Konut Temel Hak Mı Sermayenin Kâr Alanı Mı?

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (Madde 25), barınmayı temel bir insan hakkı olarak tanımlar; güvenli, sağlıklı ve uygun bir yaşam alanı olmadan bireylerin fiziksel ve zihinsel refahı sağlanamaz.

Kurtuluş Aladağ / Konutun temel bir hak olarak görülmesi, sosyal eşitlik ve kapsayıcılık açısından önemlidir. Herkesin uygun fiyatlı ve güvenli bir konuta erişimi, yoksullukla mücadele ve toplumsal istikrar için kritik bir unsur olarak öne çıkmaktadır.

Konut, ideal olarak temel bir insan hakkı olarak görülse de, kapitalist (Sermaye egemenliğine dayalı ekonomik sistem) sistemlerde sermayenin kâr alanı haline gelmektedir. Bu sistemlerde konut, bir mal veya yatırım aracı olarak kabul edilir ve ona göre değerlendirilir.

Kapitalist sistemlerde, gayrimenkul sektörü, ekonomik büyümeyi destekleyen önemli bir endüstridir ve inşaat, emlak geliştirme, finans gibi alanlarda büyük kârlar sağlar. Bu görüşe göre, konut piyasası arz-talep dinamiklerine göre işler ve devlet müdahalesi minimumda olmalıdır.

Sermayenin konutu bir kâr aracı olarak görmesi, gentrifikasyon, kira artışları ve uygun fiyatlı konut eksikliği gibi sorunlara yol açabilir. Bu durum, özellikle düşük gelirli grupların barınma hakkına erişimi zorlaştırır.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (Madde 25) gibi bir çok uluslararası sözleşmede belirtilen, konutun temel hak olması gerektiği fikri, toplumsal eşitsizlikleri azaltmayı hedefler. Ancak, sermaye egemenliğine dayalı sistemlerde bu hakkın genellikle kağıt üzerinde kaldığı sıkça vurgulanmaktadır.

Türkiye’de konut piyasası, son yıllarda yüksek enflasyon, artan inşaat maliyetleri ve spekülatif fiyat artışlarıyla şekillenirken, özellikle büyük şehirlerde, gayrimenkul yatırımı yüksek kâr getiren bir alan olarak öne çıkıyor.

Örneğin, yüksek kiralar, düşük gelirli grupların konuta erişimini zorlaştırmaktadır. Bu, devletin (Vergilerden oluşan ana sermaye) sosyal politikalarının yetersizliğini veya piyasa odaklı yaklaştığını gösterir.

Ayrıca, “kamu yararı” gerekçesiyle sunulan “kentsel dönüşüm” gibi projeler, genellikle sermaye gruplarının çıkarına hizmet ederler: Gecekondu alanlarının lüks sitelere dönüşmesi.

Çözüm önerileri

Kapitalist ekonomilerde sorunun çözümüne yönelik öneriler, konutun temel bir hak olarak erişilebilirliğini artırırken, piyasanın kâr odaklı yapısını tamamen dışlamaz ve dengeli bir yaklaşım sunmayı hedefler:

“Anayasal düzeyde veya yasal düzenlemelerle barınma hakkı açıkça tanımlanmalı ve bu hakkın korunması için bağlayıcı politikalar geliştirilmeli.

Devlet destekli kuruluşların, uygun fiyatlı konut üretimini artırması ve bu projelerin düşük gelirli gruplara öncelik tanıması.

Özel sektörün kâr motivasyonuyla uygun fiyatlı konut üretimi teşvik edilebilir. Devlet, arazi tahsisi veya vergi indirimleri gibi teşviklerle özel sektörü bu alana yönlendirilmesi.

Büyük şehirlerdeki boş veya atıl durumdaki konutlar tespit edilerek, kiralama veya satış yoluyla piyasaya kazandırılması.

Yüksek enflasyon ortamında kiracıları korumak için kira artışlarına üst sınır getirilmesi. Örneğin, kira artışlarının yıllık enflasyon oranını aşmaması gibi düzenlemeler.

Gayrimenkul spekülasyonunu caydırmak için, kısa vadeli alım-satımlara yüksek vergiler getirilmesi. Ayrıca, birden fazla konuta sahip olanlara artan oranlı emlak vergisi uygulanması.

Kiralık konutların kalite standartları ve fiyatlarının şeffaf bir şekilde denetlenmesi için bir düzenleyici kurum oluşturulması.

Şehirlerin plansız büyümesini önlemek için, yeni yerleşim alanlarında altyapı ve ulaşım imkanlarıyla desteklenen uygun fiyatlı konut bölgeleri planlanması.

Devlete ait araziler, lüks projeler yerine uygun fiyatlı konut üretimi için kullanılması.

Kentsel dönüşüm projelerinde, mevcut sakinlerin yerinden edilmesini önlemek için yerinde dönüşüm modelleri geliştirilmeli ve hak sahiplerine uygun fiyatlı alternatifler sunulmalı.

Düşük gelirli aileler için devlet destekli, düşük faizli veya uzun vadeli mortgage programları oluşturmalı. Konut kooperatifleri teşvik edilerek, bireylerin kolektif bir şekilde uygun fiyatlı konut üretmesi desteklenmeli

İnşaat malzemelerindeki fiyat artışlarını kontrol altına almak için ithalat kolaylıkları veya yerel üretim teşvikleri getirilebilir.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir