Hint Avukat, 25 Cent İçin Açtığı Davayı 22 Yıl Sonra Kazandı

Hindistan’da avukat Tungnath Chaturvedi, iki tren biletine fazladan ödediği 25 centi geri almak için giriştiği 22 yıllık hukuk mücadelesini kazandı. Chaturvedi, “Mesele para değil. Bu hep adalet ve yolsuzlukla mücadele için bir savaş oldu. Dolayısıyla değdi” dedi.

Tungnath Chaturvedi, 1999 yılında aldığı iki bilete 20 rupi (25 cent) fazla para ödedi. Olay ülkenin kuzeyindeki Uttar Pradesh eyaletinde bulunan Mathura tren istasyonunda yaşanmıştı.

22 yıl süren davadan sonra tüketici mahkemesi Chaturvedi’nin lehine karar verdi ve fazladan ödediği paranın faiziyle geri ödenmesine hükmetti.

BBC’ye konuşan 66 yaşındaki Chatuverdi, davada 100’den fazla duruşmaya katıldığını söyledi ve “Bu davada kaybettiğim zaman ve enerjinin bedeli yok” dedi.

Hindistan’daki tüketici mahkemelerinin iş yükleri çok yoğun ve basit davaların bile sonuca bağlanması yıllar alabiliyor.

Uttar Pradesh eyaletinde yaşayan Chaturvedi, gişe görevlisi kendisine yüksek fiyatlı iki bileti sattığında Mathura’dan Moradabad’a gidiyordu.

Bilet fiyatının 35 rupi olmasına rağmen, gişe görevlisi toplam fiyatın 70 rupi olmasına karşın, 100 rupi veren avukata 10 rupi geri verdi.

Gişe görevlisine fazla ücret ödediğini söylemesine karşın, görevli farkı geri vermedi. Chaturvedi daha sonra demiryolu şirketi ve Mathura’daki gişe görevlisine dava açtı.

Davanın, Hindistan’da adaletin yavaş ilerlemesi nedeniyle yıllar aldığını söyleyen avukat “Demiryolları davanın düşürülmesi için uğraştı. Demiryollarıyla ilgili şikayetlerin tüketici mahkemesinde değil, demiryolu mahkemesinde görülmesi gerektiğini savundular” dedi. Demiryolları tazminat mahkemesi, demiryollarıyla seyahatle ilgili şikayetlerin ele alındığı bir yapı.

Chaturvedi “Ancak 2021’de Yüksek Mahkeme’nin aldığı bir kararı emsal gösterdik” dedi. Avukat, davanın uzamasının diğer nedenlerinin de hakimlerin tatile gitmesi ya da yas izinlerine ayrılmaları olduğunu belirtti.

Uzun hukuk mücadelesinden sonra mahkeme demiryolu şirketinin 15 bin rupi (188 dolar) para cezası verdi. Ayrıca 20 rupinin de yıllık yüzde 12’lik faizle geri ödenmesine karar verildi.

Chatuverdi, aldığı tazminatın çok düşük olduğunu ve yaşadığı ruhsal ızdırabı karşılamadığını belirtti. Ailesi, avukatı birkaç kez davadan vazgeçmeye ikna etmeye çalışsa da, avukat mücadeleye devam etti.

Chaturvedi “Mesele para değil. Bu hep adalet ve yolsuzlukla mücadele için bir savaş oldu. Dolayısıyla değdi. Ayrıca ben kendim avukat olduğumdan avukatlık ücreti ödemem gerekmedi. Bu gerçekten pahalıya patlayabilirdi” dedi.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Öldürdüğü Adamı Nehrin Derinliklerine Çeken Timsahın Videosu Viral Oldu

Hindistan’ın batısındaki Gucerat eyaletinde bir timsah, nehre düştüğü bildirilen bir adamı öldürdü. Viral olan videodaysa sürüngenin daha sonra adamı suyun derinliklerine çektiği görülebiliyor.

Adının Imran Diwan olduğu belirtilen adamın cesedine, yetkililerin pazartesi günü nehri boydan boya saatlerce aramasından sonra ulaşıldı.

Hindistan basınında yer alan haberlere göre, 30 yaşındaki adamın pazar günü öğleden sonra Vadodara kentine yaklaşık 15 kilometre uzaklıktaki Padra bölgesi yakınlarındaki Sokhdaraghu köyündeki Dhadar nehrinin suyuna çekildiğini, yardımcı orman koruma memuru Ravirajsinh Rathod açıkladı.

Bölge halkının kaydettiği bir videoda, timsahın yüzerek uzaklaştığı ve adamın cesedini nehre çektikten sonra kaybolduğu görülüyor.

Bildirilenlere göre adam kendisini timsahtan kurtarmaya çalışmış.

Rathod, orman yetkililerine saldırıyla ilgili bilgi verildiğini ve bunun ardından yerel yönetimin yardımıyla bir arama operasyonu başlattıklarını söyledi.

Diwan’ın cesedine 22:00 sularında ulaşıldığını da ekledi.

Yetkili, ceset bulunduktan sonra yaptığı açıklamada, cesedin omuzlarının timsah tarafından parçalanmış olduğunu söyledi. Yetkililer adamın nehre nasıl düştüğü hakkında net bir fikre sahip değil.

Rathod, “Yerel halk saldırıya ancak kurban suya girdikten sonra tanık olduğundan, kurbanın nehre nasıl düştüğünü bulmaya çalışıyoruz” dedi.

Kurbanın akrabasına göre, Diwan nehir kıyısının yakınındaki bir mabede gitmişti.

Kurbanın kardeşi Javed Diwan, The Times of India gazetesine “Bence dergahın korkuluklarından kayıp nehre düşmüş olmalı. Sürüngen onu yakaladı ve sürükleyerek götürdü” diye konuştu.

Fakat yerel halktan birkaç kişi, adamın düzinelerce timsahın yüzdüğü nehre girip karşı kıyıya geçmeye çalışmış olabileceğini ve bu yüzden saldırıya uğradığını iddia etti.

Bildirilenlere göre Diwan, ardında karısını bıraktı.

Yerel halk, bölgenin ölümcül sürüngen saldırılarına açık olduğunu iddia etti ve geçmişte bölgede yaşanmış benzer birkaç olay bildirildi.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Üç Kıtada Aşırı Yağış Ve Sel: Yüzlerce Can Kaybı

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Kentucky eyaletindeki selde ölü sayısı 37’ye yükseldi. İran’daki selde ölü sayısı 76 olurken Pakistan’da Haziran’dan bu yana 457 kişi öldü. Uganda’da da sel sonucu 24 kişi hayatını kaybetti.

ABD güneydoğusundaki Kentucky eyaletinin valisi Andy Beshear, 29 Temmuz’dan bu yana etkili olan aşırı yağış ve sellerde ölü sayısının 37’ye yükseldiğini açıkladı.

Konuyla ilgili dün akşam bir açıklama yapan Vali Beshear, arama ve kurtarma ekiplerinin kayıp yüzlerce kişiyi bulmak için çalışmalarına devam ettiğini, yıkılan köprüler ve sular altında kalan bölgeler sebebiyle bazı alanlara erişimin sağlanamadığını söyledi.

Sosyal medyadan paylaştığı mesajında, “Günü, Doğu Kentucky’den daha fazla yürek burkan haberlerle bitiriyoruz” diyen Andy Beshear, “Ölü sayısının 37’ye yükseldiğini doğrulayabiliyoruz; çok daha fazla sayıda kişi ise halen kayıp” açıklamasında bulundu.

Beshear, gün içinde yaptığı başla bir basın açıklamasında da en az “yüzlerce insandan haber alınamadığını” söylemişti.

Ülkenin batısında orman yangınları

ABD’nin batı kıyılarındaki California eyaleti ise 29 Temmuz’dan bu yana söndürülemeyen orman yangınları ile karşı karşıya.

CNN International’ın aktardığına göre, Kuzey California’daki “McKinney Yangını”nda şimdiye kadar iki kişi yaşamını yitirdi.

Siskiyou County Şerif Ofisi’nden yapılan açıklamada, yangının güzergahı üzerinde bulunan bir araçta iki kişinin ölü bulunduğu belirtildi.

California Orman ve Yangın Koruma Kurumu’ndan bir gün önce yapılan açıklamaya göre, yerel saatle 28 Temmuz akşamı California-Oregon eyalet sınırına yakın Klamath Ulusal Ormanı’nda başlayan McKinney yangını, eyaletin bu sene gördüğü en büyük yangın olma özelliği taşıyor.

Dört gündür devam eden “McKinney Yangını” sebebiyle yaklaşık 21 bin hektar ormanlık alan zarar görürken 2 bin kişi bölgeden tahliye edildi.

Pakistan’da Haziran’dan bu yana 457 ölü

Öte yandan, muson yağmurlarının etkili olduğu Güney Asya ülkesi Pakistan’da da son bir gün içinde 22 kişi hayatını kaybetti.

Anadolu Ajansı’nın (AA) ulusal basından aktardığına göre, Azad Cammu Keşmir bölgesinde bir evin çatısının çökmesi sonucu 10 kişi öldü.

Hayber Pahtunhva eyaletinin çeşitli bölgelerinde şiddetli yağışların yol açtığı kazalarda da 12 kişi hayatını kaybetti.

Şiddetli yağışlardan en çok etkilenen yer Belucistan eyaleti olurken eyalet genelinde 10 bin 129 ev hasar gördü, 3 bin 406 ev tamamen yıkıldı.

Yağışlar sebebiyle 16 köprü ve 640 kilometre karayolu zarar gördü, 20 binin üzerinde çiftlik hayvanı hayatını kaybetti.

Ülkede Haziran 2022’den bu yana etkili olan yağışlarda hayatını kaybedenlerin sayısı, 1 Ağustos itibariyle 457’ye yükseldi.

İran’da ölü sayısı 76’ya yükseldi

Aşırı yağış ve sellerin bir haftayı aşkın süredir devam ettiği İran’da da hayatını kaybedenlerin sayısı artıyor.

İran Kriz Yönetimi Teşkilatı Başkanı Muhammed Hüseyin Nami, İran’ın resmi ajansı İRNA’ya yaptığı açıklamada, kayıp olan yedi kişinin daha cesedinin bulunduğunu, son bir haftada yaşanan sellerde hayatını kaybedenlerin sayısının 76’ya yükseldiğini söyledi. 16 kişi ise halen kayıp.

Uganda’da 24 kişi yaşamını yitirdi

Afrika’nın doğusundaki Uganda’da da sağanak yağışların yol açtığı sel ve heyelanlarda yaşamını yitirenlerin sayısı 24’e yükseldi.

Uganda’da Kızılhaç’tan yapılan açıklamada, ülkenin doğusundaki iki bölgede 14 kişinin daha cesedine ulaşıldığı açıklandı.

Açıklamaya göre, “Mbale ilçesindeki Nabiyonga nehrinden 11 ceset ve Kapchorwa ilçesinde üç ceset daha bulundu.” 14 kişinin daha cesedine ulaşılmasıyla hayatını kaybedenlerin sayısı 24’e ulaştı.

Paylaşın

Hindistan’da 8 Bölgeye Yıldırım Düştü: 20 Ölü

Hindistan’ın Bihar eyaletinde 8 bölgede 24 saat içerisinde 20 kişi yıldırım düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Eyaletin kuzeyinde bugün ve yarın da şiddetli gök gürültülü sağanak yağış ve fırtına bekleniyor.

Bihar Eyaleti Başbakanı Nitish Kumar halka çağrı yaparak afet yönetimi yetkililerinin tavsiyelerine harfiyen uymalarını istedi.

Hindistan’da her yıl muson yağışları döneminde yıldırımlar yüzlerce kişinin ölümüne yol açıyor.

Ülkede yıldırım çarpması ölümlerinin bu kadar fazla olmasının bir nedeni de, Hindistan’da dünyanın diğer bölgelerine kıyasla çok daha fazla kişinin açık havada çalışıyor olması, dolayısıyla dadaha büyük riskle karşı karşıya olmaları.

Kumar, ölenlerin her birinin ailesine 400 bin rupi (5008 dolar) ödeme yapılacağını açıkladı.

Yerel gazetelerde yer alan haberlere göre, Kumar geçen hafta kabineyi toplamış ve yetkililerden bütün kamu binalarına ve hastanelere paratoner yerleştirilmesi talimatı vermişti.

Hindistan Tropikal Meteoroloji Enstitüsü’nün uydu verileri de yıldırımların sayısında 1995-2014 arasında çok hızlı artış görüldüğünü gösteriyor.

Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan İklime Dayanıklı Gözlem Sistemleri Konseyi’nin yürüttüğü bir araştırmaya göre de Hindistan’da düşen yıldırım sayısı Nisan 2020-Mart 2021 arasında 18 milyonla rekor kırdı.

Bu, bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 34’lük artışa tekabül ediyor.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Buzullarda Hapsolmuş 1000’e Yakın Yeni Mikrop Bulundu

Bilim insanları ‘potansiyel olarak tehlikeli bakterilerin’ serbest kalmasının Çin ve Hindistan’ı etkileyebileceğini söylüyor. Tibet buzullarından alınan kar ve buz örneklerinde yaklaşık 1000 yeni bakteri türünün bulunduğunu belirten bilim insanları, küresel ısınma yüzünden buzulların erimesiyle hastalıkların yayılacağı endişelerine yol açtı.

Independent Türkçe’nin Nature Biotechnology adlı bilimsel dergiden aktardığı yeni çalışmaya göre, araştırmacılar Tibet buzullarında hapsolmuş bakteri türlerinin kar ve buz eridikçe diğer bölgelere ulaşıp ulaşamayacağını değerlendirdi.

Çin Bilimler Akademisi mensuplarının da aralarında bulunduğu araştırmacılar, 2010 ila 2016’da Tibet’teki 21 buzuldan numuneler topladı ve buz örneklerini eriterek geriye ne kaldığını analiz etti.

Bilim için yüzde 98’i yeni olan 968 benzersiz bakteri türü buldular.

Yeni bulgular, bilim insanlarının Tibet platosunda bazıları 15 bin yıldan yaşlı olan, buzula sıkışmış antik virüsleri bulmasından yaklaşık bir yıl sonra geldi.

Buz örtüleri ve buzullar Dünya’nın yüzey örtüsünün neredeyse onda birini oluşturuyor ve gün geçtikçe sayısı artan araştırmalar iklim krizi nedeniyle eridiklerini gösteriyor.

Bilim insanları hapsolmuş bu bakterilerden bazılarının, özellikle bu eski mikroplara karşı bağışıklığı olmayan modern bitkiler, hayvanlar ve insanlar için bulaşıcılığından şüpheleniyor.

Araştırmada bilim insanları, “Bu mikroorganizmalar bitkileri, hayvanları ve insanları savunmasız hale getiren yeni virülans faktörlerine sahip olabilir” diye yazdı.

Araştırmacılar, buzullarda hapsolmuş bu tür antik ve modern patojenik mikropların ‘yerel salgınlara ve hatta pandemiye yol açabileceği’ konusunda uyarıyor.

Mevcut çalışmadaki yeni keşfedilen bakteriler de dünyanın özel öneme sahip bir bölgesinden geliyor: Burada eriyen kar ve buz, Çin ve Hindistan genelinde yoğun nüfuslu bölgelere akan birkaç nehri besliyor.

Araştırmacılar, “Asya’nın su kulesi olarak bilinen Tibet Platosu, Yangtze, Sarı Irmak, Ganj Nehri ve Yarlung Tsangpo Nehri (Brahmaputra Nehri) de dahil olmak üzere dünyanın en büyük nehirlerinden birkaçının kaynağıdır” diye yazdı:

“Potansiyel olarak tehlikeli bakterilerin serbest kalması dünyanın en kalabalık iki ülkesi Çin ve Hindistan’ı etkileyebilir.”

Gelecekte yapılacak çalışmalarda bilim insanları, buzulların erimesiyle açığa çıkan mikropların dünyanın dört bir yanındaki nehirlere karışmasının, nehir yatağı boyunca yaşayan bitkiler ve hayvanlar için bir tehdit oluşturup oluşturmadığını değerlendirmeyi umuyor.

Paylaşın

Bangladeş Ve Hindistan’da Sellerde Can Kaybı 84’e Yükseldi

Aşırı yağışların son bir haftadır devam ettiği Asya ülkeleri Hindistan ve Bangladeş’te en az 84 kişi yaşamını yitirdi. İklim savunucuları tek başına iklim olaylarını doğrudan iklim değişikliğine bağlamamakla birlikte, özellikle alçak rakımlı ve yoğun nüfuslu ülkelerde küresel ısınmanın daha fazla felakete yol açabileceği konusunda uyarıyorlar.

CNN International’ın aktardığına göre, her iki ülkenin yetkilileri ülkelerindeki son duruma ilişkin yaptıkları açıklamalarda aşırı yağışlar sebebiyle meydana gelen toprak kayması, yıldırım düşmesi ve su baskını olayları sebebiyle en az 84 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

Yağışların özellikle etkili olduğu Hindistan’ın Assam eyaletinde ölü sayısı en az 41 olarak açıklandı. Bugün (21 Haziran) itibariyle yedi kişi de kayıp. Hindistan’ın kuzeydoğusundaki Bihar eyaletinde de cumartesi günü (17 Haziran) düşen yıldırım sonucunda 17 kişi ölmüştü.

Bihar’a yakın bir bölgede bulunan Meghalaya Eyaletinin Afet Yönetimi Kurumu yetkilisi R. Lyngdoh’un açıklamasına göre, eyalette 9 Haziran’dan bu yana en az 24 kişi hayatını kaybetti. Üç kişi ise kayıp. Eyalette 633 binden fazla kişinin sellerden etkilendiği tahmin ediliyor.

Bangladeş

Hindistan’ın komşusu Bangladeş’te de seller sebebiyle yollar su altında kaldı ve bazı ilçelerin ülkenin kalanıyla bağlantısı tamamen koptu.

Bangladeş Afet Yönetiminden Sorumlu Devlet Bakanı Enamur Rahman, pazar günü en az iki kişinin seller sebebiyle yaşamını yitirdiğini söylemişti. Öte yandan, haber ajansları gerçek ölü sayısının çok daha yüksek olabileceğini tahmin ediyor. Reuters haber ajansı, konuyla ilgili haftasonu geçtiği haberde yerel kaynaklara dayandırarak 25 kişinin öldüğünü yazmıştı.

Bakan Rahman, ülkedeki telekomünikasyon hizmetlerinin yetersizliğinin özellikle selden daha çok etkilenen Sylhet ve Sunamganj ilçelerindeki hasarın boyutunun tam anlamıyla tespit edilmesini engellediğini söyledi.

Rahman, Sunamganj’ın yüzde 90’ının sular altında kaldığını, ülkenin geri kalanıyla olan bağlantısının neredeyse tamamen kesildiğini ifade etti.

İklim krizi

Uluslararası Çevre ve Kalkınma Enstitüsünün (IIED) Ekim 2021’de yayınladığı bir araştırmada Hindistan’daki kuraklık, sel, sıcak hava dalgaları ve dolu fırtınaları gibi aşırı hava olaylarındaki artışın, ülkenin en yoksullarını evlerini terk etmek zorunda bırakacağına dikkat çekilmişti.

Birleşmiş Milletler Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) de Bangladeş’te önümüzdeki on yıl içinde nüfusun yaklaşık yüzde 17’sinin iklim krizi sebebiyle yerinden edileceğini öngörmüştü.

Paylaşın

Bangladeş Ve Hindistan’da Sellerde En Az Kişi 59 Hayatını Kaybetti

Hindistan ve Bangladeş’te şiddetli muson fırtınalarının neden olduğu yıldırım çarpmaları ve toprak kaymaları sonucu en az 59 kişi öldü. Milyonlarca kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Kurtarma ekipleri hala mağdurlara ulaşmaya çalışıyor.

Sellerin önümüzdeki günlerde daha da şiddetlenmesi bekleniyor. Bangladeş hükümeti afeti, ülkede “2004’ten bu yana yaşanan en büyük sel felaketi” olarak nitelendirdi.

Geçen hafta boyunca aralıksız devam eden yağmurlar, ülkenin kuzeydoğusundaki geniş bölgeleri sular altında bıraktı. Sağanaklar Hindistan’ın dağlık bölgesinden gelen güçlü yağışlarla daha da şiddetlendi.

Sular altında kalan hanelere ulaşımda güçlükler yaşandı. Askeri birliklerin kurtarma görevi için seferber edildiği bu bölgelerde okullar geçici barınaklara dönüştürüldü.

Ailesi Bangladeş’in Companiganj köyünde yaşayan Lokman, Fransız haber ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada, “Cuma günü erken saatlerde bütün köy sular altında kaldı ve hepimiz mahsur kaldık” dedi.

23 yaşındaki genç, “Bütün gün evimizin çatısında bekledikten sonra bir komşumuz bizi eski botla kurtardı. Annem hayatı boyunca hiç böyle bir sel görmediğini söyledi” diye konuştu.

Komşu Hindistan’ın Assam eyaletinde 5 gün aralıksız devam eden yağışların neden olduğu sellerden etkilenen kişi sayısı 1,8 milyonu geçti.

Assam Valisi Himanta Biswa Sarma gazetecilere verdiği demeçte bölge yöneticilerine sel mağdurları için gerekli olabilecek tüm yardımın yapılması talimatını verdiğini söyledi.

Assam’daki Udiana köyünde yaşayan Hüsna Begüm BBC’ye yaptığı açıklamada, “Evimiz sular altında. Hayatımda hiç bu kadar şiddetli bir sel görmemiştim” dedi.

28 yaşındaki kadın, Perşembe gününden bu yana çocuklarıyla birlikte plastik bir çadırda yaşıyor. Begüm: “Kampta içme suyu yok. Oğlumun ateşi var ama doktora götüremiyorum” diye konuştu.

Aynı köyde yaşayan Ronju Chaudhary, selin boyutunu, “Her tarafımız suyla çevrili. Evlerimiz de suyla kaplı.” sözleriyle tarif etti.

Bangladeş’in Sylhet bölgesi son 20 yılın en şiddetli sel felaketini Mayıs ayı sonlarında yaşamıştı. Bu felaketlerde en az 10 kişi ölmüş ve dört milyon kişi etkilenmişti. Kent bu sel felaketinin yaralarını sararken yeniden sular altında kaldı.

Eski milletvekili Syed Rafiqul Haque Bangladeş’in bir insani krizin eşiğinde olduğunu ve “neredeyse tüm Sylhet-Sunamganj kuşağının sular altında olduğunu ve milyonlarca insanın mahsur kaldığını” söyledi.

Yetkililer, bölgede yaklaşık 3,1 milyon kişinin yerinden edildiğini ve bunların 200 bininin daha yüksek yerlerdeki geçici sığınaklara yerleştirildiğini söyledi.

Mevsimsel muson yağmurları, Güney Asya’daki çiftçilerin geçimini sağlaması için kurtarıcı nitelikte ancak yağışların Bangladeş ve Hindistan’daki yıkıcı etkisi artıyor. İki ülke de son yıllarda aşırı iklim olaylarında artışa maruz kalıyor.

İklim savunucuları tek başına iklim olaylarını doğrudan iklim değişikliğine bağlamamakla birlikte – özellikle alçak rakımlı ve yoğun nüfuslu ülkelerde küresel ısınmanın daha fazla felakete yol açabileceği konusunda uyarıyorlar.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

70 Yaşındaki Kadını Öldüren Fil, Cenaze Törenine De Gidip Cesedi Çiğnedi

Hindistan’ın doğusunda bir fil, 70 yaşındaki bir kadını öldürdü ve sonra cesedini çiğnemek için kadının cenaze törenine geri döndü. Polis, olayın perşembe günü Odişa eyaletinde yaşandığını söyledi.

Yabani fil aniden ortaya çıktığında Maya Murmu, Mayurbhanj bölgesinin Raipal köyündeki bir tüp kuyusundan su çekiyordu. Yetkililer, filin, Mayurbhanj’a yaklaşık 200 kilometre uzaklıktaki Dalma yaban hayatını koruma alanından kaçtığını söyledi.

Polis memuru Lopamudra Nayak, The Press Trust of India haber ajansının yer verdiği açıklamasında, Murmu’nun filin ayakları altında çiğnendikten sonra hastanede tedavi altına alındığını ve orada yaraları nedeniyle hayatını kaybettiğini aktardı.

Haberlere göre, aile üyeleri cenaze töreni için toplandığında ve tam da son ayinlerinin ortasındayken, aynı fil ortaya çıktı ve şok halindeki yaslı insanların bakışları arasında Murmu’nun cesedini yakılacağı odun yığınından kaldırıp yeniden çiğnedi.

Aile, törene ancak fil gittikten sonra devam edebildi. Hayvanın şu an başka birine zarar verip vermediği belirsizliğini koruyor.

Filler ve insanlar arasındaki çatışmalar Odişa eyaletinde yaygın görülen bir durum. Madencilik bakımından zengin eyaletteki yoğun endüstriyel faaliyet, insanların hayvan habitatlarına girişini artırarak köylülerle fillerin karşılaşma olasılığını yükseltti.

Eyalette endişe verici bir eğilim de doğal olmayan fil ölümlerinin sayısındaki ani artış oldu. IANS haber ajansının aktardığına göre, eyaletin baş yaban hayatı koruma görevlisinin açıkladığı veriler, 2000-2001 sezonundan beri Odişa’da en az 1356 filin öldüğünü gösterdi.

Eyalette geçen yılın nisan ayından ekim ayına kadar sadece 7 ayda en az 42 fil ölümü kayda geçti. Ülkenin diğer bölgelerinden başka birçok insan-fil çatışması olayı da bildirilmişti.

Bu yılın mart ayında, Chhattisgarh eyaletinin Bilaspur bölgesindeki bir ormanda yabani bir filin saldırısında bir kadın ölmüştü. Polis, kadının 8 yaşındaki torununun da kaçmaya çalışırken yaralandığını açıklamıştı.

Mayısta ise 40 yaşındaki bir kadın Güney Tamil Nadu eyaletinin Nilgiris bölgesindeki Gudalur yakınlarında yer alan evinin önünde bir fil tarafından çiğnenerek öldürülmüştü.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Hayalet Şehir: Bhangarh

Bhangarh, Hindistan’ın Rajasthan Eyaleti, Rajgarh Alwar’da yer alan tarihi bir yerleşim yeridir. Hindistan’ın başkenti Delhi’den yaklaşık 300 km uzaklıktadır. Tarihi yer lanetli olmasıyla ünlüdür.

Haber Merkezi / Bu yerleşim yeri 1631’de, Babür generali Amber’li Man Singh’in oğlu Madho Singh tarafından kurulmuştur. Efsaneye göre, burası Guru Balu Nath adlı biri tarafından lanetlenmiştir.

Bu tarihi yerde yaşayanlar, Guru Balu Nath’ın lanetinin nedeninin krallığın kraliçesi Ratnavati’ye olan karşılıksız aşkı olduğuna inanıyorlar.

Lanetli olduğu söylendiği için gün batımı ve gün doğumu arasında Bhangarh’a izinsiz girmek yasaktır.

Burada yaşayanlara göre, ruhlar gün batımından sonra buraya giriyor ve bu nedenle bu süre zarfında kimsenin Bhangarh sınırlarına girmesine izin verilmiyor.

Paylaşın

Vahşi yaşamın cazibe merkezi: Sundarbans

Dünyanın en büyük ormanlarından biri olan Sundarbans Mangrov Ormanı (140.000 hektar), yüzde 60’ı Bangladeş ve geri kalanı Hindistan’da olmak üzere Bengal Körfezi’nde yer almaktadır.

Haber Merkezi / Alan, karmaşık bir gelgit su yolları ağı, çamur tabakaları ve tuza dayanıklı mangrov ormanlarından oluşan küçük adalarla kesişir ve devam eden ekolojik süreçlerin mükemmel bir örneğini sunar. Bölge, 260 kuş türü, Bengal kaplanı ve nehir ağzı timsahı ve Hint pitonu gibi diğer tehdit altındaki türler de dahil olmak üzere çok çeşitli faunasıyla tanınır.

Dünyadaki en büyük bitişik mangrov ormanı olan Sundarbans Mongrov Ormanı, 21 ° 27 ′ 30 ″ enlem ve 22 ° 30 ′ 00 ve Kuzey ile 89 ° 02 ′ 00 ″ ve 90 ° 00 ′ 00 ″ Doğu boylamları arasında bulunan ve toplam 10.000 km2 alana sahiptir.
Sundarbans Mongrov Ormanı, güneydeki 139.700 hektarlık üç vahşi yaşam koruma alanı ile nesli tükenmekte olan bir dizi tür için üreme alanı olarak kabul edilir.

Bengal Körfezi’nin kıyı bölgesindeki tipik bir coğrafi durumda benzersiz bir biyoklimatik bölgede yer alan Sundarbans Mongrov Ormanı, mitolojik ve tarihi olayların antik mirasının bir dönüm noktasıdır. Muhteşem doğal güzelliği ve doğal kaynakları ile bahşedilmiştir.

Sundarbans, delta oluşumu sürecini ve yeni oluşan delta adalarının ve ilişkili mangrov topluluklarının müteakip kolonizasyonunu temsil ettiği için devam eden ekolojik süreçlerin önemli bir örneğidir.

Bu süreçler arasında muson yağmurları, su baskını, delta oluşumu, gelgit etkisi ve bitki kolonizasyonu yer alır. Üç büyük nehir tarafından çökeltilen tortulardan oluşan dünyanın en büyük deltasının bir parçası olarak; Ganj, Brahmaputra ve Meghna ve Bengal Havzasını kapsayan arazi, gelgit hareketiyle şekillenmiştir.

Mülk, aşağı Bengal Havzasında çok çeşitli fauna türleri için kalan tek habitattır. Olağanüstü biyolojik çeşitliliği, geniş bir bitki örtüsü yelpazesinde ifade edilir; 245 cinse ve 75 familyaya ait 334 bitki türü, 165 yosun ve 13 orkide türü. Aynı zamanda, 693 yaban hayatı türü ile fauna açısından da zengindir; 49 memeli, 59 sürüngen, 8 amfibi, 210 beyaz balık, 24 karides, 14 yengeç ve 43 yumuşakça türü.

Mülkün su yolları boyunca bulunan çeşitli ve renkli kuş hayatı, dokuz tür yalıçapkını ve muhteşem beyaz karınlı deniz kartalı dahil 315 su kuşu, yırtıcı kuş ve orman kuşu türü dahil olmak üzere en büyük cazibe merkezlerinden biridir.

Paylaşın