“Biz Ülkeyi Siyasal Operasyonlarla Yönetmeye Talip Olmayacağız”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından paylaştığı videolu mesajda, “Biz ülkeyi siyasal operasyonlarla yönetmeye talip olmayacağız, hepimizin sorumluluğu var ve sorumlu davranacağız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Bana gelince, ben bu saatten sonra değişmem. Ben birleştiririm, birleştirmeye de devam edeceğim. Sofra büyümek zorunda. Bunu da kimse durduramaz. Bu sofrada siyasi oyunların, nezaketsizliğin, Erdoğan dilinin yerinin olmaması gerektirdi. Bu sofraya oturanlar böyle oturdu, kalkan da ancak bu sebepten kalkacaktır.”

Kılıçdaroğlu, mesajının devamında, “Umudum, niçin bir araya geldiğimizin farkındalığıyla sakin olmamız… Ben ve partim herhangi bir gerginliğe izin vermeyeceğiz, alet olmayacağız. Biz sorumlu davranmaya devam edeceğiz. Kimseyi geride bırakmayacağız. Türkiye’nin tüm vatandaşları bu sofraya davetli olacak. Halkımız kaygılanmasın. Biz her şekilde Erdoğan’ı da Erdoğan’ın propaganda makinasını da yeneriz, yeneceğiz.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından videolu bir mesaj paylaştı. Kılıçdaroğlu, “Soframızı büyütmeye devam edeceğiz. Sabırla…” notuyla paylaştığı mesajında şu ifadeleri kullandı:

“Biz bu yola çıkarken hep Halil İbrahim sofrasından bahsettik. Çünkü bu sofraya bu ülkenin tüm renklerini davet etmemiz gerekir dedim. Türkiye’nin bütün renklerini birleştire birleştire kazanmak için yola çıktık.

Bu sofraya ‘o oturmasın, bu oturmasın’ diyerek bu ülkeyi toparlayamayız. Birilerini hor görerek, göz ardı ederek Türkiye’yi değiştiremeyiz. Bu Türkiye’yi 20 senedir yaşıyoruz zaten. ‘Erdoğan gitsin, ama Erdoğanizm gelsin’ bu da olmaz. Tarihi sorumluluğumuz var bizim. İttifakımızın diğer ortakları medyaya çıkıp hakaretler etmiyor. İttifaka zarar veren demeçler hiç vermiyor. Hiçbirinin ittifak içinden oy devşirmeye çalıştığını da görmedim.

Biz ülkeyi siyasal operasyonlarla yönetmeye talip olmayacağız, hepimizin sorumluluğu var ve sorumlu davranacağız.

Bana gelince, ben bu saatten sonra değişmem. Ben birleştiririm, birleştirmeye de devam edeceğim. Sofra büyümek zorunda. Bunu da kimse durduramaz. Bu sofrada siyasi oyunların, nezaketsizliğin, Erdoğan dilinin yerinin olmaması gerektirdi. Bu sofraya oturanlar böyle oturdu, kalkan da ancak bu sebepten kalkacaktır.

Umudum, niçin bir araya geldiğimizin farkındalığıyla sakin olmamız… Ben ve partim herhangi bir gerginliğe izin vermeyeceğiz, alet olmayacağız. Biz sorumlu davranmaya devam edeceğiz. Kimseyi geride bırakmayacağız. Türkiye’nin tüm vatandaşları bu sofraya davetli olacak.

Halkımız kaygılanmasın. Biz her şekilde Erdoğan’ı da Erdoğan’ın propaganda makinasını da yeneriz, yeneceğiz.”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Yozlaşmış Ne Varsa Söküp Atacağız

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından, “Bu saatten sonra korkmamız gereken tek şey, korkunun kendisidir.” notuyla bir video paylaştı.

Haber Merkezi / Bu akşam size birkaç konuda seslenme ihtiyacı duydum. Affınıza sığınarak, birkaç dakikanızı alacağım diyen Kılıçdaroğlu, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“Çok zor bir zaman sürecinden geçiyoruz. Ve hepimiz acımızı farklı şekillerde yaşıyoruz. Günlerdir depremi konuşuyoruz. Depremle yatıyoruz, depremle kalkıyoruz. Aklımız hep bölgede… Doğru düzgün uyuyamıyoruz. Boğazımızdan geçen her lokmanın vicdan azabını çekiyoruz.

Ne zaman işler daha da kötüye gidemez desek daha da kötüye gideceğini bize gösterdiler. Ya daha da kötüsü olur diye düşünüp duruyoruz. Ama açık konuşalım; sevdiklerimiz için de çok kaygılıyız. ‘Ya daha da kötüsü olursa’ diye düşünüp duruyoruz.. Evet, 84 milyonluk koca bir ülke, ruhsal olarak o enkazın altında kaldı.

Bakın unutuyoruz ama günlerdir bu yaşadığımız felaketin yükünü küçük çocuklarımızın omuzlarına da yükledik. Anne babalarının düştüğü hali gördüler, onların çaresizliğini gördüler. Genç anne ve babalara sesleniyorum; biliyorum, çok zor… Başta yapamadık ama en azından bu saatten sonra çocuklarımızın yanında ne konuştuğumuza, ne izlediğimize dikkat etmemiz lazım ki onların taze zihinlerinde daha büyük yaralar açmayalım.

Peki bütün bunlar olurken, Saraylılar ve karanlık propaganda başkanlığı ne yaptı? Ben söyleyeyim; oturup seçim kampanyasını nasıl değiştireceğini düşündü. 20 yıldır deprem konusunda hiçbir şey yapmayan bu iktidar, insanlar molozlar altında can çekişirken, yine acılardan siyasi rant devşirmenin, yani yine seçim stratejisinin telaşına düştü. 100 milyon tonluk moloz yığını varken, o molozların altında insanımız cansız yatarken, asbest varken, zehir varken, toz varken, onlar konut pazarlama işine giriştiler.

Çünkü tek dertleri seçim. Varsa yoksa seçim. ‘Türkiye yüzyılı’ sloganından, ‘Yüzyılın felaketi’ sloganına geçişleri emin olun göz kırpma süresinde oldu. Vallahi hiç de utanmadılar. Covid-19 sırasında beş maskeyi dağıtamadı. Orman yangınında uçak kaldıramadı. E doğal olarak ekonomiyi batırdı. Türkiye’nin yüzyılı oldu mu size felaketin yüzyılı? Evet, oldu…

Mesajımın herkes tarafından duyulamayacağını biliyorum; çünkü derinden bölünmüş bir ülkede yaşıyoruz. Ancak ben yine de anlatacağım. Aslında insanları, konut vaadi görüntüsü altında tehdit ediyorlar. ‘Bak biz gidersek, siz bize bir sene daha vermezseniz, evsiz barksız kalırsınız’ diyorlar. Açıkça söylüyorum; yalan söylüyorlar. En basit insan hakkı olan barınma hakkı üzerinden insanımızı tehdit ediyorlar, yaptıkları bu. Çünkü şantajcı bunlar.

Sevgili halkım, bu saatten sonra korkmamız gereken tek şey korkunun kendisidir. Hiç kimse korkuya teslim olmamalıdır. Unutmayın, kimse sizi barınma hakkı üzerinden tehdit edemez. Tabii ki barınma sorunu çözülecek. Tabii ki konutlar yapılacak. Tabii ki depremde evsiz kalmış her vatandaşımız yeni evine kavuşacak. O molozların altında aileler kaldı, binlerce aile… Erdoğan iki beton dökecek, bitecek; bu mu yani? Böyle kandırabileceğini sanıyor milletimizi.

Gelecek nesillerimiz için inşa edilen Türkiye’nin bu olmasına izin mi vereceğiz? Asla. Önce ölün, Saray her sorunda tümüyle sınıfta kalsın, sonra bu beceriksizler gelsin her yere beton döksün, olsun bitsin. Bunların kafası şunu almıyor; milletimizi barınmayla tehdit edecek kadar aciz bir duruma sürüklenmelerine asla izin vermeyeceğiz. Bu aziz milleti, acizliğe asla mahkum edemeyecekler. Bunun için gittim, dünyanın öbür ucuna gittim, dünyanın en iyi üniversitelerinde bilim insanlarıyla bunun için buluştum.

Teknolojiyi ve ekonomiyi konuştum. Dünyanın en büyük yatırım fonlarıyla çalışma toplantıları yaptım. Yüzlerce milyar dolarlık yatırım sözleri aldım. Kimse aziz milletime aciz muamelesi yapmasın diye. Türkiye’de ve dünyanın her yerinde alanında öncü yüzlerce bilim insanımızdan büyük bir kurul kurdum. Ekonomide şampiyonlar ligi kadrosunu bir araya getirdim. Sizi en temel hakkınız üzerinden hiç kimse tehdit edemesin, beklentilerinizi sıfırlamasın diye yaptım.

“Yozlaşmış olan ne varsa söküp atacağız”

Bilimle, temiz parayla yepyeni bir zihniyet dönüşümüyle ülkemizi bu kaygı, keder ve depresyon sarmalından hızla çıkarıp yepyeni bir yüzyıla yelken açacağız. Belki adı ‘Türkiye yüzyılı’ olmayacak ama Türkiye yaralarını sarıp, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında mutlaka ayağa kalkacak ve koşmaya başlayacak. İnanın, o da olacak. Bu çürümüş düzeni geride bırakmak için yozlaşmış olan ne varsa söküp atacağız.

Saygın bir ülke olma fırsatı dururken, bin odalı Saraylarından barınma hakkıyla milletimizi tehdit etmelerine asla izin vermeyeceğim. Onlar alçaldıkça unutmayın biz daha da yükseleceğiz. Merhametli, dirençli, nezih insanlarımızla birlikte yürüyeceğiz. Birlikte yükseleceğiz.

Bu şantajlarına, bu onurlu millet asla pabuç bırakmayacak. Dünyanın en iyi ekibi çalışıyor. Benim dedikodulara, magazine vaktim yok. Türkiye bizi bekliyor, birlikte yapacak çok işimiz var halkım. Barınmadan çok daha fazlasını hak ediyorsunuz ve hak ettiklerinizi alacaksınız.”

Paylaşın

Demirtaş: Özgürlük Hepimiz İçin Her Zamankinden Yakın

Depremler üzerine eşi Başak Demirtaş aracılığıyla ses kaydı paylaşan Selahattin Demirtaş, “Büyük dayanışma gösteren ayrımsız herkese minnet duymamız gerekir. Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında yardıma koşan kurtarma ekipleri başta olmak üzere tüm gönüllülere, karşısındakinin siyasi görüşüne bakmadan elini uzatan ülkemizin güzel insanlarına, umutlarımızı diri tuttukları için teşekkür ediyorum” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / Kimse merak etmesin, devran hiç durmadı, halen dönüyor. Hiç kimseden de korkmayın. Özgürlük hepimiz için her zamankinden yakındır. Yılmadan yorulmadan, dayanışmaya, kötülüğe karşı mücadele etmeye devam edelim. Elbet refaha, düze çıkacağımız günler de gelir. Allah büyüktür.”

Edirne F Tipi Cezaevi’nde 4 Kasım 2016 tarihinden bu yana tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş; Demirtaş’ın depremlere ilişkin yaptığı açıklamanın ses kaydını, “Selahattin’den mesaj var” diyerek paylaştı. Demirtaş’ın mesajı şöyle;

“Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. ’Herekse geçmiş olsun’ diyeceğim ama bu acıların kolay geçmesi mümkün değil. Enkaz altında canlı ya da cansız hala çıkarılmayı beklerken sözlerime dikkat ederek konuşuyorum.

Doğrusu kendimi zor tutuyorum. Deprem öncesinde ve sonrasında yaşanan yönetim rezaletini günlerce konuşsak da eksik kalır.

Fakat şu an acilen sürdürmemiz gereken bir şey var, o da dayanışmayı ve yardımlaşmayı kesmemek, sürekli büyütmek.

Bunca tarifsiz acının içinde içimi ısıtan bir şey var ki, kimin kim olduğuna bakmadan, herkesin birbirini insan olarak görüp milyonlarca kişinin seferber olmasıdır. Umut tam da buradadır işte; birbirimize sarılıp el ele verip bu enkazın altından beraberce çıkacağız.

Hatay, Maraş, Adıyaman, Antep, Diyarbakır, Urfa, Kilis, Osmaniye, Adana’ya kadar ağır travma ve büyük yıkım yaşayan halkımıza tüm kalbimle selam sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Günlerdir acılar içinde onların mücadelesini izliyor ve dua ediyorum.

Kalbimiz deprem bölgesindeki halkımızla, elinden geleni yapanlarla birlikte atıyor.

Bu arada sessizce, köy köy dolaşıp yardım organize eden, malzeme dağıtan bütün gönüllülere, özellikle HDP’li, partili arkadaşlarıma, sanatçılara, belediyelere, meslek odalarına, sendikalara da selam gönderiyorum. Hepsini kutluyorum.

Büyük dayanışma gösteren ayrımsız herkese minnet duymamız gerekir. Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında yardıma koşan kurtarma ekipleri başta olmak üzere tüm gönüllülere, karşısındakinin siyasi görüşüne bakmadan elini uzatan ülkemizin güzel insanlarına, umutlarımızı diri tuttukları için teşekkür ediyorum.

Kimse merak etmesin, devran hiç durmadı, halen dönüyor. Hiç kimseden de korkmayın. Özgürlük hepimiz için her zamankinden yakındır. Yılmadan yorulmadan, dayanışmaya, kötülüğe karşı mücadele etmeye devam edelim. Elbet refaha, düze çıkacağımız günler de gelir. Allah büyüktür.”

Paylaşın

Ahmet Davutoğlu İktidarı Uyardı: Sivil Darbeye Kalkışmayın

10 ilde etkili olan ve 35 binden fazla can kaybına yol açan Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle seçimlerin ertelenemeyeceğini söyleyen GP Lideri Davutoğlu “Böyle bir acı dönemde, seçimi erteleyerek bir müddet daha iktidarda kalma çabanız millete yapılabilecek en büyük zulümdür” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Biz böyle bir acılı dönemde, seçimi zihnimizden bile geçirmeyiz. Günü geldiğinde yapılır. Şimdi acıyı yaşamamız lazım. Ama siz ve sizin yakınınızdakiler, siz dolaylı olarak sizin çevrenizdekiler, doğrudan ifadelerle seçimin ertelenmesi senaryolarını gündeme getiriyorlar. Yapmayın.”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Ey iktidar sahipleri, üniversiteleri kapatmayın. Millet acılar içindeyken seçim erteleme senaryoları ile sivil bir darbeye kalkışmayın, tehdit etmeyin, tezgah kurmayın, işinizi yapın” notu ile sosyal medya hesabından bir video yayınladı.

GP Lideri Davutoğlu mesajında, “Böyle bir acı dönemde, seçimi erteleyerek bir müddet daha iktidarda kalma çabanız millete yapılabilecek en büyük zulümdür. Biz böyle bir acılı dönemde, seçimi zihnimizden bile geçirmeyiz. Günü geldiğinde yapılır. Şimdi acıyı yaşamamız lazım. Ama siz ve sizin yakınınızdakiler, siz dolaylı olarak sizin çevrenizdekiler, doğrudan ifadelerle seçimin ertelenmesi senaryolarını gündeme getiriyorlar. Yapmayın” ifadelerini kullandı.

“Anayasal şartları çiğneyerek alacağınız her karar, YSK’yı kullanarak yönlendireceğiniz her adım sivil bir darbe niteliği taşıyacaktır” diyen Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu kararı alanlar millet vicdanına da mahkum olur. Şimdi işinize bakın. Bırakın seçimleri, şu anda işinize bakın. İşinizi yapın. Milletin ihtiyaçlarını karşılayın. Milletin alandaki ızdırabına ortak olun. Bugünkü iktidardakiler kısa dönemli hesaplar içinde depremi bile istismar etmeyi, bunun için demokrasiye sivil darbe yapmayı bile düşünebilirler. Ama biliniz ki biz buradayız. Hem devleti ayağa kaldıracağız hem demokrasimizi ayakta tutacağız hem de milletimizin üzerindeki bu kara bulutların dağılması için gece gündüz çalışacağız.”

Uzaktan eğitim kararına eleştiri

Üniversitelerde uzaktan eğitime geçme kararı “Çok yanlış bir karar aldınız” sözleriyle eleştiren Davutoğlu, “Zaten pandemi dolayısıyla 2019’da eğitime başlayan gençlerimiz bu sene mezun olacakken 8 dönemin 4 dönemini uzaktan eğitimle geçirmiş olacaklar. Bu, uygulama alanlarda telafisi mümkün olmayan bir boşluk doğuracak. Bu kararınızı tekrar gözden geçirin. Depremzedeleri barındıracak alternatif imkanlar bulunur” dedi.

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Yepyeni Bir Düzen Getirmek Zorundayız

Sosyal medya hesabından Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin açıklama yapan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Artık aç gözlülüğün bittiği, kaynakların sadece küçük bir azınlığa değil tüm halkımıza ait olduğu yepyeni bir düzeni getirmek zorundayız. Ve inanın bu sadece iktidar değişimiyle olmaz. Daha büyük değişimler lazım bize” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Zarar gören her bir değerimizi tamir ederek çok güçlü bir değişim yaratmalıyız. Güçlü bir sosyal devleti, vatandaşı için var olduğunu hiç unutmayan bir devleti bu enkazın içinden çıkarıp inşa etmek zorundayız. Bunu hep beraber yapacağız inşallah. Bir daha önlenebilir nedenlerden dolayı böyle bir acı yaşamayalım. Bu son olsun, bu son…”

Deprem bölgesini ziyaret eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından videolu açıklama yaptı.

“Zor bir günün karanlık gecesinden derin bir kalp sızısı ile sesleniyorum sizlere” diyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Buralarda çok mücadele var. Zamana karşı canhıraş bir mücadele veriyor insanlarımız. Bir canı daha kurtarabilmek için, tırnaklarını parçalayarak enkazlarda yaşam tünelleri açıyorlar, enkazın karanlığına bir damla ışık olabilmek için. Türkiye’nin evlatları yüreklerini koymuş durumdalar. Allah hepsinden razı olsun. Türkiye onları asla unutmayacaktır” ifadelerini kullandı.

Deprem sonrası çalışmalarda eksiklikler olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Çok can yitirdik. Toprak elbette hepimizi zamanı geldiğinde basacak bağrına ama Allah sıralı ölüm versin deriz ya, keşke öyle olsaydı be. İçimiz acı dolu yaprak döküyor her yanımız. Bir de enkazdan kurtulanlar var ki, öldürücü soğukta sokaklarda can cana vermiş direniyorlar. Hala koordinasyon sağlanabilmiş değil. Çadır yok, tuvalet yok. Sizin de bildiğiniz şeyler işte. Bu zifiri karanlık saatlerinde daha ne anlatayım sizlere” dedi.

Türkiye’nin bir zihniyet değişimine ihtiyacı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bugünü asla unutmayalım halkım, düşen yerde kalmasın. Mazlumun hakkı divana kalmasın. Bu ülkenin yeni bir dirliğe, düzene ihtiyacı var. Hepimizin zihniyeti değişmek zorunda. Önümüzdeki yok çok uzun olacak. O yol çok engebeli tırmanışımız çok dik olacak. Öyle dedikleri gibi 1 yılda gitmemiz gereken yere varamayız. Geçici çözümlerle idare edemeyeceğimiz bir noktaya geldik. En acısı da bizi biz yapan değerlerimiz zarar gördü halkım. Arsızlık, hırsızlık, rant kavgası, bencillik… Bunları derhal bitirmeliyiz. Bunlar Türkiye’nin ruhunu kemirdi” diye konuştu.

Değişimin yalnızca iktidar değişikliğiyle gerçekleşemeyeceğini vurgulayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, sözlerini şu şekilde sonlandırdı:

“Artık aç gözlülüğün bittiği, kaynakların sadece küçük bir azınlığa değil tüm halkımıza ait olduğu yepyeni bir düzeni getirmek zorundayız. Ve inanın bu sadece iktidar değişimiyle olmaz. Daha büyük değişimler lazım bize. Zarar gören her bir değerimizi tamir ederek çok güçlü bir değişim yaratmalıyız. Güçlü bir sosyal devleti, vatandaşı için var olduğunu hiç unutmayan bir devleti bu enkazın içinden çıkarıp inşa etmek zorundayız. Bunu hep beraber yapacağız inşallah. Bir daha önlenebilir nedenlerden dolayı böyle bir acı yaşamayalım. Bu son olsun, bu son…”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan “Kötülüğe Susarsam, Ona Ortak Olurum” Paylaşımı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kişisel sosyal medya hesabından “Kötülüğe susarsam, ona ortak olurum.” notunu düştüğü bir video paylaştı. Kılıçdaroğlu, gün içerisinde saat 22:00 için randevu vermişti.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, yayınladığı videodaki konuşmasında 23 Kasım 2022’de Düzce’de yaşanan 5,9 büyüklüğündeki depreminin ardından AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) tarafından hazırlanan rapor üzerinden değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu, raporun dikkat çektiği eksiklikleri dile getirerek bugün yaşanan deprem felaketiyle kıyasladı. Yaklaşık 2 buçuk ay önce hazırlanan Düzce Depremi Etki Analiz Raporu’ndan bölümler okuyan Kılıçdaroğlu raporun afet riskinin yüksek olduğu Türkiye’de afet yönetimine katkı sunması amacını taşıdığını hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, o dönemde afet yönetiminde yaşandığı belirtilen bazı eksikliklerin sıralandığı raporu “koordinasyon sağlanamadı, toplanma alanı yanlış seçildi, yardımlar geç geldi, çadır takibi yapılamadı, görevli personelin takip ve koordinesini sağlayacak birim yoktu, koordinasyon birimi oluşturamadık, yemek dağıtımında sorunlar yaşadık, afet nakliye personeli ancak iki gün sonra Düzce iline ulaşabildi, deprem sonrasında zarar tespit sürecinde yetersiz kalındı, düzgün bir zarar tespit ekibi kuramadık, inşaat mühendisleri yerine öğretmen ve imamlardan ekip kuruldu” ifadeleriyle özetledi.

“AFAD kendi röntgenini kendi çekmiş” diyen CHP lideri depremin çok büyük olduğunu, ama depremden çok daha büyük olanın “koordinasyonsuzluk, plansızlık ve liyakatsizlik” olduğunu belirtti ve “Bile bile, göz göre göre bu riskleri aldılar” dedi.

Kılıçdaroğlu, “Oluşan can kaybımızın ulaşacağı nokta depremin büyüklüğünden değil, müdahaledeki etkisizliktendir, yetersizliktendir” ifadesini kullandı. “Cumhurbaşkanı Erdoğan’la sonuna kadar mücadele edeceğini” ifade eden Kılıçdaroğlu “Bizim de kader planımızda bu varmış” ifadeleriyle sözlerini bitirdi.

Paylaşın

Davutoğlu’ndan Erdoğan’a: Beni Yolsuzlukla İtham Ettin Öyle Mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisi hakkındaki sözlerine yanıt veren GP Lideri Davutoğlu, “Şahsen bana yönelik kullandığın yolsuzluk ifadesi için seni ciddi bir yüzleşmeye davet ediyorum” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “8 Aralık 2019’da yaptığım çağrıyı tekrar yapıyorum: Benden başlamak üzere bütün yaşayan başbakanlar cumhurbaşkanlar ve bakanlarla ilgili ve birinci dereceden yakınlarıyla ilgili bir araştırma soruşturma komisyonu kurun. Kimin izah edemediği mal varlığı varsa bunu hazinede fonda tutalım şehitlere yetimlere engellilere mazlumlara harcayalım.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugünkü grup toplantısında DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu hedef almış v e şu cümleleri kurmuştu:

“Bizden üniversite istediler. Ve ben başbakanım. Bunların vakfına üniversite tahsisi yaptık. Kendisi ne zaman ki başbakanlık koltuğuna oturdu. Ne yaptı biliyor musunuz; o tahsis yapılan yeri bilabedel vakfına mülk edildi. Türkiye’de bunun bir başka örneği yok. Bunu sen kalk milletimize bir anlat bakalım.

Ve şimdi ben kullanmıyorum o ifadeyi tabii, Devlet Bey gayet güzel kullanıyor; malum ona ‘Serok Ahmet’ diyor. Bu tür işler yapıyor. Helalinden ne yaptın? Ve kurduğumuz üniversite ile başarı grafiğin ne? Yok. Şimdi biz de bu üniversiteyi bunların bu yolsuzlukları sebebiyle aldık. Devletimize mal ettik. Bu şehir üniversitesi şimdi devletimizin Marmara Üniversitesi’nin mülkü olarak hizmete devam ediyor.”

Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabından yayınladığı bir video ile Erdoğan’a yanıt verdi. Davutoğlu, videoda şu ifadeleri kullandı:

“Şahsen bana yönelik kullandığın yolsuzluk ifadesi için seni ciddi bir yüzleşmeye davet ediyorum. Küçük bir yüzükle başlattığı yolculuğu büyük servetlerle sürdüren kendi bakanlığına dezenfektan satan bakanı teşekkürle uğurlayan devlet adına verdiği hediyelerin hiçbirini beyan etmeyen kamu parasıyla yapılan yatırımlara yollara sokaklara barajlara stadyumlara üniversitelere adını yazdıran bırakın birinci akrabaları yakın çevresindeki herkesi siyaseten iktidar olduğunda zengin eden sen uluslararası mahkemelerde mal varlıklarını dosyası diğer ekonomik suçlarla ilgili ismi geçen sen hayatı boyu emeği dışında hiçbir şey yememiş olan ikinci maaşı kabul etmemiş olan başbakanlıkta hanesine giren her lokmanın bedelini makbuzla ödemiş olan devlet adına aldığı her küçük hediyeyi dahi beyan etmiş olan ulusal ve uluslararası büyün çevrelerde temiz siyasetin sözcüsü olarak bilinen beni yolsuzlukla itham ettin öyle mi?

“Seni de Diyarbakırlı gençlere havale ediyorum”

8 Aralık 2019’da yaptığım çağrıyı tekrar yapıyorum: Benden başlamak üzere bütün yaşayan başbakanlar cumhurbaşkanlar ve bakanlarla ilgili ve birinci dereceden yakınlarıyla ilgili bir araştırma soruşturma komisyonu kurun. Kimin izah edemediği mal varlığı varsa bunu hazinede fonda tutalım şehitlere yetimlere engellilere mazlumlara harcayalım.

Ben “Serok Ahmet” diyene de “Yörük Ahmet” diyene de minnet duyar hepsinin selamını alır bununla gurur duyarım. Seni de Diyarbakırlı gençlere havale ediyorum, onlar sana gereken dersi önümüzdeki seçimde verirler.”

Paylaşın

Shakira’nın İntikam Şarkısı YouTube’da Rekor Kırdı

Dünyaca ünlü şarkıcı Shakira, 10 yıldan fazla süren birlikteliğin ardından geçen yıl ayrıldığı İspanyol futbolcu Gerard Pique için göndermeler yaptığı şarkısı, YouTube’da 24 saat içinde 68 milyondan fazla izlenerek rekor kırdı.

İki çocuğu bulunan çiftin ‘aldatma’ nedeniyle ayrıldığı belirtilirken, Shakira’nın rekor kıran son şarkısı da çok sayıda gönderme içerdi. 35 yaşındaki Pique’nin yeni sevgilisi Clara Chia 23 yaşında. Shakira da yeni şarkısında “22’likleri cebinden çıkaracağını” belirtiyor.

Pique’nin yeni birlikteliğine yönelik iğneleyici sözleri içeren şarkıda, “Ferrari’den inip Renault Twingo’ya binmek” ve “Rolex saatten sonra Casio saat kullanma” benzetmeleri ile iki ilişki karşılaştırılıyor.

Shakira şarkıda Pique’nin “vücudunu geliştirmeye çok zaman ayırdığını fakat beynin de gelişime ihtiyaç duyduğunu” söylüyor.

Bu şarkı, Shakira’nın Arjantinli prodüktör DJ Bizarrap’la birlikte ilk çalışması oldu. Shakira’nın yeni şarkısının sözleri şu şekilde:

“Sana geri dönmeyeceğim, benim için ağlama ya da bana yalvarma/ Seni eleştirmelerinin benim hatam olmadığını anladım/ Sadece müzik yapıyorum, bu seni rahatsız ediyorsa üzgünüm/ Beni kırdığını düşünüyorsun ama beni daha güçlü yaptın/ Kadınlar artık ağlamıyor, bunu kazanca dönüştürüyor.”

45 yaşındaki şarkıcının “Yedeğim olduğu varsayılan kişiyle sana iyi şanslar dilerim/ Sana ne olduğunu bilmiyorum bile/ O kadar tuhafsın ki seni tanıyamıyorum bile/ Ben iki tane 22’lik kıza değerim. Bir Ferrari’yi bir Twingo ile takas ettin. Bir Rolex’i bir Casio ile takas ettin” sözleri sosyal medyada gündem olurken, Pique’ye gönderme yaptığı öne sürüldü.

Bu Shakira’nın ayrılığı hakkında yazdığı ilk şarkı değildi. Üç ay önce piyasaya sürdüğü Monotonia şarkısı, son eseri gibi bir intikam şarkısı değil, kalp kırıklığını anlattığı türden bir şarkıydı.

Paylaşın

Taliban, İlk “Süper Arabasını” Tanıttı: Mada-9

Taliban yönetimindeki Afganistan, ilk “süper arabasının” tanıtırken, Taliban Sözcüsü Zebihullah Mücahid ise aracın üretiminin Afganistan için onur verici bir gelişme olduğunu söyledi.

Mada-9 adı verilen prototip aracın, Afganistan Teknik ve Mesleki Eğitim Dairesi ve İnovasyon Merkezi’yle ENTOP firmasının ortak projesi kapsamında geliştirildiği aktarıldı. ENTOP’un CEO’su Muhammed Rıza Ahmedi, Bilişim Bakanlığı’nın da desteklediği projenin yaklaşık 5 yıl sürdüğünü söyledi.

Toyota Corolla motoruna sahip aracı tasarlayan Ahmedi, “Yolculuğu Afganistan’da başlayacak ve belki de bir gün uluslararası arenada devam edecek” dedi.

Yetkili, aracın Katar’da bu yıl düzenlenecek araba fuarında yer alması için görüşmelerin sürdüğünü belirtirken, ileride otomobilin elektrikle çalışmasını planladıklarını da paylaştı.

Taliban Sözcüsü Zebihullah Mücahid ise aracın üretiminin Afganistan için onur verici bir gelişme olduğunu söyledi.

ABD’nin 2021’de ülkeden çekilmesiyle Taliban önce başkent Kabil’de daha sonra da ülkenin tamamında kontrolü ele geçirmişti. Taliban yönetime gelmeden önce Amin Noor adlı şirket, 2020’de elektrikle çalışan kamyonetler üretmişti.

11 farklı modeli tanıtılan kamyonetlerin fiyatının 1200 ila 2500 dolar olduğu ifade edilmişti. Şirketin yöneticisi Ahmed Ziya Ahmedyar, parçaların yüzde 80’inin üç yıl boyunca süren çalışmalarla Afganistan’da üretildiğini söylemişti.

Öte yandan motor, tekerlek ve camların yurtdışından getirildiği ama 10 yıla kadar bunların da ülkede üretilmesinin hedeflendiği bildirilmişti.

Afganistan ve Taliban

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır.

1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi.

11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı.

Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı.

Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır.

Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı.

Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

NASA’dan Çarpıcı “Güneş” Videosu

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA tarafından 11 Şubat 2010’da uzaya fırlatılan Güneş Dinamikleri Gözlemevi adlı uzay aracından gelen veriler çarpıcı bir videoya dönüştürüldü.

Yaklaşık 13 yıl boyunca Dünya yörüngesindeki noktasından Güneş’i yüksek çözünürlükte görüntüleyen teleskop, gelişkin ekipmanları sayesinde her 0,75 saniyede bir yıldızın görüntüsünü kaydediyor.

Teleskobun Atmosferik Görüntüleme Tertibatı adlı cihazı da tek başına her 12 saniyede bir 10 farklı ışık dalga boyunda görüntü yakalıyor.

NASA’nın yayımladığı hızlandırılmış videodaki görüntüler de 12 Ağustos ve 22 Aralık 2022 tarihleri arasında yapılan gözlemlerden elde edildi.

Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nin YouTube kanalından yayımlanan videoda Güneş’in korona adı verilen atmosferi detaylı biçimde gözler önüne seriliyor.

Video, 17,1 nanometre (morötesi) dalga boyunda çekilmiş fotoğrafların bir araya getirilmesiyle oluşturuldu.

133 günlük gözlemleri, yalnızca 59 dakikaya sığdıran videoda Güneş’in aktif ve parlak bölgeleri, en fazla göze çarpan unsurlardan.

Bu bölgeler üzerinde görülen halka şeklindeki yapılar, sıcak ve parlak plazma dalgalarını hapseden manyetik alanları gösteriyor.

Bu bölgelerde zaman zaman meydana gelen patlamalar, plazma dalgalarının uzaya savrulmasına ve hatta Dünya’ya kadar ulaşmasına sebebiyet veriyor.

Radyoaktif parçacıklardan oluşan bu plazmalar, uzayda seyahat etmeye başladığında “Güneş rüzgarı” adını alıyor.

Videonun açıklamasında, Güneş Dinamikleri Gözlemevi’yle ilgili, “Bize en yakın yıldızın işleyişine dair sayısız yeni keşfi mümkün kıldı” ifadelerine yer veriliyor:

Bu teleskop ve diğer NASA misyonları, uzaydaki yerimize dair daha fazla bilgi ve astronotlarımızı güvende tutacak yeni veriler sağlamak için önümüzdeki yıllarda Güneş’i izlemeye devam edecek.

Güneş Dinamikleri Gözlemevi, 11 Şubat 2010’da uzaya fırlatılmıştı. Görev, Güneş Sistemi’nin yaşamı doğrudan etkileyen yönlerinin anlaşılmasını sağlamayı hedefliyor.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın