Aksaray: Ozancık Yer Altı Şehri

Ozancık Yer Altı Şehri; Aksaray’ın Ortaköy İlçesi, Ozancık Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Yer Altı Şehri (Ersele) Bizans dönemi yapılarındandır. Ersele höyüğünün güneyinde, kırk gözler mevkii yaklaşık 2,5 kilometre karelik bir alana yayılmış, mülkiyeti köy tüzel kişiliğine ait olup, halen mera işlevi görmektedir.

Üst kısımda mezarlık alanı vardır. En az 7 tane girişi tespit edilmiştir. Çevresinde ve iç kısımlarda bulunan havalandırma bacalarından buranın en az 5 katlı bir yeraltı şehri olabileceği sanılmaktadır.

Kapladığı alan itibarı ile çok büyük bir yerleşim alanına sahiptir. Şehrin içinde karakteristik tırhaz taşları ve mekanlar, depo odaları ve kurumuş su yolları çevresinde stilize mezar kabartmaları vardır.

Paylaşın

Aksaray: Yunus Emre Türbesi

Yunus Emre Türbesi; Aksaray’ın Ortaköy İlçesi, Sarıkaraman Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Türbenin bulunduğu tepe, halk tarafından Ziyaret Tepesi olarak bilinmektedir. Her yıl ekim ayında Yunus Emre’yi Anma Etkinlikleri düzenlenmektedir. Aksaray ve Kırşehir Valiliklerince dönüşümlü olarak gerçekleştirilen etkinliklere her iki ilin protokolü ile yurt dışından ve yurtiçinden gelen bir çok vatandaş katılmaktadır.

Bu toprağın insanı, dervişi, şairi. İlahi aşk ateşiyle nefsini hamlıktan kurtarıp pişirerek aşkın tadını şiirlerine, sesine, nefesine veren zat. Yalnızca kendi yaşadığı döneme değil yüzyıllar sonrasına da öğütleriyle seslenebilen büyük insan. Özünü topraktan alan, sözünde bereketlendiren ve onunla gönül sofraları kuran ve bizi doyuran şair. Yunus Emre.

Yunus Emre, dilden dile aktarılan şiirleriyle 700 yıldır aramızda yaşıyor. Bunca şöhretine rağmen hayatı hakkında bilinenler ne yazık ki çok azdır. Doğduğu ve öldüğü yerler hakkında farklı rivayetler bulunan Yunus Emre’nin ailesi ve çocukları olduğu, şiirlerinden ve menkıbelerinden bilinmektedir.

Türk Tasavvuf Edebiyatının en büyük temsilcisi kabul ettiğimiz Yunus Emre’nin yaşadığı yer hususunda maalesef kesin bir neticeye varılamamıştır. Buna sebep, eldeki iddiaların yetersiz oluşu, karşı tezlerle bu iddiaların geçersiz kılınmasıdır.

Yunus Emre hakkında yapılmış olan çalışmalara baktığımızda, bu ulu zata ait Anadolu’nun muhtelif yörelerinde çok sayıda makam veya mezar zikredilir. Bunlardan Eskişehir-Sivrihisar, Aksaray-Ortaköy, Karaman, Bursa, Kula ile Salihli arası, Erzurum Duzcu köyü, Keçiborlu, Sandıklı, Ünye ve Sivas Hafik’teki türbe veya makamlar adı geçen yerler arasındadır.

Milletimizin değer verdiği şahısları gönüllerinde yaşatırken, onlara sahip çıkıp kendi beldelerinde olduğunu ileri sürmeleri de gayet tabiidir. Yunus’un on yerde mezarının ya da makamının olması da bu yüzdendir.

Bugüne kadar Yunus Emre’nin yaşadığı yer hakkında en çok Eskişehir’in Sivrihisar ilçesi ve Karaman kabul görmüştür. Ancak bazı akademisyenlere göre Ortaköy ilçesinin Hacı Bektaşi Veli ve Tapduk Emre dergahlarına yakınlığı, rivayetlere göre Yunus Emre’nin bu dergahlara yürüyerek gidip gelmesi, 40 yıl Tapduk Emre’ye hizmet etmesi bilgileri göz önünde bulundurulduğunda Yunus’un yöremizde yaşadığı ve mezarının Aksaray ilinin Ortaköy ilçesine bağlı Sarıkaraman köyündeki Ziyarettepe denilen mevkide olduğu kabul edilmektedir. Bundan dolayı da Ortaköy İlçesi halkı Yunus Emne’ye sahip çıkmaktadır.

Paylaşın

Aksaray: Hacı Ali Paşa Camii

Hacı Ali Paşa Camii; Aksaray’ın Ortaköy İlçesi, Şehit Erdem Kapan Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Üzerindeki kitabesine göre Sultan II. Abdülhamid’in ser-kürenâ (başmabeynci)si Ortaköylü Hacı Ali Paşa tarafından
1320 / 1902 yılında yaptırılmıştır. “Merkez Camii” olarak da bilinmektedir. Kare planlı ve tek kubbelidir. 16.60 X 13.00 m. ölçülerindedir. Düzgün kesme taş malzemeden inşa edilmiştir. Kuzeyinde son cemaat yeri, kuzeybatısında minaresi vardır. Sağlam olup ibadete açıktır.

Caminin cepheleri sade olup süsleme bulunmamaktadır. Güney ve batı cephelerde ikişer adet, doğu cephede ise üç tane düz lentolu pencere iç mekanı aydınlatmaktadır. İç mekan, beden duvarlarına oturan ve tromp geçişli bir kubbe ile örtülmektedir. Kubbe sekizgen bir kasnağa oturmaktadır. Son cemaat yeri ise sonradan ilave edilmiş üç kubbe ile örtülmüştür.

Caminin minaresi kuzeybatı köşededir. Kare kaide iki renkli düzgün kesme taş malzemeden yapılmıştır. Pabuç kısmının köşeleri pahlanmıştır. Çokgen gövde ve tek şerefeli gövde sonradan ilave edilmiştir. Yapıya kuzeyindeki sivri kemerli üç açıklık ve batı cephedeki düz lentolu kapı ile son cemaat yerine girilmektedir. Mekan doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen bir şekle sahiptir. Son cemaat yeri ise sonradan ikiye bölünmüştür. Güneybatı köşede minareye çıkışı sağlayan yuvarlak kemerli kapı görülmektedir.

Kıble duvarının ortasındaki mihrap iki yandaki tromp kemerlinin oturduğu plasterlere oturan bir sivri kemer içine alınmıştır. sivri kemerli alan niş hariç boş yer kalmayacak şekilde bezenmiştir. Bu süslemeler 1967 yılından kalmadır. Güneybatı köşedeki minber ahşap malzemeden olup sonradan eklenmiştir

 

Paylaşın

Aksaray: Ceceli Camii

Ceceli Camii; Aksaray’ın Ortaköy İlçesi, Ceceli Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Yapı üzerindeki kitabesine göre 1310 / 1893 yılında yapılmıştır. Köyün içinde yeni caminin doğusunda yer almaktadır. Doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen bir forma sahip yapı ahşap destekli camiler grubuna girmektedir.
11.40 X 8.50 m. ölçülerindedir. Beden duvarlarında moloz ve düzgün kesme taş malzemeler kullanılmıştır. Sağlam olan cami ibadete kapalıdır. Yeni caminin deposu olarak kullanılmaktadır.

Caminin cepheleri sade olup süsleme bulunmamaktadır. Tüm cepheleri çatı seviyesinde zikzaklı bir silme dolanmaktadır. Güney cephede iki adet, batı cephede bir adet, kuzey cephede ise üst seviyede bir tane olmak üzere toplamda dört adet pencere ile iç mekan aydınlatılmaktadır. Doğu cephe sağır bırakılmıştır. Caminin batısında sonradan eklenmiş bir giriş ünitesi bulunmaktadır.

İç mekan, iki ahşap destekle taşınan, bir ahşap tavanla, dıştan ise Marsilya kiremidi kaplı bir kırma çatıyla örtülmüştür. Caminin minaresi sonradan eklenmiş olup orijinal değildir. Çokgen kaide üzerindeki pabuç kısmı silinirik olup silindirik gövde de iki adet şerefe görülmektedir.

Harime giriş doğu cephenin kuzeyindeki basık kemerli bir kapı ile sağlanmaktadır. İç mekan 10.00 X 7.10 m. ölçülerindedir. Harim doğu-batı yönünde düzenlenmiş silindirik formda iki adet ahşap destekle mihraba paralel iki sahına ayrılmıştır. Desteklerden doğudaki betonarmeden sekizgen bir altlığa, batıdaki ise silindirik bir taş altlığa oturmaktadır. Destekler sade yastıklara oturan doğu-batı yönündeki kirişleri taşımaktadır.

İç mekan güney duvarında iki, batı ve kuzey duvarlarında birer tane düz lentolu pencere ile aydınlatılmaktadır. Kıble duvarının ortasındaki mihrap yarım daire formunda olup sivri kemerlidir. Mihrabın etrafı ve nişin içi 1961 yılında yazı, ve bitkisel motiflerle süslenmiştir.

Güneybatı köşede ahşap minber görülmektedir. Oldukça sade ve basittir. Köşkün alt kısmı kafes tekniğindedir. Ve kafesin üstünde iki adet rozet görülür. Aynalık kısmı ise mavi renkli dikey çıtalarla bölümlenmiştir. Harimin doğu duvarının ortasında yaklaşık kare planlı taş malzemeden altlığı olan vaaz kürsüsü yer almaktadır. Kürsü üç yönden bir ahşap korkulukla sınırlandırılmıştır.

 

 

Paylaşın

Aksaray: Duruhasanlı Camii

Duruhasanlı Camii; Aksaray’ın Ortaköy İlçesi, Duruhasanlı Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Yapının üzerinde kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığını gösteren herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Yapının işlevi noktasında farklı görüşler vardır. İlk inceleme yapan Konyalı yapı için cami derken, Aksaray Valiliği tarafından hazırlanan Kültür Envanteri’nde türbe olarak zikredilmektedir.

Ancak yapı incelendiğinde bir türbeden daha çok bir mescit/cami olduğu anlaşılmaktadır. Kullanılan malzeme ve inşa tekniği bakımından yapı muhtemelen Beylikler döneminden kalmıştır. Gününüzde metruk ve kısmen harap bir haldedir. 9.20 X 9.20 m. ölçülerinde kare planlı ve kubbeli bir yapıdır.

Caminin cepheleri sadededir. Süsleme unsuru bulunamamaktadır. Tek hareketlilik pencere ve kapı açıklıklarıyla sağlanmıştır. Doğu ve batı cephelerinin ortalarında düz lentolu birer pencere; kuzey cephenin ortasında ise yine düz lentolu bir kapı açıklığı yer almaktadır. Kuzeybatı köşesindeki kaplama taşları sökülmüştür. Kubbenin kaplama taşları da sökülmüştür.

Kare planlı mekan pandantif geçişli bir kubbe ile örtülüdür. Kubbenin ana eksenlerinde birer pencere vardır. Kubbe de yer yer tahribat olmuştur. Camiye ait herhangi bir minare mevcut değildir.

Kare planlı harim 6.90 X 6.90 m. ölçülerinde olup kuzey duvarındaki yuvarlak kemerli bir kapı açıklığıyla içeri girilmektedir. İç mekan oldukça sade olup kalan izlerden sıvalı olduğu anlaşılmaktadır. Harimin doğu ve batı duvarlarında düz lentolu birer pencere iç mekanı aydınlatmaktadır.

Kıble duvarında üç adet dikdörtgen niş bulunmaktadır. Bu nişlerden ortadaki daha geniş olup mihrap nişidir. Süsleme unsuru bulunmamaktadır. Kubbe kasnağında ana yönlere bakar tarz da toplam dört adet düz lentolu pencere vardır.

Kubbeye pandantiflerle geçilmektedir. Pandantiflerde ses ekosunu sağlamak için ağzı açık küpler görülmektedir. Kesme taş ve moloz taş malzemeden inşa edilmiştir. Kıble duvarının ortasında yer alan mihrap dikdörtgen şeklindeki bir nişten ibarettir. Düz lentolu nişte herhangi bir süsleme bulunmamaktadır. Minber, günümüze ulaş herhangi bir minber bulunmamaktadır.

Paylaşın

Aksaray: Sarıkaraman Eski Camii

Sarıkaraman Eski Camii; Aksaray’ın Ortaköy İlçesi, Sarıkaraman Kasabası sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Kitabesine göre 791 / 1389 yılında İsmail b. Sa’di Efendi tarafından yaptırılmıştır. Cami üzerinde yer alan bir levhada ise 1825 yılı yazılıdır. Günümüzde ibadete kapalıdır.

Caminin kuzeybatısındaki giriş kapısının üstünde orijinal iki adet kitabe yer almaktadır. Her iki kitabe de mermer malzeme üzerine celî sülüs hatla Arapça yazılmıştır. Üstteki kitabe tek satır olup iki parça mermer üzerine kabartma tekniğinde olup bir kartuş içine alınmıştır.

İkinci kitabe de dikdörtgen bir çerçeve içine alınmış olup iki satır halindedir. Bu kitabede kabartma tekniğindedir. Cami doğu duvarındaki kitabeye göre Pirizade Hamid’in eşi tarafından 1384 / 1964 yılında boyatılmıştır. Süslemeler ise mihrap üzerindeki kitabeye göre 1384 / 1964 yılında İbrala’lı Raşid Tiryakioğlu tarafından yapılmıştır.

Yapı kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen bir plana sahiptir. 13.55 X 12.70 m. ölçülerindedir. Beden duvarlarında moloz ve kesme taş malzemeler kullanılmıştır.

Caminin cepheleri sade olup süsleme bulunmamaktadır. Tek hareketlilik güney cephede düz lentolu iki adet, kuzey cephede basık kemerli üç adet, doğu ve batı cephelerde düz lentolu birer adet pencere iç mekanı aydınlatmaktadır.

Doğu cephenin kuzeyinde ise yuvarlak kemerli giriş kapısı bulunmaktadır. Kapının da üst kısmında iki adet inşa kitabesi görülmektedir. İç mekan, iki sütun üzerine oturan üç sivri kemerle taşınan bir ahşap tavanla, dıştan ise Marsilya kiremidi kaplı bir kırma çatıyla örtülmüştür.

Kıble duvarının ortasındaki mihrabın sıvalarının ve süslemelerinin bir kısmı dökülmüştür. Mihrap nişi yarım daire formunda olup sivri kemerlidir. Nişin içinde düğümlenmiş iki perde motifi arasında bir kandil motifi yapılmıştır. Nişin üst kısmında ise iki pano içinde celî sülüs hatlı iki pano vardır.

Güneybatı köşedeki minber ahşap malzemedendir. Süslemeler Raşid Tiryakioğlu’nun imzasını taşımaktadır. Minberin korkuluğu yoktur. Aynalık ve süpürgelik bir bütün olarak değerlendirilmiştir.

Mahvil, iç mekanın kuzeyindedir. Korkuluk kısmı sökülmüştür. Ahşap malzemeden yapılan mahfile çıkış kuzeydoğudaki ahşap merdivenle sağlanmaktadır. Mahfil harimin kuzeyin tamamen işgal etmemektedir.

Caminin orijinal minaresi bulunmamaktadır. Sonradan eklenen silindirik gövdeli tek şerefeli minare caminin güneydoğusunda ver her iki caminin arasında yer almaktadır.

 

Paylaşın

Aksaray: Sinandı Kalesi

Sinandı Kalesi; Aksaray’ın Ortaköy İlçesi, Sinandı Köyü’nün 2 km kuzeyinde, Yıldırımlar Köyü’nün hemen doğusundaki, Ekecik Dağı’nın bir kolu olan 1635 m. yüksekliğindeki Sivri Dağ’ın
tepesindedir.

Kale konumu itibariyle çevresine hakim bir yerdedir. Ayrıca kalenin hemen batısından günümüzde de aktif olarak kullanılan ana yol geçmektedir. Kale yanı başından geçen yolu kontrol etmek amacıyla inşa edilmiş olmalıdır.

Oldukça harap bir haldedir. Kalede define amaçlı onlarca çukur açılmıştır. Ayrıca çevresine hakim olması nedeniyle kalenin içine günümüzde kullanılmayan muhtelif direkler dikilmiştir.

Bu direklerin dikilmesi amacıyla açılan yol çalışması esnasında ise kale güneybatısındaki surlarının bir kısmı tahrip edilmiştir. Kale kabaca “L” şeklindedir. Yaklaşık olarak 160 X 120 m. ölçülerindedir. Kuzeyi kayalık olup iç kale şeklinde değerlendirilmiştir. Bu kayalığın üzerinde yer yer sur izleri görülmektedir.

Bu alan yaklaşık olarak 160 X 75 m. ölçüsündedir. Bu alanın güney-güneybatısındaki 70 m.’lik sur günümüzde sağlam haldedir. Kare formda dört adet burç suru desteklemektedir.

Kalenin güneyindeki kayalık yükselti muhtemelen kalenin iç kalesidir. Çevresine hakim olup kalenin en yüksek yerini oluşturmaktadır. Kale içinde iki farklı mekan yer almaktadır. Bu mekanlardan büyük olanı dikdörtgen planlı ve yan yana iki mekandan oluşmaktadır.

Diğer mekan ise büyük mekanın 20 m. kuzeybatısında olup kuzeybatıdan doğrudan sura dayanmaktadır. Bu mekanda dikdörtgen planlı olup yaklaşık 12 m. uzunluğundadır. Kalede moloz ve kaba yonu taş malzemeler kullanılmıştır.

Paylaşın

Çorum: Şapinuva Ören Yeri

Şapinuva Ören Yeri; Çarum’un Ortaköy İlçesi, Şapinuva Caddesi üzerinde yer almaktadır. İlçe Merkezi’ne 3 km. mesafededir. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Şapinuva Hititlerin önemli idari merkezlerinden birisidir. Hitit Çağında, hem siyasi hem de coğrafi konumu nedeniyle stratejik bir noktada yer alan şehir, önemli bir askeri ve dini merkezdir.

Şapinuva ile ilgili olarak Tokat Maşat Höyük kazılarında ele geçen büyük krala ait bir mektupta ‘Bu tablet size ulaşınca, 1701 askeri İshupittadan acele olarak sevmediniz ve onları iki gün içerisinde Şapinuva şehrine, Majeste’nin huzuruna getiriniz.’ ifadesine göre Hitit kentinin önemli idari bir merkezi olduğu anlaşılmıştır. Buradaki yazışmaların büyük bir kısmını oluşturan büyük kral ve kraliçeye gönderilen mektuplar, Şapinuva’da bir kraliyet çiftinin varlığını gösterir.

Kentte Büyük kral III. Tuthaliya’nın yanında yer alan kraliçe Taduhepa’dır. Taduhepa III. Tuthaliya’nın ölümünden sonra Kral I. Şupiluliuma ile birlikte ülkeyi yöneten kraliçedir. Şapinuva şehri ayni zamanda ordu komutanlığının ve askerin sürekli olarak hazır bulunduğu bir yerdir.

Şapinuva, kendi idari bölgesinde yer alan şehirlerle birlikte oldukça geniş bir alana yayılmakta ve iki Fırtına Tanrısı adına ayrı ayrı yapılmış olan iki tapınağı, kraliçe sarayı, ordu komutanlığı ve belediye teşkilatı gibi önemli kurumlarıyla oldukça teşkilatlı bir şehir görünümündedir.

Paylaşın

Çorum: İncesu Kanyonu

İncesu Kanyonu; Çorum’un Ortaköy İlçesi, İncesu Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Ortaköy’den hareket eden İncesu toplu taşıma araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Özellikle tek giriş ve çıkışı bulunan İncesu Kanyonu,12.5 kilometre uzunluğundadır. Genişliği 40-60 metre arasında değişmektedir. Kanyonun her iki yamacı sarp kayalık olup, yer yer ormanlık alanlara rastlamak mümkündür. Kanyon rafting ve trekking sporları için uygun özellikler taşımaktadır. Bir doğa harikası olan kanyon, görülmeye değer güzelliktedir.

Trekking yapılabilecek parkur güzergahı; Yozgat İli Aydıncık İlçesi Kazankaya Beldesi’nden başlamakta, Çorum-Ortaköy-İncesu Köyü’nde bitirilmektedir. Parkurun, suyun akış hızının yoğun olduğu dönemlerde rafting sporuna elverişli olduğu düşünülmektedir. Diğer zamanlarda kanyon yürüyüş parkuru olarak kullanılarak bir tabiat harikasının gözlenmesi sağlanabilir.

Paylaşın

Hititlerin idari merkezi ‘Şapinuva’

Çorum’ un 53 km. güneydoğusunda yer alan Şapinuva (Ortaköy), Hitit İmparatorlu’nun önemli idari merkezlerinden birisidir.

Şapinuva, (Ortaköy), Çekerek nehri etrafında yer alan Göynücek Ovası ile Alaca Ovası arasındaki geçit üzerindedir.

Hitit Çağında, hem siyasi hem de coğrafi konumu nedeniyle stratejik bir noktada yer alan şehir, önemli bir askeri ve dini merkezdir.

Ortaköy kazılarında açığa çıkan ve sayıları 4.000’e ulaşan çivi yazılı tablet ve fragmanların (parça) oluşturduğu arşivde, Hititçe yazılmış olanların yanısıra Hattice, Hurrice ve Akadca yazılmış idari, askeri, dini ve fal metinleri bulunmakta olup, bunların büyük bir kısmı Orta Hitit dönemine (M.Ö. 14. yy) aittir.

Buradaki yazışmalardan Taşmişarri (III. Tuthaliya) – Taduhepa kraliyet ailesinin bu şehirde hüküm sürdüğü anlaşılmaktadır.

Devam eden kazı çalışmalarında bugüne kadar A binası ismi verilen anıtsal idari yapı ve B Binası olarak adlandırılan ticari yapı açığa çıkartılmıştır.

Paylaşın