AK Parti’de Seçim Yenilgisi İçin Dört Ayrı Komisyon Kuruldu

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde ağır bir yenilgi alan Adalet ve Kalkınma Partisi’nde (AK Parti), yenilginin nedenini araştırmak için 4 ayrı komisyon kuruldu.

Komisyonların hazırlayacağı raporlar, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunulacak.

Türkiye gazetesinde yer alan habere göre, seçim sonuçlarını değerlendirmek için kurulan komisyonlarda bir bakan, bir genel başkan yardımcısı ve bir akademisyen yer alıyor.

Strateji heyetiyle irtibatlı olarak çalışacak olan komisyonları Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) koordine edecek.

Nerede yanlışlar yapıldığı, seçim yenilgisinin sebepleri detaylı bir şekilde masaya yatırılacak.

Sandığa gitmeyen seçmenin hangi sebeplerle sandığa gitmediği, oy tercihini değiştiren seçmenlerin hangi sebeple tercih değişikliği yaptığı araştırılıyor.

Hazırlanan raporlara göre hangi bölgede nasıl bir yol izleneceği, teşkilatta değişiklik yapılacak ise nasıl bir değişiklik yapılacağı belirlenecek.

Hazırlanacak detaylı raporlar AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunulacak.

Paylaşın

AK Parti Kulisleri: CHP’li 5 Başkana Yargı Takibi

31 Mart yerel seçimleri tamamlandı. Ancak AK Parti kulislerine göre seçim sonrası bazı CHP’li belediye başkanları haklarındaki davalar nedeniyle sorun yaşayabilir.

İsim verilmiyor ama CHP’den seçilen 4-5 belediye başkanı hakkında Yargıtay safhasına gelmiş davalar olduğu, söz konusu davalarda 1 yılın üstü cezaların onanması halinde bu kişilerin başkanlıklarının düşeceği kaydediliyor. Görünen o ki AK Partililer hukuki süreçleri yakından takip ediyor.

31 Mart yerel seçimleri tamamlanırken kesin olmayan sonuçlara göre Türkiye geneli belediye başkanlığında CHP 35, AK Parti 24, DEM Parti 10, MHP 8, Yeniden Refah Partisi 2, BBP 1, İYİ Parti 1 belediye başkanlığı kazandı. 973 ilçede yapılan seçimlerde de AK Parti 356 ilçeyi, CHP ise 337 ilçeyi kazandı. Birçok belediye başkanı itiraz süreçlerinin tamamlanmasının ardından mazbatalarını alarak görevlerine başladı.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; AK Parti kulislerine göre seçim sonrası da bazı CHP’li belediye başkanları haklarındaki davalar nedeniyle sorun yaşayabilir. İsim verilmiyor ama CHP’den seçilen 4-5 belediye başkanı hakkında Yargıtay safhasına gelmiş davalar olduğu, söz konusu davalarda 1 yılın üstü cezaların onanması halinde bu kişilerin başkanlıklarının düşeceği kaydediliyor. Görünen o ki AK Partililer hukuki süreçleri yakından takip ediyor.

Özgür Özel’ liderlik notu

Seçimlerin kazananı tartışılmaz bir şekilde CHP oldu. İstanbul, Ankara Büyükşehir Belediyelerini Meclis çoğunluğunu da elde ederek kazanan CHP, bu büyükşehirlere Bursa, Balıkesir, Manisa, Denizli’yi de ekledi. Adıyaman, Kırıkkale, Kastamonu gibi birçok kent de CHP’ye geçti. Bu büyük başarıdan sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yapacağı ilk konuşma önemliydi.

Seçim sonuçlarının ortaya çıkmasının ardından parti genel merkezinde bir basın toplantısı düzenleyen Özel kapsayıcı bir konuşma yaptı. Özel’in konuşmasındaki, “Bu galibiyetin bir kaybedeni yoktur. Bizim başarımız kimsenin hezimeti olmayacaktır”, “Bu sonuçları bir galibiyet değil, seçmenin bize açtığı kredi olarak görüyoruz. Tüm seçmen gruplarından gelen Türkiye siyasetinin akışını esastan değiştiren bu desteğin partimize büyük bir sorumluluk yüklediğinin farkındayız”, “Bugün bize bakanlar kibri değil tevazuyu, böbürlenmeyi değil başarıyı bölüşebilmenin erdemini hissetmelidir” ifadeleri dikkat çekiciydi.

AK Partili yöneticiler de Özel’in konuşmasını çok dengeli ve olumlu bulurken, bir parti kurmayı, “Çok iyi bir konuşma yaptı. Özgür Özel liderlik yolunda ilerliyor” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın

AK Parti’de ‘Muhalefete Giden Oylar Kalıcı Olabilir’ Endişesi

Yerel seçimlerde birinci parti olma niteliğini de kaybeden AK Parti’de, partililer İstanbul başta olmak üzere CHP’nin kazandığı birçok kentte muhalefette yer alan seçmenlerin AK Parti’nin karşısında ve önde görünen adayda birleştiğine dikkat çekiyor.

Bunun yanı sıra AK Parti ve MHP’li seçmenden de geçiş olduğu ifade ediliyor. AK Partililer muhalefet partilerinin adaylarına giden seçmenlerin, orada kalıcı olabileceği endişesi taşıyor. Partide “Seçmen bir yere yönelmeye başladığında bir kısmı orada kalabilir. Bunun iyi değerlendirilmesi, seçmenin dönüşü için doğru adımlar atılması gerek” deniliyor.

AK Parti, “Gerçek belediyecilik”, “Yeniden İstanbul” sloganları ile girdiği yerel seçimlerde İstanbul hedefini gerçekleştiremediği gibi aralarında Bursa ve Balıkesir büyükşehir belediyelerinin de bulunduğu birçok kenti kaybetti. AK Parti’nin 15’i büyükşehir toplam 39 olan belediye sayısı bu seçimde 24’e düştü. Birinci parti olma niteliğini de kaybeden AK Parti’de kapsamlı değerlendirme süreci başladı.

Gazete Duvar’dan Nergis Demirkaya‘nin haberine göre; Seçim sonrası ilk MYK toplantısında ön değerlendirme yapılırken sonuçların il il, bölge bölge detaylı olarak analiz edilmesi, kayıpların nedenlerinin tespit edilmesi için komisyonlar kurulması kararı alındı. Edinilen bilgiye göre AK Parti MYK’da sosyal politikalar başkanlığından yerel yönetimler başkanlığına tüm birimler alanlarıyla ilgili raporlarını hazırlayacak. Ayrıca kurulacak 5-6 yeni komisyon aracılığıyla seçim sonuçları tüm yönleriyle detaylı olarak incelenecek.

AK Partili bir yetkili A’dan Z’ye tüm alanlarda yapılacak değerlendirme sürecinde partinin en üst organlarından en alt teşkilatlara hataların, eksikliklerin ve çözüm önerilerinin ortaya konulacağını belirterek, “Bunun üzeri örtülemez. Çok iyi bir muhasebe yapılacak. Cumhurbaşkanı da geniş bir çalışmanın titizlikle yapılmasını istedi” dedi.

Seçimlerin ardından ortaya çıkan büyük kayıp sonrası AK Parti MYK ve Kabine’de değişiklik yapılacağı iddiaları gündeme geldi. Ancak parti yöneticileri bu değişikliğin çok hızlı yapılacağı görüşünde değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem Kabine hem de MYK’da değişiklik yetkisi olduğuna dikkat çeken yöneticiler, “Olağanüstü kongrenin üzerinden çok geçmedi. Yazın olağan kongre sürecini mahalle delegeleri seçimi ile başlatacağız. Bu süreç kendi takvimi içinde ilerleyecek. Bu arada MYK değişimi düşünülebilir ama hemen olmaz, zamana yayılır. Değerlendirme sürecinde ihtiyaçlar ortaya çıkar, genel başkan da yetkisi doğrultusunda gereğini yapar” diyor.

AK Parti yöneticilerine göre 31 Mart seçim sonuçlarının nedenleri komisyonların detaylı analizleri ile ortaya çıkacak, ancak ön değerlendirmelerde şu başlıklar dikkat çekiyor:

Seçim yenilgisinde tek neden yok

AK Parti’nin 22 yıllık iktidarında ikinci parti durumuna gerilediği ilk seçim yenilgisinde ekonomik sorunların ve aday tercihlerinin etkili olduğu konuşuluyor. AK Partili yetkililerse bu bakışın bir “ezber” olduğunu, yaşanan kayıplarda bir değil onlarca neden bulunabileceğini ve bunların hepsinin tespit edilmesi gerektiğini ifade ediyor. İl il, ilçe ilçe yapılan değerlendirmelerde kimi yerlerde emeklilerin, kimi yerlerde kentteki altyapı sorununun, kimi yerlerde belirlenen adayın, kimi yerlerde ise tarımsal bir ürünle ilgili alınan kararın etkili olabileceğini, tüm bunların ortaya çıkarılacağını ifade ediyor.

31 Mart yerel seçimlerine katılım oranı mayıs seçimlerine göre yüzde 10 oranında düşüş gösterdi. AK Partili yetkililer sandığa gitmeyen seçmenin büyük kısmının kendi seçmenleri olduğunu belirterek, “Tepkili seçmenlerimizin bir kısmı AK Parti dışında bir partiye oy veremeyeceği için sandığa gitmedi. Ayrıca gidip boş oy verenler oldu. Bu da sonuçta ciddi etki yarattı” diyor.

AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı yerel seçimde 30 büyükşehir, 29 ilde iş birliği yaptı, 22 ilde ise AK Parti ve MHP adayları yarıştı. İki partinin yarıştığı illerden Afyon, Amasya, Kastamonu, Kırıkkale, Kilis, Kütahya, Uşak’ı CHP, Yozgat’ı Yeniden Refah Partisi, Nevşehir’i İYİ Parti, Sivas’ı ise BBP adayı kazandı. AK Parti’nin yaşadığı yenilgide bu illerle ilgili iş birliği kararlarında hatalar yapılmış olabileceği ya da kampanya sürecindeki sıkıntılar nedeniyle bu sonuçla karşılaşılmış olabileceğini, analiz sürecinde bunun da ortaya çıkacağı belirtiliyor. Parti yöneticileri, “İttifakta doğru tespitler yapılmamış olabilir. CHP’nin aradan çıkma ihtimalinin bulunmadığı yerlerde yarışmak gerekirdi” diyor.

Seçimlerde merkezi hükümetin yaptığı yol, köprü, havalimanı, savunma sanayi ürünleri gibi büyük projeler de kampanya konusu yapıldı, AK Partililer bu hizmetlerin yerel seçimde de oya dönüşmesini bekledi. Ancak beklenen sonuç çıkmadı. AK Partili bir yönetici, “Büyük projeler yapıyorsunuz ama insanlar o büyük köprüden akaryakıt pahalı diye geçemiyorsa, o hızlı trenden parası olmadığı için yararlanamıyorsa karşılığı olmuyor. Makro anlamda çok hizmet yapılabilir ama mikro düzeyde de insanların cebine giren, onlara dokunan hizmetler olmalı. Seçmen kararında büyük projeler değil, onlara dokunan küçük projeler de etkili olmuş görünüyor” dedi. Bu yorum İstanbul seçiminde tartışma konusu olan kent lokantalarını akıllara getirdi.

AK Parti’de seçmenin kanaatinin son bir hafta içinde değiştiği görüşü hakim. Bu tutum değişikliğinde de Ankara ve İstanbul mitinglerinde emeklilerle ilgili müjde beklentisinin gerçekleşmemesinin etkili olduğu değerlendiriliyor. Son hafta kanaatini değiştiren seçmenin tepkiyle ya sandığa gitmediği ya da gidip başka partiye oy verdiği ifade ediliyor.

AK Parti içinde, seçim yenilgisinde bir neden olarak da parti teşkilatındaki sorunlar gösteriliyor. Adayla il ilçe teşkilatları arasında yaşanmış sorunlar, uyum sağlanamaması, aday gösterilmeyen belediye başkanlarının çalışmaması, hatta kampanyaya zarar veren tutum alması gibi durumların kayba yol açtığı vurgulanıyor.

AK Partililer de CHP’liler de İstanbul başta olmak üzere CHP’nin kazandığı birçok kentte muhalefette yer alan seçmenlerin AK Parti’nin karşısında ve önde görünen adayda birleştiğine dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra AK Parti ve MHP’li seçmenden de geçiş olduğu ifade ediliyor. AK Partililer muhalefet partilerinin adaylarına giden seçmenlerin, orada kalıcı olabileceği endişesi taşıyor. Partide “Seçmen bir yere yönelmeye başladığında bir kısmı orada kalabilir. Bunun iyi değerlendirilmesi, seçmenin dönüşü için doğru adımlar atılması gerek” deniliyor.

Paylaşın

‘Kongre’ Kararı Alan İYİ Parti’de Neler Oluyor?

31 Mart Pazar günü yapılan yerel seçimlere “hür ve müstakil girme” kararı alan İYİ Parti, seçimlerde hedeflediği sonucu alamayınca, “olağanüstü seçimli kongre” toplama kararı aldı.

İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener, seçimler sonrası yaptığı açıklamada, kongrede aday olup olmayacağına dair net bir mesaj vermedi. Pazartesi günü gerçekleşecek Başkanlık Divanı toplantısında hem kongre süreci hem de Akşener’in adaylığı ele alınacak.

14 Mayıs 2023’te gerçekleşen milletvekilliği genel seçimlerinde yaklaşık 5 milyon 200 bin oy alan İYİ Parti, 31 Mart yerel seçimlerinde belediye meclisleri oyu dikkate alındığında 1 milyon 900 bin oya geriledi. İYİ Parti il olarak sadece Nevşehir’i kazanabildi. Ayrıca 23 ilçe ve 7 beldede İYİ Parti kazandı.

Ancak iddialı olduğu Ordu, Balıkesir gibi yerlerde başarı sağlayamadı. İstanbul ve Ankara’da yüzde 1’i dahi bulamayan İYİ Parti, İzmir’de yüzde 4’e yakın oy alabildi. İYİ Parti bu sonuçlarla beşinci parti konumuna geriledi.

DW Türkçe’den Kıvanç El‘in edindiği bilgiye göre, olağanüstü kongrenin Mayıs ayı içerisinde toplanması planlanıyor. Önümüzdeki hafta gerçekleşecek Başkanlık Divanı toplantısında kongreye dair tüm seçenekler ele alınacak. Seçim sonuçları da bu toplantıda analiz edilecek.

Kamuoyu araştırmacı şirketi Panorama TR Araştırma Direktörü Osman Sert’e göre, yerel seçim değil genel seçime de gidilse İYİ Parti’nin alacağı sonuç değişmeyecekti.

Sert, “Daha önce ittifakla seçim kazanabilmişken elitlerin kararı ile seçim öncesine döndüler. İttifak ile sonuç alındıktan sonra ertesi gün, ‘ittifak bitti, unutuyoruz yaşananları’ denilemez. Burası siyasi bir parti, cemaat değil. Kişilerin bireysel beklentileri var” yorumu yapıyor.

Meral Akşener’in başkanlığı bırakıp bırakmayacağı kamuoyunun yanı sıra parti içinde de merak ediliyor. Osman Sert ise Akşener’in bırakma kararı almasının zor olduğunu söylüyor:

“İYİ Parti kimlik ve kadro partisi değil, Meral Akşener partisidir. Elbette iyi kadrolar var. Ancak taşıyıcı Akşener. Onu geri çekince geriye kalanın siyasal varlığını sürdürmesi zor olacak. Bırakırsa ayrı sorun, bırakmazsa ayrı sorun.”

Parti içerisinde de farklı görüşler var. Akşener’e yakın bir üst düzey parti kurmayı, Akşener’in bırakmasının henüz erken olduğunu savunuyor ve “2023 yılında Meral Akşener’in talepleri dikkate alınsa bugün Cumhurbaşkanlığı kazanılmış olacaktı. Sağlıklı değerlendirme yapmak lazım” yorumu yapıyor.

Başka bir üst düzey İYİ Partili ise Akşener’in görevi bırakması gerektiği görüşünde. Partili, “Genel başkan artık yıprandı. Partinin nereye gittiği konusunda netlik yok. Merkez partisi mi olacağız yoksa, Milliyetçi-Türkçü kimliği ağır olan bir parti olarak mı devam edeceğiz. Seçmen bu netliği görmeyince cezayı kesiyor. Biz merkezden uzaklaştık. Sert ve saldırgan bir dil kullandık” ifadelerini kullanıyor.

İYİ Parti’de saha çalışmaları yapan milletvekilleri ekonomideki sıkıntılardan sonra en fazla duydukları eleştirilerin “Masadan kalkarak yanlış yaptınız” olduğunu kaydediyor. İYİ Partili üst düzey kurmaya göre altılı masa aktörlerinden, CHP hariç, diğerleri 2023’te olmadı ancak yerel seçimlerde cezalandırıldı.

İYİ Parti içinde CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a karşı kullanılan dilin yanlış olduğunu düşünenler de var. İmamoğlu ve Yavaş’a karşı ağır bir söylem kullanılmasının yanı sıra “AK Parti gibi popülist davranılarak DEM Parti üzerinden milliyetçilik yapılmasının” hata olduğu ifade ediliyor.

Osman Sert’e göre de masadan kalkmayı seçmen unutmadı ve yerel seçimlerde bunun cezasını kesti.

İYİ Parti ve AK Parti anlaşır mı?

Kamuoyunda “İYİ Parti seçimsiz 4 yıllık süreçte AK Parti ile anlaşacak” yorumları da yapılıyor. Panorama TR’den Osman Sert’e göre bu öngörüye şu aşamada katılmıyor:

“Önümüzdeki 1,5 yıl ağır bir ekonomik kriz var. Sorumlusu olmadığı bu krizi, İYİ Partililer neden taşıyıcısı olacak, bedelini ödeyecek. Velev ki; Erdoğan ve AK Parti 360 vekili buldu. Erdoğan’ın istediği bir referandumun bu pazar görülen sonuçlarla geçme ihtimali yok.”

İYİ Parti kurmaylarına göre de AK Parti ile de CHP ile de anlaşmadan, ülkücülüğe sapmadan, partinin merkezde bir yol çizmesi, doğru bir muhalefet dili geliştirmesi gerekiyor.

Paylaşın

31 Mart: AK Parti’nin Oyları Neden Düştü?

Seçim sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Tanju Tosun, “En son 14 Mayıs seçimlerinde sorun, ‘boş tencere iktidar devirmedi’ şeklinde belirlendi. Görünen o ki özellikle Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz bu kez beklenen etkiyi yaptı” dedi ve ekledi:

“CHP’nin başarısında ekonomik krizin yol açtığı, gelir dağılımındaki adaletsizlik, ekonomik yoksulluk, Ankara ve İstanbul belediyelerinin başarısı CHP’nin iddialarını pekiştirdi ve seçmende pozitif bir algı yarattı. AKP’nin sandığa gitmemesi kadar YRP’ye yönelen kitle var. CHP ilk kez oy kullanacak 1 milyon 200 bin seçmenden en fazla oy alan parti oldu. Bunların hepsi CHP’ni başarılı olmasına katkı sundu.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yerel seçimlerde 47 yıl sonra büyük bir zafer elde etti. Türkiye genelinde CHP yüzde 37.8, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yüzde 35.5, Yeniden Refah Partisi yüzde 6.2, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yüzde 5.7, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yüzde 5, İYİ Parti ise yüzde 3.8 oy aldı.

Seçmenin 14-28 Mayıs’a göre yerel seçimlerde eğiliminin değişmesini uzmanlar Cumhuriyet’ten Gökhan Kam‘a değerlendirdi.

Siyaset bilimci Prof. Dr. Mithat Baydur, “16 milyon emekçinin 10 milyonuna 7 bin 500 bin TL’den 10 bin TL’ye getirilen yani yüzde 37’lik bir zamla karşılık verilmesi bir öfke birikmesine sebep oldu. Nihayetinde seçimin yaklaştığı üç-dört gün öncesinde cumhurbaşkanının, ‘Emeklilere verecek paramız yok. Kasamız bomboş’ demesi, hatta daha da ileri giderek EYT’lilere de, ‘Yaptığımız esasında bir hataydı’ deyip yüz binlerce kişiyi yeniden karşısına alması büyük bir infiale sebep oldu. Cumhurbaşkanının tabiriyle, ‘Bu bir emeklilik yılı olacak’ diyordu. Gerçekten emeklinin yılı oldu bence. Bu çerçevede emeklinin durumu şöyle oldu, emekliler çok büyük bir protesto hareketine giriştiler” diye konuştu.

AKP’nin kitlesinin sandıklara gitmediğinin belli olduğunu söyleyen Baydur, “CHP’nin seçmeni büyük bir sadakatle, hırsla sandığa giderken AKP’nin emeklileri ki -emeklilerden yüzde 35 oy aldığı bilimsel araştırmalarla sabittir- özellikle emeklilerden oy alan AKP’nin kitlesi sandığa gitmedi. Seçime yüzde 77-78 oranında bir katılım var. Seçmenin AKP’ye bir uyarı verdiği söyleniyor. Bence seçmen bir tür kınama cezası verdi” diye konuştu.

“Bu seçim CHP için bir zafer gibi görünüyor. Evet, CHP kazandı 100 birim üzerinden değerlendirirsek CHP’nin bundaki oy hakkı yüzde 30’du. Yüzde 70 esasında AKP kaybetti” diyen Baydur, “Bu yüzde 30’ları CHP’nin daha ileriye taşıyabilmesi için bizim genel seçimlerde iktidar olduğunda, dış politika yani bölgesel ve küresel çapta hangi blok çerçevesinde hareket edeceği, Avrasya blokuyla ilişkilerinin nasıl olacağı, NATO çerçevesinde hareketlerinin ne olacağı, Rusya- Ukrayna savaşında nasıl bir tavır takınabileceği, sağlık politikaları nasıl olacak, milli eğitimdeki tahribatı nasıl giderebilecek, tasarruf ve makro ekonomik tedbirler çerçevesinde sıkı para politikasıyla büyümeyi aynı anda nasıl ileriye götüreceği konusunda net politikalar gösterebilmesi ve anlatabilmesi lazım. Bu sadece AKP’ye bir protesto mahiyetindedir” ifadelerini kullandı.

“Ekonomik kriz beklenen etkiyi yaptı”

Prof. Dr. Tanju Tosun, seçim sonuçlarında ekonomik krizin etkili olduğunu belirtti. Tosun, “En son 14 Mayıs seçimlerinde sorun, ‘boş tencere iktidar devirmedi’ şeklinde belirlendi. Görünen o ki özellikle Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz bu kez beklenen etkiyi yaptı. CHP’nin başarısında ekonomik krizin yol açtığı, gelir dağılımındaki adaletsizlik, ekonomik yoksulluk, Ankara ve İstanbul belediyelerinin başarısı CHP’nin iddialarını pekiştirdi ve seçmende pozitif bir algı yarattı. AKP’nin sandığa gitmemesi kadar YRP’ye yönelen kitle var. CHP ilk kez oy kullanacak 1 milyon 200 bin seçmenden en fazla oy alan parti oldu. Bunların hepsi CHP’ni başarılı olmasına katkı sundu” şeklinde konuştu.

Paylaşın

Nüfusun Yüzde 73.59’u Muhalefet Partileri Tarafından Yönetilecek

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre 2023 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin nüfusu 85 milyon 327 bin düzeyinde. Seçim sonuçlarına göre yerelde bu nüfusun yüzde 73.59’u muhalefet partileri tarafından yönetilecek.

Buna göre CHP’nin kazandığı 35 belediyede yaşayan kişi sayısı 52 milyon 900 bin 730, bunların toplam nüfusa oranı ise yüzde 61.96’ya karşılık geliyor. DEM Parti’nin kazandığı belediyelerin nüfusu 6 milyon 972 bin ve toplam içindeki payı yüzde 8.17 düzeyinde. Yeniden Refah Partisi yüzde 3.09’a karşılık gelen 2 milyon 634 bin kişinin yaşadığı 2 ili yönetecek. İYİ Parti’nin yöneteceği Nevşehir’de 315 bin 994 kişinin yaşarken, bunların toplam nüfus içindeki oranı yüzde 0.37 seviyesinde.

Ekonomim’den Hüseyin Gökçe’nin haberine göre; 31 Mart yerel seçimlerinde iktidarı oluşturan Cumhur İttifakı’nın ciddi oranda oy kaybı yanı sıra muhalefetin oy artışı, yerelde yönetilen nüfus oranlarına da yansıdı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre 2023 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin nüfusu 85 milyon 327 bin düzeyinde. Seçim sonuçlarına göre yerelde bu nüfusun yüzde 73.59’u muhalefet partileri tarafından yönetilecek.

Buna göre CHP’nin kazandığı 35 belediyede yaşayan kişi sayısı 52 milyon 900 bin 730, bunların toplam nüfusa oranı ise yüzde 61.96’ya karşılık geliyor. DEM Parti’nin kazandığı belediyelerin nüfusu 6 milyon 972 bin ve toplam içindeki payı yüzde 8.17 düzeyinde. Yeniden Refah Partisi yüzde 3.09’a karşılık gelen 2 milyon 634 bin kişinin yaşadığı 2 ili yönetecek. İYİ Parti’nin yöneteceği Nevşehir’de 315 bin 994 kişinin yaşarken, bunların toplam nüfus içindeki oranı yüzde 0.37 seviyesinde.

Buna karşılık Cumhur İttifakı içindeki en büyük parti olan Ak Parti’nin yöneteceği illerdeki toplam nüfus 19 milyon 243 bin 314 ve bunların toplam nüfus içindeki payı yüzde 22.54 olarak hesaplanıyor. MHP’nin kazandığı belediyelerde 2 milyon 304 bin 334 kişi yaşıyor ve bunların toplam içindeki payı yüzde 2.70 düzeyinde. Cumhur İttifakı’nda yer alan BBP’nin kazandığı Sivas’ın nüfusu 650 bin 401 ve Sivas’ın nüfus içindeki payı yüzde 0.76 olarak ölçüldü.

31 Mart yerel seçimlerinde muhalefetin kazandığı illerin Türkiye’deki toplam mevduat içindeki payı yüzde 86.5 olarak hesaplandı. Seçimlerde birinci parti olarak çıkan CHP’nin kazandığı illerdeki mevduat, Türkiye’deki toplam mevduat içinde yüzde 84.5 pay alırken, DEM Parti’nin kazandığı illerdeki mevduatın payı yüzde 1.31 oldu. Muhalefetten YRP’nin yöneteceği illerdeki mevduatın payı yüzde 0.51, İYİ Parti’nin yöneteceği Nevşehir’in toplam mevduat içindeki payı ise yüzde 0.21 düzeyinde.

İktidardaki Ak Parti’nin yöneteceği illerin toplam mevduat içindeki payı yüzde 12.1, MHP’nin yöneteceği illerdeki mevduatın payı yüzde 0.91, BBP’nin yöneteceği ildeki mevduatın toplam içindeki payı ise yüzde 0.3 olarak hesaplandı.

Kişi başına düşen milli gelir yönünden 2019 ve 2022 yılı verilerine göre siyasi partilerin yönettikleri belediyelerde değişim de hesaplandı. Buna göre 2019 yılında CHP’nin yönettiği illerde kişi başına milli gelir 9 bin 120 dolar iken, 2024 seçimlerinde bu seviye 9 bin 588 dolar olarak belirlendi. Ak Parti belediyelerinde milli gelir 6 bin 258 dolar iken bu seçimde 7 bin 294 dolar olarak hesaplandı. O dönem HDP olan bu seçimde ise DEM olarak seçime giren partinin yönettiği illerdeki milli gelir 4 bin 558 dolardan, 5 bin 1 dolara yükseldi. MHP’nin yönettiği illerdeki milli gelir ise 6 bin 895 dolardan 7 bin 370 dolara çıktı.

Önceki dönemde bulunmayan partilerden YRP’nin kazandığı illerdeki kişi başına milli gelir 4 bin 772 dolar, İYİ Parti’nin kazandığı Nevşehir’de 7 bin 39 dolar, BBP’nin kazandığı Sivas’ta ise 6 bin 901 dolar olarak hesaplandı.

2019 seçimlerinde muhalefet partilerinin yönettiği illerin milli gelire katkısı yüzde 66.05 iken 2024 seçimlerinde kazandığı illerin katkısı toplam yüzde 77.7’ye çıktı. Bu kapsamda CHP’li belediyelerin katkısı yüzde 62.52’den yüzde 73.41’e çıkarken, DEM’in yönettiği illerin katkısı yüzde 3.05’ten yüzde 2.93’e geriledi. AK Parti’nin yönettiği illerin GSYH’ya katkısı yüzde 30.77’den yüzde 19.44’e gerilerken, MHP’nin yönettiği illerin katkısı yüzde 3.99’dan yüzde 2.12’ye indi.

İhracatın yüzde 80’i CHP’li illerden yapılacak

İhracat verilerine bakıldığında ise daha büyük bir oranla karşılaşılıyor. CHP’nin kazandığı illerin toplam ihracat içindeki payı 79,57 ile neredeyse yüzde 80’e dayanıyor. Ak Parti’nin yüzde 18,73’lük payıyla, bu iki parti neredeyse ihracatın tamamını oluşturuyor. 2023’ün tamamında Türkiye ihracatı 255 milyar 441 milyon dolar olmuştu. CHP’nin kazandığı illerin ihracatı 2023 içinde 203 milyar 254 milyon dolar oldu.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kazandığı illerin ihracatı 47 milyar 857 milyon dolar ile yüzde 18,73 pay aldı. DEM’in kazandığı illerden yapılan ihracat 2.4 milyar, MHP’nin kazandığı illerden yapılan ihracat 1.3 milyar dolar, diğerlerinin ise 635.6 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti.

Paylaşın

Şimşek’ten Seçim Sonrası İlk Mesaj: Kararlılıkla Devam Edeceğiz

Seçim sonrası ilk açıklamasını yapan Mehmet Şimşek, “Eylül 2023’te açıkladığımız Orta Vadeli Programımızı (OVP) güçlendirerek kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz” dedi.

Haber Merkezi / Mehmet Şimşek, açıklamasının devamında, “OVP’de açıklanan takvime uygun olarak hayata geçireceğimiz yapısal reformlar ile ekonomide dönüşümü gerçekleştirerek verimlilik ve rekabet gücü artışı sağlayacağız. Böylece sürdürülebilir büyüme amacımıza ulaşarak sağlayacağımız kalıcı refah artışı toplumun tüm kesimlerince paylaşılacaktır” ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Şimşek, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Mahalli seçim sonuçları milletimiz ve ülkemiz için hayırlı olsun. Eylül 2023’te açıkladığımız Orta Vadeli Programımızı (OVP) güçlendirerek kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Ana hedefimiz olan enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmek için sıkı para, seçici kredi ve gelirler politikasına ilaveten kamuda harcama kontrolü yaparak tasarrufu ön planda tutacağız.

OVP’de açıklanan takvime uygun olarak hayata geçireceğimiz yapısal reformlar ile ekonomide dönüşümü gerçekleştirerek verimlilik ve rekabet gücü artışı sağlayacağız. Böylece sürdürülebilir büyüme amacımıza ulaşarak sağlayacağımız kalıcı refah artışı toplumun tüm kesimlerince paylaşılacaktır. Başarıya giden yol azim, kararlılık ve sabır ister. Azimliyiz, kararlıyız, başaracağız.”

TÜSİAD VE TOBB’dan hükümete “ekonomi ve yapısal reformları odaklanılması” çağrısı

Öte yandan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nden (TÜSİAD), yapılan yazılı açıklamada, Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin sonuçlarına ilişkin değerlendirmeler yer aldı.

Demokrasinin temel unsurlarından yerel yönetim seçimlerinin geride bırakıldığı belirtilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Görevlerine başlayacak belediye başkanlarımızı ve yerel yöneticilerimizi kutluyoruz. Yerel yönetimlere kentlerde tüm vatandaşlarımız için yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, iyi yönetişim ve etkin hizmet sunumuna yönelik çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Başta afet yönetimi olmak üzere tüm konularda merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında işbirliğinin güçlendiği bir dönem olmasını temenni ediyoruz. Yerel seçimlerin ardından ekonomimizi, demokrasimizi ve hukuk sistemimizi güçlendirecek yapısal reformlara hızla odaklanarak daha gelişmiş, saygın, adil ve çevreci Türkiye hedefine ulaşmak üzere el birliğiyle çalışmalıyız.”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yaptığı yazılı açıklamayla Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin sonuçlarını değerlendirdi.

Sonuçların ülke ve millete hayırlı olmasını temenni eden Hisarcıklıoğlu, “Yerel seçimlerin geride kalmasıyla, 4 yıllık seçimsiz bir dönem ülkemiz için önemli bir fırsattır. Ekonomide atılacak çok adım, yapılacak çok iş var, tüm gücümüzle enflasyonla mücadeleye odaklanmalıyız. Enflasyonla mücadele, para ve maliye politikası eş güdümünde daha başarılı olacaktır. Fiyat istikrarı ve finansal istikrar ile öngörülebilirlik güçlenecektir. Böylece teknoloji içeriği ve katma değeri yüksek yatırımlar artacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Hisarcıklıoğlu, ülkenin üretim gücünün korunması ve firmaların sürdürülebilirliğinin zarar görmemesinin önemine işaret ederek, yapısal reformlar konusunda etkin ve kararlı adımlar atılması gerektiğini aktardı.

Paylaşın

31 Mart: Özgür Özel’in CHP Liderliği Perçinlendi

31 Mart yerel seçim sonuçlarına göre bir diğer kazanan taraf ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partinin değişen yönetimi oldu. Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığı Özgür Özel’e kaybetmişti.

Her ne kadar kendisi yalanlasa da yerel seçimdeki bir yenilgi ile Kılıçdaroğlu’nun yeniden CHP’nin başına dönmek için çaba harcamak istediği yönünde çok sayıda iddia basında yer almıştı. 31 Mart sonuçları ile birlikte Özel ve değişim ekibinin liderliği de perçinlenmiş ve Kılıçdaroğlu’nun olası bir dönüşünün önü kapanmış görünüyor.

Türkiye, bu kez yerel yöneticilerini seçmek için 10 ayın ardından yeniden sandık başına gitti. Resmi olmayan ilk sonuçlara göre Ankara ve İstanbul’da CHP’nin adayları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş açık farkla kazanırken AKP’nin kalesi olarak görünen pek çok şehir de muhalefete geçti.

Sonuçların belli olmasının ardından CHP Genel Merkezi’nde bir zafer konuşması yapan Genel Başkanı Özgür Özel, 14 Mayıs seçim sonuçlarına atıfta bulunarak “CHP başının üstündeki yüzde 25 tavanı kırmıştır, tuzla buz etmiştir” diyerek muhalefetin adaylarına yeterince yer vermediği için sık sık eleştirilen TRT’ye eleştireler yöneltti. Özel, “TRT’nin bize yaptığı onca haksızlık ve adaletsizliğe karşı onlara bir sürprizim var demiştim. O sürpriz 1977’den beri ilk kez CHP’nin kazanan parti olarak ekranında yer almasıdır” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin zaferi kazanılmıştır. Milletimiz ekmeğini küçültenlere, huzurunu kaçıranlara geçit vermemiş açık bir mesaj vermiştir. Bu mesaj şöyledir: Bizim ülkemizin bir hukuk devleti olarak geri gelmesini istiyoruz. Ayrımcılığa karşı çıkıyoruz. Bizim farklılığımız zenginliğimizdir” değerlendirmesini yapan Özel, konuşması sırasında zaman zaman gözyaşlarını tutamadı. Özel, genel başkanlığı devraldığı Kemal Kılıçdaroğlu’na da teşekkür etti.

CHP’nin moral kazandığı seçime katılımın kesin olmayan verilere göre yüzde 70’lerde olduğu tahmin ediliyor. Bu oran, Türkiye’de demokrasinin hâlâ canlı ancak seçmenlerin de küskün olduğunu gösterirken İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyükşehirlerin kazanılması 14 Mayıs seçiminin ardından moral üstünlüğünü kaybeden muhalefet için 2028’e kadar geçecek sürede toparlanma fırsatı olarak görülüyor.

31 Mart yerel seçimleri sadece yerel yöneticilerin seçimi ve iktidar ile muhalefet arasındaki oyların dağılımı açısından değil önümüzdeki dönem siyasetin nasıl şekil alacağına işaret edecek olması açısından da önemli görülüyordu.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in haberine göre; Siyasi analistler bu seçimler İstanbul’u ve diğer bazı büyükşehirleri kazanması durumunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iktidarının başkanlık sistemini konsolide etmesi ve otoriter yönetimini daha da pekiştirmesi anlamına gelecekti. Ancak bu sonuçlarla muhalefetin elindeki büyükşehir belediyeleri ile hedeflediği gibi iktidara karşı denge unsuru olmak için önemli bir kazanım elde ettiğine işaret ediliyor.

CHP kulislerinde sonuçlar 1989 yerel seçimleri sonuçlarına atıf yaparak açıklayanlar da bulunuyor. 26 Mart 1989’daki yerel seçimde yüzde 28,7 oy alan Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) birinci parti olurken iktidardaki Anavatan Partisi’nin 1984 yerel seçimlerine kıyasla oyları yaklaşık 20 puan gerilemişti.

İki büyük kazanan: Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş

Seçimin iki büyük kazananı ise rakiplerine önemli farklar atan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş oldu.

Seçimin en çok merak edilen sonuçları İstanbul’dan gelecek olanlardı. Resmi olmayan sonuçlara göre seçimi yüzde 50’nin üzerindeki oy oranıyla kazanan İmamoğlu 2019’da destek aldığı muhalefet partilerinin bu kez olmadığı, aksine Erdoğan başta olmak üzere tüm kabine üyelerinin ve hatta İYİ Parti dahil bazı muhalefet partilerinin ona karşı sahaya indiği bir ortamda seçime girdi.

Yavaş ise rakibi Cumhur İttifakı adayı Turgut Altınok karşısında ezici bir üstünlük sağlayarak yüzde 58 üzerindeki oranında bir oyla AKP’nin adayı Turgut Altınok’un oylarını ikiye katladı.

Ankara kulislerinde bu iki ismin de her ne kadar seçime CHP’den girmiş olsalar da bu sonuçların ardından partiler üstü bir konuma kavuştuklarına dikkat çekilerek 2028’de hatta belki daha erken yapılacak bir cumhurbaşkanlığı seçiminde potansiyel adaylar olarak öne çıktıkları yorumları yapılmaya başlandı.

31 Mart yerel seçim sonuçlarına göre ilk etapta bir diğer kazanan taraf ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partinin değişen yönetimi oldu. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra CHP olağanüstü kurultaya gitmiş ve seçim yenilgisinde payı olduğu düşünülen eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığı Özel’e ve İmamoğlu ekibine karşı kaybetmişti.

Her ne kadar kendisi yalanlasa da yerel seçimdeki bir yenilgi ile Kılıçdaroğlu’nun yeniden CHP’nin başına dönmek için çaba harcamak istediği yönünde çok sayıda iddia basında yer almıştı. 31 Mart sonuçları ile birlikte Özel ve değişim ekibinin liderliği de perçinlenmiş ve Kılıçdaroğlu’nun olası bir dönüşünün önü kapanmış görünüyor.

CHP’nin bu başarıyı ittifaksız şekilde başarması da siyasi yorumlar arasında bir diğer dikkat çekilen husus. Millet İttifakı’nın üyesi olan İYİ Parti 14 Mayıs sonrası ittifaktan ayrılarak çoğu yerde CHP aleyhine bir kampanya yürütmüştü. İYİ Parti’nin oy oranındaki büyük düşüş de önümüzdeki günlerde partide olağanüstü bir kurultaya gidilip gidilmeyeceğine dair soru işareti oluşturdu. İYİ Parti her ne kadar yerel seçimde kötü bir sonuç alsa da hala TBMM’de 38 milletvekiline sahip.

Bu arada CHP, TBMM’deki 5 sandalyesini de yerel seçimlerle kaybetti. Kastamonu, Balıkesir, Kırıkkale, Afyon ve Adıyaman’da belediye başkanlıklarının kazanılması ile CHP’nin sandalye sayısı 124’e inmiş olacak.

Yaklaşık 61 milyon seçmenin oy kullanabileceği yerel seçimler eğer TBMM erken seçim kararı almaz ya da bir referandum düzenlenmezse 2028’deki cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimine kadar geçecek dört yıllık sürede gidilen son sandık oldu.

14 Mayıs seçimlerindeki beklenmedik yenilginin ardından muhalefet seçmenlerinin sandığa gitmekte çok istekli olmayabileceği yorumları yapılmasına rağmen bugünkü seçime katılım oranı çok düşük olmasa da 2019’un gerisinde kaldı. Resmi olmayan verilere göre seçime katılım oranı şu anda yüzde 70’lerde görünüyor.

Emekliler Erdoğan’a “ders” mi verdi?

Bu yerel seçimlerin önceki seçimlerden en büyük farklarından biri de ağır bir ekonomik kriz döneminde gerçekleşmesi ve bunun da sonuçlara yansıması oldu. Çok farklı şehirlerde yaptığımız gözlemlerde halkın ekonomik sorunlarının daha ön plana çıktığı ve özellikle emeklilere yapılan zamların düşüklüğünün büyük hayal kırıklığı yarattığını gözlemlemiştik.

Tüm partiler bu ağır şartları göz önünde bulundurarak sosyal destek vaatlerine ağırlık verirken Ankara ve İstanbul’daki başarılı sosyal belediyecilik örnekleri ile halkta muhalefetin kendi sorunlarına karşı daha duyarlı olduğu kanaati oluşturdu.

Türkiye haritasının yerel yönetimler açısından değiştiği seçimlerin belirleyici partilerinden biri Yeniden Refah Partisi oldu. Anadolu Ajansı verilerine göre saat itibariyle YRP’nin oyları yüzde 6’ya yaklaşıyor. Fatih Erbakan’ın genel başkanlığını yaptığı YRP genel seçimde Cumhur İttifakı çatısı altında girdikten sonra yerel seçimde çoğu şehirde bazıları eski AKP’li güçlü isimleri aday olarak çıkarmıştı.

Paylaşın

Yerel Seçimler: Seçmen, Ekonomik Krizin Faturasını İktidara Kesti

Dün yapılan yerel seçimlerin sonuçlarına bakıldığında, başta büyükşehirler olmak üzere ekonomik krizden olumsuz etkilenen seçmen iktidara, yerel seçimde faturayı kesti.

31 Mart yerel seçimlerine, ittifaksız giren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 1977 seçimlerinden sonra resmi olmayan sonuçlara göre birinci parti konumuna yükselerek kendi açısından tarihi bir “zafere” imza attı. İktidardaki, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ise yarışı ikinci sırada tamamladı ve 22 yıllık iktidarında ilk kez seçim yenilgisi aldı.

Türkiye genelinde CHP yüzde 37.7, AKP yüzde 35.5, Yeniden Refah Partisi yüzde 6.2, DEM Parti yüzde 5.7, MHP yüzde 5, İYİ Parti ise yüzde 3.8 oy aldı. CHP bu sonuçla, 1989’da Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin yerel seçimlerde kazandığı başarıyı da oy oranıyla aşmış oldu.

Yerel seçimlerinde sürpriz yapan bir başka parti ise Yeniden Refah oldu ve ilk kez girdiği yerel seçimlerde, oy oranıyla üçüncü siyasi parti konumuna yükseldi.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, yerel seçimlerin dikkat çeken sonuçları şöyle: Seçim sonuçları, genel seçimler ile yerel seçim dinamiklerinin farklı olduğunu ortaya koydu.

2023’te ekonomik krize karşın, AKP’nin cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri kazanması, “boş tencerenin seçmende karşılığı olmadığı” yorumlarına neden olmuştu.

Başta büyükşehirler olmak üzere ekonomik krizden olumsuz etkilenen seçmen iktidara, yerel seçimde faturayı kesti. CHP, elindeki Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya’nın yanı sıra Bursa’yı da kazanarak, Türkiye’nin en büyük 5 ilinde yerelde iktidar oldu.

“CHP ‘cam tavanı’ kırdı”

“Altılı Masa”da yer alan muhalefet partileri yerel seçimlere “ittifaksız” girdi. 2023 yerel seçimlerinde Millet İttifakı içinde yer alan siyasi partilerden CHP dışındaki siyasi partiler varlık gösteremedi.

Seçimlere “hür ve müstakil” girme kararı alan ve ittifak önerilerini reddeden İYİ Parti, kurulduğu günden bu yana en düşük oy oranını aldı ve 2019’daki oylarının yaklaşık yarısını kaybetti.

Stratejik oy kullanan seçmen, liderlerin yapamadığı ittifakı sandıkta yaptı ve CHP, büyükşehirlerin yanı sıra, il belediyelerinin de büyük bölümünde yarışı önde bitirdi.

CHP ise tekrar açıldığı 1980 darbesinden sonra, Genel Başkan Özgür Özel’in “cam tavan” olarak ifade ettiği yüzde 25’lik oy oranını ilk kez aşmış oldu.

Yıllardır, Ege, Akdeniz ve Trakya’dan oy alması nedeniyle “kıyılar partisi” olarak anılan CHP; Türkiye’nin geniş yelpazesinde belediyeleri kazandı. AKP’nin en güçlü olduğu yerlerden Adıyaman’ın yanı sıra Kırıkkale, Kilis, Giresun, Denizli, Afyonkarahisar, CHP’nin sürpriz yaptığı iller.

Yeniden Refah, AKP’nin kalelerini sarstı

Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın 2018’de kurduğu Yeniden Refah Partisi, 2023’te Cumhur İttifakı’nda yer almış ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek vermişti.

İttifaktan kopan Yeniden Refah, kendi adaylarıyla girdiği ilk yerel seçimde oylarını CHP’den sonra en çok artıran parti olmasının yanı sıra, AKP’nin kalelerini sarstı; birçok yerde oyunu aşağı çekti.

Resmi olmayan sonuçlara göre Şanlıurfa ve Yozgat’ı AKP’den aldı. Yeniden Refah, AKP’nin 2019’da yüzde 70 oy aldığı Konya, yüzde 63 aldığı Kayseri’de ikinci parti oldu, AKP bu illerde yüzde 20’lere yaklaşan oy kaybı yaşadı.

Bu sonuçlar, memnuniyetsiz AKP seçmeninin, Yeniden Refah’ı tercih ettiğini ortaya koydu.

2019’da seçimlerinde o zamanki adıyla HDP, batıda aday çıkarmayarak CHP adaylarını desteklemişti. DEM Parti, Doğu ve Güneydoğu’da, kayyuma devredilen belediyelerini büyük ölçüde yeniden kazanmış görünüyor. Ancak, DEM Parti Batı’da hiçbir il veya büyükşehir kazanamadı, genel seçimlere göre de oy düşüşü yaşadı.

Bu sonuçlar, özellikle Batı’daki büyükşehirlerde, DEM Parti seçmeninin, stratejik oy kullanarak, seçilme olasılığını güçlü gördüğü CHP adaylarına yöneldiğini gösteriyor. DEM Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Meral Danış Beştaş da, “Aslında, İstanbul’da çıkan sonuç, DEM seçmeninin AKP’yi cezalandırmasıdır” açıklaması yaptı.

2023 seçimlerinde CHP adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmesi, başta CHP olmak üzere muhalif seçmende büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı, “küskün seçmen”in yerel seçimlerde sandığa gitmeyeceği yorumlarına neden olmuştu.

Sonuçlar, CHP’de geçen Kasım ayında yapılan kurultayda yaşanan genel başkan ve parti yönetimindeki değişimin, parti tabanında da karşılık bulduğunu ve sandığa olumlu yansıdığını gösteriyor.

Yerel seçimler, Kasım ayında CHP Genel Başkanı seçilen Özgür Özel ile ona destek veren İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun siyasi kariyeri için kritik bir sınav olarak görülüyordu.

İstanbul’un kazanılması, 2028 seçimlerinde cumhurbaşkanı adaylığı hesabı yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun elinin güçlendirirken, 2023 seçimlerinden yenilgiyle çıkan CHP seçmeninin için yeniden umutlanmasını sağlayabilir.

İktidar partisi, 31 Mart yerel seçimlerinde, başarılı bir sonuç alması halinde, yeni anayasa için düğmeye basmaya hazırlanıyordu. Ancak CHP’nin seçimlerden hem oy oranı hem de moral üstünlüğü ile çıktığı siyasi konjonktür, AKP’nin “yeni anayasa” hesaplarını değiştirmesine neden olabilir.

Yerel seçimlerde 2019’da olduğu gibi AKP ile ittifakla giren MHP, elindeki tek büyükşehir olan Manisa’yı CHP’ye kaybetti. 2019’da 10 olan belediye sayısı gerilerken, AKP ile yarıştığı Tokat, Karaman, Çankırı, Gümüşhane’de AKP’den belediyeyi aldı.

İttifak ortağı AKP gibi oyları 2019’a göre gerileyen MHP; 2019’da bağımsız olarak seçilen ve daha sonra CHP’ye geçen Kırklareli ile daha önce HDP’nin kazandığı Kars’ta seçim yarışını önde götürüyor.

İYİ Parti ve Meral Akşener

Seçimlere “hür ve müstakil” girme kararı alan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bu kararın sorumluluğunu aldığını ve sonuçlarına göre de gereğini yapacağını açıklamıştı. İYİ Parti seçimlerde büyük oy kaybı yaşadı ve sadece bir il belediyesi (Nevşehir) kazandı.

Seçim sonuçlarına ilk tepki Genel Başkan Yardımcısı Bilge Yılmaz’dan geldi ve görevinden istifa etti. Yılmaz, Akşener’e de istifa çağrısı yaptı. Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu da sosyal medya hesabından “Halkımızın sandıkta vermiş olduğu karara elbette saygı duyuyoruz. Bu sonuçları en doğru şekilde okuyarak yol haritamızı belirleyeceğiz” dedi.

Seçim sonuçları, Genel Başkan Akşener’in de koltuğunu sarsabilir ve parti içinde olağanüstü kurultay tartışmalarını başlatabilir.

Paylaşın

Dünya Basını Seçim Sonuçlarını Nasıl Gördü?

“31 Mart 2024 Mahalli ve İdari Yerel Seçimleri” dünya medyasında geniş yankı buldu. Yabancı basın, muhalefetin AK Parti ve Erdoğan iktidarına ağır bir darbe indirdiği yorumunda bulundu.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, seçim sonuçlarına ilişkin, “Türkiye’nin yeniden canlanan muhalefeti yerel seçimlerde Erdoğan’ı devirdi” yorumunda bulundu.

Seçimlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve partisini cezalandırarak muhalefeti yeniden siyasi bir güç haline getirdi ve İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu cumhurbaşkanının gelecekteki başlıca rakibi olarak güçlendirdi.

İmamoğlu, Türkiye’nin en büyük şehri olan İstanbul’daki belediye başkanlığı yarışında yaklaşık yüzde 10 puan farkla kazandı.

Analistler, Türkiye’yi yirmi yılı aşkın süredir yöneten Erdoğan ve AK Parti’nin, yükselen enflasyon, memnuniyetsiz İslamcı seçmenler ve İstanbul’da İmamoğlu’nun CHP’nin laik tabanının ötesinde bir cazibeye sahip olması nedeniyle anketlerde öngörülenden daha kötü bir performans sergilediğine dikkat çekiyor.

2008’de siyasete giren ve analistler tarafından potansiyel bir cumhurbaşkanı adayı olarak görülen eski bir işadamı olan 53 yaşındaki İmamoğlu, “Vatandaşlarımızın bize olan teveccühü ve güveni gerçekten de ortaya çıktı” dedi.

ABD merkezli Associated Press (AP) haber ajansı, “İlk sonuçlar, Türkiye’nin ana muhalefet partisinin pazar günkü yerel seçimlerde kilit şehirler üzerindeki kontrolünü korumaya kararlı göründüğünü gösterdi” yorumunda bulundu.

Haberin devamında, şu ifadeler yer aldı: “Seçimler, beş yıl önce muhalefete kaptırdığı önemli kentlerin kontrolünü geri kazanmaya çalışan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın popülaritesinin barometresi olarak görüldü.”

AP, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ilk açıklamalarında yer verdi. İmamoğlu, geçtiğimiz saatlerde yaptığı açıklamada, “Vatandaşımızın teveccühü karşılığını göstermiş durumda” demişti.

Almanya’da yayınlanan BILD ise, “Erdoğan yenilgi tehdidiyle karşı karşıya” başlığını kullandı. “Pazar akşamı devlet medyasında yer alan habere göre, İstanbul ve Ankara gibi önemli kentlerde muhalefet önde” ifadelerinin yer aldığı haberde, “Bu seçimler, Erdoğan için önemli bir sınav olarak görülüyor” denildi.

Birleşik Krallık merkezli BBC, “Türkiye’nin ana muhalefet partisi, İstanbul da dahil olmak üzere bazı büyük kentlerde liderliği ele geçirdi” ifadeleriyle ilk sonuçları değerlendirdi. 2019’da kentte liderliği kazanan muhalif belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, ilk sonuçlardan ‘çok mutlu olduğunu’ söyledi.”

“Recep Tayyip Erdoğan’ın muhalifleri Türkiye’nin önemli şehirlerinde seçim liderliğini ele geçirdi” başlığı ile ilk sonuçları duyuran Financial Times’ta (FT), “Pazar günü Türkiye genelindeki kentlerde siyasi çekişmeler yaşandı ancak hiçbiri seçim, Murat Kurum’un muhalefetin önde gelen lideri ve Erdoğan’ın en sıkı rakibi İmamoğlu’nu koltuğundan etmeye çalıştığı İstanbul’daki yankı uyandırmadı” denildi.

“İstanbul’u yöneten, Türkiye’yi yönetir”

Milano merkezli yayın organı Corriere Della Sera, Türkiye yerel seçimlerini anlattığı yazıda, “Kemalistler sonunda zafere ulaştı” ifadesine yer verdi. Ankara sokaklarından alıntı yapan İtalyan basını, “Türkiye laiktir, laik kalacak” tezahuratlarını okuyucularıyla paylaştı.

Resmi olmayan sonuçlara göre, Türkiye genelinde 35 şehirden 81’ini CHP’nin kazandığını yazan basın kuruluşu, AKP merkez binasında “kurşuni bir hava olduğunu” ve bir çok AKP’linin büyük bir yasda olduğunu yazdı. Haberde, “Sultan (Erdoğan), Türkiye’nin ekonomik merkezini geri alamadı” ifadesine yer verildi.

İtalyan basını, özellikle İstanbul’un önemi üzerinde durdu. 516 milyar bütçesiyle Türkiye’deki diğer tüm şehirleri geride bıraktığını belirtti. Corriere Della Sera, Sultan lakabıyla hitap ettiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1994’te söylediği sözleri de hatırlattı: “İstanbul’u yöneten, Türkiye’yi yönetir.”

İtalyan basını, Türk halkının seçim yorgunluğuna da değindi. Eski seçimlere göre çok daha az oy kullanıldığı üzerinde duran Corriere Della Sera, halkın umutsuzluğunun hissedildiğini belirtti. Bunun yanında, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında başarısız muhalefet koalisyonundan bu yana elde edilen başarıya da dikkat çekildi.

ABD merkezli Bloomberg, “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yirmi yılı aşkın bir süre önce iktidara gelmesinden bu yana ana muhalefet partisi karşısında sandıkta şok bir yenilgiyle karşı karşıya” yorumunda bulundu.

Haberin devamında, şu ifadeler yer aldı: İlk sonuçlara göre, Erdoğan’ın AK Partisi Pazar günü yapılan yerel seçimlerde ilk kez ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) gerisinde kaldı.

Paylaşın