Fenerbahçe’de Sadettin Saran Dönemi

Fenerbahçe Kulübü Olağanüstü Genel Kurulu’nda, 12 bin 331 üyenin oyunu alan Saadettin Saran, Fenerbahçe’nin 38. başkanı oldu. Kurul’da 24 bin 732 üye oy kullandı.

Haber Merkezi / Saadettin Saran, konuşmasında “Sonuçlar gösteriyor ki en önemli görevimiz birlik olmak” dedi ve ekledi: Hayalim kupayı üç başkan birlikte kaldırmak.

Fenerbahçe Olağanüstü Seçimli Genel Kurulu, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Spor Kompleksi ve stat bitişinde yer alan Kenan Evren arazisinde gerçekleşti. Saat 10.00’da başlayan oy verme işlemi, saat 17.00’de sona erdi ve oy sayımına geçildi.

Ali Koç ile Sadettin Saran’ın yarıştığı başkanlık seçiminde 50 sandıkta 24 bin 732 üye oy kullandı. Seçimde geçerli oy 24 bin 393 olurken, 135 boş oy, 204 geçersiz oy oldu. Sadettin Saran 12 bin 325 oy alarak başkanlığa seçildi. Ali Koç’un ise 12 bin 68 oy aldığı açıklandı.

Sonuçların açıklanması için Sadettin Saran ve Ali Koç, kürsüye birlikte yürüdü. Koç, Saran’ın seçimi için “Hayırlı uğurlu olsun” dedi ve ekledi: “Az farkla Saadettin Bey kazandı. Yolunuz açık, şansınız bol olsun. Yapacak çok işimiz var. … Başkanımızın etrafında kenetlenme zamanı.”

Saran ise konuşmasında “Sonuçlar gösteriyor ki en önemli görevimiz birlik olmak” dedi. Ali Koç’un tecrübelerinden faydalanmak istediğini söyleyen Saran “Hayalim kupayı üç başkan birlikte kaldırmak” dedi.

Saran, Aziz Yıldırım döneminde yönetimden uzaklaştırılmış ve üyelikten ihraç edilmişti. Fenerbahçe ile Saran arasında yedi yıl süren “kulüp üyeliğinden haksız ihraç” davasında, Yargıtay 2022’de Saran’ı haklı bulmuştu.

Daha önce başkan adaylığını açıklayan Hakan Bilal Kutlualp ise 16 Eylül’de Saadettin Saran lehine yarıştan çekildi.

Saran 17 Eylül’de yaptığı açıklamada, Hakan Bilal Kutlualp’e Futbol AŞ’de başkan vekilliği görevini teklif edeceklerini söyledi, “İnşallah kabul eder. Kendisine teşekkür ediyoruz” dedi.

Sadettin Saran’ın yönetim kurulu listesinde şu isimler yer alıyor:

Adem Köz, Orhan Demirel, Taner Sönmezer, Ahmet Murat Emanetoğlu, İlker Alkun, Burçin Gözlüklü, Ali Gürbüz, Ertan Torunoğulları, Murat Salar, Ufuk Şansal, Olcay Doğan, Cem Ciritçi, Erdem Sezer, Ozan Vural, Ertuğrul Eren Ergen, İlyas Yılmaz, Orhan Orakçıoğlu, Gökhan Taşkaya, İlker Arslan, Zeynep Yalım Uzun, Serhan Yılmaz

Paylaşın

Ali Koç’tan Şampiyonluk Açıklaması: Vura Vura, Kıra Kıra Olacağız

Ali Koç, “Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Bunu yaparken de yapıyı, trolleri, karanlık elleri, Fenerbahçe’ye saldırmayı rant kapısı haline getirenleri vura vura kıra kıra şampiyon olacağız. Olmazsak da Mayıs’ta hesaplaşırız. Artık karar sizlerin” dedi.

Fenerbahçe Olağanüstü Seçimli Genel Kurulu’nun ilk gününde kongre üyeleri ve Başkan Adayı Sadettin Saran’ın ardından açıklamalarda bulunan Koç, Fenerbahçe başkanının seçim için değil, kulüp için çalışması gerektiğini vurguladı. “Fenerbahçe başkanı seçim için çalışmaz, Fenerbahçe için çalışır, icraatlarıyla konuşur. Uzun uzun rakamlardan bahsetmeyeceğim” ifadelerini kullandı.

Koç, “Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Bunu yaparken de yapıyı, trolleri, karanlık elleri, Fenerbahçe’ye saldırmayı rant kapısı haline getirenleri vura vura kıra kıra şampiyon olacağız. Olmazsak da Mayıs’ta hesaplaşırız. Artık karar sizlerin” dedi.

Ali Koç konuşmasında şunları söyledi: “Taraftarlarımız yıldız futbolcular istiyor. Artık 500-700 bin dolarlar değil, 25 milyon Euro’lardan kapı açılıyor dedik. Ekonomi uygun değilse nasıl bunu sürekli hale getirebilirsiniz? Fenerbahçe başkanı seçim için çalışmaz, Fenerbahçe için çalışır, icraatlarıyla konuşur. Uzun uzun rakamlardan bahsetmeyeceğim.

Defalarca ‘aday olacağım’ deyip geri dönmedim. Sadettin Bey geçen sene haklıydı, ‘Sen devam etmelisin, aday olursan çekilirim’ dedi ve sözünü tuttu. Ondan önceki dönemlerde birçok kez ‘başkan olacağım’ dedi, aday oldu. Ben en kötü günde oldum, 7 sene sonra en sıkıntılı dönemde göğsümü gere gere çıktım, o ne der bu ne der demedim. Bu sezon da şampiyonluk borcumuzu ödeyeceğiz.

Biz gerçek bir adayız. Artık ayıp olmasın diye aday değiliz. Canımızla, kanımızla, çoluğumuzun çocuğumuzun rızkıyla, itibarımızla, sağlığımızla 7 senedir mücadele ediyoruz. Sil baştan, belirsiz bir maceraya mı atılacağız; yoksa sabırla verilen mücadelenin meyvesini mi toplayacağız? Yarın bunun kararını vereceğiz.”

Diğer başkan adayı Sadettin Saran hakkında da konuşan Ali Koç, “Sadettin Bey seçildiği takdirde bahis şirketini satacağını, kapatacağını söyledi. Saygı duyuyorum” dedi.

Koç, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Mevzuat ve kanun net olmasına rağmen vicdanen haksızlık vardır. Futbol ailesine girdiği zaman bu şirketin sahibi olmaması gerekir, futbol ailesine girmeden önce şirketi elden çıkarmasını beklemektedir mevzuat.

Hem şirketi elden çıkaracaksın, başkan olamazsan şirketi de elden çıkaracaksın. Sadettin Bey ve Bakan Bey’e de söyledim. Bir realite, bir gerçek var. Bunu kongre üyelerimizle paylaşmak zorundayım. Şunu da söyleyeyim; Sadettin Bey 2 gün sanki biz bakanlığı arıyormuşuz, adaylığının önünü kesmek için konuştu. Sonra düzeltti. 2 günde yayıldığı kadar yayıldı ama bu konu.”

Paylaşın

Fenerbahçe, 12 Ayda 764 Milyon Lira Zarar Etti

Fenerbahçe’nin, son 12 ayda 764 milyon 627 bin 102 lira zarar ettiği açıklandı. Fenerbahçe, geçen yıl aynı dönemde ise 2 milyar 149 milyon 86 bin 389 lira kar etmişti.

Fenerbahçe, 31 Mayıs 2025 itibarıyla sona eren mali döneme ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı. Fenerbahçe’nin söz konusu dönemdeki zararı 764 milyon 627 bin 102 TL olarak açıklandı. Geçen yıl aynı dönemde ise 2 milyar 149 milyon 86 bin 389 TL kar elde edilmişti.

Açıklamada, 31 Mayıs 2025 itibarıyla kulübün kısa vadeli yükümlülüklerinin, “ilişkili taraflardan diğer alacaklar” hariç tutulduğunda, dönen varlıklarını 7 milyar 567 milyon 56 bin 185 TL aştığı belirtildi. Bu rakam, 2024 yılında 5 milyar 666 milyon 912 bin 385 TL seviyesindeydi.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“31 Mayıs 2025 tarihinde sona eren döneme ilişkin zararı 764.627.102 TL (31 Mayıs 2024: 2.149.086.389 TL kar) tutarında gerçekleşmiştir. Aynı tarihte kısa vadeli yükümlülükleri dönen varlıklarını “İlişkili taraflardan diğer alacaklar” hariç 7.567.056.185 TL (31 Mayıs 2024: 5.666.912.385 TL) aşmaktadır. Grup’un özkaynakları aynı dönem itibarıyla eksi 1.189.534.513 TL (31 Mayıs 2024: eksi 1.430.226.298 TL)’dir. 31 Mayıs 2025 tarihi itibarıyla Grup’un kısa vadeli banka kredilerinin tutarı 868.103.403 TL (31 Mayıs 2024: 908.784.872 TL)’dir.”

Paylaşın

Ali Koç: Kulübümüzün Geleceğine Odaklandık

Adidas ile yapılan sponsorluk anlaşmasının imza töreninde açıklamalarda bulunan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç “Geldiğimiz nokta itibarıyla bizler önümüzdeki sezon hazırlıklarına hem de kulübün geleceği açısından çok önemli mevzulara odaklanmaktayız” dedi.

Fenerbahçe ile Adidas firması arasında forma sponsorluğu anlaşması gerçekleştirildi. Ülker Stadı’nda düzenlenen törene, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç ve yöneticisi Esin Güral Argat’ın yanı sıra Adidas Gelişmekte Olan Ülkeler’den Sorumlu Başkanı Dave Thomas ile Adidas Türkiye Genel Müdürü Hakan Atalay katıldı.

Fenerbahçe yönetim kurulu üyelerinin de yerinde takip ettiği toplantıda açıklamalarda bulunan Ali Koç, “Yıllar sonra bir kez daha Türk sporunu en güçlü şekilde temsil eden Fenerbahçe ile Adidas’ın yeniden yan yana geldiği için beraberiz. Futbol, basketbol, voleybol ve kadın erkek branşları hepsinde tüm takımlarımız ilk defa Adidas tarafından hazırlanacak özel tasarımlarla sahada yer alacak.” dedi.

İş birliğinin büyük önem taşıdığına değinen Koç, şöyle devam etti: “İlk kez 3 farklı branşla Adidas güçlerini birleştiriyor. Söz konusu anlaşma Türk spor tarihinin en büyük bütçeli teknik sponsorluk anlaşmasıdır. Fenerbahçe ve Adidas güçlü bir ortak tarihe sahiptir. Fenerbahçe armasının üzerinde olduğu her forma milyonlarca yüreğin inancını temsil etmektedir. Yeni formalarımız inşallah 1 temmuzda belli yerlerde, 2 temmuzdan itibaren ise tüm Fenerium’larda olacak. Bu birlikteliğin her iki taraf içinde hayırlı olmasını temenni ediyorum.”

Logonun geçen yılki gibi kullanılacağını da aktaran Ali Koç, “Geçmişte yaptığımız anlaşmalardan çok daha kârlı bir anlaşma. Adidas için de öyle olacağını düşünüyorum. Genelde 3 yıllık yapıyorduk, bu anlaşma 5 yıllık. Gelir tarafında da Fenerbahçe için artısı olacak. Belirlediğimiz sayılara ulaşacağımızdan hiçbir şüphemiz yok. Öyle bir tüketelim ki Adidas üretime yetişemesin.” diye konuştu.

TRT Spor’un aktardığına göre; Koç, sözlerini imza sürecine ilişkin şu ifadelerle tamamladı: “İmza süreci demokratik bir haktır ama camiamızın tarihine, kültürüne geleneğine bakınca gelecekte sakıncalar yaratacağından uygun yöntem olmadığını söyledik. Geldiğimiz nokta itibarıyla bizler önümüzdeki sezon hazırlıklarına hem de kulübün geleceği açısından çok önemli mevzulara odaklanmaktayız.

Bir sürü insan konuşun artık diyor bizim de zamanımız gelecek, konuşacağız. Bu süreci yürüten arkadaşlar haftalardır yeterli imzaya ulaştıklarını ifade etmektedirler ancak bu imzaları kulübü ulaştırma konusunda aynı motivasyonu yaşamamaktadırlar. Bu imzalar neden hala kulübü getirilmemiştir? Neden toplandıkça kulübe getirilmemektedir? Bunu yapan arkadaşlar birinci günden bunu exel formatına taşımayı akıl edememiş mi?”

Paylaşın

Jose Mourinho Gelecek Sezon Takımda Kalacak Mı? Ali Koç’tan Açıklama

Teknik direktör Jose Mourinho hakkında açıklamalarda bulunan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “Fenerbahçe menfaatleri için Jose Mourinho’nun devam etmesini daha doğru buluyorum” dedi.

Ali Koç, Beşiktaş’a 1-0 kaybedilen derbinin ardından kulüpte yükselen istifa ve erken seçim çağrılarına yanıt verdi. Özellikle tribünlerden gelen yoğun tepkiler ve bazı kongre üyelerinin seçim talebiyle başlattığı imza kampanyası başlatmış, öte yandan camianın tanınan isimlerinden Hakan Bilal Kutlualp ise başkanlığa aday olacağını açıklamıştı.

TRT Spor’da katıldığı programda sürece dair açıklamalarda bulunan Koç, erken seçime kapıyı kapattı. “Yüksek Divan Kurulu’nda bundan sonraki süreç için söylediklerimizin arkasındayız. Seçime gitmiyoruz.” diyen Ali Koç, kulüp yönetimi olarak göreve devam edeceklerinin altını çizdi.

Ali Koç istifa hakkında ise, “İstifa etmeyi doğru bulmuyorum! İmza kampanyası demokratik haktır, saygı duyuyorum. Yerine gelirse, seçime gidilir! Bu anlattıklarımdan sonra camiamız bizi onur kırıcı şekilde yollamak isterse, bu da kaderde varmış diyeceğiz! Ne yapacağız başka!” dedi.

Kaybedilen derbiler ve mali konular hakkında da açıklama yapan Ali Koç, “Beşiktaş mağlubiyeti ve derbi performansımız bu sene kabul edilemez. Geldiğimizde UEFA’nın kapağında batmaya en yakın kulüp Fenerbahçe olarak gösteriliyordu. Finansal Fair Play vardı ve manevra alanımız kısıtlıydı. Geldiğimiz noktada Fenerbahçe, kurumsal ve mali olarak iyi noktada” ifadelerini kullandı.

Başkan Koç verilen yönetime verilen tepkiler hakkında “Futbolda şampiyonluk olmadığında camiayı kesmiyor. Taraftarın öfkesi çok, çünkü beklentisi çok. Diğer camialar uzun yıllar şampiyon olamadı, benzer dönemi yaşıyoruz. Bizim dönemde dijital medya var, eleştiriler yüksek sesle çıkabiliyor. Bu tepkileri anlıyorum, başarı isteği normal.

Benim taraftarlığım, daha doğrusu bizim jenerasyonun taraftarlığı bugünün taraftarlığından biraz farklı. Biz ‘pazara kadar değil mezara kadar’ kültüründen gelen insanlarız” dedi.

“Jose Mourinho ile devam etmek istiyoruz”

Ali Koç Jose Mourinho hakkında ise “Herhalde taraftarın gözünde Jose Mourinho’nun kredisi daha yüksek. Derbiden sonra Mourinho ile görüşmedik. Bu akşam buluşacaktık ama program olduğu için buluşamadık. İstikrar açısından Jose Mourinho ile devam etmek istiyoruz. Başkan olarak anlatıyorum, başka hoca yazılıyor! Fenerbahçe menfaatleri için Jose Mourinho’nun devam etmesini daha doğru buluyorum.” ifadelerini kullandı.

Başkan Koç Mourinho’ya teklif geldiğini ve gitmek istemesi hakkında yapması gereken şeyler olduğunu belirterek, “Jose Mourinho’ya devre arasında 36 Milyon Euro’luk teklif geldi. Tango iki kişi ile yapılır, Jose Mourinho eğer gitmek isterse şartlar belli. Gitmek isterse, bir yıllık ücretini bırakması gibi gerekir şeyler var sözleşmede. Hoca ile ayrı bir ilişkimiz var. Ailemi, babamı, karımı, çocuğumu tanıyor, sürekli yemek yiyoruz. Onun ailesini tanıyamadık, henüz gelmediler. Biz hala beraberiz, ondan farklı bir şey gelirse bakarız.” dedi

Ali Koç oyunculara verilen tepkiyi ise anlamadığını vurgulayarak, “Oyunculara tepkiyi anlamıyorum. Zenit ile oynadığımız hazırlık maçında bile istifa tezahüratları oldu. Oyunculara maç bitene kadar destek olun. Maç içinde bize dediğiniz zaman da etkileniyor çocuklar. Bu kısmını anlamış değilim. Bizim tribünümüzde olan şeyler değildi, Aziz Başkan’ın son dönemlerinde oldu” şeklinde konuştu.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç sarı-lacivertli kulüpteki bölünmüşlüğe dikkat çekerek, “Bugün geldiğimiz noktada en büyük rekabet avantajımız, rakiplerin ve düşmanların ekmeğine yağ sürme noktasına gelmiş durumda. Bahise, sisteme, yapıya karşı mücadele veriyoruz. Rakiplerimizin yaptıklarının 10’da 1’ini biz yapsak, herhalde şu anda adliye koridorlarındaydık.

Rakip takım olsam, Fenerbahçe’deki bu parçalanmışlık durumundan haz duyardım. Bizim fabrika ayarlarımıza dönmemiz lazım. Biz olalım ya da olmayalım! Bu sorunu çözmeliyiz, kılıçları kendimize çekiyoruz. Kendimizi yıpratıyoruz. Aynayı bakıp bu durumu nasıl gidereceğiz kısmını düşünmeliyiz.” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç: Çürümüş Yapıyla Mücadelemiz Devam Edecek

Yüksek Divan Kurulu toplantısın da konuşan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “Hiçbir zaman taviz vermeyiz. Bu çürümüş yapıyla mücadelemiz kararlılıkla devam edecek. İster camiamız bize destek olsun ister olmasın” dedi.

Haber Merkezi / Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu’nun (YDK) Kasım Ayı Olağan Toplantısı, Fenerbahçe Spor Kulübü Faruk Ilgaz Tesisleri’nde Yüksek Divan Kurulu Başkanı Şekip Mosturoğlu başkanlığında Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Yönetim Kurulu Üyeleri, eski Yöneticiler ve YDK üyelerinin katılımıyla yapıldı.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’ta Yüksek Divan Kurulu toplantısın da konuştu. Ali Koç’un konuşması şöyle: “Anlatacak çok şey var, zaman az. Bir yöneticimiz voleybol maçına, bir yöneticimiz Beşiktaş’la oynadığımız altyapı maçına gitti. Birazdan bir grup yöneticimiz Trabzon’a gidecek. Biz de yarın sabah ilk iş Trabzon’a gideceğiz. Trabzon’da takımımızın yolu açık, şansı bol olsun. Rabbim yanımızda olsun. İki kulüp de birbiriyle temasta. Geçen sene 17 Mart’ta yaşananların tekrarlanmayacağına eminiz. Güzel bir maç olsun. Hak eden kazansın ama inşallah biz kazanırız.

Hocamızdan bahsedildi. İlk o konuya geleyim. Tek tek cevap veremeyeceğiz bugünkü konuşmalarınıza. Öncelikle YDK başkanımıza teşekkür ediyorum. Olayı olağanüstü güzel, net bir şekilde açıkladı; neler yaşıyoruz, içinde bulunduğumuz durum, camiamızın psikolojisi… Genel Sekreterimiz de rekabet ettiğimiz bazı kulüplerle ilgili, özellikle biriyle ilgili çok net konuştu. O da durumu izah etti. Ben de orada birkaç konuya değineceğim.

Görüyorum ki, biz sadece dışarıyla değil, birbirimizle de boğuşuyoruz. Bugün o konulara da değinildi. ‘Gücümüzü Fenerbahçe’nin menfaatleri için odaklayalım.’ diyenler oldu. Bu hassasiyeti gösterenlere teşekkür ediyorum. Herkesin fikrine saygılıyım. Takdir ederim, tasvip etmem önemli değil ama herkes bu kürsüden istediğini söyler. Ama görüyorum ki bazı Kongre Üyelerimiz de, Divan Kurulu Üyelerimiz de gerçeklerin şu an çok uzağındalar.

Hocamızla ilgili her Divan Kurulunda kürsüye çıkan Ufuk Bey bir şeyler söyledi. Bizim en büyük sorunumuz, çok uzun yıllardır hem bizim dönemimizde hem bizden önceki dönemde Futbol Şubesinde istikrarı yakalayamamamızdır. Bunda bizim de bizden önceki yönetimin de tabii ki sorumluluğu, hataları olduğu aşikârdır. Bir diğer unsur ise Teknik Direktörlerimize ihtiyaç duydukları süreyi, sabrı tanımayan camiamızın sabırsızlığı da burada pay sahibidir.

Bu bağlamda Yönetim Kurulumuz bu sabırsızlığı, toleranssızlığı kırabilmek için dünya tarihinin en başarılı, en değerli teknik direktörlerinden biri olan Jose Mourinho’yu kulübümüze kazandırmıştır. Yaşayan antrenörler arasında değil, dünya tarihinde gelmiş geçmiş tüm teknik direktörler arasında en iyilerinden birini getirdik. İyi de bir kadro kurduğumuzu düşünüyorum. Katılırsınız, katılmazsınız. Hatta bir nebze olsun ayağımızı yorganımıza göre uzatmadık, bu sefer daha da riskler alarak mühendislik yaptık. Kadromuz derin, alternatifli. Zaman içinde bunu göreceğiz.

Spor basınımız ve organize bir sosyal medya çetesi daha önceki teknik direktörümüz gibi Sayın Mourinho’yu da kısa sürede hedef haline getirmiştir. Olabilir. Ama üzücü olan bir kısım taraftarımız bu algı operasyonundan bir kez daha etkilenmiş olduğunu görüyoruz. Hocamızı daha 8., 9. haftada saldırıya uğrattılar. Camia psikolojisini biraz evvel bir Kongre Üyemiz daha 9. haftada yelkenleri indirmiş, şampiyonluğun bittiğini burada ifade etmiştir. Kendisine kesinlikle kızmıyorum ama camiamız bilerek, isteyerek ya da bilmeyerek bu psikolojiye yıllar içinde sokulmuştur.

Her demeciyle Fenerbahçe’ye yaşatılan haksızlıkları dünya basınının manşetlerine taşıyan, İstanbul’daki her anını takımımızın daha iyi seviyeye yükseltmesi için harcayan, sevgiyi, saygıyı, sabrı ve desteği sonuna kadar hak eden hocamız vardır. Biz de Yönetim Kurulu olarak sonuna kadar arkasındayız. Bizim kendisiyle ilgili hayallerimiz ve planlarımız uzun vadelidir. Tüm çabamız onun bu şehirde mutlu olması, tüm ihtiyaçlarının eksiksiz olarak karşılanması ve kendi işine odaklanması, takımına, oyuncularına, idmanına ve rakiplerine odaklanması bizim en büyük önceliğimizdir.

Bu şekilde Futbol Şubemizde istikrarı yakalayarak başarıyı elde edeceğimize inanıyoruz. Tek beklentimiz, -beklentiden öteye geçer inşallah- camiamızın artık uyanması ve sahiplenmesi. Bunu niçin söylüyorum? Çünkü en küçük tökezlemede, bir puan kaybında hepinizin malûmu… Ben bazı Fenerbahçeli olduğu söylenen sosyal medya sitelerine de hayretler içindeyim. Onların Fenerbahçeli olabileceğini düşünmüyorum. Rakip, en büyük düşmanımız böyle bir sosyal medya sitesi kurmak istese ancak bu kadar olur. Ben onlarla ilgili ümidimi kestim.

Ama bugün burada da son dönemde de kamuoyunda da artık bir kenetlenmenin başlayabileceğini, insanların artık biraz daha uyanmaya başladığını görüyorum. Sizden ricam yönetimle sorunu olanlar gelsinler burada bizi istedikleri gibi eleştirsinler. Biz bugüne kadar kimsenin demokratik hakkını gasp etmedik. Herkes istediği gibi eleştirdi. İlk dönemlerimizde Fenerbahçe TV’de kendi kanalımızda yerden yere vurulduk, hiçbir zaman sesimizi çıkartmadık. Ama varsa bizimle derdiniz. Bu sıkıntınızın hesabını sahada, salonlarda çubukluyu taşıyan sporcularımıza kesmeyin. Bunu özellikle söylemek istedim.

Yarın yolumuz açık olsun. Şansımız bol olsun. Güzel bir maç olacağına, 3 puan kazanacağımıza inanıyorum. Tüm futbolcularımızla ve hafta sonu müsabakalarda olan tüm sporcularımıza başarılar diliyorum. Bir dileğim olsaydı, bir dileğimiz gerçekleşseydi, bize oy verin, vermeyin, sevin, sevmeyin, takdir edin, etmeyin, Fenerbahçelilerin bizi anlamasını, nelerle boğuştuğumuzu görmelerini dilerdim.

Her şey apaçık gözler önündeyken ve tekrar tekrar anlattığımız halde anlaşılamamanın acısını derinden yaşıyoruz. Ya biz yaşadıklarımızı hakkıyla anlatamıyoruz ya da başkalarının masalları bizim gerçeklerimizi yutuyor yani bizim camiamızı uyutuyor. Belki de sizleri uyutmak için, özellikle genç mensuplarımızı harekete geçirip onların bizi hedef almalarını sağlamak için belki de Fenerbahçeli görünüp hiç Fenerbahçeli olmayan siteler bile kurulmuş olabilir. Olağanüstü bir organizasyon var. Biz bunun acısını çekiyoruz. Başkanımız burada çok güzel özetledi neler yaşandığını. Ufak ufak rüzgâr dönmeye başladı.

Göreceksiniz zaman içinde Fenerbahçe’nin taviz vermeden, ilkesel duruşundan geri adım atmadan değerlerine sıkı sıkı sahip çıkıp futbolda başarı sağlamasa da sırf başarı için doğru bildiklerinden sapmayıp biraz sonra anlatacağım yapıyla ilgili mücadele edip bu yapı çökertildiği zaman sadece Fenerbahçe, Türk futbolu değil ülkemizin ne kadar büyük fayda sağlayacağını göreceksiniz. Belki bizler için iş işten geçmiş olacak ama bizim yaptığımız kıymetli çalışmanın değeri bizler gittikten sonra apaçık ortaya çıkacaktır.

Tüm zorluklara ve engellere rağmen Fenerbahçe ve Fenerbahçeliler için elimizden gelenin en iyisini yapmak için çalışıyoruz. Çalışmalarımıza yön veren pusula tek bir yönü işaret ediyor. O da Fenerbahçe’nin özgürlüğü ve ekonomik bağımsızlığıdır. Bizim için en büyük başarı kulübümüzün kimseye muhtaç olmamasıdır. Şimdilerde kolayca yok sayılsa da demin de dediğim gibi, görev süremiz bittiğinde bunun ne kadar önemli olduğu herkes tarafından görülecektir. Evet, ‘Tüm zorluklara ve engellere rağmen.’ dedim az önce. Biraz o engellere değinmek istiyorum.

Göztepe maçından bahsediyorsunuz. Doğru söylüyorsunuz. Orada feci bir olay yaşandı. Malûmunuz kalleşçe biri sırtımızdan saldırdı, biz orada ortamı yatıştırmaya giderken. Detaylarına girmeyeceğim. Daha evvel anlattım. Geçen hafta bir maç oynandı; Galatasaray-Beşiktaş maçı. Bir muhabire tokat atan ki hiçbir şekilde şiddeti tasvip etmemiz söz konusu değildir. Apar topar tutuklandı. Yanlış bir yere çekilmesin lütfen. Biz mesleği, sosyal statüsü, cinsiyeti fark etmeksizin her Türk vatandaşının adaletin önünde eşit olması gerektiğine inanan bir camiayız. Bir ayrıcalık da talep etmiyoruz. Yalnız neden adil muamele görmediğimizi sorgulamak da bizim camiamıza karşı sorumluluğumuzdur.

“Hukuk kime göre, neye göre işlemektedir?”

Beşiktaş başkanıyla dalga geçen, sözde medya mensubu olan ama twitlerine baktığınız zaman holigan bir taraftar profili çizen, maça geldiği zaman alkollü olduğu net bir şekilde emniyet tarafından tespit edilen kişiye bakanlarımız –isimlerini vermeyeceğim- yarım saat içinde ‘Geçmiş olsun, peşindeyiz.’ diyorlar. Fenerbahçe Başkanına yapılan saldırıyı ama aynı kişiler görmezden gelebiliyorlar. Keşke gelmeselerdi. Bu adil midir? Hukuk kime göre, neye göre işlemektedir?

Biz kamu destekli sanki kamu kurumuymuş gibi pek çok kulüple rekabet halindeyiz. Bunu görmeniz lazım. Biz kapalı spor salonumuzu yaparız. Kendi stadımızı inşa ederiz. Başkalarına statlar yapılır ama biz onların iki misli yıllık kiralar öderiz. Her yıl vergimizi kuruşu kuruşuna öderken, rakiplerimizin vergi borçları affedilir. Adil rekabet midir? Camia ses çıkarır mı? En küçük puan kaybında saldıranlar bu durumu hiçbir zaman gündeme getirir mi?

Biz Türkiye’nin dev markalarıyla iş birliği yaparak sponsorluk gelirimizi artırırken, formalarımızın neredeyse hiçbir yerinde boşluk bırakmazken bir rakibimiz yasa dışı bahis sitesini, sözde bir haber sitesi gibi göstererek gayriahlaki kaynak yaratırken, üstelik bütün bu karaborsa skandalının içinde buna cüret ederken kimsenin ses çıkarmaması veya yeterince ses çıkarmaması, resmi mercilerin bunun üstüne bütün gücüyle gitmemesi… Bu adil midir? Savcının Fenerbahçelisi, Beşiktaşlısı, Galatasaraylısı olmaz.

Göztepe olayıyla ilgili de özellikle İçişleri Bakanımıza şahsım ve Yönetim Kurulum adına teşekkür ederim. Konunun ciddiyetine vakıf bir şekilde çok hızlı üzerine gittiler. Gerekli denetimler yapıldı, müfettişler atandı ve gerekli cezalar da verildi. Özellikle teşekkür etmek istiyorum.

Malum terör örgütünün üyesi olmaktan halen hapis yatan veya yurt dışında firari olan polis, savcı ve hakimlerin Fenerbahçe’ye vermediği zararı her sene, her sezon birkaç tane hakemin verdiği hepinizin malumudur veya malumu mudur? Geçen yıl nefes nefese devam eden şampiyonluk yarışında biz 5 kırmızı kart görürken, Galatasaray’ın sadece bir kırmızı kart görmesi normal midir? Bütün liglere baktık, böyle bir tablo hiçbir yerde yok.

O kartı gören de saha içinden değil, kulübeden gördü ama aynı takım beş Avrupa maçında 5 kırmızı kart görüyor. Bu bir tesadüf müdür, yoksa yabancı hakemlerin dürüstlüğüne mi bağlamak gerekir. Yine geçen yıl bir takım 65 sarı kart görmüş onlar, biz 23 fazla, 88 görmüşüz. Bunu adil diye sormak görevimiz değil midir? Geçen seneyi hatırlatıyorum bu senede ne yazık ki bu şekilde ilk 9 haftada benzer tablo ortaya çıkmaya başladı.

Federasyon seçimleri sürecinde tavrımız son derece açık ve şeffaftı. Halen de öyledir. Yeni TFF yönetiminin zamana ihtiyacının olduğunu kabul ediyoruz, bununla birlikte hakemlerin lige etkisini de dikkatle izliyoruz. Bu konuda sabrımızın daha fazla sınanmamasını özellikle diliyoruz, rica ediyoruz.

Acun bey bir mücadele veriyor. Sağ olsun, çok güç kattı. Devamlı önemli konuları gündeme getiriyor. Bu yapı neymiş! Yapı var mı? Hayali yapı oluşturuyorsunuz! Sahadaki sonuçları böyle mazeretlere kamufule etmeye çalışıyorsunuz. Bakın size bir şey söyleyeyim. Biz 25 yıldır, sıkıntı yaşıyoruz. Zaten her zaman dile getiriyorum. Bilmiyorum biriniz söylediklerime doğru mu değil mi diye baktı mı? Son 10 senenin, son 5 senenin tablosuna bakın ve bu tablolara göre Fenerbahçe’nin şampiyon, en azından bir şampiyonluğunun olmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Gidin, bakın. Puanlara, gollere, averajlara, galibiyetlere bakın. Bunu şansa falan bağlayamazsınız.

Dolayısıyla biz 25 yıldır bu işlerle mücadele ediyoruz. Bu yapı camiaların kaderleri ile oynuyor. Şekip Bey’in dediği gibi sadece şampiyonluk yarışı değil düşenlerin de kaderleri ile oynuyor. Tartışmasız en çok bize zarar veriyor. Toplumumuzun sinir uçlarıyla onuyor. Türk futbolun kaderi ile oynuyor. Bizim yaşadıklarımızı yeryüzünde, dünyada bir kulüp yaşasa ayakta durması bile mümkün değildi, arkadaşlar. Bununla övünsek mi, gurur mu duysak, halimize mi üzülsek? Size bırakıyorum.

Defalarca anlattım daha fazla anlatmayayım. Kendi tarihimizin görülmemiş sezonunu yaşıyoruz. 99 puan alıyoruz. 6 derbinin dördünü kazanıyoruz. Deplasmanda sadece bir beraberliğimiz var ve yine şampiyon olamıyoruz. Düşünün, arkadaşlar.

Biz yapı deyince ortalık kaynıyor. Kim bu yapı? Adı var mı? Biraz açıklamaya çalışayım. Geçen seneden örnek verdik. Saha içerisinde ısrarla bir takımı kollayarak, ittirerek, hakem hataları yapılmasına rağmen gerekli adımlar atılmıyorsa ve aynı hakemlere hiçbir şey olmuyormuş gibi her hafta maçlar veriliyorsa, işte yapı budur. Tarihe geçecek, yıllarca hafızalardan silinmeyecek hakem hatalarının neredeyse hepsinin bir takımın lehine gerçekleşiyorsa işte yapı budur.

Bu sezon henüz daha 10 hafta geçmemesine rağmen yine aynı takım adına hakem hataları diye nitelendirilmeyecek saha içinde açık bariz kollamalar yapılıyorsa işte yapı budur. Bir derbide 6 sarı kart, iki kırmızı kart; bütün otoritelerin altına imza attığı bir olay yaşanıyorsa işte yapı budur. Bir teknik direktör hakemleri saha içerisinde tehdit ederken, bu dördüncü hakemin gözü önünde yaşanırken, bu raporlara girmiyorsa işte yapı budur.

Bu temsilcileri, gözlemcileri istedikleri şekilde kullanabileceğini iyi bilen, kullanabilecek kişileri bu görevlere yerleştiren; çok uzun yılladır akrabalık, arkadaşlık, hemşericilik ilkelerini kullanarak yapanlar oluyorsa işte yapı budur. Hakemleri maçlarda kararlarını etkilemek için VAR’a görüntüleri manipülatif şekilde gönderip, hakemlere tuzak kurarak kariyerlerini sonlandırılanlara rağmen kimse kılını kıpırdatmıyorsa işte yapı budur.

Bu yapıya biraz çomak sokulduğu zaman geleneksel ve sosyal medyada malum kişiler ayaklanıyorsa işte yapı budur. Bu konuşmayı öfkeyle dinleyenler, yeri geldi mi içlerinde korku düşenler, yapının parçası bunlardır. İllegal işler yapılırken göz yumuluyorsa sahip çıkılıyorsa, dosyalar kapatılıyorsa işte yapı budur. Tüm bunları bile bile halen kim bu yapıyı açıklayın diyorlarsa işte yapı budur. Daha fazla uzatmayayım. Uzun uzun anlatırım. Uyanın Fenerbahçeliler, uyanın. Bize destek olun, olmayın. Kalbimiz attıkça bu görevde olduğumuz müddetçe mücadele devam edeceğiz.

Biraz evvel rakiple uğraşmayın, etmeyin. Onları büyütmeyin diyor ama anlatmak zorundayız çünkü biz adil rekabet peşindeyiz. TFF seçimlerinde açık ve net şekilde anlattım. Haksız rekabet sadece saha içerisinde değil, özellikle saha dışında da yaşanıyor diye. En güzel örnekleri de bu sezon. Karaborsa bilet. Bu iş gerçektir. Öyle mi, böyle mi, lamı cimi yok. Kapatılacak mı, üstüne mi gidilecek. Biraz sonra anlatacaklarımı ilgili arkadaşlarım devletin ilgili mercilerine gidiyorlar. Bir tanesi şunu diyor: ‘Bu niye sizi ilgilendiriyor?’ Arkadaşlar niye bizi ilgilendirdiğini anlatınca o kişinin hakkını yemeyelim. ‘Haklısınız. Ben bu şekilde bakmadım’ diyor.

Karaborsa bilet. Kendi içlerinden bu konu çıktı. Divan kurullarında bir üyesi ortaya attı. Bir üyesi savcılığa başvurdu. Bir gazetecisi konuyu devamlı gündemde tuttu. Vahim bir olay. Başkanları, ‘Savcılığa başvurduk’ dedi. Artık neredeyse söylediklerinin ne kadarı gerçek ne kadarı gerçek dışı, gerçek dışının daha ağır bastığı bir başkandan bahsediyoruz. Meğersem müracaatı şikayeti yapanlara karşı dava açmakmış. Çok ciddi iddialara karşı kamuoyunu tatmin edici açıklamalar yapması gerekirken her zaman olduğu gibi çelişkili ifadeler, manevralarla süreci kurtarma peşindeler. Biz bunun sonuna kadar gideceğiz. Biz ne yaptık?

Baktık ki olayın üstü kapatılmaya çalışılıyor. Devletimizin ilgili kurumlarını harekete geçmesi için ihbar hakkımızı kullandık. Fenerbahçeliler uyanın, bunu iyi dinleyin. Bunu gündemde tutun, yoksa bunu da kapatacaklar. Gençlik ve Spor Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, Sermaye Piyasası Kurumu, Rekabet Kurumu, TFF ve Bankalar Birliği’ne ihbarlarımızı yaptık. Bu çerçevede müracaat ettiğimiz bazı mercilerle ilgili bazı merciler gerekli incelemeleri başlattılar. Bunu kulübümüze bildirdiler. Burada özellikle Gençlik ve Spor Bakanlığımıza konuya gösterdikleri hassasiyet sebebiyle teşekkür etmek isterim. Bakanlık konuyu soruşturmak üzere müfettişleri görevlendirdi. Müfettişler soruşturmayı başlattılar.

Evvelsi gün kulübümüze üç müfettiş geldi. Biz de bildiklerimizi, tahmin ettiklerimizi anlattık. Hatta bir adım öteye gittik. Bizi de inceleyin. Bizi de inceleyin ki karşılaştırın. Kurumsal satışlar nasıl oluyor, üçüncü kişilere satışlar nasıl oluyor. İnşallah bu önerimizi kaale alırlar. Çünkü inceledikleri, soruşturdukları konunun dibine daha çabuk inerler, bizi de araştırırlarsa. Hem bakanlık müfettişlerinin hem savcılık makamının konu hakkında çok önemli bilgilere ve tanık beyanına ulaştığını gayet iyi biliyoruz. Bizim beklediğimiz devletimiz devletliğini mi gösterecek, yoksa bu konuyu örtbas mı edecek. Biz buna bakıyoruz. Bahsedilen rakam 56 milyon Euro.

İllegal bahis sponsorluğu. Bir başka gayri yasal olay. Aynı camia. Ciddi bir suç. Sosyolojik bir olay. Şuan biliyor musunuz ki Türkiye’de neredeyse hiçbir ülkede yaşanmayan illegal bahis olayı sosyolojik olarak ailelerimizi çökertmek üzere olduğunu. Biliyor musunuz ki ekonomik sıkıntılarda dolayı binlerce üniversite talebesi banka hesaplarını kiralamakta ve bu banka hesapları üzerinden bütün illegal bahis dönmektedir. Bırakın bir rakibimizin üç beş kuruş haksız gelir elde ettiğini.

Türkiye’nin sosyolojik yapısını bozmak için en büyük tehditlerden birinin bu olduğunun farkında mısınız? Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı olarak rekabet açısından değil, bu ülkenin bir vatandaşı olarak baktığım zaman hepimizin üstüne sorumluluk düştüğünün farkında olmanızı istiyorum.

Türkiye’de bu iş lisansla yapılıyor. Türkiye’de lisans alanlar legal bahis, bir de yurt dışında dev şirketler var. Onlar da legal faaliyet gösteriyorlar ama ülkemizde lisanslı olmadıkları için ülkemizde legal değiller ama bu söz konusu oluşum tamamen illegal. Ne yurt dışında lisanları var, ne ülkemizde. Bu işin sonuna bir news kelimesi eklenerek konu legalleştirilemeye çalışılıyor. Soruyorum, karşı takımın başkanına. Hiç mi Google’da araştırma yapmadınız? Hiç mi demediniz; iki ay evvel kurulmuş site, hiçbir reklam geliri yok, 14 milyon Euro sponsorluğu nasıl verir? Hiç mi aklınızdan geçmedi? Doğal olarak insanın aklına gelen bu. Birkaç ay evvel kurulmuş ve tek tük haber var. Sıfır reklam. Abonelik geliri yok. Hepiniz biliyorsunuz.

Biz geçen sene alt liglerde bahis için burada sizlere hitap etmiştik. Devletimiz soruşturma başlattı. Biz ifade verdik. Sonra savcı değiştirildi fakat şunu anlatmaya çalışıyorum. Bir tarafta 56 milyon, bir tarafta 14 milyon. Sonra diyorlar ki parayı aldık, almadık. Yarısını aldık, iade ettik. Başkanı bir şey diyor, başkanvekili başka bir şey diyor. Hiç birinin dediği birbirini tutmuyor. Devlet, her şey ortada. Ülkemizde illegal bahise özendirmek büyük suç. Ve ne acıdır ki sosyolojik bir sorun ve tamamen illegal olan bir konu 119 yıllık bir formanın üzerine yazılması da onlara nasip oldu. 2 senedir söylüyoruz, nasıl sahada rekabet ediyorsak transferde de rekabet ediyoruz. Yeri geliyor aynı futbolculara gidiyor, pazarlıklar yapıyoruz. Pazarlıklar ilerlediği zaman, e-mail, WhatsApp bir sürü yazışmalar oluyor.

Mesela bir tanesini alalım bu futbolculardan ismi önemli değil, kendisi de burada değil. Biz masadan 7.5 milyon Euro’dan kalkıyoruz, WhatsApp da bütün teklifler var. Bir başka kulüp KAP’a 4 Milyon 350 Bin Euro’ya anlaştığını bildiriyor, arada büyük fark var. Hep diyorum ya oranın suyu ve oksijeni daha mı iyi de futbolcular bu farka rağmen oraya gitmeyi tercih ediyorlar bu da işin esprisi. Ama sonra transferi yapan yöneticisi çıkıyor menajerlik ücreti hariç 7-8 milyon diyor. Sadece bu eski TFF ile oluyor ve ilgili mercilerin harekete geçmesi için bu bile yeterlidir.

Kardeşim sen KAP’a 4 Milyon 350 bildirdin, sonra senin yöneticin menajerlik hariç 7-8 diyor. Aradaki fark nerede? İmaj hakkı mı, sponsorluk mu? Gösterin demesi lazım. Bizim hiç bunu gündeme getirmeden bunu sorması lazım. Ve bunun gibi 5-6 tane daha futbolcu var ve arada da büyük farklar var. Dosya kuvvetli, hepsi çıkacak. Ama kimse harekete geçmiyor. Şimdi hepsini bağlarsak. Rakip iyi futbolcular alıyor, açıklanan rakamlarla gerçekte olan rakamlar arasında büyük farklar var. Bunlar nasıl fonlanıyor?

Konut, imaj hakkı, sponsorluk dendi. Ne kadar cömert sponsorları var, büyük paralara sponsorluk yapıp hiç kendi isimlerinden bahsetme ihtiyacı da duymuyorlar. Ya bu aradaki farklar bu karaborsa işi ile ödeniyorsa. Bankalar birliği anlaşmamız var, her kuruşumuz yarı yarıya. Bu sistemin dışında kazanılabilen bir para. Harcama limitleri var daha da önemlisi. Biz harcama limitlerine kadromuzu, hocayı sokabilmek için binbir hesap kitap yapıyoruz. Bu konuya demin ki örnekten hareket edelim; 4.350, 7-8 diyor ortasını al 7.5, 3 milyon fark var.

Vergisiyle beraber 4.5 milyon ediyor. Ama bu girmiyor harcama limitine. İngiltere’de bir kural vardır; imaj hakkı ve sponsorluk da yapabilirsin. Bir tane kontratta hepsi yazılıyor. Verdiğin maaş, imaj hakları, sponsorluk artık neyse hepsi bir kontratta yazıyor. Bunları göstermek zorundasın. Federasyonumuz inşallah bunu gündeme sokacak. Ne yapıyorsun? Harcama limitlerini bir şekilde manipüle ediyorsun, vergi kaçırıyorsun, banka yapılanmasını ByPass ediyorsun ondan sonra da bize soruyor ‘Beyefendi bu sizi ne ilgilendirir?’ İşte bunun için bizi ilgilendiriyor.

1 puan kaybında Fenerbahçe camiası ne yapıyor? Hocasıyla başlıyor, futbolcusuna, başkanına, yönetimine deli gibi saldırıyor. Biz bunlarla boğuşurken bir de kendi içimizde boğuşmalarla enerjimizi harcıyoruz. Camia ne kadar yanımızda olur veya olmaz ama biz bu mücadeleyi vereceğiz. Birbirimizi yıkmaktansa o enerjiyi Fenerbahçe menfaatlerine odaklarsak çok daha güçlü oluruz.

Sayın Başkanımız Aziz Yıldırım dün maça geldi çok da mutlu olduk, o da mutlu oldu. Yaz’a çok teşekkür ediyorum. Bir gazeteci yazmış; ‘Koskoca camianın yapamadığını küçücük bir kız yaptı diye.’ Hakikaten doğru yazmış. Tanımanızı da çok isterim. Aziz Yıldırım’ın kızı işte tam böyle olur diyeceğiniz bir kız. Çok tatlı, Allah bağışlasın. Ama düşünebiliyor musunuz, Aziz Başkan da bizimle bu toplara girse, sizler bu toplara girseniz, karaborsası, illegal bahisi, garip kontratlar… Ne kadar daha güçlü oluruz düşünebiliyor musunuz?

TFF, geçen sezon yaşadıklarımız malum. Bir yapıdan bahsettim, her platformda gündeme getirdik. TFF eski başkanı Sn. Mehmet Büyükekşi’nin yönetim anlayışı Türk futbolundaki kaosu çözmek yerine bu kaosu daha da büyüttü. Aslında söz konusu yapının devam ettiren bir tanesi de ta kendisi ve ekibiydi. Defalarca bize adil rekabet, sıkıntıların giderileceği sözü verilmesine rağmen her şeyin eski tas eski hamam devam ettiğini görünce biz vites artırdık. 2 Nisan’da yaptığımız kongreyi bazı üyelerimiz küçümsüyorlar ve hayal kırıklığı olarak görüyorlar.

Bu bir yolculuk. 20-25 yıldır yuvalanmış bir yapıyı 1-2 adımda çözmek mümkün değil. Devireceğiz dedik, devirdik mi? Evet. Belki Fenerbahçe kendi başına değil. TFF’nin o günkü yönetimi ve Yönetim Kurulu yüzde bir milyon kazanacağına inandığı seçimi oluşan doğal bir ittifakla devirdik. Artık insanların canına tak etmişti. Özgür iradelerin gasp edilmesi, demokratik değerlerin erozyona uğraması, şantajla, tehditle veya mükâfatla oylarının yönlendirilmesi, insanlar bıkmıştı. Onun için tünelin sonunda ışık görüyorum ve umudumuz artıyor.

Türkiye’de iyi şeyler olacak. Biz de o TFF Yönetiminin kazanacağını tahmin ediyorduk ama biz başka kulüpler gibi ekmeğimizin peşinde değiliz. Biz hakkımızın, adil rekabetin, cumhuriyetimizin ilkelerinin ve değerlerinin peşindeyiz. Ve bunlardan hiçbir zaman taviz vermeyiz. Dolayısıyla bu çürümüş yapıyla mücadelemiz kararlılıkla devam edecek. İster camiamız bize destek olsun ister olmasın. Burası Türkiye, ne kadar haklı olursanız olun, haklılığınız anlaşılsa dahi mağduriyetlerin giderilmesi, gerekli adımların atılması ve sorunların çözülmesi her zaman uzun süre almıştır.

Türkiye Futbol Federasyonu son seçimlerinde göreve gelen Sn. İbrahim Hacıosmanoğlu ve Yönetim Kurulu Üyelerini tekrar tebrik eder ve onların tek vaadini hatırlatmak isterim: Adil ve adaletli olmak! Biz, samimiyetlerine inanıyoruz. Bu konuda son derece kararlı adımlar atarak görevlerine başladılar. Sizlere bir şey söyleyeceğim; geçen haftaki derbi maçı hakem skandallarıyla bitiyor ve camiamızdaki belli malum isimler, ben sadece 1 sunuma ‘İyi sunum yaptı, MHK’ dediğim için beni hedef alıyorlar, beni yerden yere vuruyorlar, düşünebiliyor musunuz böyle bir camianın başkanlığını yapmaya çalışıyoruz!

Son derece kararlı adımlar atarak görevlerine başladılar. Ancak buradan kendilerine seslenerek bir çağrıda bulunmak istiyorum. ‘Elinizi çabuk tutmak ve hızlı hareket etmek zorundasınız. İyi niyetli davranarak ‘bir şans daha verelim’ düşüncesi içerisinde olursanız bu yapıyla mücadelede geç kalırsınız. Bu yapı size çok büyük sıkıntılar yaratır. Ben şahsen haziran ayından bugüne kadar adaletli bir futbol iklimi yaratmaya çalışıldığını görüyorum, hissediyorum.

Ancak ciddi bir şekilde de uyarımı yenilemek istiyorum. Şu anda içeriden yapılan hamleler de yukarıda bahsettiğim yapı tarafından operasyona uğruyorsunuz. Fenerbahçe’yle, Beşiktaş’la hatta Trabzonspor’la karşı karşıya getirilmeye çalışılıyorsunuz. Çünkü biliyorlar, siz muvaffak olursanız pek çok konuda temizlik olacağının farkındalar. Sizin mücadele hızınızın, yapının size yaptığı ve yapacağı tüm operasyonlardan daha hızlı olma zorunluluğu vardır. Aksi takdirde nefesiniz yetmeyecek ve daha evvel olduğu gibi bir kez daha onlar sizi devireceklerdir.

Geçen hafta yapılan hakem ataması! Yani gerçekten anlam veremiyorum. Son derbi, mayıs ayında Rams Park’ta bizim rakibimizi 1-0 yendiğimiz derbide 24. dakikada Djiku’nun bu hakem yani Arda Kardeşler tarafından atılması istisnasız her yorumcunun, bırakın sarı kartı faul bile değil dediği pozisyonda atılması… Allah’tan o maçı biz kazandık ve ilk derbide bu adamı atadılar. Bu nasıl bir anlayıştır? Fenerbahçeliler buna kükreyin, buna tepki koyun. Dolayısıyla aynı kangren yapı faaliyetlerine devam ettikçe Türk futbolunda suların durulması mümkün olmayacaktır. Geçen hafta 6 sarı kart, 2 kırmızı kart es geçilmiştir. Geçen senenin istatistiklerini verdim. VAR da sarı kartlara karışamıyor. Acun Bey’in dediği ‘kusursuz cinayet’ zaten böyle oluyor. Ama ne hikmetse saha içinde de saha dışında da bu camia olağanüstü bir koruma altında.

Şimdi bakın biz buradan çıkacağız. Malum 6 tane adamları var, isimlerini burada sizin huzurunuzda söylemeyeceğim, servis etmeyeceğim. Şimdiden bile başladılar mı? Yani düşünebiliyor musunuz; Türkiye’de medya mensubu olduğunu söyleyen adamların tek yaptığı şey ki bir camia idi, şimdi iki camia oldu, devamlı hedef almak ve başka bir camiayı devamlı kollamak. Bizim bunlara medya mensubu dememiz bekleniyor. Geçen hafta tokat yiyen ki yine şiddete karşıyız ama bu adamın attığı tweetleri görseniz hiçbir şekilde medya mensubu diyemezsiniz.

Bir de onların tek kaynaktan kullandıkları sosyal medya hesapları var; biri 16 yaşında bir çocuk, biri Yeditepe Üniversitesi’nde okuyor, biri başka yerde… Anaları babaları hayret içerisinde ama iyi para kazanıyorlar, sesini de çıkarmıyorlar ve bir kaynaktan pompalanıyor. Şimdi buradan çıkınca benim söylediklerimi ne diyecekler, somut cevap verin arkadaşlar! Sözleşmelerimiz doğru mu değil mi? Benim dediklerim mi doğru, sizin dedikleriniz mi doğru? Başkanından yöneticisine aynı bir konuda ‘para almadık, yarısını aldık, aldık ama iade ettik, doğruları söylemedikleri’ doğru mu, değil mi? Bunları konuşun, bunu yazın.

‘Nasıl olur benim kulübüm birkaç ay evvel açılmış ne olduğu da belli olmayan, Google’a yazdığınız zaman sahibinin vs. vs. suçundan yargılanmış olması, tamamen bir illegal bahis sitesine hizmet ettiğini niye göremiyorsunuz benim yöneticilerim’ deyin. Hiç mi Google’da araştırmıyorsunuz? Nasıl olur bu kutsal formaya böyle bir şey koyuyorsunuz? Bunu sorgulayın arkadaşlar! Ama siz de tabii ekmeğinizin peşindesiniz!

Dolayısıyla yeni TFF ile özetlemek gerekirse şans tanınmalı, süre verilmeli ama az önceki uyarılarımı yeniledim. Niyetleriyle ilgili şüphemiz yok ama niyetle ilgili şüphemiz olmaması kesinlikle sorunu kökünden çözmemektedir. Eylemleri görmemiz lazım ki onlara da Allah şans versin, kuvvet versin, kudret versin, sabır versin çünkü onlar bu sorunu çözebilirlerse Türkiye için büyük bir sorunu çözmüş oluruz. Bugün ben kendi kulübümüz içindeki kutuplaşmadan bahsediyorum.

Aslında bugün ülkemizi bekleyen en büyük tehlike Türkiye’nin kutuplaştırılması, ayrıştırılması, kardeşliğimizin erozyona uğraması, birlik ve beraberliğimizin tarihin en zayıf noktasında olmasıdır. Aslında benzer şeyler Fenerbahçe camiası için de geçerlidir. Aynı Türk ulusu, Türk milleti gibi Fenerbahçe camiası da bir ve bütün, ‘birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’ olduğu zaman, asgari müşterekte buluştuğumuz zaman ne Türkiye’ye bir şey olur ne de Fenerbahçe’ye bir şey olur.

Dolayısıyla milyonlarca taraftarın umudu Türk futboluna yuvalanmış bir yapının ellerinde kalıyor, bundan sonra kalmamalıdır. Bu yönde de federasyonumuza başarılar diliyorum. Bugün bazı kongre üyelerimiz tesisler vs. vs. ile ilgili yorumlarda bulundular. Onlarla ilgili Selma Hanım’ın liderliğinde gerekli cevaplar verilir, tatmin değilseniz gelirsiniz kulüpte de bir çayımızı içersiniz, sizleri ağırlamaktan şeref duyarız.

Ben Yüksek Divan Kurulu Başkanımıza yaptığı konuşma için bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Her kelimesinin, cümlesinin altına imza atarım. Keşke camiamızın kanaat önderleri, ileri gelenleri benzer tonda mütemadiyen, sık sık bu konuları gündemde tutsa…

Genel Sekreterimiz de bugün çok güzel bir ifadede bulundu; ‘İstikrarlı usulsüzlük’ artık literatüre girmeli! Allah Fenerbahçe’nin yolunu açık etsin, şansını bol etsin. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, yaşasın Fenerbahçe. Sağ olun, var olun.”

Paylaşın

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’tan CHP Ve MHP’ye Ziyaret

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, CHP ve MHP’yi ziyaret etti. CHP Genel Merkezi’nde Özgür Özel ile görüşen Koç’a Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyeleri de eşlik etti.

CHP Genel Merkezi’nden ayrılan Ali Koç, MHP Genel Merkezi’ni ziyaret etti.

Göztepe – Fenerbahçe maçında arkasından iterek yere düşürmesinin ardından başlayan tartışmalar devam ederken Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi’ne geldi.

CHP Lideri Özgür Özel ile görüşen Ali Koç’a Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyeleri de eşlik etti. Görüşmenin içeriğiyle ilgili ise henüz bir açıklama yapılmadı.

Görüşmenin ardından Özgür Özel de sosyal medya hesabından paylaşım yaptı.

Ali Koç, daha sonra Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Merkezine geldi. Koç’u MHP Genel Başkan Başdanışmanı Eyyup Yıldız karşıladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşen Ali Koç’a Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyeleri de eşlik etti. Görüşmenin içeriğiyle ilgili ise henüz bir açıklama yapılmadı.

Ali Koç, Göztepe maçında saldırıya uğramıştı

Süper Lig’in ikinci haftasında oynanan Göztepe – Fenerbahçe karşılaşmasında ikinci yarı başlamadan önce saha kenarına inerek tribündeki Fenerbahçeli taraftarların yanına giden Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç’a tribünlerden yabancı maddeler atılmıştı.

Koç’un deplasman tribününe alınmayan bazı Fenerbahçeli taraftarlar olduğu için tribüne gittiği öğrenilmişti.

İkinci yarı başladıktan yaklaşık 5 dakika sonra deplasman tribününden ayrılan Koç, saha kenarında yürüdüğü sırada Fatih Özkan isimli bir kişiden aldığı darbeyle yere düşmüştü. Daha sonra yerden kalkan Koç, protokol tribününe dönmüştü.

Ali Koç, Göztepe maçında yaşanan olayda kendisini iten kişi ve ihmali bulunan tüm yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Bunun üzerine İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Spor Güvenliği Şube Müdürlüğü ekipleri, Koç’u saha kenarında yürüdüğü sırada iterek düşüren Fatih Özkan’ı gözaltına almıştı.

Şüpheli, emniyetteki ifade işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmişti. Savcılıktaki sorgusu sonrası tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine çıkarılan zanlı, ev hapsiyle cezalandırılmıştı.

Paylaşın

Ali Koç’tan TFF Seçimine Tepki: Fenerbahçe İçin Yok Hükmündedir

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) seçimiyle ilgili eleştirilerde bulunan Ali Koç, “Bu bir seçim değil ‘seçin’dir. Sonucu ne olursa olsun bu seçim Fenerbahçe için yok hükmündedir” dedi.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) seçimi ve Türk futboluyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Seçimli olağanüstü kongrede verilen kısa arada Habertürk’e konuşan Ali Koç, “Çok fazla beklenecek bir şey yok. Bizim açımızdan bu seçim yok hükmündedir. Çünkü ortada bir seçim falan yok. Olayları hepiniz biliyorsunuz, buraya gelene kadar yaşananları. Adayların çoğalmasının önüne geçildi. Bazı yöntemler taktikler uygulandı. Bence hiç yakışmayan unsurlar. En yakışmayanı bugün burada birini seçtirmek için delegelere baskı yapılmaktadır” ifadelerini kullandı.

TFF seçimiyle ilgili eleştirilerde bulunan Ali Koç, “Bugün özelinde söylemiyorum ama bugüne gelen süreçte, imza toplama sürecinde, ne yazık ki siyasetçi olsun bazı devlet erkanından insanlar kulüplere telkinde bulunmuştur. Bu bir seçim değil ‘seçin’dir. Sonucu ne olursa olsun bu seçim Fenerbahçe için yok hükmündedir” dedi.

Kimseyi desteklemediklerini vurgulayan Ali Koç, “Bizim hakkımızda haberler yayılıyor, orayı burayı destekliyor diye, kimseyi desteklemiyoruz. Biz demokrasiye inandığımız için buradayız. Kürsüye çıkıp görüşlerimizi net bir şekilde ifade edeceğiz. Oyumuzu boş kullanacağız. Demokrasiyi savunan insanlar olarak böyle bir seçime gelmemek antidemokratik bir yaklaşım olurdu. Antidemokratik yaklaşım sergileyenleri ağır şekilde tenkit eden biri olarak buraya full kadro geldik. Bir konuşma yapacağım. Konuşmamı dikkatle dinlersiniz inşallah” açıklamasını yaptı.

Oldukça çarpıcı açıklamalar yapan Ali Koç, şu ifadeleri kullandı: “Türk futbolu bu şekilde gidemez. Türk futbolu özgür olsun diyoruz, Türk futbolunun özgür olmasını hedeflediğimizi herkes söylüyor. Türk futbolu, özgür olmaktan çok daha uzak noktalara gidiyor her gün. Herkes adalet istiyor. Kendi seçimleri adil olmayan, demokratik olmayan bir kurum futbolda adaleti nasıl sağlar. Biz Fenerbahçeli olarak biliyorsunuz futbolun içinde bulunduğu durumla yegane mücadele eden kulübüz.

Fenerbahçe Spor Kulübü olarak mücadeleye devam edeceğiz. Her geçen gün çare bulmaktan uzaklaşıldığını gördüğümüz için arzu etmeyerek davamızı uluslararası arenaya taşıyoruz. Elimizde çok kapsamlı bir dosya var. Bu seçim süreci, dosyamızı zenginleştirmiştir. Burada uluslararası 4 kişi var. UEFA ve FIFA’dan 4 kişi var, genelde 1 kişi olurdu. UEFA ve FIFA’dan gelenler, inşallah beni dikkatle dinlerler.

Biz gerçekten Türk futbolunu potansiyeline ulaştıracak herhangi bir yapıya, herhangi bir çıkara hizmet etmeyecek, liyakatli, tarafsız, cesur, iradeli ve kararlı insanlarla Türk futboluna arzuladığımız iklime ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Er ya da geç düzelecek, geçecek bu günler, geçecek. Bu böyle gitmeyecek. Türk futbolundaki durum içler acısı. Bu er ya da geç değişecek. Önemli olan tercihen mi değişecek, mecburen mi değiştirtecekler.”

Servet Yardımcı ile ilgili konuşan Ali Koç, şunları söyledi: “Servet Yardımcı aday olmak istedi ve adaylığını açıkladı. Türk olarak futbolun en üst seviyesinde Servet Yardımcı var, UEFA yönetim kurulunda. Oradaki konumunu devam ettirebilmek için burada da başkan adayı oldu. UEFA’da önümüzdeki dönem seçime girebilmek için kendi ülkende başkan ya da başkan yardımcısı olman gerekiyor. Çok kolay zannediyorlar. Birini oraya yollarız, seçtiririz. Servet Bey seneye olmayacak. İnşallah Türkiye’den birini seçtirebiliriz.

Benim çevrem Avrupa futbolunda geniş. Avrupa Kulüpler Birliği’nde ikinci dönemimi yaşıyorum. Bize bakışları hiç hoş değil. Servet Bey bir açıklama yaptı, ne dedi, tehdit, şantaj dedi. Nedir bunlar? Kim tehdit etti? Bize haksız yere Türklüğün simgesi olan Bozkurt hareketinden dolayı, turnuvanın en kritik yerinde ceza veren UEFA, bu seçim sürecinde yaşananları bilse nasıl davranır? Kendi yönetim kurulu üyesi olan Servet Yardımcı’nın açıklaması UEFA’yı ilgilendirmez mi?” dedi.

Seçimin adil olmadığını vurgulayan Ali Koç, “Milletin iradesi hakim gelecek demeyi çok isterdim. Ne yazık ki bunu söyleyemeyeceğiz. Delegelerin iradesi gasp edilmiştir. Kaç kişi bunu söyler, bilmiyorum. Fenerbahçe’nin duruşu, inancı, mücadelesi ve inandığı yolda yapacakları çok şükür ki Fenerbahçe bunları yapacak özgürlüğe, bağımsızlığa sahiptir.”

“Baskı var, tehdit var, vaat var, rüşvet var, her şey var”

15 Temmuz’a vurgu yapan Ali Koç, şu ifadeleri kullandı: “Üç gün evvel neydi? 15 Temmuz’un 8. yıl dönümüydü. Ülkemiz bu örgütün, devletin kılcal damarlarına sirayet ettiği bir dönemde futbola da kumpas kurmuş, Fenerbahçe’yi hedef almıştır. Aradan geçen senelerde Fenerbahçe’nin sportif ve mali açıdan tahribatı giderilememiştir.

İsyan eden ilk ve tek kulüp Fenerbahçe’ydi. Fenerbahçe şampiyon olamıyorsa, burada FETÖ’nün rolünü de gözden geçirmek gerekir. Bugün Türk futbolunun bize göre FETÖ’den tamamen arındırılması sağlanamamıştır. Üç gün evvel siyasetçilerimizin yaptığı, hepimizin duygularına hitap eden 15 Temmuz açıklamalarıyla bugün futbolun içinde bulunduğu durumu bağdaşmamaktadır. Delegeler bir de bu gözle baksın.”

Ali Koç son olarak sözlerini, “Baskı var, tehdit var, vaat var, rüşvet var, her şey var” diyerek tamamladı.

Paylaşın

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a “Ülkeyi Terk Et” Çağrısı

Ali Koç’a çağrıda bulunan Nail Keçili, “Ali kardeşim, tavsiyem gene şudur. Bu ülkenin Fenerbahçesine bile fazla geldin….. Görgü bilirsin aileden gelir. Terbiye mektepte de alınabilirdi ancak o okullarda o eğitim sistemi de bitti….” dedi ve ekledi:

“Sen ve senin gibi özel yetişmiş insanlar tüm batı ülkelerinde istedikleri kulübün başkanı hatta sahibi olur veya kurarsın. Bu TFF başkanlığına gene başkan adayı beyin bu cesareti ve onun destekçisi senin gibi atlet komple adamları istemez….. Sen çık git yurtdışından işlerini idare et, spor kulüpleri kur, gençleri yetiştir.”

76 yaşındaki ünlü reklamcı ve iş insanı Nail Keçili, sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşımda bulundu. Fenerbahçe Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Ali Koç’a çağrıda bulunan Nail Keçili, Koç’a, Fenerbahçe başkanlığını bırakıp işlerini yurt dışından idare etmesi gerektiğini söyledi.

Yeniçağ’da yer alan habere göre, Nail Keçili’nin paylaşımı şu şekilde: “İş dünyasındaki insan bilgi, eğitim, kalitesi gittikçe seviye kaybetmekte…Ne Fenerbahçe, ne Galatasaray, ne Beşiktaş eski kalite ve seviyelerini farklı değerleri olan insanlara teslim edildi…… Ali kardeşim, tavsiyem gene şudur. Bu ülkenin Fenerbahçesine bile fazla geldin….. Görgü bilirsin aileden gelir. Terbiye mektepte de alınabilirdi ancak o okullarda o eğitim sistemi de bitti….

Sen ve senin gibi özel yetişmiş insanlar tüm batı ülkelerinde istedikleri kulübün başkanı hatta sahibi olur veya kurarsın. Bu TFF başkanlığına gene başkan adayı beyin bu cesareti ve onun destekçisi senin gibi atlet komple adamları istemez….. Sen çık git yurtdışından işlerini idare et, spor kulüpleri kur, gençleri yetiştir.”

Paylaşın

Ali Koç’tan “Aziz Yıldırım” Açıklaması: İlişkimiz Tatsız Yere Evrildi

Aziz Yıldırım’a dair konuşan Ali Koç, “Fenerbahçe’nin kale gibi durduğu 3 Temmuz süreci var. Sayın Aziz Yıldırım, yöneticilerimiz, profesyonellerimiz haksız yere zulüm yaşarken biz de dışarda mücadele veriyorduk. Ben yönetici olmadan önce de işbirliğimiz vardı. Fenerbahçe başkanı kimse desteklemek durumundaydık. Aziz Bey ile ağabey kardeş durumumuz vardı. Tatsız bir yere evrildi” dedi ve ekledi:

“Zaman zaman Aziz Yıldırım’ı yanlış mı tanımışım duygusu oluyor. Ben seçim sürecinde de seçildikten sonra da Aziz Yıldırım’a üçüncü kişiler önünde laf ettirmedim. Ulaştım, ulaşmaya çalıştım, ona ihtiyacımız olan yerler oldu, yakışacağı yerler olacaktı, Can Bartu’nun cenazesi, Birsel’in jübilesi gibi yerlerde mesaj yazdım, mektuplar geri döndü, telefonla ulaşmaya çalıştım. Aziz Yıldırım’a nefret dolu biri olsam 20 yıl boyunca asistanı olan biriyle devam ettim. Onla ulaştım. Görüşmek istemediğini söyledi. 3 Temmuz’a birlikte çalışacaktık, imtina ettiler. 6 sene boyunca Fenerbahçe ile ilgili konularda ihtiyacımız olan yerler oldu, iddialar, saldırılar karşısında.”

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, hafta sonu yapılacak seçimli kongre öncesinde Habertürk TV’de Mehmet Ayan ve Ahmet Selim Kul’un sorunlarını yanıtladı. Koç’un röportajından öne çıkanlar şöyle:

Tabii ki üzülüyorum, üzülüyoruz, kırılıyorum, yeri geliyor kızıyorum. Bir yolculuk var, keşke yaşamasaydık dediğimiz, Fenerbahçe’nin kale gibi durduğu 3 Temmuz süreci var. Sayın Aziz Yıldırım, yöneticilerimiz, profesyonellerimiz haksız yere zulüm yaşarken biz de dışarda mücadele veriyorduk. Ben yönetici olmadan önce de işbirliğimiz vardı. Fenerbahçe başkanı kimse desteklemek durumundaydık. Aziz Bey ile ağabey kardeş durumumuz vardı. Tatsız bir yere evrildi. Zaman zaman Aziz Yıldırım’ı yanlış mı tanımışım duygusu oluyor.

Ben seçim sürecinde de seçildikten sonra da Aziz Yıldırım’a üçüncü kişiler önünde laf ettirmedim. Ulaştım, ulaşmaya çalıştım, ona ihtiyacımız olan yerler oldu, yakışacağı yerler olacaktı, Can Bartu’nun cenazesi, Birsel’in jübilesi gibi yerlerde mesaj yazdım, mektuplar geri döndü, telefonla ulaşmaya çalıştım. Aziz Yıldırım’a nefret dolu biri olsam 20 yıl boyunca asistanı olan biriyle devam ettim. Onla ulaştım. Görüşmek istemediğini söyledi. 3 Temmuz’a birlikte çalışacaktık, imtina ettiler. 6 sene boyunca Fenerbahçe ile ilgili konularda ihtiyacımız olan yerler oldu, iddialar, saldırılar karşısında.

Bir TFF başkanı çıkıp 2011’den beri Türkiye’de şike olmuyor dedi. Biz net ve sert bir reaksiyon verdik. Sayın Başkanın topa girmesini beklerdik, ters taraftan topa girdi. İşler kötü gittiğinde keyif aldıklarını gördük. Tatsız bir hafta bittikten sonra balıkçılarda vur patlasın çal oynasın. İşler iyi giderken ses seda yok. Hiçbir destek göremedik. Canı sağolsun. Köstek de olundu ama. Bugün mesnetsiz iddialar o zaman bu ABD projesi, Fenerbahçe filan dertleri değil siyasete girmek için yapıyor dedi. Ankara ile karşı karşıya getirilmeye çalışıldık. Üzülüyorum, keşke olmasaydı diyorum. Canımı vereceğim demeyim ama boynum kıldan ince dediğim kişiyi tanımamışım. Herkes değişiyor, bazen iyiye bazen kötüye. Bir kez daha yarışacağız.

“Futbol takımımız karlı halde şu an”

2018’de aldığımız Fenerbahçe’yi Mourinho alır hale getirdik. Önümüzü görebiliyoruz artık. FFP kıskacı içinde değiliz. FFP’den kurtulmak için kozmetik transfer yapmak zorunda değiliz. Bunlar küçümsenecek şeyler değil. Futbol dışındaki branşlarda ezeli rakiplerle mücadele etmiyoruz, müessese takımlarıyla mücadele ediyoruz. Olimpik branşlara bakın. Geçen Olimpiyatlar’da da en çok biz sporcu gönderdik. Bu sene 18-19’lara gelecek, 17’ydi en son. Bunlar bu kadar mali sıkıntı içindeyken, ülke ekonomisi böyleyken… 2018’de 41 milyon dolar yayın geliri vardı, şimdi 7-8. Vergi 15’ten 40’a çıktı. 3.7 kat vergi maliyeti arttı. Vergiyi futbolcular ödemiyor. Üstüne pandemi geldi. Faiz yüzde 20’den yüzde 47-48’lere geldi. Bir de kur. Biz geldiğimizde 4.5-5’ti, 35’e geldi. Biz geçen sezon 1.5 milyar TL faiz ödedik. Futbol takımımız karlı halde şu an.

Ebrar Karakurt’u isterim ben. Ebrar, müthiş bir oyuncu. Rusya’da istatistikleri kırdı, rekor bırakmadı. Çılgın bir oyuncu, çılgın bir karakter. Bir kere yemek yedik beraber. Orada da şakayla karışık laf açıldı. Dünya çapında bir takım olacaksanız, biz oraya yakınız, en iyi Türkler’i almalısınız, Ebrar da öyle biri.

Jorge Jesus geldi, 4 kişiyle gelecekti, 8’e çıktı. Benim birine ihtiyacım var dedi, sportif direktör dedi. Kim dedik, Mario Branco dedi. Geldi. Baktık ki sportif direktör değil, Jesus sağ kolu gibi kullandı. İlk başta transferde değildi. Jesus da baskın bir hocadır, göz açtırmaz. Çalışmaya başladık. Bu adam yetenekli, meziyetli, bilgisi var, biz bunu yüzde 10 kullanıyoruz. Jesus ile değerlendirme yaparken, keşke bu adamdan daha fazla yararlansaydık dedi. Jesus, Suudi Arabistan’a götürecekti ama biz ikna ettik, burada kaldı. Çok da iyi yapmışız. Geçen sene kadro mühendisliğini kendisi, ben, Selahattin Bey ve Ahmet Bey yaptı.

Pazarlık yapmasını, network’ünü gördükçe iyi bir adam diyorum. Sadece takım kurmadı, yapı da kurdu. Bence Mourinho’yu bu etkiledi. Hazır bir sisteme geldi. Pazarlık yapmadan 15 milyon euro veriyorum, sportif direktör soruyorsun yok sensin diyorum. Yapı yok, işleyiş tarzı yok, sunum yok. Adam diyor ki sahayla ilgilenirim, futbolcumla, rakiplerimle ilgilenirim. Hem Fenerbahçe’nin tarihinden, büyüklüğünden, bir spor kulübünden fazlası oluşundan etkilendi. Kadroyla ilgili soruyoruz, ihtiyaçlar, eksikler şunlar, şu profilde oyuncular arıyoruz diyoruz. Olaya nasıl bakıldığını görünce bizim sisteme güvendi. Bunlar ön plana çıktı.

Açıktan para verdin iddiası var, bu iddia bir suç. Bu nasıl bir zihniyet! İrfan Can transferinde de bu oldu, SPK’ya şikayet edeceğim dedi etmedi. Böyle bir iddiada bulundu. Usulsüzlük var dedi. Külliyen yalan. O kadar külliyen yalan var ki, bıktım uğraşmaktan. 45-46’yı 3 sene olarak hesapladım ben. 2 sene olarak hesaplarsanız da 15 milyon, yüzde 10 menajer 16.5, vergisiyle beraber 45’e gelebiliyor. Ben bunu telaffuz ettim. Gelemez mi bir insan daha az paraya, daha başka bir vizyona. Aldım diyorsun, anlaştım diyorsun. Bu ne demek? Bitti demektir.

Benim terbiyem böyle. Anlaşınca açıklıyorum. Anlaştık ama bitirdik, sessiz sedasız devam ettik. Niye sessiz sedasız devam ettik? İsmail Hoca’ya büyük saygı duyuyorum, takıma da. Biz hoca değişikliğine gitmek durumunda kalır isek… Bu adamın en fazla çalışmadığı süre 6 ay hayatında. Bu illaki bir yere gidecek. Mario öyle getirdi, temas kuracağım dedi, kur dedik. Hiç pazarlık yapmadık. Sunumlar, anlatmalar, biz anlatıyoruz sen ne anlatacaksın? Nasıl çalışırsın, başkanla sportif direktörle nasıl muhatap olursun, transferi nasıl seçersin? Adam hiç isim vermiyor, hep profil veriyor.

Ben menajerlik şirketiyle oturup pazarlık yapmam. Biz bu adamla çalışabilir miyiz, o bizle çalışabilir mi düşünüyorum, daha para pula gelmeden önce. Aylardır transfer için çalışıyor Branco. Bu doğal bir sürecin parçası. Suudi Arabistan’dan Mourinho’ya teklif geldi. Aramco var biliyorsunuz, onlar Suudi Arabistan’da 5. takım kuruyor. Onlar çok istedi. Bu adam iyi anlamda söylüyorum iyi bir deli. Sen niye Fenerbahçe’yi istiyorsun dedik, sadece şampiyon olursam başarısız sayılırım, Avrupa’da bir yere getirirsem işte o zaman ‘Special One başardı’ derler dedi.

Mourinho’nun Fenerbahçe’de bildiği oyuncular var. Acun Bey’in dediği gibi, Szymanski’ye özel bir ilgisi var. Feyenoord’da oynarken onu çok zorlamış. Bazı oyuncular piyasayı değil de oynadıkları oyuncuları, rakip oyuncuları çok iyi bilirler. Szymanski, Mourinho’nun takımını hırpalamış. 30 artı gole katkısı oldu. Benim en beğendiğim tarafı komple defansif ofansif. İpince de bir çocuk. Szymanski’yi Galatasaray alıyordu, Mikonos’tan uçağa bindirdi İstanbul’a getirdiler. Menajeri ondan habersiz yaptıkları için çıldırdı. Biz iyi ki transfer etmişiz. Ekonomik açıdan da çok katkısı olacaktır.

Paylaşın