Türkiye’de Gıda Enflasyonu Yeniden Yükselişte

Gıda enflasyonu ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 2,58, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28,5 arttı. Gıda enflasyonu, yılbaşından bu yana ise yüzde 19,6 yükseldi.

Haber Merkezi / Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Gıda Fiyat Endeksi (TEGE) Ağustos 2025 verilerini açıkladı.

Buna göre; Gıda enflasyonu ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 2,58, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28,5 arttı. Gıda enflasyonu, yılbaşından bu yana ise yüzde 19,6 yükseldi.

Aynı döneme ait diğer veriler de bu artışı destekler nitelikte. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi’ne (İTÜFE) göre gıda fiyatları yüzde 2,28, Türk-İş’in açıkladığı mutfak enflasyonu ise yüzde 2,64 yükseldi.

Ağustos ayında taze meyve ve sebze fiyatları dalgalı bir seyir izledi. Sivri biber, domates ve çarliston biber gibi bazı ürünlerde fiyat düşüşleri gözlemlenirken, kıvırcık, salatalık ve armut fiyatlarında ise hızlı artışlar yaşandı.

Taze ürünler dışında en fazla fiyat artışı turşu, yoğurt ve ayran gibi temel gıda maddelerinde yaşandı. Buna karşılık, çay, hazır kahve ve cips gibi ürünlerin fiyatları düşüş kaydetti.

Yıllık bazda gıda enflasyonu, farklı kuruluşların verilerine göre ciddi seviyelere ulaştı. TEGE’ye göre yıllık gıda enflasyonu yüzde 28,5 iken, İTO-İTÜFE’de yüzde 35,4 ve Türk-İş’e göre yüzde 40,7 olarak hesaplandı.

Paylaşın

Türkiye’de Kayıtlı Çalışan Sayısı Son Beş Ayda 620 Bin Azaldı

TEPAV’ın raporuna göre; Eylül 2024’ten bu yana istihdam kaybı 619 bin 744 oldu. Raporda, 89 alt sektörün 39’unda çalışan sayısının azaldığı, 81 ilin 29’unda istihdamda düşüş yaşandığı vurgulandı. 

Haber Merkezi / Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) Şubat 2025’e ait İstihdam İzleme Raporu’nu yayınladı. Raporda, özetle şu ifadelere yer verildi:

“Şubat ayında Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödenen çalışanlar dahil toplam sigortalı çalışan sayısı yıllık olarak yüzde 1 (255.879) arttı, aylık olarak ise yüzde 0,3 (77.731) azaldı ve 24.972.106 olarak gerçekleşti.

Eylül 2024’ten bu yana kayıtlı sigortalı çalışan sayısında 620 bine yakın azalma yaşandı. Ayrıca, bu dönemde SGDP ödenenlerin sayısı da yıllık olarak yüzde 10,3 artarak 2.104.633’e ulaştı ve toplam sigortalı çalışanlar içindeki payı yüzde 8,4 oldu.

Şubat ayında yıllık bazda 89 alt sektörün 39’unda sigortalı ücretli çalışan sayısı geriledi; bina ve çevre düzenleme faaliyetleri 84.984’lük çalışan sayısı ile en fazla istihdam kaybeden sektör oldu. Bina çevre düzenleme faaliyetleri sektörünün çalışan sayısındaki yıllık değişimi yüzde 13,7 oranında daralmaya işaret etti. Giyim eşyaları imalatı (56.593) ve eğitim (27.135) çalışan sayısı olarak istihdamı en çok daralan diğer sektörler oldu.

Diğer taraftan, alt sektörlerde perakende ticaret 167.386 çalışan sayısı ile en fazla istihdam artışı sağlayan sektörken bu sektörü 89.107 artışla insan sağlığı hizmetleri sektörü takip etti. Ayrıca, yiyecek ve içecek hizmeti faaliyetleri (86.232) ve toptan ticaret sektörü (50.155) en çok istihdam artışı görülen diğer sektörlerden oldu.

Deprem illerinde çalışan sayısı arttı

Çalışan sayısında en fazla artış 89.255 ile Hatay’da kaydedildi. Hatay’ı 37.331 artışla Ankara, 30.625 artışla Kahramanmaraş, 24.599 ile Antalya takip etti. Çalışan sayısında yıllık bazda en fazla düşüş ise 19.748 ile Bursa’da gerçekleşti. Bursa’yı 9.664 ile Muğla, 7.553 ile Tekirdağ izledi.

Şubat ayında iş yeri sayısı en çok artan il Hatay (6.504) oldu. Hatay’ı Adıyaman (3.440), Kahramanmaraş (3.294) ve Ankara (3.025) takip etti. Diğer taraftan, İstanbul’da iş yeri sayısı 1.335, Rize’de 27 ve Ardahan’da 6 geriledi.”

Paylaşın

“2 Nisan Alışveriş Boykotu”nun Bilançosu Belli Oldu

Alışveriş boykotunun yapıldığı 2 nisan günü elektronik ticaret transferlerinin yüzde 58,7 azaldığı, toplam FAST işlemlerinin ise yüzde 37,7 oranında gerilediği ortaya çıktı.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), 19 Mart 2025’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından sosyal medyada örgütlenen alışveriş boykotunun ekonomik yansımalarını analiz etti.

TEPAV uzmanları Gülbin Şahinbeyoğlu ve Merve Dündar tarafından hazırlanan analizde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yayınladığı kredi kartı harcamaları ve FAST (Fonların Anlık ve Sürekli Transferi) verileri üzerinden 2 Nisan 2025’te gerçekleşen boykotun etkileri değerlendirildi.

Raporda, kartlı harcamaların haftalık bazda yayımlandığı, FAST verilerinin ise günlük bazda analiz olanağı sunduğu belirtilerek, verilerdeki değişimlerin yalnızca boykotla sınırlı olmadığı; Ramazan Bayramı tatili ve ayın ilk günü gibi ekonomik takvimi etkileyen unsurların da etkili olduğu vurgulandı. Ancak yine de boykotun dikkate değer sonuçlar doğurduğu kaydedildi.

Öne çıkan bulgular şöyle:

Kartlı harcama adetleri, 2 Nisan haftasında yılın ilk üç ayı ortalamasının yaklaşık %10 altında kaldı. Market ve AVM işlemlerinde bu oran yüzde 12,2 olarak ölçüldü.

Geçen yılın Ramazan Bayramı haftasıyla kıyaslandığında, seyahat harcamalarında artış gözlenirken diğer kalemlerde düşüş yaşandı.

FAST transferleri, geçen yılki benzer tarihe kıyasla yüzde 37,7 oranında azaldı. Elektronik ticarette bu oran yüzde 58,7’ye ulaştı.

Şubat ve Mart aylarının ilk iş günleriyle karşılaştırıldığında da yüzde 10’un üzerinde düşüş tespit edildi.

Elektronik ticarete yönelik transferlerde düşüşler daha belirgin oldu.

Sosyal medya ile sınırlı kalmadı

Raporun sonuç bölümünde, kampanyanın yalnızca sosyal medyada yankı bulan bir tepkiyle sınırlı kalmadığı, harcamalarda ve para transferlerinde ölçülebilir düzeyde bir azalma yarattığı ifade edildi. Böylelikle, kitlesel dijital eylemlerin ekonomik karar alma süreçlerinde etkili olabileceği yönünde önemli bir veri sunulmuş oldu.

Paylaşın

Türkiye’de Yoksulluk İçinde Yaşayan Çocuk Sayısı 9,5 Milyonu Aştı

Kişi başına gelir dikkate alındığında, Türkiye’de yoksul çocuk sayısı 9 milyon 590 bin kişiye ulaştığı tespit edildi. Ayrıca 2 milyon çocuğun “derin yoksulluk” içinde yaşadığı belirlendi.

Ekrem Cünedioğlu, “Sorunun yalnızca maddi yoksunluklarla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda çocukların temel güvenlik, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerden mahrum kaldığını da belirtmiştik” dedi.

Ekonomim’den Mehmet Kaya‘nın haberine göre; çocuk yoksulluğuna yönelik TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) bünyesinde yayımlanan Ekrem Cünedioğlu ve Yağmur Uzunırmak çalışmasında, TÜİK, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ı yoksulluk tanımı kullanıldı. Buna göre, 2022 verilerinden 2023’te yayımlanan istatistiklere göre, 0-17 yaş grubunda 7,03 milyon çocuk yoksulluk içinde yaşıyor. Yoksul çocuk oranı yüzde 31,3 olarak ölçüldü.

Çalışmada, 2017’ye kıyasla artış eğilimi gözlenmekle birlikte, yaş gruplarına bakıldığında bazı gruplardaki artışın yüksekliği dikkat çekti. Yoksulluk hesabında eşdeğer hane fert geliri (hanelerde yaşayan kişi sayısının eşitlenerek fert geliri oluşturulması) yerine bir başka istatistiki tanım olan kişi başına gelir dikkate alındığında, medyan gelirin yüzde 60’ının altında yaşayan çocukların yoksulluk oranı yüzde 42,2 olarak hesaplanıyor. Yoksul çocuk sayısı ise 9 milyon 590 bin kişiye ulaşıyor.

Kişi başına gelir hesabına göre yaş kırılımına bakıldığında ise bebek ve çocuklarda yoksulluk oranı daha yüksek seviyelere ulaşıyor. 2022 verilerine göre bebeklerde (0-2 yaş) yüzde 41,4, çocuklarda (3-14 yaş) yüzde 43,8, gençlerde (15-24 yaş) yüzde 29,9, 25+ yaş nüfusta ise yüzde 18,2 yoksulluk oranına ulaşılıyor. Türkiye’de bebeklerin çok büyük bir kısmı yoksul koşullarda yaşıyor.

“2 milyon çocuk derin yoksulluk içinde yaşıyor”

Yine TEPAV bünyesinde yayımlanan Hakan Yılmaz çalışmasında ise EUROSTAT metodolojisiyle ve Hakan Yılmazın kendi hesaplamalarına göre çocuklarda yoksulluk oranı 2023’te yüzde 34,4 olarak belirlendi. 2020’ye kadar yüzde 33-34 aralığındaki oran, 2021’den itibaren yüzde 34’ü geçti. Çalışmada, 2 milyon çocuğun “derin yoksulluk” içinde yaşadığı belirlendi. Çalışmada, çocuklara yönelik vergi vb. ailelerin teşvikinde geriye giden düzenlemelere işaret edilirken, koruma amaçlı olarak politikalarda ise AB ortalamasının gerisinde bulunulduğu vurgulandı.

Hakan Yılmaz çalışmasında, “Kamu harcama programlarında ise çocuğa yönelik koruma harcamalarının (aile dahil) toplamı GSYH’ye oran olarak binde 5,5’ler seviyesindedir (TÜİK 2022 ve EUROSTAT 2022). Dolayısı ile doğrudan çocuğu korumaya yönelik kamusal programlar zaman içinde değişmekle birlikte düşük seviyededir (bu oranın AB 20 ortalamasının yüzde 1,7 olduğu dikkate alındığında). Ülkemizde çocuk yoksulluğunun AB ülkelerine göre ortalamada yüzde 80 daha yüksek olduğu bir durumda bütçe kaynaklarının beklenenin aksine daha düşük oranda çocuğa yönelik sosyal programlara ayrılması meselesi bir öncelik sorunu olarak görülmelidir” denildi.

Çalışmayla ilgili değerlendirmede bulunan Ekrem Cünedioğlu, “İzmir’deki üzücü olay, Türkiye’de çocuk yoksulluğunun dramatik boyutlarını ve bu sorunun toplumun tüm kesimlerine düşen bir sorumluluk olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. TEPAV’da Türkiye’de çocuk yoksulluğu üzerine yaptığımız çalışmada, sorunun yalnızca maddi yoksunluklarla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda çocukların temel güvenlik, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerden mahrum kaldığını da belirtmiştik” dedi.

Türkiye’de yaklaşık 7 milyon yoksul çocuğun büyük kısmının güvensiz, sağlıksız ve temel güvenlik önlemlerinden yoksun yaşam alanlarında büyüdüğünü ve İzmir’deki olayın bu gerçeğin somut örneği olduğunu belirten Cünedioğlu, şunları söyledi:

Yoksulluk içinde yaşamak zorunda bırakılan ailelerin çocukları, bu tür risklere daha açık hale gelmekte, çocuk yoksulluğunun ne kadar derin ve yakıcı olduğunu hepimize hatırlatmaktadır. Bu acı olayın ardından, çocuklarımızın güvenliği ve refahı için kapsamlı ve sürdürülebilir politikalara ne kadar acil ihtiyacımız olduğu ortadadır.

Çocuk yoksulluğu, sadece maddi yetersizlikleri değil, aynı zamanda bu çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz etkileyen sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlere erişimdeki engelleri de beraberinde getirmektedir. Yoksulluk döngüsünün kırılması, çocukların eğitimle kazandıkları fırsat eşitliğinin sağlanması ve böylece bir daha benzeri faciaların yaşanmaması için politikalarımızı güçlendirmeliyiz.

Paylaşın

Deprem Bölgesinde Çalışan Sayısı 136 Bine Düştü

TEPAV’ın İstihdam İzleme Bülteni’ne göre, mayıs ayı itibarıyla deprem bölgesinde yer alan 11 ilin sigortalı ücretli istihdam içindeki payı yüzde 9,3 oldu. Çalışan sayısı yıllık olarak 318 bin 748’e (yüzde 17,7), aylık ise 136 bin 864’e (yüzde 8,4) düştü.

Mayıs’ta afet bölgesindeki 7 il başta olmak üzere 15 ilde istihdam yıllık olarak geriledi. Maraş 65 bin 057 (yüzde 37,3), Hatay 70 bin 839 (yüzde 36,1), Malatya ise 36 bin 735 (yüzde 30,3) çalışan kaybı ile istihdamı en yüksek oranda daralan ilk üç il oldu. Bunları 57 bin 498 ile Antep (yüzde 15,6), 9 bin 735 ile Elazığ (yüzde 11,9) izledi. Urfa (yüzde 11,3) ve Kilis (yüzde 11,1) de deprem bölgesinde olan ve istihdam kaybı yaşayan diğer iller oldu.

Kısa çalışma ödeneğinden faydalananların sayısı deprem sonrasında yaklaşık 100 bin arttı. Buna göre, işsizlik ödeneğine başvuranların sayısı Mayıs’ta 696 bin 630 iken Haziran’da 826 bin 588’e; faydalananların sayısı ise söz konusu aylarda 302 bin 81’den 362 bin 100’e yükseldi.

Diğer taraftan, kısa çalışma ödeneğinden faydalanan sayısı Ocak’ta bin 261 iken izleyen iki ayda 100 bin 217’ye yükseldi ve Temmuz itibarıyla da 1 bin 879’a geriledi. Bu çerçevede yapılan ödeme miktarı da Mayıs’ta 46 milyon 595 bin TL’den Temmuz’da 1 milyon 971 bin TL’ye düştü.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) her ay yayımladığı verilerden yola çıkartarak hazırladığı İstihdam İzleme Bülteni’nin bir yenisini yayımladı.

31 Temmuz’da yayımlanan ve Mayıs’a ait verilerden yola çıkarak hazırlanan bültene göre depremden etkilenen 7 il başta olmak üzere 15 ilde istihdam yıllık olarak geriledi. Mayıs’ta toplam sigortalı çalışan sayısı yıllık yüzde 2 (765 bin) azalırken aylık yüzde 0,3 (57 bin) arttı ve 22 milyon 475 bin olarak gerçekleşti.

Ocak- Mayıs dönemine ait kayıtlı istihdam verilerinde deprem nedeniyle önemli değişimler gözlendi. Deprem öncesine kıyasla yaklaşık 374 bin 500 istihdam kaybı yaşanırken Maraş, Malatya, Hatay ve Antep’te düşüşler yüksek seviyelerini korudu.

Ocak’ta deprem bölgesine ait istihdam bildirimlerinde yaşanan keskin düşüşler toplam kayıtlı istihdamda aylık olarak yüzde 3,4 gerilemeye neden olurken Şubat ve Mart aylarında ise sırasıyla yüzde 1 ve yüzde 0,4 artışlar kaydedildi. Nisan’da yüzde 3,6 daralırken Mayıs’ta yine artış eylemine başlayarak yüzde 0,3 olarak gerçekleşti.

Beş aylık değişim toplam istihdamda 2022 yılsonuna göre 374 bin 500 (yüzde 13,3) gerilemeye işaret ederken diğer taraftan, yıllık verilere göre Malatya, Maraş ve Hatay’da yüzde 30 ve üzeri, Elazığ, Kilis, Antep ve Urfa’da yüzde 10 ve üzeri işgücü kayıpları yaşandı. Kilis, Adana, Diyarbakır ve Osmaniye’de ise istihdamda yüzde 5 ve üzeri daralmalar gerçekleşti.

İşsizlik ödeneğine başvuranların sayısı 800 bini aştı

Kısa çalışma ödeneğinden faydalananların sayısı deprem sonrasında yaklaşık 100 bin arttı. Buna göre, işsizlik ödeneğine başvuranların sayısı Mayıs’ta 696 bin 630 iken Haziran’da 826 bin 588’e; faydalananların sayısı ise söz konusu aylarda 302 bin 81’den 362 bin 100’e yükseldi.

Diğer taraftan, kısa çalışma ödeneğinden faydalanan sayısı Ocak’ta bin 261 iken izleyen iki ayda 100 bin 217’ye yükseldi ve Temmuz itibarıyla da 1 bin 879’a geriledi. Bu çerçevede yapılan ödeme miktarı da Mayıs’ta 46 milyon 595 bin TL’den Temmuz’da 1 milyon 971 bin TL’ye düştü.

Mayıs itibarıyla deprem bölgesinde yer alan 11 ilin sigortalı ücretli istihdam içindeki payı yüzde 9,3 oldu. Çalışan sayısı yıllık olarak 318 bin 748’e (yüzde 17,7), aylık ise 136 bin 864’e (yüzde 8,4) düştü.

Mayıs’ta afet bölgesindeki 7 il başta olmak üzere 15 ilde istihdam yıllık olarak geriledi. Maraş 65 bin 057 (yüzde 37,3), Hatay 70 bin 839 (yüzde 36,1), Malatya ise 36 bin 735 (yüzde 30,3) çalışan kaybı ile istihdamı en yüksek oranda daralan ilk üç il oldu. Bunları 57 bin 498 ile Antep (yüzde 15,6), 9 bin 735 ile Elazığ (yüzde 11,9) izledi. Urfa (yüzde 11,3) ve Kilis (yüzde 11,1) de deprem bölgesinde olan ve istihdam kaybı yaşayan diğer iller oldu.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

En Fazla İstihdam Kaybeden Sektör “Tekstil”

Ocak ayında tekstil ürünleri imalatı sektörü, 91 bin 510’luk çalışan sayısı ile en fazla istihdam kaybeden sektör oldu. Yıllık değişimi de yüzde 18,4 oranında daralmaya işaret etti. 89 alt sektörün 19’unda sigortalı ücretli çalışan sayısında azalma görüldü.

Haber Merkezi / Tekstil ürünleri imalatı dışında, finansal hizmetler (16 bin 543), ev hizmetlerinde 10 günden fazla çalışanlar (12 bin 862) ve hukuki ve muhasebe faaliyeti sektörleri de (7 bin 427) çalışan sayısı olarak istihdamı en çok daralan diğer sektörler arasında yer aldı.

Oransal olarak bakıldığında ise istihdam en hızlı ev hizmetlerinde 10 günden fazla çalışanlar sektöründe (yüzde 25,5) geriledi. Bu sektörü yüzde 18,4 azalışla tekstil ürünleri sektörü takip etti.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 31 Mart’ta yayımladığı Ocak 2023 verilerinden yola çıkarak İstihdam İzleme Bülteni hazırladı.

Buna göre Ocak’ta toplam sigortalı çalışan sayısı yıllık olarak yüzde 3,5 (766 bin) arttı, aylık olarak ise yüzde 3,4 (805 bin) azaldı ve 22 milyon 935 bin olarak gerçekleşti.

Toplam sigortalı çalışanların yüzde 72,2’sini ücretli çalışan grubu oluşturdu ve istihdamın genel seyrinde belirleyici oldu. Bu gruptaki yıllık değişim yüzde 3,8 (612 bin 732) artış yönlü olurken aylık olarak yüzde 4,5 (779 bin 635) oranında gerileme yaşandı.

Diğer taraftan, esnaf-çiftçi grubundaki yıllık değişim ise yüzde 2,6 artış yönünde oldu. Ancak alt sınıflarda değişimler farklılaştı. Bu dönemde esnaf sayısında yüzde 3 (75 bin 739), çiftçi sayısında ise yüzde 0,6 (3 bin 111) artış görüldü.

Bu gruptaki aylık değişimler ise esnaf sayısında yüzde 0,3, çiftçi sayısında ise yüzde 3,2 oranında düşüş şeklinde oldu.

Kamu sektöründe sigortalı çalışan sayısındaki yıllık artış yüzde 2,3, aylık düşüş yüzde 0,3 olarak kaydedildi.

İnşaatta istihdam artmaya devam ediyor

Ocak’ta inşaat dışındaki sektörlerin hemen hepsinde yılın en düşük istihdam artış oranları gerçekleşti. Özellikle imalat ve toptan-perakende ticaret sektörlerindeki ivme kayıpları dikkat çekmekti.

Sigortalı ücretli çalışanların yüzde 52,3’ü üç ana sektörde istihdam edildi. Bu sektörler, sırasıyla, imalat (yüzde 26,8), toptan ve perakende ticaret (yüzde 15,4) ve inşaat (yüzde 10,1) oldu.

Yıllık değişimlere bakıldığında, imalat ve toptan-perakende ticaret sektörlerinde yıllık artışların önemli oranda gerilediği; imalatta yüzde 0,4’e, toptan ve perakende ticaret sektöründe ise yüzde 2,9’a düştüğü gözlendi.

Bunun yanı sıra, inşaat sektöründe yaşanan artış eğilimi yüzde 13,3 ile hızlanarak devam etti. Diğer taraftan, hizmet sektörlerinden finans ve sigorta faaliyetlerinde istihdam yıllık olarak yüzde 5,1 oranında daraldı. Diğerlerinde de artış oranları önemli oranda düşmüştü.

Deprem bölgesindeki istihdam kayıpları

Ocak ayı itibarıyla deprem bölgesinde yer alan 11 ilin sigortalı ücretli istihdam içindeki payı yüzde 7,7 oldu. Çalışan sayısındaki düşüşler yıllık 465 bin 695 (yüzde 26,8), aylık ise 614 bin 272 (yüzde 32,5) olarak kaydedildi.

Ocak’ta afet bölgesindeki iller başta olmak üzere 13 ilde istihdam yıllık olarak geriledi. Maraş 113 bin 330 (yüzde 68,1), Hatay ise 111 bin 344 (yüzde 57,9) çalışan kaybı ile istihdamı en fazla daralan ilk iki il olarak kayıtlara geçti.

Onları 92 bin 89 ile Gaziantep (yüzde 25,8), 53 bin 78 ile Malatya (yüzde 45,9) ve 30 bin 453 ile Adıyaman (yüzde 46,7) izledi.

Adana (yüzde 6,5), Osmaniye (yüzde 29), Urfa (yüzde 10,4), Elazığ (yüzde 4,9) ve Kilis de (yüzde 11,2) deprem bölgesinde olan ve en fazla istihdam kaybı yaşayan diğer iller oldu.

En büyük düşüş tekstilde

Ocak’ta tekstil ürünleri imalatı sektörü, 91 bin 510’luk çalışan sayısı ile en fazla istihdam kaybeden sektör oldu. Yıllık değişimi de yüzde 18,4 oranında daralmaya işaret etti.

89 alt sektörün 19’unda sigortalı ücretli çalışan sayısında azalma görüldü. Tekstil ürünleri imalatı dışında, finansal hizmetler (16 bin 543), ev hizmetlerinde 10 günden fazla çalışanlar (12 bin 862) ve hukuki ve muhasebe faaliyeti sektörleri de (7 bin 427) çalışan sayısı olarak istihdamı en çok daralan diğer sektörler arasında yer aldı.

Oransal olarak bakıldığında ise istihdam en hızlı ev hizmetlerinde 10 günden fazla çalışanlar sektöründe (yüzde 25,5) geriledi. Bu sektörü yüzde 18,4 azalışla tekstil ürünleri sektörü takip etti.

Paylaşın

Türkiye’de Çiftçi Sayısı 500 Binin Altına Düştü

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), ‘Ocak 2022 İstihdam İzleme Raporu’nu yayınladı. Üretim maliyetlerindeki artışın tarıma vurduğu darbeyi gözler önüne seren rapora göre; çiftçi sayısı son yılların en düşük seviyesine gerilerken, sigortalı ücretli çalışanların yüzde 52,5’ini oluşturan 3 ana sektördeki istihdam artışları da son bir yıl içinde gerçekleşen en düşük seviyelerde bulunuyor.

Haber Merkezi / Rapora göre ocak ayında sigortalı çalışan sayısı yıllık bazda yüzde 5,1 oranında (1,1 milyon) artarak, 22,2 milyon olarak gerçekleşti. SGK ocak ayı verilerine yer verilen raporda, toplam sigortalı çalışanların yüzde 71,9’unu oluşturan sigortalı ücretli çalışan grubunun (4/a/sigorta işkolu) yıllık olarak yüzde 5,9 (885 bin) oranında arttığı belirtildi. Kamu sektöründe sigortalı çalışan (4/c) sayısındaki artış ise yüzde 1,6’da kaldı.

Esnaf-çiftçi grubundaki (4/b) değişim yüzde 4,7 artış yönünde olmakla beraber alt sınıflarda eğilimler farklılaştı. Bu dönemde esnaf sayısında yüzde 9,1 (210 bin) artış, çiftçi sayısında ise yüzde 13,2 (75 bin) düşüş görüldü. Raporda söz konusu rakamlara ilişkin “Çiftçi sayısında uzun süreli düşüş eğiliminin yanı sıra, esnaf sayısında son aylardaki yüksek oranlı artışlar dikkat çekmektedir” değerlendirmesi yapıldı.

Toplam sigortalı ücretli çalışanların yüzde 27,7’sinin imalat, yüzde 15,6’sının toptan/perakende ticaret ve yüzde 9,2’sinin inşaat sektörlerinde istihdam edildiği aktarılan raporda, şu bilgiler şu bilgiler yer aldı:

“Yıllık değişimlere bakıldığında imalatta yüzde 7,4, toptan ve perakende ticaret sektöründe yüzde 3, inşaat sektöründe ise yüzde 0,2 artış gözlenmekle beraber söz konusu artışlar yılın en düşük düzeylerine işaret etmektedir. Özellikle inşaat sektöründe Nisan 2021’den itibaren gözlenen hızlı gerileme eğilimi dikkat çekmektedir. Diğer taraftan, sigortalı ücretli çalışanların yüzde 8,5’ini oluşturan dördüncü ana sektör olan idari ve destek faaliyetindeki istihdam son bir yılın 9 ayında gerilerken, kasımda başlayan sınırlı artış trendi aralık (yüzde 1,7) ve ocak (yüzde 1,2) aylarında devam etti.

Hizmet sektörleri istihdamında da artışlar göreli olarak sınırlı kaldı. İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetlerinde yüzde 2,8, kamu yönetimi ve savunma; zorunlu sosyal güvenlikte ise yüzde 12,1 yıllık istihdam artışları gerçekleşti. Öte yandan, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinde (yüzde 17,1), eğitim (yüzde 14,7) ve ulaştırma ve depolama (yüzde 9,9) sektörlerinde yüksek oranlı istihdam artışları devam etti.

89 alt sektörün 12’sinde sigortalı ücretli çalışan sayısında azalış görüldü. En çok daralan sektör 17 binlik istihdam kaybı ile bina ve çevre düzenleme faaliyetleri sektörü oldu. Ev hizmetlerinde 10 günden fazla çalışanlar (14 bin), idari danışmanlık faaliyetleri (10 bin) ve bilgisayar ve kişisel ev eşyaları onarımı faaliyetleri (3 bin) de istihdamı çalışan sayısı olarak en çok daralan diğer sektörler olarak öne çıktı.

Oransal olarak bakıldığında ise istihdam en hızlı hanehalkları tarafından kendi ithalat faaliyetleri sektöründe (yüzde 28,5) geriledi. Bu sektörü yüzde 22,2’lik azalışla ev hizmetlerinde 10 günden fazla çalışanlar sektörü ile yüzde 9,8’lik azalışla kiralama ve leasing faaliyetleri sektörleri takip etti. Sinema filmi ve ses kaydı yayımcılığı, suyun toplanması arıtılması ve dağıtımı ve idari danışmanlık faaliyetleri de istihdam kaybı yaşayan diğer sektörler oldu.

Kadın çalışan sayısı geçen yıla göre yükselirken, aralık ayına göre azaldı. Ocak 2022’de sigortalı kadın çalışan sayısı bir yıl öncesine göre 490 bin artarken, aralık ayına göreyse 4,7 bin azaldı ve 5,1 milyona ulaştı. Kadın çalışanların toplam istihdam içindeki payı da yüzde 32,1’e yükseldi. Sigortalı ücretli kadın çalışan sayısında eylül ayından bu yana devam eden artış trendi son bulurken, kadın istihdamı aralık ayında ulaştığı sayı olarak en yüksek tarihsel istihdam seviyesinin altına indi. Buna rağmen, kadın istihdamı, istihdam payı olarak en yüksek tarihsel düzeyine ulaştı. Kadın istihdamının en çok arttığı sektör ise eğitim oldu.

Ocak ayında altı ilde istihdam yıllık olarak geriledi. Ocak ayı itibarıyla 15,9 milyona ulaşan sigortalı ücretli çalışanların yarısının ekonomik aktivite ve nüfus yoğunluğuna bağlı olarak 5 büyük ilde istihdam edildiği görüldü. Bu iller istihdam payına göre sırasıyla; İstanbul (yüzde 27,9), Ankara (yüzde 7,8), İzmir (yüzde 6,3), Bursa (yüzde 4,8) ve Kocaeli (yüzde 3,7)’dir.

Bu dönemde, çalışan sayısında en fazla artış 212 bin ile İstanbul’da yaşanmıştır. İstanbul’u 81 bin artışla Ankara, 60 bin artışla İzmir, 49 bin artışla Antalya ve 43 bin artışla Bursa takip etti. Sıralamalarda yüksek çalışan nüfusa sahip büyükşehirler ilk sıraları almakla beraber, Antalya’nın dördüncü sırada, Mersin’in de altıncı sırada yer alması dikkat çekti. Diğer taraftan, Ocak ayında Elazığ, Yozgat, Artvin, Karaman, Gümüşhane ve Tunceli’de istihdam geriledi.

Ocak ayında en hızlı istihdam artışı ise Batman’da gerçekleşti. Batman’ı yüzde 11 artışla Mersin takip etti. Batman ve Mersin’in ardından en hızlı istihdam artışı yaşanan iller Osmaniye (yüzde 10,8) ve Antalya (yüzde 9,8) oldu. Bitlis (yüzde 9,6) ve Van (yüzde 9,4) yüksek yıllık istihdam artışları gösteren diğer iller olarak öne çıktı. Bunun yanı sıra, Elazığ (yüzde 8,8), Gümüşhane (yüzde 2,3), Artvin (yüzde 2,2), Yozgat (yüzde 1,9), Tunceli (yüzde 1,5) ve Karaman
(yüzde 0,8) istihdamı daralan altı il olarak sıralandı.

Raporun tamamına ulaşmak için TIKLAYIN

Paylaşın