Abdülkadir Paksoy kimdir?

1954 yılında Malatya’nın Darende İlçesi’nde dünyaya gelen Abdulkadir Paksoy, ilk, orta ve lise öğrenimini Darende, Malatya, Adana, Ceyhan ve Osmaniye’deki okullarda tamamladı. Gazi Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilimler ve Anadolu Üniversitesi Tarih bölümlerini bitirdi.

Haber Merkezi / 1979’da İzmit’te başladığı öğretmenlik görevine İstanbul’da devam etti. Bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne devam etti. Iğdır’a atanınca hukuk öğrenimini bırakmak zorunda kaldı. Değişik illerde öğretmenlik yaptıktan sonra Ankara’ya yerleşti. 2OO2 yılında Ankara Çankaya Lisesi tarih öğretmenliğinden emekli oldu.

İlk şiirleri Gerçek gazetesinde yayımlandı (1977). İlk şiir kitabı Yeditepe Yayınları arasında çıktı (1984). 1987’de bir grup genç ozanla birlikte “Yeni Şiir” dergisini çıkardı. 16 sayı yayımlanan bu dergiyi kapatarak ürünlerini 1990’da Ümit Sarıaslan’la birlikte çıkardıkları Anadolu Ekini dergisinde yayımlamaya başladı. Anadolu Ekini, Ocak 2001’e dek aralıklarla 40 sayı yayımlandı.

19 Ocak 1993’te Ankara Sanat Kurumu’nda adına bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıda bir konuşma yapan şair Behçet Aysan, onun “toplumcu ve lirik” yapısına dikkat çekti.

Edebiyata başladığı ilk yıllardan itibaren Toplumcu Gerçekçilik akımı çizgisinde eserler veren Paksoy, şiirlerinde toplumcu ve lirik bir dil kullandı. Edebiyatın insanla insan arasında bir köprü olduğuna inanan şair, şiirinde kullandığı dil ve üslup ile bu anlayışını pratikte de ortaya koyma gayreti göstermiştir.

Bu durumu “Ama köprülerimiz güzel olmalı. Güzellik yetmez, sağlam olmalı; yıkılmamalı bir sel suyuyla, depremle. Köprülerimiz köprü olmalı…/Hele hele olmayacak yerlere köprü kurulmamalı; boğazların güzelliğini, kentlerin estetiğini demirle, betonla bozmamalı.” mısraları ile dile getiren Paksoy’un şiirlerinde toplumcu gerçekçi anlayışın etkisiyle, tabiat ve insan, ideoloji ile birlikte harmanlanarak verilir.

Bununla birlikte mesleğinin etkisiyle Paksoy’un şiirlerinde zaman zaman tarih ve tarihin gerçekliğine dair göndermelere de rastlanırken kimi zaman tarihi gerçekliklerin kullanılarak günümüz hadiselerinin kastedildiği de görülür. Ömrünün büyük bir kısmını Ankara’da geçiren Paksoy’un şiirlerinde tarihiyle, tabiatıyla, insanıyla, “bozkır kenti” olarak tabir ettiği Ankara, geniş bir yer tutar.

Yapıtları:

Şiir: Ayrılığın ve Ölümün Dışında, Güneş Batarken, Yenigün Aryası, Kadir Bey Tarihi, Usulca (Kıyı dergisi/Nabi Üçüncüoğlu Şiir Ödülü,1992), Hacı Bektaş Destanı, Yaralı Temmuz (Sivas Kıyını), Başak ve Asma (Ankara Güzellemesi, Ümit Sarıaslan ile birlikte), İki Bulut Yardan Aşağı (Kocaeli Üniversitesi Akademik Şiir Ödülü 1999) Öte’ Beri (Behçet Aysan Şiir Ödülü / Övgüye Değer, 2000), Tetik ve Kalem, Tan Ağrısı

Düzyazı: Pireotu (yazılar), Tarihin Talihsizliği (tarih öğretimi ve öneriler), Dizelerden Denizlere (şiir duyumsama çalışmaları), Anadolu Anadolu (gezi yazıları, Ümit Sarıaslan ile birlikte)

Paylaşın