne iş yapacağı hepsi hazır. Önümüzdeki pazar günü sizlerin desteğini bekliyoruz. Ülkemiz için çok önemli bir dönüm noktası. Pazar günü sıradan bir seçim değil. Pazar günü aslında bir referandum.”

Paylaşın

DEVA Lideri Babacan: Yoksulluk Mu Zenginlik Mi?

Millet İttifakı’nın İstanbul mitinginde konuşan DEVA Partisi Lideri Babacan’ın konuşmasının ana hatları ekonomi üzerineydi. Enflasyonu iki yıl içerisinde tek hanelere düşüreceklerini söyleyen Babacan, cebinden çıkardığı 200 TL’nin dolar karşısındaki değerinin yıllar içerisinde büyük bir düşüş yaşadığını hatırlattı.

Haber Merkezi / Babacan, ülkede sağlanacak adalet, hak ve özgürlüklerin, demokrasinin ekonomiyi de iyileştireceğini belirtti ve “İşte siz ülkemizdeki demokrasi güçlendirmezseniz üstüne sağlam bir ekonomiyi asla inşa edemezsiniz. Olmaz. Olmuyor” dedi.

Millet İttifakı, 14 Mayıs seçimlerine sekiz gün kala İstanbul Maltepe sahilinde, tüm siyasi liderlerinin katılımıyla büyük bir miting düzenledi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sırasıyla birer konuşma yaptı.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, mitingde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

 “Bugün sizlere Türkiye’nin dört bir köşesinin, Anadolu’nun, Trakya’nın sevgisini getirdik. Ülkemizin her yerinden yükselen demokrasi çığlını bugün buraya İstanbul’a getirdik. İstanbul, bu demokrasi çığlını duyuyor musun? Tüm dünya duyuyor, herkes Türkiye’yi izliyor.

Türkiye’de demokrasi kazanacak, bütün dünyadaki demokratlar umutlanacak. Sağcı solcu demeden, Sünni Alevi demeden Kürt Türk Arap Laz Çerkez demeden her beraber daha fazla demokrasi diyecek miyiz? Hep beraber Sayın Kılıçdaroğlu’nu 13’üncü Cumhurbaşkanımız yapacak mıyız? Hep beraber Millet İttifakı olarak TBMM’de çoğunluğu sağlayacak mıyız?

Sevgili İstanbullular, siz bu ülkenin ekonomisini en iyi bilenlersiniz. Bu pahalılığı da yoksulluğu da en iyi hissedenlerdensiniz, bilenlerdensiniz. 2010’da İstanbul Avrupa Kültür Başkenti olmuş muydu? Tek haneli enflasyonla ve Avrupa Birliği standartlarına ulaşmak için yaptığımız reformlarla başarmıştık bunu. Şimdi, ülkeyi getirdikleri şu hale bakın.

Bakın, size bu 200 liralık banknotun, bir hikayesini anlatmak istiyorum; bu banknot 2009 yılında tedavüle çıktı. Yıl 2009… Kaç dolar ediyordu biliyor musunuz? 134 dolar ediyordu. Bugün ne kadar ediyor? 10 dolar bile etmiyor. Döviz bürosuna gidin bakın, kur 20,5 oldu mu? 9 lira küsur ediyor. Ben şimdi soruyorum, herkesin cebindeki bu 200 liradan 134 dolar ederken; 9 dolara düşüren yani tam 124 doları kim çaldı ya? Bu enflasyon, tam baş belasıdır. Ekonomiyi kötü yönetirseniz yüksek enflasyona mahkûm edersiniz bu ülkeyi.

“Devlet kadroları tek bir kişinin oyuncağı oldu”

Şu an, Türkiye’de kurum murum kalmadı. Şu anda ülkede devlet kurumu neredeyse kalmadı. Her şey tek bir kişinin keyfine bağlı, şu anda bu ülkenin bir ekonomi politikası yok. Ne var? Zır cahillik var. Merkez Bankası’ymış, BDDK’ymış, bu kurumlar neredeyse yok hükmüne geldi. Devlet kadroları tek bir kişinin oyuncağı oldu. Ama arkadaşlar, endişeye mahal yok.

Ne yapacağız, Türkiye’yi bu güzel ve güçlü ülkeyi hızla düzlüğe kavuşturacağız. 2002’de ülke çok kötü bir durumdayken, başarmıştık. Şimdi çok daha iyisini yapacağız. İlk bir ayda, kurumları ayağa kaldıracağız. Altı ayda mevcut kriz iklimini sona erdireceğiz. En geç 2 yılda da enflasyonu tek haneye indireceğiz. Bunu hep beraber başaracağız. Millet olarak bunu başaracağız.

Değerli dostlarım, hep söylüyorum. Ne kadar adalet, o kadar ekonomi. Ne kadar hak ve özgürlük, o kadar ekonomi. Ne kadar demokrasi o kadar ekonomi. İşte siz, ülkemizdeki demokrasi zeminini güçlendirmezseniz, üstüne sağlam bir ekonomiyi asla inşa edemezsiniz. Olmaz. Siz her gün hukuku ayaklar altına alıp bu ülkenin ekonomisini büyütemezsiniz.

Onun için olmuyor. Bunu anlamıyorlar ve ülkemizi bir krizden diğerine savuruyorlar. İşte bunun için biz ne diyoruz, ‘hak hukuk adalet’ diyoruz… İşte biz, hakkın düştüğü yerden kaldıracağız. Hukukun üstünlüğünü sağlayacağız ve adalet ile yöneteceğiz. Ancak o sağlam zemin üzerine sağlam bir ekonomiyi inşa edeceğiz. Çürük zemine sağlam ekonomi inşa edemezsiniz.

İktidara geldiğimiz gün hemen durum ve hasar tespit çalışması yapacağız. Halının altına süpürülen her şeyi ortaya çıkaracağız. Enflasyon ile mücadele önceliğimiz olacak. Çünkü çağımızın bu en büyük hırsızlık yöntemine dur demek zorundayız. Merkez Bankası’nın bağımsız ve itibarlı bir kurum olmasını sağlayacağız. Tüm kadroları bilgili, deneyimli, dürüst isimlerle donatacağız.

Reel sektörle ve bankacılık sektörü arasındaki sorunları hepsini tek tek çözmeye başlayacağız. Hızla toparlanacağız. Endişeye mahal yok, bu ülke şu anda içinde bulunduğu duruma bu kötü yönetim sebebi ile düştü. Dürüst ve ehli insanlar yönetmeye başlayınca derhal ayağa kalkacak bu ülke. Başaracağız, hep beraber başaracağız. Biz buradayız… Yüz binler burada… 86 milyon birden büyüktür. Türkiye birden büyüktür. İnanın böyle.

“Güven sağlamadan toplumdaki refahı artıramazsınız”

Bakın, güven olmayınca olmuyor. Güven olmayınca asla mümkün değil. Güveni sağlamadan bir ülkenin ekonomisini ayağa kaldıramazsınız. Güven sağlamadan toplumdaki refahı artıramazsınız. Güven olmadan olmaz. Ben böyle söyleyince bazen, gençler bana soruyor. Diyorlar ki; ‘Başkanım, şu güveni nasıl kazanacağız? Anlatsana’ diyorlar. Ben de bir dakikada, 8 maddede özetliyorum. Güveni nasıl kazanacağız? Bir, konuşunca doğruyu söyleyeceğiz. Merkez Bankası’na yalan yanlış işler yaptırmayacaksın. TÜİK’e yalan yanlış enflasyon açıklattırmayacaksın. İki, söz verince tutacaksın.

Üç, emanete hıyanet etmeyeceksin. Dört, adaletle yöneteceksin. Beş, ehliyetli, liyakatli kadroları getireceksin. Altı, istişareyi asla elden bırakmayacaksın. Yedi, şeffaf olacaksın. Merkez Bankası’nın arka kapısından 250 milyar doları gizli saklı satmayacaksın. Son madde 8, her zaman hesap vermeye hazır olacaksın. Bu sekiz maddeyi yerine getirin, korkmayın. Güveni kazanırsınız, güveni kazandıktan sonra da sırtınız yere gelmez. İşte o zaman bu ülke çok hızlı bir şekilde Avrupa Birliği standartlarına ulaşan yüksek gelir grubuna ulaşan bir ülke olur.

Değerli arkadaşlarım, seçime gidiyoruz. Ama aslında bu seçim, özünde bir referandum. İki seçenekli bir referanduma gidiyoruz. Önümüzde iki tane tercih olacak. Şimdi bu iki tercihi ben İstanbul’a soracağım; otoriterlik mi, demokrasi mi? Keyfilik mi, hukuk mu? Baskı mı özgürlük mü? Tek akıl mı ortak akıl mı? Korku mu umut mu? Öfke mi sevgi mi? Kavga mı barış mı? Kriz mi huzur mu? Yoksulluk mu zenginlik mi? Arkadaşlar, kara kış mı bahar mı? İşte biz demokrasi, özgürlük, zenginlik diyoruz.

İstanbul cevabını veriyor. Bahar diyoruz. Seçimlerin olacağı son gün 14 Mayıs Anneler Günü. Gelin bu 14 Mayıs’ta annelerimize baharı hediye edelim arkadaşlar. ‘Oyumu sana hediye ediyorum anneciğim’ diyelim ve adaleti, barışı, huzuru annelerimize hediye edelim.”

Paylaşın

DEVA Lideri Ali Babacan: Hükümet Sabah Akşam Halka Korku Pompalıyor

Gaziantep’te halka hitap eden DEVA Lideri Babacan, vatandaşların günlük ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiğini belirterek, “Acı acı yaşıyoruz hep beraber. Bir de sabah akşam, dört bir koldan korku pompalamaya çalışıyorlar” dedi ve ekledi:

“Yok, dış güçlermiş, yok iç güçlermiş. Palavranın bini bir para. Ne diyorlar? Sandık yoluyla darbe diyorlar. Daha da ötesine gidiyorlar. İktidar değişirse tam bağımsızlık tehlikeye girer diyorlar. Bir kere şunun altını kalın kalın çiziyorum: Kimse bu milletin iradesine darbe diyemez.’’

Devlet yönetiminde uzun süre görev aldığını hatırlatan Babacan, iktidar partisinin her fırsatta “Düşman çok, biz şunu bunu yapıyoruz, siz de yoksulluğa razı olun diyorlar’’ şeklinde ifadelerle oy kullanacak vatandaşları ikilemde bıraktıklarını vurguladı.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ali Babacan, seçim çalışmaları kapsamında bulunduğu Gaziantep’te halka seslendi.

VOA Türkçe’den Orhan Erkılıç’ın aktardığına göre, konuşmasında iktidar partisinin söylemlerini eleştiren Babacan, vatandaşların günlük ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiğini belirterek, “Acı acı yaşıyoruz hep beraber. Bir de sabah akşam, dört bir koldan korku pompalamaya çalışıyorlar. Yok, dış güçlermiş, yok iç güçlermiş. Palavranın bini bir para. Ne diyorlar? Sandık yoluyla darbe diyorlar. Daha da ötesine gidiyorlar. İktidar değişirse tam bağımsızlık tehlikeye girer diyorlar. Bir kere şunun altını kalın kalın çiziyorum: Kimse bu milletin iradesine darbe diyemez’’ diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti yönetiminde uzun süre görev aldığını hatırlatan Babacan, iktidar partisinin her fırsatta “Düşman çok, biz şunu bunu yapıyoruz, siz de yoksulluğa razı olun diyorlar’’ şeklinde ifadelerle oy kullanacak vatandaşları ikilemde bıraktıklarını vurgulayarak, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:

“Bu iktidar giderse, milli savunmamıza zerre kadar zarar gelmez. Bu iktidar giderse, milli menfaatlerimize zerre kadar zarar gelmez. Bu iktidar giderse, milli değerlerimizden hiçbir şey kaybetmeyiz. Ülkenin Cumhurbaşkanının elin adamından Aptal olma diye mektuplar aldığı bir devrin utancını yok edeceğiz. Neymiş kuru soğana razı olun, vatan-millet Sakarya. Adama Hadi oradan derler. Bunlar ne diyor? Düşman çok, biz şunu bunu yapıyoruz, siz de yoksulluğa razı olun. Yahu niye böyle bir ikilem yaşatıyorsunuz bu millete. Ben hem milletimizin açlık sınırı altında olmasına itiraz ediyorum, hem de bu yönetimin ülkemizin milli onurunu yerle bir etmesine itiraz ediyorum.”

“Bu seçim bir referandumdur“

Babacan, 14 Mayıs seçimlerinin bir referandum olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

“Haksız ve orantısız rantlara son vereceğiz. İnsana ve doğaya zarar veren tüm işleri tarihe gömeceğiz. Devletimizin gücünü her bir vatandaşımızın yaşamıyla, sağlığıyla, mutluluğuyla, zenginliği ile sağlayacağız. Akıl dışı maceralara atılıp, ülkeyi fakirleştiren düzeni sonlandıracağız. Bu seçim bir referandumdur.

Her iki pusulada da bir referandum var. 1 metre uzunluğunda pusulada olsa ülkeyi yönetme arzusunda olan 2 alternatif var. Ama biz ne ile neyin arasında tercih yapacağız biliyor musunuz? Oy pusulalarında karşımızda 2 tercih var. Otoriterlik mi? Demokrasi mi? Keyfilik mi? Hukuk mu? Tek akıl mı? Ortak akıl mı? Gaziantep cevapların hepsini biliyor. Bu uzun pusula da aslında 2 tercih var.”

Paylaşın