Patronlar Kulübü TÜSİAD’dan Enflasyon Çıkışı: En Önemli Sorun

TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras, “Enflasyon en kısa sürede düşük hanelere indirmeliyiz, sıkılaştırma politikaları enflasyonu bir yere kadara düşürdü. Çıkış yolu, kalıcı düşük enflasyondur. Enflasyonla özel sektör ve kamu olarak birlikte mücadele etmeliyiz” dedi.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısı gerçekleşti. Toplantıda konuşan YİK Başkanı Ömer Aras, ülkenin en önemli sorunun yüksek enflasyon olduğunu söyledi. Uygulanan ekonomi politikaları ile enflasyonun bir yere indirildiğine dikkat çeken Arası, “Ekonomik programı güçlendirerek devam ettirmeliyiz” dedi.

Aras, “Enflasyonist olmayan adil vergilendirme yapılmalı, ekonomik dalgalanma yaratmamalıyız” diyerek, “Şirketler karmaşık ortamda ekonomik olduğu kadar jeopolitik zekaya da ihtiyaç duyuyor. Artık güvenilir üretici olmak düşük maliyetli üretici olmak kadar önemli” değerlendirmesinde bulundu.

Aras’ın konuşmasında dikkat çeken noktalar özetle şöyle: “Enflasyon en kısa sürede düşük hanelere indirmeliyiz, sıkılaştırma politikaları enflasyonu bir yere kadara düşürdü. Son dönemde yaşanan döviz dalgalanmasına Merkez Bankası döviz satarak dengeledi. Çıkış yolu, kalıcı düşük enflasyondur. Enflasyonla özel sektör ve kamu olarak birlikte mücadele etmeliyiz.”

Mümkün olan en kısa zamanda enflasyonun tek haneye indirilmesi gerektiğini dile getiren Aras, “Yükselen reel faiz ekonomik büyümeyi etkilerken enflasyonu olumlu etkileyebilir. Türkiye’nin dış borç sürdürülebililirlik sorunu yok. Kaynakların verimli kullanılması, harcamaların kontrol altına alınması sağlanmalı” şeklinde konuştu.

“Bankalar, kaynakları verimli şirketlere kullanırsa fiyatlamalar daha sağlıklı olacaktır” yorumunu yapan Aras, “Önümüzdeki dönemde enflasyonu indirmek için büyük fırsat var. İstikrarlı bir ortam için alan yaratılmalı. Şirketler karmaşık ortamda ekonomik olduğu kadar jeopolitik zekaya da ihtiyaç duyuyor” dedi.

Bölgesel istikrarsızlıkların küresel güvenliği etkilediğini söyleyen Aras, “Türkiye uygun kapasitesi olan ülkelerle enerji ve güvenlik alanlanıda çalışabilir” ifadelerini kullandı.

“Türkiye gibi bir ülkenin sanayisiz büyümesi düşünülemez”

Türkiye gibi bir ülkenin sanayisiz büyümesinin düşünülemeyeceğini belirten TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, “Sanayide performans zayıflığı sadece son çeyrek meselesi değil, büyümeyi sanayi dışında sektörler sürüklüyor” dedi.

AB’nin güvenlik ve savunma politikalarında değişikliğe gittiğini söyleyen Turan, ABD’de yaşanan gelişmelerin tüm dünyayı etkilediğini vurguladı. Turan “Bildiğimiz dünya kökten değişiyor” derken “Hiçbir ülke bu değişimin dışında kalmayacak” diye konşutu.

Büyüme rakamlarına da değinen Turan “Büyüme rakamları ile ekonomideki yavaşlama teyit edildi. Türkiye gibi bir ülke için sanayisiz büyüme elbette düşünülmemeli” diye konuştu. Turan ayrıca “Ekonomimizi rekabetçi kılacak yapısal dönüşümleri hayata geçirmeliyiz” dedi.

YİK Başkanı Aras’ın da konuşmasında vurguladığı Gümrük Birliği’ne değinen Turan “30 yaşında gelmiş olan Gümrük Birliği kesinlikle güncellenmeli. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ihmal edilmemesi gereken bir başlık” diye konuştu. Turan “Türkiye’nin AB’ye tam üyelik süreci yeniden canlandırılmalı” ifadelerini kullandı.

Ukrayna ve Suriye’nin yeniden yapılanması konusu hakkında konuşan Turan “Ukrayna ve Suriye’nin yeniden yapılanması için Türkiye’nin bu sürece entegre edilmesi gerekir” dedi. Turan konuşmasının sonunda “Terör sorununun kalıcı olarak ortadan kalkması en büyük dileğimiz. Sağduyu ortak akıl güven ve dayanışma her zamankinden daha önemli” diye konuştu.

(Kaynak: BloombergHT)

Paylaşın

TÜSİAD Başkanlarına Beş Yıla Kadar Hapis İstemi

TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras hakkında 5 yıla kadar hapis talep edildi.

Ömer Aras ve Orhan Turan, 13 Şubat Perşembe günü Genel Kurul’da yaptıkları konuşmada son dönemdeki siyasi gelişmelere ilişkin görüşlerini açıklamıştı.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Arif Aras, 13 Şubat’ta yapılan genel kurulda yaptıkları konuşma nedeniyle “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” ve “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla hakim karşısına çıktı.

İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada savcı, her iki yönetici için 1 yıl 10 aydan 5 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep etti. Sanık avukatı Naim Karakaya, mütalaanın iddianamenin tekrarı niteliğinde olduğunu belirterek, “Somut delil yok, konuşmalar bağlamından koparılmış” dedi. Savunma için ek süre ve yurt dışı yasağının kaldırılmasını talep etti.

Duruşmada ilk savunmayı yapan Ömer Arif Aras, yaşamı boyunca hukuka saygılı bir birey olduğunu belirterek, mahkeme önünde bulunmaktan üzüntü duyduğunu ifade etti.

Aras, konuşmasının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı: “Ekonomi, hukukla şekillenir; siyasetle yönetilir. Depremlerden maden kazalarına kadar birçok olayın ekonomik etkilerinden bahsettim. Amacım bu olaylar üzerinden ekonomik güven ortamını tartışmaktı.”

Aras, savunmasında Bolu Kartalkaya’daki yangın, 6 Şubat depremleri ve Soma maden kazası gibi olaylara konuşmasında yer verdiğini, ancak bunları yalnızca örnek olarak kullandığını söyledi: “Ne bilgi verdim, ne isim kullandım. Herkesin bildiği olaylar hakkında fikir beyan ettim. Bu konuşmanın suç unsuru taşıdığı kanaatinde değilim.”

Yabancı yatırımcıların Türkiye’deki hukuki süreçlere ve ifade özgürlüğüne dair algılarının ekonomik kararlar üzerinde etkili olduğunu da dile getiren Aras, konuşmasının herhangi bir yargı sürecini etkilemeyi hedeflemediğini kaydetti.

Aras, TÜSİAD sitesinde yayınlanan konuşmanın kendi inisiyatifiyle yayımlanmadığını, bu konuda TÜSİAD’a sorulması gerektiğini söyledi. Ayrıca QNB Finansbank ve QNB Sigorta’daki görevleri nedeniyle hem sağlık gerekçesiyle hem de yurtdışı seyahatleri için konulan yurt dışı yasağının kaldırılmasını talep etti.

Turan ve Aras’ın yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasına karar veren mahkeme, Turan ve Aras’ın duruşmalardan vareste tutulması talebini de kabul etti. Bir sonraki duruşma 23 Eylül’de.

Ne olmuştu?

Ömer Aras ve Orhan Turan, 13 Şubat Perşembe günü Genel Kurul’da yaptıkları konuşmada son dönemdeki siyasi gelişmelere ilişkin görüşlerini açıklamıştı.

TÜSİAD YİK Başkanı Aras, artan gözaltı ve tutuklamalarla ilgili “Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor, sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor. Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor. Çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullanmıştı.

Bu konuşmayla ilgili ilk soruşturma, açıklamalardan bir gün sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ömer Aras hakkında ”adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeği aykırı bilgiyi alenen yayma” suçlamalarından başlatıldı.

19 Ocak’ta ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, tepki göstermesi ve “Yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz. İş adamı derneğiyseniz iş adamı derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz. Milleti kışkırtmayacak, yargıyı baskı altına almaya kalkışmayacaksınız” demesinin ardından soruşturmaya TÜSİAD Başkanı Orhan Turan da dahil edildi.

Paylaşın

TÜSİAD İddianamesi Kabul Edildi: İlk Duruşma 20 Mayıs’ta

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras ve Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan hakkında açılan davanın iddianamesi kabul edildi.

Haber Merkezi / İddianamenin kabulüne karar veren mahkeme, ilk duruşmanın da 20 Mayıs’ta yapılmasına hükmetti.

Orhan Turan ve Mehmet Ömer Arif Aras hakkında hazırlanan iddianamede, “zincirleme şekilde basın ve yayın yoluyla yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan 1 yıl 10 ay 15’er günden 5 yıl 6 ay 15’er güne kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti.

Ayrıca Orhan Turan ve Mehmet Ömer Arif Aras hakkında “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçundan soruşturma yürütüldüğü öğrenilmişti.

Türkiye’de büyük sermayenin çatı kuruluşu olan TÜSİAD’ın 13 Şubat’ta gerçekleştirilen Genel Kurul toplantısında konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras Türkiye’deki sosyal, ekonomik ve siyasi duruma ilişkin eleştirilerde bulunmuş, söz konusu ifadeler kamuoyunda tartışma konusu olmuştu.

Devamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Aras ve Turan hakkında soruşturma başlatmış, ikili 19 Şubat’ta polis eşliğinde ifade vermeye götürülmüştü. İfadelerinin ardından Orhan Turan ve Mehmet Ömer Arif Aras çıkarıldıkları nöbetçi hakimlik tarafından yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

Savcılığın soruşturma başlattığı konuşmayla ilgili konuşan Erdoğan da dernek yönetiminin “haddini aştığını” savunmuştu. Erdoğan, TÜSİAD’ın eski Türkiye’de siyaseti dizayn eden bir dernek olduğunu söyledi ve “Eski sistemi geri getirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir” mesajı vermişti.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise TÜSİAD yöneticileri hakkındaki soruşturmanın Erdoğan’ın bu sözlerinin ardından başlatıldığı yönündeki iddiaları yalanlamıştı.

Orhan Turan ve Mehmet Ömer Arif Aras, yaptıkları konuşmada Türkiye’de son dönemde yaşanan siyasi gelişmelere ilişkin görüşlerini açıklamıştı.

Mehmet Ömer Arif Aras konuşmasında artan gözaltı ve tutuklamalara tepki göstererek, “Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor… Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor… Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor. Arka arkaya gelen bu olayların endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz” demişti.

Orhan Turan ise “yeni yasal düzenlemelerle, kamu görevlilerinin Devlet Denetleme Kurulu tarafından görevden alınmasının ve TMSF’nin şirketlere kayyum olarak atanmasının mümkün olduğunu” savunmuştu.

“Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay. Kadın cinayetlerinin de, çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor” diyen Orhan Turan, tüm bu sorunların arkasında “hukuka olan güvenin sarsılması” belirlemesinde bulunmuştu.

Paylaşın

Yılmaz Tunç’tan TÜSİAD Açıklaması: Erdoğan’ın Konuşmasından Sonra Başlamadı

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ile TÜSİAD YİK Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras’ın haklarında başlatılan soruşturmalara ilişkin konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Soruşturma dün başlamadı, Cumhurbaşkanımızın konuşmasından önce başlamıştı” dedi.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Arif Aras, dernek genel kurulundaki konuşmalarında iktidarı eleştirdikleri ifadelere ilişkin başlatılan soruşturmada adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

TGRT Haber’de açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ile TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras’ın haklarında başlatılan soruşturmada adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına ilişkin de konuştu.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ile Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras’ın polis gözetiminde ifadeye götürülmesine ilişkin konuşan Tunç, “TÜSİAD başkanlarına gözaltı kararı olmadı. Ayrıca soruşturma dün başlamadı, Cumhurbaşkanımızın konuşmasından önce başlamıştı. İfade alma, düne denk geldi. Soruşturma devam edecek. Cumhurbaşkanımız da konuya detaylıca değindi. Sivil toplum kuruluşları fikirlerini özgürce ifade edebilir. TÜSİAD mevcut soruşturmaları etkilemeyi amaçladı. Cumhurbaşkanımız bu konuya değindi, tepkisini de ortaya koydu. TÜSİAD yöneticilerin konuşmalarındaki hususları Türkiye’nin hak etmediğini vurguluyoruz” dedi.

Tunç, TÜSİAD başkanının kayyum eleştirilerine de değinerek şu ifadeleri kaydetti: “Konuşmalarında Türkiye’de hukuk güvenliği olmadığını, eksiklikleri ifade ederek, somut örneklerle ifade etmeye çalıştılar. Yargının gerçekleştirdiği soruşturmaları dile getirerek bunun ‘hukuk güvenliğini zedelediğini ifade ederek, yürüyen soruşturmalar bakımından, onların da etkilenmeye çalışıldığını düşünen büyük bir kitle oluştu.

Bir kısım DEM Parti ve CHP’li belediyelere terör iltisakı nedeniyle geçici görevlendirmeler yapıldı. Terör soruşturmaları süren belediye başkanlar var. Durup dururken görevden alınıp yerine kayyım atanan bir belediye başkanı yok. Bunu TÜSİAD başkanı söylüyor. TÜSİAD ‘Türkiye üretiyor’ demeli.

Açılan soruşturmaların kararı yargıdadır. ‘Seçilmiş belediye başkanları yerine kayyım atanıyor, doğru değil’ diyor. Burada seçilmiş başkanların görevden alınması ve yerine atama yapılması anayasamızda olan bir şey. Bir kısım belediye başkanları terör nedeniyle görevden el çektiriliyor başka bir kısım ise yolsuzluk nedeniyle… CHP ve DEM Partili belediyelere, kayyım değil aslında, geçici görevlendirme, haklarında devam eden terörle ilgili soruşturmalar var.”

Erdoğan ne demişti?

Erdoğan, partisinin grup toplantısında şunları söylemişti: “TÜSİAD’ın açıklaması haddini aştı, buram buram provokasyon kokuyor.  Demokraside hiç kimse eleştiriden layusel değildir. Demokrasimizin standardını yükselten, yasakları kaldıran bizim iktidarlarımızdır. Tutarlı olması halinde eleştirilere kulak tıkamayız.

TÜSİAD’ın açıklaması sonrasında ’emre emade uşak’ misali sıraya dizilen muhalefet figürlerini nazarı dikkate almıyoruz. Kuklalarla bizim işimiz olmaz. Bizim muhatabımız kuklacılardır. TÜSİAD zihniyetinin neye tekabül ettiğini çok iyi hatırlıyoruz. Eski Türkiye’de siyaseti dizayn ediyorlardı.

Eski Türkiye’de senelerce borunuzu öttürmüş olabilirsiniz. Hukukun kapsamı dışında bırakıldığınız eski Türkiye’yi özlüyor da olabilirsiniz. Ama yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz. İş adamı derneği iseniz iş adamı derneği gibi davranmayı bileceksiniz. Siyaset yapmaya çok hevesliyseniz ya parti kuracaksınız ya da ağzınızdan çıkan iki çift lafa bakan muhalefet partilerinden birini seçersiniz.”

Paylaşın

İktidarın Hedefindeki TÜSİAD’dan Açıklama: Demokrasi Ve Hukuk Devleti Vurgusu

İktidarın hedefindeki TÜSİAD’dan yapılan yeni açıklamada, kuruma yapılan eleştiriler de dahil olmak üzere tartışmaların demokrasinin zenginliği olarak görülmesi gerektiği belirtildi.

Haber Merkezi / 14 Şubat’ta Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Ömer Aras’a iktidara yönelik eleştiriler içeren konuşmasıyla ilgili soruşturma açılmıştı.

İktidarı ekonomi başta olmak üzere güncel politikalarını eleştiren ve bu nedenle iktidar tarafından hedefe konulan Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yeni bir açıklama yaptı.

TÜSİAD’ın açıklamasında ”Tüzüğümüzdeki amaçlar doğrultusunda, her zaman ülkemizin kalkınması ve tüm toplumun menfaati hedefiyle, doğru olduğuna inandığımız tespit ve önerilerimizi demokratik kurum ve kurallara saygı ile katılımcı demokrasi ilkesi çerçevesinde şeffaflıkla paylaşıyoruz” denildi.

TÜSİAD’ın ülkenin refahı ve kalkınmasına katkı sağlayacak konuları gündeme aldığı belirtilen açıklamada ”Türkiye’nin dünyadaki rekabet gücünün yükselmesine katkı sağlıyor; uluslararası iş dünyasındaki temsil gücümüz ile ülkemizin yüksek menfaatleri doğrultusunda çalışıyoruz” vurgusu yapıldı.

Açıklamada kuruma yapılan eleştiriler de dahil olmak üzere tartışmaların ‘zenginlik’ olarak görülmesi gerektiği belirtildi: ”Ekonomik kalkınmayı ancak insan hakları temelli, katılımcı demokrasi ilkesini benimsemiş bir hukuk devleti ile kalıcı hale getirebiliriz. Ülkemizi ileri taşıyacak ortak hedeflerimize bilgi, deneyim ve önerilerimizle katkıda bulunmak, ülkemize karşı sorumluluğumuzdur.”

TÜSİAD’dan yapılan açıklama şöyle: “TÜSİAD olarak tüzüğümüzdeki amaçlar doğrultusunda, her zaman ülkemizin kalkınması ve tüm toplumun menfaati hedefiyle, doğru olduğuna inandığımız tespit ve önerilerimizi demokratik kurum ve kurallara saygı ile katılımcı demokrasi ilkesi çerçevesinde şeffaflıkla paylaşıyoruz.

Ülkemiz için çalışan, üreten, istihdam sağlayan iş insanları ve sanayicilerin gönüllü birlikteliğini temsil eden TÜSİAD olarak; bağımsız ve tarafsız şekilde, ülkemizin refahı ve kalkınmasına katkı sağlayacak konuları gündemimize alıyoruz. Türkiye’nin dünyadaki rekabet gücünün yükselmesine katkı sağlıyor; uluslararası iş dünyasındaki temsil gücümüz ile ülkemizin yüksek menfaatleri doğrultusunda çalışıyoruz.

Kamuoyunda derneğimize yöneltilen eleştiriler dahil her konunun dile getirilmesi, Türkiye’de tartışma ve demokrasi kültürünün zenginliği olarak görülmelidir.

Ekonomik kalkınmayı ancak insan hakları temelli, katılımcı demokrasi ilkesini benimsemiş bir hukuk devleti ile kalıcı hale getirebiliriz. Ülkemizi ileri taşıyacak ortak hedeflerimize bilgi, deneyim ve önerilerimizle katkıda bulunmak, ülkemize karşı sorumluluğumuzdur.”

Ne olmuştu?

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras, 13 Şubat’ta Genel Kurul’da yaptığı konuşmada son dönemdeki siyasi gelişmelere ilişkin görüşlerini açıklamıştı. TÜSİAD’ın açıklamalarına iktidar kanadından sert tepki gelmişti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras hakkında “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeği aykırı bilgiyi alenen yayma” suçlarından soruşturma başlatılmıştı.

Paylaşın

Devlet Bahçeli’den TÜSİAD’a Sert Sözler

MHP Lideri Devlet Bahçeli, iktidarın politikalarını eleştiren TÜSİAD’a ilişkin yaptığı açıklamasında, “TÜSİAD’ın vesayetçi sancıları tekrar nüksetmiştir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Kurulduğu 1971 yılından bu yana siyaseti yönlendirmeye, millet iradesini tariz, tahkir ve tahrip etmeye dayalı bir strateji izleyen TÜSİAD’ın hükümetlere doğrudan ve gazete manşetleriyle meydan okuduğu karanlık dönemler hala unutulmamıştır. Türkiye’de demokratik standartlar son derece yüksektir.”

Bahçeli, açıklamasının devamında, “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve hukukun üstünlüğü hâkimdir. Bunun tam tersini pişkince iddia ve ifade edenler üstünlerin ve seçkinlerin hukukuna özlem duyan bir avuç elit ve kaymak tabakadan başkası değildir” ifadelerini kullandı.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) Genel Kurul Toplantısı’ndaki iktidara yönelik eleştirilerin yapıldığı açıklamalara tepki gösterdi. MHP’nin sosyal medya hesabından paylaşılan Bahçeli’nin açıklamasında, şu ifadeler kullanıldı:

“Geçtiğimiz günlerde TÜSİAD Genel Kurulu toplanmış, bu kapsamda mezkur derneğin başkanıyla yüksek istişare konseyi başkanının sıralı ve sivri eleştirileri ülke gündemini fazlasıyla meşgul etmiştir. TÜSİAD’ın vesayetçi sancıları tekrar nüksetmiştir.

Kurulduğu 1971 yılından buyana siyaseti yönlendirmeye, millet iradesini tariz, tahkir ve tahrip etmeye dayalı bir strateji izleyen TÜSİAD’ın hükümetlere doğrudan ve gazete manşetleriyle meydan okuduğu karanlık dönemler hala unutulmamıştır. Türkiye’de demokratik standartlar son derece yüksektir. Bu kapsamda demokrasi sisteminin köklü tecrübe ve uygulamalarının yanı sıra kurumsal ve kuramsal mahiyette işlerliği ve işlevselliği de geniş kabul gören aleni bir gerçektir.

Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve hukukun üstünlüğü hâkimdir. Bunun tam tersini pişkince iddia ve ifade edenler üstünlerin ve seçkinlerin hukukuna özlem duyan bir avuç elit ve kaymak tabakadan başkası değildir. Türk yargısının takdir ve tasarruflarını eleştirmek haksızlık ve hazımsızlık olmakla birlikte uyumsuz ve uzlaşmaz bir muhalefet dilinin saplantılı tezahürüdür.

TÜSİAD’ın iç ve dış çıkar gruplarına sözcülük yaparak Türk milletin seçim ve tercihleri etrafında kuşku oluşturma gayret ve gayesi art niyetlilik, siparişi alınmış planlı siyaset mühendisliğidir.

Muhalefet partilerinde, özellikle CHP’yi rehin almış Cumhurbaşkanı adayının kim olacağıyla ilgili sıcak ve sıkıcı tartışmalar her gün yeni bir boyut kazanmaktadır. Ayrıca tavşan aday pazarı da açılmış, müzakere ve münakaşalar çıta yükseltmiştir. CHP ve diğer muhalefet partilerinin TÜSİAD Başkanı’nın melez ve mesnetsiz acıkmalarına verdiği destek de açıktır.

“TÜSİAD muhalefet cenahını konsolide etme arayışındadır”

Asıl iş ve iştigal alanlarından taşarak Türkiye’ye karşı beşinci kol faaliyetine heveslenen; üretim, yatırım, istihdam, ihracat ve büyüme konusunda geniş çaplı bir vizyon ortay koymaktan mahrum olan TÜSİAD’ın, zımnen ve özneyi gizleyerek Cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarına katılma iştahı ise gözden kaçmayacak ölçüde ortadadır. TÜSİAD muhalefet cenahını konsolide etme arayışındadır.

O halde CHP’nin bir yandan tavşan adayları gündemde tutarken diğer tarafta yedek kulübesinde beklettiği TÜSİAD Başkanı’nı Cumhurbaşkanı adayı olarak tespit ve değerlendirmesi siyasi ve ideolojik ahlaklarıyla tutarlılık gösterecektir. Hiç kimse boşa sallayıp dolu tutmanın çabasında olmamalıdır.

TÜSİAD’ın; hükümeti devirme, değilse bile yıpratma; dahası muhalefete ön açma operasyonunun çatı kuruluşu haline dönüşmesi hukuksuz, anti demokratik ve gayri ahlaki bir savrulmadır. Üstelik sorunları tarif ederek bununla mündemiç sözde çözümleri paylaşan TÜSİAD yöneticilerinin ezberleri tekrarlamaktan öte sunumları inandırıcı ve ikna edici bir muhtevadan tamamen yoksundur. Saman altından su yürütme dönemi kapanmıştır.

Türkiye’de sistemin iflas ettiğini söylemek, ekonomik bir vizyon ortaya koymak yerine siyasi hedef takibine tevessül etmek baştan ayağa tutarsızlık ve şark kurnazlığıdır. Nitekim kurnazlığa gerek yoktur, buna aldanacak ve kanacak bir vicdan sahibi asla olmayacaktır. Son söz olarak diyeceğim şudur:

CHP’nin ve yanında-yöresinde yuvalanan marjinal muhalefet partilerin potansiyel Cumhurbaşkanı adaylarının eşkali belli olmaya başlamış, robot resmi de çizilmiştir. TÜSİAD Başkanı kendine güveniyorsa ve cesareti varsa sadece gizli kapaklı diyalogları ve al-ver süreçlerini ilan ve ifşa ederek ne kadar şeffaf ve demokrat olduğunu ispat edebilecektir.”

Paylaşın

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan: Suçlamaları Kabul Etmiyoruz

TÜSİAD YİK Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında başlatılan soruşturmaya ilişkin konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeğe aykırı bilgi yayma suçlamalarını kabul etmiyoruz” dedi.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, derneğin genel kurulunda yapılan açıklamaların ardından gelen tepkilere yanıt vererek, yanlış anlamaları gidermek adına kapsamlı bir açıklama hazırlığında olduklarını da duyurdu.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, derneğin 13 Şubat’ta gerçekleştirilen genel kurul toplantısındaki açıklamaların ardından gelen tepkilere ilişkin Sözcü’den Saygı Öztürk‘e değerlendirmelerde bulundu.

Orhan Turan, “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeğe aykırı bilgi yayma suçlamalarını kabul etmiyoruz” dedi. Turan, derneğin genel kurulunda yapılan açıklamaların ardından gelen tepkilere yanıt vererek, yanlış anlamaları gidermek adına kapsamlı bir açıklama hazırlığında olduklarını da duyurdu.

TÜSİAD Genel Kurul toplantısında konuşan TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras hakkında, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayma” suçlarından soruşturma başlatılmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, açıklamasında, TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras’ın konuşmasındaki, “bir kısım soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili yargıyı telkin ve yönlendirme ile gerçeğe aykırı, kamu barışını bozmaya elverişli nitelikli sözleri” nedeniyle soruşturmanın açıldığını bildirmişti.

YİK Başkanı Ömer Mehmet Ömer Arif Aras ne demişti?

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras, İstanbul’da düzenlenen Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Genel Kurul toplantısında, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirmişti.

“Kamunun da özel sektör şirketleri ve vatandaşlarımız gibi eşit düzeyde kemer sıkması şart” diyen Aras, enflasyonla mücadele için 2025 yılında kamuda yapılacak tasarrufun daha etkin olmasını beklediklerini söylerken, “Devletin bütçe disiplinine uyması, kamu harcamalarını kontrol etmesi ve kamuda tasarrufu arttırması şart” sözlerini kaydetmişti.

Aras, belediyelere yönelik artan baskılara dikkat çekmiş, “Yerel seçimlerde politik gücün barış içinde el değiştirmesi, ülkemizde demokrasinin gücünü tekrar tüm dünyaya göstermiş oldu ancak seçimler sonrasında seçilmişlerin görevden alınarak atanmışların göreve getirilmesi demokrasimizi zedeledi” demişti.

Ömer Aras ayrıca ekonomide hayata geçirilmesi gereken iki ana yapısal reformun önemine vurgu yaparak bunları şöyle sıralamıştı: “Birincisi, insana değer katan eğitim ve liyakat. İkincisi, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı. Hedefimiz, bu reformların yarattığı güven ortamıyla beslenen ekonomik kalkınma olmalıdır. Bu iki reformu hakkıyla gerçekleştirebilirsek diğer tüm reformlar kolaylıkla yapılabilecektir.

Dünya ile rekabet edebilmemiz için özel sektörde ve kamu bürokrasisinde iyi eğitilmiş yüksek vasıflara sahip ve liyakate uygun atanmış insanlar olması şart. Ayrıca bilimde, sanatta, sporda, tüm alanlarda ileri gitmek için her şeyden önce nitelikli insan gerekiyor. İyi yetişmiş insanlar hukukun üstünlüğünün ve adil yargının olduğu bir ortamda çalıştığı takdirde ekonomi başta olmak üzere her konuda başarının yolu açılacaktır. Bu konuda toplumsal fikir birliğine ihtiyacımız var.”

İçinde bulunulan sürecin dünya için olduğu kadar Türkiye için de önemli bir kavşak olduğunu kaydeden Ömer Aras, ekonomik ve siyasi gelişmelerin hem büyük fırsatlar hem de büyük riskler yarattığına dikkat çekerek şu mesajları vermişti:

“Bu süreci mutlaka çok iyi yönetmeliyiz. Türkiye’mizin, dünyada sözü geçen, bölgesinde istikrarın teminatı olan, ekonomisi istikrarlı, demokrasisi sağlam, hukuk devleti ilkeleri yerleşmiş, toplumu huzurlu bir ülke olması yönünde el birliği ile çalışmalıyız. Bunu ancak hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargının yarattığı güven ortamında iyi yetişmiş,

liyakatla göreve gelmiş insanlar ve eşitlikçi bir yaklaşımla yapabiliriz. Bunu yaptığımız taktirde en önemli yapısal reformu gerçekleştirmiş olacağız. Bizi yönetenlere iyi niyetle önerilerimizi aktarmak görevimizdir. Hepimiz bu doğrultuda üstümüze düşeni yerine getirmeliyiz.”

YİK Başkanı ayrıca toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, kalkınmanın tüm boyutlarını negatif etkilediğine işaret etmişti. Aras, “Kadınların ekonomik, siyasi ve toplumsal hayatta erkeklerle eşit şekilde temsil edilmesi ekonomik kalkınma, adaletsizlikle mücadele ve toplumsal refah yaratarak ilerlemenin olmazsa olmaz koşuludur” diye konuşmuştu.

Paylaşın

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan: Yanlış Politikalar Enflasyonu Yukarı Çekti

“2021’de yanlış politikalarla enflasyonu yukarı çektik” diyen TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, “Bizim hedefimiz yüksek enflasyonu tek haneye düşürmek. Bunu düşüremediğimiz sürece verimli olma şansımız yok” ifadelerini kullandı.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD), Genel Kurul Toplantısı’ndaki iktidara yönelik eleştirilerin yapıldığı açıklamaların ardından, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, açıklamalarını yineledi.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, Sözcü TV‘de yaptığı açıklamada, “21 yıldır STK’lerde çalışıyorum. Anadolu’yu iyi biliyorum. Son bir ayda dört ile gittim. Yönetim Kurulu’nu Adıyaman’da yaptık. Biz sürekli açıklamalar yapıyoruz” diye konuştu.

4 bin 500 şirketi temsil ettiklerini belirten Turan, “Dış ticaretin yüzde 80’ini TÜSİAD gerçekleştiriyor. hariç istihdamın yüzde 50’sini TÜSİAD gerçekleştiriyor” ifadelerini kullandı.

Avrupa’da şu anda sanayide problemler yaşandığına dikkat çeken Turan, “Biz de “Perspektif 2025″te sorunu koyduk, çözümü koyduk. 11 başlık altında topladık. Birinci bölüm hukuk ve demokrasi, ikincisi enflasyon. Mali politikalar, kayıt dışıyla mücadele, alınmayan yerlerden vergilerin alınması, kamunun verimliliği ve tasarrufu, bütçe disiplini bunları desteklememiz lazım” dedi.

Enerji, hukuk, eğitim, sanayi alanlarında yapısal reformların önemli olduğunu kaydeden Turan, “Buralarda gerekli reformları yapmazsak korkarım üç beş sene sonra yine aynı konuları konuşacağız” şeklinde konuştu.

5 milyon kadın ve 7 milyon da gencin istihdam dışında olduğunu kaydeden Turan, “İstihdam politikası düzelmeli” dedi. “2021’de yanlış politikalarla enflasyonu yukarı çektik” diyen Turan, “Bizim hedefimiz yüksek enflasyonu tek haneye düşürmek. Bunu düşüremediğimiz sürece verimli olma şansımız yok” ifadelerini kullandı.

Sanayideki istihdamın özendirilmesi gerektiğini söyleyen Turan, “Bu ülke üretmeden refah seviyesini arttırmamızın imkanı yok” dedi. “Nitelikli eğitim yoksa fason oluruz” diyen Turan, “Yaşam boyu eğitimden yanayım. İki yılda bir kendimizi yenilememiz gerekiyor” diye konuştu.

TÜSİAD’a soruşturma

Öte yandan TÜSİAD Genel Kurul toplantısında konuşan TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras hakkında, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayma” suçlarından soruşturma başlatıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bugün yaptığı açıklamayla Ömer Aras hakkında dün TÜSİAD Genel Kurul’nda yaptığı konuşma nedeniyle soruşturma başlatıldığını duyurdu.

Başsavcılık açıklamasında, TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras’ın konuşmasındaki, “bir kısım soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili yargıyı telkin ve yönlendirme ile gerçeğe aykırı, kamu barışını bozmaya elverişli nitelikli sözleri” nedeniyle soruşturmanın açıldığını bildirdi.

Başsavcılığın hakkında resen soruşturma başlattığı Aras, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeği aykırı bilgiyi alenen yayma” suçları yöneltiliyor.

Paylaşın

TÜSİAD YİK Başkanı Hakkında Soruşturma Başlatıldı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında re’sen soruşturma başlattı.

Haber Merkezi / Başsavcılıktan konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında 13/02/2025 tarihinde dernek genel kurulunda yapmış olduğu konuşmada bir kısım soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili yargıyı telkin ve yönlendirme ile gerçeğe aykırı, kamu barışını bozmaya elverişli nitelikli sözleri nedeniyle adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeği aykırı bilgiyi alenen yayma suçlarından Cumhuriyet Başsavcılığımızca resen soruşturma başlatılmıştır ” ifadelerine yer verdi.

YİK Başkanı Ömer Mehmet Ömer Arif Aras ne demişti?

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras, İstanbul’da düzenlenen Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Genel Kurul toplantısında, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirmişti. “Kamunun da özel sektör şirketleri ve vatandaşlarımız gibi eşit düzeyde kemer sıkması şart” diyen Aras, enflasyonla mücadele için 2025 yılında kamuda yapılacak tasarrufun daha etkin olmasını beklediklerini söylerken, “Devletin bütçe disiplinine uyması, kamu harcamalarını kontrol etmesi ve kamuda tasarrufu arttırması şart” sözlerini kaydetmişti.

Aras, belediyelere yönelik artan baskılara dikkat çekmiş, “Yerel seçimlerde politik gücün barış içinde el değiştirmesi, ülkemizde demokrasinin gücünü tekrar tüm dünyaya göstermiş oldu ancak seçimler sonrasında seçilmişlerin görevden alınarak atanmışların göreve getirilmesi demokrasimizi zedeledi” demişti.

Ömer Aras ayrıca ekonomide hayata geçirilmesi gereken iki ana yapısal reformun önemine vurgu yaparak bunları şöyle sıralamıştı: “Birincisi, insana değer katan eğitim ve liyakat. İkincisi, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı. Hedefimiz, bu reformların yarattığı güven ortamıyla beslenen ekonomik kalkınma olmalıdır. Bu iki reformu hakkıyla gerçekleştirebilirsek diğer tüm reformlar kolaylıkla yapılabilecektir.

Dünya ile rekabet edebilmemiz için özel sektörde ve kamu bürokrasisinde iyi eğitilmiş yüksek vasıflara sahip ve liyakate uygun atanmış insanlar olması şart. Ayrıca bilimde, sanatta, sporda, tüm alanlarda ileri gitmek için her şeyden önce nitelikli insan gerekiyor. İyi yetişmiş insanlar hukukun üstünlüğünün ve adil yargının olduğu bir ortamda çalıştığı takdirde ekonomi başta olmak üzere her konuda başarının yolu açılacaktır. Bu konuda toplumsal fikir birliğine ihtiyacımız var.”

İçinde bulunulan sürecin dünya için olduğu kadar Türkiye için de önemli bir kavşak olduğunu kaydeden Ömer Aras, ekonomik ve siyasi gelişmelerin hem büyük fırsatlar hem de büyük riskler yarattığına dikkat çekerek şu mesajları vermişti:

“Bu süreci mutlaka çok iyi yönetmeliyiz. Türkiye’mizin, dünyada sözü geçen, bölgesinde istikrarın teminatı olan, ekonomisi istikrarlı, demokrasisi sağlam, hukuk devleti ilkeleri yerleşmiş, toplumu huzurlu bir ülke olması yönünde el birliği ile çalışmalıyız. Bunu ancak hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargının yarattığı güven ortamında iyi yetişmiş, liyakatla göreve gelmiş insanlar ve eşitlikçi bir yaklaşımla yapabiliriz. Bunu yaptığımız taktirde en önemli yapısal reformu gerçekleştirmiş olacağız. Bizi yönetenlere iyi niyetle önerilerimizi aktarmak görevimizdir. Hepimiz bu doğrultuda üstümüze düşeni yerine getirmeliyiz.”

YİK Başkanı ayrıca toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, kalkınmanın tüm boyutlarını negatif etkilediğine işaret etmişti. Aras, “Kadınların ekonomik, siyasi ve toplumsal hayatta erkeklerle eşit şekilde temsil edilmesi ekonomik kalkınma, adaletsizlikle mücadele ve toplumsal refah yaratarak ilerlemenin olmazsa olmaz koşuludur” diye konuşmuştu.

Yılmaz Tunç TÜSİAD’ı hedef almıştı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yöneticisi Ömer Aras ve Orhan Turan’ın iktidara yönelik eleştirilerine yanıt vermişti. Yılmaz Tunç, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hiçbir kurum, kuruluş veya çıkar grubu, milli iradenin üzerinde değildir. Demokratik sistemimizin temel taşlarından biri, kuvvetler ayrılığı ve yargının bağımsızlığıdır. Yargı süreçleri üzerinde hiçbir baskıyı kabul etmediğimiz gibi yargıyı etkilemeye yönelik her türlü girişime karşı olduğumuzu herkesin çok iyi bilmesi gerekir.

Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır. Demokrasi sadece belli çevrelerin değil, topyekûn milletin ve devletin ortak emanetidir. Türkiye eski Türkiye değildir.

Ayrıcalıklı kesimlerin yön verdiği Türkiye’nin artık geride kaldığını anlamayanlar şunu bilmelidir ki; hiç kimse veya hiçbir kuruluş, kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez. Hukuk düzenine yönelik her türlü müdahale girişimine karşı, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuk çerçevesinde en güçlü şekilde karşılık vereceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın.”

Paylaşın

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten TÜSİAD’a Tepki: Demokrasi Konusunda Sicilleri Kötü

TÜSİAD’ın iktidara yönelik eleştirilerine yanıt veren AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “TÜSİAD, demokrasi konusundaki kötü sicilini geride bırakmak için çaba göstermelidir” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “AK Parti olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendisini siyasetin üzerinde gören hiçbir girişime izin vermeyiz. Siyasetin demokratik alanını korumak için eskisinden daha kararlıyız.”

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yöneticisi Ömer Aras ve Orhan Turan’ın iktidara yönelik eleştirilerine yanıt verdi. Ömer Çelik, şu ifadeleri kullandı:

“Ülke gündemine dair değerlendirme yapma hakkı ile siyaseti şekillendirme ve yargıya talimat verme girişimleri birbirinden ayrı hususlardır. Aradaki farkı oluşturan, demokrasiye bağlılık ve hukuka saygıdır. Maalesef Türkiye’de bazı sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki sicilleri sorunludur; geçmişlerinde askeri vesayete ve yargı vesayetine verdikleri destek hafızalardan silinmemiştir. Ayrıca kendi geçmişlerinde alenen meşru hükümeti hedef alma ve görevden gönderme faaliyetleri manşetlerde yer bulmuştur.

Bu nedenlerle TÜSİAD yönetimi, bu ülkede demokrasi mücadelesi verenlerin ‘güven bunalımı’ deyince ilk aklına gelenlerden birinin neden TÜSİAD’ın yaklaşımları olduğu ile yüzleşmelidir. TÜSİAD, demokrasi konusundaki kötü sicilini geride bırakmak için çaba göstermelidir. AK Parti olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendisini siyasetin üzerinde gören hiçbir girişime izin vermeyiz. Siyasetin demokratik alanını korumak için eskisinden daha kararlıyız.”

“Demokrasimizi zedeledi”

İstanbul’da düzenlenen Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Genel Kurul toplantısında yapılan sunum ve konuşmalarda Türkiye’de gündeme damgasını vuran gelişmeler hakkında sert mesajlar verildi.

Genel kurulda paylaşılan sunumun, “Politik hayatta olağanüstü olaylar” başlıklı slaytında politikacılara, iş insanlarına ve gazetecilere yönelik yargı süreçlerine “Sorgulanıyor, Tutuklanıyor”, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilen teğmenlere de “Ordudan ihraç ediliyor” ifadeleriyle dikkat çekildi.

Politik hayatta yaşanan olağanüstü olayların, toplumda endişe yarattığına ve güven sarstığına işaret edilen sunumda, tutukluluk süreçlerinin istisna değil kural haline gelme sorununun da çözülemediği belirtildi.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi. “Kamunun da özel sektör şirketleri ve vatandaşlarımız gibi eşit düzeyde kemer sıkması şart” diyen Aras, enflasyonla mücadele için 2025 yılında kamuda yapılacak tasarrufun daha etkin olmasını beklediklerini söylerken, “Devletin bütçe disiplinine uyması, kamu harcamalarını kontrol etmesi ve kamuda tasarrufu arttırması şart” sözlerini kaydetti.

Aras, belediyelere yönelik artan baskılara dikkat çekti, “Yerel seçimlerde politik gücün barış içinde el değiştirmesi, ülkemizde demokrasinin gücünü tekrar tüm dünyaya göstermiş oldu ancak seçimler sonrasında seçilmişlerin görevden alınarak atanmışların göreve getirilmesi demokrasimizi zedeledi” dedi.

Ömer Aras ayrıca ekonomide hayata geçirilmesi gereken iki ana yapısal reformun önemine vurgu yaparak bunları şöyle sıraladı: “Birincisi, insana değer katan eğitim ve liyakat. İkincisi, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı. Hedefimiz, bu reformların yarattığı güven ortamıyla beslenen ekonomik kalkınma olmalıdır. Bu iki reformu hakkıyla gerçekleştirebilirsek diğer tüm reformlar kolaylıkla yapılabilecektir.

Dünya ile rekabet edebilmemiz için özel sektörde ve kamu bürokrasisinde iyi eğitilmiş yüksek vasıflara sahip ve liyakate uygun atanmış insanlar olması şart. Ayrıca bilimde, sanatta, sporda, tüm alanlarda ileri gitmek için her şeyden önce nitelikli insan gerekiyor. İyi yetişmiş insanlar hukukun üstünlüğünün ve adil yargının olduğu bir ortamda çalıştığı takdirde ekonomi başta olmak üzere her konuda başarının yolu açılacaktır. Bu konuda toplumsal fikir birliğine ihtiyacımız var.”

İçinde bulunulan sürecin dünya için olduğu kadar Türkiye için de önemli bir kavşak olduğunu kaydeden Ömer Aras, ekonomik ve siyasi gelişmelerin hem büyük fırsatlar hem de büyük riskler yarattığına dikkat çekerek şu mesajları verdi:

“Bu süreci mutlaka çok iyi yönetmeliyiz. Türkiye’mizin, dünyada sözü geçen, bölgesinde istikrarın teminatı olan, ekonomisi istikrarlı, demokrasisi sağlam, hukuk devleti ilkeleri yerleşmiş, toplumu huzurlu bir ülke olması yönünde el birliği ile çalışmalıyız. Bunu ancak hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargının yarattığı güven ortamında iyi yetişmiş, liyakatla göreve gelmiş insanlar ve eşitlikçi bir yaklaşımla yapabiliriz. Bunu yaptığımız taktirde en önemli yapısal reformu gerçekleştirmiş olacağız. Bizi yönetenlere iyi niyetle önerilerimizi aktarmak görevimizdir. Hepimiz bu doğrultuda üstümüze düşeni yerine getirmeliyiz.”

YİK Başkanı ayrıca toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, kalkınmanın tüm boyutlarını negatif etkilediğine işaret etti. Aras, “Kadınların ekonomik, siyasi ve toplumsal hayatta erkeklerle eşit şekilde temsil edilmesi ekonomik kalkınma, adaletsizlikle mücadele ve toplumsal refah yaratarak ilerlemenin olmazsa olmaz koşuludur” diye konuştu.

Aras’tan sonra kürsüye gelen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ise daha kısa bir konuşma yaptı. “Sussak gönlümüz razı değil. Hukukun üstünlüğünü, hemen ve tam olarak tesis etmeden ne ekonomide ne toplumda ne iç ne de dış politikadaki sorunlar çözülebilir” diyen Turan, şunları dile getirdi:

“Toplumsal kutuplaşmanın yerini toplumsal uyuma bırakması, siyasette yumuşama ve siyasi alanın genişlemesi, sorunlarımızın çözümünü mutlaka kolaylaştıracaktır. Bu noktada terör sorununun kalıcı olarak ortadan kalkması en büyük dileğimizdir. Ancak şunu da görelim, izlenmekte olan sürecin başarısı ile hukuk devleti ve demokratik standartların iyileştirilmesi arasında birbirini besleyen karşılıklı bir etkileşim vardır. Biri olmadan diğeri eksiktir. Hukukun üstünlüğünü tesis edersek tüm sorunlarımızı konuşarak ortak akılla çözebiliriz.”

Turan da Aras gibi son dönemde yaşanan olayları arka arka sıralayarak “Biz niye bu hale geldik?” sorusunu yöneltti. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Turan, “Eleştirel ifadelere ve habercilik faaliyetlerine açılan soruşturma haberleri çok sıklaştı. 10 küsur sene önceki olaylara, şimdi yeni soruşturmalar açılıyor” dedi.

Tutuklu milletvekillerine, siyasi parti liderlerine ve belediye başkanlarına yenilerinin eklendiğini söyleyen Turan, “Disiplinsizlik suçuyla teğmenler hakkında ihraç kararı alınıyor. Kamuoyu vicdanında suç ve ceza arasında orantısızlık kanaati oluşuyor. İster seçimle ister atamayla gelen kamu görevlilerinin görevlerinden alınmasının, yeni örneklerine şahit oluyoruz. Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay. Kadın cinayetlerinin de çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor. Nedir bu tırmanma?” diye konuştu.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in uyguladığı programa TÜSİAD’ın destek verdiğini vurgulayan Orhan Turan, ancak ekonomik durumun sıkıntılı olduğuna da işaret etti. TÜSİAD Başkanı, “Sayın Bakan Mehmet Şimşek’in ekonomi programına destek veriyorsak da ekonomide her şeyin yolunda olduğunu söyleyemeyiz” dedi.

Enflasyonla mücadelenin hızlanması gerektiğini vurgulayan Turan, şunları ifade etti: “Artık daha hızlı netice almalıyız. Yoksa stres birikiyor. Sanayici çok zorlanıyor. İhracatçı kan ağlıyor. İthalatın cazibesi artıyor. Başka ülkelerde hammaddeyi daha ucuza alan, krediye daha ucuza erişen rakiplerimizle biz nasıl rekabet edebiliriz? İşimizi nasıl devam ettireceğiz? Devam ettiremezsek çalışanlarımız ne olacak? Hem sanayici mutsuz hem çalışanlar. Hem büyük işletmeler zorlanıyor hem KOBİ’ler. Hem batıdaki girişimciler yakınıyor hem doğudakiler. Peki kimin yüzü gülüyor?”

Paylaşın