Suriye’deki Aşiret Casusları IŞİD’e Karşı ABD’ye Yardımcı Oluyor

Suriye’deki aşiret mensupları ve Batılı istihbarat sorumluları, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı mücadelesinde aşiret casuslarının “kilit” rol oynadığını söyledi.

ABD ordusu Temmuz ayında Suriye’nin kuzeyinde silahlı bir insansız hava aracıyla IŞİD’in “en önemli beş sorumlusundan” biri olan Mahir el-Agal’ı öldürmeyi başardı. Operasyonun  başarısız olma ihtimali neredeyse imkansızdı ve bunun başlıca sebebi ise bölgede varolan “intikam hırsı” idi.

İntikamın kaynağında ise IŞİD’in Suriye ve Irak’ın büyük bölümüne hükmettiği dönemde aşiretlere uyguladığı vahşet ve katliama kadar gittiği belirtilen toplu ölümler gösteriliyor.

Bu da saldırılardan kurtulmayı başaran aşiret mensuplarının öç alma isteklerini adeta kamçılıyor.

Örneğin Agal’ın izini süren Suriye’deki Şitaat aşireti mensuplarından biri, IŞİD liderinin öldürüldüğü sırada motosikletine takip cihazını yerleştirdiklerini söylüyor. Bu aşiret üyesinin söylediklerini doğrulayan bölgedeki Batılı bir istihbarat görevlisi, aşiret üyelerinin IŞİD sorumlusunun ailesiyle temas halinde olduğunu ve kendisini aylardır Suriye’nin kuzeyinde gizlice takip ettiklerini ifade etti.

Güvenlik nedeniyle ismini vermek istemeyen bu kişi Reuters’a Suriye’den telefonla yaptığı açıklamada, “IŞİD’in çarmıha gerdiği, infaz ettiği ve acımadan kafalarını kestiği aşiretimin intikamını kanla aldım” dedi ve ekledi:  “Kalplerimizdeki acıyı iyileştirdi”.

“İntikam almak isteyen” aşiret mensuplarının oluşturduğu “geniş bir ağ”

IŞİD, en kanlı saldırılarından birini 2014’te Suriye’nin doğusundaki Deyr ez Zor bölgesinde ayaklanan Şitaat aşiretinin 900’den fazla üyesini öldürerek gerçekleştirdi. Aynı yıl halifelik ilan eden örgüt Suriye ve Irak’ın üçte birine hükmetmişti. Şu anda ise gücü çok azalmış da olsa yine de yüzlerce milis ABD liderliğindeki koalisyonun ya da Rusya ve İran destekli milislerin desteğini alan Suriye ordusunun tam kontrol sağlayamadığı bölgelerde kamp kurmuş durumda.

Bu grupların sonlandırılması ve örgütün daha da zayıflatılması için mücadele eden Amerikan ordusuna en büyük destek “intikam peşinde koşan” Arap aşiret mensuplarından geliyor.

Üç Batılı istihbarat kaynağı ve altı aşiret mensubu, ABD’nin IŞİD’e karşı yürüttüğü mücadelede aşiret casusları ağının büyüdüğünü ve operasyonlarda çok önemli rol oynadığını işaret ediyor.

Aynı aşiretten muhbirlerin IŞİD’deki yakınları hakkında bilgi verdiğini belirten Deyr ez Zor bölgesindeki Gharanij kasabasından bir aşiret reisi Yasser al Kassab, “Bu muhbir ağları, onları her yere yerleştiren Amerikalılarla birlikte çalışıyor” diyor.

Bu açıklamaları onaylayan ABD’li yetkililer, Agal’a yönelik operasyonda hedeflemenin neredeyse tamamının Suriye’deki aşiret muhbirlerinin istihbaratına dayandığını kaydediyor. Bunun yapılabilmesi için ise “derin bir ağ” oluşturmanın gerekli olduğunu belirten isminin açıklanmasını istemeyen yetkililer, Agal’ın saldırıdan önce aşiret mensupları tarafından uzun süre izlendiğini ve ABD liderliğindeki koalisyonun isyanla mücadele faaliyetlerine aşiret desteği alındığını onaylıyor.

Beş aşiret kaynağı, ABD tarafından finanse edilen aşiret ağlarının İslam Devleti’nin uyuyan hücrelerine sızdığını ve bazı durumlarda aşiret üyelerini de içeren yeni katılımlar hakkında veri topladığını söyledi. Üç Batılı istihbarat görevlisi ve bölgesel bir güvenlik yetkilisi de bu bilgileri doğruladı.

Casusların çoğu, IŞİD’i Suriye’nin kuzeydoğusundan kovmak için ABD destekli güçlerle birlikte savaşan ve 2017’de uzun bir savaşın ardından Rakka kentini ele geçiren Suriye’nin en büyük aşireti Akaidat’ın bir kolu olan Şitaat aşiretinden geliyor.

Cihatçı gruplar uzmanı Samer al Ahmad “İntikam almak istiyorlar, bu yüzden bilgi sızdırmak ve IŞİD liderlerinin yerlerini vermek için akrabalarıyla iş birliği yapıyorlar. Aşiret bağlantılarını kullanıyorlar” diyor.

“İletişim araçları kullanılmıyor”

Batılı istihbarat yetkililerinden biri, cep telefonu gibi cihazlardan toplanan bilgilerin aksine insan istihbaratının artık daha önemli olduğunu çünkü militanların gözetlenmeye açık iletişim araçlarından giderek daha fazla kaçındığını söyledi.

Gizli çabaların bir kısmına aşina olan subay, “Yeni ajanların çoğu cep telefonu ya da yabancı cihatçıların geçmişteki büyük vuruşlarının arkasındaki araçları kullanmıyor” dedi.

“Çoğu zaman insan istihbaratı diğer istihbarat yollarını tamamlar. Buradaysa, istihbarat toplamada insan faktörü öncü rol oynadı” diyen bir ABD’li askeri yetkili, bu tür insan istihbaratının yılbaşından bu yana Suriye’deki Agal gibi üst düzey militanların öldürülmesi ve gözaltına alınmasında “kritik” bir rol oynadığının altını çiziyor.

Şubat ayında örgütün lideri Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi, ABD özel kuvvetlerinin Suriye’nin kuzeyinde düzenlediği bir baskın sırasında ölmüş, Haziran ayında ise ABD güçleri bir başka üst düzey lider olan Ahmed el Kurdi’yi ele geçirmişti.

Agal, Kurdi ve hedef alınan diğer militanlar, ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen bölgelerden uzakta, Türkiye sınırı boyunca yoğun nüfuslu bir bölgede yaşayanların arasına karışarak normal hayata geri dönmüşlerdi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

IŞİD Liderlerinden Ebu Salem El Iraki Öldürüldü

Suriye ordusu IŞİD’in (Irak ve Şam İslam Devleti) üst düzey isimlerinden Ebu Salem El Iraki’nin Dera kırsalındaki Advan beldesinde düzenlenen operasyonda öldürüldüğünü açıkladı. 

Suriye’nin resmi haber ajansı SANA’ya göre, Suriye ordusundan yetkili yaptığı açıklamada, IŞİD’in askeri liderleri arasında yer alan el Iraki’nin operasyon sırasında etrafının sarılması üzerine patlayıcılarla kendini infilak ettiğini aktardı. Operasyonda bir güvenlik görevlisinin de hayatını kaybettiği ifade edildi.

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) de yaptığı açıklamada Ebu Salem el Iraki’nin dün öldürüldüğünü doğruladı. Iraki, Suriye’de bir aydan kısa bir süre içinde öldürülen ikinci IŞİD liderleri arasında yer aldı.

Suriye’deki IŞİD liderlerinden Mahir el-Agal’ın ABD Merkez Komutanlığı’nın temmuz ayında Afrin bölgesinde düzenlediği operasyonda öldürüldüğü açıklanmıştı.

Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) veya 2014’ten beri kullandığı resmi isimle İslam Devleti ağırlıklı olarak Afrika’da, ayrıca Irak ve Suriye’de de etkinlik gösteren, bu bölgede hilâfet devleti kurmak amacıyla güvenlik güçlerine ve sivillere karşı eylemler yapan yasa dışı, silahlı ve ele geçirdiği topraklardaki meşruluğu hiçbir ülke tarafından devlet olarak tanınmayan Selefi cihatçı örgüttür.

Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler ile aralarında ABD, Türkiye, Suudi Arabistan, Kanada’nın da bulunduğu pek çok ülke ve kuruluş tarafından terör örgütü olarak tanınmaktadır.

Örgüt genelde Sünni topluluklar olmak üzere Mücahidîn Şûra Konseyi, el-Kaide, Ceyş’ül-Fatihin, Cund’us-Sahaba, Katbiyan Ensar’üt-Tevhid v’es-Sünne, Ceyş’üt-Tayife’tül-Mansura gibi farklı isyancı gruplardan oluşur ve onların desteğini alır.

Örgütün kökenlerinin 1980’lerde Afganistan’da Sovyet destekli rejime ve Sovyet askeri müdahalesine karşı ABD tarafından bir araya getirilip Pakistan’da eğitim ve silah desteği verilen çeşitli radikal İslamcı örgütlere dek uzandığı, önce El Kaide’nin, ardından da benzer şekilde bu kez Suriye’de IŞİD’in bu şekilde türediği iddia edilmektedir.

Paylaşın

IŞİD’in Kafa Kesme Videolarını Hazırlayan Muhammed Halife’ye Müebbet Hapis

Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) videolarını hazırlayıp seslendirmekle suçlanan Suudi Arabistan doğumlu Kanada vatandaşı Muhammed Halife, ABD’de müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

ABD Adalet Bakanlığı tarafından cuma günü yapılan açıklamada, 39 yaşındaki Halife’nin IŞİD’deki güçlü figürlerden biri olduğu ve en az iki Suriyeli askerin ölümünden sorumlu tutulduğu belirtildi.

Açıklamada, Halife’nin 2013’te Kanada’dan ayrılıp Suriye’ye giderek IŞİD’e katıldığı, özellikle İngilizce ve Arapça bilgisiyle bir yıl içinde örgütün propaganda ekibinin önemli üyelerinden biri haline geldiği ifade edildi.

Bu ekibin, ABD’li gazeteciler James Foley ve Steven Sotloff’un da aralarında yer aldığı yabancı uyruklu rehinelerin öldürüldüğü videoları hazırladığına dikkat çekildi.

40 yaşındaki Foley ve 31 yaşındaki Sotloff, 2014’te Suriye’de IŞİD militanları tarafından başları kesilerek öldürülmüş, bu anların gösterildiği videolarsa uluslararası kamuoyunda şok etkisi yaratmıştı.

Halife’nin 2014 ila 2017’de çekilen videolarda iki Suriyeliyi öldürdüğü ve en az 15 videonun prodüksiyonuyla İngilizce seslendirmesini yaptığı ifade edildi.

2018’e kadar örgütün propaganda biriminde çalışan Halife, 2019’da çatı yapısını Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği YPG’nin oluşturduğu, ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’yle (SDG) girdiği çatışmada yakalanmıştı.

Halife, aynı yıl Suriye’de tutulduğu hapishaneden Kanada devletinin radyo ve televizyon yayımcısı CBC’ye verdiği röportajda, örgüt üyeliğinden ya da yaptıklarından pişman olmadığını söylemişti.

IŞİD militanı, ailesiyle birlikte olmak için Kanada’ya dönmek istediğini belirtmiş fakat kendisi 2021’de FBI’a teslim edilmişti. Halife, ABD’de aralıkta çıktığı duruşmada suçunu itiraf etmişti.

(Kaynak:

Paylaşın

IŞİD’in Üst Düzey Yöneticisi Afrin’de SİHA İle Öldürüldü

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Yarbay Dave Eastburn, AFP’ye yaptığı açıklamada Suriye’nin kuzeybatısında düzenlenen SİHA’lı saldırıda IŞİD’in liderlerinden Maher Al-Agal’ın öldürüldüğünü, yakın danışmanının ise ağır yaralandığını teyit etti.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), IŞİD’in Suriye’deki liderinin insansız hava aracı saldırısında öldürüldüğünü duyurdu.

Pentagon’un Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Sözcüleri, IŞİD’in Suriye lideri Mahir el-Agal’ın Suriye’deki Cinderes yakınlarında motosiklet sürerken öldürüldüğünü, sağkolunun ağır şekilde yaralandığını ve ölüp ölmediğinin ilk etapta netleşmediğini söyledi.

Cinderes, Türkiye sınırına yakın, TSK ve desteklediği güçlerin kontrolündeki Afrin’e bağlı ve bölgenin güneybatısında yer alan bir belde.

“Operasyonun başarılı şekilde yürütülmesini sağlamak için kapsamlı planlama yapıldı. İlk inceleme sivil can kaybı olmadığını gösteriyor” denilen Pentagon açıklamasında, ‘IŞİD’in en üst düzey 5 liderinden biri’ olduğu belirtilen Agal’ın ‘Irak ve Suriye dışında IŞİD ağları geliştirmekten sorumlu olduğu da’ dile getirildi.

“Bu IŞİD liderlerinin ortadan kaldırılması, terör örgütünün daha fazla plan yapma ve saldırı gerçekleştirme yeteneklerini sekteye uğratacak” öngörüsünde bulunan açıklamada, ‘IŞİD’in ABD ve bölgedeki ortakları için tehdit oluşturmaya devam ettiği’ kaydedildi.

IŞİD’in Suriye liderine suikast, ABD’nin Suriye’nin İdlib vilayetinde El Kaide bağlantılı Hurras ed Din grubunun üst düzey bir liderini hedef alan saldırı düzenlemesinden 2 hafta sonra geldi.

ABD’nin şubatta yine Suriye’deki İdlib’de düzenlediği operasyonda da IŞİD’in genel lideri Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi hedef alınmıştı. Pentagon’un açıklamasında ‘ABD Özel Kuvvetleri’nin baskınında yakalanacağını anlayan Kureyşi’nin ailesinin bazı üyeleriyle birlikte kendini havaya uçurduğu’ ifade edilmişti.

(Kaynak: Sputnik)

Paylaşın

IŞİD’in Üst Düzey İsmi Suriye’de Yakalandı

ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyon, Suriye’de düzenlenen bir operasyonda örgütün üst düzey bir isminin yakalandığını duyurdu. Koalisyon, yakalanan kişinin “deneyimli bir bomba üreticisi” olduğunu belirtirken, kimliğini açıklamadı.

Açıklamada “Sivillere herhangi bir zarar gelmesini önlemek ve istenmeyen zayiat riskini asgariye indirmek için operasyon titizlikle planlandı” ifadeleri kullanıldı. Operasyonda hiçbir sivile zarar gelmediği ve koalisyon uçakları ya da mevzilerine herhangi bir hasarın söz konusu olmadığı belirtildi.

Mart 2019’da ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin düzenlediği askeri operasyonlarla Suriye’deki tüm denetimini kaybeden IŞİD, büyük oranda ücra noktalara çekilmek durumunda kalmıştı. IŞİD buna karşın Suriye hükümet güçleri ve YPG’ye karşı bu mevzilerden saldırılar düzenlemeyi sürdürmüş, Irak’ta da faaliyetlerine devam etmişti.

Şubat ayında ABD özel birliklerinin Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib bölgesinde gerçekleştirdiği bir baskında IŞİD lideri Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi’nin öldürüldüğü açıklanmıştı.

Örgüt Kureyşi’nin intikamını alacağına yemin etmiş, örgütün bir sözcüsü destekçilerine Avrupa topraklarını hedef alan saldırıları yeniden başlatmaları, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kast ederek “Haçlıların birbirleriyle çatışmalarından doğan fırsatı değerlendirmeleri” çağrısı yapmıştı.

Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi’nin öldürülmesi, IŞİD’in bir önceki lideri Ebu Bekir el Bağdadi’nin 2019 yılında öldürülmesinden sonra örgütün verdiği en büyük kayıptı. Ebu Bekir el Bağdadi de ABD’nin elde ettiği istihbarat üzerine İdlib’de düzenlenen bir operasyon sırasında intihar yeleğiyle kendisini patlatarak öldürmüştü.

SMO: Helikopterle düzenlenen ilk operasyon

Bu açıklama öncesinde Türkiye tarafından desteklenen “Suriye Milli Ordusu” (SMO) güçleri sözcüsü, koalisyon birliklerinin Türkiye sınırının güneyindeki El Humeyra köyüne helikopterle bir operasyon düzenlediğini duyurdu.

Reuters’a konuşan SMO sözcüsü Binbaşı Yusuf Hamud, operasyonun ABD üretimi Chinook ve Black Hawk tipi helikopterlerle düzenlendiğini belirterek, “SMO kontrolündeki bölgelere ilk kez helikopterler inerek operasyon yaptı” şeklinde konuştu.

Paylaşın

IŞİD, Şu Anda Ne Kadar Güçlü, Akıbeti Ne Olacak?

Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) lideri Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi, Suriye’nin kuzeybatısındaki sığınağında ABD’nin düzenlediği bir askeri operasyonu sonucunda öldü. Peki yerine kim geçebilir? Örgüt şu anda ne kadar güçlü? Akıbeti ne olacak?

Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi, saklandığı evden hiç ayrılmadı. Suriye’nin kuzeybatısında bulunan İdlib vilayetindeki göze çarpmayan evinin ifşa olma korkusu nedeniyle video ve sesli mesaj yayınlamayan tek IŞİD lideriydi. Bölgede, eski adı El Nusra Cephesi olan ve terör örgütü El Kaide’nin uzantısı hükmündeki Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) hâkim. Aslında HTŞ ve IŞİD birbirlerini düşman olarak görüyorlar. Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi’nin komşularının bile bitişikteki evde kimin kaldığını bilmediği söyleniyor. Görünüşe göre, IŞİD lideri bu gizli barınağından doğru, terör örgütünün “geri dönüşünü” planlıyordu.

Ancak ABD istihbarat örgütleri yine de Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi’nin nerede olduğunu tespit etmeyi başardı: Türkiye sınırındaki Atmeh kasabasında. Selefi Ebu Bekir el Bağdadi de ölümünden önce İdlib bölgesinde saklanmıştı. Halefinin de aynı bölgede gizleneceğini pek kimse tahmin etmemişti. İfşa olan IŞİD lideri, ABD’li kaynakların aktardığına göre, yakalanacağını anlayınca aile bireyleriyle birlikte kendini havaya uçurdu.

Peki Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi’nin ölümünün IŞİD üzerinde nasıl bir etkisi olacak ve terör örgütü bugün ne kadar güçlü?

IŞİD liderinin ölümü ne anlama geliyor?

El Kaide lideri Usame Bin Ladin, örgütün Irak kolunun yöneticisi Musab el Zerkavi ve eski IŞİD lideri Ebu Bekir el Bağdadi: Her üç terör örgütü lideri de ABD operasyonları sonucu öldürülmüştü. Ancak bu yöneticilerin yerini hemen yeni liderler aldı ve söz konusu örgütler kısmen yeniden yapılanarak varlığını sürdürdü.

Bu gerçekten yola çıkan uzmanlar, el Kureyşi’nin öldürülmesinin de IŞİD ideolojisinin sonunu getirmeyeceği konusunda hemfikir. Berlin merkezli Alman Bilim ve Politika Vakfı (SWP) terör uzmanlarından Guido Steinberg, “El Kureyşi’nin ölümü yine de örgüte vurulmuş ağır bir darbedir” diyor.

Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi hakkında, Iraklı olmasının dışında fazla bir şey bilinmiyor. İlahiyat alanında yüksek lisans yaptığı ve bir süre Irak’ın eski diktatörü Saddam Hüseyin döneminde Irak ordusunda görev aldığı söyleniyor. En az 2007’den beri de IŞİD bünyesinde aktif olduğu tahmin ediliyor.

Selefi Ebu Bekir el Bağdadi, 2019’daki ölümünden önce onu halefi ilan etmişti. Bugüne kıyasla örgüt o dönem çok daha güçlüydü. El Kureyşi’nin ölümü, IŞİD’in sözde “hilafet” gücünü yitirdiği, Irak ve Suriye’de çok sayıda savaşçıyı kaybettiği bir dönemde gerçekleşti. Steinberg, el Kureyşi’nin sadece operasyonel meselelerle ilgilenmekle kalmayıp, aynı zamanda IŞİD destekçileri için dini bir otorite konumunda olduğunu söylüyor. IŞİD için dini yetkinlik konusu çok önemli bir kriter olduğu için uygun vasıflarda yeni bir liderin kısa sürede ikame edilmesi kolay olmayabilir. Bu nedenle örgütün bir yönetim boşluğu ile karşı karşıya kalması da muhtemel.

Halefi kim olabilir?

Terör uzmanı Guido Steinberg de “Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi’nin yerini doldurmak zor olacak” diyor. Dini bir otoriteye sahip olan, aynı zamanda askeri ve operasyonel olarak da ehil bir kişi bulmanın kolay olmamasının en önemli nedeni, örgütün lider kadrosundaki ciddi kan kaybı. Yıllardır süren çatışma ve operasyonlar nedeniyle, liderlik potansiyeline sahip pek çok üst düzey isim birer birer öldürüldü. Bu nedenle, olası adayların çemberi de oldukça dar. Guido Steinberg, “IŞİD son üç yılda özellikle Irak’ta güç kazandığı için yeni liderin de Iraklı olması kuvvetle muhtemel” tahmininde bulunuyor.

IŞİD nerelerde aktif ve ne kadar güçlü?

Günümüzde IŞİD, Irak’ın kuzey ve kuzeybatısı ile Suriye’nin doğusunda aktif olmaya devam ediyor. Ancak yakın geçmişte özellikle Suriye’de kuzeydoğudan, yani özerk Kürt yönetim bölgesinden doğru faaliyette bulundu. Bazı uzmanlar örgütün 4 bin ile 6 bin kadar savaşçıya sahip olduğunu tahmin ederken, kimi kaynaklar Suriye ve Irak’ta yaklaşık 10 bin kadar IŞİD milisinin bulunduğundan hareket ediyor. Bunun yanı Suriye ve Bölgesel Kürt yönetiminin kontrolündeki kamp ve hapishanelerde bulunan IŞİD mensubu binlerce tutuklu ve bunların on binlerce aile üyesi de hesaba katıldığında, örgütün potansiyel gücünün aslında daha büyük olduğu söyleniyor.

Buna ek olarak IŞİD, 2014’ten itibaren farklı ülkelerde örgütün yerel uzantılarını oluşturdu. Bunlardan özellikle Afganistan, Libya ve Yemen’deki yapılanmaların nispeten güçlü olduğu söylenebilir. Guido Steinberg’e göre yine de IŞİD, 2014-2016 dönemiyle mukayese edildiğinde hayli zayıflamış durumda. O yıllarda örgüt bünyesinde 30-40 bin savaşçı olduğu tahmin ediliyor. IŞİD’in kontrolü altındaki bölgelerdeki toplum nüfus 9 milyonu buluyordu.

Artık o günler mazide kaldı. Örgüt, günümüzde uluslararası ağını kontrol etmede giderek artan sorunlar yaşıyor. Bu nedenle artık daha merkeziyetsiz bir yapıya büründü. Steinberg, herşeye rağmen çeşitli IŞİD grupları arasında temaslar olduğunu varsayıyor: “Öldürülen liderin Türkiye sınırına bu kadar yakın bir yerde bulunması, IŞİD’in uluslararası temaslara büyük önem verdiğinin önemli bir göstergesi.”

IŞİD varlığını sürdürebilecek mi?

Alman terör uzmanı, önümüzdeki aylarda ve yıllarda, örgütün bu temasları sürdürmesinin çok daha zor olacağı öngörüsünde bulunuyor: “Bunda ne ölçüde başarılı olacağı, her şeyden önce Irak ve Suriye’de güçlenmeye devam edip etmeyeceğine, hatta yeraltından çıkıp yeni bir toprak yönetimine başlayıp başlayamayacağına bağlı. Ancak bu şimdilik zor görünüyor.”

IŞİD liderinin ölümü, ABD makamlarının saklanma yerleri de dahil olmak üzere, teröristler hakkında ayrıntılı ve kesin istihbarat bilgilerine sahip olduğunu da bir kez daha kanıtladı. Ancak terör örgütünün, Irak ve Suriye’deki siyasi istikrarsızlıktan yararlanmaya devam ettiği de bir sır değil. Steinberg, “Bu yüzden hâlâ IŞİD tümüyle yok edilemiyor” diyor.

Örgütün varlığının devam etmesinin en önemli koşullarından biri de finansmanın sağlanması. IŞİD bunun için muhtemelen birkaç yüz milyon dolara ihtiyaç duyuyor. Bu gerçekten hareketle Guido Steinberg, örgütün geleceğine dair şu öngörüde bulunuyor: “Her ne kadar eskiye oranla zayıflamış olsa da, IŞİD’in en azından Irak, Suriye ve Afganistan gibi ülkelerde önümüzdeki yıllarda da çok önemli bir güç unsuru olarak kalacağı gerçeğine hazırlıklı olmalıyız.”

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

ABD’den IŞİD Operasyonu: 7’si Sivil 13 Ölü

ABD’nin Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de IŞİD bağlantılı olduğu iddia edilen bir kişiye yönelik yaptığı operasyonda 4’ü çocuk 3’ü kadın en az 13 kişinin öldüğü kaydedildi. ABD ise operasyonun başarılı olduğunu açıkladı.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) askerleri, Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de IŞİD bağlantılı olduğu iddia edilen bir kişiye yönelik operasyon düzenledi. ABD’nin ‘başarılı’ olarak nitelediği operasyonda en az 7’si sivil 13 kişinin öldüğü kaydedildi.

Reuters’a konuşan bölge sakinleri, İdlib’in Atme köyü yakınlarındaki bir eve, ABD’ye ait olduğu belirtilen helikopterlerden gece saat 01.20 sularında indirme harekatı yapıldığını söyledi.

Görgü tanıklarının ifadelerine göre, IŞİD ile bağlantılı olduğu öne sürülen bir kişiye yönelik operasyon düzenlendi. Ev civarından silah ve patlama sesleri duyulurken, şüphelinin aile mensuplarının da evde olduğu kaydedildi.

Operasyonun tamamlanmasının ardından helikopterlerin bölgeden çekildiği, ancak İHA’ların alanı izlediği öne sürüldü.

Operasyon yapılan evi görüntüleyen Anadolu Ajansı, operasyonda 9 sivilin öldüğünü duyurdu. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise 13 kişinin öldüğünü duyurdu. Açıklamada 4’ü çocuk 3’ü kadın en az 13 kişinin öldüğü kaydedildi.

ABD ise kendi taraflarında herhangi bir kayıplarının olmadığını ve operasyonun başarılı olduğunu açıkladı. ABD, Ekim 2019’da İdlib’de benzer bir operasyonla, IŞİD lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin öldürüldüğünü duyurmuştu.

Paylaşın

Zekeriya Öz Ve Adil Öksüz Dahil 770 Kişinin Mal Varlıkları Donduruldu

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan kararla, “FETÖ/PDY, PKK/KCK, dini istismar eden örgütler ve sol örgütlere üye 770 kişi ve bir tüzel kuruluşun mal varlıkları donduruldu.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre; Karara göre 454 özel ve bir tüzel kişinin “FETÖ/PDY üyeliği” nedeniyle, 108 kişinin “PKK/KCK üyeliği” nedeniyle, 34 kişinin Hizbullah; 63 kişi IŞİD; 22 kişinin ise El Kaide, El Nusra, İslami Hareket Örgütü ve Kudüs Ordusu üyeliği gerekçesiyle mal varlıkları dondurulurken; 89 kişinin mal varlıkları da “MLKP, TKM/ML, DHKP-C, MKP, DKP/BÖG, DEV-KAR, THKP-C örgütlerine üyelik” gerekçesiyle mal varlıkları donduruldu.

Mal varlıkları dondurulanlar arasında Türkiye kamuoyunun Ergenekon Davası’yla tanıdığı, 17-25 Aralık soruşturmalarını takip eden süreçte görevden alınan ve şu an yurt dışında kaçak durumda olan savcı Zekeriya Öz ve 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin kilit isimlerinden biri olarak adı geçen, gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra kaçan ve şu an nerede olduğu bilinmeyen Adil Öksüz de yer aldı. Listede, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ağabeyi Nurettin Demirtaş da bulunuyor.

Mal varlıkları dondurulan diğer kişiler arasında ise Tarık Toros, Adem Yavuz Arslan, Atalay Candelen, Fikret Seçen, Osman Şimşek, Said Sefa, Sevgi Akarçeşme, Tarık Toros, Tuncay Opçin’in yanı sıra eski Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdulkerim Balcı, gazeteci Cevheri Güven ve gerçek adı Emrullah Uslu olan, şu an ABD’de yaşadığı bilinen gazeteci Emre Uslu yer aldı.

Mal varlığı dondurulan kurum ise ABD’de kurulan Niagara Vakfı oldu. Karar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin imzasıyla yayımlandı.

Paylaşın