Ekrem İmamoğlu: Kumpaslar Kurmaya Çalışıyorlar

Katıldığı bir açılış töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bizim belediyecilik ve hizmet anlayışımızla başa çıkamayacaklarını görenler şimdi yine her seçimde önce alışık olduğumuz tavırlarıyla bir kısım türlü türlü hileler ya da kumpaslar kurmaya çalışıyorlar” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Kabataş Transfer Merkezi 1. Etap Açılış Töreni’nde konuştu. Gazete Pencere’nin aktardığına göre; İmamoğlu’nun konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Muhteşem bir şehirde yaşıyoruz. Her köşesi, her noktası adım adım, karış karış, ince ince dantel işler gibi, nadide bir esere dokunur gibi davranmanız gereken ve bunu hissederek iş üretmeniz gereken bir şehir. Umarım her birimiz bu şehre layık davranarak yaşayanlar olalım.

Hem tarihi yarım adaya bakarken Fatih Sultan Mehmet’i, hem Dolmabahçe’ye bakarken bu şehri işgalden kurtarıp bize hediye eden Mustafa Kemal Atatürk’ü buradan minnetle anmak, önlerinde saygıyla eğilmek hepimizin boynunun borcu.

Bizi bu göreve layık gördüğünüz günden bu yana elimizden geleni yalnız bu şehrin belediye başkanı değil muhafızı olma duygusuyla işimizi yapıyoruz. Bizim belediyecilik ve hizmet anlayışımızla başa çıkamayacaklarını görenler şimdi yine her seçimde önce alışık olduğumuz tavırlarıyla bir kısım türlü türlü hileler ya da kumpaslar kurmaya çalışıyorlar. Olsun varsın çalışsınlar, herkesin ilgi alanı var. Bizim ilgi alanımıza girmiyor, onların ilgi alanı böyle. Yapacak bir şey yok.

2019 seçiminde kocaman bir vaat setim vardı. Çok çalışmıştık. 3 ayda olağanüstü bir set çalışmıştık. Yüzlerce akademik kimlik, yüzlerce siyasi insan öyle bir akış sağlamıştık ve öyle sağlam bir koordinasyon kurmuştuk ki muhteşem bir çalışma ortaya çıkmıştı. Gündüz seçim kampanyası, akşam 7 saat, 6 saat gece yarılarına kadar insanlarla beraber o vaat dizinin neler olduğuna birlikte karar verme sistemini kurmak muhteşemdi.

Bu kadar detaylı bir oran vermeyecektim ama artık veriyorum. Yüzde 87’sini bu beş yıla sığdırmanın gururunu taşıyorum. Yüzde 87 önemli bir başarı. Nadiren doğru konuşan rakibim bile bu hakkı teslim etti. Bence yıllar geçecek bu yüzde 87 ile anılacak sadece. Bu seçimden ona bir tek bu kalacak. Allah’ı var o yüzde 87’sini yaptı dedi biliyorsunuz. Teşekkür ederim kendisine.

Televizyonlara, canlı yayınlara katılıyorum. 200 sayfalık vaat setimden en az bilinen bir tanesini, hatta hatırlıyorum işte sosyal tesislerde haftada bir gün şu yapılacak demişsiniz, o kadar detay yazmışız ki. Canlı yayında bana soruyorlar. Bende de birileri gibi ‘yaptım’ diyip geçiştiren bir ruh hali yok. Sonradan zaten yapıp yapmadığımı, bilmiyorum o an da hatırlamayabilirim. Açıkça ben rakiplerime de benzemem emin olmak isterim. ‘Hatırlamıyorum, kontrol edip size bilgi vereyim’ diyorum. Bu gayet insani, dopruy bir hamle olduğunu, cevap olduğunu düşünüyorum. Vay efendim ‘İmamoğlu’ hatırlamıyor. Yüzlerce vaatten birini hatırlamıyor…

“Onlara bakıp hem çok mutlu oluyorum hem de eğleniyorum”

Onlara öyle bir etki bıraktım ki demek ki, her şeyi hatırladığımda şok oluyorlar ya ‘İmamoğlu bunu niye hatırlamadı’ diye vahlanıyorlar. Hani gençlerin deyişi var ya ‘ben şok’ onlar da şok oluyorlar tabi buunu görünce. Tabii üç gündür tepiniyorlar bunun üzerinde. Çok da eğlenceli açıkçası. Onlar zannediyor ki, İmamoğlu kızıyor. Vallahi hiç kızmıyorum. Onlara bakıp hem çok mutlu oluyorum hem de eğleniyorum. Beni beş yıllık icraatlerimizle eleştiremeyenlerin ‘hatırlamadım’ dedim diye zıp zıp zıplamalarıyla gülmekten kırılıyorum. Ne mutlu bana ne mutlu tüm yol arkadaşlarıma.

Biz önemli bir algıyı değiştirdik. Önceden çalıyor ama çalışıyor böyle bir algı vardı biz bunu yerle bir ettik. Milletimiz artık şunu diyor; hem çalmıyor hem de çalışıyor. O yüzden şaşkınlar anlayamıyorlar. Bunu da da yerleştireceğiz… Değerli hemşehrilerim, iradenizin yok sayılmasına adaletsizliğe hukukun demokrasinin askıya alınma girişimlerine karşı muhafızlık yaptığımızı bu şehir çok iyi biliyor.

Önümüzdeki dönemde vitesi daha da arttıracağız. Bizi artık izleyemeyecekler, izlemekten vazgeçecekler. Çünkü biz ufuk çizgisini geçeceğiz bizi göremeyecekler. O kadar geriye kalacaklar. Enerjimizi ve gücümüzü daha da büyüteceğiz. 5 yıldaki yönetimin 25 yılda yapıldığından çok daha fazla iş yapması bize şöyle bir hedef koyuyor; 10 yılda 50 yıla bedel iş yapan belediyeciliği bu şehre yansıtacağız. Ama daha çok da bu şehrin başını belalardan koruyacağız. Bu şehrin başına bir bela gelmesini, ihanet gelmesini engelleyeceğiz.”

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu: Cumhurbaşkanı, Milletini Cezalandırıyor

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Rakip olarak Erdoğan’ı mı görüyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıtta, “Rakip diye kavramlandırmak doğru değil. Yani yaşadığımız sorunların, yaşadığımız İstanbul’a dair problemlerin ana kaynağı ve ana konusunun sayın Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorum. Yani İstanbul’a dayatılan Kanal İstanbul’un sahibinin sayın Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorum” dedi ve ekledi:

“Cumhurbaşkanlığı yatırım planına hayati bir kısım projelerimizin alınmamasının sebebini sayın Cumhurbaşkanı olarak görüyorum. Milletini cezalandırıyor. Ve bunun gibi birçok şeyi daha sıralayabilirim. Dolayısıyla usul ve üslubunu kendisine hatırlatmayı ve milletimizin de bunu görmesini, daha iyi idrak etmesini sağlamayı sorumluluk olarak görüyorum.”

İmamoğlu, konuya ilişkin açıklamasının devamında, “Türkiye Cumhuriyeti demokrasisi adına, İstanbul’a hizmet etmenin gerekliliği adına, kendisinin ihtiyacı adına bunu sorumluluk olarak görüyorum ve yapıyorum, yapmaktan da hiç geri durmadım durmam da. Çünkü bu tavır ve davranış milletimize zarar veren bir davranış. Bir de onun dışında tabii benim ona laf yetiştirmem değil kendilerinin bana yetiştirdiği laflar, zat ya da zevat diyerek, tarifleyerek kurduğu cümlelere verilen cevaplardır” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, T24’ten Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtladı.

İmamoğlu, gezileri sırasında hiç Türkçe bilmeyen Kürtlerle karşılaştığını ve onların duygularını anlamak istediği için de Kürtçe kelimeler öğrenmeye başladığını söyledi: “Yani öğreniyorum demeyeyim, birkaç kelimeyi aklımda tutmaya çalışıyorum. Ama elbette Kürtçe bilen çalışma arkadaşlarım var. Özellikle saha gezilerimde mutlaka onlar yanımda oluyor. Bazen hiç Türkçe bilmeyen Kürt vatandaşlarımızla karşılaşıyoruz.

Özellikle kadınlarda daha çok oluyor ya da yaşı oldukça yukarıda olan Kürt vatandaşlarımız da oluyor. Onların da duygularını anlamak istiyorum açıkçası. Ve gerçekten kendime sordum ben niye hiç Kürtçe bilmiyorum? En azından merhaba diyecek kadar, bir nasılsın diyecek kadar onun halini hatırını soracak kadar. Bunu açıkçası öğrenmeyi de kendime sorumluluk olarak kabul ediyorum.”

“Allah sevgisini de Allah korkusunu da bilen bir insanım”

Kişisel hayatında dindar olduğunu dile getiren İmamoğlu; inancın kişisel bir şey olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Kişisel yaşamımda ben kendimi dindar olarak kabul ederim. Yani inancına bağlı, inançla huzur bulan, inancıyla insanlara iyi bakmayı seven bir insan olarak bilirim. Çünkü ben Allah sevgisini de Allah korkusunu da bilen bir insanım. İnanç benim için aynı zamanda şöyle bir şey. Çok kişisel bir şey. Yani insanın Yaratan’la arasına kimse girmez.

Benim Kur’an-ı Kerim’den, yüce Kur’an’dan öğrendiğim ya da aldığım dinî eğitimden öğrendiğim şey, kimsenin inancını ölçemezsin kimse de senin inancını ölçemez. Kimse Yaradan’la olan ilişkine dahil olamaz, araya giremez. Kimse ölümlü dünyada sevabını, günahını ölçemez. Yani buradaki affedici de yüce Allah’tır, ceza veren de yüce Allah’tır. Benim bakışım bu. O bakımdan birilerinin inancı kullanarak inanç üzerinden çıkar sağlama, inanç üzerinden siyasi menfaat elde etme gibi girişimlerine karşı da açık söyleyeyim tedbirli bir insanım ve bunu asla kendi inancımla, İslam’la, Müslümanlıkla da bağdaştırmayan birisiyim.”

“Kanal İstanbul’un sahibinin sayın Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorum”

İmamoğlu, “Rakip olarak Erdoğan’ı mı görüyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıtta ise şu ifadeleri kullandı: “Rakip diye kavramlandırmak doğru değil. Yani yaşadığımız sorunların, yaşadığımız İstanbul’a dair problemlerin ana kaynağı ve ana konusunun sayın Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorum. Yani İstanbul’a dayatılan Kanal İstanbul’un sahibinin sayın Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüyorum.

Cumhurbaşkanlığı yatırım planına hayati bir kısım projelerimizin alınmamasının sebebini sayın Cumhurbaşkanı olarak görüyorum. Milletini cezalandırıyor. Ve bunun gibi birçok şeyi daha sıralayabilirim. Dolayısıyla usul ve üslubunu kendisine hatırlatmayı ve milletimizin de bunu görmesini, daha iyi idrak etmesini sağlamayı sorumluluk olarak görüyorum.

Türkiye Cumhuriyeti demokrasisi adına, İstanbul’a hizmet etmenin gerekliliği adına, kendisinin ihtiyacı adına bunu sorumluluk olarak görüyorum ve yapıyorum, yapmaktan da hiç geri durmadım durmam da. Çünkü bu tavır ve davranış milletimize zarar veren bir davranış. Bir de onun dışında tabii benim ona laf yetiştirmem değil kendilerinin bana yetiştirdiği laflar, zat ya da zevat diyerek, tarifleyerek kurduğu cümlelere verilen cevaplardır.”

Söyleşinin tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu: Bu Seçim Ya Kanal Ya İstanbul Seçimidir

Ümraniye’de halka seslenen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuşmasında rakibi Murat Kurum’a yüklenerek, “Bu aday geldiği günden beri bir şey söylüyor. Diyor ki; ‘Milletin gündeminde olmayan benim gündemimde yok’. Hayatımda gördüğüm en yuvarlak cümle” dedi ve ekledi:

“Ne için söylüyor bunu? Kanal İstanbul için. Bakın ‘Evet, destekliyorum, mutlaka yapılmalıdır’ da demiyor, ‘Hayır, asla yapılmamalı’ da demiyor. Eveliyor, geveliyor. ‘Destekliyorum, Kanal İstanbul mutlaka yapılmalı’ dese, biliyor millet ağzının payını verecek. ‘Kanal İstanbul yanlıştır, asla yapılmamalıdır’ dese bu sefer onu buraya gönderen kişi ağzının payını verecek. İşi zor.”

İmamoğlu, konuşmasının devamında, “O yüzden cesaretle özgüvenle cümle kuramıyor. Kendini bu hale düşüren Allah muhafaza İstanbul’u ne hale düşürür? İstanbul’u Allah korusun. Bu seçim ne seçimi biliyor musunuz? ‘Kanal mı İstanbul mu?’ seçimi. Bu seçim ya Kanal ya İstanbul seçimidir” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Ümraniye’de halka seslendi: İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkan bölümler şöyle:

“Kardeşiniz bu dönem milletin parasını millete vermeye devam etti. 100 bin gencimize 7 bin 500 TL burs verdik. Seneye 15 bin TL veriyoruz. Bu liste uzar gider. Bu liste benim yol arkadaşlarımın şeref madalyası. Geçtiğimi 5 yılda İstanbul belediyecilik neymiş gördü. Belediyecilikte rakip olabilecek birini bulamadıkları için şimdi bu seçimi yerel seçim alanından çıkarmaya çalışıyorlar.

Her seçimden önce yaptıkları gibi hemen inançları, milli değerleri istismar ediyorlar. Geçen gün dersine çalışmayan rakibimi bir konuşmasını dinledim. Dersine hiç çalışmıyor. Diyor ki, ‘seçimde öyle bir zafer kazanacağız ki şehit aileleri bayram edecek’ bak bak. Sanki biz bir düşman ordusuyuz  Allah akıl versin sana. Hani İstanbul’u alınca Filistin, Gazze diyordu. Şimdi şehit ve gazilerimizi sürecin içine dahil etmeye çalışıyorlar.

Ben sana buradan bir şey söyleyeyim, dersini çalışmayan ithal aday. Tepe takla gidiyorsun, 31 Mart’ı çıkartabilir misin bilmiyorum. Tavsiyede bulunayım, bir kere seçim kazanmak zafer kazanmak değildir. Zafer birilerine karşı kurulan üstünlüktür.

Geçtiğimiz 5 yılda İstanbul belediyecilik neymiş gördü. İşini seven, gayretli, adaletli belediye başkanı nasıl olurmuş gördü. Belediyecilikte rakip olabilecek birini bulamadıkları için şimdi bu seçimi yerel seçim alanından çıkarmaya çalışıyorlar.

“Ya Kanal ya İstanbul”

Bu aday geldiği günden beri bir şey söylüyor. Diyor ki; ‘Milletin gündeminde olmayan benim gündemimde yok’. Hayatımda gördüğüm en yuvarlak cümle. Ne için söylüyor bunu? Kanal İstanbul için. Bakın ‘Evet, destekliyorum, mutlaka yapılmalıdır’ da demiyor, ‘Hayır, asla yapılmamalı’ da demiyor. Eveliyor, geveliyor. ‘Destekliyorum, Kanal İstanbul mutlaka yapılmalı’ dese, biliyor millet ağzının payını verecek.

‘Kanal İstanbul yanlıştır, asla yapılmamalıdır’ dese bu sefer onu buraya gönderen kişi ağzının payını verecek. İşi zor. O yüzden cesaretle özgüvenle cümle kuramıyor. Kendini bu hale düşüren Allah muhafaza İstanbul’u ne hale düşürür? İstanbul’u Allah korusun. Bu seçim ne seçimi biliyor musunuz? ‘Kanal mı İstanbul mu?’ seçimi. Bu seçim ya Kanal ya İstanbul seçimidir.

İstanbul’da biz 39 ilçede kent lokantası açacağız. Keşke insanlarımız 3 çeşit, 4 çeşit yemeğe 40 lira değil de 400 lira verebilecek güçte olsa. Ama siz bu memleketin öğrencilerinin cebinde para bırakmadınız, emeklileri yoksullaştırdınız. Onun için açıyoruz biz bunları.”

“Bir insan seçim için bu kadar takla atar mı?”

Ekrem İmamoğlu, gün içerisinde Ataşehir Bütünleşik Halk Sağlığı Merkezi açılış töreninde açıklamalarda bulundu. İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şu şekilde;

Yaşanabilirlik endeksine göre sağlık ve sağlığa erişim bu şehri yaşanabilir kılıyor. Bu önemli bir konudur. En önemli beş objektiften birisi, göreve geldiğimiz gün itibariyle ele aldığımız hususlardan birisiydi. Sağlık tüm hayallerimizin ve 4 buçuk yıldır hayata geçirdiğimiz tüm hizmetlerin ortak kesişim kümesi. Bugüne kadar hayata geçirdiğimiz önemli hizmetlerimiz var.

Hayata geçirdiğimiz 21, geçireceğimiz 14 yaşam vaadimizde; bütüncül vizyonla hareket ettik. Sosyal politikalarımızda da girişim ve girişimcilere verdiğimiz desteklerle sağlıklı bir İstanbul yalnızca 16 milyon İstanbulluya değil 85 milyonluk Türkiye’ye de iyi geldiğini yaptığımız hizmetlerle gösteriyoruz.

10 yeni bağımlılıkla mücadele merkezi açacağız. Bu bağımlılıkla mücadele meselesi, Türkiye ve İstanbul’umuzun özellikle son dönemde niçin en büyük problemlerden birisi olduğunu bu millet merkezi idareye soracak hiç bu işin lamı cimi yok. Bir dönem bu işle hayatını geçiren insanlar ortalıkta kol geziyor. Şimdi de her gün birisi öbürüsü yakalanıyorken alkışlanıyorlar. Ben açıkçası söyleyeyim biz bu kadar nasıl mafyanın arasında kaldık.

Bunlar ne zaman bu ülkeye yerleşti diye düşünmeden edemiyorum. 39 ilçeye genişleteceğimiz psikolojik merkezlerimiz, hamile kadınlara gebelik danışmanlığı, ücretsiz jinekolojik sağlık kontrolleri ve smear testi testleri ve sosyal incelmesini yaptığımız kişilere ücretsiz HPV aşısını uygulamaya başladığımız hizmetlerimiz, 40 yaş ve üzeri kadınlarımıza ücretsiz mamografi hizmetimiz, 18 yaş ve üzeri kadınlara yılda bir kez ücretsiz ultrason hizmetimiz.

Hayatınızda sizi sağlıksız kılan, ruh sağlığınızı bozan, moralinizi bozan iftiralardan, kumpaslardan korusun. Bu önemli bir duadır diye düşünüyorum. Tabii sağlık tıp bilimsel bir sahadır ama biz maneviyatı yüksek bir toplumuz duanın hepimize iyi geleceğine inanıyorum. Benim duamın geçmediği bir avuç insan kaldı Türkiye’de.

Onlar içinde dua etmekten geri durmuyorum. Allah onlar için de akıl sağlığı, güzel düşünce sağlığı versin. Ama onların şöyle bir durumu var seçim yaklaşırken iki üç haftalık ruh sağlıkları bir bozuluyor bir hiddetleniyorlar. Ondan sonra seçim bitiyor biz onları siyaseten söyledik diyorlar. Ben de diyorum ki bir insan oy için seçim için bu kadar takla atar mı? Ya bu kadar kötü söz söylenir mi yapılmaz.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Kurum’a Dikkat Çeken Gönderme!

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir açılış töreninde yaptığı konuşmada, yerel seçimlerdeki rakibi Murat Kurum’a göndermede bulunarak, “Hayatınızda sizi sağlıksız kılan, ruh sağlığınızı bozan, moralinizi bozan iftiralardan, kumpaslardan korusun” dedi ve ekledi:

“Bu önemli bir duadır diye düşünüyorum. Tabii sağlık tıp bilimsel bir sahadır ama biz maneviyatı yüksek bir toplumuz duanın hepimize iyi geleceğine inanıyorum. Benim duamın geçmediği bir avuç insan kaldı Türkiye’de. Onlar içinde dua etmekten geri durmuyorum.

Allah onlar için de akıl sağlığı, güzel düşünce sağlığı versin. Ama onların şöyle bir durumu var seçim yaklaşırken iki üç haftalık ruh sağlıkları bir bozuluyor bir hiddetleniyorlar. Ondan sonra seçim bitiyor biz onları siyaseten söyledik diyorlar. Ben de diyorum ki bir insan oy için seçim için bu kadar takla atar mı? Ya bu kadar kötü söz söylenir mi yapılmaz.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Ataşehir Bütünleşik Halk Sağlığı Merkezi açılış töreninde açıklamalarda bulundu. Gazete Pencere’nin aktardığına göre; İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şu şekilde;

Yaşanabilirlik endeksine göre sağlık ve sağlığa erişim bu şehri yaşanabilir kılıyor. Bu önemli bir konudur. En önemli beş objektiften birisi, göreve geldiğimiz gün itibariyle ele aldığımız hususlardan birisiydi. Sağlık tüm hayallerimizin ve 4 buçuk yıldır hayata geçirdiğimiz tüm hizmetlerin ortak kesişim kümesi. Bugüne kadar hayata geçirdiğimiz önemli hizmetlerimiz var.

Hayata geçirdiğimiz 21, geçireceğimiz 14 yaşam vaadimizde; bütüncül vizyonla hareket ettik. Sosyal politikalarımızda da girişim ve girişimcilere verdiğimiz desteklerle sağlıklı bir İstanbul yalnızca 16 milyon İstanbulluya değil 85 milyonluk Türkiye’ye de iyi geldiğini yaptığımız hizmetlerle gösteriyoruz.

10 yeni bağımlılıkla mücadele merkezi açacağız. Bu bağımlılıkla mücadele meselesi, Türkiye ve İstanbul’umuzun özellikle son dönemde niçin en büyük problemlerden birisi olduğunu bu millet merkezi idareye soracak hiç bu işin lamı cimi yok. Bir dönem bu işle hayatını geçiren insanlar ortalıkta kol geziyor. Şimdi de her gün birisi öbürüsü yakalanıyorken alkışlanıyorlar. Ben açıkçası söyleyeyim biz bu kadar nasıl mafyanın arasında kaldık.

Bunlar ne zaman bu ülkeye yerleşti diye düşünmeden edemiyorum. 39 ilçeye genişleteceğimiz psikolojik merkezlerimiz, hamile kadınlara gebelik danışmanlığı, ücretsiz jinekolojik sağlık kontrolleri ve smear testi testleri ve sosyal incelmesini yaptığımız kişilere ücretsiz HPV aşısını uygulamaya başladığımız hizmetlerimiz, 40 yaş ve üzeri kadınlarımıza ücretsiz mamografi hizmetimiz, 18 yaş ve üzeri kadınlara yılda bir kez ücretsiz ultrason hizmetimiz.

“Bir insan seçim için bu kadar takla atar mı?”

Hayatınızda sizi sağlıksız kılan, ruh sağlığınızı bozan, moralinizi bozan iftiralardan, kumpaslardan korusun. Bu önemli bir duadır diye düşünüyorum. Tabii sağlık tıp bilimsel bir sahadır ama biz maneviyatı yüksek bir toplumuz duanın hepimize iyi geleceğine inanıyorum. Benim duamın geçmediği bir avuç insan kaldı Türkiye’de.

Onlar içinde dua etmekten geri durmuyorum. Allah onlar için de akıl sağlığı, güzel düşünce sağlığı versin. Ama onların şöyle bir durumu var seçim yaklaşırken iki üç haftalık ruh sağlıkları bir bozuluyor bir hiddetleniyorlar. Ondan sonra seçim bitiyor biz onları siyaseten söyledik diyorlar. Ben de diyorum ki bir insan oy için seçim için bu kadar takla atar mı? Ya bu kadar kötü söz söylenir mi yapılmaz.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Erdoğan’a: Kendi Kazanırsa Milli İrade; Başkası Kazanırsa Yanlışlık

Güngören’de halka seslenen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Kendi seçimi kazandığı zaman milli irade, ben seçim kazandığımda ne hikmetse birden adı yanlışlık oldu. Erdoğan’ın demokrasi anlayışı tam da bu. Kendi kazanırsa demokrasi, milli irade; başkası kazanırsa yanlışlık” dedi ve ekledi:

“6 Mayıs 2019 akşamı İstanbul’a adı konmamış bir darbe yapılmıştır. İstanbul’da seçimi iptal ettiler. Sandıklarda 700 tane terörist vardı dediler. Sonuçta ne oldu, kimse ceza almadı. Sırf bir seçimi başkası kazandılar diye seçimi iptal ettiler. ‘Oy çaldılar’ dediler, dava bitti ve oy çalan kimse yok.

Bize demokrasi nutukları atan o beyefendi ‘Sen 13 bin oyla İstanbul seçimini kazanacağını mı zannettin’ dedi. ‘Çaldılar ifadesi hukuki değil, siyasi ifade’ dedi. 6 Mayıs 2019’da güle oynaya milli iradeye darbe yaptılar. Ne oldu, millet 23 Haziran’da da 803 bin oyla fark atarak demokrasiye sahip çıktı.”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Güngören’de halka seslendi. İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

“İstanbul’da bir süredir ilginç bir seçim süreci yaşıyoruz. Bir bölümüyle bizi şaşırtıyor, bir bölümüyle şaşırtmıyor. ‘Polemikten uzak’ duracağım dedi. Ben ona ‘acemi aday’ diyorum, kusura bakmasın. Acemi aday bazen yüzümüzde acı da olsa bir tebessüm bırakmıyor değil.

Ben de sevindim proje konuşacağız diye. Acemi aday sevincimi yarıda bıraktı, biraz su kaynattı. Polemikleriyle gündeme geldi. Gitti proje, geldi polemik. 40 kere tekrarlanmış 5 yıldır bana yapıştırılmaya çalışılan laflarla polemik üzerinden bana sataşmaya gayret etti.

Bir daveti var ortada. Davet aşağı, davet yukarı. Vay efendim davet edilmedin, aslında not gönderildi. Ortada bir davetiye var, bir ateş topuna döndü. Dokunan yanıyor. Kim etti, ortada davet eden yok. Bu acemi adaya, İstanbul adaylığı birkaç beden büyük geldi.

Yapamayacağı işleri vaadetmek konusunda bir maharet gösteriyor o ayrı ama iki konuda doğruyu söyledi. Bir tanesi ‘yüzde 87 Ekrem İmamoğlu projelerini yaptı’ dedi. Bir de dedi ki ‘Depremde İstanbul koştu, deprem bölgesine yetişti’ dedi.

Kendi seçimi kazandığı zaman milli irade, ben seçim kazandığımda ne hikmetse birden adı yanlışlık oldu. Erdoğan’ın demokrasi anlayışı tam da bu. Kendi kazanırsa demokrasi, milli irade; başkası kazanırsa yanlışlık.

6 Mayıs 2019 akşamı İstanbul’a adı konmamış bir darbe yapılmıştır. İstanbul’da seçimi iptal ettiler. Sandıklarda 700 tane terörist vardı dediler. Sonuçta ne oldu, kimse ceza almadı. Sırf bir seçimi başkası kazandılar diye seçimi iptal ettiler. ‘Oy çaldılar’ dediler, dava bitti ve oy çalan kimse yok.

Bize demokrasi nutukları atan o beyefendi ‘Sen 13 bin oyla İstanbul seçimini kazanacağını mı zannettin’ dedi. ‘Çaldılar ifadesi hukuki değil, siyasi ifade’ dedi. 6 Mayıs 2019’da güle oynaya milli iradeye darbe yaptılar. Ne oldu, millet 23 Haziran’da da 803 bin oyla fark atarak demokrasiye sahip çıktı.

Niye tehdit ediyor biliyor musunuz? Sizden korkuyor. En çok korkuttuğu şey, milleti. Ey milletimiz, gücünüzün farkına varır. İstanbul 2019 yılında bizi tercih etti.”

Paylaşın

Yargıdan ‘Kanal İstanbul’ Kararı: İmar Planı İptal

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB), Kanal İstanbul Projesi’nin imar planına ilişkin açtığı davayı karara bağlayan İstanbul 11. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Yenişehir Rezerv Yapı Alanı imar planını iptal etti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB), Kanal İstanbul’a ilişkin yargıya taşıdığı plan süreçlerine dair diğer davalar için yargı süreci devam ediyor. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) davası da Danıştay’da görülüyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca 15 Temmuz 2021’de onaylanan ve 16 Temmuz 2021’den itibaren bir ay süreyle askıya çıkarılan İstanbul İli, Yenişehir Rezerv Yapı Alanı (Kanal İstanbul Projesi) 1. Etabına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği’ne itiraz etti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İBB’nin söz konusu imar planı değişikliğiyle ilgili itirazını zımnen reddetti. İBB, bu işlem üzerine imar planının iptal edilmesi için konuyu yargıya taşıdı.

İBB, başvurusunda işlemin haksız ve hukuka aykırı olduğu, uyuşmazlık konusu plan değişikliklerinin kamu yararına aykırılık teşkil ettiği, İstanbul’un geleceği için hayati önem taşıyan tarım topraklarına, orman alanlarına ve su havzalarına geri dönülemez zarar vereceği gerekçeleriyle plan değişikliğinin iptalini istedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın işlemiyle ilgili kararını veren İstanbul 11. İdare Mahkemesi, İBB’nin itirazını haklı bularak imar planını iptal etti. 2023/3120 numaralı kararda “15/07/2021 onay tarihli, İstanbul İli, Yenişehir Rezerv Yapı Alanı (Kanal İstanbul Projesi) 1. Etabına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği ile bu plan değişikliklerine yapılan 16/08/2021 tarih ve BK No:4274, İBB No:138918 sayılı itirazın zımnen reddine ilişkin işlemde şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır” denildi.

ÇED davası Danıştay’da

Birgün’ün aktardığına göre; Kararda dava konusu revizyon imar planı değişikliklerinde dava konusu planın payına düşen nüfusun nasıl tespit edildiğinin bilinmediği belirtildi. Bu durumun dava konusu plan değişiklikleri için nüfus denetimi yönünden belirsizlik yarattığı kaydedildi.

Yine plan değişikliklerinin bilirkişi raporunda bu hususa yönelik yapılan açıklamalar kapsamında nüfus hesapları yönünden eksikler içerdiği, değişen yol güzergahına bağlı olarak genişleyen ve yeni önerilen donatı alanları hakkında yatırımcı kurum ve kuruluşlarının görüşlerine dair bilginin bulunmadığı, mezarlık alanlarının ağaçlandırılacak alan olarak gösterilmesinin mevzuata uygun olmadığı belirlendi.

Paylaşın

İstanbul’da Yaşamanın Maliyeti Aylık 53 Bin Lirayı Aştı

İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti aralık ayında 49 bin 159 lira iken, ocak ayında 53 bin 58 liraya yükseldi. Başka bir ifadeyle İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti aylık olarak yüzde 7,93 arttı.

Haber Merkezi / İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) kuruluşlarından İstanbul Planlama Ajansı (İPA), “İstanbul’da Yaşamanın Maliyeti” ocak verilerini açıkladı.

Buna göre; İstanbul’da yaşamanın maliyeti ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 7,93, bir önceki yılın ocak ayına göre ise (son 12 ay) yüzde 80,29 arttı.

Ocak ayında İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 53 bin 58 lira olarak hesaplandı. İstanbul’da ortalama yaşam maliyeti, geçtiğimiz aya göre 3 bin 899 lira arttı.

Temel tüketim maddelerinin bir önceki yılın ocak ayına göre fiyat artışlarına bakıldığında en çarpıcı fiyat artışlarından birinin yüzde 52,83 artış oranı ile makarna fiyatlarında yaşandığı görüldü.

İstanbul Planlama Ajansı’nın aralık ayı verileri

İstanbul’da yaşamanın maliyeti aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 3,51, bir önceki yılın aralık ayına göre ise (son 12 ay) yüzde 78,13 arttı.

Aralık ayında İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 49 bin 159 lira olarak hesaplandı. İstanbul’da ortalama yaşam maliyeti, geçtiğimiz aya göre bin 666 lira arttı.

Hanelerin sık kullandığı bazı ürünlerin bir önceki yılın aralık ayına göre fiyat artışlarına bakıldığında en çarpıcı fiyat artışlarından birinin yüzde 190,69 artış oranı ile ağız ve diş bakım ürünlerinde yaşandığı görüldü.

İstanbul’un enflasyonu yüzde 76,17

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2023 Ocak Ücretliler Geçinme İndeksi ve Toptan Eşya Fiyatları İndeksi verilerini açıkladı.

Buna göre; 2024 Ocak ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 6,72, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 4,69 oranında arttı.

Ocak 2024’te Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamalarında yüzde 25,00, Ulaştırma ve Haberleşme Harcamalarında yüzde 20,67, Diğer Harcamalar grubunda yüzde 8,94, Konut Harcamalarında yüzde 7,58, Gıda Harcamalarında yüzde 5,51, Ev Eşyası Harcamalarında yüzde 4,49, Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamalarında yüzde 2,81 artış, Giyim Harcamaları grubunda yüzde -3,87 azalış izlendi.

Ocak 2024’te Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; İnşaat Malzemeleri grubunda yüzde 13,22, Kimyevi Maddeler Grubunda yüzde 11,16, Gıda Maddeleri grubunda yüzde 6,97, Yakacak ve Enerji Maddeleri Grubunda yüzde 4,12, İşlenmemiş Maddeler Grubunda yüzde 1,90 artış izlenirken; Madenler Grubunda yüzde -4,52 azalış izlenmiştir. Mensucat Grubunda ise fiyat değişimi gözlemlendi.

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu Açıkladı: İstanbul İçin 10 Maddelik Afet Planı

“Afetlere Karşı Dayanıklı İstanbul” projesinin tanıtımında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Dayanıklı İstanbul Vizyon 2050” planını hazırladıklarını, İstanbul’u geleceğe taşıyacağına vurgu yaptığı projenin 10 ayrı temada olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘yerel ve merkez yönetime’ yönelik sözlerine gönderme yapan İBB Başkanı İmamoğlu, “Yerel idare genel diye hiç ayrım yapmadık. Devletin bütün kurumları kimin ihtiyacı varsa onun yanında olmak zorundadır” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Dayanıklı İstanbul” projesi tanıtım toplantısında açıklamalarda bulundu.

Birgün’ün aktardığına göre; Bilim insanları, sivil toplum örgütleri ve uzmanlarla “Dayanıklı İstanbul Vizyon 2050” planını hazırladıklarını bildiren İmamoğlu, İstanbul’u geleceğe taşıyacağına vurgu yaptığı projenin 10 ayrı temada olduğunu kaydetti.

Göreve geldikleri dönemi anımsatan İmamoğlu, “İBB kentsel dönüşümden resmen çekilmiş, sorumluluk bakanlık ve ilçe belediyelerine bırakılmıştı. Deprem toplanma alanlarını imara açtılar. Belediyenin elinde rezerv alan olarak kullanılabilecek alanları özelleştirdiler, KİPTAŞ eliyle rezidans ve lüks konutlar ürettiler” diye konuştu. İmamoğlu, bugün yaşanan yüksek kira sorununun kaynağının da bunlar olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan’ın ‘yerel ve merkez yönetime’ yönelik sözlerine gönderme yapan İmamoğlu, “Yerel idare genel diye hiç ayrım yapmadık. Devletin bütün kurumları kimin ihtiyacı varsa onun yanında olmak zorundadır” dedi.

İmamoğlu’nun proje kapsamında açıkladığı 10 ana madde şunlar:

2024-2029 arasında ilk etapta 22 bin konutu dönüştürmek için açıkçası gaza basacağız. Hedefimiz 50 bin konutu dönüştürmek.

Kentsel dönüşümde en çok mağduriyet yaşayan kesimin emeklilerimiz olduğunu tespit ettik. Kentsel dönüşümde riskli yapılarda bakanlığın verdiği 5.500 TL kira yardımına ek olarak 7.000 TL kira desteği vereceğiz. Riskli yapıda oturan kişi dar gelirli emekliye ise bakanlığın kira yardımının üzerine 9.000 TL ek kira desteği vereceğiz.

Raylı sistem hatlarımızı depreme dayanıklı olarak inşa ediyoruz.

Güvenli yeşil alanlar projesini de hayata geçiriyor olacağız. Erken uyarı ve acil durum projesini hayata geçireceğiz.

Her yıl 250 bin İstanbulluya afet farkındalık eğitimi vereceğiz.

Acil durum kurtarma gemisi inşa edeceğiz.

250 riskli sanat ve 32 deniz yapısını güçlendireceğiz.

İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: “Bugünden başlayarak 10 ayrı temada İstanbul’u geleceğe taşıyacak projelerimizi açıklayacağım. Projelerimizin tamamı halkçı adil, şehrimizi dönüştüren projelerdir.

Yok mu artıran mantığı bizde olmadı olmaz. Projelerimizi kopyala yapıştır yaparak kendi projeleri gibi sunmak isteyecek rakiplerimize bir şeyi hatırlatmak isterim; her projemizi hiç çekinmeden kopyalayabilirsiniz. Kendi projelerinizmiş gibi ballandıra ballandıra anlatabilirsiniz ama bizim gibi bakmadıkça kopyalasanız da sonuç alamazsınız. Proje deyince beton ve rant anlıyorsunuz, biz insan odaklı ve yerinde hizmet anlıyoruz.

Göreve gelince gördük ki İstanbul’da afete karşı bir proje yapılmamış. İBB kentsel dönüşümden resmen çekilmiş, sorumluluk bakanlık ve ilçe belediyelerine bırakılmıştı. ‘Hiçbir şey yapmamışlar’ demek elbette haksızlık ama özellikle İBB’yi sürecin dışına itmeleri çok kötü bir sonuca neden oldu.

Deprem toplanma alanlarını imara açtılar. Belediyenin elinde rezerv alan olarak kullanılabilecek alanları özelleştirdiler, KİPTAŞ eliyle rezidans ve lüks konutlar ürettiler. Bugün yaşadığımız yüksek kira sorununun kaynağı da budur.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından riskli ilan edilen 69 alandan sadece 2’si gerçek riskli alan. Bu çok vahim bir durum. Tabir-i caizse görevinizi kötüye kullanıyordunuz. Bir tarafta büyük hasar ve can kaybına yol açacak yerler varken, kentin kuzey alanına yönelmişlerdi.

Son 20 yıldır insanları evlerinden ve semtlerinden ettiler. Vatandaş ve müteahhidi o kısır alan sıkıştırarak başbaşa bıraktılar. Kimsenin birbirine güvenmediği bir ortam oluştu. Kentsel dönüşüm tabirini vatandaşlar duymak istemiyordu. Kentsel dönüşümle ilgili inanılmaz bir önyargı oluşmuştu. Yıllar boyunca çözümsüz kalmış alanlarda umutsuz vatandaşlarımızla anlaşarak yeni bir dönemin başladığını gördük. Örneğin Eyüpsultan Yeşilpınar mahallesinde yıllardır çözülmemiş sorunları çözdük.

“Dayanıklı İstanbul için vizyon 2050 planı hazırladık”

İstanbul Deprem Konseyi Kurulması için güçlü çağrılarda bulunduk. Maalesef çağrılarımız karşılıksız kaldı. İBB’nin davetli olmadığı Afet Koordinasyon toplantıları organize edildi. Bütün bu ötekileştirici tabloya rağmen heyecanımızı kaybetmeden konuyu tüm boyutlarıyla ele almak üzere toplantılar düzenledik. Dayanıklı İstanbul için vizyon 2050 planı hazırladık.

TOKİ 2002’den bu yana İstanbul’da toplam konut projesi 98 bin 246 adet. Bunun da sadece yüzde 60’ı tamamlandı. 21 yılda Emlak Konut ise son 21 yılda resmi rakamlara göre 80 bin civarında konut üretmiş. Ama bu 80 bin konutun, 69 bini lüks konut İstanbul’dan bu tarz anlayışınızla elinizi İstanbul’dan çekin. İstanbul’un, plansız, programsız adeta yağmacı zihniyetle İstanbul diye bir şehir kalmaz.

Melen Barajı konusunda da sesleri çıkmıyor. Buradan bir çağrıda bulunayım. Elinizde bu barajı tamamlayacak ortamı veya bilirkişileri bir araya getiremiyorsanız, kaynak vermiyorsanız bize verin biz bunun alt yapısını tamamlayalım. Biz yapmaya talibiz.

Kentsel dönüşüm projelerini bizle yapmak isteyen vatandaşlarımıza kamu bankalarından bir kuruş kredi verilmemesine rağmen yolumuza devam ettik. Kentsel dönüşümde vatandaşımızla yüzde 100 uzlaştık. Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında, toplam 5 bin 925 konutu sahiplerine teslim ettik. Kalıcı bir çözüm için iş birliğine ihtiyacımız var.”

Paylaşın

Sahte Ekrem İmamoğlu Videosu Ortaya Çıktı: Rakibimiz Sahtecilikte Bir Şey Deniyor!

Yaklaşık 2.5 ay sonra yapılacak yerel seçimlerde, seçim sonucu en çok merak edilen kent İstanbul olurken, yapay zeka marifetiyle oluşturulan sahte Ekrem İmamoğlu videosu ortaya çıktı.

Bazı sosyal medya hesaplarından İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Ekrem İmamoğlu imzasıyla sunulan bir ‘metro’ videosu paylaşıldı.

Videoda bir öğrencinin arıdından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu “Vatandaşlarımız evine, okuluna, işine hızla ve konforla ulaşsın diye AK Parti döneminde büyük metro atılımları yapılmıştı. Biz de bu metroların kimini durdurduk kimine devam ettik. Mutluyum, çünkü tarihimizin en çok metro hattına çöken yönetimi biz olduk.” ifadelerini kullanıyor.

İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun da sosyal medya hesabından videoya tepki gösterdi: “Rakibimiz sahtecilikte bir şey deniyor! Sahte otobüs işi, sahte drone işi, sahte ses taklidi işi, sahte vatandaş işi..”

Paylaşın

İmamoğlu: Ekonomiyi Yönetemeyenler, Kentsel Dönüşümü Yönetmezler

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmada, “Çok zorlu bir ekonomik süreçten geçiyoruz. Dünyada savaşın içinde olan ülkelerde dahi bu kadar yüksek enflasyon, faiz, maliyet artışları dünyanın hiçbir yerinde yok. Dünyada maalesef enflasyon ve faizde bize çağ atlatan bir yönetimle karşı karşıyayız” dedi ve ekledi:

“Ekonomiyi yönetemeyenler, kentsel dönüşümü yönetmezler. Bir yandan işsizlik yoksulluk yaratırlarken bir yandan da kentsel dönüşüm mağdurlarını dinlemeye dahi tahammül edemiyorlar. Halkın sesini duyurmak istemedikleri için vatandaşların kamerasını dahi kapatıyorlar. Ben istiyorum ki ne biz ne de tek bir yöneticim böylesi bir duruma hiçbir vatandaşın huzurunda düşmesin. Düşmeyecekler de.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eyüpsultan’da; Yeşilpınar Evleri 2. Etap Anahtar Teslim Töreni’ne katıldı. Gazete Pencere’nin aktardığına göre; Ekrem İmamoğlu, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Yeşilpınar’da benim de heyecanla beklediğim, hanımefendilerle beyefendileriyle ve onların çok değerli aileleriyle birlikte. Deprem meselesi en önemli sorun. Bu konuda hep birlikte el birliğiyle iş üretmemiz gerekiyor. İstanbul’un en hayati sorunudur. Sağlıklı ve güvenli binalarda yaşamak zorundayız. İstanbul ve Türkiye adına yüzde yüz bir beka sorunudur. Hayatta ve ayakta kalabilmek meselesidir.

Kentsel dönüşüm bir önemini sıralarız. Kentsel dönüşüm ihmal edilmiştir. Bu iş başka yönüyle ele alınmıştır. Deprem; dönüşüm gelişim, sosyal konutlar derken İstanbul’a yüzbinlerce lüks konut yaparak halka dağıtılmayan, bir avuç insanı mutlu eden bir rantta dönüşmüştür. Kentsel dönüşüm oluşamamıştır. Biz 2019 yılından bu yana hem örnek bir dönüşüm süreci var etmeye devam ederken bir yandan da devletimizin kurum ve kuruluşlarıyla eş güdümlü çalışabilmek arayışında olduk, kapıları çalmaya gayret ettik.

Ama ne yazık ki kulaklarını bu süreçlere tıkadılar. Çünkü kentsel dönüşüm meselesi eğer siz birlilerinin kazanç sahası haline getirseniz buradan başarı elde etme şansınız olmaz. Vatandaşların çıkarlarını her şeyin üstüne koymazsanız bu sistem yürümez Biz vatandaşların çıkarını en yükseğe koyduk. Her sürecini vatandaşımızla şeffaf bir biçimde konuşarak yaptık. Vatandaşımızın mülk sahibi olduğunu bildik.

“Ekonomiyi yönetemeyenler, kentsel dönüşümü yönetmezler”

Çok zorlu bir ekonomik süreçten geçiyoruz. Dünyada savaşın içinde olan ülkelerde dahi bu kadar yüksek enflasyon, faiz, maliyet artışları dünyanın hiçbir yerinde yok. Dünyada maalesef enflasyon ve faizde bize çağ atlatan bir yönetimle karşı karşıyayız. Ekonomiyi yönetemeyenler, kentsel dönüşümü yönetmezler.

Bir yandan işsizlik yoksulluk yaratırlarken bir yandan da kentsel dönüşüm mağdurlarını dinlemeye dahi tahammül edemiyorlar. Halkın sesini duyurmak istemedikleri için vatandaşların kamerasını dahi kapatıyorlar. Ben istiyorum ki ne biz ne de tek bir yöneticim böylesi bir duruma hiçbir vatandaşın Huzurunda düşmesin. Düşmeyecekler de.

2018 yılında satılmaya çalışılan bir alanda yüzlerce vatandaşlarımızın sağlam, dirençli yuvalarına kavuşmasının gururu bir başka. Ben o dönemde en az 3 kez buraya geldim. Vatandaşın durumunu görmek için de geldim. Temel atamda bir feryat duymuştum, bir takım yanlış yönlendirmelerle insanımız tedirgin olmuştu. Onlara da kızmamıştım çünkü geçmişte kaygılanacakları birçok hatayı yönetimler yapmıştı. Biz öyle değiliz.

Kentsel dönüşümde kimsenin kaybetmediği, herkesin kazançlı çıktığı bir süreci hep birlikte ortaya koyuyoruz. Biz bunun iyisini yapıyoruz. Bir başkası daha iyisini yapmak için mücadele etsin. Biz aşağı bastırmak için değil. Deprem iş, kentsel dönüşüm işi birlikte kol kola yapma işi. Birlikte açılışlarını beraber yapalım. Bizden sadece mal kaçırmak isteyenler meseleyi sadece şuraya koyuyorlar, “Biz kazalım” ben de diyorum ki biz kazanlım.

O ben diyen akıldan çıkıp millet kazancayız bunu bir türlü öğretmedik.  Bizim huzurumuz bu güzel işler sayesinde arttıkça, kafamızı yastığa güzel koydukça güzel ve kısa uykularımızla geceyi geçirince yine tam enerjik yola koştukça bazılarının da uykuları kaçıyor. Bunu anlıyorum. Onları uykusuz bırakmaya devam edeceğiz. Çünkü vatandaşımızı boş vaatlerle ve seçime endeksli projelerle kandırmadık, kandırmayacağız. Kandırmaya çalışanların da kandırmasına fırsat veremeyeceğiz.

İmamoğlu’ndan Murat Kurum’a gönderme: Halkın sesini duyurmak istemedikleri için vatandaşların kamerasını dahi kapatıyorlar. İstanbul’u israftan kendi ifadeleri ile ihanetten uzak tutacağız. İnsanına hizmet eden anlayışı getirdik. Büyüterek devam edeceğiz. İsraf üreten kaybedecek kazanan 16 milyon İstanbullu olacak.”

Paylaşın