Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan Kılıçdaroğlu’nu Destekleme Kararı

Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) oluşan Emek ve Özgürlük İttifakı, seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini duyurdu.

Haber Merkezi / 14 Mayıs 2023’te yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini duyuran Emek ve Özgürlük İttifakı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye; siyasi, toplumsal ve ekonomik krizlerin bir arada yaşandığı çoklu kriz şartları altında tarihinin en önemli seçimine doğru ilerlemektedir. Türkiye halkları bu çoklu krizin zorlukları, siyasi baskılar ve her türlü eşitsiz propaganda koşullarına rağmen geleceğini kurtarma mücadelesini 14 Mayıs sandıklarında bir kez daha başarıya ulaştırmaya odaklanmıştır. Türkiye halklarının ve ezilenlerinin geleneği bugüne kadar otoriter ve faşist anlayışlara karşı direnişi ve zaferi öğretmiş ve örgütlemiştir.

Bilindiği üzere Türkiye halklarının devrimci, demokrat ve ezilenleri olarak Emek ve Demokrasi İttifakı adıyla bir araya geldik. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmama, parlamento seçimlerine ise ittifak çatısı altında girme kararı aldık.

Türkiye siyasetinin bu kırılma aşamasında, üzerimize düşen tarihi görevi hem geleneğimize hem de gelecek kuşaklara borcumuz kapsamında yerine getirme konusunda mutabık kaldık. Bu kapsamda 14 Mayıs 2023’te yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararımızı tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Bilinmelidir ki Türkiye siyasi tarihinin en önemli seçiminde faşizme karşı zafer elde etmenin tek yolu cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmaktan geçmemektedir. Bilakis, faşizmi geriletmenin en önemli mecralarından biri TBMM’de çoğunluğu sağlayacak aritmetiği sağlamaktır.

Bu durumu sağlamak için tüm Türkiye halklarını, 14 Mayıs 2023 Milletvekilliği Seçiminde Emek ve Özgürlük İttifakı’na oy vermeye çağırıyoruz. Tüm ezilenleri, yok sayılanları, hak gaspına uğrayanları ve sömürülenleri parlamentoda temsil etmenin tek yolu Emek ve Özgürlük İttifakı çatısı altında toplanmak ve parlamentoda söz, yetki, karar sahibi haline gelmektir.

Bu tarihi seçimde; Türkiye halklarını bir kez daha milletvekilliği seçimlerinde Emek ve Özgürlük İttifakı’na, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermeye çağırıyoruz.”

Paylaşın

Yeşil Sol Parti 81, TİP 49 İlde Kendi Logosuyla Seçime Giriyor

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşenlerinden Yeşil Sol Parti 81 ilde, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ise 49 ilde seçimlere kendi logosuyla gireceği açıklandı.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, 81 il 87 seçim bölgesinden 80’ninde uzlaşma sağlandığını söyledi ve ekledi:

“Türkiye’de 87 seçim bölgesi var. Türkiye İşçi Partisi bu seçim bölgelerinin 52 tanesinde seçimlere katılacak. Özellikle vurgulamak istediğim bir şey var çok ayrıntılı yapılan çalışmalar neticesiyle sadece 7 seçim çevresinde, HDP’nin daha önce milletvekili çıkardığı seçim bölgesinde Türkiye İşçi Partisi seçimlere girecek. Bu şöylede yorumlanabilir, 87 seçim çevresinin 80’ninde mutabakat sağlandı.”

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın ise, Emek ve Özgürlük İttifakı olarak 14 Mayıs’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine ilişkin yürüttükleri çalışmaların sonuca ulaştığını belirtti.

Emek ve Özgürlük İttifakı, seçime yönelik tutum ve politik mutabakat metnini Mülkiyeler Birliği’nde düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.

Toplantıya Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüsü İbrahim Akın, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, Sosyalist Meclisler Federasyonu’ndan (SMF) Barış Kayıoğlu, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu üyesi Perihan Koca ve Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz katıldı.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçime yönelik tutum ve politik mutabakat metnini Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın açıkladı.

Akın, Emek ve Özgürlük İttifakı olarak 14 Mayıs’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine ilişkin yürüttükleri çalışmaların sonuca ulaştığını belirtti.

Akın, 22 Mart’ta Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde nasıl bir tutum alacaklarını açıkladıklarını, bugün de milletvekili seçimlerine dair tutumlarını açıklayacaklarını söyledi.

Akın, ittifakta yer alan EHP, EMEP, HDP, SMF ve TÖP’ün, 81 ilde Yeşil Sol Parti listesinden seçime gireceğini, TİP’in ise seçimlere 49 il ve 52 seçim çevresinde kendi logosuyla gireceğini belirtti. Ayrıca TİP’in diğer tüm il ve seçim bölgelerinde Yeşil Sol Parti’yi destekleyeceğini ifade etti.

“Milletvekili sayısını arttıracak bir yöntemde uzlaştık”

Yeşil Sol Eş Sözcüsü konuşmasının devamında şöyle dedi:

“Tüm seçim bölgeleri tek tek incelenmiş, geçmiş dönemde HDP’nin kazandığı milletvekillikleri temel alınmış, hem oy sayısı hem de milletvekilliği bakımından bunun üzerinde bir kazanıma ulaşmak hedeflenmiştir.

Bu değerlendirmeler sonucunda, milletvekili sayısını artırma hedefini gerçek kılacak bir yöntemde uzlaşıya varıldığını bildirmek isteriz. Emek ve Özgürlük İttifakı olarak varmış olduğumuz bu ortak sonuçla güçlü bir seçim kampanyası yürütmek üzere çalışmalarımızı yeni bir aşamaya taşıyoruz.

Bu kararımızın tek adam rejimine karşı sömürülen, ezilen halkların, işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin ve bütün halk kesimlerinin, tüm bileşenleriyle birlikte Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçimlerden kazanarak çıkmasına hizmet edeceğine inanıyoruz. Bütün işçilere, emekçilere, kadınlara, gençlere ve halklarımıza hayırlı olsun. Birlikte kazanacağız. Halklarımız kazanacak.”

“87 seçim çevresinin 80’ninde mutabakat sağlandı”

TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise; 81 il 87 seçim bölgesinden 80’ninde uzlaşma sağlandığını söyledi ve ekledi:

“Türkiye’de 87 seçim bölgesi var. Türkiye İşçi Partisi bu seçim bölgelerinin 52 tanesinde seçimlere katılacak. Özellikle vurgulamak istediğim bir şey var çok ayrıntılı yapılan çalışmalar neticesiyle sadece 7 seçim çevresinde, HDP’nin daha önce milletvekili çıkardığı seçim bölgesinde Türkiye İşçi Partisi seçimlere girecek. Bu şöylede yorumlanabilir, 87 seçim çevresinin 80’ninde mutabakat sağlandı.”

Paylaşın

14 Mayıs Seçimleri: Kürtler Nasıl Bir Rol Oynayacak?

Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) oluşan Emek ve Özgürlük İttifakı, 6 Şubat’taki depremlerinden önce cumhurbaşkanı adayı çıkaracağını açıkladı.

Ancak Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklanmasının ardından Emek ve Özgürlük İttifakı aday çıkarılmayacağı duyuruldu. Kılıçdaroğlu’na fiilen destek anlamına gelen bu açıklamanın ardından Kürtlerin siyasette oynayacağı rol daha fazla tartışılmaya başladı.

VOA Türkçe’den Mahmut Bozarslan’ın aktardığına göre Merkezi Diyarbakır’da bulunan Dicle Toplumsal Aramalar Merkezi (DİTAM) isimli düşünce kuruluşu da bu tartışmalara katıldı. DİTAM tarafından düzenlenen “Türkiye Siyasetinde Kürtler ve Seçimler” konulu toplantıda Kürtlerin siyasette nasıl bir rol oynayacakları sorusuna yanıt arandı.

Toplantıya Fransa’nın başkenti Paris’ten online olarak katılan siyaset bilimci ve tarihçi, Paris Sosyal Bilimler Yüksek Okulu (EHESS)Öğretim üyesi Prof. Dr. Hamit Bozarslan, Türkiye’nin çok kritik bir noktada olduğunu belirterek, “Uzun yıllardır böyle bir beklenti söz konusu değildi” dedi.

“Altılı Masa demokratik bir masa değil”

HDP’nin fiilen destek olacağı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olduğu altılı masaya değinen Bozarslan, altılı masanın demokratik bir masa olmadığını savundu. İyi Parti için “Susurluk geleneğinden gelmekte” ifadesini kullanan Bozarslan, “CHP, İttihat ve Terakki ile ilişkilerini koparmayan bir parti” yorumunu yaptı.

Altılı masanın çözmesi gereken sorunlar arasında Kürt sorununun bulunmadığını hatırlatan Bozarslan, “Bu söylediklerim altılı masanın desteklenmemesi anlamına gelmemekte. Ama altılı masanın mutabakat metninde çözülmesi gereken 2 bin küsur sorun sayılıyor ama bunların içinde Kürt meselesi yok” şeklinde konuştu.

Türkiye’de büyük bir değişim beklentisi olduğunu vurgulayan Bozarslan, “Değişim beklentisi en azından şimdilik demokrasi beklentisi değil. Demokratik hareketin ve Kürt hareketinin değişim beklentisini demokrasi beklentisine dönüştürmesi gerekiyor. Demokrasi beklentisinin oluşturulması için Kürt meselesinin kendi başında meşru bir mesele olarak kabul edilmesi zorunluluğu var. Bu aynı zamanda azınlık haline getirilen diğer Türkiye halklarının meşruluğu anlamına geliyor” şeklinde konuştu.

“Her şey seçimlere indirgenemez”

Bütün beklentilerin seçimlere indirgenemeyeceğini ifade eden Bozarslan, Türkiye’yi demokratikleştirecek faktörler üzerinde yoğunlaşılmasını önderdi. Bozarslan Türkiye’de baskı rejimine rağmen direniş sahalarının da olduğuna dikkat çekerek, “Direniş sahalarının korunması, güçlendirilmesi, uzun bir zaman dilimine yayılması gerekmekte. Türkiye’deki dengeler iktidarın değil direniş sahalarının lehine çalışmakta” dedi.

HDP neden cumhurbaşkanı adayı çıkarmadı?

AK Parti yıllarca Kürt siyasetinin temsil ettiği partilerle birlikte bölgede Kürt seçmenden en fazla oy alan parti oldu. Ancak son aylarda yapılan anketler AKP’nin oylarının düştüğünü gösteriyor. Bozarslan’dan sonra söz alan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Vahap Coşkun da, Kürt seçmenle AKP arasındaki makasın açıldığına dikkat çekti.

AK Parti oylarının erozyona uğradığını söyleyen Coşkun, CHP’nin iktidar umudu olmasıyla birlikte, HDP’nin oylarının bir kısmının CHP’ye gidebileceğini savundu. Seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesinin HDP seçmeni arasında motivasyon bozukluğuna yol açabilme ihtimali olduğuna da vurgu yapan Coşkun, ilk kez oy kullanacak seçmenlerin de HDP için avantaj olduğuna değindi.

Coşkun, HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkarmamasını beş neden bağladı. HDP’nin 2015’ten bu yana sürdürdüğü AK Parti karşıtlığının tabanda hissiyat yarattığını savunan Coşkun, “HDP istese de artık kendi tabanında AK Parti karşısında nötr ya da destekleyecek pozisyona giremez” dedi.

AK Parti’nin Kürt karşıtı siyasetinin aday çıkarılmamasında önemli bir etken olduğunu dile getiren Coşkun, diğer nedenleri şöyle sıraladı:

“HDP ile ittifak yapan özellikle sol grupların aday hiç çıkartılmaması konusundaki yaptıkları deklarasyon. Kılıçdaroğlu’nun Kürt seçmenin,cumhurbaşkanlığı adayları içerisinde kendisine en yakın adamı olarak görmeleri. Demirtaş gibi gösterebileceği popüler bir adayın olmaması bunlar önemli nedenler. HDP aday göstermiş olsaydı dahi, seçmelerin önemli bir kısmı ilk turda Kılıçdaroğlu’nu tercih edebilirlerdi, bu parti yönetimi açısından doğru bir tablo olmazdı” dedi.

“Kürtler çaba içerisine”

14 Mayıs seçimlerinden iktidar değişimi olacak mı? Toplantının ardından soruları yanıtlayan DİTAM Başkan Yardımcısı Sedat Yurtdaş, iktidar değişiminin sağlanabileceği görüşünde. Peki bu değişim Kürtlere ne getirir? Cumhur ittifakının yerini alması beklenen ve Kürtlerin de destekleyeceği varsayılan Millet İttifakı Kürt sorununu çözebilir mi? Yurtdaş’a göre Millet İttifakı Kürtlerin taleplerine açıkça cevap vermiyor.

Ancak Yurtdaş, Millet İttifakının çabalarına dikkat çekerek, “Genel gidişat bu iktidarın, Erdoğan’ın Kürt karşıtlığı politikasının Kürtler de artık bir karşılığının olmadığıdır. Millet İttifakı’nın her ne kadar Kürtlerin genel özgürlük, hak taleplerine açıkça cevap veren bir konumda olmasa da genel demokrasiyi, hukuk, özgürlükler konusunda ortak bir çaba içerisinde hareket edilebileceğini, dolayısıyla iktidar değişimi sağlanabileceği konusunda genel bir yaklaşım var” diye konuştu.

Kürtlerin de kendi hakları için çaba içinde olduğunu anlatan Yurtdaş, “Şunu gördük ki tek tek bireyler, kurumlar, katılımcıların hepsi bu süreçte en etkili bir şekilde dil, kimlik hakları, yönetime katılma hakları için bir çaba içerisinde olduğunu gösteriyor” dedi.

Paylaşın

Emek Ve Özgürlük İttifakı Seçim Stratejisini Belirledi

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine sayılı haftalar kala ittifaklarda stratejilerini de netleştiriyor. Seçimlerde cumhurbaşkanı adayı çıkarmama kararı alan Emek ve Özgürlük İttifakı, genel seçimlere dair stratejisini belirledi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) oluşan ittifak, yürütülen müzakereler sonucunda tam uzlaşı sağladı.

Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında seçimlere tek parti ve tek listeyle kararını ittifak toplantısına taşıyan HDP, bu ısrarını sürdürdü. Ancak TİP ve EMEP, aynı toplantıda seçimlere kendi logolarıyla girme eğilimi gösterdi.

MYK’nin müzakere için tam yetki verdiği HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ile görüştü.

Müzakere görüşmesinin ardından genel başkanlar, parti kurullarıyla görüşmek için süre istedi. Parti kurullarıyla görüşen Baş ve Akdeniz, ittifak masasına kararlarını bildirdi. Kararların bildirilmesinin ardından partiler arasında seçim stratejisine dair formül netleşti

İttifak çatısı altında seçimlere giriliyor

Anayasa Mahkemesi’nde devam eden kapatma davasının seçim sonrasına bırakılması talebi reddedilen HDP, seçimlere ittifak çatısı altında Yeşil Sol Parti ile girecek. TİP ve EMEP de ittifak çatısı altında kendi logolarıyla seçimlere gidecek. İttifakta yer alan TÖP, EHP ve SMF ise Yeşil Sol Parti listesinden seçimlere girecek.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Emek ve Özgürlük İttifakı’nda “Kılıçdaroğlu” İsmi Ne Zaman Dile Getirilecek?

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nden (TÖP) oluşan Emek ve Özgürlük İttifakı cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair aday kararını açıkladı.

HDP’nin öncülüğünde bir araya gelen Emek ve Özgürlük İttifakı, ocak ayında aldığı cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararından vazgeçtiğini duyurdu.

İttifak deklarasyonunu okuyan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmayacağımızı deklere ediyoruz, bu kararı paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Deklarasyon metninde Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dahil herhangi bir isim ifade edilmedi, ancak açıklamada Kılıçdaroğlu “tarif” edildi.

20 Mart görüşmesi ilk adım

Deklarasyonda yer verilen “Türkiye’nin en temel ihtiyacı halkın egemenliğine dayanan gerçek ve güçlü bir demokrasidir”, “Kürt sorununda demokratik ve barışçı bir çözüm için Meclis’in asli bir irade olarak görüldüğü, tüm muhatapların şeffaf bir diyalog ekseninde özgür bir tartışma yürütebildiği, yurttaşların eşit, özgür ve barış içinde bir geleceği kuracağı günler bütün vicdan sahibi insanlarımızın özlem ve talebidir” gibi ifadelerin Kılıçdaroğlu’nun 20 Mart’ta HDP ile görüşmesinde dile getirdiği görüşlerle benzerlikler taşıdığı şeklinde yorumlandı.

DW Türkçe’den Kıvanç El’in haberine göre Kılıçdaroğlu’nun HDP ile görüşmesinde verdiği mesajların ittifak paydaşları tarafından desteklendiği, ayrıca TİP ve EMEP gibi partilerin de Kılıçdaroğlu’nun ziyaretini beklediği kaydediliyor.

Kılıçdaroğlu ismi ne zaman dile getirilecek?

İttifak açıklamasında Kılıçdaroğlu’nun ismi açıkça ifade edilmese de “demokrasi” mesajıyla genel bir tarif yapıldı. İttifak temsilcileri de toplantı sonrası yaptıkları değerlendirmelerde “Kılıçdaroğlu’nu demokrasiyi geliştirebilecek bir güç olarak görüyoruz. Ancak bu açıklamadan ‘Kılıçdaroğlu’na destek verildi’ gibi bir anlam çıkmamalıdır. Süreçte bu isimlendirme ittifak partilerince yapılacaktır. Çok fazla seçenek olduğunu da zaten düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.

Alınan bilgilere göre Kılıçdaroğlu’nun adı daha çok sahada ve mitinglerde dillendirilecek. Kılıçdaroğlu’nun “demokratikleşme”, “Kürt sorunu” başlıklarında verdiği mesajlar yakın takipte olacak. HDP, 2019 yılındaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi için yapılan seçimlerinde de aday çıkarmayarak fiilen Ekrem İmamoğlu’nu desteklemişti. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de benzeri bir yol izlenecek.

“İsim vermenin anlamı yok”

Toplantıyı izleyen Kürt siyasetinin önemli isimlerinden Ahmet Türk de gazetecilerin “Kılıçdaroğlu’na destek verecek misiniz?” sorusuna, “Biz demokrasiye destek veriyoruz. Demokratik bir Türkiye mücadelesi veriyoruz. Adres göstermenin bir manası yok zaten seçenekler ortadadır. Demokratik bir seçenek desteklenecektir. Bizim için Türkiye’nin geleceği, demokratik siyasetin güçlü hale gelmesi, halk iradesinin tanınması, iradeye saygı gösterilmesi gerekmekte. Bu ülkede kayyumlar atanıyor, Kürt siyasetçiler kıskaca alınıyor. Bu hukuksuzluğa haksızlığa karşı demokratik bir gelecek mücadeledir. Bir isim vermenin anlamı da yok” ifadelerini kullandı.

Ahmet Türk, Kılıçdaroğlu’nun HDP görüşmesindeki açıklamalarını da “Doğru bir yaklaşımdır, bunu destekleriz” sözleri ile değerlendirdi.

“Siyasi stratejimiz net”

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da toplantı sonrası yaptığı açıklamada “Siyasi stratejimiz net; biz bu iktidarı göndereceğiz, bu düzeni değiştireceğiz. Bu bizim Türkiye halklarına karşı tarihi sorumluluğumuz ve demokratik görevimizdir. Hep birlikte başaracağız, hep birlikte kazanacağız” dedi.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise “Bu açıklama bir irade beyanıdır. Bütün muhaliflere sorumluluk çağrısıdır. Gün hiçbirimizin kendisini, partisini, ittifakını düşünme günü değil” diye konuştu. EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz de “İttifakımız değerli bir çalışma yaptı. Adayın belirlenmesi sürecinde adayımızın çekilmesi üzerine milyonlarla görüşerek bu irade ortaklaştı. Deklarasyonda milyonların iradesi var. Bizim için esas olan şey başkanlık yetkileri ve bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin lağvedilmesidir” dedi.

Paylaşın

Emek Ve Özgürlük İttifakı Aday Çıkarmayacak: Sorumluluğumuzu Yerine Getireceğiz

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Emekçi Hareket Partisi (EHP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nden (TÖP) oluşan Emek ve Özgürlük İttifakı, 14 Mayıs seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacaklarını açıkladı.

Haber Merkezi / Emek ve Özgürlük İttifakı liderleri, Ankara Dünya Ticaret Merkezi’nde bir araya geldi. Toplantı sonrası ittifakın tutum belgesini HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan okudu.

AK Parti iktidarının 21 yılda ekonomik ve sosyal politikalarının yarattığı yıkıma değinen Buldan, “AKP’nin yarattığı yıkım ve ağır bunalıma karşı Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini” belirtti.

Buldan’ın açıkladığı deklarasyon şöyle:

“Türkiye tarihinin en kritik seçimlerinden birine iki aydan az bir zaman kaldı. Ülkenin ve toplumun geleceğini belirleyecek tarihsel bir andan geçiyoruz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılının eşiğinde, ülkenin 13. Cumhurbaşkanı seçilecek ve parlamento yeniden oluşturulacak.

AKP iktidarının son yirmi bir yılda uyguladığı ekonomik ve sosyal politikalar hayatın her alanında büyük bir yıkım yaratmış; özgürlükleri kısıtlayan, baskı ve hukuksuzluklara dayalı uygulamalar sınır tanımamıştır. Yaşadığımız çoklu sorunlar, çözümsüzlük ve ağır bunalım her geçen gün derinleşmektedir. AKP-MHP iktidarı, toplumun bugününü çalmıştır ve yarınını da tehdit etmektedir.

“15 Mayıs sabahına umutla uyanacağız”

Ülkeye bir kâbus gibi çökmüş olan bu siyasi iktidar, her türlü tahakküm pratiklerini uygulayarak tek adam yönetimini ülkenin her bir karışına yaymış durumdadır. ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ Türkiye halklarını nefessiz bırakmaktadır.

Türkiye’nin en temel ihtiyacı halkın egemenliğine dayanan gerçek ve güçlü bir demokrasidir. Evrensel hak ve özgürlüklerin tanındığı ve anayasal güvence altına alındığı, demokratik hukuk ilkelerinin geçerli olduğu, sosyal ve ekonomik hakların yaşam bulduğu bir düzen istiyoruz. Yerel katılım mekanizmalarının işlediği güçlü bir yerel demokrasi olmadan bu hedefe ulaşmak mümkün değildir.

Ülke ve toplum olarak 15 Mayıs sabahına umutla uyanacağız. Demokratik değişimi gerçekleştirecek güçlerin parlamentoda çoğunluğu kazandığı, Kürt sorununda demokratik ve barışçı bir çözüm için Meclis’in asli bir irade olarak görüldüğü, tüm muhatapların şeffaf bir diyalog ekseninde özgür bir tartışma yürütebildiği, yurttaşların eşit, özgür ve barış içinde bir geleceği kuracağı günler bütün vicdan sahibi insanlarımızın özlem ve talebidir.

Emek ve Özgürlük İttifakı, emekçilerin ve tüm ezilenlerin taleplerinin sözcüsüdür. Demokratik değişimin gücü ve inşa iradesidir. Halklarımızın haklarının yegane temsilcisi ve teminatıdır. Doğanın talanına karşı mücadelenin adresidir. Gençlerin özgür yaşamının güvencesidir. Türkiye’nin geleceğinin demokrasiyle buluşmasının anahtarıdır.

Emek ve Özgürlük İttifakı olarak kadın özgürlükçü bir yaşamı kuracağız. Kadınların yok sayılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Kadınların yaşamın tüm alanlarında eşit ve özgür olacağı yarınların teminatı biziz. Kadınların, eşit temsiliyet ilkesiyle siyasette özne olmasının en güçlü savunucusuyuz.

İttifakımız İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar yürürlüğe sokacak ve kadınların tüm kazanımlarını anayasal güvence altına almak için var gücüyle mücadele edecektir. Ve bizler, on yıllardan gelen mücadele birikimi, deneyim ve ferasetimizle Türkiye halklarının demokratik egemenliğinin tesis edildiği günlere kavuşmak için kararlıyız.

Türkiye’nin demokratikleşmesinin yolu Meclis’te emek, adalet ve barışta ısrar edenlerin, demokratik değişim ve dönüşümü gerçekleştirecek olanların, yani bizlerin önemli bir gücü elde etmesinden geçmektedir. Tek adam sistemi ve restorasyon arasında sıkıştırılmak istenen halkımızın gerçek alternatifi bizleriz.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek adam yönetimine karşı tarihsel sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Ülkede demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin, toplumsal adaletin gerçekleşmesi için yoksulluğa, yolsuzluğa, talana ve ranta dayalı bir yönetimi sürdürmüş olan bu iktidardan, büyük tahribatın sorumlularından hesap sorma konusunda kararlıyız.

Bu nedenlerle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmayacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz. Halkın çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesinin, kamu yönetiminde adaletin sağlanmasının, toplumsal cinsiyet eşitliğinin, doğaya saygının, gençlere özgür yaşamın, barışçıl bir dış politikanın, tarafsız ve bağımsız bir yargının, özgürleşen kimliklerin ve en önemlisi de bütün bunları içeren demokratik bir anayasanın tesis edildiği bir siyasal iklimi inşa etmek acil hedefimiz ve mücadele sebebimizdir.

“Umudu büyüteceğiz”

Türkiye’nin çatışmaya değil aklı selim olanı uygulayarak barışmaya; toplumsal ve siyasal sorunlarımıza kalıcı, gerçekçi ve kapsayıcı çözümler üretmeye ihtiyacı var. Toplumu kutuplaştıran, gerginlik çıkaran, iç ve dış düşmanlar yaratarak huzursuzluğu büyüten, milyonlarca yurttaşın taleplerini ve özlemlerini görmezden gelen bir kişinin kazanma şansı olmayacaktır.

Hep birlikte aydınlık bir geleceğe yürümenin, siyasal demokrasiyi inşa etmenin yolu birlikte mücadeleyi ve umudu büyütmekten, cesaretle yeni bir yaşam için adımlar atmaktan ve toplumun özlemlerini, ihtiyaçlarını karşılayacak politikaları kararlılıkla savunmaktan ve uygulamaktan geçiyor. Hepimize kolay gelsin ve yolumuz açık olsun.”

Paylaşın

HDP, TİP Ve EMEP Arasında Uzlaşma Sağlandı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ve Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz arasında müzakere görüşmesi gerçekleştirildi. Yapılan görüşmenin ardından uzlaşı sağlandı.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nı oluşturan partilerden seçime katılma yeterliği olan TİP, EMEP tek liste yerine, ittifak listesinden kendi bayrak ve amblemleriyle seçime girmeyi istiyordu.

HDP ise aynı seçim bölgelerinde ittifak partilerinin birbirine karşı seçime giriyor olmasının esasen HDP seçmen kitlesinin belirleyici olacağı koşullarda en çok sayıda milletvekili çıkarılmasını engelleyeceğini savunuyordu.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Halkların Demokratik Partisi (HDP) ev sahipliğinde toplantı gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler gündemiyle gerçekleştirilen toplantıda, HDP’nin seçimlere bir listeyle girilmesi önerisine karşı, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Emek Partisi’nin (EMEP) kendi listelerinden girme önerisi üzerine uzlaşmazlık yaşanmıştı.

MA’da yer alan habere göre; HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz arasında müzakere görüşmesi gerçekleştirildi.

“Genişleyerek bir seçim ittifakı haline de getirmek üzere bir irade ortaya çıktı”

Yapılan görüşmenin ardından uzlaşı sağlandı. Emek ve Özgürlük İttifakından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Mücadele ittifakı olarak başlattığımız süreci, genişleyerek bir seçim ittifakı haline de getirmek üzere bir irade ortaya çıktı. Seçime, Emek ve Özgürlük İttifakı olarak girme kararı alındı. Teknik çalışmalarda HDP başta olmak üzere ittifakın bileşeni olan tüm güçlerin kazanımlarını koruyup geliştirecek yol ve yöntemler esas alınacak.”

Gündem başlıklarımızdan biri olan cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili geniş çaplı bir tartışma yürüttük. Depremden sonra cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecini tekrar değerlendirme kararı almıştık. Bugün yürüttüğümüz tartışma neticesinde oluşan ortak tutumumuzu en kısa zamanda bir basın toplantısıyla kamuoyu ile paylaşma kararı aldık.”

Ne olmuştu?

Emek ve Özgürlük İttifakı’nı oluşturan partilerden seçime katılma yeterliği olan Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Emek Partisi (EMEP) tek liste yerine, ittifak listesinden kendi bayrak ve amblemleriyle seçime girmeyi istiyor.

HDP ise aynı seçim bölgelerinde ittifak partilerinin birbirine karşı seçime giriyor olmasının esasen HDP seçmen kitlesinin belirleyici olacağı koşullarda en çok sayıda milletvekili çıkarılmasını engelleyeceğini savunuyor.

Paylaşın

Emek Ve Özgürlük İttifakı Cumhurbaşkanı Adayında Israrcı Olacak Mı?

Kulislerde “Son aşamada, toplumsal beklentileri dikkate alarak Emek ve Özgürlük İttifakı’nın adayı tarafından Erdoğan’a kaybettirmek, halka kazandırmak adına, Millet İttifakı’nın olası ortak adayı lehine yarıştan” çekilebileceği ifade ediliyor.

Bir kaynak “Böylesi bir hamle yapılması için Emek ve Özgürlük İttifakı’nın 24 Ocak’taki ortak açıklamasında belirtildiği üzere ‘cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, doğrudan diyalog ve açık müzakere yöntemi ile gerçekleştirilebilecek görüşmeler’ yapılması gerektiğini” aktardı.

Henüz resmen karar alınmış olmasa da seçimlerin, 14 Mayıs’ta yapılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Neredeyse tüm muhalefet partileri, TBMM’nin değil de Cumhurbaşkanlığı kararıyla seçimlere gidilmesi halinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın anayasal olarak adaylığının mümkün olmadığını söylüyor. Ancak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerinin, Erdoğan tarafından atandığı gerekçesiyle AK Parti Lideri’nin, üçüncü kez aday olmasına direnmeyecekleri görülüyor.

Bu şartlar altında Türkiye siyasetinde en büyük merak konusunu muhalefet partilerinin kaç adayla seçime gideceği oluşturuyor.

Her ne kadar VOA Türkçe’den Yıldız Yazıcıoğlu’nun konuştuğu Rawest Araştırma Genel Müdürü Roj Girasun, “HDP’nin başını çektiği Emek ve Özgürlük İttifakı ile Millet İttifakı’nın seçime ayrı adaylarla gitmesi muhalefet için kabus senaryosu olur” yorumunu yapsa da siyasetin bugünkü seyri, her iki ittifakın da aday çıkaracağı bir yarışı mümkün hale getirmek üzere.

HDP’nin adayı kim olacak?

En son 24 Ocak’ta seçim gündemiyle buluşan Emek ve Özgürlük İttifakı bileşeni altı siyasi partinin liderlerinin, bir aday üzerinde uzlaşmamış olsalar da özellikle HDP’nin talebiyle, Şubat ayının ilk yarısında, muhalefetin ikinci adayı olacak kişiyi kamuoyuna sunması sürpriz olmayacak.

HDP kaynakları, aday komisyonunun çalışmalarını sürdürdüğünü ancak adayın ittifak bileşenlerinin de görüşleriyle ortaya çıkacağını dile getirdiler. Aynı kaynaklara göre, “Cumhurbaşkanlığı adaylığı için herkesin üzerinde mutabık olmasına en yakın isim Gülten Kışanak.” Başka isimlerin de listede bulunduğu ifade edilse de Kışanak’ın diğer adaylardan bir değil birkaç adım önde olduğu belirtiliyor. “Neden önde?” diye sorduğumuzda “Kışanak, 12 Eylül’ün cehennemi Diyarbakır Cezaevi’nde yattı. Gazeteci kökenli bir Elazığlı. Özgür Gündem ve Özgür Ülke’yi çıkardı. Kadın haklarıyla hep ilgilendi. İki dönem milletvekilliği yaptı. BTP’de Selahattin Demirtaş’la eş başkanlık yaptı. Fırat Anlı’yla birlikte Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanlığı yaptı ve neredeyse 7 yıldır cezaevinde, daha ne olsun?” yanıtını veriyorlar.

HDP çevreleri Kışanak’ın Kürt kökenli değil de Alevi kökenli olmasının toplumun farklı kesimlerinde destek bulmasına yol açmasını da umuyor.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın zor kararı

An itibariyle Emek ve Özgürlük İttifakı’nda her şey dört dörtlük değil. Özellikle Türkiye İşçi Partisi’nin, ittifakın milletvekili çıkarmasının neredeyse imkânsız olduğu 41 seçim çevresinde kendi adıyla seçime girmek istediği ve bu konuda HDP’yi bir türlü ikna edemediği herkesin bildiği bir konu.

Yalnız 5 Ocak ve 24 Ocak’taki toplantılarda değil sonrasındaki görüşmelerde de HDP, seçime tüm partilerin kendi çatısı altında girmesinde ısrarcı oldu. HDP’nin kapatma davasında Anayasa Mahkemesi’nin kararını seçim sonrasına bırakması talebinin reddedilmesi, parti üzerinde zaten sallanmakta olan Demokles’in kılıcının daha da hızlı sallanmasına yol açtığı da bir hakikat. HDP yetkilileri, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçime gireceği parti olarak Yeşil ve Sol Parti’yi düşünüyor. Geçtiğimiz yılın sonlarında 46 ilde örgütlenen partinin seçime katılma engeli bulunmadığı belirtiliyor.

Emek ve Özgürlük İttifakı adayı Millet İttifakı adayı lehine çekilebilir mi?

Kimileri de HDP’nin adaylıkla ilgili ısrarını kapanma riskini minimize etme çabası olarak yorumluyor. Tam da bu nedenle kulislerde “Son aşamada, toplumsal beklentileri dikkate alarak Emek ve Özgürlük İttifakı’nın adayı tarafından Erdoğan’a kaybettirmek, halka kazandırmak adına, Millet İttifakı’nın olası ortak adayı lehine yarıştan” çekilebileceği ifade ediliyor.

Bir kaynak “Böylesi bir hamle yapılması için Emek ve Özgürlük İttifakı’nın 24 Ocak’taki ortak açıklamasında belirtildiği üzere ‘cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, doğrudan diyalog ve açık müzakere yöntemi ile gerçekleştirilebilecek görüşmeler’ yapılması gerektiğini” aktardı. HDP çevrelerinin yakın zamana kadar Altılı Masa’nın adayı olarak zikredilen isimlerden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na sıcak baktığı biliyor. Son olarak Kürt siyasetinin en deneyimli isimlerinden Ahmet Türk de Ocak ayı ortasında Gazete Duvar’a yaptığı açıklamada, “Kılıçdaroğlu uygun bir aday. Konuşulan isimler içinde de en deneyimlisi. Ama bizim de taleplerimiz var. Demokrasi adına, hak ve özgürlükler adına masanın neleri yapacağını, projelerini açıklaması lazım” demesi Emek ve Özgürlük İttifakı adayının son düzlükte hangi koşullarda seçimden çekilebileceğini ortaya koyuyor.

Millet İttifakı’nın adayı kim olacak?

Millet İttifakı cephesinde ise, terazi şu an için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı yönünde ağır basıyor. Salı günü grup konuşmasında “Ben Kemal, geliyorum” diyerek adaylığıyla ilgili beklentileri daha da yükselten Kılıçdaroğlu’na İyi Parti’nin çok sıcak bakmadığı sık sık kamuoyuna yansıdı. Peki Millet İttifakı’nın adayı Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun dün dile getirdiği gibi büyük ihtimalle 13 Şubat’ta belirlenir mi? CHP’li kaynaklar o gün adayın masada konuşulmasına kesin gözüyle bakıyor “Ama aday başka bir gün ve İstanbul’da ilan edilir” diyor.

Bu arada “Kılıçdaroğlu’nun altılı masada sakinliğini koruduğu ancak CHP’nin liderine CHP içerisinden aday önerilmesinden rahatsızlık duyduğu” belirtiliyor. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkılıyorsa o zaman başka aday önerilebileceği ancak bunun CHP’li olmaması gerektiği ve CHP’li bir isim aday olacaksa bunun CHP’nin kararı olması gerektiği görüşü ifade ediliyor. Kulislerde Kılıçdaroğlu dışında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen gibi isimler de dillendiriliyor.

Paylaşın

Emek Ve Özgürlük İttifakı Adayını Şubat’ın İlk Haftası Açıklayabilir

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin (TÖP) oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakı, Cumhurbaşkanı adayını “Şubat ayının ilk haftası”nda açıklayabilir.

Adaylarını açıklamak için Millet İttifakı’nın 13 Şubat toplantısını bekleme gibi bir düşünceleri olmadığını belirten HDP Eş Genel Buldan, oluşturdukları isim havuzundan bir adayın belirleneceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim tarihini 14 Mayıs olarak açıklamasının ardından, muhalefet partilerinde de seçim hazırlıkları hız kazandı.

27 Eylül 2021’de açıkladığı tutum belgesinde, diğer muhalefet partileri ile ortak aday için müzakereye açık olduğunu duyuran HDP, bir süre önce kendi adayını çıkarma kararı aldı.

HDP yönetimi, “resmen muhatap alınmaları” halinde, Millet İttifakı ile ortak aday için müzakereye kapılarını açık tutuyor ve ortak aday üzerinde uzlaşılması halinde, çıkardıkları adayları çekebileceklerini de ifade ediyorlar.

O nedenle HDP’nin adayını açıklamak için 13 Şubat’ta ortak aday belirlemek için masaya oturacak olan Millet İttifakı’nı bekleyip beklemeyeceği merak konusuydu.

“Şubat’ın ilk haftası açıklanabilir”

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın aktardığına göre HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, , adaylarını “Şubat ayının ilk haftası”nda açıklayabileceklerini söyledi.

Adaylarını açıklamak için Millet İttifakı’nın 13 Şubat toplantısını bekleme gibi bir düşünceleri olmadığını belirten Buldan, oluşturdukları isim havuzundan bir adayın belirleneceğini ifade etti.

Buldan, “aday bir kadın olabilir mi?” sorusuna ise “O henüz belli değil” karşılığını verdi.

Eğilim kadın adaydan yana

HDP ve ittifak bileşenleri henüz cumhurbaşkanı adayını netleştirmiş değil ama partide, “kadın aday” olması beklentisi yüksek.

HDP kulislerinde, bir süredir adaylık için, halen cezaevinde bulunan Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak’ın adı geçiyor. Kışanak, hakkında henüz kesinleşmiş bir yargı kararı olmadığı için adaylığının önünde engel olmadığı belirtiliyor.

Ancak cezaevinden bir ismin aday gösterilmesinin avantaj ve dezavantajlarının değerlendirilerek karar verileceği ifade ediliyor.

İttifak nasıl şekillenecek?

HDP, seçimlere Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) ve Sosyalist Meclisler Federasyonu’ndan (SMF) oluşan Emek ve Özgürlük İttifakı adı altında girmeyi planlıyor.

HDP ile ittifak içinde yer alan siyasi partilerin seçimlere ortak liste ile mi, bazı yerlerde kendi adı ve amblemiyle mi gireceğinin de önümüzdeki günlerde netleşmesi bekleniyor.

HDP, ittifakta yer alan siyasi partilerin “tek liste” ile HDP çatısı altında seçime girmesini istiyor ve ittifak ortaklarına da bu konuda esnemeyeceği mesajı veriyor. HDP yönetimi, ittifak içindeki partilerin kendi adlarıyla seçime girmesi halinde daha az milletvekili çıkarılacağı gerekçesiyle ayrı listeye karşı çıkıyor.

İttifak içinde yer alan TİP ve EMEP ise ortak listelerden aday gösterilmesinin yanısıra, HDP’nin milletvekili çıkaramadığı veya zayıf olduğu bazı bölgelerde kendi isim ve amblemiyle seçime girmek istiyor.

Buna göre batı illerinde HDP’nin milletvekili çıkaramadığı zayıf olduğu seçim çevrelerinde TİP’in adayının desteklenmesi, Doğu ve Güneydoğu dahil, HDP’nin güçlü olduğu yerlerde de bu partinin adayının desteklenmesini öneriyor.

Ancak, HDP ile TİP arasında bu konuda henüz uzlaşma sağlanmış değil.

Hem TİP, hem de HDP kendi önerilerinde ısrarını sürdürüyor ve önümüzdeki günlerde ittifak bileşenleri ile yapılacak yeni bir toplantıda, bu konudaki kararın da netleştirilmesi bekleniyor.

Paylaşın

Emek Ve Özgürlük İttifakı’ndan Dikkat Çeken “Ortak Aday” Açıklaması

Ankara’da “cumhurbaşkanlığı seçimi, parlamento seçimi, seçim süreci ve sandık güvenliği gündemleriyle” toplanan Emek ve Özgürlük İttifakı, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, “Mevcut iktidarı yenilgiye uğratacak, bu rejimin inşasını durduracak, demokratik ve emekten yana bir geleceği kuracak olan ittifakımız, seçim takvimini de göz önünde bulundurarak halkımızı seçeneksiz bırakmıyor” ifadelerine yer verdi.

Haber Merkezi / Açıklamanın devamında, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilkelerimize dayanarak belirleyeceğimiz adayımızın ismini, en geniş emek ve demokrasi güçleriyle sürdürülen müzakereler ve çalışan mekanizmalarımızın varacağı netice ışığında, kısa bir zaman içinde kamuoyu ile paylaşacağız” denildi.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşenleri Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin (TÖP) Eş Başkanları, Başkanları ve Sözcüleri, Ankara’da “cumhurbaşkanlığı seçimi, parlamento seçimi, seçim süreci ve sandık güvenliği gündemleriyle” bir toplantı  gerçekleştirdi.

Toplantı sonrası yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Yürütülen tartışmalar neticesinde cumhurbaşkanlığı seçimlerine, doğrudan diyalog ve açık müzakere yöntemi ile gerçekleştirilebilecek görüşmelere tümden kapalı olunmamakla birlikte, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşenleri olarak üzerinde uzlaşı sağladığımız bir aday belirlemeye prensip olarak karar verdik.

Mevcut iktidarı yenilgiye uğratacak, bu rejimin inşasını durduracak, demokratik ve emekten yana bir geleceği kuracak olan ittifakımız, seçim takvimini de göz önünde bulundurarak halkımızı seçeneksiz bırakmıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilkelerimize dayanarak belirleyeceğimiz adayımızın ismini, en geniş emek ve demokrasi güçleriyle sürdürülen müzakereler ve çalışan mekanizmalarımızın varacağı netice ışığında, kısa bir zaman içinde kamuoyu ile paylaşacağız.

Parlamento seçimleriyle ilgili toplantımızda yürütülen tartışmalar sonucunda da Emek ve Özgürlük İttifakı’nın renkli, çoğulcu ve dinamik yapısını Meclis’te en geniş biçimde temsil edecek ve seçimlerden güçlü bir biçimde çıkacak formüller üzerindeki çalışmaların sürdürülmesi konusunda kararlığın altını çizdik.

Grev yasaklarının, siyasi yasakların, her alanda uygulanan baskının ve şiddetin artarak devam ettiği bir atmosferde, seçim süreci ve sandık güvenliğine dair tüm toplum kesimleriyle sürdürdüğümüz ortak çalışmaları hızlandırarak büyütme ve genişletme kararı aldık.”

Paylaşın