İsrail, Lübnan’da Beş Stratejik Yeri Elinde Tutmaya Devam Edecek

İsrail ordu sözcüsü Nadav Shoshani, İsrail ordusunun Lübnan’dan çekileceğini ancak ordunun Lübnan topraklarındaki beş stratejik noktada varlık göstermeye devam edeceğini söyledi.

İsrail güçlerinin konuşlanacağı beş nokta şöyle: Labouneh, Jabal Balat, Hunin Vadisi ile Markaba arasındaki Al-Dawawir bölgesi, Aytarun’daki Jal Al-Deir ve Jabal Al-Bat (tek nokta olarak kabul ediliyor) ve Khiam kasabası yakınlarındaki Tal Al-Hamamis.

İsrail, Hizbullah ile varılan ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak ülkeden çekilmesi için salı günü verilen son tarihe rağmen Lübnan’daki beş stratejik noktada asker bulundurmaya devam ediyor. Bu hareket, Hizbullah’ın İsrail’i şartlarını ihlal etmekle suçladığı ateşkesin kırılganlığını vurguluyor.

İsrail ordu sözcüsü Nadav Shoshani, Lübnan’da beş noktada asker bulundurmanın sınıra yakın yaşayan İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için gerekli olduğunu söyledi. Bunlardan yaklaşık 60.000’i daha önceki çatışmalar nedeniyle yerlerinden edilmiş durumda.

Shoshani, “geçici önlemin” ateşkesi izleyen ABD liderliği tarafından onaylandığını öne sürdü. Shoshani, İsrail’in askerlerini “doğru şekilde, kademeli olarak ve sivillerimizin güvenliğini koruyacak şekilde” geri çekmeye kararlı olduğunu da sözlerine ekledi.

İsrail güçlerinin konuşlanacağı beş nokta şöyle: Labouneh, Jabal Balat, Hunin Vadisi ile Markaba arasındaki Al-Dawawir bölgesi, Aytarun’daki Jal Al-Deir ve Jabal Al-Bat (tek nokta olarak kabul ediliyor) ve Khiam kasabası yakınlarındaki Tal Al-Hamamis.

İsrail, Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Naim Kasım’ın konuşması sırasında Bekaa bölgesindeki askeri mevzilere hava saldırıları düzenleyerek Hizbullah’ı hedef almaya devam etti. İsrail, Hizbullah’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçladı.

İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, ülkesinin sınırın kendi tarafında inşa edilen yeni karakollara takviye güç gönderdiğini doğrulayarak, “Kuzeydeki her topluluğa tam güvenlik sağlamaya kararlıyız,” dedi.

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile Hizbullah’a yakın meclis başkanı Nebih Berri’nin buna karşı çıktığı yönünde haberler medyaya yansımıştı.

Cumhurbaşkanı Avn, İsrail’in açıklaması öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada ateşkes anlaşmasına saygı duyulması gerektiğini belirterek “düşman İsrail’e güvenilemeyeceğini” ifade etmişti. Lübnanlı yetkililerin İsrail’in Lübnan topraklarından tamamen çekilmesini sağlamak üzere diplomatik girişimlerde bulunduklarını belirten Avn, “Tek bir İsraillinin Lübnan topraklarında kalmasını kabul etmeyeceğim” demişti.

Avn’ın ofisinden yapılan açıklamada da “İsrail’in anlaşmaya bağlı kalması, belirlenen tarihte askerlerini geri çekmesi ve esirleri iadesi için çeşitli düzeylerde temasları sürdürüyoruz. Ateşkes anlaşmasının sponsorları bize yardımcı olmak üzere sorumluluklarını yerine getirmelidir” ifadelerine yer verildi.

Hizbullah, 18 Şubat’tan itibaren Lübnan topraklarında bulunan tüm İsrail askerlerinin işgal gücü olarak görüleceğini bildirmişti.

Kasım ayında kabul edilen ateşkesin ilk şartlarına göre, güney Lübnan’daki tampon bölgede bulunan İsrail askerlerinin ocak ayı sonunda Lübnan ordusu ve BM barış gücü askerleri ile yer değiştirmesi gerekiyordu. Bu süre daha sonra 18 Şubat’a kadar uzatıldı. Hizbullah güçlerini İsrail sınırından yaklaşık 30 km uzaklıktaki Litani nehrinin kuzeyine geri çekecekti.

İsrail ile Hizbullah arasındaki düşük düzeyli çatışma 8 Ekim 2023’te İran destekli militan grubun, önceki gün İsrail’in güneyine düzenlediği saldırılarda 1.200 kişiyi öldüren Hamas’la dayanışma amacıyla komşusuna roket atmasıyla başladı.

Çatışmalar eylül ayında İsrail’in Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan çağrı cihazlarını ve telsizleri uzaktan patlatmasının ardından şiddetlendi. Nasrallah kısa bir süre sonra İsrail ordusunun Beyrut’un güneyindeki bir binayı bombalaması sonucu öldürüldü.

İsrail birlikleri 1 Ekim’de Lübnan’a girdi. Yaklaşık iki ay sonra İsrail ve Hizbullah, ABD ve Fransa’nın arabuluculuğunda bir ateşkes üzerinde anlaştı. Çatışma sırasında 4.000’den fazla Lübnanlı öldürüldü. Çatışmanın doruğa ulaştığı dönemde Lübnan’da yerinden edilen 1 milyon kişiden yaklaşık 100.000’i hala evlerine dönemedi.

Paylaşın

Uluslararası Af Örgütü, Lübnan Hizbullahı’nı Savaş Suçu İşlemekle Suçladı

Uluslararası Af Örgütü, Lübnan Hizbullahı’nın uluslararası hukuku ihlal ettiği belirtildi. Af Örgütü’nün konuya ilişkin hazırladığı rapor, bölgede kaydedilen video ve fotoğrafların analizine dayanıyor.

Uluslararası Af Örgütü Almanya Genel Sekreteri Julia Duchrow, çatışmalarda sivillerin ve sivil yapıların hedef alınamayacağını ve korunması gerektiğini vurgularken, “Sivil yerleşim bölgelerinde veya bu bölgelere yakın alanlarda yapım özellikleri gereği hedef belirleyemeyen silahların kullanımı, insancıl hukukun açık bir ihlalidir” ifadelerini kullandı.

Uluslararası Af Örgütü tarafından Berlin’de yapılan açıklamada, Lübnan Hizbullahı’nın uluslararası hukuku ihlal ettiği belirtildi.

Açıklamada, “belgelerle ortaya konan üç ayrı roket saldırısının savaş suçu kapsamında soruşturulması gerektiği” ifade edilirken, Ekim ayında gerçekleşen söz konusu üç saldırıda sekiz sivilin hayatını kaybettiği ve en az 16 kişinin yaralandığı bildirildi.

Uluslararası Af Örgütü, Hizbullah’ın, uluslararası insancıl hukukun sivillerle silahlı güçler arasında ayrım yapma ilkesini ihlal ettiğine vurgu yaparken, yayınladığı videolarla, Hizbullah’ın çok sayıda sivilin bulunduğu bölgelere defaten düşük hassasiyetli silahlarla saldırılar düzenlediğine ilişkin görüntüleri paylaştı.

Söz konusu roket saldırıları, 29 ve 31 Ekim tarihlerinde gerçekleşti. Af Örgütü, 29 Ekim’de İsrail’in kuzeyine yapılan saldırıda, İsrail vatandaşı 23 yaşındaki bir Filistinlinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Açıklamaya göre 31 Ekim’deki saldırıda ise iki ayrı bölgede Hizbullah roketleriyle yedisi sivil olmak üzere toplam sekiz kişi öldü. Ölenler arasında dört Taylandlı tarım işçisinin de bulunduğu ifade edildi.

Uluslararası Af Örgütü Almanya Genel Sekreteri Julia Duchrow, çatışmalarda sivillerin ve sivil yapıların hedef alınamayacağını ve korunması gerektiğini vurgularken, “Sivil yerleşim bölgelerinde veya bu bölgelere yakın alanlarda yapım özellikleri gereği hedef belirleyemeyen silahların kullanımı, insancıl hukukun açık bir ihlalidir” ifadelerini kullandı.

Uluslararası Af Örgütü’nün konuya ilişkin hazırladığı rapor, bölgede kaydedilen video ve fotoğrafların analizine dayanıyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Lübnan Hizbullah’ı İle İsrail Arasında Ateşkes

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Lübnan Hizbullah’ı ile ateşkesi onayladığını duyurdu. İsrail, Ekim 2023’ten bu yana Lübnan’da 1,2 milyon insanı yerinden ederken, 3 bin 768 kişinin ölümüne neden oldu.

Hizbullah’a uyarıda bulunan ve ateşkesi ihlal etmeleri halinde buna karşılık vereceklerini vurgulayan İsrail Başbakanı Netanyahu, bu ateşkesin artık “İran’dan gelen tehditlere odaklanabilecekleri” anlamına geldiğini de sözlerine ekledi.

Ateşkes kararının İsrail tarafından onaylanmasından saatler önce İsrail Silahlı Kuvvetleri, Lübnan’ın başkenti Beyrut’a yoğun bir hava saldırısı düzenledi. Hizbullah’ın da İsrail saldırısına füzelerle karşılık verdiği bildirildi ancak bu saldırılarda İsrail tarafında olası bir can ve mal kaybına dair herhangi bilgi paylaşımında bulunulmadı.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu kabinesine, Lübnan Hizbullahı ile ateşkes anlaşmasını uygulamaya hazır olduğunu söyledi ve kabinesine anlaşmayı kabul etmesini tavsiye edeceğini açıkladı. Netanyahu, ABD’nin arabuluculuk ettiği ateşkesi Bakanlar Kurulu’na sunacağını ve yaklaşık 14 aydır süren çatışmaların sona ermesi için zemin hazırlayacağını söyledi.

Netanyahu, oylamanın salı günü geç saatlerde yapılmasının beklendiğini kaydetti. Ateşkes anlaşmasını uygulamaya hazır olduklarını belirten İsrail Başbakanı Netanyahu, Hizbullah tarafından yapılacak herhangi bir ihlale “güçlü bir şekilde karşılık verecekleri” uyarısında da bulundu.

Netanyahu, Hizbullah’ın ateşkesi ihlali karşısında “askeri adım özgürlüğüne sahip olacağını” savundu. İsrail Başbakanı, bu ateşkes anlaşmasının İsrail’in “İran tehdidine odaklanmasına olanak sağlayacağını da sözlerine ekledi.

Ateşkesin ne zaman yürürlüğe gireceği henüz belirsiz ancak İsrail ve Lübnan basınında ateşkesin Çarşamba günü yürürlüğe girmesi ihtimali üzerinde durulduğu belirtildi. Anlaşma, İsrail’in Gazze’de Hamas’a karşı yürüttüğü ve yakın gelecekte sona ermesi beklenmeyen savaşı etkilemiyor.

Reuters haber ajansına isminin açıklanmaması koşuluyla bilgi veren üst düzey bir İsrailli yetkili, İsrail’in Hizbullah ile ateşkes planını Salı günü onaylayacağını ve böylece 14 ay önce Gazze savaşıyla alevlenen ve binlerce insanın ölümüne yol açan çatışmaların sona ermesinin önünün açılacağını söylemişti

G7 toplantısı için İtalya’da bulunan Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib de bu gece ateşkese varılmasına yönelik umudunu dile getirmişti. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby ve ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “çok yakınız ancak her şey bitene kadar hiçbir şey bitmiş sayılmaz” demişti.

Hizbullah’ın siyasi konseyi başkanı yardımcısı Mahmud Kamati ‘se Katar merkezli Al Jazeera’ya yaptığı açıklamada, ateşkes anlaşmasının son halini görmediklerini söyledi. Yetkililere göre anlaşma, İsrail askerlerinin 60 gün içinde güney Lübnan’dan çekilmesini ve Lübnan ordusunun Hizbullah’ın kalesi olan bölgede konuşlanmasını öngörüyor.

Hizbullah da Litani Nehri’nin güneyindeki sınır boyunca silahlı varlığını sona erdirecek. İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, Salı günü yaptığı açıklamada, ülkesinin Lübnan’la yapılacak nihai bir ateşkesin BM tarafından etkin bir şekilde uygulanmasını talep ettiğini ve herhangi bir ihlale karşı “sıfır tolerans” göstereceğini söyledi.

İsrail hükümet sözcüsü David Mencer de Reuters’e yaptığı açıklamada, Lübnan’la varılan anlaşmanın İsrail’in Hizbullah’tan kaynaklanan tehditleri bertaraf etmek için savunma amaçlı operasyon yapma özgürlüğünü koruyacağını ve yerinden edilen bölge sakinlerinin İsrail’in kuzeyindeki evlerine güvenli bir şekilde dönmelerini sağlayacağını dile getirdi.

Lübnan Meclis Başkan Yardımcısı Elias Bou Saab, Pazartesi günü Reuters’a verdiği demeçte, Netanyahu fikrini değiştirmediği sürece önerinin uygulanmaya başlaması için ciddi bir engel kalmadığını söylemişti.

En az 3 bin 750 kişi öldü

Diplomatik çabalara rağmen saldırılar ise sürüyor. Açıklamadan önceki saatlerde İsrail saldırıları Hizbullah’ın kalesi olan Beyrut’un yoğun nüfuslu güney banliyölerini daha fazla vurdu. İsrail ordusu yaylım ateşinin sadece 120 saniye içinde kentteki 20 hedefi vurduğunu bildirdi. Lübnan Sağlık Bakanlığı’na göre en az yedi kişi öldü ve 37 kişi yaralandı.

İsrail şimdiye kadarki en büyük tahliye uyarısını yaparak sivillere 20 noktayı terk etmelerini söyledi. İsrail askeri sözcüsü Avichay Adraee, hava kuvvetlerinin şehirdeki Hizbullah hedeflerine “geniş çaplı bir saldırı” düzenlediğini söyledi. Lübnan devlet medyası da İsrail’in Salı günü ülkenin doğusundaki Baalbek vilayetinde düzenlediği saldırılarda en az 10 kişinin öldüğünü duyurdu.

Bölgedeki El Fetih grubunun temsilcisi Muhammed Bikai, İsrail’in güneydeki Sur kentinde bir Filistin mülteci kampını bombalaması sonucu en az üç kişinin öldüğünü söyledi. Bikai, birkaç kişinin daha kayıp olduğunu ve yaralılar arasında en az üç çocuğun bulunduğunu kaydetti. İran’ın desteklediği Hizbullah İsrail’e roket atışları da sürdü.

İsrail, Seyyid Hasan Nasrallah gibi Hizbullah’ın üst düzey komutanlarını öldürmüş ve Lübnan’da örgütün hakim olduğu bölgelere saldırılar düzenlemişti. Lübnan Sağlık Bakanlığı’na göre, geçen yıl Lübnan’da İsrail-Hizbullah çatışması nedeniyle en az 3 bin 750 kişi öldü ve 1 milyondan fazla kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Olası ateşkes, Hizbullah’ın 7 Ekim 2023’teki saldırısından bir gün sonra Filistinli müttefiki Hamas’ı desteklemek için füze fırlatmaya başlamasıyla evlerini boşaltan 60 bin kişinin geri dönüşünü de sağlayacak.

Paylaşın

UNICEF’den Lübnan İçin “Kayıp Nesil” Uyarısı

Lübnan’da İsrail saldırılarında 2 bin 300’den fazla kişi hayatını kaybederken, UNICEF’den 400 binden fazla çocuğun yerinden edildiği Lübnan için “kayıp nesil” uyarısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Acil Yardım Fonu (UNICEF), İsrail’in saldırıları dolayısıyla Lübnan’da son üç haftada 400 binden fazla çocuğun yerinden edildiğini belirterek, “kayıp nesil” uyarısında bulundu.

UNICEF’in insani yardım faaliyetlerinden sorumlu genel müdür yardımcısı Ted Chaiban, yerinden edilmiş aileleri barındırmak üzere barınaklara dönüştürülen okulları ziyaret etti.

Chaiban Beyrut’ta Associated Press haber ajansına verdiği demeçte, “Beni etkileyen şey, üç haftadır süren bu savaşta bu kadar çok çocuğun etkilenmiş olması” dedi.

UNICEF yetkilisi, yerlerinden edilmiş çocukların eğitimden mahrum kaldığını ve ortada kayıp bir nesil riski olduğunu belirtti.

Lübnan’daki bazı özel okullar hala faaliyette olsa da, Filistinli ve Suriyeli mülteci çocukların da gittiği okullar da dahil, devlet okulları savaştan olumsuz etkilendi. Chaiban, “Endişelendiğim şey, yüz binlerce Lübnanlı, Suriyeli ve Filistinli çocuğun eğitimden mahrum kalma riski altında olması” dedi.

Lübnan Sağlık Bakanlığı’na göre ülkede 2 bin 300’den fazla kişi İsrail saldırılarında hayatını kaybetti ve bunların yaklaşık yüzde 75’i geçtiğimiz ay içinde gerçekleşti. Chaiban, son üç haftada 100’den fazla çocuğun öldüğünü ve 800’den fazlasının da yaralandığını söyledi.

Chaiban yerlerinden edilenlerin üç ya da dört aile birlikte plastik bir örtü ile ayrılmış bir sınıfta yaşayabildiği ve bin kişinin 12 tuvaleti paylaşabildiği aşırı kalabalık barınaklarda kaldığını kaydetti.

Yerlerinden edilmiş pek çok aile yol kenarlarına ya da halk plajlarına çadır kuruyor.

Chaiban, yerinden edilen çocukların çoğunun, bombardımana veya silah seslerine maruz kaldığını ve herhangi bir yüksek sesten korktuklarını söyledi. UNICEF yetkilisi, “Bir de tahliye emirleri üzerine tahliye emirleri var. Daha işin başındayız ve şimdiden derin bir etki yaratmış durumdayız” dedi.

Lübnan’daki çatışmalar nedeniyle 100’den fazla sağlık tesisi hizmet dışı kalırken, 12 hastane de ya hiç çalışmıyor ya da kısmen çalışıyor.

Su altyapısı da saldırılardan olumsuz etkilendi. Chaiban, son üç hafta içinde yaklaşık 350 bin kişiye su sağlayan 26 su istasyonunun hasar gördüğünü söyledi. UNICEF bu istasyonların onarımı için yerel yetkililerle birlikte çalışıyor.

Chaiban sivil altyapının korunması çağrısında bulunarak, çatışmanın askeri yollarla çözülemeyeceğinin farkına varılması gerektiğini söyledi.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: Lübnan İnsani Krizle Karşı Karşıya

Lübnan’ın tarihindeki en ölümcül dönemlerin birinden geçtiğinin altını çizen BM’nin Lübnan’daki İnsani Yardım Koordinatörü  İmran Rıza, ihtilafın çok acı hatıraları da geri getirdiğini belirterek, yarısı çocuk ve kadın olmak üzere 600 binden fazla insanın ülke içinde yerinden edildiğini söyledi.

Okulların 4 Kasım’da açılmasının planlandığını dile getiren Rıza, halihazırda okulların yüzde 75’inin sığınaklara dönüştürüldüğünü ifade etti. Rıza, son anda gece yarısında İsrail ordusunun “boşalt emri”ni alan kişilerin ise sokaklarda kaldığını, yaklaşık 300 bin kişinin komşu ülkelere kaçtığını belirtti.

Sağlık çalışanları, su sistemleri gibi temel hizmetlerin de saldırıya uğradığını kaydeden Rıza, “Bu acilen durdurulmalı. Savaşların bile kuralları vardır. dedi.

Birleşmiş Milletler Lübnan Özel Koordinatörü (UNSCOL) Jeanine Hennis – Plasschaert ve BM’nin Lübnan’daki İnsani Yardım Koordinatörü İmran Rıza, Beyrut’tan video konferans yöntemiyle gazetecilere açıklama yaptı. Hennis – Plasschaert, Lübnan’ın korkunç boyutlarda bir ihtilaf ve insani krizle karşı karşıya olduğuna dikkati çekti.

Acımasız bombardımanın Lübnan’da günlük hayatın parçası haline geldiğine işaret eden Hennis – Plasschaert, 2 binden fazla kişinin öldürüldüğünü ve binlerce kişinin yerinden edildiğini söyledi. Hennis – Plasschaert, 7 Ekim’in İsrail’in “tehdit algısını tamamen değiştirdiğini” açıkça gösterdiğini belirterek, “Ancak şu da açık ki ölüm ve yıkımın sürmesi güvenliği beraberinde getirmez” değerlendirmesinde bulundu.

Bu yolla kısa vadeli taktiksel kazanımlar ele etmenin mümkün olabileceğini söyleyen Hennis – Plasschaert, uzun vadeli stratejik hedeflerin ise zarar göreceğine işaret etti. Netanyahu’nun “Lübnan halkına çektiği videodaki” ifadelerinin nasıl karşılandığına ilişkin ise Hennis – Plasschaert, “Tahmin edersiniz ki memnuniyetle karşılanmadı. Birçok insan tehdit olarak algıdı, endişe ve kaygıya neden oldu” dedi.

Hennis – Plasschaert, İsrail’in BM’nin ateşkes çağrısına uyup uymayacağına ilişkin ise bunun gerekli ancak kolay olmadığını dile getirdi. Gazze’den edinilen dersler konusunda bir soruya Hennis – Plasschaert, “BM Sekretaryasının günün sonunda yapabilecekleri kısıtlı. Tüm sistemin çalışır olması gerekiyor. Gazze’de çok fazla fırsat kaçırıldığını görmek zor değil” yanıtını verdi.

“Savaşların bile kuralları vardır”

BM’nin Lübnan’daki İnsani Yardım Koordinatörü Rıza da Lübnan’ın tarihindeki en ölümcül dönemlerin birinden geçtiğinin altını çizdi. Rıza, ihtilafın çok acı hatıraları da geri getirdiğini belirterek, yarısı çocuk ve kadın olmak üzere 600 binden fazla insanın ülke içinde yerinden edildiğini söyledi.

Okulların 4 Kasım’da açılmasının planlandığını dile getiren Rıza, halihazırda okulların yüzde 75’inin sığınaklara dönüştürüldüğünü ifade etti. Rıza, son anda gece yarısında İsrail ordusunun “boşalt emri”ni alan kişilerin ise sokaklarda kaldığını, yaklaşık 300 bin kişinin komşu ülkelere kaçtığını belirtti.

Sağlık çalışanları, su sistemleri gibi temel hizmetlerin de saldırıya uğradığını kaydeden Rıza, “Bu acilen durdurulmalı. Savaşların bile kuralları vardır. dedi. Rıza, daha fazla insani yardımla durumun düzelmeyeceğine, temelde uluslararası insancıl hukuka uyulmasının kilit öneme sahip olduğuna dikkati çekti.

Diplomatik bir sürecin ateşkese gitmesi gerektiğini belirten Rıza, “Aksi halde, acı sadece derinleşir ve yayılır. Uluslararası toplum daha fazla acıyı engellemek için acilen harekete geçmeli” uyarısında bulundu. Rıza, Lübnan halkının Gazze’deki duruma bakarak korku ve travma yaşadığını dile getirerek, bunun engellenmesi için ülkelerin tüm gücüyle mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

İsrail, Lübnan’a Girdi; ABD’den İran’a Uyarı

İsrail, Lübnan’ın güneyindeki Hizbullah hedeflerine yönelik operasyon başlattığını ve örgüte karşı yeni bir cephe açtığını duyurdu. ABD Savunma Bakanı Austin kara operasyonu üzerine yaptığı açıklamada İran’ı “uzak durması” yönünde uyardı.

Haber Merkezi / İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada, “Lübnan’ın güneyinde Hizbullah’a ait terörist hedeflere ve altyapıya yönelik sınırlı, yerel ve hedef odaklı kara baskınları başlatıldı. Bu hedefler, sınır yakınındaki kasabalarda bulunmakta ve kuzey İsrail’deki topluluklar için acil tehdit oluşturmaktadır” denildi.

“İsrail Hava Kuvvetleri ve IDF topçu birlikleri, bölgedeki askeri hedeflere yönelik nokta atışlarıyla kara kuvvetlerine destek sağlamaktadır” denilen açıklamada, “Bu operasyonlar, siyasi kademenin kararı doğrultusunda onaylanmış ve uygulanmıştır” ifadeleri de yer aldı.

Operasyona “Kuzey Okları” adı verildiği belirtilerek, Lübnan’daki harekatın Gazze’deki çatışmalar ile diğer cephelerdeki mücadelelerle paralel olarak devam edeceği de vurgulandı. Operasyonun ne kadar süreceğine ilişkin ayrıntı verilmezken, ordunun aylarca bu operasyon için eğitim aldığı ve hazırlandığı ifade edildi.

Hizbullah’ın yanında güçsüz bir yapı olan Lübnan ordusu İsrail askerinin sınırı geçmesinden önce “pozisyon değiştirdi” ve bölgeden uzaklaştı.

Bölge sakinleri yoğun topçu atışları ve helikopter sesleri duyduklarını aktarırken Hizbullah’tan İsrail’in kara saldırısına “hazır oldukları” açıklaması geldi. Geçen Cuma günü Beyrut’ta öldürülen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah halka hitaben yaptığı son televizyon konuşmasında İsrail’in kara operasyonu hazırlıklarına ilişkin, “Keşke bunu yapsalar. Onların tehdit olarak gördüğü şeyi biz fırsat sayıyoruz. Geçen 11 ayda buna hazırlandık” demişti.

Kara birliklerinin sınırı geçtiği sırada İsrail jetleri Beyrut’un güneyini bombaladı. Öncesinde IDF bölgedeki üç mahallenin boşaltılmasını istedi. Açıklamada Lübnanlılara hitaben, “Terörist Hizbullah grubuna yakın yerlerdesiniz. Binaları derhal terketmelisiniz” uyarısı yapıldı.

İsrail jetleri Lübnan’ın güneyindeki Sidon kentinde Filistinli mültecilerin barındığı Ayn el Helva Kampını bombaladı. Birleşmiş Milletlerin (BM) çatışmalar öncesine dayanan verisine göre kampta 55 bin kişi kalıyordu. Lübnan genelindeki 12 mülteci kampı 200 bin Filistinliye ev sahipliği yapıyor.

İsrail gece saatlerinde ayrıca Suriye’ye de hava saldırısı düzenledi. Suriye resmi haber ajansı SANA, başkent Şam’daki bir noktaya yönelik saldırıda üç sivilin öldüğünü bildirdi. İsrail son yıllarda Suriye’ye buna benzer yüzlerce saldırı gerçekleştirdi, hemen hiçbiri için herhangi bir açıklama yapmadı.

ABD Savunma Bakanı Austin kara operasyonu üzerine yaptığı açıklamada İran’ı “uzak durması” yönünde uyardı. Austin “İsrail’e saldırırsa bunun Tahran için ağır sonuçları olacağını” söyledi.

Daha önce İran Dışişleri Bakanlığı, Tahran yönetiminin İsrail’e karşı savaşması için Lübnan’a “herhangi bir askerî güç göndermediğini” açıklamıştı. İran şu ana dek Hizbullah’ın ağır kayıpları karşısında büyük ölçüde sessiz kaldı. Uzmanlar doğrudan çatışmalara dahil olmak istemeyen Tahran’ın seçeneklerinin sınırlı olduğu görüşünde.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İran’ın desteklediği Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesinden iki gün sonra İngilizce görüntülü bir açıklama yaptı.

Netanyahu İran halkına seslendiğini söylediği açıklamada, “Ortadoğu’da İsrail’in ulaşamayacağı hiçbir yer yok. Halkımızı ve ülkemizi korumak için gitmeyeceğimiz hiçbir yer yok” dedi. İsrail Başbakanı, İran’da rejimin İran halkını her geçen gün uçurumun kenarına taşıdığını söyledi.

Netanyahu, “İran nihai olarak özgür olduğunda ve bu an pek çok kişinin düşündüğünden daha erken gelecek – her şey farklı olacak. İsrail ve İran barış içinde olacak. Bu gün geldiğinde rejimin beş kıtada inşa ettiği terör şebekesi iflas edecek. İran hiç olmadığı kadar gelişecek” diye konuştu.

Nasrallah’ın öldürülmesi hem Hizbullah hem de İran’a yönelik önemli bir darbeydi. Hasan Nasrallah İran’ın Ortadoğu’da İsrail ve ABD çıkarlarına karşı oluşturduğu Direniş Ekseni’ndeki en güçlü liderdi.

İsrail birkaç gündür Lübnan içinde bazı noktalarda özel kuvvetlerle operasyon yapmış ve bu operasyonlar kara harekatına bir hazırlık olarak değerlendirilmişti.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati ABD ve Fransa’nın önerisi kapsamında ateşkes çağrısında bulundu, İsrail’den saldırıları durdurmasını istedi. Resmi olarak İsrail Lübnan’la savaş halinde değil, IDF Hizbullah’ı hedef aldığını söylüyor.

ABD ve Fransa diplomasiye şans vermek için 21 günlük ateşkes önermiş, İsrail bu teklifi reddetmişti.

Lübnan Sağlık Bakanlığı 17 Eylül’den beri İsrail saldırıları sonucu bin kişinin öldüğünü bildirdi. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi de 200 bin kişinin ülke içinde yerinden olduğunu, 100 bin kişinin de Suriye’ye kaçtığını açıkladı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü Stephane Dujarric, “İşgal görmek istemiyoruz” diyerek gelişmelere tepki gösterirken Birleşik Arap Emirlikleri’nden Lübnan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğüne bağlılık açıklaması geldi.

Hizbullah’ın yeni lideri kim olacak?

Hizbullah’ın bir sonraki liderinin kim olacağı konusunda söylentiler yayılmaya devam ediyor.

Lübnan medyasına göre öne çıkan isimlerden biri Hizbullah’ın yürütme kurulunun başkanı Haşim Safiyuddin. Sihalı grubun operasyonlarını yöneten Safiyuddin, Nasrallah’ın anne tarafından kuzenlerinden biri. Oğlu aynı zamanda merhum İranlı general Kasım Süleymani’nin damadı.

Halefinin kim olacağını veya Nasrallah’ın cenazesinin ne zaman veya nerede yapılacağı henüz bilinmiyor. Nasrallah’ın öldürülmesi sonrası ilk kez görüntülü mesajla ortaya çıkan Şeyh Naim Kasım, lider boşluğunun da hızla doldurulacağı kaydetmişti.

Hizbullah’ın iki numaralı ismi olarak kabul edilen Kasım, şimdiye kadar saldırılarını asgari ölçekte sürdürdüklerini, savaşın uzun sürebileceğini dile getirdi. Lübnan Başbakan Necib Mikati de bir Birleşmiş Milletler kararına dayanarak güney Lübnan’a ordu birlikleri gönderilebileceğini söyledi.

Söz konusu BM kararı, 2007 yılında savaşın bitimini sağlayan anlaşmaya bağlı olarak güney Lübnan’ın askerden arındırılmış bölge olmasını güvence altına alıyor. Bu güvence için BM Barış Gücü ve Lübnan ordusu devreye girebiliyor.

Paylaşın

ABD Ve Müttefiklerinden Lübnan’da 21 Günlük Ateşkes Çağrısı

Aralarında ABD, Fransa ve İngiltere’nin de bulunan 12 ülke, Lübnan Hizbullahı ve İsrail arasındaki çatışmaların artması sebebiyle taraflara 21 günlük geçici ateşkes çağrısı yaptı.

Haber Merkezi / New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sırasında ABD ve Fransa’nın katkısıyla hazırlanan çağrı metninde, İsrail ve Lübnan halkının çıkarına olmayan, geniş bölgesel çatışma riskinin kabul edilemez olduğu belirtildi.

ABD, Avustralya, Kanada, Avrupa Birliği, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere ve Katar’ın imzaladığı çağrı, İsrail Genel Kurmay Başkanı Herzi Halevi’nin kara harekatı için hazırlık yaptıklarına dair verdiği mesajın hemen ardından geldi.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati ateşkes çağrısını memnuniyetle karşılarken, bunun uygulanmasının anahtarının İsrail’in uluslararası kararları uygulayıp uygulamayacağı olduğunu söyledi. Mikati daha önce Reuters’a verdiği demeçte yakın zamanda bir ateşkese varılıp varılamayacağı sorusuna “Umarım, evet” yanıtını vermişti.

İsrail ise Lübnan konusunda diplomatik adımları memnuniyetle karşıladığını ancak Hizbullah’ı zayıflatma hedefinin sürdüğünü belirtti.

İsrail’in BM temsilcisi Danny Danon, gazetecilere yaptığı açıklamada “Tırmanışı ve tam bir savaşı önlemek için diplomasiyle samimi bir çaba gösteren herkese minnettarız” dedi. Danon amaçlarına ulaşmak için uluslararası hukuka uygun olarak ellerindeki tüm araçları kullanacaklarını söyledi.

Geçen hafta İsrail ordusunun Lübnan’daki Hizbullah hedeflerine yönelik başlattığı hava saldırısında şimdiye kadar en az 600 kişi hayatını kaybetti.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi’nin (OCHA) açıkladığı verilere göre Lübnan’da yalnızca Pazartesi gününden bu yana 90 bine yakın kişi evlerini terk etti. 7 Ekim’den bu yana evlerini terk etmek zorunda kalanların sayısının 200 bini geçtiği hesaplanıyor.

Paylaşın

İsrail’in Lübnan’a Düzenlediği Saldırılarda Ölü Sayısı 492’ye Yükseldi

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail’in düzenlediği saldırılarda 24’ü çocuk, 42’si kadın olmak üzere en az 492 kişinin öldüğü, en az bin 645 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Yaklaşık bir yıldır devam eden çatışmalarda Lübnan’da en fazla can kaybının yaşandığı gün olarak kayda geçen saldırılar, ayrıca 2006 İsrail-Hizbullah savaşından bu yana en ölümcül saldırı olarak da nitelendirildi.

İsrail, Lübnan’ın güneyi ve Bekaa’da yaklaşık 800 Hizbullah hedefini vurduğunu bildirdi. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “Vurulan hedefler arasında Hizbullah’ın roket, füze, fırlatma rampası, İHA ve diğer terörist altyapıları sakladığı binalar da vardı” denildi.

Başbakan Benyamin Netanyahu, İsrail’in güney Lübnan’da saldırılarını arttırırken “karmaşık günlerle” karşı karşıya olduğunu söyledi ve İsrailliler’i birlik olmaya çağırdı.

Netanyahu, Tel Aviv’deki askeri karargahta yaptığı durum değerlendirmesinin ardından yayınladığı mesajda, “Kuzeydeki güvenlik dengesini ve güç dengesini değiştireceğimize söz vermiştim, yaptığımız da tam olarak bu” dedi.

Haftaya İsrail’in yoğun hava saldırısıyla başlayan Lübnan’da dünkü bombardımanın bilançosu açıklandı. Lübnan Sağlık Bakanlığının verilerine göre Pazartesi günkü saldırılarda 42’si kadın, 24’ü çocuk 492 kişi hayatını kaybetti. Bombardımanda bin 645 kişinin de yaralandığı ifade ediliyor.

Lübnan Sağlık Bakanlığı saldırılarda sağlık tesisleri ve ambulansların da hedef alındığını söyledi. Ülkenin büyük bölümünde okullar ve üniversitelerde eğitime ara verilirken yerlerinden olanların daha kuzeydeki boş binalara yerleştirilmesi için çalışma başlatıldı.

Başbakan Benyamin Netanyahu ise bunun daha “başlangıç” olduğunu ima ederek sınır bölgesinde yaşayanlara evlerini terk etmeleri uyarısında bulundu. Netanyahu, Lübnanlı sivillere hitaben “Bu uyarıyı ciddiye alın. Lütfen şimdi zarar görmeden gidin. Operasyonumuz tamamlandığında evlerinize güvenle dönebileceksiniz” dedi.

Netanyahu, Gazze savaşının başında da Filistinli sivillere daha güneye gitmelerini tavsiye etmiş, çatışmalar bittiğinde evlerine dönebilecekleri sözünü vermişti.

Açıklamasında Hizbullah’ı İsrail sınırından uzaklaştırmak için “gereken her şeyi” yapacaklarını söyleyen İsrail ordusunun sözcüsü Hagari de İsrail’in gerekirse bir kara harekâtına hazır olduğunu ifade etti.

Paylaşın

Hizbullah Lideri Nasrallah’tan İsrail’e: Savaşa Hazırız

Lübnan’daki Hizbullah örgütünün lideri Hasan Nasrallah, İsrail ordusunun Lübnan sınırına girmesini “fırsat sayacaklarını” ifade ederek, savaşa hazır olduklarını söyledi.

İki gün üst üste binlerce iletişim cihazının uzaktan eş zamanlı patlatıldığı saldırıların ardından ilk kez konuşan Nasrallah, 37 kişinin öldüğü saldırıların kendilerini durdurmayacağını, Gazze savaşı bitmeden İsrail’le mücadeleyi bırakmayacaklarını söyledi.

İsrail’in çağrı cihazlarını Hizbullah’ın üst düzey kadrosunun taşıdığını sandığını söyleyen Nasrallah, “Biz daha eski modeller kullanıyoruz” diyerek örgütün yönetim kademesinde patlayan cihazlardan olmadığını ifade etti. Nasrallah, bu eylemle “bütün kırmızı çizgilerin aşıldığı” uyarısında bulundu.

Nasrallah konuşmasında İsrail içinde tartışılan, kuzey sınırındaki sivillerin evlerine dönebilmeleri için Lübnan’ın güneyinde “güvenli bölge” oluşturma önerilerine de değindi, “Keşke bunu yapsalar. Onların tehdit olarak gördüğü şeyi biz fırsat sayıyoruz. Geçen 11 ayda buna hazırlandık” diyerek İsrail’e meydan okudu.

İsrail ordusuna ait savaş uçakları, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın konuşması devam ederken Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta alçak uçuş yaptı ve sonik patlamalar gerçekleştirdi.  İsrail uçakları Beyrut semalarındaki alçak uçuş sırasında ses duvarını aşarak sonik patlamalara neden oldu.

Beyrut’un yanı sıra Lübnan’ın bazı bölgelerinde de İsrail savaş uçaklarının alçak uçuş yaptığı aktarıldı. İsrail ordusu, Nasrallah’ın konuşmasından dakikalar önce Lübnan’ın güneyindeki bazı bölgelere hava saldırıları düzenlemişti.

Hizbullah neden çağrı cihazı kullanıyordu?

Hizbullah üyeleri iletişim için büyük ölçüde çağrı cihazlarına bağımlı. Çağrı cihazı (pager) olarak anılan iletişim araçları, sesli mesaj veya sms alma özelliklerine sahip olabiliyor. Bu cihazlar sağlık görevlileri arasında da yaygın kullanılıyor.

Cep telefonları, İsrail’in Hamas bomba uzmanı Yahya Ayyaş’ı 1996’da öldürmesinin gösterdiği gibi güvenilir bulunmadığından örgüt tarafından çoktan terk edildi. Ancak bir Hizbullah görevlisi, AP haber ajansına çağrı cihazlarının grubun daha önce kullanmadığı yeni bir marka olduğunu söyledi.

Eski CIA Analisti Emily Harding, güvenlik ihlalinin Hizbullah için çok utanç verici olduğunu söyledi. Harding, “Bu büyüklükte bir ihlalin etkisi sadece fiziksel olarak gördükleri zararla sınırlı olmayacak, aynı zamanda tüm güvenlik aygıtlarını sorgulamalarına neden olacak.

Harding, “Dikkatlerini İsrail ile olası bir mücadeleden uzaklaştıracak yoğun bir iç soruşturma yürütmelerini bekliyorum” dedi.

Eş zamanlı patlayan çağrı cihazlarının nerede üretildiği konusunda soru işaretleri var. Lisans sahibi Tayvanlı firma, Macaristan merkezli bir şirkete logosunu kullanma hakkını verdiğini iddia ediyor. Macaristan hükümetiyse cihazların kendi topraklarında üretilmediğini duyurdu.

BM toplanıyor

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres sivillerin kullandığı cihazların silaha dönüştürülmemesi için bir kontrol mekanizması gerektiğini söyledi. BM Güvenlik Konseyi Cuma günü bu patlamalarla ilgili toplanacak.

Salı günü yaşanan ilk patlamalarda ikisi çocuk en az 12 kişi öldü. Lübnan Sağlık Bakanlığı en az 2750 yaralıdan 200’ünün durumunun ağır olduğunu açıkladı. Hizbullah’ın patlamalarla ilgili suçladığı İsrail’den patlamalara ilişkin açıklama yapılmadı.

Ancak İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Çarşamba günü, savaşta yeni bir aşamaya geçildiğini “ağırlık merkezinin, kaynak ve birlik aktarımı ile kuzeye yönelmekte olduğunu” söyledi.

Paylaşın

Lübnan’da Çağrı Cihazları Eş Zamanlı Patladı: En Az 8 Ölü

Lübnan’da çağrı cihazları eş zamanlı olarak infilak etti. Lübnan Sağlık Bakanı Firas El Ebyad, ülke genelinde patlamalar sonucu en az sekiz kişinin hayatını kaybettiğini ve ve 2 bin 700’den fazla kişinin yaralandığını söyledi.

Patlayan çağrı cihazlarının Hizbullah tarafından son aylarda getirilen son modeller olduğu kaydedildi. Yetkililer, saldırılarla ilgili olarak İsrail’i işaret ederken, İsrail’den ise iddialara ilişkin henüz bir açıklama gelmedi.

Lübnan hükümeti ve Hizbullah yetkilileri, Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde neredeyse aynı anda patlayan yüzlerce çağrı cihazının, aralarında Hizbullah üyeleri ve bir kız çocuğunun da bulunduğu en az sekiz kişinin ölümüne yol açtığını söyledi.

Bir Hizbullah üyesinin kızı olduğu belirtilen 10 yaşındaki kız çocuğunun ailesi kızın ölümünü doğruladı. Çocuğun yakınları, “Beka Vadisi’nde, babasının yanında bulunduğu sırada çağrı cihazının patlaması sonucu 10 yaşındaki bir kızın şehit olduğunu” duyurdu.

İran yarı resmi haber ajansı Fars’ın haberine göre İran’ın Lübnan büyükelçisi Mojtaba Amani de bir çağrı cihazının patlaması sonucu hafif yaralandı. Amani’nin hastanede gözetim altında olduğu belirtildi.

Yetkililer, Lübnan sınırında tansiyonun yükseldiği bir dönemde 2700’den fazla kişinin yaralanmasına neden olan sofistike ve uzaktan kumandalı olduğu anlaşılan saldırıyla ilgili olarak İsrail’i işaret etti. İsrail ordusu yorum yapmayı reddetti.

Adının açıklanmaması koşuluyla konuşan bir Hizbullah yetkilisi, örgütün kullandığı yeni marka mobil çağrı cihazlarının önce ısındığını, ardından patladığını söyledi. Yetkili, en az iki Hizbullah üyesinin öldüğünü, diğerlerinin de yaralandığını belirtti.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah daha önce grup üyelerini cep telefonu taşımamaları konusunda uyarmış ve bu telefonların İsrail tarafından hareketlerini takip etmek ve hedefli saldırılar düzenlemek için kullanılabileceğini söylemişti.

Türkçede “Allah’ın partisi” anlamına gelen Hizbullah, 1982’de İsrail’i Güney Lübnan’dan püskürtmek ve İsrail’i yıkmak gibi amaçlarla kuruldu. Grubun lokomotifi, Lübnan’daki Şii Müslüman toplumunun askeri partisi Emel Hareketi’ydi.

İslam’ın Şii koluna bağlı Müslümanların katılımıyla, İran’da Ayetullah Humeyni’nin gerçekleştirdiği İslam Devrimi’nin bir benzerini Orta Doğu’da yaymak için taraftar toplamaya çalıştılar.

Hizbullah, 1982’den önce Emel Hareketi çatısı altında, bu tarihten sonra 1990’a kadar kendi kimliğiyle Lübnan İç Savaşı’nın önemli bir tarafı oldu ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ülkeden çekilmesi için bir dizi saldırıda bulundular.

1983’te ABD Büyükelçiliği’ne yapılan saldırıda 63 kişi öldü. Aynı yıl ülkedeki ABD kışlaları birden fazla defa hedef alındı ve 241 askerin hayatını kaybettiği belirtildi. 1990’da ABD, 2005’te de Suriye, Lübnan’dan çekilme kararı aldıklarını açıkladılar.

2006’da Lübnan ile İsrail arasındaki savaş, birçok Arap ülkesi tarafından Hizbullah’ın dönüm noktası olarak görüldü. Aynı yıl kabul edilen ateşkes sonrası her iki taraf da zafer ilan etse de Arap ülkeleri arasında savaş, “Hizbullah’ın kesin zaferi” olarak görüldü.

Hizbullah, 2011’de başlayan Suriye İç Savaşı’nda İran ve Rusya ile beraber Şam yönetiminin tarafı oldu. Ekim 2023’ten beri devam eden İsrail-Hamas savaşında, partinin kuruluş amacına bağlı kalınarak Hamas’tan yana saf tutuyorlar.

Paylaşın